osman büyükşen
son zamanlarda beni epey ağlatmış kişidir kendisi. tüm zorluklara ve haksızlıklara rağmen hâlâ dik durduğu için sonsuz saygı ve sevgi ile selamlıyorum.
anneannesi ölen evladı için ağlarken "ben cahilim ardını arayamadım" benzeri bir cümle kuruyor. ölen anne ve babasının katillerini bulmak için her kapıyı çalmış, ramboculuk oynamakla suçlanmış, müge anlıya çık diye dalga geçilmiş, rapor yüzüne fırlatılmış, milletvekillerinden randevu alamamış, istifa etmesine ya da ücretli izin kullanmasına izin verilmemiş osman büyükşen doktor olmuş, cahil bir adam değil, eminim maddi olarak bir yere kadar hukuk mücadelesi verebilir ancak ben cahilim diyen teyzemizden farkı yok. o da 3 senedir verdiği insanüstü mücadeleye rağmen anne ve babasının katillerinin bulunmasını sağlayamıyor. işbilmezliğin geldiği bu akılalmaz noktada okuma yazma bilmeyen bir teyze ile tıp okumuş bir hekim aynı şartlarda çaresiz kalıyor.
buradan okuma yazma bilmeyenler elbette çaresiz kalacak ama doktorlar için her kapı açılacak anlamı çıkaracaklar vardır. onlara tek söyleyeceğim şey peki olacak.
insanları arabayla ezen hatta polislerin bu şekilde ölmesine yol açan, gencecik kızları pencereden atarak ya da döverek öldüren, bir çocuğun ölmesine yol açıp babasını akıl hastanesine kapatan zengin çocuklarının işlerini 10 dakika içinde halledebilen, onları kolayca aklayabilen ya da en basit eleştiriyi hakaret kapsamında değerlendirip eleştiri yapanı 4 dakika içinde bulan sistem, anne ve babası ölmüş gencecik bir adamın televizyonda sinir krizi geçirmesini izlettiriyor. onun verdiği mücadeleye rağmen 3 senedir katilleri yakalayamıyor.
ne desek boş.
editomini: burada değerli arkadaşımız konu ile ilgili benden önce daha detaylı şekilde bilgi paylaşmış. bir başlık altında ilk yazılan entry oldukça düzgün ve özenliyken ondan sonra gelenlerin daha fazla oy alması mantıklı değil. #1081275
anneannesi ölen evladı için ağlarken "ben cahilim ardını arayamadım" benzeri bir cümle kuruyor. ölen anne ve babasının katillerini bulmak için her kapıyı çalmış, ramboculuk oynamakla suçlanmış, müge anlıya çık diye dalga geçilmiş, rapor yüzüne fırlatılmış, milletvekillerinden randevu alamamış, istifa etmesine ya da ücretli izin kullanmasına izin verilmemiş osman büyükşen doktor olmuş, cahil bir adam değil, eminim maddi olarak bir yere kadar hukuk mücadelesi verebilir ancak ben cahilim diyen teyzemizden farkı yok. o da 3 senedir verdiği insanüstü mücadeleye rağmen anne ve babasının katillerinin bulunmasını sağlayamıyor. işbilmezliğin geldiği bu akılalmaz noktada okuma yazma bilmeyen bir teyze ile tıp okumuş bir hekim aynı şartlarda çaresiz kalıyor.
buradan okuma yazma bilmeyenler elbette çaresiz kalacak ama doktorlar için her kapı açılacak anlamı çıkaracaklar vardır. onlara tek söyleyeceğim şey peki olacak.
insanları arabayla ezen hatta polislerin bu şekilde ölmesine yol açan, gencecik kızları pencereden atarak ya da döverek öldüren, bir çocuğun ölmesine yol açıp babasını akıl hastanesine kapatan zengin çocuklarının işlerini 10 dakika içinde halledebilen, onları kolayca aklayabilen ya da en basit eleştiriyi hakaret kapsamında değerlendirip eleştiri yapanı 4 dakika içinde bulan sistem, anne ve babası ölmüş gencecik bir adamın televizyonda sinir krizi geçirmesini izlettiriyor. onun verdiği mücadeleye rağmen 3 senedir katilleri yakalayamıyor.
ne desek boş.
editomini: burada değerli arkadaşımız konu ile ilgili benden önce daha detaylı şekilde bilgi paylaşmış. bir başlık altında ilk yazılan entry oldukça düzgün ve özenliyken ondan sonra gelenlerin daha fazla oy alması mantıklı değil. #1081275
devamını gör...
sokak kedisi sahiplenmek
en mantıklı şeydir. bir gün apartmana girerken bir kedinin beni takip ederek daireye kadar çıkması ve kendi kendine evde kalmaya karar vermesiyle olan durum. ne zaman sokağa gitmek ister belki ya da sahibi vardır diye düşünsek şirinlikler yapıp özellikle babamı tuzağa düşüren norveç orman kedimiz.
devamını gör...
yazarların duyduğu en efsane isim kısaltmaları
cemo :cem.
neden?
neden?
devamını gör...
regl oldum diyen kadın iticiliği
kadınların vücudunda her ay sağlık için gerçekleşen gayet normal bir döngü. bunu itici bulmak veya ayıplamak kaçıncı yüzyıldayız ya?
devamını gör...
10 ocak 2021 normal sözlük tanım rekoru
tebrik edilmesi gereken durumdur.
sözlüğümüzün büyüdüğünün göstergesidir.
sözlüğümüzün büyüdüğünün göstergesidir.
devamını gör...
türkiye'de bilimin ilgi görmeme nedeni
tembellik. kimse çalışmak istemiyor. herkes kolay yoldan para kazanıp zengin olmanın derdinde.
devamını gör...
yarım elma gönül alma
gönül almak, hatır sormak için küçük bir armağanın yettiğini önemli olan,değerli armağan götürmek değil, hatırlayıp aramış olmak anlamındaki atasözüdür.
(bkz: hediyenin büyüğü küçüğü olmaz)
(bkz: hediyenin büyüğü küçüğü olmaz)
devamını gör...
yazarların en son ağladığı zaman
1938 yılından beri ağlıyorum.
devamını gör...
duyuşsal öğrenme
duyuşsal alandaki davranışları kapsar. bunlar ilgi, tutun, niyet, inanç, his ve değer verme ile ilgili kavramlardır. aynı zamanda sevme, nefret, korku gibi duygularda duyuşsal öğrenmenin ürünüdür.
insan çevresindeki 5 kişinin ortalamasıdır.
insan çevresindeki 5 kişinin ortalamasıdır.
devamını gör...
falan yerine felan kullanmak
kullanım nedenini asla çözemediğim, insanı aşırı itici gösteren dilbilgisi hatası. buna bu kadar çok sinir olan bir ben mi varım ya, bende resmen (bkz: turnusol) görevi görüyor. "felan" mı kardeşim, o zaman hayatta başarılar. çünkü "felan" dedikten sonra kurduğun hiçbir cümleye odaklanamıyorum. ha odaklanmam gerekir mi, sanmıyorum.
filan bu kadar itici değil bak. o da baya kötü, ama bir felan değil.
filan bu kadar itici değil bak. o da baya kötü, ama bir felan değil.
devamını gör...
big brother is watching you
bunun lacan psikanalizindeki karşılığı "big other" dır. ayna evresine karşılık gelen bu abimiz, maalesef 6. ayımızdan beri bizi izlemektedir.
devamını gör...
anne kız diyalogları
"sen şimdi benim dediğim gibi yap, kendi evin olunca kendi bildiğin gibi yaparsın."
devamını gör...
yazarların bugünkü mutsuzluk sebebi
mutlu olacak bir neden bulamamış olmaktır.
devamını gör...
sevdiği halde vazgeçen insan
anlatması zordur. o güzel sözü akla getirir.
“yaşaması kolay değil ki, anlatması kolay olsun.”
“yaşaması kolay değil ki, anlatması kolay olsun.”
devamını gör...
beşir fuat
ilk türk materyalist, denemeci, pozitivist olarak nitelendirilen tanzimat dönemi edebiyatçısı.
yıllar önce tanzimat dönemi yazarlar ve eserleri hakkında oluşturduğum arşivin göz bebeği olmuştur. yalnız ilk'lerin ilki olan bu adam öss'ye hazırlık dershanelerinde ya da lise kitaplarında öğretilmez. sebebi yaşamı kadar ölümünün de ürpertici olmasıdır.
bir gün dönemin en önemli romancılarından ahmet mithat efendi'ye beşir fuat'tan bir mektup gelir:
''intiharımı fenne tatbik edeceğim; şiryanlardan (damarlardan) birinin geçtiği mahalde cildin altına klorit kokain şırınga edip buranın hissini ibtal ettikten sonra orasını yarıp şiryanı keserek seyelan-ı dem tevlidiyle (kan kaybıyla) terk-i hayat edeceğim. kan akmakta iken her zaman şiryanı sıkıca tutarak vesair tedbire müracaat ederek muhafaza-i hayat mümkün olduğu halde azmimden nükul etmeyeceğim (geri dönmeyeceğim)! şairler söz ile pek çok kahramanlık satarlar; fakat fiiliyata gelince, böyle bir metanet göstereceklerinden pek emin değilim. çünkü şu intihar, beyne bir tabanca sıkmak, kendini asmak veya suya atılmak gibi değildir. onlara bir kere teşebbüs edilince, onu menetmek ihtiyarı elden gider."
24 kanun-ı sani sene 302
bu mektuptan tam iki sene sonra beşir fuat odasına kapanır ve kendisine morfin enjekte ederek sürekli yanında bulundurduğu neşterle bileklerini dört çizgi şeklinde keserek intiharını an an yazmaya başlar:
"ameliyatımı icra ettim. hiçbir ağrı duymadım. kan aktıkça biraz sızlıyor. kanım akarken baldızım aşağıya indi. yazı yazıyorum, kapıyı kapadım diyerek geri savdım. bereket versin içeri girmedi. bundan daha tatlı bir ölüm tasavvur edemiyorum. kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. baygınlık gelmeye başladı. canib-i zabıtadan gelecek tahkik memuruna: size anlatmağa mecbur olmadığım bazı esbabdan dolayı terk-i hayata mecburiyet gördüm. kendi kendimi öldürdüm. benim yazım ve imzam alem-i matbuatta bulunan muharrirlerce malumdur. binaenaleyh beyhude işgüzarlık edeceğim diye zaten matem içinde bulunacak familyam azası hakkında bi-lüzum tahkikata girişip de onları iz'ac etmeyiniz. şu itirafnamem intiharın vukusunu müsbittir. sizin vazifeniz kağıdı alıp bir jurnal ile makama takdim etmekten ibarettir. vücudumu teşhir olunmak üzere mekteb-i tıbbiyye'ye teberrüan bahşettim. cenaze oraya naklolunmalıdır. 5 şubat 1887"
(mektubunun son kısmını mürekkebi yerine kanıyla yazmıştır, hatta bazı yerleri okunamayacak durumdadır.)
edit-ekleme: dönemin toplumu ilk kez intihar kavramıyla karşılaşmış ve beşir fuat'ın intiharı bir çeşit salgın yaratarak bir çok insanın intihar etmesine sebep olmuştur. hükümet gazetelerin intihar haberi yayınlamasını 7 ay kadar yasaklamıştır.
yıllar önce tanzimat dönemi yazarlar ve eserleri hakkında oluşturduğum arşivin göz bebeği olmuştur. yalnız ilk'lerin ilki olan bu adam öss'ye hazırlık dershanelerinde ya da lise kitaplarında öğretilmez. sebebi yaşamı kadar ölümünün de ürpertici olmasıdır.
bir gün dönemin en önemli romancılarından ahmet mithat efendi'ye beşir fuat'tan bir mektup gelir:
''intiharımı fenne tatbik edeceğim; şiryanlardan (damarlardan) birinin geçtiği mahalde cildin altına klorit kokain şırınga edip buranın hissini ibtal ettikten sonra orasını yarıp şiryanı keserek seyelan-ı dem tevlidiyle (kan kaybıyla) terk-i hayat edeceğim. kan akmakta iken her zaman şiryanı sıkıca tutarak vesair tedbire müracaat ederek muhafaza-i hayat mümkün olduğu halde azmimden nükul etmeyeceğim (geri dönmeyeceğim)! şairler söz ile pek çok kahramanlık satarlar; fakat fiiliyata gelince, böyle bir metanet göstereceklerinden pek emin değilim. çünkü şu intihar, beyne bir tabanca sıkmak, kendini asmak veya suya atılmak gibi değildir. onlara bir kere teşebbüs edilince, onu menetmek ihtiyarı elden gider."
24 kanun-ı sani sene 302
bu mektuptan tam iki sene sonra beşir fuat odasına kapanır ve kendisine morfin enjekte ederek sürekli yanında bulundurduğu neşterle bileklerini dört çizgi şeklinde keserek intiharını an an yazmaya başlar:
"ameliyatımı icra ettim. hiçbir ağrı duymadım. kan aktıkça biraz sızlıyor. kanım akarken baldızım aşağıya indi. yazı yazıyorum, kapıyı kapadım diyerek geri savdım. bereket versin içeri girmedi. bundan daha tatlı bir ölüm tasavvur edemiyorum. kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. baygınlık gelmeye başladı. canib-i zabıtadan gelecek tahkik memuruna: size anlatmağa mecbur olmadığım bazı esbabdan dolayı terk-i hayata mecburiyet gördüm. kendi kendimi öldürdüm. benim yazım ve imzam alem-i matbuatta bulunan muharrirlerce malumdur. binaenaleyh beyhude işgüzarlık edeceğim diye zaten matem içinde bulunacak familyam azası hakkında bi-lüzum tahkikata girişip de onları iz'ac etmeyiniz. şu itirafnamem intiharın vukusunu müsbittir. sizin vazifeniz kağıdı alıp bir jurnal ile makama takdim etmekten ibarettir. vücudumu teşhir olunmak üzere mekteb-i tıbbiyye'ye teberrüan bahşettim. cenaze oraya naklolunmalıdır. 5 şubat 1887"
(mektubunun son kısmını mürekkebi yerine kanıyla yazmıştır, hatta bazı yerleri okunamayacak durumdadır.)
edit-ekleme: dönemin toplumu ilk kez intihar kavramıyla karşılaşmış ve beşir fuat'ın intiharı bir çeşit salgın yaratarak bir çok insanın intihar etmesine sebep olmuştur. hükümet gazetelerin intihar haberi yayınlamasını 7 ay kadar yasaklamıştır.
devamını gör...
eleni vitali
en sevdiğim şarkısını başlığı açan yazar arkadaşım paylaştığı için * diğer sevdiğim şarkısını paylaşmak isterim ben de.
güzel sesli kadın...
güzel sesli kadın...
devamını gör...
mazmun
en basit tabiri ile divan şiirindeki kalıplaşmış sözlerdir.
şairler şiirlerini bu ortak mazmunlar ile oluşturduklarından şiirde anlatılan sevgili de tabiat da ortaktır.
şiirlerdeki farklılık ise bir mazmunun yeni bir biçimde kullanılması ile olmuştur. bu anlayış da söz ve anlam sanatlarına dayalı söyleyiş ustalığını sağlamıştır.
batı etkisindeki türk edebiyatı ile bu klişeleşmiş şiir anlayışı zamanla yıkılmış, kullanılmaz olmuştur.
tutî: papağan ya da sevgilinin sözleri
leb, dehan, dehen: dudak
yâr: sevgili
şairler şiirlerini bu ortak mazmunlar ile oluşturduklarından şiirde anlatılan sevgili de tabiat da ortaktır.
şiirlerdeki farklılık ise bir mazmunun yeni bir biçimde kullanılması ile olmuştur. bu anlayış da söz ve anlam sanatlarına dayalı söyleyiş ustalığını sağlamıştır.
batı etkisindeki türk edebiyatı ile bu klişeleşmiş şiir anlayışı zamanla yıkılmış, kullanılmaz olmuştur.
tutî: papağan ya da sevgilinin sözleri
leb, dehan, dehen: dudak
yâr: sevgili
devamını gör...

