ay her kelimesinden irite olduğum başlıktır.

başlığı açan 15 yaşında değilse eğer, hala kız dememesi gerektiğini öğrenememiş olmasına mı üzüleyim, buram buram toplumsal cinsiyet normları kokan "artık kızlar kazak örmüyor yiaa" yakınmasına mı yanayım, yoksa kadınlardan beklentisi kazak ve çorap örmek olan insanların neslinin, hala tükenmemesine mi derbeder olayım gerçekten hiç bilemedim sevgili sözlük... *

evet arkadaşlar kadınlar şahsen kendi kaderlerinin ağlarını kendileri örmekle meşgul oldukları için, artık tek gayeleri iyi bir ev hanımı olmak ve evlenmek olarak yetiştirilmedikleri için* ya da kendi ayaklarının sütünde bağımsız birer birey olarak durmaya daha çok çaba harcadıkları için, sizler kadınların karşılıksız, güvencesiz ve ücretsiz emeğini daha az sömürebiliyorsunuz.
ve bunun dolayımında koca beklemeye hapsedilmek yerine kendi hayatını yaşamakla meşgul olan kadınlar, size çorap örmüyor.

bu arada buradaki kazak çorap hobi olarak yapılır, isteyen örer, isteyen sevgilisine hediye eder. buradaki itirazım, kadınlardan bunları bekleyen erkeklere ve zihniyetedir.

meseleye dönersem, allah aşkına artık yok kazaktı, yok çoraptı, yok iyi yemek yapmaktı, yok vefakar, cefakar eşdi vs. leş gibi cinsiyetçilik ve toplumsal cinsiyet normları kokan şeyleri romantize etmeyin.

son olarak kazak, yemek, çorap bekleyen erkeklere tek bir lafım var: evet saçlarımızı süpürge etmek yerine savuracağız, size kazak ören makul kadınlar da olmayacağız. *
biz sizin aşçınız, temizlikçiniz, terziniz vs. değiliz çünkü. o yüzden size değil aşk, yağmurlu günde su bile yok! *
kazakmış, yemekmiş, zıkkım yiyin, yaprak giyin.

edit: farkındayım çok yükseldim. az biraz serbest çağrışıma kaçtı. böyle düşünmeyen hiç kimse üstüne alınmasa olur *
devamını gör...

hitler, kendi hayali ırkından başkasını sevmezdi. 2 dünya savaşı esnasında da bir çok korunması gereken denge, türkiye'nin mecburi akıllı politikasının yanısıra türklerle çıkar ilişkisi vardı. alman sanayisinin temeli çelik için kroma ihtiyacı vardı ve bunu türkiye'den alıyordu. o zamanlar dış politikada romantik ve duygusal ergen triplerine yer yoktu.
devamını gör...

anlamayan birine laf anlatmaya çalışmak.
devamını gör...

mangal kokusu ile meşhur olmuş, çok hoş bir park.
ilk gittiğimde oturacak yer bulmak için acayip dolanmıştık. tüm ankara orda sanmıştım. sonradan anladım, ankara insanının piknik için yaratıldığını. sadece orda değil kalan tüm yerlerde de sabahın köründen gecenin yarısına kadar yerleştiklerini anladım.
ankara'da piknik geçe bırakılmaz.
devamını gör...

tercih meselesi olan durumdur. yalnız şunu da belirteyim, her madalyalı tanım teknik bilgilere boğulmuş olmuyor. misal , ben tıptan anlamam, terimlerini de bilmem. tanımın yarıdan çoğu bu terimlerden oluşuyorsa, tek tek her kelimenin anlamına bakmaktansa okumamayı tercih ediyorum.ama şöyle de bir durum var ki, teknik kelimelerin çoğunlukta olduğu yazıların da okuyucusu var. burada tek tip yazar yok ,hepimizin ilgi alanları farklı. ben bilimsel yazıları, kitaplarla, filmlerle ilgili tanımları seviyorum ve okuyorum. ama diyelim , yeni nesil oyunlar, otomotiv ile ilgili tanımları okumuyorum; çünkü anlamıyorum da zaten. o yazılar, o konuyla ilgili olan bir çok yazarın ilgisini çekebilir. her yazı benim ilgi alanıma girmeyebilir ve benim ilgi alanıma girmediği için bu tür tanımlar olamaz diyemem.

herkes bildiği, ilgilendiği konularda yazıp çiziyor. ben de ilgi alanıma giriyorsa , detaylarına girip yazıyorum. madalya alıyorsa ne ala, mutlu oluyorum ama olmasa da birine yararlı olabiliyorsam ne mutlu bana der oturuyorum.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

8. sınıfta dershaneden arkadaşımla sırf birlikte kalmak için ablalara gitmiştik. yemekten sonra fethullah gülen videoları izletmişlerdi. ablalar nasıl ailelerini karşılarına alıp katıldıklarını anlatmıştı. çok korkunç bir oluşum cidden.
devamını gör...

there is no spoon!
devamını gör...

malcolm gladwell tarafından kaleme alınan muhteşem bir kitap. ekonomi eğitimi aldığım dönemde hocamın tavsiyesi sayesinde merak edip kitabı alıp okumuştum.

kısaca kitap şu cümleyle başlıyor: neden bazı insanlar diğerlerinden daha başarılı olur?

soru etrafında şekillenen kitapta doğum tarihimiz, doğum yerlerimiz, ailelerimizin önemine, insan başarısının çevresel faktörlerinin de önemli olduğunu anlatma ve çeşitli örneklemler ile bunları bizlere sunmakta.,
kitap kişisel zekanın yaratıcılık olmadan pek anlam ifade etmediği konusunda sorgulamalara ve kalıplaşmış öğretileri bir kenara bırakmaya,

herhangi bir konuda ustalaşmak için en az 10.000 saat çalışmamız gerektiğini,

başarıyı doğuştan gelen etkenler ve çevresel etkenler olarak değerlendirdiğini, kısacası başarının sadece iq ile ölçümlenemeyeceğini bizim değiştiremeyeceğimiz etkenler ve şans etkenlerinin de önemli olduğunu vurgulamaktadır.

ilgili konulara meraklı insanların okumasını tavsiye ederim.
devamını gör...

sevdiğin işi yap. yoksa dünyanın en mutsuz insanı sen olmaya devam edeceksin. bkz:ben.
devamını gör...

kışın bile yaptığım eylem. sadece soğuk su ile yikaniyorum. tamam kabul. kışın biraz daha ılık oluyor ama yazın full buzz gibi su. ama asla sıcak su ile duş alamam. ellerimi bile yikayamam. bu da böyle bi anımdır. haha.
devamını gör...

eskiden istanbul'u seyretmek için çıkıyordu millet şimdi intihar etmek için . gençleri bu duruma sürükleyenler utansın!
devamını gör...

en eski ve etkileyici anlatım yöntemlerinden birisidir. özellikle antik yunan tragedyalarında muazzam örnekleri ile karşılaşılabilir. shakespeare ise bu anlatıma boyut atlatmıştır.

dramatik ironi genel olarak bir hikayede seyircinin bildiği veya tahmin ettiği, ancak karakterin bilmediği ya da henüz bihaber olduğu bir durumun hikayeyi şekillendirmesi, çoğu zaman seyirciyi katharsise taşıyacak ölçüde bir kırılmaya neden olması olarak ifade edilebilir. bu öyle bir histir ki spoiler yediğin, hatta defalarca izlediğin bir filmi hop oturup hop kalkarak izlemeye benzer. adeta istemsiz bir duygu yoğunluğu yaşatır.

dramatik ironi bir yandan seyirciye kendini, olimpos dağında ölümlülerin başına gelecekleri gören ama olaylara müdahil olmayan bir tanrı gibi hissettirirken, bir yandan da seyirciye karakterle empati kurdurarak tanrıların ve kaderin acımasız oyunlarına karşı koyamayan bir ölümlü olduğu hissini aynı anda yaşatır.

örnekle anlatmak gerekirse en çarpıcı örnek sophokles’in kral oidipus tragedyasıdır. oidipus’un thebai kentinin lanetini kaldırmak için giriştiği soruşturma derinleştikçe seyirci acı gerçekleri oidipus’tan önce sezinler, olacakları biliyor olsa da hikayenin doruğa ulaştığı o noktada duyguların coşmasına engel olamaz.
devamını gör...

1997 yılında vizyona girmiş bir türk filmi.
başrollerinde müjde ar, okan bayülgen , mustafa uğurlu, savaş dinçel, küçük iskender, zafer algöz , burak sergen, aysel gürel gibi usta isimlerin olduğunu görüyoruz . filmin senaryosu metin kaçan, yönetmen ve yapımcılığını ise mustafa altıoklar üstleniyor.

izlemek ve izlettirmek lazım.
müziğini de attila özdemiroğlu yapmıştır.
devamını gör...

hava durumu başlığına dönmüş*
yerler kuru,hava güneşli.

şimdi birileri der,oroso ostonbolo dohol doğol diye.ne diyim kocaeli mi?
devamını gör...

bir sonraki ilişkisi babamla olacak galiba bu kadının.
devamını gör...

bırak bütün insanlar seni tanısın; ama hiç kimse seni tam olarak tanımasın. insanlar, sığ yerini gördükleri dereyi kolay geçerler. benjamin franklin
devamını gör...

vakt-i zamanında köy ağalarının şehirden misafirleri gelirken karşılama töreninde davul zurnaya eşlikeden tamamlayıcı unsurdur. bu zamanda kabalık olarak algılanabilir.
devamını gör...

sözlükte nasıl işlediğini anlamadığım tek program. bulmaca gibi bir şey.
ama katılanları keyifle dinliyorum.
devamını gör...

bir dünya köftecisi olan ilçe.
mekana göre köftenin yanına farklı sunumlar ekleyen gastronomi ilçesidir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim