kuşadası 4.0 ve 4.1 kandilli söylüyor. buradan
3. deprem menderes 3.4 buradan
iyi miyiz izmir? umarım kimseye bir şey olmamıştır.

hissedenler?
4 üzeri sanırım baya sallandık.

5 dk falan arayla 2.kez sallandık. ne oluyor ya..
devamını gör...

kimseye, kendinize bile söylemediğiniz şeyler var di’ mi? düşünmenin bile size rahatsızlık verdiği gizli dilekleriniz. keşkeleriniz. eğlencesine kurduğum hayallere bile konu etmiyorum ben onları. en gizli, en dip yerlerime saklıyorum. başka türlü tehlikeli şeyler yaptırıyorlar bana çünkü. söylemiş miydim, ben pek öngörülebilir biri değilimdir.

siz nasıl yapıyorsunuz? çoğu sizle, doğrularınızla çelişen ama yine de istemekten kendinizi alıkoyamadıklarınızdan söz ediyorum. karanlık arzularınızdan. heh aynı şeyi konuşup anlayalım da gerisi akar bir şekilde.

konular; ana, bana, durumlara göre değişiyor hep. bundan 5 yıl önce bambaşka şeylerdi mesela. ondan 5 yıl önceyse üff öyle böyle değil. şimdininkileri oturup yazmamı falan beklemiyorsunuz değil mi?

buraya kadar da normaliz. yalnız değilim. olmasam gerek.

ama mesela ben denize bırakıyorum onların hepsini. bu ya da buna benzer şeyler yapıyor musunuz siz de? bırakıyorum; bazen soruyla, bazen kızgınlıkla, bazen en dingin halimleyken bile nabzımı hızlandıracak kadar güçlü bir motivasyonla, istemle. deniz doğrusunu bilir, verecekse o verir, alacaksa o alır gibime geliyor. saçma mı? umrumda değil. işe yarayan ilk saçma şey bu değil öyleyse bile. deistim ben. babamın okuduğu kurandan daha çok sakinleştiren bir şey olmadı ömrüm boyunca beni.

kim aksini iddia edebilir ki hem? kim kendinden her zaman bekleneni istiyor olduğunu/olacağını garanti edebilir? hanginiz ben düşündüğün ya da hatta düşündüğüm kişi değilim diye bağırmak istemiyor ara ara? kendime kızmıyorum yanlış anlamayın. yandaş aradığım da yok. tespit tespittir.

domates sevmeyebilir, domates çorbasına bayılabilirim.
dondurma seviyor olmamsa hiçbir şeyi değiştirmiyor. böyleyken böyle.
devamını gör...

bugün ciddi anlamda geçirdiğim şey. şu an kodlarla uğraşıyor olmam gerekirken burada olmamın da nedeni bu aslında.

bizim üst kat lanetli. bugüne dek taşınan, hatırladığım 6-7 komşunun tamamından gürültü nedeniyle yıldık. yalnız öyle böyle gürültü değil; bir tanesi 2 kez polislik oldu, birinin gürültüsünü 5 apartman polise şikayet etti falan... * bu derece bir gürültüden bahsediyorum.

insanlıktan anlamadıkları için çareyi silikon kulak tıkacında buldum ama insaf be kardeşim! kulaklıksız gezebildiğim an yok gibi bir şey. yatıyorum kulağımda bu, kalkıyorum bu... artık kulaklarım da tepki vermeye başladı. kaşınıyor deli gibi, istemiyor içinde ekstra yük.

neyse... onun bunun çocuğu ev sahibinin umurunda değil. "ben parama bakarım" dedi çıktı iin içinden, dairesinin hayrını görmeyesice! en son 2 ay kadar önce bir aile taşındı. kızları falan var, yetişkin. iyi dedik, en azından kızdır, daha efendi olur, tepemizde tepinmez ama nerdeeee! ne geceleri var ne gündüzleri... gece mesela saat 1 buçukta üst katta birinin koltuğu yüksek bir yerden bıraktığını düşünün. öyle sesler geliyor. ne hafta içi susuyorlar ne hafta sonu, ne gece susuyorlar ne gündüz...

sabah kalktım, dünden aklıma takılan kod hatasını çözmek için aklımda bir fikirle. azıcık takıldım sözlükte, gittim pycharm'ın başına. o da ne! bu yine başladı, gece de bitmemiş olan patırtısına. bekliyorum yok, müziği yüksek sesle açıyorum ki onu duymayayım ama bu sefer de konsantre olamıyorum. bir, iki, üç derken aldım elime emektar bilardo istekamı, küt küt vurdum anlar da susar diye. fakat oralı değil, sanki inadına yapar gibi daha fazlasını yapıyor. valla bu noktada şunu söylemeden edemeyeceğim; kusura bakmayın ama kimse öyle işini gücünü bırakıp kapıya kadar çıkıp da kibarca uyarmak zorunda falan değil. herkes yaptığını bilmek ve dikkatli olmak zorunda. ben nasıl "insanlar rahatsız olur" diye dkkat ediyorsam, kimse beni uyarmadan, herkes de dikkatli olacak! o yüzden "önce konuşsaydın" falan diyenin kalbini kırarım. zaten daha ilk taşındıklarında yönetici uyarmıştı gürültü konusunda. annem de uyarmıştı, sohbet havasında "apartmanın duvarları çok ince, gürültüden bezdik" diyerek. geçen hafta da apartmana gürültünün cezası hakkında bildirimler asıldı. daha ne lazım, bilmiyorum.

neyse... gürültü devam edince benim içeride bir yerde bir tel koptu ki o benim son noktamdır zaten. tavanı yere indirecektim zaten neredeyse vuracağım diye ama bir yandan da ağzıma geleni sayıyorum, beddua küfür ortaya karışık... elim ayağım boşaldı, titremeye başladı ellerim, oturdum ağlamaya başladım hıçkıra hıçkıra çünkü artık tahammülüm bitti arkadaşlar! bu 3-5 günlük bir şey değil çünkü; senelerdir dinliyorum ben milletin zırıltısını. taşınma şansımız olmadı ne yazık ki ve mecburen de çekmekten, susmaktan, efendiliğimi bozmamaktan artık yoruldum. benim de taşıyabileceğim bir yük sınırı var.

o ara annem de delirdi benimle beraber çünkü hem o da şikayetçi zaten hem de beni o halde görünce üzüldü, sinirlendi üst kata. o da başladı benimle beraber ağzına geleni saymaya bağıra bağıra. sonra efendim yöneticiyi aradık, gidip konuşup uyarmaları için. beni çağırdılar üst kata, gitmedim çünkü ellerim şu an bile (neredeyse 1 saat geçti olayın üzerinden) hâlâ titriyor. bir de çıksam o sinirle kesin elimde kalırdı birisi. annem çıktı benim yerime. sonra geldi, "biz yapmadık. bizim üst kattaki mickey yaptı" moduna girmişler hep olduğu gibi. sanki biz bir sesin nereden geldiğini ayıramayacak kadar dangalağız... "beddua ettiniz, gücümüze gitti" falan demiş. geber anasını satayım! kaç uykumun, kaç huzurlu anımın katili oldunuz. sizin gibilere etmeyeceğim de kime edeceğim bedduayı?

neyse... siz siz olun "aşağıya ses gitmiyordur" diye gecenin köründe, sabahın köründe evde ağır iş yapmayın. insan yaşıyor bu apartmanlarda. eline koluna hakim olamayan, apartman hayatına adapte olamayan da gitsin ahırda yaşasın... kimsenin başkalarını bu duruma düşürmeye hakkı yok.

sakinleşirsem tekrar gideceğim işimin başına. pycharm beni bekliyor.
devamını gör...

eveet gelelim sözlüğün muhtarı olması gereken yazarımıza. kafa sözlük bir mahalle ise kendisi bu mahallenin muhtarıdır. sizi kolunuzdan tutar mahalledeki tüm kıymetli yazarlarla tanıştırır. üstelik bunu yaparken hiç üşenmez. kendinizi mahallenin muhtarları dizisindeki çaydanlık gibi hissetmemeniz için de ne gerekiyorsa yapar. o derece nahif bir kişiliğe sahiptir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
robnaja, cenk'in arka bahçesi,marikaki gibi muhteşem yazarları keşfetmemi sağladığı yetmezmiş gibi geleceğin yazarlarından aratikoya da şimdiden iki söz etme fırsatı tanımıştır. işte böyle de koca yüreklidir.
resmini paylaşıyorum merak edenler için.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
peki neden vanellope von schweetz ? oyunbozan ralph animasyonunu izleyenler bilir izlemeyenlerin de izlemesini öneririm onu anlamaları için. kraliyetten olup tek amacı oyun oynamak olan bu yazarımız , puan sıralamasında zirve manyağı "king candy" tarafından çevrilen bir takım ali cengiz oyunları sonucunda yarış dışı bırakılıyor ve toplumdan dışlanıyor. zavallı vanellope'nin tek amacı " sadece yarışmak ve eğlenmek " fakat bir aracı olmadığı için yarışamıyor. sonrası animasyonu izleyin burası nickaltı uzatmamak gerek o kadar. burası bir şeker krallığı ise kendisi vanellope'dir. sadece eğlenmenizi ister. üşenmez sabahlara kadar sizi mutlu etmek için yayını üzerinde çalışır,sözlük dergisi için mesai yapar,günaydın mesajları atar, gününüze gülerek başlamanıza vesile olacak karikatürler paylaşır. bunları karşılık beklemeden yapar.
bir şarkı olsa sanırım şu olurdu.

yeşilçam filminden gelmiş gibi gülücükler dağıtır. yazıyı kağıda dökmek istesem, ormanları tüketmek suçundan yargılanırdım.

bana bir şeyhler oluyor tiyatro oyunundan bir alıntıdır:
"ne yazık insan sevmeme çeşitlerine harcıyor mesaisinin çoğunu oysa sevin dedi tanrı adı sevgili olanlar bile karşılık istiyor kalbinin atış hızına ben seni seviyorum ama dur bakalım sen de beni benim seni sevdiğim kadar seviyor musun önce sizi sevmeyenlerden başlayın işe karşılık istemeden pazarlıksız sevin sizi seveni de sevmeyeni de oysa sevin dedi tanrı..."

hayat mottosu "herkesi sevmek" olan bu yazarımızın sevgisi aleyhinde delil olarak kullanılsa bile siz "sevgili yazarları" sevmeye devam edecektir. sizi mutlu etmek için elinde ne geliyorsa yapmayı sürdürücektir. geçmiş olsun dilekleriyle...
hasta kişinin nickaltı bu kadar meşgul edilmemeli diyorum. hatam olduysa affola.
devamını gör...

manuel vites gereksizliğini bir günde unutturan müthiş konfor.
devamını gör...

always.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

egolu, ünvanına sığınan ama boş insanlara sabrediyorum. icraa ettiğim sanat dalı budur, evet.
devamını gör...

özellikle yağmurdan sonra evden çıkınca gelip beni koklayın.o gün size yaşamınızı uzatma ve gününüzü güzelleştirme hizmeti benden hediye.
-sıcak günde hiç denemeyin, parfümümü sıkmıyorum o günler ;)
devamını gör...

programı yapanın daha çok daddy gibi gözüktüğü yayındır.
şu an için eleştirmenin anlamsız olduğu ilerideki programlarda duruma göre hep birlikte eleştiririz merak etmeyin. *
bu arada daddye sorum; beni niye söylemedin en kaliteli yazar diye yıkıldım üzüldüm kafamı filtre kahveme gömdüm boğulmayı bekliyorum.
edit: eleştiriler umrumuzda değil denildi. arkadaşlar bu tutumla yolunuz aydınlık değil sanki. eleştiriler sizin negatif yanlarınızı pozitif yapmanız için yapılıyor.
devamını gör...

özlü sözümü kaptım da geldim;
dünya'nın normal görünmek için kendini değiştiren insanlara ihtiyacı yok. normal olmak da ne ki zaten? dünyanın farklılıklarını içtenlikle kucaklayan insanlara ihtiyacı var.


normal olmak zorunda değiliz... normal olmak için önce şartların normal olması lazım. burada da öyleymiş gibi miş gibi yapacağız. çaktırmayın.*
ben dahil tüm *normallere sözlük ismi hayırlı olsun..
devamını gör...

kesinlikle death note'unki.


not:anime çizgi film değildir.*
devamını gör...

bu ülkeye özgü buglardan biridir bu. tek çözümü insanları sallamamak. sizde dişe diş yapınız, hüü evlenemediiim tribine giriniz, tatmin olup uzaklaşacaklardır.
devamını gör...

severim o kokuyu. farklı dünyaların kokusudur.
devamını gör...

malum ekşi sözlük bu ortamların kurulup gelişmesine mentorluk yapmış bir oluşum. ama bildiğimiz onlarca yüzlerce sebepten ötürü artık ne eski misyonu-vizyonu kaldı ortalarda ne de ihtiyaçları karşılayabiliyor. e durum böyleyken de etkileşimini yaptığı diğer platformlar (inci,private,itü,kulzos) vs. yaptıkları seçimlere göre yükselişe geçiyor ,yerinde sayıyor ya da bazen de dükkanı kapatıp gidiyorlar.
kafa sözlük ile ilgili diyebileceğim ise ; ekşi'nin privatesozlukten(ki fi tarihinde kaldı artık) sonra geliştirilmiş olan en başarılı ortaya çıkarılmış şekli diyeyim. özellikle kopyası,benzeri vs gibi benzetmeleri yapmıyorum, çünkü en başta dediğim gibi ekşi bambaşka şeylere evrildi,zaman zaman toplu olarak sözlükten kopmalar ve başka sözlüklerde hayat arama çabaları aslında ekşinin "görevini" yerine getiremediğini gösteriyor. bazı sözlüklerde (kulzos) eksi ve artı oyların alenen gözüküyor olması,entry altına yorum özelliklerinin özgürce yapılabiliyor olan şekli her ne kadar "iyi niyetli" bir durum gibi gözükse de malum tiplerin (trolller,kara propagandacılar) vs maalesef rahat durmayarak her yerde olmasından dolayı keyifli ve huzurlu dakikalar geçirmek istediğiniz özellikle de şu malum yasaklı günlerde sinirlerinizi daha da zıplatmanıza neden oluyorlar,ha tabi sonuç olarak kan kaybediyorlar,herneyse. kafa sözlükte ise sadece artı ve fav butonu var. şimdi kalkıp polyannacilik yapmayacağım elbet ama gülümsemek nasıl bulasiciysa burada mevcut olan "artı" butonunun bile kafa sözlük e özgü pozitif bir özellik olduğunu düşünüyorum ve insanların yazdıkları şeylerle önemsenmesinin ya da desteklenmesinin gayet hoşlarına gideceği ve bu özelliğin de buraya da artı şeyler katacağını düşünüyor ve hissediyorum naçizane.
bunun dışında gördüğüm kadarıyla sokak hayvanları&barınaklara ve sanata olan destekleri (radyo istasyonu) doğru yolda gittiklerini düşündürttü bana.
bu tarz her platformda olduğu gibi burada da sorunlar olacaktır elbet , iyi bir moderasyon ekibiyle birlikte bu tarz olumsuz eylemlerin "suyu"nun çıkmayacağını düşünerek, başarılı bir süreç geçirmelerini en içten dileklerimle diliyorum.
devamını gör...

kafasına göre özür dileyen yayıncı.* özür dilediği için toptan özür diliyorum.

balkan türküleri off be ne güzel...
yerlerimizi alıp safları sıklaştıralım lütfen.
özür dileyerek önden yer kapıyorum kendime torpil falan demeyin sakın sabahtan bekledik hep. bu şarkılar türküler tam benlik kusura bakmayın arkalara yollayamazsınız beni.
devamını gör...

e ilber hocam biz bir gecede cahil kaldık sanıyorduk. o da mı yalan yani.
devamını gör...

hiç evlenmedim ama erkek kişisi için konuşacak olursak, rahatlıktan kaynaklı diye düşünüyorum. birde yeni nesil fotoğraf çekip instagrama atmayı çok seviyor, bol bol yemekler hazırlanıyor, vakitli vakitsiz yeniliyor. tüy siklet olarak evlenen adam bir bakıyorsun 1 yıl sonra sumo güreşçisi olmuş.

kanka ne oldu ya kilo almışsın, ne bu hal?

evlen senide görürüz olm ehehehe..
devamını gör...

ben bu tasarrufu sıkça yapmaktayım. size de tavsiye ederim. her yıl milyonlarca nokta gereksizce israf ediliyor.
devamını gör...

orta avrupa'da protestan'lar ve katolik'ler arasındaki bir anlaşmazlıkla başlayan büyük savaş'tır.
devamını gör...

kim kötü acaba?? sen mi ben mi??
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim