normal sözlük'te her zaman 300 küsür online olması
bu 300 kişinin en az 250 sinin nickini online listesi dışında hiç bir yerde görmedim. napıyonuz hocam siz heykel gibi dikilmişsiniz.
devamını gör...
hissettiğin yaş sorunsalı
benim ki her halimden belli oluyor diye düşünmekteyim. banane büyümeyeceeem banane.
devamını gör...
dragonite (yazar)
#1968966 şu tanımıyla tanımlarında taht kurmuş yazardır. o kadar iyi geldi ki. anlatamam... sözlük adına teşekkür ederim.
ve tabii cimcimeliğimi yaparak: hayırlı uçuşları olasıca, fazla ateş üflemeyesice ve kuledeki prensesi serbest bırakasıca yazardır. saygılar...
ve tabii cimcimeliğimi yaparak: hayırlı uçuşları olasıca, fazla ateş üflemeyesice ve kuledeki prensesi serbest bırakasıca yazardır. saygılar...
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
devamını gör...
hayat kalitesini düşüren şeyler
türü ve derecesi ne olursa olsun hastalık.
devamını gör...
asla emanet etmem dediğin şey
kitaplarımdır. kitaplarımı okuması için insanlara verdiğimde ya yazıların altı çizilmiş oluyor ya da kitabın kapağını mahvederek getiriyorlar. birkaç kez yaptım bu hatayı bir daha asla yapmam.
devamını gör...
büyülü dağ
2020 yılında başladığım kitabı dün bitirmiş bulunmaktayım. kitap çok güzel olmasına rağmen tamamen başladığım dönemle alakalı. eve gelen market poşetlerinin bile köpüklü sularda yıkandığı bir dönemde akciğer hastalıklarının olduğu bu kitap içimi karartmıştı. bu koronavirüs öldürecek bizi diye dertlenirken hastalık dolu bir kitabı okumak daha çok psikolojimi bozduğu için ilk cildi okuyup ikinciyi okumamaya karar vermiştim. aslında abartılacak bir şey olmadığını iki yıl sonra ikinci cildi okurken farkettim. gelelim kitabın bütününe.
hans castrop kuzenini ziyarete yükseklerde bulunan bir senatoryuma gider. doğa harikası bir yerde bulunan bu dinlenme merkezi insanları adeta büyüler. giden tekrar gelmek ister. normal hayattan tamamen farklı işleyen bir zamanı vardır sanki. insanlar zaman geçtikçe önce günleri sonra ayları ve yılları takip etmekte zorlanırlar. hans muhteşem doğanın tadını çıkarmayı düşünürken onun da bazı sıkıntıları ortaya çıkar ve birkaç hafta dinlenmesi önerilir. kitap hans'ın kuzeniyle olan ilişkisini, ordaki dostlarıyla yaptığı felsefi tartışmaları, aşık olduğu bir evli kadınla olan ilişkisini ve bazı dikkat çekici karakterleri okuyucuya anlatır. okuması kolay bir kitap gibi gözükse de sabır ister. felsefi tartışmalar ve fikirlerin savaştığı kısımlar hariç okuyucuyu zorlayan bir kısmı bulunmaz. olaylar su gibi akar, doğa anlatımlarının olduğu kısımlar harika anlatılır. bir bölümde okuyucu donmak üzere olduğunu bile hissedip ürperebilir. felsefe içeren kısımlarda da iyi bir dikkat ve açık bir zihin ile her şey kolayca anlaşılabilir. kitapta en büyük eksiklik bana göre latince ve başka dillerdeki deyişlerin açıklanmamasıdır. okuyucu sürekli arama motorundan bakmak ister ama bir süre sonra baş edemeyip kendini akışa bırakır. çevirmen bunları dipnot olarak çevirse daha güzel olurdu.
okuması kolay olmasa da bu harika kitap size büyük zevk verecek. mutlaka okuyun.
hans castrop kuzenini ziyarete yükseklerde bulunan bir senatoryuma gider. doğa harikası bir yerde bulunan bu dinlenme merkezi insanları adeta büyüler. giden tekrar gelmek ister. normal hayattan tamamen farklı işleyen bir zamanı vardır sanki. insanlar zaman geçtikçe önce günleri sonra ayları ve yılları takip etmekte zorlanırlar. hans muhteşem doğanın tadını çıkarmayı düşünürken onun da bazı sıkıntıları ortaya çıkar ve birkaç hafta dinlenmesi önerilir. kitap hans'ın kuzeniyle olan ilişkisini, ordaki dostlarıyla yaptığı felsefi tartışmaları, aşık olduğu bir evli kadınla olan ilişkisini ve bazı dikkat çekici karakterleri okuyucuya anlatır. okuması kolay bir kitap gibi gözükse de sabır ister. felsefi tartışmalar ve fikirlerin savaştığı kısımlar hariç okuyucuyu zorlayan bir kısmı bulunmaz. olaylar su gibi akar, doğa anlatımlarının olduğu kısımlar harika anlatılır. bir bölümde okuyucu donmak üzere olduğunu bile hissedip ürperebilir. felsefe içeren kısımlarda da iyi bir dikkat ve açık bir zihin ile her şey kolayca anlaşılabilir. kitapta en büyük eksiklik bana göre latince ve başka dillerdeki deyişlerin açıklanmamasıdır. okuyucu sürekli arama motorundan bakmak ister ama bir süre sonra baş edemeyip kendini akışa bırakır. çevirmen bunları dipnot olarak çevirse daha güzel olurdu.
okuması kolay olmasa da bu harika kitap size büyük zevk verecek. mutlaka okuyun.
devamını gör...
18 ocak 2021 samsung’un varisine 2.5 yıl hapis cezası
rüşvetin her yerde olduğunun göstergesi.
samsung’un varisi ve genel müdür yardımcısı lee jae-yong’un yolsuzluk iddiaları nedeniyle uzun süredir devam etmekte olan yargılanma sürecinde karar verildi. 52 yaşındaki lee, eski başkan park geun-hye’nin bir arkadaşına rüşvet vermekten suçlu bulunmuş ve 2017’de beş yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
suçu kabul etmedi ve temyiz üzerine ertelendi. bir yıl hapis yattıktan sonra serbest bırakılan lee jae-yong’un yeniden görülen davasında 30 ay hapis cezası verildi. böylece yeniden cezaevinin yolları gözüktü.
buradan
samsung’un varisi ve genel müdür yardımcısı lee jae-yong’un yolsuzluk iddiaları nedeniyle uzun süredir devam etmekte olan yargılanma sürecinde karar verildi. 52 yaşındaki lee, eski başkan park geun-hye’nin bir arkadaşına rüşvet vermekten suçlu bulunmuş ve 2017’de beş yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
suçu kabul etmedi ve temyiz üzerine ertelendi. bir yıl hapis yattıktan sonra serbest bırakılan lee jae-yong’un yeniden görülen davasında 30 ay hapis cezası verildi. böylece yeniden cezaevinin yolları gözüktü.
buradan
devamını gör...
babaya söylemek istenip de söylenemeyenler
keşke iletişime açık bir insan olsaydın da içimi burada dökmek zorunda kalmasaydım...
sırf baba oldun diye kendini bir şey zannediyorsun. çünkü siz babalar dövseniz de, bize pislik muamelesi yapsanız da her zaman haklısınızdır(!) kesin biz bir haltlar yemişizdir.
babaların çocuklarına sevgilerini göstermedikleri söylenir. bu bence koca bir saçmalık. seviyorsan belli edeceksin. ben sevgini göremedikten, hissedemedikten sonra bunların hiçbir anlamı yok.
neymiş şımarırmış, baba otoritesini tanımazmış... haydi oradan! sen benimle arana duvar örmeye devam ettikçe ben sana hiçbir şeyimi anlatmam. istemesem de yalan da söylerim, bir şeyler de saklarım. sen bana arkadaş olacağın yerde gençliğimi çalan bir hırsız oldun.
senin savunduğun o köhne değerler yüzünden ne çocukluğumu yaşayabildim, ne gençliğimi yaşayabildim. bak senin yüzünden her an parmak ucunda yürüyen bir insan oldum. benim bir birey olduğumu kabul etmedin. kişisel alanıma saygı duymadın. hoş görülebilecek çocukluk ve gençlik hatalarını suç saydın, yıllarca bana fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladın. yaşımın üstünde olgunluk bekledin benden. bak arkadaşlarım bana 80 yaşında bir ninenin ruhunu taşıdığımı söylüyorlar. ben henüz çeyrek asırlık bile olmadım ama kendimi yaşlı hissediyorum.
benden proje çocuk yaratmaya çalıştın. benim başarılarımdan kendine pay çıkarmak istedin. dışarıdan "ne güzel, çocuğunun yeteneklerini keşfeden bilinçli bir baba." imajı yarattın. ama senin tek yaptığın, beni yaşıtlarımla rekabet etmeye zorlamak oldu. beni çocuk işçi gibi kullandığını bilmiyor muyum sanıyorsun? benim üniversiteye kadar doğru dürüst arkadaşım olmadı. yarattığın proje yüzünden yaşıtlarım benimle hep mesafeli oldu.
ben yoruldum baba. yetişkinlik çağımı mahvetmene izin vermeyeceğim. mesleğimi elime alır almaz senin boyunduruğundan kurtulacağım. kendi duzenimi kurup tek başıma yaşayacağım. seni arayıp sormayacağım bile. hayatımda sana yer olmayacak artık. geçmişimin intikamını senden tek tek alacağım. haydi beni hayırsız evlat ilan et. haydi bana vefasız de. inan bana hiçbiri umurumda olmayacak. bana yaşattıklarından sonra bu yaptıklarım az bile kalacak.
tam 17 sene boyunca ensemde boza pişirdin. benim anksiyete sahibi bir birey olmama neden oldun. her hatamda bana hakaret ettin. bir babanın, çocuğuna söyleyemeyeceği şeyler söyledin. ama ben sesimi biraz yükseltsem suçlu olurdum, evin huzurunu bozan kişisi olurdum.
sen bana ağzına geleni söyleyeceksin, ben de susacağım öyle mi? yok öyle dünya! sırf babamsın diye bu yaptıklarına rağmen sana saygı duyacağım öyle mi? çok beklersin! sen bana saygı duydun mu?
beni sevdiğine zerre inanmıyorum. insan sevdiğine hayatını zindan etmez. ben de seni sevmiyorum. senden nefret de etmiyorum. artık o kadar umurumda değilsin ki...
sadece aynı çatı altında zoraki bir şekilde sana tahammül etmeye çalışıyorum. ama eskisi gibi susup sinmiyorum bir köşeye. bu daha başlangıç...
sırf baba oldun diye kendini bir şey zannediyorsun. çünkü siz babalar dövseniz de, bize pislik muamelesi yapsanız da her zaman haklısınızdır(!) kesin biz bir haltlar yemişizdir.
babaların çocuklarına sevgilerini göstermedikleri söylenir. bu bence koca bir saçmalık. seviyorsan belli edeceksin. ben sevgini göremedikten, hissedemedikten sonra bunların hiçbir anlamı yok.
neymiş şımarırmış, baba otoritesini tanımazmış... haydi oradan! sen benimle arana duvar örmeye devam ettikçe ben sana hiçbir şeyimi anlatmam. istemesem de yalan da söylerim, bir şeyler de saklarım. sen bana arkadaş olacağın yerde gençliğimi çalan bir hırsız oldun.
senin savunduğun o köhne değerler yüzünden ne çocukluğumu yaşayabildim, ne gençliğimi yaşayabildim. bak senin yüzünden her an parmak ucunda yürüyen bir insan oldum. benim bir birey olduğumu kabul etmedin. kişisel alanıma saygı duymadın. hoş görülebilecek çocukluk ve gençlik hatalarını suç saydın, yıllarca bana fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladın. yaşımın üstünde olgunluk bekledin benden. bak arkadaşlarım bana 80 yaşında bir ninenin ruhunu taşıdığımı söylüyorlar. ben henüz çeyrek asırlık bile olmadım ama kendimi yaşlı hissediyorum.
benden proje çocuk yaratmaya çalıştın. benim başarılarımdan kendine pay çıkarmak istedin. dışarıdan "ne güzel, çocuğunun yeteneklerini keşfeden bilinçli bir baba." imajı yarattın. ama senin tek yaptığın, beni yaşıtlarımla rekabet etmeye zorlamak oldu. beni çocuk işçi gibi kullandığını bilmiyor muyum sanıyorsun? benim üniversiteye kadar doğru dürüst arkadaşım olmadı. yarattığın proje yüzünden yaşıtlarım benimle hep mesafeli oldu.
ben yoruldum baba. yetişkinlik çağımı mahvetmene izin vermeyeceğim. mesleğimi elime alır almaz senin boyunduruğundan kurtulacağım. kendi duzenimi kurup tek başıma yaşayacağım. seni arayıp sormayacağım bile. hayatımda sana yer olmayacak artık. geçmişimin intikamını senden tek tek alacağım. haydi beni hayırsız evlat ilan et. haydi bana vefasız de. inan bana hiçbiri umurumda olmayacak. bana yaşattıklarından sonra bu yaptıklarım az bile kalacak.
tam 17 sene boyunca ensemde boza pişirdin. benim anksiyete sahibi bir birey olmama neden oldun. her hatamda bana hakaret ettin. bir babanın, çocuğuna söyleyemeyeceği şeyler söyledin. ama ben sesimi biraz yükseltsem suçlu olurdum, evin huzurunu bozan kişisi olurdum.
sen bana ağzına geleni söyleyeceksin, ben de susacağım öyle mi? yok öyle dünya! sırf babamsın diye bu yaptıklarına rağmen sana saygı duyacağım öyle mi? çok beklersin! sen bana saygı duydun mu?
beni sevdiğine zerre inanmıyorum. insan sevdiğine hayatını zindan etmez. ben de seni sevmiyorum. senden nefret de etmiyorum. artık o kadar umurumda değilsin ki...
sadece aynı çatı altında zoraki bir şekilde sana tahammül etmeye çalışıyorum. ama eskisi gibi susup sinmiyorum bir köşeye. bu daha başlangıç...
devamını gör...
gece uyanıp kedinin parlayan gözlerini görmek
gece yolda giderken karşıdan gelen aracın farlarının selektör yapması gibi, kedi de ben burdayım, dikkat et, çarpışmayalım diyerekten gözleri ile selektör yapıyor.
devamını gör...
forseti
iskandinav mitolojisinde adalet tanrısıdır. tabi mevzu adalet olunca beyefendinin tanınırlık oranı pek düşük. bakın 12 büyük tanrı var. bunlardan en az tanınanı ne yazık ki forsetidir. oysa adam o kadar yük çekmiş. tanrılar ve insanlar arasındaki davalara bakmış, herkesi uzlaştırmaya çalışmış. barış da barış diye yırtınmış, karşılığını ise üç beş kişinin tanıdığı/itibar ettiği bir tanrı olarak almış. neden? çünkü adam aklı selim bir adam. diğerleri gibi manyaklıklar peşinde koşmuyor. ama vikingler zaten kırık adamlar. aklı selim tanrı ile ne işleri olsun. e dünyadaki diğer toplumlarda onların kırıklıklarına hasta, hal böyle olunca adamı bir köşeye atmışlar işte. koskoca tanrısın ama adını bilen bile yok. işte bu bir dramdır. diğer mitolojilerdeki adalet tanrıları kopmuş gitmiş. themis zaten en ünlüsü, justitia'nın alemde bir şekli var. utu ve şamaş bile kendisine yer edinmiş. bu abimizi umursayan yok. ben kendisine o yüzden çok üzülüyorum. babasının oğlu işte. baldur gibi bahtsız. genetik bahtsızlık diyorlar herhalde buna.
bakın meditasyon denilen şeyde uzak doğululardan önce forseti abimizin ortaya çıkardığı bir şey. o kadar davaya bakıp, mevzu çözmeye çalıştığı için ziyadesi ile yorulurmuş. hal böyle olunca dinlenmek için meditasyon yapar ve kendini toparlarmış. yani adamın imanını gevretmişler yine de yaranamamış millete. lakapları arasında uzlaştırıcı ve öncülük eden kavramları var. ancak öncülük ettiğin şey barış ve hoşgörü olunca, kaile alınmıyorsun işte. tanrı da olsan bu acı gerçekle yüzleşiyorsun. tanrı dediğin kodu mu oturtacak abi. böyle diyalog arayan, sorun çözen tanrı gördü mü insanoğlu, suiistimal ediyor, şımarıyor. kendini bir halt sanıyor. temelden korkuyu salmazsan forseti gibi madara olursun.
abimiz glitnir evinde ikamet eder. glitnir parlayan manasına gelir. yani güzel bir kelime oyunu var orada. adaletin parlaması, ışık saçması falan. ama saçtığı ışık ne kadar yeterli olmuş dediğim gibi tartışılır. şimdi diyeceksiniz ki tyr bu adamdan ünlü. hah işte bende onu diyorum. bu adam her haltı güzellikle çözmeye çalışmış. tyr ise cevval bir adam. fenrir'le, garm'la falan boğuşmuş o yüzden adına destanlar yazılmış, kahraman olarak görülüyor. yani kodu mu oturtan tanrılardan. neyse işte efendi olmayacaksın bu alemde. kıymetin bilinmiyor arkadaş. tanrılığın bile güme gidiyor.
bakın meditasyon denilen şeyde uzak doğululardan önce forseti abimizin ortaya çıkardığı bir şey. o kadar davaya bakıp, mevzu çözmeye çalıştığı için ziyadesi ile yorulurmuş. hal böyle olunca dinlenmek için meditasyon yapar ve kendini toparlarmış. yani adamın imanını gevretmişler yine de yaranamamış millete. lakapları arasında uzlaştırıcı ve öncülük eden kavramları var. ancak öncülük ettiğin şey barış ve hoşgörü olunca, kaile alınmıyorsun işte. tanrı da olsan bu acı gerçekle yüzleşiyorsun. tanrı dediğin kodu mu oturtacak abi. böyle diyalog arayan, sorun çözen tanrı gördü mü insanoğlu, suiistimal ediyor, şımarıyor. kendini bir halt sanıyor. temelden korkuyu salmazsan forseti gibi madara olursun.
abimiz glitnir evinde ikamet eder. glitnir parlayan manasına gelir. yani güzel bir kelime oyunu var orada. adaletin parlaması, ışık saçması falan. ama saçtığı ışık ne kadar yeterli olmuş dediğim gibi tartışılır. şimdi diyeceksiniz ki tyr bu adamdan ünlü. hah işte bende onu diyorum. bu adam her haltı güzellikle çözmeye çalışmış. tyr ise cevval bir adam. fenrir'le, garm'la falan boğuşmuş o yüzden adına destanlar yazılmış, kahraman olarak görülüyor. yani kodu mu oturtan tanrılardan. neyse işte efendi olmayacaksın bu alemde. kıymetin bilinmiyor arkadaş. tanrılığın bile güme gidiyor.
devamını gör...
çerkeslere özgü eziklikler
ben hiç görmedim böyle bir şey. varsa buyursun söylesin. türkiyedeki etnik yapıları düşününce çerkeslere laf edebilme cüretini hangisi gördü acaba kendisinde söylesin bilelim. dışarı çıktığında etrafına bir bak,sokak röportajlarına bir bak sonra da bir çerkes köyüne git oralara bak. eziklik,cehalet, görgüsüzlük neymiş anlarsın o zaman. ya hayatında çerkes görmemiş ya da cami duvarına işeyesi gelmiş.
devamını gör...
apati
edip cansever, ''gelmiyor içimden hüzünlenmek bile'' der. insanın bu kadar kayıtsız kalması, herhangi bir his duymayacak konuma gelmesidir apati.
devamını gör...
nietzsche'den alıntılar
"ınsan dostunu düşmanından daha zor affeder.."
nietzsche
nietzsche
devamını gör...
800 tanıma kitap kampanyasını sosyal yardım kampanyasına dönüştürelim
bu yazarların arasına giremediğim için ne desem boş. benim tanımlar bedavaya gitti.
devamını gör...
saç dökülmesi
saç tellerinin yaşam siklusunun bitmesiyle kopmasıdır. günde 100-150 saç telinin dökülmesi normal kabul edilir. dönemsel, hormonel zaman zaman artış gösterse de uzun süreli devam eden saç dökülmesi demir eksikliği, hormon bozukluğu, genetik, kemoterapi gibi nedenlerden kaynaklı olabilir.
devamını gör...
18 ocak 2021 kabine toplantısı
yasaklar için hala asosyal diye laf atan tipler var. avrupa'da yasaklar hala uzatılırken, ülkemizdeki kafe sevdalıları ve instagrama fotoğraf koyma meraklıları, yasaklardan ziyade kısıtlamaları savunanlara "asosyal" diyor.
niye ??. çünkü bu ipler evde sıkıldı. kafe kafe gezemiyor. insan sağlığı umurlarında değil. tek umurlarında olan kendi çıkarları ve keyifleri.
toplantıda oyları eriyen akp, pek tabii kısıtlamaları hafifletecektir, umarım yanılırım. zira turizm sezonu yaklaşırken, vakaları ilahi şekilde 1000 altına düşmüştü. şimdi de esnaflar isyan etmeye başlayınca, vakalar ilahi şekilde 10 bin altına düştü.
kısıtlamalar, aşılama süreci belli bir noktaya gelene kadar kalkmamalı. böyle bir arar alınırsa, bilin ki siyasi karardır, koltuk için alınmış karardır.
tanım: kararlardan çok cehape lafının geçeceği, akp propagandasına dönüşecek olan toplantıdır.
niye ??. çünkü bu ipler evde sıkıldı. kafe kafe gezemiyor. insan sağlığı umurlarında değil. tek umurlarında olan kendi çıkarları ve keyifleri.
toplantıda oyları eriyen akp, pek tabii kısıtlamaları hafifletecektir, umarım yanılırım. zira turizm sezonu yaklaşırken, vakaları ilahi şekilde 1000 altına düşmüştü. şimdi de esnaflar isyan etmeye başlayınca, vakalar ilahi şekilde 10 bin altına düştü.
kısıtlamalar, aşılama süreci belli bir noktaya gelene kadar kalkmamalı. böyle bir arar alınırsa, bilin ki siyasi karardır, koltuk için alınmış karardır.
tanım: kararlardan çok cehape lafının geçeceği, akp propagandasına dönüşecek olan toplantıdır.
devamını gör...