yazmayayım yazmayayım diyorum da kendimi tutamadım en sonunda. yaklaşık 10 yıl önce yazılım firmasında çalışan bir arkadaşımın sistemenin hacklenmesi sonucu hackerların ağı kilitlemesi. açmak için bitcoin ödeme istemeleri ve arkadaşımın yuvarlak bir paraya olsun diye fazlaca bitcoin alıp kenarda 78 bitcoin kalan hesabınıa yıllarca girmeyip şifresini vs. unutması. kenarda hala duran bir 78 bitcoin var ama kapının anahtarı kayıp.
devamını gör...

bunu alay konusu etmek yerine bu insanlara yardım etseniz olmuyor mu? bu zor günlerde siyasetiniz yerin dibine batsın...
devamını gör...

hiç hırsları egosu yok gibi davrananların sorusu.
şurada kafaya takılan yazarı takip edip tanımlarından çıkarımlar yapıyorsunuz sonra vay efendim firavun bla bla bla...

ayrıca neden takip etmesin marmaray gibi yol açılmış, madem öndekiler geçiyor ben neden geçemeyeyim diye düşünmüş olabilir, denizin ortasında yakalarsam oyarım diye düşünmüş olabilir ve saltanatı yıkabileceğini bildiğin birini yakalamaya ramak kalmış neden gitmesin.
devamını gör...

başlık açmak ve yorum yapmak için bilgi lazım, bilgiyi de yazıya dökmek için kelimeleri organize etmek lazım.

organize edilen kelimeleri cümle haline getirmek lazım.. uzun ve yorucu iş, fast food "ye-git" tarzı olmalı "yaz-çık"

fazla takmamak iyi olur, bir süre eğlenirsin baktın sıkıldın, bir temizlik yapar terk-i diyar eylersin.
devamını gör...

arkadaş , araba kullanamıyor diye yerden yere vurduğunuz kadınlara , çocukken çay takımı ve oyuncak bebek almayın o zaman. bize de araba alın. biz de arabaları sevelim. bir erkek arabasını namusu gibi görüyorsa ve arabaların içine doğmuşsa suç bizim değil. biz hep arka koltukta gittiğimiz için direkisyonu sevmeye zaman olmadı. bagajda gittiğimiz de vâkidir.
devamını gör...

bu dünyanın en güzel nimetlerinden.

3 ay boyunca önce hafif hafif sonra cayır cayır yakan yaz mevsimi artık insana daha fazla nefes aldırmazken bir anda serin bir rüzgar çıkagelir hiçlikten ve sonbahar ben buradayım der.

hafif hafif yağan yağmurlar, rengarenk kurumuş yapraklar, gece yatarken üşüyüp yumuşacık battaniyeye sarılmak, hem rahat hem şık kıyafetler, havadaki o hüzün ve huzur hissi, eminönü kadıköy vapuruna binip sıcak bir çayla istanbul'u seyretmek... iyi ki varsın sonbahar, şimdiden hoş geldin.
devamını gör...

bizde "seviyoz" denir, "aşırılı" diye cevap verilir.
devamını gör...

geçen bu koku geldi burnuma da koku nereden geldi bilmiyorum:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

işte ben o insanım. manevi hislerin maddiyata dayandığı hiçbir kutlamayı istemiyorum. beni anacığım doğurmuş şükür hayatta sıcacık bir sarılması bana dünyayı verecektir. başka şey istemem.
devamını gör...

hem yağmurlu hem erikli efenim..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

0850'li damacana su ve internet reklami yapıp zırt pırt arayan numaralar.
devamını gör...

bazı gruplar vardır grupta kötü diyebileceğiz grup elemanı yoktur, hepsi birbirinden değerlidir. bu sabatçı arkadaşlarda böyledir benim için. başka bir örnek vermek gerekirse led zeppelin , ama metallica diyemiyoruz çünkü orada önce lars ulrich sonra kirk hammet var)

önce grubun en çok bilinen iki kadrosuna bakalım, arada ki fark frontman değişikliğidir.

vokalde: john michael "ozzy" osbourne (sonradan ronald james padavona veya sahne adıyla ronnie james dio, daha sonraki frontmanleri saymıyorum)

lead gitar: anthony frank "tony" iommi

bass gitar: terence michael joseph butler = geezer butler,

bateri: william thomas ward = bill ward.

ozzy osbourne dede:
tüm ozan isimlilere ozi denmesinin sebebidir.hetfield ona şuradaki gibi "aaaaaazii" der o başka, bazen sırf adamın aaaaaazii demesini dinlemek için youtube da o kısmı açıyorum. bence sesinden çok karizması ve yorumu ile işi götürür. heavy - metal tarihinin büyükbabasıdır. dio ile kıyaslarsam kendisinden 1-2 puanını kırıyorum kusura bakmasın. dio gelmiş geçmiş en iyi heavy metal frontmanidir.

ronnie james dio:
heavy-metal de frontman deyince benim number one ımdır, dokunulmazımdır, tartışmaya bile girmem, metalci işareti olan devil's horn'un mucidi olarak bilinir. kısacık boyundan o ses nasıl çıkar akıl sır ermez.diğer en iyi frontmanlerim hetfield ve dickinson, tüm zamanların en iyisi ise freddie mercury, onun tarzı farklı.

geezer butler:
lead guitara talip olmuş ama önünde iommi olunca bası eline almış, başlarım böyle işe diyerek, isyanım dağlara tarzında bass gitarı o zamana kadar kimsenin çalmadığı gibi çalmaya başlamıştır. bass gitarı seviyorsanız kulağınız şarkıyı dinlerken hep onda olur, onu takip edersiniz.efsane ritmleri vardır, n.i.b şarkısında olduğu gibi. buradan dinleyebilirsiniz.

bill ward:
genel olarak davul tekniği ritim sağlamaktan ziyade, gitar ve bas riflerini desteklemek, onları güçlendirmek gibidir. kendisinden sonra gelen birçok davulcuya ilham kaynağı olmuştur. futbolda bir laf vardır atanında tutanında iyi olacak diye,müzikte de aynı ,burada atanın frontmanin tutanın ise ritim tarafın yani hem bass hemde davul. bunlar güçlü olacak ki şarkı gümbür gümbür gitsin ,mesela led zeppelin john paul jones ve bonzo, megadeth david ellefson ve nick menza gibi, gene metallica diyemedik çünkü teneke trampet lars ulrich var, allah seni bildiği gibi yapsın lars, frantic ne lan ,tik, tik diye)

en iyiyi en sona sakla demişler, mahsus tony iommi yi en sona sakladım, benim için sabbath demek iommi nin soundu demek, onun yerine kimi koyarsanız koyun black sabbath bu kadar iyi olamazdı. parmak uçları kaza sonucu koptuğu için mecburen uçlarına o hortum parçalarını takmak zorunda kalmış, tonunu da düşürmüş ve o eşşiz soundu yakalamıştır

son not:
metallica'yı herşeye rağmen çok severim, çoğu yerde hetfield profil fotoğrafımdır. türkiyede'ki 5 konserinden 4 üne gittim, sadece 2010 dakine gidemedim.hatta 1993 te ilk konserlerinde stada giren ilk kişilerdendim. sahne önü ikinci sıradaydık. hetfield ve rahmetli cliff burtonı çok severim ,cliff yaşasaydı hayatta st.anger gibi bir rezillik yaşatmazdı bize,
devamını gör...

david lynch günümüzde sinemada sürrealizm bayrağını taşıyan 3-5 kaliteli yönetmenden biri. sinemanın yanında müzisyen ve ressamdır da hatta sinemaya başlaması da güzel sanatlar okurken yaptığı kısa filmin(bkz: six man getting sick) beğenilmesiyle başladı. daha sonra benzer bir kısa film çekmesi için para verilmiş ve biriktirdiği paralarla ilk uzun metrajını (bkz:eraserhead ) çekti. eraserhead üzerine küçük bir ekip olarak 5 yıl uğraşmış ve bence cidden şaheser. film protagonistinin gözünden zamansız gelen bebeği ve bebeğin yarattığı etkiyi anlatıyor kısaca.david lynch'in en kişisel filmi olabilir bu, protagonistle acayip benzemesi ve filmi çekmeye başladığı zaman çocuğu olması tesadüfi değil yani.
anthony hopkins'in oynadığı oscar adayı ilk uzun metraj filmi (bkz: elephant man).fiziksel hasarlı birinin toplum tarafından dışlanmasını işliyor film.
daha sonraki uzun metraj filmi (bkz: dune).david lynch'in sevmediği tek filmi ki haklı da yönetmen olarak adama filmin sonunu değiştirmesine ve filme tat katmasına izin verilmemiş prodüktörlerce. bu filmle ilgili daha fazla yorum yapamıycam filmin çok kötü olduğunu duydum ve david lynch'e bakışım değişmesin diye izleyemedim.
(bkz:blue velvet ):david lynch filmleri arasında çok sevdiğimi söyleyemem ama çok güzel-garip sahneleri var ve eleştirmenlerce ciddi beğenilen bi film.
(bkz: wild at heart):nicolas cage'in , laura dern in ve wilem dafoe nin oynadığı bizarre yol filmi.
(bkz: twin peaks):amerikada küçük bir kasabada geçen mistik bir detektiflik hikayesi.
(bkz: lost highway):david lynchin şaheseri. fred karakterinin bilinçaltına yolculuk.müzikleri harikadır,(bkz: angelo badalamenti)mükemmel iş çıkarmış ayrıca çokca rammstein çalıyor filmde.david lynch izlememiş olanlara ilk bu filmi öneririm.
(bkz: the straight story):david lynch filmlerine hiç benzemeyen bir david lynch filmi, düşününce hoşuma gitti bu film benim öneririm.
(bkz: mulholland drive):hollywood eleştirisi ve figüranlık yapan bir kızın bilinçaltında geçen hikayesi.
(bkz: ınland empire): david lynch'in jubile filmi, aklına gelen hertürlü bizarre öğeyi yerleştirmiş filme.diğer filmlerini izlemeden izlemeyin derim.
ayrıca (bkz: tekinsizin sineması)
devamını gör...

profilime bir girdi hızını alamadı 40 beğeni yaptı. sözlük bile durduramadı.
(bkz: yiğidim aslanım hayretler içindeyim)
(bkz: yavaş yahu kaç tane beğeniyon)
(bkz: klavyene kuvet hakan)
bu arada sağ olsundur var olsundur.
devamını gör...

memeye göğüs diyen yazarın açtığı başlık. bu ülke ne zaman memeye meme diyecek merak ediyorum.
devamını gör...

cümleyle şiir olmaz adamı hasta etmeyin,
şiirin bir usülü var yerle yeksan etmeyin.
şiir sevmesem bile gözüme battı neyleyim,
daha atışma bitmedi sandıkları terketmeyin.
devamını gör...

we have to go back kate! we have to go back!
devamını gör...

valla kimsecikler takip etmezken çok rahat atıp tutuyordum, takipçi sayım çoğaldıkça bende değişik haller olmaya başladı, kalbim küt küt atıyor, sıcak basıyor, heyecanlanıyorum. kendimi topluluk karşısında konuşuyormuş gibi hissediyorum, şöyle birkaç taneniz takipten çıkın da biraz rahatlayayım *. iyiki varsınız ne diyeyim, beni takibe layık görmüşsünüzdür, umarım ben de sizlere layık bir yazar olabiliyorumdur...selamlar, saygılar efendim...
devamını gör...

arkadaşlar neden a haber izleyicisi misali, atılmış bir başlığa dayanarak yersiz yorumlarda bulunuyorsunuz? evet siyasal islamcılardan ben de nefret ediyorum fakat adam bu konunun gündemlerinde olmadığını ve ''değiştirmek isteriz'' asla demedi.
kendilerini günahım kadar sevmem ( hatta ali babacan hakkında tanım bulunuyor) fakat videonun tamamını izlemiş bir insan olarak açıkça söyleyebilirim ki; adamın ağzından kesinlikle değiştiririz lafı çıkmadı. hatta özellikle toplum mutabakatından bahsediyor.
nevşin hanımı çok sevmeme rağmen gereksiz bir ısrarlar soruyu tekrarlıyor ve hatta sonunda kendince yorum yapıp ''değiştiririz diyorsunuz'' diyor. ali bey'in dikkatinden kaçtı sanırım, düzeltmedi. buna gerçekten gerek var mıydı nevşin hanım?
nevşin mengü: genişletilmiş parlamenter sistem üzerine çalışıyoruz dediğiniz, yeni anayasa değişikliği üzerine çalışıyorsunuz, öyle değil mi?
ali b: yeni anayasa demiyoruz, anayasanın yürütme, yargı ve yasama ile ilgili bazı maddelerinin parlementer sistemi güçlenderimesi, parlamenter sistemin türkiyeye getirilmesi için değiştirilmesini çalışıyoruz. meclis iç tüzüğünün, siyasi partiler yasasının ve seçimle ilgili yasaların değiştirilmesi üzerine çalışıyoruz. aslında 6 alt başlığı olan bir konu bu, bu 6 alt başlığın 3'ü anayasa ile ilgili, üçü diğer yasal düzenlemeleri ilgilendiriyor.
nevşin m:ilk dört madde ile ilgili spekülasyon çok.
ali b.: bizim gündemimizde o yok
nevşin m: mesela hdp'den böyle bir talep gelse?
ali b: bunları tartışmak için uygun bir iklim yok.
nevşin m: uygun iklim olsa tartışır mısınız?
ali b: ülkede ciddi çatlaklar var, germe siyaseti, ötekileştirme siyaseti ülkemizde yaralar açtı bla blaaa.
nevşin m: daha iyi anlamak için soruyorum, zemin değişse ilk dört maddeyi de tartışırız mı diyorsunuz?
ali b: o gün geldiğinde tartışılması gerekirse, tartışılır. toplumsal mutabakat o dört maddeyi koruma olarak da şekillenebilir. farklı şekilde de şekillenebilir. bugünden çok ileriye doğru tahminler yapmak doğru değil dolayısiyle o konular bugün için gündemimizde yok. yani ne demek, o maddeleri değiştirmek gündemimizde yok, biz sadece sistem değişikliğiyle bugün meşgulüz. günün birinde zemin ve şartlar daha uygun olduğunda hepsi konuşulabilir. ama konuşmak demek değiştirmek anlamına gelmez, konuşulur tekrar ülkedeki mutabakat o maddelerin korunması şeklinde de olabilir.
nevşin m: olmazsa da değiştiririz diyorsunuz. ( dünyanın en mal el hareketi ve herbokolog edası ile bakıyor)
ali b: önemli olan şu anda asgari müşterekte buluşabilmek, ülkeyi bazı konularda germek değil. işe bazı çatlaklarla başlamak değil.
ya anlayamıyorum, her gün takip ettiğim, takdir ettiğim kadın neden yersiz bir yorumda bulunur. nevşin hanım umarım bu hatasını düzeltir. gereksiz gündem yaratılmasında rol oynaması bizi üzer.
devamını gör...

bu sabah ağlayarak uyanmama sebebiyet verendir. kalbim çıkıyordu sanki, ellerim titriyordu, kafam zonkluyordu uyandığımda. içime taş oturdu sanki sözlük, çok gerçekçi bir kâbustu.

rüyamdaki herkes ve her şey gerçek gibiydi. herkes mutsuzdu, bana bakıyordu arkadaşlarım, berbat asık suratlarla, mutsuz mutsuz. üniversiteden eski hocam bağırarak bir şeyler anlatıyordu derste. ne olduğunu anlamıyordum. sonra bir an dışarıdaydım, elimde gazete. baktım, bir kadın siyasi bir cinayete kurban gitmiş, birisi analiz kasmış konuyla ilgili, sevdiğim kızın adı ve resmi. inanamıyorum, deli gibi ağlamaya başlıyorum ve koşuyorum. en son bir tepeden aşağı ağlayarak son hız koşuyordum. o acıyı çektim bir an gerçekten. etkisinden çıkamadım, kendime gelemedim. hemen mesaj attım ona. sordu ama anlatamadım tabii, buralara içimi dökmek istiyorum, zaten okuyan pek yok. bir an gerçek olmadığı için çok sevindim. sonra onu gerçekten bir gün kaybedeceğim için, bu kayıp acısını gerçekten yaşayacağım için çok endişelendim.

dün halbuki ne güzel mutlu mutlu uyumuştum, ne güzel konuşmuştuk. bu kâbuslar hep mutlu zamanlarda gelir zaten, insanı olmadık durumlara sokar. neyse, sevdiklerinizin kıymetini bilin. allah ani ölümlerden korusun. ölüm eninde sonunda gelecek. o gelene kadar sevdiklerimizin değerini bilelim, daha çok zaman ayıralım onlara...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim