kendi başlığına gelen tüm tanımlara favori atan yazar
sen yazmışsın da ben beğenmez miyim diye beğeniyorum. ne var ki bunda? hatta mesaj atıp teşekkürlerimi de iletiyorum. olması gereken bu değil mi zaten?
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
seni çok özlediğimi taaa sabahtan kalma bayat kahveden bir yudum alınca hatırladım....*
devamını gör...
eski sevgilinin evlenmesi
sevgilinin evlenmesinden daha iyi olacağını düşündüğüm olay.
devamını gör...
sözlüğe yeni gelen yazar
200 günü yeni yeni geçmiş bir sözlükte kıdem tartışmasının yapılacağı başlığı muhtemelen takmayacak yazarlardır..
devamını gör...
sigma (yazar)
tanımlarını beğenerek okuduğum, fikirleri ile aydınlatan, sohbeti tatlı, sevdiğim yazarımdı. çaylak olduğunu öğrendim ve üzüldüm.
ha gene seviyorum, ama işte üzüldüm.
formatların gücü adına demek.
müstehcenlikte artı sonsuza giden, içinde sadece belden aşağı olan tanımları engelleye engelleye bitiremiyorum kendi halinde ufuk açan tanımlar formata takılıyor.
bir alemsin sözlük.
ha gene seviyorum, ama işte üzüldüm.
formatların gücü adına demek.
müstehcenlikte artı sonsuza giden, içinde sadece belden aşağı olan tanımları engelleye engelleye bitiremiyorum kendi halinde ufuk açan tanımlar formata takılıyor.
bir alemsin sözlük.
devamını gör...
ilginç genel kültür bilgileri
her gün belirli bir miktar su içilmesi gerekir. kesin bilgi yayalım.
devamını gör...
kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası (yazar)
çok sevdiğim ve görünce mutlaka okuduğum yazar. arada "hele bakim ne yazmış bugün?" diye profilini de stalklamaktayım. *
eksik olmasın.
eksik olmasın.
devamını gör...
sahibinin sesiyle okunan cümleler
komutan logar bir cisim yaklaşıyor efendim.
-kimsinnn seeenn?
-kimsinnn seeenn?
devamını gör...
otostopçunun galaksi rehberi
küçük bir kızken lafarasında okunacak listemde olduğunu söylediğim, haftasında dünyanın en güzel notu ile hediye edilen, o zamandan beri de başucu kitabım olan eser. bu kadar güzel bir şeyi nasıl tanımlarım bilmiyorum, tek söyleyebileceğim; bu, o kızın öyküsü değil.
dünya üzerinde yazılmış en güzel notu da buraya bırakıyorum. belki birileri başka birilerini kitaptan çok sevindirmek ister.
"hayat, evren ve her şey" hakkında tüm bilip bilmediklerimizi "çoğunlukla zararsız" bir şekilde konuşup "kuşkucu somon"a danışacağımız bir "evrenin sonundaki restoran" akşam yemeğinden, garsona "elveda ve bütün o balıklar için teşekkürler" diyerek ayrılıp otostopa devam etmek dileğiyle.
dünya üzerinde yazılmış en güzel notu da buraya bırakıyorum. belki birileri başka birilerini kitaptan çok sevindirmek ister.
"hayat, evren ve her şey" hakkında tüm bilip bilmediklerimizi "çoğunlukla zararsız" bir şekilde konuşup "kuşkucu somon"a danışacağımız bir "evrenin sonundaki restoran" akşam yemeğinden, garsona "elveda ve bütün o balıklar için teşekkürler" diyerek ayrılıp otostopa devam etmek dileğiyle.
devamını gör...
ilk osmanlı padişahı heykeli

beylerbeyi sarayı’nı inşa ettiren 32. osmanlı padişahı sultan abdulaziz'in 1872'de yaptırdığı heykel ilk osmanlı padişahı heykeli olma özelliğini taşır. heykel, padişahın siparişi üzerine ingiliz heykeltıraş charles fuller tarafından yapılmıştır.
sultan abdulaziz, iktidarını görselleştirmek amacı ile bu heykeli yaptırmıştı ancak halkın tepkisinden çekindiği için, beylerbeyi sarayı'nın içine yerleştirdi. heykellerin, tapılan birer "put" değil, anıt niteliğindeki simgeler olduğunu halka anlatmak için çalışmalar yaptı.
daha sonraki padişahlar da heykellerin tapınma öznesi ve ögesi değil, kültürel ve estetik değerde sanat abideleri olduğunun halkça bilinmesini istedi. halk zaman içinde heykele alıştı. hatta 1882’de italyanlar beyoğlu’nda balmumu heykel sergisi açınca halk herhangi bir tepki vermedi. aksine heykel sergisi halkın epey ilgisini çekti.
osmanlı zamanında padişahların desteği ile başta ihsan özsoy olmak birçok ünlü heykeltraş yetişti. malum kesim atatürk heykellerini “dinimizde putperestlik yoktur” deyip tahrip etmeye çalışırken osmanlı padişahının heykeline ses çıkarmamakta.
devamını gör...
yanlış adama çattınız temalı filmler
kesinlikle (bkz: john wick) bir köpek için yüzlerce kişi öldü, ölüyor daha da ölecek. keanu reis şu an bile bir yerlerde adam öldürüyor olabilir..
devamını gör...
get out
sunken place* sahnesinde trainspotting'in just a perfect day sahnesine yapılan ufak gönderme ile kalbimi çalmış 2017 yapımı jordan peele filmi. bu filme ırkçılık hakkında bir eleştiri gözüyle bakmak tarantino'nun inglourious basterds filmine faşizm karşıtı bir film demek ile aynı şey bana kalırsa. quentin tarantino inglourious basterds filminde açık açık hitler'i öldürdüm artık daha fazla ikinci dünya savaşı ve yahudi mağduriyeti temalı film çekmeyin dese bile insanlar bu filmi de tarantino'nun eleştirdiği filmler ile aynı kategoride değerlendirme hatasına düşmüştü, get out filminde de benzer bir hataya düşülüyor. evet filmde çok fazla ırkçılık karşıtı düşünce var ve kendini hissettiriyor bu durum ama aynı zamanda sadece bir ırkı küçümseyen tarafa değil aşırı yücelten tarafa -açıkça liberallere de- güzel sallıyor peele. filmin atmosferi, orta düzey oyunculuklar ve kısmen yenilikçi bir senaryo ile kara mizah ile harmanlanmış vasat üstü bir gerilim filmi. tek sorun izleyiciyi salak yerine koyuyor olması. iq seviyesi ortalamanın biraz üstünde olan biri rahatlıkla filmin yarısına gelmeden olay örgüsünü zaten az biraz çözebiliyorken film daha gelişme bölümüne geçmeden bütün detayları gözümüze sokmaya çalışıyor. ortalama bir filmde bu bariz detaylar güzel dursa bile bu tarz gerilim filmlerinde izleyicinin senaryoyu öngörmesi biraz tat kaçırıyor. the 100 dizisinin 6.sezonunu oluşturan - farklı biçimde işleniyor- birinin bedenini ele geçirme durumu da kendi türüne göre yenilikçi bir yaklaşım olmuş denilebilir. film rahat ilk 20 içine girse bile listemde, oldukça etkileyici olacakken son anda vasatın biraz üstü kalmış gibi. yine de izlenmeden ölünmemesi gereken filmler listesine oldukça rahat girer. ayrıca filmi överken soundtrack için ek olarak başlık açmak gerek o kadar iyiydi.
trainspotting- just a perfect day
get out- sunken place
dean armitage: fire. ıt's a reflection of our own mortality. we're born, we breathe, and we die. even the sun will die someday. but, we are divine. we are the gods trapped in cocoons.”
soundtrack list: open.spotify.com/album/0L7V...
trainspotting- just a perfect day
get out- sunken place
dean armitage: fire. ıt's a reflection of our own mortality. we're born, we breathe, and we die. even the sun will die someday. but, we are divine. we are the gods trapped in cocoons.”
soundtrack list: open.spotify.com/album/0L7V...
devamını gör...
sözlük yazarları akp'nin yapacağı hangi icraata oy verir
yönetimden çekilme icraatine.
devamını gör...
türklere özgü davranışlar
tavuk döner ve ayranı aynı anda bitirmek.
devamını gör...
vazgeçmek
bir şeye veya bir insana ondan vazgeçemeyecek kadar bağlı olmak hep çok ürkütücü gelmiştir bana. sanırım en çok da bu yüzden bıraktım sigarayı. o gün bugündür de zevklerimi alışkanlık haline getirme(me) konusunda çok ihtiyatlı davranırım. "her şey ve herkesle olan bağım bir gün onlarsız da devam edebileceğim mesafede durmalı." belki biraz mazohistçe ama böyle düşünmek hem onları hem de hayatı daha değerli ve anlamlı kılıyor fikrimce.
devamını gör...
malabadi köprüsü
malabadi köprüsü’nün ismiyle ilgili bir efsane anlatılır:
mervaniler döneminden kalan malabadi, ismini sevdiği kız suda boğulunca, köprüyü yapan bad’dan alır. bad, nehrin karşı kıyısında yaşayan bir kıza âşıktır. nehrin üzerinde köprü yoktur, bad sevdiği kıza ulaşamaz. her ikisi sadece nehrin kıyısından karşı karşıya konuşurlar. kız bir gün, bad’ın yanına gitmeye çalışır fakat daha karşı tarafa ulaşamadan suya kapılır. genç bad, tüm aramalarına rağmen, sevdiği kızı bulamaz.
bad, o dönem silvan bey'i meya farqin’in yanına gider ve “sevdiğim kız yanıma gelmeye çalışırken suya kapılıp boğuldu. gelin burada bir köprü yapalım, insanlar rahatça geçebilsinler, sevdiklerine kavuşabilsinler ”der. silvan beyi'nin adamları köprüyü yarıya kadar yapar ancak köprünün kemer açıklığı istanbul’daki ayasofya camisi’nin kubbesinden daha büyük olur. bad’ı yanına çağıran bey, köprünün kalan yarısını yapıp yapamayacağını sorar. yapabileceğini söyleyen bad, beye şu şartı koşar; “köprünün kalan yarısını tamamlarsam, senin sağ elini bilek hizasından keseceğim.” aynı şekilde silvan bey'i de bad’a köprüyü tamamlayamazsa sağ kolunu keseceğini söyler. her ikisi şartları kabul eder ve bad köprünün kalan yarısını yapmak için kolları sıvar. bad köprünün kalan yarısını tamamlar ve beyin sağ kolunu bilekten keser. daha sonra köprüye, kürtçe ‘mal’ (ev) ve bad ismini birleştirerek ‘malabadi’ adı verildiği rivayet edilir.
mervaniler döneminden kalan malabadi, ismini sevdiği kız suda boğulunca, köprüyü yapan bad’dan alır. bad, nehrin karşı kıyısında yaşayan bir kıza âşıktır. nehrin üzerinde köprü yoktur, bad sevdiği kıza ulaşamaz. her ikisi sadece nehrin kıyısından karşı karşıya konuşurlar. kız bir gün, bad’ın yanına gitmeye çalışır fakat daha karşı tarafa ulaşamadan suya kapılır. genç bad, tüm aramalarına rağmen, sevdiği kızı bulamaz.
bad, o dönem silvan bey'i meya farqin’in yanına gider ve “sevdiğim kız yanıma gelmeye çalışırken suya kapılıp boğuldu. gelin burada bir köprü yapalım, insanlar rahatça geçebilsinler, sevdiklerine kavuşabilsinler ”der. silvan beyi'nin adamları köprüyü yarıya kadar yapar ancak köprünün kemer açıklığı istanbul’daki ayasofya camisi’nin kubbesinden daha büyük olur. bad’ı yanına çağıran bey, köprünün kalan yarısını yapıp yapamayacağını sorar. yapabileceğini söyleyen bad, beye şu şartı koşar; “köprünün kalan yarısını tamamlarsam, senin sağ elini bilek hizasından keseceğim.” aynı şekilde silvan bey'i de bad’a köprüyü tamamlayamazsa sağ kolunu keseceğini söyler. her ikisi şartları kabul eder ve bad köprünün kalan yarısını yapmak için kolları sıvar. bad köprünün kalan yarısını tamamlar ve beyin sağ kolunu bilekten keser. daha sonra köprüye, kürtçe ‘mal’ (ev) ve bad ismini birleştirerek ‘malabadi’ adı verildiği rivayet edilir.
devamını gör...
türklerin işgale fetih demesi
kapısına yunan dayansa, "oww enişte sen miydin ya, buyur geç iki lokma atıştır" diyebilecek insanların beyanı. katılmıyoruz tabii ki. tarihi biraz açar okursanız görürsünüz, işgal mi yoksa fetih mi doğru kelime.
o işgal dediğin şey, belçika'nın kongoya yaptığı gibi olur. hollanda'nın surinam'a yaptığı gibi. ha buna sömürmek de diyebiliriz. lakin türkler tarih boyunca fethettikleri hiçbir bölgeyi yahut kıta'yı sömürge haline getirmemişlerdir. aksine yapılaşmaya önem vermiş, dini inançların serbestçe yaşanmasını sağlamış, mümkün olduğunca yağmadan kaçınmışlardır. dil dayatması yapmamışlardır, fethettikleri yerlerin gelişimine katkıda bulunmuşlardır. bugün balkanlara giderseniz osmanlı döneminin eserlerini halen dimdik ayakta görebilirsiniz.
o işgal dediğin şey, belçika'nın kongoya yaptığı gibi olur. hollanda'nın surinam'a yaptığı gibi. ha buna sömürmek de diyebiliriz. lakin türkler tarih boyunca fethettikleri hiçbir bölgeyi yahut kıta'yı sömürge haline getirmemişlerdir. aksine yapılaşmaya önem vermiş, dini inançların serbestçe yaşanmasını sağlamış, mümkün olduğunca yağmadan kaçınmışlardır. dil dayatması yapmamışlardır, fethettikleri yerlerin gelişimine katkıda bulunmuşlardır. bugün balkanlara giderseniz osmanlı döneminin eserlerini halen dimdik ayakta görebilirsiniz.
devamını gör...
en sevdiğin yazarların seni takip etmediğini öğrenmek
başlıklara girip teker teker tanım okuyorum ve kimisi gerçekten kahkaha attırıyor. hayır nikah haftası ev kalabalık ve tüm gün surat sirke satarken gelen kahkaya ev halkı şüpheyle bakıyor. çok hoşsunuz sevgili yazarlarım. ayrıca neden takip etmesin yav gece gece şevkimi kırmayın şimdi. (burada çokça gülücük var.)
devamını gör...
antibesin
antibesinler; vücudun kalsiyum, demir, potasyum, magnezyum gibi temel besinleri emme veya kullanma kabiliyetini azaltan glukozinolat gibi herhangi bir bileşiği ifade etmek için kullanılan bilimsel bir terimdir.
antibesinler, bitkilerde; böceklere, parazitlere, bakterilere ve mantarlara karşı bir savunma mekanizması olarak evrimleşmiştir. örneğin, bazı antibesinler, bir yiyeceğe acı tat vererek hayvanların onu yemesini engelleyebilir. bazı antibesinler ise, yenen tohumların sindirimini engeller. sindirilmemiş tohumlar, hayvanın dışkısından doğaya dağılır ve bu sayede yeni bitkiler çoğalmaya devam eder. bu hayatta kalma taktiklerinin her ikisi de bitki türlerinin büyümesine ve yayılmasına yardımcı olur.
bu bileşikler, belirli minerallerin ve diğer faydalı bileşiklerin vücut tarafından emilimini bir dereceye kadar azaltsalar da, tamamen engellemezler. "antibesin" kelimesi kulağa her ne kadar korkutucu gelse de, araştırmalar, antibesinlerin aşırı miktarlarda tüketilmedikçe endişe verici olmadığını, aksine sağlık açısından oldukça faydalı olduklarını gösteriyor.
antibesinler, bitkilerde; böceklere, parazitlere, bakterilere ve mantarlara karşı bir savunma mekanizması olarak evrimleşmiştir. örneğin, bazı antibesinler, bir yiyeceğe acı tat vererek hayvanların onu yemesini engelleyebilir. bazı antibesinler ise, yenen tohumların sindirimini engeller. sindirilmemiş tohumlar, hayvanın dışkısından doğaya dağılır ve bu sayede yeni bitkiler çoğalmaya devam eder. bu hayatta kalma taktiklerinin her ikisi de bitki türlerinin büyümesine ve yayılmasına yardımcı olur.
bu bileşikler, belirli minerallerin ve diğer faydalı bileşiklerin vücut tarafından emilimini bir dereceye kadar azaltsalar da, tamamen engellemezler. "antibesin" kelimesi kulağa her ne kadar korkutucu gelse de, araştırmalar, antibesinlerin aşırı miktarlarda tüketilmedikçe endişe verici olmadığını, aksine sağlık açısından oldukça faydalı olduklarını gösteriyor.
devamını gör...