sorulara sebebiyet veren taki. daha cok kucuk yastaki dostlar tarafindan merak ediliyor. aciyor mu? hayir. deldirirken de acimiyor. rahatsiz ediyor mu? hayir. 1 ay icinde onun oradaki varligini bile unutuyorsun. elin takiliyor mu? hayir takilmiyor. bakimi zor oluyor mu? hayir, cikar temizle geri tak bu kadar. en cok gulduren soruya geliyorum, dudaktaki icin: yemek akiyor mu? hayir, akmiyor. baca gibi bir delik degil sonucta. agiz icindeki icin en uyuz oldugum soru: kimse gormuyor, neden oraya yaptirdin? mesele kimsenin gormesi degil. piercinge bagimliligi olan bilir, o metali agzin icinde hissetmek iyi hissettiriyor. sirta, bele dovme yaptirmaktan bir farki yok. herkes gormuyor, sende gormuyorsun ama onun oradaki varligi seni iyi hissettiriyor.
devamını gör...

5 dakika önce bi kazaya şahit oldum. ilk defa gözümün önünde bir kaza gerçekleşti. ben de kazanın olduğu o yoldan ilerliyordum ve yoldan geçen ve kazanın kurbanı olan diğer kişinin arkasındaydım. kendimi onun yerine koydum. tüylerim ürperdi. durakta beklerken karşı tarafı gözlemledim. ambulans geldi. umarım iki tarafta da ciddi bir şey yoktur. hayat sadece bir anlık. bu olay bütün gün sıkıntılı olan kafamın içini dağıtmaya yetti. şimdi gidip evdekilere kocaman sarılacağım.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

birşey değil ''bir şey''.
devamını gör...

haklı yazar talebi. çıkarın üzerinizdekileri ne dediğiniz anlaşılmıyor.
devamını gör...

'iyilik eden, iyi ve güzel şeyler yapan kişi' anlamına gelen sözcüktür.
devamını gör...

önemli olan şey dökülen yağ sonrası yüzde kalabilecek yara izi değil, o kadının yaşadığı travma, çektiği acı, güvensizlik hissi...
çıldıracağım artık şu ülkede, saçma salak detaylara dayanarak ceza indirimi falan vermeye çalışıyorlar. bu ülkede tecavüz ettiği kadın tecavüze uğrarken bağırmadı diye suçluya indirim uygulandı ya! şimdi de yüzünde kalıcı iz bırakmış mı bilinmediği için ceza istinaftan geri dönüyor. o kadar sinirliyim ki. hepiniz belanızı bulursunuz umarım. şerefsizler.
devamını gör...

gülüşü güzel insandır. en savunmasız olduğumuz an gibi gelir bana gülüşler. yüreğimiz tüm çıplaklığı ile serilidir, o anda. ve güzel gülenler, yüreğinde bir parça iyiliği taşıyan insanlardır.
devamını gör...

kişisel ajanda kullanmak, illa defter türü olmasına gerek yok, tablet, telefon, bilgisayar gibi teknolojik ürünleri de kullanabilirsiniz.
devamını gör...

üç genel bölgeye ayırmak mantıklı olur burayi, 1. tren/gar bölgesi, 2. tarihi şehir merkezi, 3. ise şehir dışı.

bu üç bölgeden nerede kalırsanız kalın, aralarındaki seyahati yürüyerek gerçekleştirebilirsiniz. şehir uluslararası bir hub olduğundan otel doludur, ve otel fiyatları avrupa'nın önde gelen şehirlerine kıyasla son derece uygundur. bu sebepten dolayı comfort inn tarzı şehir dışında kalan otelleri rahatlıkla tercih edebilirsiniz.

asıl şehrin kalbi denebilecek tarihi bölgeyi de ben 3'e ayırdım. le petite france (eski dokunun korunduğu, turistik bölge), katerdral (strazburg notre dame katedrali ve nehir bölgesi. bu üç bölge arasındaki ulaşım yine yürüyerek sağlanabilir, tramvay da bir opsiyon.

