normal sözlük'te doğru düzgün tespit yapan yazar olmaması
başlıkta anlatılmak istenen düşünce ile tanımda anlatılmak istenen düşünce birbirini desteklemiyor. daha doğrusu birbirinin aksi ifadeler içeriyor. ne diyor başlıkta? kafa sözlük'te doğru düzgün tespit yapan yazar olmaması...
yani sözlük içerisinde bu tarz yazarların olmadığından yakınılıyor. bunu buraya iliştirdikten sonra devam edelim; sonrasında tanım içerisinde ne söyleniyor? ''fikirleri ile öne çıkan yazarlar övülse belki bu durum daha farklı olurdu.'' buradan ne anlıyoruz? bu tarz yazarlar sözlükte var. yapılan tespitte önce bu tarz yazarların sözlükte olmadığından dem vuruluyor, sonra olmadığına inanmamız istenen tarz yazarların övülmesi talep ediliyor. hal böyle olunca da söz konusu tespit, kendisini herhangi bir gökdelenin 13. katından aşağı atarak intihar ediyor. tabiri caizse başlığı açan güzide arkadaşımız kendi tespitinin intiharına sebep oluyor. lakin bu durum işin anlatım tekniğindeki eksiklikten kaynaklanıyor. * ben burada sadece bu aksaklığa dikkat çekerek, söz konusu tespitin tespitini yapmış oluyorum. hem böylece içerikte anlatmak istediği düşüncenin de aksi yönde doğrulamasını yapıyorum.
bu işin anlatım tekniği kısmı. şimdi orayı geçebiliriz ve asıl anlatılmak istenene odaklanabiliriz; * evet bu sitede ciddi anlamda içerik üreten, emek veren, bunu da keyifle yapan bir kitle vardı. vardı diyorum zira bu kitlenin sayısı her geçen gün azalıyor. bu sayı azaldıkça da, söz konusu yazarlar daha bir görünmez hale geliyorlar. kan kaybı arttıkça da, ermolettin'in dikkat çektiği noktaya doğru adım adım gidiliyor. ancak kullandığı övgü kelimesi yersiz olmuş zira bu kitlenin bir şekilde yazıp çizerken beklediği şeyin adı övgü değil. işin aksi kutbunun kutsallaştırılması yordu bu insanları. vasatlığa düzülen methiyeler yüzünden soğudu insanlar sözlükten ve kendilerini geri çektiler.
bakın siz de tehlike altındasınız ermolettin; sizin haliniz ahvaliniz ne olacak onu da merak etmiyor değilim. dört bir yandan çevirdiler etrafınızı. görüyorsunuz ama hiç bir şey yapamıyorsunuz. kazanın altını yakmışlar ince ince yavaş yavaş ısıtıyorlar sizi de. hedef kitleniz tarumar oldu. enteller danteller ropdöşambırlarını ve o ipekten fularlarını aldılar gittiler. ayna tutacağınız, derinliklerini kazıyacağınız, psikolojilerine oynayacağınız bu özel tür artık ortalıkta yok. reaksiyon kitleniz dağıldı resmen...
onları takiben eli ayağı düzgün, tanım/başlık giren sözlük ehli kitle de yavaş yavaş siliniyor. onlar da ağır ağır geri çekiliş süreci başlattılar. mevziler an be an boşalıyor ve o mevzilere taze kan pompalanmıyor. siz fark etmeseniz de bu sözlük ehli kitle ile aranızda aslında bir bağ vardı. onlarla bütünlük arz ediyordunuz. birlikte sözlük kültürünü yaşatıyor ve sözlük kültürünün bir parçası olan trollüğü ayakta tutuyordunuz. lakin depremin şiddeti büyük... onların yok oluşuyla birlikte troller de silinmeye başladı... ve troll akışı önerisi bile bu kan kaybını durduramayacak bilesiniz * bu başlığı açma sebebiniz bile onları özlemeniz. çünkü siz yani öz ve has troller, kendilerinin troll olduğunun bile farkında olmayan bir kitleye karşı görünmeyen bir savaşı kaybediyorsunuz. kazıklı troller ve canım cicim trolleri sizi bitirmek üzere. bu kitleden aldığınız reaksiyonlara bakıyorum ve sizin akıbetinizden cidden korkuyorum. elinizde reaksiyon alabileceğiniz bir tek cinsiyetçi başlıklar kaldı. kapana kısılıyorsunuz anlayacağın. biz boğulmayız diye düşünmeyin. bal gibi de boğulursunuz. sözlük ehli kitleyi boğdukları gibi sizi de boğacaklar. hatta boğmaya başladılar bile. allah muhafaza sözlüğün en gözde trollünün boynuzlarına jelibon takacak bunlar. kanatlarını nutella ile sıvayacaklar. ona pabucunu ters giydirip, bonibon yüklü trenlerle o başlıktan bu başlığa sürükleyecekler. bunun alametleri başlıklarda görülmeye başlandı bile * ama tüm bunlar bir tercih. yönetim sözlüğün gidişatından memnun olsa gerek, yeni oluşan bu yapının sözlükte baş köşeye oturmasına müsaade ediyor. ama sizin bundan şikayet etme hakkınız olduğunu düşünmüyorum. zira siz o treni çoktan kaçırdınız * vasatlığa övgü düzenlerin, vasatlıktan şikayet etme hakkı yoktur.
bundan sonra ponçiğim, tatlışım, bebişkom tarzı reaksiyonlarla yaşamayı öğrenmeniz gerekiyor. belki seversiniz kim bilir? * yolunuz açık olsun... kabuk dolusu sevgiler size *
yani sözlük içerisinde bu tarz yazarların olmadığından yakınılıyor. bunu buraya iliştirdikten sonra devam edelim; sonrasında tanım içerisinde ne söyleniyor? ''fikirleri ile öne çıkan yazarlar övülse belki bu durum daha farklı olurdu.'' buradan ne anlıyoruz? bu tarz yazarlar sözlükte var. yapılan tespitte önce bu tarz yazarların sözlükte olmadığından dem vuruluyor, sonra olmadığına inanmamız istenen tarz yazarların övülmesi talep ediliyor. hal böyle olunca da söz konusu tespit, kendisini herhangi bir gökdelenin 13. katından aşağı atarak intihar ediyor. tabiri caizse başlığı açan güzide arkadaşımız kendi tespitinin intiharına sebep oluyor. lakin bu durum işin anlatım tekniğindeki eksiklikten kaynaklanıyor. * ben burada sadece bu aksaklığa dikkat çekerek, söz konusu tespitin tespitini yapmış oluyorum. hem böylece içerikte anlatmak istediği düşüncenin de aksi yönde doğrulamasını yapıyorum.
bu işin anlatım tekniği kısmı. şimdi orayı geçebiliriz ve asıl anlatılmak istenene odaklanabiliriz; * evet bu sitede ciddi anlamda içerik üreten, emek veren, bunu da keyifle yapan bir kitle vardı. vardı diyorum zira bu kitlenin sayısı her geçen gün azalıyor. bu sayı azaldıkça da, söz konusu yazarlar daha bir görünmez hale geliyorlar. kan kaybı arttıkça da, ermolettin'in dikkat çektiği noktaya doğru adım adım gidiliyor. ancak kullandığı övgü kelimesi yersiz olmuş zira bu kitlenin bir şekilde yazıp çizerken beklediği şeyin adı övgü değil. işin aksi kutbunun kutsallaştırılması yordu bu insanları. vasatlığa düzülen methiyeler yüzünden soğudu insanlar sözlükten ve kendilerini geri çektiler.
bakın siz de tehlike altındasınız ermolettin; sizin haliniz ahvaliniz ne olacak onu da merak etmiyor değilim. dört bir yandan çevirdiler etrafınızı. görüyorsunuz ama hiç bir şey yapamıyorsunuz. kazanın altını yakmışlar ince ince yavaş yavaş ısıtıyorlar sizi de. hedef kitleniz tarumar oldu. enteller danteller ropdöşambırlarını ve o ipekten fularlarını aldılar gittiler. ayna tutacağınız, derinliklerini kazıyacağınız, psikolojilerine oynayacağınız bu özel tür artık ortalıkta yok. reaksiyon kitleniz dağıldı resmen...
onları takiben eli ayağı düzgün, tanım/başlık giren sözlük ehli kitle de yavaş yavaş siliniyor. onlar da ağır ağır geri çekiliş süreci başlattılar. mevziler an be an boşalıyor ve o mevzilere taze kan pompalanmıyor. siz fark etmeseniz de bu sözlük ehli kitle ile aranızda aslında bir bağ vardı. onlarla bütünlük arz ediyordunuz. birlikte sözlük kültürünü yaşatıyor ve sözlük kültürünün bir parçası olan trollüğü ayakta tutuyordunuz. lakin depremin şiddeti büyük... onların yok oluşuyla birlikte troller de silinmeye başladı... ve troll akışı önerisi bile bu kan kaybını durduramayacak bilesiniz * bu başlığı açma sebebiniz bile onları özlemeniz. çünkü siz yani öz ve has troller, kendilerinin troll olduğunun bile farkında olmayan bir kitleye karşı görünmeyen bir savaşı kaybediyorsunuz. kazıklı troller ve canım cicim trolleri sizi bitirmek üzere. bu kitleden aldığınız reaksiyonlara bakıyorum ve sizin akıbetinizden cidden korkuyorum. elinizde reaksiyon alabileceğiniz bir tek cinsiyetçi başlıklar kaldı. kapana kısılıyorsunuz anlayacağın. biz boğulmayız diye düşünmeyin. bal gibi de boğulursunuz. sözlük ehli kitleyi boğdukları gibi sizi de boğacaklar. hatta boğmaya başladılar bile. allah muhafaza sözlüğün en gözde trollünün boynuzlarına jelibon takacak bunlar. kanatlarını nutella ile sıvayacaklar. ona pabucunu ters giydirip, bonibon yüklü trenlerle o başlıktan bu başlığa sürükleyecekler. bunun alametleri başlıklarda görülmeye başlandı bile * ama tüm bunlar bir tercih. yönetim sözlüğün gidişatından memnun olsa gerek, yeni oluşan bu yapının sözlükte baş köşeye oturmasına müsaade ediyor. ama sizin bundan şikayet etme hakkınız olduğunu düşünmüyorum. zira siz o treni çoktan kaçırdınız * vasatlığa övgü düzenlerin, vasatlıktan şikayet etme hakkı yoktur.
bundan sonra ponçiğim, tatlışım, bebişkom tarzı reaksiyonlarla yaşamayı öğrenmeniz gerekiyor. belki seversiniz kim bilir? * yolunuz açık olsun... kabuk dolusu sevgiler size *
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
"gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu
ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem öldüreceğimden korkardım
felaketim olurdu, ağlardım
ne vakit maçka'dan geçsem limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgar aklımı alırdı
sessizce bir cigara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin, bakardın
üşürdün içim ürperirdi
felaketim olurdu ağlardım
akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felaketim olurdu, ağlardım"
ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem öldüreceğimden korkardım
felaketim olurdu, ağlardım
ne vakit maçka'dan geçsem limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgar aklımı alırdı
sessizce bir cigara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin, bakardın
üşürdün içim ürperirdi
felaketim olurdu ağlardım
akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felaketim olurdu, ağlardım"
devamını gör...
misafirliğe gidilen ev sahibinin sinir eden davranışları
-mahkeme duvarı suratla karşılama.
-ultra yedirme ısrarı.
-yüzü ve giysileri süzerek bakma.
-aşırı ilgisiz davranma.
-ultra yedirme ısrarı.
-yüzü ve giysileri süzerek bakma.
-aşırı ilgisiz davranma.
devamını gör...
alkol tüketmekle övünmek
arabası, evi ve parası ile övünenlerle aynı gruptalar. troll katagorisindeki tiplerde bunlara dahil. artık ölseniz mi kardeşim be bıktık sizden ciddi anlamda.
devamını gör...
fikrim yok
hüsnü arkan’ın beşinci albümü kanat sesleri’nin ikinci şarkısıdır. söz ve müziği hüsnü arkan'a aittir.
nesinden tutsam dünyanın kopmuş gidiyor
güzel gün görmeye canım vadem yetmiyor
yandım yetmiyor
bahçeler içinde canım ezerler narı
sen o nardan dinle ah ile zarı
ah ile zarı
yağmur yağar taş üstüne
bir yar sevdim baş üstüne
sensiz gün doğsa gölgem yok
yağmur yağar gül üstüne
evvel benim gel üstüme
ahirim varmış fikrim yok
huy benim değil mi tanrım güzel sevmeli
hem güzel sevmeli canım hem dert çekmeli
derdim yetmiyor
yağmur yağar taş üstüne
bir yar sevdim baş üstüne
sensiz gün doğsa gölgem yok
yağmur yağar gül üstüne
evvel benim gel üstüme
ahirim varmış fikrim yok
son zamanlara, şifalanamayan dünyaya, ...m'e *)
nesinden tutsam dünyanın kopmuş gidiyor
güzel gün görmeye canım vadem yetmiyor
yandım yetmiyor
bahçeler içinde canım ezerler narı
sen o nardan dinle ah ile zarı
ah ile zarı
yağmur yağar taş üstüne
bir yar sevdim baş üstüne
sensiz gün doğsa gölgem yok
yağmur yağar gül üstüne
evvel benim gel üstüme
ahirim varmış fikrim yok
huy benim değil mi tanrım güzel sevmeli
hem güzel sevmeli canım hem dert çekmeli
derdim yetmiyor
yağmur yağar taş üstüne
bir yar sevdim baş üstüne
sensiz gün doğsa gölgem yok
yağmur yağar gül üstüne
evvel benim gel üstüme
ahirim varmış fikrim yok
son zamanlara, şifalanamayan dünyaya, ...m'e *)
devamını gör...
şişman kediler
efendim kendilerinin dötleri kocamandır, biraz aksidirler ama sırnaşık olanları da vardır. bu şişkoluk en çok tekirlere yakışır, kafaları da kocaman olursa tadından yenmez. (olsa da sevsek)
devamını gör...
düğüm noktası
bir konunun, sonuçlanması için çözülmesi, açıklığa kavuşturulması gereken zor yanı.
devamını gör...
orta doğu teknik üniversitesi
bu sene 65. yılını kutlayacak olan okulum.
akademik ve sosyal anlamda türkiye'nin en başarılı üniversitelerinden biridir. akademik kadrosunda bulunan her biri yurtdışında öğrenim görmüş ve yüksek lisans veya doktora derecelerinden en az birini yabancı üniversitelerde almış yüzlerce değerli öğretim üyesi ve odtü'de öğrenim gören binlerce zeki, çalışkan ve idealist öğrenci sayesinde odtü kuruluşundan itibaren her daim türkiye'nin yüz akı olmayı başarmıştır. her sene, yapılan üniversite giriş sınavlarında en yüksek puan alan 1000 öğrencinin üçte birinden fazlası odtü'yü tercih etmektedir. odtü mühendislik fakültesi'ndeki tüm lisans programları amerika birleşik devletleri'nin akreditasyon kurumu olan abet tarafından değerlendirilmiş ve akreditasyon almıştır.
odtü, öğrencilerine sadece bölümleriyle ilgili bir eğitim vermez. bir dünya görüşü, bir kültür kazandırır. odtü'de öğrenciler bir hak arama, bir protesto kültürü edinir. odtü'de öğrenciler sadece verilen bilgileri ezberlemez, fikir üretebilme yeteneği de kazanırlar. öğrenci toplulukları sayesinde ilgi duyulan birçok alanda fikir ve deneyim sahibi olunabilir. çeşitli konserler, tiyatro oyunları, film gösterimleri çok ucuza veya bedavaya izlenebilir. arkeolojiden astronomiye, ekonomiden tarihe kadar birçok alanda yapılan atölyelere katılınabilir, okumalar ve tartışmalar yapılabilir. quidditch'ten orienteering'e, snowboard'dan rugby'ye kadar birçok spor çok düşük maliyetlerle yapılabilir.
odtü'nün öğrencilerine kazandırdığı en önemli yeteneklerden biri de kendi başına sorunların üstesinden gelebilme yeteneğidir. öğrencilerine tuttuğunu koparan, zorluklara karşı yılmayan, teslim olmayan, zorluklara göğüs geren, sonuna kadar hakkını arayan insanlar olmayı öğretir. öğrencilerinin birey olduklarının ve hayatları boyunca karşılaştıkları sorunları tek başlarına çözmeleri gerektiğinin, yere düşseler bile yerden daha güçlü bir şekilde kalkmaları gerektiğinin farkına varmalarını sağlar.
ancak tabii ki bütün bu güzelliklerinin yanında zorlukları da vardır. istisnaları olmakla beraber odtü'de birçok bölümden mezun olmak o bölüme girmekten daha zordur. curve'ün sıfıra yakınsadığı, kalem bile oynatılamayan dersler vardır. bu dersler genelde bağlayıcıdırlar yani başka dersleri bağlarlar. bağlayıcı bir dersi geçmeden o dersin bağladığı dersi alamazsınız, bu da okulun uzamasına yol açar. odtü'de eğer öğrenci son yarıyılında değilse bütünleme yoktur, vize(ler) ve final sonucunda bir dersten kaldıysanız o dersten kalmışsınızdır, bütünleme olmadığı için kurtarma imkanınız yoktur, bu da okulun uzamasına yol açar. bazı bölümler yaz okulunda hiç ders açmazlar, bu da okulun uzamasına yol açar. odtü’de hemen hemen her şey okulun uzamasına yol açar.
benim odtü'de en sevmediğim zamanlar ders seçimi zamanlarıdır. çünkü genellikle ders seçme dönemlerinde istediğiniz dersi seçemezsiniz, hatta bazen istemediğiniz dersleri bile seçemezsiniz çünkü o derslerin kontenjanı bile hemen dolar. odtü'de ders seçme sistemi açıldıktan saniyeler sonra tüm seçmeli derslerin kontenjanı dolar, almanız gereken sayıda seçmeli ders alamayabilirsiniz, bazen almanız gereken zorunlu dersi bile alamayabilirsiniz. ancak dersi veren hocaya mail atarak kontenjanı arttırmasını isteyebilir, hoca dersin kontenjanını arttırırsa dersi alabilirsiniz. kontenjan arttırılmasa bile yılmayıp 3 gün süren ders seçimi dönemi boyunca bilgisayar başından ayrılmadan sürekli ders almayı denerseniz belki ilk başta alamadığınız ders(ler)i alabilirsiniz. eğer alamazsanız, ders seçimi döneminde (a.k.a. etkileşimli kayıtlar)* alamadığınız ders(ler)i ders ekleme-bırakma döneminde* de alabilirsiniz. eğer tüm bu süreçler sonunda mutlaka almanız gereken ve almanız için herhangi bir engel bulunmayan dersi alamadıysanız bölüm sekreterliğine ve bölüm başkanlığına mail atarak fakülte kararıyla ilgili dersi ders programınıza ekletebilirsiniz.
akademik ve sosyal anlamda türkiye'nin en başarılı üniversitelerinden biridir. akademik kadrosunda bulunan her biri yurtdışında öğrenim görmüş ve yüksek lisans veya doktora derecelerinden en az birini yabancı üniversitelerde almış yüzlerce değerli öğretim üyesi ve odtü'de öğrenim gören binlerce zeki, çalışkan ve idealist öğrenci sayesinde odtü kuruluşundan itibaren her daim türkiye'nin yüz akı olmayı başarmıştır. her sene, yapılan üniversite giriş sınavlarında en yüksek puan alan 1000 öğrencinin üçte birinden fazlası odtü'yü tercih etmektedir. odtü mühendislik fakültesi'ndeki tüm lisans programları amerika birleşik devletleri'nin akreditasyon kurumu olan abet tarafından değerlendirilmiş ve akreditasyon almıştır.
odtü, öğrencilerine sadece bölümleriyle ilgili bir eğitim vermez. bir dünya görüşü, bir kültür kazandırır. odtü'de öğrenciler bir hak arama, bir protesto kültürü edinir. odtü'de öğrenciler sadece verilen bilgileri ezberlemez, fikir üretebilme yeteneği de kazanırlar. öğrenci toplulukları sayesinde ilgi duyulan birçok alanda fikir ve deneyim sahibi olunabilir. çeşitli konserler, tiyatro oyunları, film gösterimleri çok ucuza veya bedavaya izlenebilir. arkeolojiden astronomiye, ekonomiden tarihe kadar birçok alanda yapılan atölyelere katılınabilir, okumalar ve tartışmalar yapılabilir. quidditch'ten orienteering'e, snowboard'dan rugby'ye kadar birçok spor çok düşük maliyetlerle yapılabilir.
odtü'nün öğrencilerine kazandırdığı en önemli yeteneklerden biri de kendi başına sorunların üstesinden gelebilme yeteneğidir. öğrencilerine tuttuğunu koparan, zorluklara karşı yılmayan, teslim olmayan, zorluklara göğüs geren, sonuna kadar hakkını arayan insanlar olmayı öğretir. öğrencilerinin birey olduklarının ve hayatları boyunca karşılaştıkları sorunları tek başlarına çözmeleri gerektiğinin, yere düşseler bile yerden daha güçlü bir şekilde kalkmaları gerektiğinin farkına varmalarını sağlar.
ancak tabii ki bütün bu güzelliklerinin yanında zorlukları da vardır. istisnaları olmakla beraber odtü'de birçok bölümden mezun olmak o bölüme girmekten daha zordur. curve'ün sıfıra yakınsadığı, kalem bile oynatılamayan dersler vardır. bu dersler genelde bağlayıcıdırlar yani başka dersleri bağlarlar. bağlayıcı bir dersi geçmeden o dersin bağladığı dersi alamazsınız, bu da okulun uzamasına yol açar. odtü'de eğer öğrenci son yarıyılında değilse bütünleme yoktur, vize(ler) ve final sonucunda bir dersten kaldıysanız o dersten kalmışsınızdır, bütünleme olmadığı için kurtarma imkanınız yoktur, bu da okulun uzamasına yol açar. bazı bölümler yaz okulunda hiç ders açmazlar, bu da okulun uzamasına yol açar. odtü’de hemen hemen her şey okulun uzamasına yol açar.
benim odtü'de en sevmediğim zamanlar ders seçimi zamanlarıdır. çünkü genellikle ders seçme dönemlerinde istediğiniz dersi seçemezsiniz, hatta bazen istemediğiniz dersleri bile seçemezsiniz çünkü o derslerin kontenjanı bile hemen dolar. odtü'de ders seçme sistemi açıldıktan saniyeler sonra tüm seçmeli derslerin kontenjanı dolar, almanız gereken sayıda seçmeli ders alamayabilirsiniz, bazen almanız gereken zorunlu dersi bile alamayabilirsiniz. ancak dersi veren hocaya mail atarak kontenjanı arttırmasını isteyebilir, hoca dersin kontenjanını arttırırsa dersi alabilirsiniz. kontenjan arttırılmasa bile yılmayıp 3 gün süren ders seçimi dönemi boyunca bilgisayar başından ayrılmadan sürekli ders almayı denerseniz belki ilk başta alamadığınız ders(ler)i alabilirsiniz. eğer alamazsanız, ders seçimi döneminde (a.k.a. etkileşimli kayıtlar)* alamadığınız ders(ler)i ders ekleme-bırakma döneminde* de alabilirsiniz. eğer tüm bu süreçler sonunda mutlaka almanız gereken ve almanız için herhangi bir engel bulunmayan dersi alamadıysanız bölüm sekreterliğine ve bölüm başkanlığına mail atarak fakülte kararıyla ilgili dersi ders programınıza ekletebilirsiniz.
devamını gör...
mustafa kemal'e sevgi duymama özgürlüğü
yeni bir devlet kurulmamıştır, yönetim şekli değişmiştir. osmanlı’dan kalan toprakların düşmanlardan kurtarılabilen kısmında yaşıyoruz. türkiye cumhuriyeti devleti bir bakımdan osmanlı’nın devamıdır.
edit: bir kişi, başka birini sevmeye zorlanamaz. farklılıkları kabul etmeyi ve kişiler hakkında size anlatılanlarla yetinmemeyi öğrenmek gerek.
edit: bir kişi, başka birini sevmeye zorlanamaz. farklılıkları kabul etmeyi ve kişiler hakkında size anlatılanlarla yetinmemeyi öğrenmek gerek.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
eskisi gibi olmadığım bir arkadaşımın bir olay çıkartıp bana küsmesini bekliyorum. artık konuşmak için açtığı konular o kadar bayat geliyor ki, sanki ayıp olmasın diye mesaj atıyor, konuşuyormuş hissiyatı veriyor. konuşuyor da denemez, konuşmuş gibi yapıyor işin doğrusu. neden bilmiyorum bir anda aramızdaki yakınlığı olabildiğine uzaklaştırması canımı yakıyor. geçenlerde bu soğukluğun geçmesi amacıyla onu bir yere davet ettiğimde gelmemek için yalan söylemesi kadar gücüme giden bir şey olmamıştı dostluğumuzda. onun hakkında bir çok şeyi biliyorum, çünkü yakın bir arkadaşıydım. bir şey yapmak istemediği vakitlerde hep aynı yalanı söyledi mesela şimdiye kadar. oysa istemediğini o gün açıkça söylese üzülmezdim bile. belki de eskisi kadar ilgisini çekmiyorumdur ya da onu eğlendirmiyorumdur. bilemiyorum. yazarken farkettim de sanki eğlenceli biri gibi gözükmezsem arkadaş edinemeyeceğimi düşünerek hareket ediyormuşum. ki böyle olmayınca edinemiyorum da. sorun galiba benim o kadar da eğlenceli birisi olmadığımı, onun sıkıcı diye nitelendirdiği şeyleri yaparken keyif aldığımı fark etmesidir. bilemiyorum. isteğim eğer olacaksa ya eskisi gibi olmamız ya da aradaki garip arkadaşlık ilişkisinin tamamen bitmesi, böyle sahiden iyi hissettirmiyor.
devamını gör...
şöyle şöyle olsa ne yaparsın şeklindeki sorular
kişiye göre cevabı değişeceği için, anlamsız sorulardır.
belki bir fikir almak için sorulmuş olabilir. gene de sormayın böyle sorular bana biri sorunca geriliyorum.
belki bir fikir almak için sorulmuş olabilir. gene de sormayın böyle sorular bana biri sorunca geriliyorum.
devamını gör...
felty sendromu
romatoid artrit+splenomegali (dalağın büyümesi)+ nötropeni birlikteliği sonucu oluşan hastalıktır.
(bkz: romatoid artrit)
(bkz: romatoid artrit)
devamını gör...
bir kitaba başlama nedenleri
kimi insanlardan, olaylardan, hayatındaki sıkıntıdan, üzüntüden kaçmak için kitaba koşar, kimi tam tersi sevincine ortak arar, kimi bilgisine bilgi katmak için başında sabahlar. kimi ufkunu genişletmek için sayısız sayfanın sunduğu eşsiz bir yolculuğa çıkar. kimi kafasını dinlemek için bir liman belirler. kimi ise aşık olduğu kitap kokusunu tüm damarlarında hisseder. kimi bir başkasının bulduğu sayfalarda kendini bulmak ister.
bir kitaba başlamak için neden çoktur.
nedenini bulmak için çıktığı bu yolculukta ise zamanı azdır. ama yine de kendini okumaktan alıkoyamaz. bilir ki yine kendine en iyi gelecek şey okumaktır.
ne zaman döneceği belli olmayan bir yolculuktan dönüştür aynı zamanda kitaplar.
bir kitaba başlamak için neden çoktur.
nedenini bulmak için çıktığı bu yolculukta ise zamanı azdır. ama yine de kendini okumaktan alıkoyamaz. bilir ki yine kendine en iyi gelecek şey okumaktır.
ne zaman döneceği belli olmayan bir yolculuktan dönüştür aynı zamanda kitaplar.
devamını gör...
zamanın en yavaş işlediği anlar
acı çekiyorsan zaman yavaştır.
devamını gör...
bulaşık yıkamayı seven erkek
sevdiğimden değil ama nefret ettiğim ütü işkencesinden kat kat iyidir.
devamını gör...
insanların oynadıkları oyunlar
(bkz: tehlikeli oyunlar)
devamını gör...



