şu yaşa kadar hiç yapılmayan şeyler
          tiktok'um yok, içkim, kumarım yok, aldatma yok, gizli gizli para biriktirip evden kaçmak gibi bir planım yok *.
      
  devamını gör...
insan kaç yüzlüdür sorunsalı
          muhterem japonlara göre insanın üç yüzü varmış, 
"*birinci yüz, dünyaya gösterdiği yüzü
*ikinci yüz, yakınlarına, arkadaşına, eşine dostuna gösterdiği yüzü
*üçüncü yüz, kimseye göstermediği yüzü. ve bu aslında kim olduğunun en doğru yansımasıdır." *
  "*birinci yüz, dünyaya gösterdiği yüzü
*ikinci yüz, yakınlarına, arkadaşına, eşine dostuna gösterdiği yüzü
*üçüncü yüz, kimseye göstermediği yüzü. ve bu aslında kim olduğunun en doğru yansımasıdır." *
devamını gör...
yönetim tarafından affedilen yazarlar
          onların arasından benim tek bildiğim, kalender kardeşimdir.
ama yarın birgün lucifer'ı falan affetmek gafletinde bulunmasınlar reca ediyorum kendilerine.*
edit: meğer ben bunu dediğim sıralarda, yoldaş çoktan af fermanını imzalamış lucifer'ın. #457395
vay anasını sayın seyirciler vay.*
  ama yarın birgün lucifer'ı falan affetmek gafletinde bulunmasınlar reca ediyorum kendilerine.*
edit: meğer ben bunu dediğim sıralarda, yoldaş çoktan af fermanını imzalamış lucifer'ın. #457395
vay anasını sayın seyirciler vay.*
devamını gör...
levent yüksel
          çalıyor, söylüyor, en önemlisi de sahneyi bütünüyle yaşıyor. hiç kimse bu adamın sanatını icra ederken samimi olmadığına ikna edemez beni. 
yalnız çok sağlıksız duruyor. sanki tüm öğünleri bira-patates ve ardından sigaraymış gibi gelir.
  yalnız çok sağlıksız duruyor. sanki tüm öğünleri bira-patates ve ardından sigaraymış gibi gelir.
devamını gör...
mezar fiyatlarının pahalılığı
          boş mezar bulsa içine yatacak deyimi bu gidişle gerçek olacak.  kefenin cebi yok ama ölünce yerim olsun diyorsanız bile para şart. 
istanbul'da yeni belirlenen tarifeye göre boş mezar yeri fiyatları bulunduğu gruba göre 2 bin 400 lira ile 37 bin 400 lira arasında değişiyor. karacaahmet, nakkaştepe, zincirlikuyu, aşiyan gibi 1. grupta yer alan mezarlıklarda boş mezar yeri bedeli 34 bin liradan 37 bin 400 liraya yükseltildi. gasilhane, tahta tabut, cenaze tabut örtüsü, cenaze defin işlemleri ve istanbul dışına nakil gibi hizmetler ücretsiz olarak verilmeye devam edecek. buradan
  istanbul'da yeni belirlenen tarifeye göre boş mezar yeri fiyatları bulunduğu gruba göre 2 bin 400 lira ile 37 bin 400 lira arasında değişiyor. karacaahmet, nakkaştepe, zincirlikuyu, aşiyan gibi 1. grupta yer alan mezarlıklarda boş mezar yeri bedeli 34 bin liradan 37 bin 400 liraya yükseltildi. gasilhane, tahta tabut, cenaze tabut örtüsü, cenaze defin işlemleri ve istanbul dışına nakil gibi hizmetler ücretsiz olarak verilmeye devam edecek. buradan
devamını gör...
aynı kıza yürüyen sözlük yazarları veri tabanı
          ben biraz narsist olduğum için sadece kendime yürüyor ve sadece kendime yüz veriyorum.
      
  devamını gör...
az bilinen görgü kuralları
          günaydın diyen birine günaydın cevabı verilmesi.
öylesine hödük bir toplumda yaşıyoruz ki, bunu demekten aciz insanlarla bir aradayız.
  öylesine hödük bir toplumda yaşıyoruz ki, bunu demekten aciz insanlarla bir aradayız.
devamını gör...
çift maske takmak
          normal cerrahi maske kullandığım zamanlarda sıklık ile yaptığım eylem. zaten maske takmak aslında bizi tam olarak virüsten korumuyor ama daha seyreltilmiş oranda bir virüse maruz kalmamızı sağlıyor. bu az da olsa virüse karşı bir direnç geliştirmemizi sağlıyor.
      
  devamını gör...
alkollü içkileri siyah poşete koymanın amacı
          bazı yazarlar kamuflaj amaçlı demeye getirmiş. allah akıl fikir versin. asıl o siyah poşet olayı ifşa ediyor. vah vah.
      
  devamını gör...
hissedileni anlatamamak
          hissedileni tam olarak anlayamamaktan ileri gelebilir. bazen ne hissettiğimizin ayrımına tam olarak varamıyoruz. özellikle otokontrol devreye girdiğinde baskılamaya çalıştığımız duygular diğerlerine karışıyor veyahut birbirinin yerini alabiliyor. 
her duygunun kendi anında yaşanıp tükenmesinden yanayım. ötelememek karmaşayı da önler. göz ardı ettiğimiz, tepkisiz kaldığımız olumsuz bir durum daha sonra mutlu olmamız gereken bir anda açığa çıkabiliyor. böyle olduğunda neden mutlu hissedemediğimizi sorguluyor, uzunca düşünmeden nedenine ulaşamıyoruz.
  her duygunun kendi anında yaşanıp tükenmesinden yanayım. ötelememek karmaşayı da önler. göz ardı ettiğimiz, tepkisiz kaldığımız olumsuz bir durum daha sonra mutlu olmamız gereken bir anda açığa çıkabiliyor. böyle olduğunda neden mutlu hissedemediğimizi sorguluyor, uzunca düşünmeden nedenine ulaşamıyoruz.
devamını gör...
deriko
devamını gör...
kızılderili atasözleri
          tüm canlı varlıkları kendileriyle aynı seviyede kabul eden kızılderililer, bir hayvan avladıklarında,  hayvanın ruhuna teşekkür eder, onu yalnızca yiyeceğe ihtiyaç duydukları için öldürdüklerini söylerler. bir ağacı kestiklerinde ağaca saygı duyar, onun ruhuna teşekkür ederler. doğadan ihtiyaç duyduklarından fazlasını almazlar. atasözlerinde doğa sevgisi vurgulanır.
her sabah uyandığında; günün ışığı için, yaşadığın ve gücün yerinde olduğu için, karnını doyurduğun için şükret. eğer şükretmek için ortada bir sebep göremiyorsan hata kendinde demektir.
günümüzde insanlar bilgiyi arar oldu, hikmeti değil. halbuki bilgi mazidir, hikmet ise istikbal.
toprak yaratıldığında üzerinde sınır çizgileri yoktu, onu bölmek insanlara düşmez.
bütün bitkiler ve hayvanlar kardeşimizdir. bizlerle konuşurlar, eğer dinlersen; duyabilirsin.
düşünceler oklar gibidir. bir kere salıverildiler mi, gider hedefi vururlar. onlara iyi sahip ol, bir gün hedef kendin olabilirsin.
fakir olmak, şerefsiz olmaktan daha küçük bir meseledir.