gezilmesi şart olan müzeleri tarih müzesi, modern sanat müzesi ve alsacien. tabii katedralin tepesine tırmanmak da gerek (yaklaşık 350 basamak).

bunun dışında meşhur alsacien bölgesinin beyaz şarapları sürekli, her gidilen yerde tadılmalı. ayrıca bir de lahmacuna benzeyen yemekleri var, her yerde var bundan kaçırmanız imkansız. merkezi dahil istediğiniz yerde yiyebilirsiniz, tüm mekanların kapıda fiyat listesi var ve turist kazıklama peşinde bir mekana rastlamadım.

otomobil kiralama şansı olanlar enfes alsacien şaraplarının üretildiği köylere mutlaka gitmeli, şehre 1 saat uzaklıkta olan bu köyler masal gibi. hangi mevsimde gidilesi derseniz, kışın çetin geçtiği strazburg'a kışın gitmenin keyfi ayrıdır. en keyifli noel pazarlarından biri kurulur ve kar altında çok güzeldir.
devamını gör...

ona değer vermemektir. net.

değer vermezseniz sizi ne kadar severse sevsin kaybedersiniz. hatta verdiğiniz değeri göstermelisiniz. göstermezseniz olmaz.
ay ben değer veriyordum ya tüh diyemezsiniz.
devamını gör...

bir şeyin sonuna çoğul eki -ler getirilerek belirsizleştirilmesi.

"bir şey var" derken o şey bilinirken
"bir şeyler var."da bir bilinmezlik, yerine oturmamışlık havası esmektedir.
devamını gör...

abd'nin batı yakasında bir eyalet. başkenti sacramento, en gelişmiş ve en bilinen şehri ise los angeles'dır. abd'nin en gelişmiş eyaleti, teknoloji ve ar-ge merkezidir. şayet california bağımsız bir devlet olsaydı dünyanın en büyük sekizinci ekonomisine sahip olacaktı. silikon vadisi, hollywood gibi meşhur yerlerin hepsi bu eyalettedir.

california önceden meksika'ya bağlıydı. amerikan meksika savaşlarında abd burayı ele geçirdikten sonra işgalci pozu vermemek için cüzi bir miktar vererek satın aldı gözükmüştür. daha önce meksika'nın olduğu için bugün bile çok yoğun bir hispanik nüfusa ev sahipliği yapmaktadır. ispanyolca yaygın olarak konuşulur, yer adlarının hemen hemen hepsi ispanyolca'dan gelir.
devamını gör...

dogumunuzdan 5 dk sonra adına , milletine , dinine karar verdiler . hayatını seçmediğin şeyleri savunarak geçiresin diye .

kurt vonnegut
devamını gör...

iki derviş, yolculukları sırasında bir dere kenarına varmışlar. genç bir kadın dere kenarında karşıya nasıl geçeceğini bilemez halde umutsuzca beklemekteymiş. dervişlerden biri, genç kadını kucaklayıp suyun öteki tarafına bırakmış. öteki derviş, arkadaşının bu davranışını hiç hoş karşılamamış ancak sesinide çıkarmamış. dervişler tekrar yola revan olmuşlar. yolda giderken diğer derviş kendi kendine söylenip,
-bir dervişin bir kadını kucaklaması, olacak iş değil, diye kendi kendine söylenirken artık dayanamayarak yanındaki dervişe;
- sen, böyle bir şeyi nasıl yaparsın? biz dervişiz! bırak bir kadını kucaklayıp karşıya geçirmeyi, onlara bakmamız bile yasaktır! hatta seni baştan çıkarabilirdi.
öteki derviş oldukça sakin karşılık vererek;
- dostum ben o kadını dereden geçirdikten sonra orada bıraktım. sen neden hala içinde taşırsın? demiş.
günümüzde boş yere, zihnimizde taşıdığımız o kadar gereksiz ve boş vesvese ve suizan var ki, bütün bunları bir kenara bırakmalıyız. çünkü hayat çok kısa ve yapılacak çok iş var.
devamını gör...

34 yaşındaki bir yazar olarak buraların aksakallısı olabilirim. beyaz sakal diyelim, "ak"ı sevmedim.
devamını gör...

bir şeyin azalıp artması, sayılabilmesi ve ölçülebilmesi durumlarını sayısal değer olarak belirten özelliğidir.
devamını gör...

pika sendromu (yabancı madde yeme alışkanlığı) olarak adlandırılan toprak, kağıt, saç, boya, kül, kil vb. gıda olmayan maddeleri bir aydan uzun süre boyunca yeme alışkanlığıdır. kimi zaman gerçekten vücuttaki bir vitamin eksikliğinden kimi zaman da psikolojik sorunlardan kaynaklanıyor. ancak nörolojik şikayetlerde pika sendromunun sebepleri arasında yer alıyor.
devamını gör...

fahrettin koca, mutasyona uğramış korona virüsün türkiye’de henüz görülmediğini ve ekim ayında vakaların yükseldiğini ve yoğun bakım servislerinde oluşan yükün sağlık çalışanlarını zorladığını belirtmiştir.
mutasyonun eylül ayından beri var olduğunu, gereken tedbirleri ve önlemlerini en başından aldıklarını belirtip, aşılama durumu için 4 farklı strateji uygulayacaklarını ilk sırada sağlık çalışanlarının olacağını belirtmiş. çin’den gelecek aşıların ne miktarda işe yaracağı ve semptomlarının ne yönde olacağı belirsiz. çoğu insanın ön yargılı yaklaşacağına ve yaklaşık 4/6 ay aralığında gözlem yapıp o şekilde aşı olacağını düşünmekteyim.
--- alıntı ---

çin sinovac firması tarafından üretilen coronavac adlı inaktif virüs aşısı faz-3 çalışmaları 14 eylül'de ülkemizde başlatıldı. 900'dan fazla çalışmaya alınan kişinin güvenlik datası incelenip ikinci kısımda vatandaşlarımıza yapmaya başladık, o da 18 kasım tarihidir. %95 güven aralığı bu tür çalışmalarda standarttır. dsö bunun %50 olmasını yeterli görüyor. %91 önümüzdeki günlerde daha da artacaktır. plasebo kolunda olan 26 vakanın 6'sı ciddi vaka olarak tedavi edildi. buna karşılık aşı kolunda olan 3 kişi, 3'ü de sağlık personeli, bunların hiçbirinde bırakın hastaneye yatışı, bir vakada hafif bir burun akıntısı haricinde hiçbir semptom olmadı.

--- alıntı ---

buradan
devamını gör...

günümüzden yaklaşık 30 yıl önce avusturya-italya sınırında alp dağları’nda yürüyüşe çıkan iki alman turist, son zirveye de çıktıktan sonra daha kestirme bir yerden dönmek isterler. buz halindeki bir dere yatağının erimekte olan kısmında siyah bir leke gözlerine takılır ve daha dikkatli baktıklarında ise bunun bir ceset olduğunu fark edip polise haber verirler. olay yerine gelen polisler, daha önce o bölgede bazen rastlanan ölmüş dağcılardan ya da 1. dünya savaşı’nda hayatını kaybetmiş askerlerden biri olduğunu düşünüp cesedi çıkartma işlemlerine başlarlar. avusturya polisinin cesedin önemini anlayamaması ve çıkartırken aceleci davranmış olması ötzi’nin kalça kemiğinde bozulmalara yol açar. ceset biraz araştırıldıktan sonra önemi hemen anlaşılır. bunun üzerine cesetin bulunduğu yer tam olarak ölçülür ve italya sınırının birkaç metre içerisinde olduğu anlaşılıp italya’ya teslim edilir. yapılan araştırmalar sonucunda 5300 yaşında olduğu anlaşılan ötzi, arkeoloji dünyasına damga vurur.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim