ikinci bahar
dizisi ayrı güzeldir, şarkısı ayrı güzel. biraz geçmişe gidelim ve sezen aksunun diziye konuk olduğu, ikinci bahar şarkısını söylediği anları ziyaret edelim.
“gözümden, dilimden, sakınır saklar
bugünki aklımla severim şimdi.”
“gözümden, dilimden, sakınır saklar
bugünki aklımla severim şimdi.”
devamını gör...
ruhunu şeytana satmak
şeytana ruhumu nasıl mı sattım? şeytan çünkü hepinizden iyi davrandı bana. bir anahtara sattım, bir yatağa sattım, sıcak bir duşa sattım, bir takım elbiseye sattım şeytana. güzel bir kokuya sattım, sokaktan geçerken bana bakan bir kıza sattım ruhumu, kapıdaki görevlinin adımı söylemesine sattım.
ezel - cengiz
ezel - cengiz
devamını gör...
üretmek yerine tüketmek
"gereksiz ihtiyaçlardan koca bir dağ yarattık. bir şeyler satın alıyoruz sonra çöpe atıyoruz. bir şeyler satın aldığımda veya aldığımızda ödemeyi parayla yapmıyoruz. ödemeyi yaşamımızdan, para kazanmak için harcadığımız zamanla yapıyoruz. aradaki fark ise şu : hayatı satın alamazsınız. hayat geçip gider... özgürlüğünüzü kaybetmek korkunç bir şeydir."
josé mujica
josé mujica
devamını gör...
saçma şarkı sözleri
bu fasula yedibuçuk lira
hem kaynasın hem oynasın
yandan halimem yandan
severim seni candan
seviyorsan candan
boşan gel kocandan
neydi bu şimdi.
hem kaynasın hem oynasın
yandan halimem yandan
severim seni candan
seviyorsan candan
boşan gel kocandan
neydi bu şimdi.
devamını gör...
ölü
ekmek teknesi isimli dizide, heredot cevdet meşhur hikayesini anlatırken bir anda aaaaalllllllllaaaaaaahhhh diye değişik bir moda girip alnından öpülünce rahatlayıp yine eski mduna geçen bir karakterin ismiydi ölü. hala arada izler izler gülerim. ne zaman ölü deseler aklıma gelir.
devamını gör...
nickaltına yazılınca mutlu olan yazar
hangimiz olmayız ki? biri evime misafirliğe gelmiş de keyifli vakit geçirdiği için teşekkür ediyor gibi hissediyorum.
devamını gör...
türk milletinin gereksiz kutsallaştırdığı şeyler
devamını gör...
yalnız çok yalnız yapayalnız biri olmak
çevremizdeki kişi sayısıyla, varlığı veya yokluğuyla ilgili değildir. kalabalıklar içinde yalnız kalmayı anlatır. bir stadyum dolusu insan önündesindir sanki, ama kimsen yok gibidir.
şarkısı da vardır hatta.
tam da kesmeşeker'in metin kurt yalnızlığı'nda anlattığı gibidir. savunduğun değerlerle başbaşasındır, yalnızsındır.
inandığın her şeyi attığın kalbinde,
inanmadığın her şey yedek kulübende...
"metin kurt gibi yalnızız ceza sahasında."
metin kurt yalnızlığı
kaynak
şarkısı da vardır hatta.
tam da kesmeşeker'in metin kurt yalnızlığı'nda anlattığı gibidir. savunduğun değerlerle başbaşasındır, yalnızsındır.
inandığın her şeyi attığın kalbinde,
inanmadığın her şey yedek kulübende...
"metin kurt gibi yalnızız ceza sahasında."
metin kurt yalnızlığı
kaynak
devamını gör...
bir kadının kocasına ismiyle hitap etmesinin edepsizlik olması
devamını gör...
anna freud
psikanalitik çocuk psikolojisinin kurucusu ve babasının kızıdır. sigmund ve martha çiftinin son ve istenmeyen çocuğu olarak bilinir. babası bilinç dışıyla ilgilenirken kızı da bilinç dünyası ve güdülerin kontrol edilebileceği fikri ile çalışmalar yürütmüştür. bununla ilgi bir merkez de kurmuştur.
torinoatı ukdesidir.
torinoatı ukdesidir.
devamını gör...
ateistlere sadece agnostiklerin saygı duyması
personanongrata nickli yazarın saçmaladığı başlıktır. agnostikler; uçan spagetti canavarı, zeus, noel baba, thor, süpermen... gibi varlığı kanıtlanmayan karakterlere de varlığı ya da yokluğu bilinemez diyebiliyor mu? bu yazarın mantığına göre yokluğu kanıtlanmayan her şey hakkında agnostik olmalıyız o zaman. böyle saçmalık olmaz olsun. o zaman ben de yüce portakalus tanrısının varlığına inanıyorum benim dinim de portakaliyet. dinime göre portakal yiyen ve suyunu içen herkesin katli farzdır. eyyyy agnostik kardeş yokluğunu kanıtlayamıyorsan saygı duymak zorundasın ve yaşamını buna göre şekillendirceksin desem şimdi hadi lan ordan dersiniz. o zaman neden mevzu, kendi bünyesinde bile gırla paradoks barındıran tanrı olunca bu normal görülüyor?
devamını gör...
bekaretin hala bir sorun olabilmesi
kanlı çarşaf ile kutlama yapılan, fıkır fıkır oynanan bir ülkede yaşıyosunuz, alooooo. bekaretin sorun olmadığı gün zaten bişeyler değişmeye başlamış demektir.
devamını gör...
eleştiri kabul etmeyen insan
türkiye'deki her 5 kişiden 4'ü.
devamını gör...
yeni sağ radikalizmin veçheleri
tam adı; “yeni sağ radikalizmin veçheleri ve geçmişin işlenmesi ne demektir?” olan metis yayınlarından çıkmış kitap. frankfurt okulu’nun önde gelen düşünürü alman filozof theodor w. adorno tarafından, 1959 yılında verilen “geçmişin işlenmesi ne demektir?” başlıklı konferans ile 1697 yılında viyana üniversitesi’nde verdiği “yeni sağ radikalizmin veçheleri” başlıklı konferans metinlerinin bir araya getirilerek basılmasından oluşmuş bir kitap. kitabın arka kapağını bırakıyorum;
“sağ radikalizmin burada bahsettiğim hilelerini kati bir şekilde belirlemek, her birini sözünü hiç esirgemeden adlandırmak, eksiksiz betimlemek, her birinin içerimlerini iyice tarif etmek ve böylece kitlelere bu hilelere karşı bağışıklık kazandırmak için çaba göstermek gerekir. çünkü nihayetinde hiç kimse aptalın teki olmak istemez. ve bütün bunların nihayetinde devasa bir psikolojik istismar tekniği, devasa bir psikolojik kazıklama olduğu da açıkça gösterilmelidir.”
adorno’nun bu sözleri 1967 yılına ait. “yeni sağ radikalizmin veçheleri” başlıklı konferans metninden. bu kitaba, yakından ilgili daha erken bir konferansını, 1959 tarihli “geçmişin işlenmesi ne demektir?” metnini de ekledik. bu iki yazısında adorno savaş sonrası dönemde demokratik ortak temsil ile sermayenin yoğunlaşma eğilimi arasındaki yapısal karşıtlığın devam ettiğini, bu nedenle milliyetçi ve faşist hareketlerin sürdüğünü vurgular, onlardan “kendi kavramsal içeriğinin hakkını bugüne kadar tam anlamıyla verememiş bir demokrasinin yara izleri” olarak söz ederek, radikal sağ propagandanın başvurduğu hileleri ve yenilginin toplumda yol açtığı narsist incinmenin izlerini ele alır.
bu hikâyedeki her şey tekinsiz biçimde tanıdıktır. uzun yıllar önce ve alman deneyimi üzerine yapılmış bu konuşmaların günümüz için ve sadece türkiye gibi demokrasi olmayan ülkeler için değil, avrupa ülkeleri ve abd için de geçerli olmasında, evet, çok ürkütücü bir yan var — ama diğer yandan bu genellik faşizmin süregiden dünya düzeninin bir ürünü olduğunu da açıkça gösteriyor.
“sağ radikalizmin burada bahsettiğim hilelerini kati bir şekilde belirlemek, her birini sözünü hiç esirgemeden adlandırmak, eksiksiz betimlemek, her birinin içerimlerini iyice tarif etmek ve böylece kitlelere bu hilelere karşı bağışıklık kazandırmak için çaba göstermek gerekir. çünkü nihayetinde hiç kimse aptalın teki olmak istemez. ve bütün bunların nihayetinde devasa bir psikolojik istismar tekniği, devasa bir psikolojik kazıklama olduğu da açıkça gösterilmelidir.”
adorno’nun bu sözleri 1967 yılına ait. “yeni sağ radikalizmin veçheleri” başlıklı konferans metninden. bu kitaba, yakından ilgili daha erken bir konferansını, 1959 tarihli “geçmişin işlenmesi ne demektir?” metnini de ekledik. bu iki yazısında adorno savaş sonrası dönemde demokratik ortak temsil ile sermayenin yoğunlaşma eğilimi arasındaki yapısal karşıtlığın devam ettiğini, bu nedenle milliyetçi ve faşist hareketlerin sürdüğünü vurgular, onlardan “kendi kavramsal içeriğinin hakkını bugüne kadar tam anlamıyla verememiş bir demokrasinin yara izleri” olarak söz ederek, radikal sağ propagandanın başvurduğu hileleri ve yenilginin toplumda yol açtığı narsist incinmenin izlerini ele alır.
bu hikâyedeki her şey tekinsiz biçimde tanıdıktır. uzun yıllar önce ve alman deneyimi üzerine yapılmış bu konuşmaların günümüz için ve sadece türkiye gibi demokrasi olmayan ülkeler için değil, avrupa ülkeleri ve abd için de geçerli olmasında, evet, çok ürkütücü bir yan var — ama diğer yandan bu genellik faşizmin süregiden dünya düzeninin bir ürünü olduğunu da açıkça gösteriyor.
devamını gör...
orhan veli'nin hayatına dahil olmuş kadınlar
1. ilk göz ağrısı
birincisi o incecik, o dal gibi kız.
şimdi galiba bir tüccar karısı
ne kadar şişmanlamıştır kim bilir.
ama yine de görmeyi çok isterim,
kolay mı, ilk göz ağrısı…
2. ikincisi meçhul sevgili
……………………………….çıkar
……………………dururduk mahallede
……………………………….halde
….adlarımız yan yana yazılırdı duvarlara
…………………….yangın yerlerinde…
3. üçüncüsü münevver abla
üçüncüsü münevver abla, benden büyük
yazıp yazıp bahçesine attığım mektupları
gülmekten katılırdı, okudukça.
bense bugünmüş gibi utanırım
o mektupları hatırladıkça…
4. dördüncüsü…
dördüncüsü azgın bir kadın,
açık saçık şeyler anlatırdı bana.
bir gün de önümde soyunuverdi
yıllar geçti aradan, unutamadım,
kaç defa rüyama girdi.
5. beşinciyi anlatmayalım
beşinciyi geçip altıncıya geldim
onun adı da nurünnisa.
ah güzelim
ah esmerim
ah !
canımın içi nurünnisa…
6. yedincisi aliye
yedincisi aliye, kibar bir kadın
ama ben pek varamadım tadına
bütün kibar kadınlar gibi,
küpe fiyatına, kürk fiyatına…
7. sekizinci
sekizinci de o bokun soyu:
sen elin karısında namus ara,
kendinde arandı mı, küplere bin.
üstelik kendinde de
yalanın düzenin bini bir para.
8. dokuzuncu ayten
ayten’di dokuzuncunun adı,
barlarda göbek atar
iş başında şunun bunun esiri,
ama bardan çıktı mı
kiminle isterse onunla yatar.
9. onuncusu akıllı
onuncusu akıllı çıktı
bıraktı gitti beni.
ama haksız da değildi hani,
sevişmek zenginlerin harcıymış
işsizlerin harcıymış.
iki gönül bir olunca
samanlık seyranmış ama
iki çıplak da olsa olsa
bir hamama yakışırmış…
10. işine bağlı kadın
işine bağlı bir kadındı on birinci
hoş, olmasın da ne yapsın?
bir zalimin yanında gündelikçi;
adı luksandra.
geceleri odama gelir
sabahlara kadar kalır
konyak içer, sarhoş olur
sabahı da işbaşı yapardı şafakla…
11. sonuncusu yaşamayı seven kadın
gelelim sonuncuya.
ona bağlandığım kadar
hiçbirine bağlanmadım.
sade kadın değil, insan.
ne kibarlık budalası,
ne malda, mülkte gözü var.
eşit olsak, der
hür olsak, der
insanları sevmesini de bilir,
yaşamayı sevdiği kadar…
birincisi o incecik, o dal gibi kız.
şimdi galiba bir tüccar karısı
ne kadar şişmanlamıştır kim bilir.
ama yine de görmeyi çok isterim,
kolay mı, ilk göz ağrısı…
2. ikincisi meçhul sevgili
……………………………….çıkar
……………………dururduk mahallede
……………………………….halde
….adlarımız yan yana yazılırdı duvarlara
…………………….yangın yerlerinde…
3. üçüncüsü münevver abla
üçüncüsü münevver abla, benden büyük
yazıp yazıp bahçesine attığım mektupları
gülmekten katılırdı, okudukça.
bense bugünmüş gibi utanırım
o mektupları hatırladıkça…
4. dördüncüsü…
dördüncüsü azgın bir kadın,
açık saçık şeyler anlatırdı bana.
bir gün de önümde soyunuverdi
yıllar geçti aradan, unutamadım,
kaç defa rüyama girdi.
5. beşinciyi anlatmayalım
beşinciyi geçip altıncıya geldim
onun adı da nurünnisa.
ah güzelim
ah esmerim
ah !
canımın içi nurünnisa…
6. yedincisi aliye
yedincisi aliye, kibar bir kadın
ama ben pek varamadım tadına
bütün kibar kadınlar gibi,
küpe fiyatına, kürk fiyatına…
7. sekizinci
sekizinci de o bokun soyu:
sen elin karısında namus ara,
kendinde arandı mı, küplere bin.
üstelik kendinde de
yalanın düzenin bini bir para.
8. dokuzuncu ayten
ayten’di dokuzuncunun adı,
barlarda göbek atar
iş başında şunun bunun esiri,
ama bardan çıktı mı
kiminle isterse onunla yatar.
9. onuncusu akıllı
onuncusu akıllı çıktı
bıraktı gitti beni.
ama haksız da değildi hani,
sevişmek zenginlerin harcıymış
işsizlerin harcıymış.
iki gönül bir olunca
samanlık seyranmış ama
iki çıplak da olsa olsa
bir hamama yakışırmış…
10. işine bağlı kadın
işine bağlı bir kadındı on birinci
hoş, olmasın da ne yapsın?
bir zalimin yanında gündelikçi;
adı luksandra.
geceleri odama gelir
sabahlara kadar kalır
konyak içer, sarhoş olur
sabahı da işbaşı yapardı şafakla…
11. sonuncusu yaşamayı seven kadın
gelelim sonuncuya.
ona bağlandığım kadar
hiçbirine bağlanmadım.
sade kadın değil, insan.
ne kibarlık budalası,
ne malda, mülkte gözü var.
eşit olsak, der
hür olsak, der
insanları sevmesini de bilir,
yaşamayı sevdiği kadar…
devamını gör...
bilgi içerikli tanım girmek
sözlüğe bolca giriyorum. okumanız tavsiye olunur.
devamını gör...
ülkü ocakları ne işe yarıyor sorunsalı
hükümetin ayak işlerini fala yapıyorlar şimdilrde. adam kurşunlama göz korkutma vesaire.
devamını gör...
ciddi konulardan sıkılmak
son zamanlarda içinde bulunduğum durumdur.
siyaset, meslek, iş, insan hayatı, sosyolojik değerlendirmeler, psikolojik değerlendirmeler, ekonomi...
hepsi sıktı. duygularıma yol verip felekten bir hayat yaşamak ister duruma geldim.
eğitim hayatım, meslek hayatım, başarılarım, ailem ve daha nicesi beni bu sıkıcı hayata bağlıyor. sanırım hiçbir zaman o istediğim düzensiz, duygu yoğunluklu hayatı yaşayamayacağım.
siyaset, meslek, iş, insan hayatı, sosyolojik değerlendirmeler, psikolojik değerlendirmeler, ekonomi...
hepsi sıktı. duygularıma yol verip felekten bir hayat yaşamak ister duruma geldim.
eğitim hayatım, meslek hayatım, başarılarım, ailem ve daha nicesi beni bu sıkıcı hayata bağlıyor. sanırım hiçbir zaman o istediğim düzensiz, duygu yoğunluklu hayatı yaşayamayacağım.
devamını gör...
maske takmasına rağmen makyaj yapan kadın
arada ben de yapıyorum. çünkü canım öyle istiyor.
devamını gör...
