normal sözlük yazarlarının karalama defteri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
başlık "makedonyalı" tarafından 08.11.2020 16:43 tarihinde açılmıştır.
3701.
bu aralar biraz yoruldum, koşturmacanın içerisinde bir duraklayıp nefes almak istiyorum.
nerede ve nasıl olur bilmiyorum.
sadece bir şey düşünmeden, beklenti içerisinde olmadan, bir şey yapmadan geçecek 2-3 saate ihtiyacım var.
nerede satılıyorsa gidip alalım diyorum kendime, o da gülüyor sadece.
iç dünyam, kendimle dalga geçiyor resmen.
nerede ve nasıl olur bilmiyorum.
sadece bir şey düşünmeden, beklenti içerisinde olmadan, bir şey yapmadan geçecek 2-3 saate ihtiyacım var.
nerede satılıyorsa gidip alalım diyorum kendime, o da gülüyor sadece.
iç dünyam, kendimle dalga geçiyor resmen.
devamını gör...
3702.
can candan ayrı kalmazmış biz kaldık ama merak etme iyiyim. hani diyeceksin, ben sorunca iyiydin? sen merak etme diye iyiyim. seni benden aldılar,kopardılar vazgeçmedim vazgeçmeyeceğim. sormasan soramasanda iyiyim çünkü sıcaklığı duruyor elimde elinin.
devamını gör...
3703.
bu bir kurmaca değildir. kurmacanın kurmacası da değildir. yani tam anlamıyla saf gerçekler. önceden kredi kartı kullanmak zenginlik göstergesiyken şimdilerde fakirlik göstergesi. ben, ve biz, bazen kredi kartı kullandım-kullandık bazen nakit. küfür yasak mı, değil. demek ki bazı yerlerde yasakmış, ondan sordum. buraları kesmeyelim. kesersek içten olmaz. kırk iki farklı sözcük var yukarıda tamı tamına, dokuzu türkçe değil. saydın mı, saydım. metin belgesi mi, word mü, yok, daktiloyla. işkence seviyorum. demirciye dövdürttüm, yeni. türkçe olmayan kelime sayısı artıyor. kağıt kalem var bir de, yok, kullanamıyorum. yazım kötü, yazısı iyi olan az. genelde kadınların daha iyidir. öyle mi, görmedim. yazı yazan insan görmedim. başka ne yapmayan insan görmediniz, iki olumsuz, ama bakın, anlamlı. hiçbir şey yapmayan insan görmedim. çok aradım, bulamadım. kaf dağı'nda kaf dağı uzak. gerçekten var mı ki, var olmasa nasıl bahsedeceğiz, biliyorum işte, söylüyorum var diye. konuşuyorsak vardır, konuşmuyorsak yoktur. çok şeyi konuşmadık, konuştukça var olacaklar. örnek, mesela boy aynasının ardındaki kağıt, sadece ben biliyordum, artık sen ve siz de biliyorsunuz. artık var. tek kişi yetmiyor yani, yetmez, deli derler, başka sözler de söylerler ama söylenmez şimdi. makine işledikçe insanın konuşası gidiyor, nasıl, yani aksine gitmek istiyorum, tekim, tek başıma gidebileceğim yerler sınırlı, en uzak nereye gittiniz, en uzak, çok uzağa gittim, kaf dağı. kurmaca değil, saf gerçekler. inandırıcılık zor iş, inanmak gerek itikad etmek gerek. neye, makinelere mi, hayır, daha da eskilere. mesela şu masa örtüsüne, kırıntı da var üstünde, çiçek böcek desenleri de, bir keresinde ekmek parçası vardı üstünde, yere düşmüştü, yanlışlıkla basmıştım, babam ki o zamanlar vardı, bakın, bazı şeyler önceden vardı, dı di mış miş fark etmez, vardı, işte bir keresinde, eski bir gerçeklikte, tam bu sandalyede otururken, hatta inanır mısınız bilmem ki inanmakta zorlanıyorsunuz sözlerime, tam bu masadayken, tam bu masa ve sandalye eski bir gerçeklikte varken ve hala hatta tam bu anda da varken, gelecekteki bir anda da var olacakken, ekmek parçası yere düşmüştü, ben basmıştım, babam vardı, bana bakmıştı, inanır mısınız, tam bu sandalyede otururken, babam da karşı sandalyede otururken ben de ona bakmıştım, sonra, sonra ekmeğe basmaktan haz almıştım, biraz daha çiğnedim, babam biraz daha bakmıştı, biraz daha çiğnemiştim, ondan sonra tüm ekmekleri çiğnedim, ekmek çiğnemek derken, ekmek çiğnemek, yani, daha önce düşünülmüş bir başkaldırının tüm şartlar oluşunca ansızın ortaya çıkması sonucu yapılan yıkıcı bir eylem, anlamadım, ben de anlatamadım ona bakılırsa, biz babama bakalım, biraz daha bakıyorken ben de çiğniyorken, tesadüftür ki annem de vardı. o gerçeklik bitti, başka biri oldu tam o sandalyede, bir gün gittim, nereye, başka bir sandalyeye, aynanın ardındaki kağıt, bak, orada yazıyor bir kısmı, ne yazıyor okuyalım isterseniz, okuyalım, gözlerimi kapattım ve başka bir yerdeyim, hem olmak istediğim hem olmak istemediğim bir yer, bu kadar yazıyor sadece, gayet açık, gayet açık her zaman olduğu gibi, ben, o zamanlar sigaraları namluyla yakardım, o lavanta falan diyordu, koku bilmiyorum, bir adam namluyla yakarken sigaralarını, lavantalara bakarken sevinçle bir kadın, kadın aynı zamanda geleceğe uzak kültürlerle tutunabileceğini sanıyordu, aynı adam ve aynı kadın yüzündeki yorgunluğu başını eğmiş adamın, cümleleri gerçeklikten kopuk kadının, belki aynı adam ve aynı kadın sayıklayıp durmuşlar aynı akşamın, arkasında böyle yazıyor kağıdın, o kağıt benim değil baktığın, böyle oynayacak mıyız, vaktimizi böyle mi dolduracağız, bu değil miydi istediğin, konuşacağız bir süre, sonra susacağız, buraları da kesmeyelim, içten olsun, yazılı da olacak mı, olacak, okuyucu da olacak doğal olarak, evet, olacak, o halde okunması haylice zor olacak, siz öyle istediniz, kolaylıklar itinayle munkabız bir hale sokularak komplike görünseler de münessak bir yol güdülerek zorlaştırılır, bir şeyler diyecekler kesin, kesinkes.
devamını gör...
3704.
yıllar önce gördüğüm, üzerine hiç düşünmediğim, gördüğümü çoktan unuttuğum rüyalarımı hatırlıyorum aniden.
devamını gör...
3705.
bir insan kendisinden nasıl nefret ettirir sağolsun adını anmak istemediğim bir insan öğretti tek celsede bitecek bir boşanma davasını sakız gibi uzattı da uzattı.
yahu ne güzel bir bayram geçirmişim yıllar sonra ailem ile yiğenlerim ile illa zehir edecek ya ...
bitirmişim ben kafamda sen zaten 4 yıl önce bitirmişsin okudum o whatsapp mesajarını sana dedim var git yoluna ben senden razıyım diye sen ilk tamam deyip ne halt etmeye uğraşıp anlaşmalı boşanmayı çekişmeliye çeviriyorsun anlamıyorum. hayır hiç bir katkın olmayan arabayıda vereceğim sana o annenden bize kalan tarlayıda ne yapacağım zaten ben al hepsi senin olsun düş yakamdan sadece tek isteğim bu
yahu kötü bir evlilik insanı nasıl etkiler kendimden biliyorum çalışma arkadaşlarım bile başkanım o eski neşeniz yok diyorlar bırakıyor mu insan oğlu diyeceğim olmayacak.
yahu ne güzel bir bayram geçirmişim yıllar sonra ailem ile yiğenlerim ile illa zehir edecek ya ...
bitirmişim ben kafamda sen zaten 4 yıl önce bitirmişsin okudum o whatsapp mesajarını sana dedim var git yoluna ben senden razıyım diye sen ilk tamam deyip ne halt etmeye uğraşıp anlaşmalı boşanmayı çekişmeliye çeviriyorsun anlamıyorum. hayır hiç bir katkın olmayan arabayıda vereceğim sana o annenden bize kalan tarlayıda ne yapacağım zaten ben al hepsi senin olsun düş yakamdan sadece tek isteğim bu
yahu kötü bir evlilik insanı nasıl etkiler kendimden biliyorum çalışma arkadaşlarım bile başkanım o eski neşeniz yok diyorlar bırakıyor mu insan oğlu diyeceğim olmayacak.
devamını gör...
3706.
yarışların bir gün öncesinin akşamında ventusky'den hipodromun meteoroloji tahminlerine bak.
dün akşam bakmadığın için istanbul'daki tüm koşular hava muhalefeti nedeniyle çim pistten sentetik piste alındı ve sen de far görmüş tavşan gibi kalakaldın! tüm çalışmalar iptal!
neyse; fazla bir şey vermemiş zaten; ucuz atlattın!
dün akşam bakmadığın için istanbul'daki tüm koşular hava muhalefeti nedeniyle çim pistten sentetik piste alındı ve sen de far görmüş tavşan gibi kalakaldın! tüm çalışmalar iptal!
neyse; fazla bir şey vermemiş zaten; ucuz atlattın!
devamını gör...
3707.
...
başka duygular için tohum atıldı...
...
başka duygular için tohum atıldı...
...
devamını gör...
3708.
içindekiler: ajanda, plan, dersler, notlar, kitap yorumları, bilgiler, gelişmeye dair birtakım şeyler, anılar, günlük, tarafımdan çizilen resimler, alıntılar...
devamını gör...
3709.
artık netleşmek istiyorum, arada derede kalmak değil… olmayacaksa olmayacağını bilmek derdindeyim sadece; hem bu kadar yakın hem de bu kadar belirsiz bir alanda kalmayacağım. belki bu değil ama bundan sonraki artık son olacak ya da netleşmek zorunda kalacak. çünkü artık benim için başka bir yolu kalmadı.
devamını gör...
3710.
güzel şeyler de kötü şeyler de beklenmeyen zamanda gerçekleşir.
hiçbir şeyi bekleyerek kendi kendinizi tüketmeyin de heveslendirmeyin de.
yaşayın.
dümdüz.
hiçbir şeyi bekleyerek kendi kendinizi tüketmeyin de heveslendirmeyin de.
yaşayın.
dümdüz.
devamını gör...
3711.
yüregim kaç gündür sevdiğime hasretti, sevdiğimle beraber vakit geçirmek için parka gittik bugün bahar havası vardı dışarda. aslında zaten o benim baharım ..mutlulugum herşeyim
yanıma geldiğinde beni görür görmez koştu sarıldı bana. yüregim sevmeni,sarılmanı öpmen,i bu yüregi esir almanı,çok özlemişti..
ne desem de sevdamı anlatsam diye düşünüyorum.bugüne kadar söylenmiş en güzel sevda sözcükleri bile sana duyduğum aşkı ifade edemeyecek diye korkuyorum.
yan yanayken bile özlüyorum seni. yanımdayken bana üşüdüğünü söyledin sana üstümdeki ceketi verdiğimde ben de üşüyordum. ancak sana belli etmemeye çalıştım. lakin bunun bir önemi yoktu kalbim senin aşkınla yanıp tutuşuyordu.
dünyanın bütün dilleriyle "seni seviyorum" desem yetmeyecek biliyorum.nereye gidersem gideyim,yanımda götürüyorum seni.hiç yalnız değilim bu yüzden.ne gecelerim
sensiz geçiyor ne gündüzlerim.yaptığım her şeyde,attığım her adımda mutlaka sen varsın. ve sen olacaksin. geleceğim... gelecekten de konuştuk belki bazı dönemlerde kaygılarımız olacak hayatın kuralı belki de bu. dediğim gibi yanımdan gider gitmez sana tekrar seni özlediğimi soylemistim çünkü.sen benim için bu dünyada özlemeye değer tek şeysin..
bu güzel günü bir şiirle noktalamak ıstiyorum
zişan'ım senden önce
kaç kâbus gecesi yaşadım
kaç dolunay yalnızlığı
dizlerimde buz vardı ellerimde kar
hiçbir şey dokunmamıştı bana özüm kadar
ben yarı çıplak bir çocuk masumluğunda
cam pervazına dizerdim düşlerimi
ve her gece çığlık seslerim yırtardı gecenin sessizliğini
henüz kapım açık değildi aşka
hiç kimse anlamazdı dilimden
senden önce zişanim
bilmezdim ben sevmeyi
sonra sen geldin
kışımı bahara çevirdin.
yanıma geldiğinde beni görür görmez koştu sarıldı bana. yüregim sevmeni,sarılmanı öpmen,i bu yüregi esir almanı,çok özlemişti..
ne desem de sevdamı anlatsam diye düşünüyorum.bugüne kadar söylenmiş en güzel sevda sözcükleri bile sana duyduğum aşkı ifade edemeyecek diye korkuyorum.
yan yanayken bile özlüyorum seni. yanımdayken bana üşüdüğünü söyledin sana üstümdeki ceketi verdiğimde ben de üşüyordum. ancak sana belli etmemeye çalıştım. lakin bunun bir önemi yoktu kalbim senin aşkınla yanıp tutuşuyordu.
dünyanın bütün dilleriyle "seni seviyorum" desem yetmeyecek biliyorum.nereye gidersem gideyim,yanımda götürüyorum seni.hiç yalnız değilim bu yüzden.ne gecelerim
sensiz geçiyor ne gündüzlerim.yaptığım her şeyde,attığım her adımda mutlaka sen varsın. ve sen olacaksin. geleceğim... gelecekten de konuştuk belki bazı dönemlerde kaygılarımız olacak hayatın kuralı belki de bu. dediğim gibi yanımdan gider gitmez sana tekrar seni özlediğimi soylemistim çünkü.sen benim için bu dünyada özlemeye değer tek şeysin..
bu güzel günü bir şiirle noktalamak ıstiyorum
zişan'ım senden önce
kaç kâbus gecesi yaşadım
kaç dolunay yalnızlığı
dizlerimde buz vardı ellerimde kar
hiçbir şey dokunmamıştı bana özüm kadar
ben yarı çıplak bir çocuk masumluğunda
cam pervazına dizerdim düşlerimi
ve her gece çığlık seslerim yırtardı gecenin sessizliğini
henüz kapım açık değildi aşka
hiç kimse anlamazdı dilimden
senden önce zişanim
bilmezdim ben sevmeyi
sonra sen geldin
kışımı bahara çevirdin.
devamını gör...
3712.
bu da özlenen sevgiliden
bugün biraz daha bizle doldu her yer.
sevgilimle bilmem kaçıncı buluşmamız her şey o kadar güzel ki baharın en güzel saatleriydi onunla geçirdigim her saniye...
yapılan aktiviteler dışında aktivitelerin verdiği hissiyat önemli benim için yoksa beraber çöp toplamak da güzeldir içinde beraberlik kelimesi geçtiği sürece.
önce dünyanın en güzel aktivitesi yapıldı en güzel sevgiliyle çiğköfte gömme. bu aktiviteyi çok seviyorum hep olsun istiyorum. ardından normalde yapmadığınız ama bunda sonra sürekli yapalım dediğimiz şey yani parkta oturma aktivitesi bu o kadar eğleceli ki. biraz da geleceğe daldırıyor insanı. gelecekten, gündelik yaşamdan ve bu adama hayranlikla baktığım bilgi alışverişi olayı tüm hayata meydan okur bunlar. konularımız o kadar zevkli ve güzel ki bugün en çok kullanacağım şey güzel kelimesi. içimde anlamlandıramadığım güzel hisler var ancak tarifi yok koca bir tarihi var. insan bulutların üzerinde hissediyor, sonsuzluğun kollarında, mutluluğun sinesinde... neden zaman durmaz ki sevdiğinizin kollarında... neden olmasındı ki?
iyi ki sen sevdiğim. beraber sacmaladığım, güldüğüm, ağladığım, dertleştiğim, her bir şeyim olmuş adam söylesene bana allah tarafından verilmiş sınırsız tarife misin sen ?
gerçekten yorucu bir günü güzel ve tatlı anılarla kapadık keşke zaman bitmeseydi, keşke kollarına dursaydı zamanım.
komik gelebilir ancak 10/10 aktiviteye gelecek olursak bir düğün salonuna giriş yaptık daha fazlasını getiremedik çok eglenceliydi bir daha da yapılır.
beraber edebiyat kartları ve tabu oynadık bu kadar içten gelen bir kahkaham uzun süredir olmamıştı.
içimden seni haykırmak geliyor kaç kişi duyar sesimi kaç aşık bilmem ancak senin benim sevgimi hissettiğini bilmem yetiyor bana.
hisler, aşk, duygular... ne kadar da anlamlıymış seninle beraber öğreniyorum. daa doğrusu aşk hayattan değildir diye düşünen ben hayatın bizzat aşk olduğunu öğrendiğim günden beridir bahtiyarım.
öyle güzel ki kalbimde yerin... yıllardır senin için atmış gibi yıllardır mevcudiyetine hasret gibi... ve bilinir ki hasret kalınmış olan her neyse hasret hiç bir zaman bitmeyecektir. yanında dahi olsan özleyeceksindir.
kim daha önce hayatı kucakladı, kim daha önce mutluluğu sevgiyi öpe öpe bitiremedi, kim daha önce mesafeye nefret besledi bilmiyorum ama bildiğim çok güzel bir şey var o da bunu yapan kişinin ben olduğu...
çok güzelsin sevgilim çok...
bugün biraz daha bizle doldu her yer.
sevgilimle bilmem kaçıncı buluşmamız her şey o kadar güzel ki baharın en güzel saatleriydi onunla geçirdigim her saniye...
yapılan aktiviteler dışında aktivitelerin verdiği hissiyat önemli benim için yoksa beraber çöp toplamak da güzeldir içinde beraberlik kelimesi geçtiği sürece.
önce dünyanın en güzel aktivitesi yapıldı en güzel sevgiliyle çiğköfte gömme. bu aktiviteyi çok seviyorum hep olsun istiyorum. ardından normalde yapmadığınız ama bunda sonra sürekli yapalım dediğimiz şey yani parkta oturma aktivitesi bu o kadar eğleceli ki. biraz da geleceğe daldırıyor insanı. gelecekten, gündelik yaşamdan ve bu adama hayranlikla baktığım bilgi alışverişi olayı tüm hayata meydan okur bunlar. konularımız o kadar zevkli ve güzel ki bugün en çok kullanacağım şey güzel kelimesi. içimde anlamlandıramadığım güzel hisler var ancak tarifi yok koca bir tarihi var. insan bulutların üzerinde hissediyor, sonsuzluğun kollarında, mutluluğun sinesinde... neden zaman durmaz ki sevdiğinizin kollarında... neden olmasındı ki?
iyi ki sen sevdiğim. beraber sacmaladığım, güldüğüm, ağladığım, dertleştiğim, her bir şeyim olmuş adam söylesene bana allah tarafından verilmiş sınırsız tarife misin sen ?
gerçekten yorucu bir günü güzel ve tatlı anılarla kapadık keşke zaman bitmeseydi, keşke kollarına dursaydı zamanım.
komik gelebilir ancak 10/10 aktiviteye gelecek olursak bir düğün salonuna giriş yaptık daha fazlasını getiremedik çok eglenceliydi bir daha da yapılır.
beraber edebiyat kartları ve tabu oynadık bu kadar içten gelen bir kahkaham uzun süredir olmamıştı.
içimden seni haykırmak geliyor kaç kişi duyar sesimi kaç aşık bilmem ancak senin benim sevgimi hissettiğini bilmem yetiyor bana.
hisler, aşk, duygular... ne kadar da anlamlıymış seninle beraber öğreniyorum. daa doğrusu aşk hayattan değildir diye düşünen ben hayatın bizzat aşk olduğunu öğrendiğim günden beridir bahtiyarım.
öyle güzel ki kalbimde yerin... yıllardır senin için atmış gibi yıllardır mevcudiyetine hasret gibi... ve bilinir ki hasret kalınmış olan her neyse hasret hiç bir zaman bitmeyecektir. yanında dahi olsan özleyeceksindir.
kim daha önce hayatı kucakladı, kim daha önce mutluluğu sevgiyi öpe öpe bitiremedi, kim daha önce mesafeye nefret besledi bilmiyorum ama bildiğim çok güzel bir şey var o da bunu yapan kişinin ben olduğu...
çok güzelsin sevgilim çok...
devamını gör...
3713.
çok düşündüm tanıdığım tüm herkesi, hal ve hareketlerini, hayatımı, yaşadığım çevreyi, peşinde koştuğum hedefleri, kardeşlerimi,anne ve babamı, sevdiğim yemekleri, ne ile mutlu ne ile mutsuz olduğumu, hayatımdaki sırlarımı, nasıl bir hayat istediğimi ve nasıl bir karaktere sahibim... kısacası hayatımda olan biten tüm her şeyi gözden geçirdim. yeni kararlar aldım, yeni kurallar koydum kendime ve bazı yanlış kuralları sildim hayatımdan. sevmediğim bazı yemekleri sevmek istiyorum artık. kırmızı et ve nohut biraz zor olacak gibi . hedeflerimde biraz değişiklik oldu. değişiklik değil de gerçekten ne istediğimi anladım. çevremdeki insanlara gelince hiç biri ben gibi değilmiş, ne benim kadar güzel sevmeyi, ne benim kadar güzel gülmeyi ne de benim kadar dürüst... kardeşlerim; bu hayatta en bağlı olduğum, en çok onlarlayken keyfim yerinde olduğu, en güzel aktivitelerin onlarla yapıldığı kişiler. anne babam çok değerlidirler kendileri... mutluluk ve mutsuz olduğum konular ise aile huzuru varsa , hayallerime hiçbir engel yoksa ki benim için yok geri kalan her şeyle mutlu olurum. yaşadığım çevre biraz değişik . hayattaki sırlarım çokmuş sıraladığımda, ikinci kişiyi bile ortak etmek istemediğim sırlarım. nasıl bir karaktere sahibim? ben kendime göre mükemmel bir insanım. sanırım bunu söylemem yeterli.bu yüzden hayatımda olan insanlar çok şanslı onlar farkında değil . kusurlarımı seviyorum.. darılınca suratımı asmayı, canım sıkıldığında olur olmaz bağırmayı, kıskançlık krizlerimi, bazen düşünmediklerimi birden söylemeyi, bazen herşeyi yüzüme gözüme bulaştırmayı, öfkelerimi,kızınca küsmeyi, heyecanlarımı,geç yatıp geç kalkmayı, yatakta tembellik yapmayı,gereksiz para harcamayı, bazılarını haketmediği halde sevmeyi,içimdeki çocuğu, beni seviyorum... iyi ki varım, iyi ki ben benim..sonuna bir cümle daha:
kendimle gerçekten gurur duyuyorum...
kendimle gerçekten gurur duyuyorum...
devamını gör...
3714.
cesaretimi bulduğumda herkesten, her yerden gideceğim...
ben de pek matah biri sayılmam lakin sevmiyorum bu dünyayı işte.
hepimiz aslında bir bok bilmeyen, günün birinde geberecek olan canlılarız.
kime, neye caka satıyoruz bilmem.
hoş, bilmek de istemem.
neyse öyle işte.
ben de pek matah biri sayılmam lakin sevmiyorum bu dünyayı işte.
hepimiz aslında bir bok bilmeyen, günün birinde geberecek olan canlılarız.
kime, neye caka satıyoruz bilmem.
hoş, bilmek de istemem.
neyse öyle işte.
devamını gör...
3715.
"sen zaten hiçbir şey yapmıyorsun." annemin bana en çok söylediği cümlelerden biriydi. mesela, hem mutfağa girmeme izin vermezdi, hem de bana hiçbir şey yapmıyorsun derdi. bana "şu şu yemeği yapmayı biliyor musun?" diye soran olunca, benden önce atlar ve "benim kızım okuyor, bilmez o, dersine çalışsın, yeter." derdi. ev işi de yaptırmazdı çünkü kendisi aşırı mükemmeliyetçi olduğu için, ona bir şeyin nasıl yapılacağını sormama bile tahammül edemiyordu. "aman, sana laf anlatacağıma, kendim yaparım." derdi. aradan biraz zaman geçince de "sen beceriksizsin, hiçbir şeyi yapamazsın zaten." derdi. neyse ki bunlar hep yaz tatilinde oluyordu çünkü okul zamanlarında yurtta kalıyordum. neden kendimi hep yetersiz hissettiğimi, bir gün içinde ne kadar çok iş yaparsam yapayım, içimde neden hiç geçmek bilmeyen bir huzursuzluk olduğunu işte terapilerde o günlerle ilgili derin kazma işlemi yaptığımızda anladım. hep daha fazlasını yaparsam, kendimi yeterli hissetmeyi hak edeceğime inandırılmıştım ama artık öyle düşünmüyorum. önce mükemmel olmak için uğraşmanın, dünyanın en beyhude uğraşlarından biri olduğu fikrini benimsedim. sonra da artık gün içinde yaptığım onca şeyi yok sayarak kendimi yetersiz hissetme alışkanlığımdan vazgeçtim. kolay olmadı ama bunlar, imkansız şeyler de değil. bolca tefekkür, gayret ve sabır ile* mümkün.
devamını gör...
3716.
bugün durduk yere burnum kanadı sevgilim.
kan tutar beni bilirsin. ne yapacağımı şaşırdım,endişelendim. bir sekilde hallettim sonra. toparladım durumu. burnumun kanaması durunca yüzümü temizlemek istedim. ne hale geldiğimi görmek için aynaya baktım. burnum,dudaklarım,çenem kan içerisindeydi.
yüzüme dikkatlice baktım sevgilim. bir şeyler vardı yüzümde. ya da bir şeyler eksikti. yüzümdeki ve ellerimdeki kurmaya yüz tutmuş kanları umursamadan parmaklarımı yüzümde gezdirdim. dudaklarıma dokundum,burnumu inceledim, parmak uçlarımla dudaklarımı yukarıya çekiştirip zorla gülümsettim kendimi. ve en çok korktuğum yere baktım. gözlerime. eskiden nergis bahçesi misali hayat dolu olan gözlerim boşluktan ibaretti. sadece iki kahverengi iris. içi bomboş. ruhum ellerini gözlerimden çekmiş belli ki. yabancı geldim kendime,uzak geldim. tanıyamadım gözlerimi. sanki başkasına bakıyormuş gibiydim. aynaya dokundum usulca,kanlı ellerimle aynadaki yansımamı sevdim. ve ağladım. ne kadar durdum öylece bilmiyorum. en son bacaklarım uyuşup yere düştüğümde kendime gelebildim. şimdiyse düşünüyorum
söylesene sevgilim... bu hale nasıl geldim ben?
-günlüğümden
kan tutar beni bilirsin. ne yapacağımı şaşırdım,endişelendim. bir sekilde hallettim sonra. toparladım durumu. burnumun kanaması durunca yüzümü temizlemek istedim. ne hale geldiğimi görmek için aynaya baktım. burnum,dudaklarım,çenem kan içerisindeydi.
yüzüme dikkatlice baktım sevgilim. bir şeyler vardı yüzümde. ya da bir şeyler eksikti. yüzümdeki ve ellerimdeki kurmaya yüz tutmuş kanları umursamadan parmaklarımı yüzümde gezdirdim. dudaklarıma dokundum,burnumu inceledim, parmak uçlarımla dudaklarımı yukarıya çekiştirip zorla gülümsettim kendimi. ve en çok korktuğum yere baktım. gözlerime. eskiden nergis bahçesi misali hayat dolu olan gözlerim boşluktan ibaretti. sadece iki kahverengi iris. içi bomboş. ruhum ellerini gözlerimden çekmiş belli ki. yabancı geldim kendime,uzak geldim. tanıyamadım gözlerimi. sanki başkasına bakıyormuş gibiydim. aynaya dokundum usulca,kanlı ellerimle aynadaki yansımamı sevdim. ve ağladım. ne kadar durdum öylece bilmiyorum. en son bacaklarım uyuşup yere düştüğümde kendime gelebildim. şimdiyse düşünüyorum
söylesene sevgilim... bu hale nasıl geldim ben?
-günlüğümden
devamını gör...
3717.
çok dandik şeylerden mutlu oluyorum.
bir ara kıṣın ortasında bir çiftlik evinde tek başıma kalmıṣtım. bağırsan bir insan yok, en yakın insan ebesinin orada bir hapishane var, oranın mahkumu, jandarması falan. tepenin de ardı. mahkum kaçsa bana doğru, yarı yolda vazgeçer teslim olur.
gece uyku tutmadı. yemek bulamam sandım, bir koli gofret buldum. telefon sade konuśmaya çekiyor. tek kanal t.v. de 1980'den bitik bir amerikan dizisinin tüm bölümleri baṣladı, sabaha kadar onu izledim. o gofretler, sabaha iki elma, televizyonda new york mutluluktan uçurdu o saatte. bu kadarı yetiyor bana.
nereye kadar? birilerini görene kadar. o dönem iṣsizdim, haftaya ṣehre döndüm, gereksiz arkadaṣlarla buluṣtum. ikisinde hayvan gibi iṣ bulmuṣ. yanımda alacakları arabadan konuṣup pahalı mekanlar planı yapıyorlar. sürekli "paramız var" muhabbeti, "kenara da atıyoruz geleceğimiz var" muhabbeti. o saatte iṣte "lan ben ne yapıyorum, ne yapacağım" dediğin anda bir daha mutlu olman imkansız. himym bile bu kafayla baṣlamıyor mu? evrensel yani.
bir ara kıṣın ortasında bir çiftlik evinde tek başıma kalmıṣtım. bağırsan bir insan yok, en yakın insan ebesinin orada bir hapishane var, oranın mahkumu, jandarması falan. tepenin de ardı. mahkum kaçsa bana doğru, yarı yolda vazgeçer teslim olur.
gece uyku tutmadı. yemek bulamam sandım, bir koli gofret buldum. telefon sade konuśmaya çekiyor. tek kanal t.v. de 1980'den bitik bir amerikan dizisinin tüm bölümleri baṣladı, sabaha kadar onu izledim. o gofretler, sabaha iki elma, televizyonda new york mutluluktan uçurdu o saatte. bu kadarı yetiyor bana.
nereye kadar? birilerini görene kadar. o dönem iṣsizdim, haftaya ṣehre döndüm, gereksiz arkadaṣlarla buluṣtum. ikisinde hayvan gibi iṣ bulmuṣ. yanımda alacakları arabadan konuṣup pahalı mekanlar planı yapıyorlar. sürekli "paramız var" muhabbeti, "kenara da atıyoruz geleceğimiz var" muhabbeti. o saatte iṣte "lan ben ne yapıyorum, ne yapacağım" dediğin anda bir daha mutlu olman imkansız. himym bile bu kafayla baṣlamıyor mu? evrensel yani.
devamını gör...
3718.
tercih edilmiş bir yalnızlık ile maruz kalınmış, mecburi bir yalnızlık birbirlerinden çok farklı şeylerdir. tercih edilen bir yalnızlık, tam anlamıyla ruhun vücut bulmuş hali iken; istemediğimiz, yalnızca mecbur bırakıldığımız bir yalnızlığa maruz kalmak ise, çok yüksek bir rakımdan suratımıza aşkedilen şiddetli bir tokat gibidir.
bu tokat da yüzlerimizi değil, ruhlarımızı yaralar…
bu tokat da yüzlerimizi değil, ruhlarımızı yaralar…
devamını gör...
3719.
yine ben.. geldim çünkü kafa iznimin süresinin bitmesini bekliyordum. bugün bitti. bir kaç güne kafa iznine ayrılıp komple gideceğim. belkide bu gece giderim hiç belli olmaz. ama özlemişim burda olmayı.. * neyse yine giderken birkaç kelam ederim sanırım yada etmem sessiz sedasız giderim hiç belli olmaz..
devamını gör...
3720.
en son çok öfkelenip uzunca bir şey yazmıştım. ben unutmuyorum. günün birinde hiçbirinizi affedemezsem bende suç bulmayın. son cümlesi özetliyor. bir kafa izni iyi gelebilir.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar
karalama
2