ölüler güç ve bilgilerini beraberinde götürmez, yaşayanlara ilave eder.
hayvanlar olmadan insanlar nedir ki? eğer bütün hayvanlar kaybolup giderse insanoğlu büyük bir ruh yalnızlığı içinde ölecektir. hayvanlara ne olduysa insanlara da aynısı olur. her şey birbirine bağlıdır. yerkürenin başına gelen, yerkürenin çocuklarının da başına gelecektir.
hayat nedir? ateş böceğinin bir anlık parıltısı, bir bufalonun kışın aldığı nefes, çimlerin üzerine düşen ve günbatımıyla kaybolan küçük bir gölgedir.
eğer herkes fikrini söyler ve yapması gerekeni yaparsa, barış güneşi sonsuza kadar parlar.
yaratıcının kelimeleri meşe yaprağı gibi sararıp düşmez; çam yaprağı gibi ilelebet yeşil kalır.
son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.
yeryüzü, bize atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık.
sadece gerçekleşmesini arzu ettiğin şeyleri istemek için dua etme, çünkü insan kendisi için en iyinin hangisi olduğunu bildiğini iddia edemez.
bana anlattığında, unutacağım. bana gösterdiğinde, hatırlamayabilirim. beni işin içine sok, anlayacağım
bizim halkımız ile beyaz halk arasındaki en büyük fark tevazudadır. bizim insanımız ne kadar yükselirse yükselsin, ne kadar ileriye giderse gitsin, bilir ki yaratıcı’nın ve kainatın önünde bir zerredir.
arkamda yürüme, ben öncün olmayabilirim. önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. sana uymayabilirim. yanımda yürü ki böylece seni görebileyim, böylece ikimiz eşit oluruz.
bir kere "al şunu" demek, iki kere "ben vereceğim" demekten iyidir.
her şey bir halka gibi hareket eder. hareketlerimiz de döner dolaşır, bize geri gelir.
insanlar tabiattan uzaklaştıkça kalbi katılaşır. insanın gözleri öyle kelimelerle konuşur ki, dil onları telaffuz edemez.
yanlışı gören ve önlemek için eli uzatmayan, yanlışı yapan kadar suçludur.
kartalı vuran kendi tüyünden yapılmış oktur.
doğum yapan her şey dişidir. kadınların ezelden beri bildiği kainatın dengelerini erkekler de anlamaya başladıkları zaman, dünya daha iyi bir dünya olmak üzere değişmeye başlamış olacaktır.
dur, dinle. hep konuşursan hiçbir şey duyamazsın.
dünyadaki her şeyin bir sebebi vardır. her bitki bir hastalığı tedavi etmek için büyür. ve her insan bir görevle yaratılmıştır.
gözlerde yaş yoksa, ruh gökkuşağına sahip olamaz.
insan iki ruhludur. içinde bir iyi köpek bir de kötü köpek kavga eder. hangisini daha çok beslersen o kazanır.
ilkbaharda usul usul yürü; toprak ana hamiledir.
bir ayağı kanoda bir ayağı teknede olanlar daima nehre düşerler.
kaybetmeyi ahlaksız bir teklife tercih et. ilkinin acısı bir an, diğerinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer.
derinin rengi insanları farklı kılmaz. iyi iyidir, kötü kötüdür. büyük yaratıcı hepimizi kardeş olarak yaratmıştır.
kehanet, muhtemel bir olayı kesin bir bakış ile görmekten başka şey değildir. hava ya bulutlu olacaktır, ya da güneş açacaktır.
komşun hakkında hüküm vermeden önce, iki ay onun makosenleriyle yürü!
su gibi olmalıyız. her şeyden aşağıda, ama kayadan bile kuvvetli.
unutmayın çocuklarınız sizin değildir. onu yaratıcı'dan ödünç aldınız.
yükün dürüstlükse, gücün düşer belki ama, başın düşmez.
beyaz adam çok konuşuyor. sürekli konuşuyor. bu yüzden hiç duymuyor.
hayat ölümden ayrı değildir. sadece öyle görünür.
doğduğunda sen ağladın ama dünya çok memnundu, öyle bir hayat yaşa ki sen öldüğünde bütün dünya ağlasın ama sen çok memnun ol.
kuduz bir köpeği besliyorsan minnet ve sadakat bekleyemezsin.
dünün, bugünün işine karışmasına izin verme.
bir düşman çok, yüz dost azdır.
daha sık gökyüzüne bak, daha az ayaklara, böylece düşüncelerin daha net ve hafif olacaktır. konuşmak yerine, daha çok sessiz kal; böylelikle ruhun sakinliğe ve huzura erebilecek.
düşmanımı cesur ve kuvvetli yap! eğer onu yenersem utanç duymayayım
kızılderililer ve hayvanlar, nasıl daha iyi yaşayabileceğini beyaz adamdan çok daha iyi bilir; hiç kimse temiz hava, güneş ışığı ve iyi bir su kaynağı olmadan hayatta kalamaz
esen rüzgarı dinle, onu dinlersen eğer seninle konuşur. sessizliği dinle, eğer onu dinlersen o da seninle konuşur. kalbini dinle, eğer onu dinlersen o her sorunun cevabını bilir.
gözün ile değil yüreğin ile hüküm ver.
aşkı tanıdığında, yaratıcı'yı da tanırsın.
  her sabah uyandığında; günün ışığı için, yaşadığın ve gücün yerinde olduğu için, karnını doyurduğun için şükret. eğer şükretmek için ortada bir sebep göremiyorsan hata kendinde demektir.
günümüzde insanlar bilgiyi arar oldu, hikmeti değil. halbuki bilgi mazidir, hikmet ise istikbal.
toprak yaratıldığında üzerinde sınır çizgileri yoktu, onu bölmek insanlara düşmez.
bütün bitkiler ve hayvanlar kardeşimizdir. bizlerle konuşurlar, eğer dinlersen; duyabilirsin.
düşünceler oklar gibidir. bir kere salıverildiler mi, gider hedefi vururlar. onlara iyi sahip ol, bir gün hedef kendin olabilirsin.
fakir olmak, şerefsiz olmaktan daha küçük bir meseledir.
ölüler güç ve bilgilerini beraberinde götürmez, yaşayanlara ilave eder.
hayvanlar olmadan insanlar nedir ki? eğer bütün hayvanlar kaybolup giderse insanoğlu büyük bir ruh yalnızlığı içinde ölecektir. hayvanlara ne olduysa insanlara da aynısı olur. her şey birbirine bağlıdır. yerkürenin başına gelen, yerkürenin çocuklarının da başına gelecektir.
hayat nedir? ateş böceğinin bir anlık parıltısı, bir bufalonun kışın aldığı nefes, çimlerin üzerine düşen ve günbatımıyla kaybolan küçük bir gölgedir.
eğer herkes fikrini söyler ve yapması gerekeni yaparsa, barış güneşi sonsuza kadar parlar.
yaratıcının kelimeleri meşe yaprağı gibi sararıp düşmez; çam yaprağı gibi ilelebet yeşil kalır.
son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.
yeryüzü, bize atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık.
sadece gerçekleşmesini arzu ettiğin şeyleri istemek için dua etme, çünkü insan kendisi için en iyinin hangisi olduğunu bildiğini iddia edemez.
bana anlattığında, unutacağım. bana gösterdiğinde, hatırlamayabilirim. beni işin içine sok, anlayacağım
bizim halkımız ile beyaz halk arasındaki en büyük fark tevazudadır. bizim insanımız ne kadar yükselirse yükselsin, ne kadar ileriye giderse gitsin, bilir ki yaratıcı’nın ve kainatın önünde bir zerredir.
arkamda yürüme, ben öncün olmayabilirim. önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. sana uymayabilirim. yanımda yürü ki böylece seni görebileyim, böylece ikimiz eşit oluruz.
bir kere "al şunu" demek, iki kere "ben vereceğim" demekten iyidir.
her şey bir halka gibi hareket eder. hareketlerimiz de döner dolaşır, bize geri gelir.
insanlar tabiattan uzaklaştıkça kalbi katılaşır. insanın gözleri öyle kelimelerle konuşur ki, dil onları telaffuz edemez.
yanlışı gören ve önlemek için eli uzatmayan, yanlışı yapan kadar suçludur.
kartalı vuran kendi tüyünden yapılmış oktur.
doğum yapan her şey dişidir. kadınların ezelden beri bildiği kainatın dengelerini erkekler de anlamaya başladıkları zaman, dünya daha iyi bir dünya olmak üzere değişmeye başlamış olacaktır.
dur, dinle. hep konuşursan hiçbir şey duyamazsın.
dünyadaki her şeyin bir sebebi vardır. her bitki bir hastalığı tedavi etmek için büyür. ve her insan bir görevle yaratılmıştır.
gözlerde yaş yoksa, ruh gökkuşağına sahip olamaz.
insan iki ruhludur. içinde bir iyi köpek bir de kötü köpek kavga eder. hangisini daha çok beslersen o kazanır.
ilkbaharda usul usul yürü; toprak ana hamiledir.
bir ayağı kanoda bir ayağı teknede olanlar daima nehre düşerler.
kaybetmeyi ahlaksız bir teklife tercih et. ilkinin acısı bir an, diğerinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer.
derinin rengi insanları farklı kılmaz. iyi iyidir, kötü kötüdür. büyük yaratıcı hepimizi kardeş olarak yaratmıştır.
kehanet, muhtemel bir olayı kesin bir bakış ile görmekten başka şey değildir. hava ya bulutlu olacaktır, ya da güneş açacaktır.
komşun hakkında hüküm vermeden önce, iki ay onun makosenleriyle yürü!
su gibi olmalıyız. her şeyden aşağıda, ama kayadan bile kuvvetli.
unutmayın çocuklarınız sizin değildir. onu yaratıcı'dan ödünç aldınız.
yükün dürüstlükse, gücün düşer belki ama, başın düşmez.
beyaz adam çok konuşuyor. sürekli konuşuyor. bu yüzden hiç duymuyor.
hayat ölümden ayrı değildir. sadece öyle görünür.
doğduğunda sen ağladın ama dünya çok memnundu, öyle bir hayat yaşa ki sen öldüğünde bütün dünya ağlasın ama sen çok memnun ol.
kuduz bir köpeği besliyorsan minnet ve sadakat bekleyemezsin.
dünün, bugünün işine karışmasına izin verme.
bir düşman çok, yüz dost azdır.
daha sık gökyüzüne bak, daha az ayaklara, böylece düşüncelerin daha net ve hafif olacaktır. konuşmak yerine, daha çok sessiz kal; böylelikle ruhun sakinliğe ve huzura erebilecek.
düşmanımı cesur ve kuvvetli yap! eğer onu yenersem utanç duymayayım
kızılderililer ve hayvanlar, nasıl daha iyi yaşayabileceğini beyaz adamdan çok daha iyi bilir; hiç kimse temiz hava, güneş ışığı ve iyi bir su kaynağı olmadan hayatta kalamaz
esen rüzgarı dinle, onu dinlersen eğer seninle konuşur. sessizliği dinle, eğer onu dinlersen o da seninle konuşur. kalbini dinle, eğer onu dinlersen o her sorunun cevabını bilir.
gözün ile değil yüreğin ile hüküm ver.
aşkı tanıdığında, yaratıcı'yı da tanırsın.
devamını gör...
normal sözlük'ün en yaşlı yazarı
          40-45 yaşları arasında olması tahmin edilen yazardır. sözlükte yaşlı denilesi yaşlarda insanların olması, bir açıdan bakıldığında güzel bence. bu insanların hayat adına edinmiş olduğu tecrübeler, biz gençler için büyük önem taşıyor.
      
  devamını gör...
konuşacak kimsenin kalmaması
          bazı insanlar için zordur gerçekten ama yalnızlığı kanıksamış insanlar için normaldir.
esasında konuşacak insan vardır ama derdini anlatacağın samimiyet düzeyi yoktur. insan vardır ama o heves yoktur. öyle dönemlerden geçeriz ki; sitem etmek fayda etmiyordur, öğrenmişizdir bunu. sitem etmeyip vaziyyetleri anlatmak, iç dökmek isteriz ama bu da rahatlatmıyordur bizi. işte böyle zamanlarda kimseye dönmeyiz yüzümüzü. kimseye bir şey anlatasımız gelmez. bunun diğer ayağı da bu yalnızlaşma sürecinin getirdiği öfke haliyle yakınlarımızın sorunlarını da görmezden geliriz ve "kendi derdim bana yeter" tavrı takınırız. bu, bizi iyice yanlızlaştırır.
ancak bu yaşam, kolektif bir duruş olmadan katlanılacak bir şey değildir. bazen tanımadıklarımız, tanıdıklarımızdan daha iyi gelir insana. bazen ilacımız, birilerinin olaylar karşısındaki duruşudur. biri vardır karşımızda ve olaylara, durumlara hatta bütünüyle hayata karşı koyduğu tavır, bizim aradığımız tavırdır. o gücü buluruz kendimizde, "işte budur anasını satayım" deriz. ya da karşımızda iki lafı bir araya getiremiyordur, boşa zaman kaybetmişizdir ve yeni bir kötü deneyim yaşamış oluruz. allah bereket versin, hiçbir şey yapmamaktansa her türlü bir deneyim kazanmış oluruz. olmaması gereken bir bakış açısına maruz kalmış oluruz ve bir dahaki sefer bundan şeytan görmüş gibi kaçarız. bu birlikteliği sağlamak zorundayız. bu yaşamı çekilir kılan şeylerden biri de fayda gözetmeksizin birbirimize yardımcı olmamızdır. hepimiz bir şekilde acıların cenderesinden geçtik. deneyimlerimizi aktararak, bazen sırf birileri rahatlasın diye onları dinlemek zorundayız. bu şuur, dünyayı hiçbir fiziksel efor sarfetmeden yaşanabilir kılacaktır.
o yüzden buralardayız. anonimiz, yargılamakla işimiz olmaz. yazın, konuşuruz. çekinmeye gerek yok.
  esasında konuşacak insan vardır ama derdini anlatacağın samimiyet düzeyi yoktur. insan vardır ama o heves yoktur. öyle dönemlerden geçeriz ki; sitem etmek fayda etmiyordur, öğrenmişizdir bunu. sitem etmeyip vaziyyetleri anlatmak, iç dökmek isteriz ama bu da rahatlatmıyordur bizi. işte böyle zamanlarda kimseye dönmeyiz yüzümüzü. kimseye bir şey anlatasımız gelmez. bunun diğer ayağı da bu yalnızlaşma sürecinin getirdiği öfke haliyle yakınlarımızın sorunlarını da görmezden geliriz ve "kendi derdim bana yeter" tavrı takınırız. bu, bizi iyice yanlızlaştırır.
ancak bu yaşam, kolektif bir duruş olmadan katlanılacak bir şey değildir. bazen tanımadıklarımız, tanıdıklarımızdan daha iyi gelir insana. bazen ilacımız, birilerinin olaylar karşısındaki duruşudur. biri vardır karşımızda ve olaylara, durumlara hatta bütünüyle hayata karşı koyduğu tavır, bizim aradığımız tavırdır. o gücü buluruz kendimizde, "işte budur anasını satayım" deriz. ya da karşımızda iki lafı bir araya getiremiyordur, boşa zaman kaybetmişizdir ve yeni bir kötü deneyim yaşamış oluruz. allah bereket versin, hiçbir şey yapmamaktansa her türlü bir deneyim kazanmış oluruz. olmaması gereken bir bakış açısına maruz kalmış oluruz ve bir dahaki sefer bundan şeytan görmüş gibi kaçarız. bu birlikteliği sağlamak zorundayız. bu yaşamı çekilir kılan şeylerden biri de fayda gözetmeksizin birbirimize yardımcı olmamızdır. hepimiz bir şekilde acıların cenderesinden geçtik. deneyimlerimizi aktararak, bazen sırf birileri rahatlasın diye onları dinlemek zorundayız. bu şuur, dünyayı hiçbir fiziksel efor sarfetmeden yaşanabilir kılacaktır.
o yüzden buralardayız. anonimiz, yargılamakla işimiz olmaz. yazın, konuşuruz. çekinmeye gerek yok.
devamını gör...
allah
          el hakem : mutlak hakim ve tek hüküm sahibi. 
allah'ın 99 isimlerinden bir tanesidir.
  allah'ın 99 isimlerinden bir tanesidir.
devamını gör...
yazılımcımızdan ne istiyoruz
          alışveriş sepeti panelden kaldırılsa süper olur. kafa sözlük amblemi de panelin ortasında durabilir. bir de sekmelere tıklayınca kocaman akış, gündem falan yazıyor bu da sayfayı daraltıyor. 2 satırlık daralma olmuş yukarıdan.
çok şey istedim ama son olarak renkli mahlasın rengi değişsin lütfen.
  çok şey istedim ama son olarak renkli mahlasın rengi değişsin lütfen.
devamını gör...
geceye bir 90'lar şarkısı bırak
          fatih erkoç-ellerim bomboş.
      
  devamını gör...
sözlüğün 1.yılının gelip çatması
          bir yıldır yazan yazarlardanım. istikrarım benim de gözlerimi yaşartıyor. küfürsüz diye geldim. kitap hediye  ediliyor dendi, helal dedim. bir sene boyunca ortam sürekli değişti. derdini anlatanlar, memeye dalanlar, politika konuşayım derken kaş göz çıkartanlar, sataşmaya doymayanlar, benim gibi kafasına göre takılanlar yazıyor derken bir seneyi devirdik işte. 
kurucular bana güven verdi. yaklaşımlarını anlatım dillerini sevdim. bu kadar çok saldırı almalarına rağmen sükunetlerini korudular. bir yerden sonra taş olsa çatlar. dün doğum günü vesilesiyle akışta görüldük diye mesaj atıp sahtesiniz oğlum siz diyene ben kafa göz dalmak istedim mesela. canı sıkılınca sataşan fantezici için dayak yese ne güzel olur diye bile düşündüm. ponçik olamıyoruz her zaman, vahşi tarafımız da var ama sadece vahşi taraflarını gösteren edepsizlerden nefret ettim. duymasalar da çok güzel küfürler ettim.
bilmem nereden adı,sanı, cismi belli olmayan anonimlerin küfür etkisi yaratan sözlerini tınlamamak. havaya ateş açmamak bence meziyet. bunlar insanın aklından geçiyor çünkü. o sana diyor ne boş insansın sen onlara diyorsun ne boş insanlarsınız. bomboş takılıyoruz. kısır döngü içindeyiz.. ses'e ses vermek bizim ki. bir de belirtmeden geçemeyeceğim bir, iki mesaj atıp cevap aldığında coşanlar, koşmaya çalışanlar.... onlara güzel kardeşlerim konuşması yapmak adlı bir stil belirledim. (bu da kendini nimetten sayıyo,ay yazık vah vah... ) bakınız bir sonra ki hamleleri bile belirledim.
'bu sözlügü çok mu önemsiyorsun' ben yoğum sen bana bunu yazıyorsun. ben sözlük bilmiyordum sözlükçülük öğrendim. bir sene boyunca sözlüğün kazandırdıklarıdır bunlar. kurucular ve moderasyon ekibinin dayanma gücüne hayret ederken sözlük devamlılığı için tabii ki ılımlı yazar bereketliliği diliyorum. belki nihat hatipoğlu gibi programlar yaparız. dosto doğru gibi,vs....
hep olumsuz olmaz bu çark dönmez.. o kadar sitem ettin, e madem niye yazıyorsunuz diyenlere;
yazmayı sevdim. içimi döktüm. çoğu kez kendimle konuştum. siz zannediyor musunuz her yazılanlar okunuyor? bunun gibi yazılar pas geçilebiliniyor. benim bundan kazanımım fav almak mı? olamaz.... bu kadar da değil..
sözlükte yazanlarla oluşturtuğumuz kitap okuma grubumuz var o insanlar gökten inmedi buradan geldi. orada
gerçekten iyi niyetle yaklaşan, aynı dille konuştuğum insanlarla karşılaştım. ve halen böyle insanların olabileceğine dair umut pekiştirdim.
yaza yaza yazı getirdik.
sonbahar'a geldik derken tekrar kışa gireceğiz. seneye görüşürüz.. çüssss...
  kurucular bana güven verdi. yaklaşımlarını anlatım dillerini sevdim. bu kadar çok saldırı almalarına rağmen sükunetlerini korudular. bir yerden sonra taş olsa çatlar. dün doğum günü vesilesiyle akışta görüldük diye mesaj atıp sahtesiniz oğlum siz diyene ben kafa göz dalmak istedim mesela. canı sıkılınca sataşan fantezici için dayak yese ne güzel olur diye bile düşündüm. ponçik olamıyoruz her zaman, vahşi tarafımız da var ama sadece vahşi taraflarını gösteren edepsizlerden nefret ettim. duymasalar da çok güzel küfürler ettim.
bilmem nereden adı,sanı, cismi belli olmayan anonimlerin küfür etkisi yaratan sözlerini tınlamamak. havaya ateş açmamak bence meziyet. bunlar insanın aklından geçiyor çünkü. o sana diyor ne boş insansın sen onlara diyorsun ne boş insanlarsınız. bomboş takılıyoruz. kısır döngü içindeyiz.. ses'e ses vermek bizim ki. bir de belirtmeden geçemeyeceğim bir, iki mesaj atıp cevap aldığında coşanlar, koşmaya çalışanlar.... onlara güzel kardeşlerim konuşması yapmak adlı bir stil belirledim. (bu da kendini nimetten sayıyo,ay yazık vah vah... ) bakınız bir sonra ki hamleleri bile belirledim.
'bu sözlügü çok mu önemsiyorsun' ben yoğum sen bana bunu yazıyorsun. ben sözlük bilmiyordum sözlükçülük öğrendim. bir sene boyunca sözlüğün kazandırdıklarıdır bunlar. kurucular ve moderasyon ekibinin dayanma gücüne hayret ederken sözlük devamlılığı için tabii ki ılımlı yazar bereketliliği diliyorum. belki nihat hatipoğlu gibi programlar yaparız. dosto doğru gibi,vs....
hep olumsuz olmaz bu çark dönmez.. o kadar sitem ettin, e madem niye yazıyorsunuz diyenlere;
yazmayı sevdim. içimi döktüm. çoğu kez kendimle konuştum. siz zannediyor musunuz her yazılanlar okunuyor? bunun gibi yazılar pas geçilebiliniyor. benim bundan kazanımım fav almak mı? olamaz.... bu kadar da değil..
sözlükte yazanlarla oluşturtuğumuz kitap okuma grubumuz var o insanlar gökten inmedi buradan geldi. orada
gerçekten iyi niyetle yaklaşan, aynı dille konuştuğum insanlarla karşılaştım. ve halen böyle insanların olabileceğine dair umut pekiştirdim.
yaza yaza yazı getirdik.
sonbahar'a geldik derken tekrar kışa gireceğiz. seneye görüşürüz.. çüssss...
devamını gör...

