sporun türkiye'de gelişmemesi
sporda bile torpil olduğu için başa gelen durumdur.
sporun torpili olur mu demeyin oluyor.
ben futbol üzerinden örneklerle gideyim hakim olduğum bir kaç spordan birisi.
hakem denen kavram babadan oğula geçer mi lan ? geçiyor.
basketbola geçelim sen futbol denen muhabbete paralar yatırıp basketbola al şu kadar bütçe bozdur bozdur harca dersen gelişir mi lan türkiye sana diyorum.
sen voleybol müsabakalarına önem vermezsen ne olur ?
kadınlar erkekler baya başarılı oluyorlar (bakın bilmiyorum bile) ama ne televizyonda yer veriliyor ne başka yerde.
spor denen mevzu öyle basit bir şey değildir gerekli ve önemlidir.
sen beden dersinde bana test çözdürürsen spor mu gelişir bu ülkede.
açma germe yaptıramayan beden öğretmenleri biliyorum ben.
biz ülke olarak spor müsabakalarında bölünürsek spor gelişir mi ?
gelişmez.
daha çok gelişmez.
ben avrupa’da fenerbahçe’nin yenilmesini isteyen bir fanatiğim.
bu iğrenç ve rezalet bir durumdur rezalettir.
bizi bu hale getirenler şu anda takılıyorlar.
bu en baştan çözülmesi gereken bir mesele.
çok sinirlendim akşam akşam.
sporun torpili olur mu demeyin oluyor.
ben futbol üzerinden örneklerle gideyim hakim olduğum bir kaç spordan birisi.
hakem denen kavram babadan oğula geçer mi lan ? geçiyor.
basketbola geçelim sen futbol denen muhabbete paralar yatırıp basketbola al şu kadar bütçe bozdur bozdur harca dersen gelişir mi lan türkiye sana diyorum.
sen voleybol müsabakalarına önem vermezsen ne olur ?
kadınlar erkekler baya başarılı oluyorlar (bakın bilmiyorum bile) ama ne televizyonda yer veriliyor ne başka yerde.
spor denen mevzu öyle basit bir şey değildir gerekli ve önemlidir.
sen beden dersinde bana test çözdürürsen spor mu gelişir bu ülkede.
açma germe yaptıramayan beden öğretmenleri biliyorum ben.
biz ülke olarak spor müsabakalarında bölünürsek spor gelişir mi ?
gelişmez.
daha çok gelişmez.
ben avrupa’da fenerbahçe’nin yenilmesini isteyen bir fanatiğim.
bu iğrenç ve rezalet bir durumdur rezalettir.
bizi bu hale getirenler şu anda takılıyorlar.
bu en baştan çözülmesi gereken bir mesele.
çok sinirlendim akşam akşam.
devamını gör...
hacivat karagöz neden öldürüldü
şaman ve yörük karagöz ile gezgin ve fırlama hacivat'ın birbirleriyle tanışmaları, arkadaşlıkları ve atışmalarının temasıyla, osmanlı beyliğinin o döneme ait sosyal ve kültürel yaşanan bazı değişimlerini çok güzel anlatmış bir filmdir. yörük olan karagöz'ün çocukluk masumiyetiyle annesine söylediği sözleri hatırlarım filmle ilgili çoğunlukla:
"biz yörük olmayalım artık, ben yörümek istemiyorum.."
güzel de bir şarkısı vardır:
"yüklenüp karanluğu, ışıklara yörürün,
yıldızlaru aş edüp, rüyalara yörürün,
göç dedüğün heç bitmez, bilünmeze yörürün,
gurbettür melmeketüm, yanluzluğa yörürün...."
"biz yörük olmayalım artık, ben yörümek istemiyorum.."
güzel de bir şarkısı vardır:
"yüklenüp karanluğu, ışıklara yörürün,
yıldızlaru aş edüp, rüyalara yörürün,
göç dedüğün heç bitmez, bilünmeze yörürün,
gurbettür melmeketüm, yanluzluğa yörürün...."
devamını gör...
yazarların duyduğu en efsane isim kısaltmaları
emre - emro.
devamını gör...
bir kedinin en güzel yeri
göbiş ve pati
devamını gör...
hayvanları kötüleyen atasözü ve deyimler
her kuşu şey yaptık leylek kaldı.
nasıl bir zihniyetten çıkmış olabilir böyle bir atasözü?
nasıl bir zihniyetten çıkmış olabilir böyle bir atasözü?
devamını gör...
hayata fakir gelip fakir gitmek
(bkz: coğrafya kaderdir)
devamını gör...
aylak adam
yusuf atılgan'ın tarzını ve hissettirmek istediği bilinç karmaşasını başlarda hazmetmek zor olsa da zamanla akıcı bir okuma sağlayan kaliteli bir kitaptır.
c.'de gördüğüm şey onun çocukluk travmasıyla karışık oedipus kompleksinin, c.'nin yaşam tarzını ve yaşama bakış açısını ne denli belirlediğiydi. c., pek ortalıkta görünmeyen, göründüğü zaman da sıkıcı bir sessizliğin sebebi olan, şefkatin ve huzurun kaynağı olan c.'nin teyzesini kendisinden uzaklaştıran babasını sevmiyordu. kulak olayı da cabası. c.'nin aylaklığının sebebi bana göre babasıydı. bu aylaklık, frank underwood'un babasının mezarına işemesinin c.'nin yaşam tarzında karşılığıydı. c.'ye ne iş yaparsın diye sorduklarında bir keresinde "aylakım ben, çalınmış paraları yerim." demişti. topluma karşı izleyici tavrını, yabancılığını ve hoşnutsuzluğunu da göz önüne alırsak babasından kaynaklı bu aylaklık c.'nin işine geliyordu.
belirsizliğin içinde türlü senaryolar kurup "nedir bana acı çektiren? ne istiyorum? kimim ben?" sorularını aşmış bay c.; her şeyin farkındaydı, kim olduğunu ve ne istediğini çok iyi biliyordu. belirsizliğin ne denli acı çektirici olduğunu bilirim, midem bulanır belirsizlikten. bay c. bana kesinliğin daha acı çektirici olduğunun çıkarımını yapmamı sağladı. insanların tutunduğu unsurları gülünç bulan c.; bir kurguya, bir arzuya tutunmuştu. c, ayşe'nin günlüğünde 23 temmuzun yanına yazılmış "onu seviyorum" cümlesini okuduğunda içinden "yalan! beni sevseydin o günün 23 temmuz olduğunu bilmezdin" demişti. yusuf atılgan'ın aşka bakış açısı mıdır yoksa insanlarda sık rastlanılan şu arzuya ve kurguya bilinçsizce düşkünlüğe dikkat çekmek istemesi midir bilinmez. oscar wilde ne güzel söylemiş; "hayatta iki türlü trajedi vardır: biri istediğini elde edememek, diğeriyse istediğini elde etmektir."
c.'de gördüğüm şey onun çocukluk travmasıyla karışık oedipus kompleksinin, c.'nin yaşam tarzını ve yaşama bakış açısını ne denli belirlediğiydi. c., pek ortalıkta görünmeyen, göründüğü zaman da sıkıcı bir sessizliğin sebebi olan, şefkatin ve huzurun kaynağı olan c.'nin teyzesini kendisinden uzaklaştıran babasını sevmiyordu. kulak olayı da cabası. c.'nin aylaklığının sebebi bana göre babasıydı. bu aylaklık, frank underwood'un babasının mezarına işemesinin c.'nin yaşam tarzında karşılığıydı. c.'ye ne iş yaparsın diye sorduklarında bir keresinde "aylakım ben, çalınmış paraları yerim." demişti. topluma karşı izleyici tavrını, yabancılığını ve hoşnutsuzluğunu da göz önüne alırsak babasından kaynaklı bu aylaklık c.'nin işine geliyordu.
belirsizliğin içinde türlü senaryolar kurup "nedir bana acı çektiren? ne istiyorum? kimim ben?" sorularını aşmış bay c.; her şeyin farkındaydı, kim olduğunu ve ne istediğini çok iyi biliyordu. belirsizliğin ne denli acı çektirici olduğunu bilirim, midem bulanır belirsizlikten. bay c. bana kesinliğin daha acı çektirici olduğunun çıkarımını yapmamı sağladı. insanların tutunduğu unsurları gülünç bulan c.; bir kurguya, bir arzuya tutunmuştu. c, ayşe'nin günlüğünde 23 temmuzun yanına yazılmış "onu seviyorum" cümlesini okuduğunda içinden "yalan! beni sevseydin o günün 23 temmuz olduğunu bilmezdin" demişti. yusuf atılgan'ın aşka bakış açısı mıdır yoksa insanlarda sık rastlanılan şu arzuya ve kurguya bilinçsizce düşkünlüğe dikkat çekmek istemesi midir bilinmez. oscar wilde ne güzel söylemiş; "hayatta iki türlü trajedi vardır: biri istediğini elde edememek, diğeriyse istediğini elde etmektir."
devamını gör...
yiğit özgür'ün karikatürlerine telif atması
ilk başta kaldırması için uyarı yapması gerekiyor. polislerinde ifadeye falan alması şaka gibi gerçekten. görmemişin karikatürü olmuş diyesi geliyor insanın. gece gece günaha sokacaklar.*
devamını gör...
bayanlardan bile aya gitme hayali kuranlar vardır
uzaya gitme hayali kuran adamların cümlesi "bayanlardan bile".
sizden hiçbir halt olmaz. önce dünya üzerindeki vatandaşlarının dertlerine çare ol sonra beraber çıkarız fezaya.
sizden hiçbir halt olmaz. önce dünya üzerindeki vatandaşlarının dertlerine çare ol sonra beraber çıkarız fezaya.
devamını gör...
anneliğin kutsallaştırılması
bu başlığı zamanında açmıştım. bu süreçte birçok girdi yapıldı. girdilerin bir kısmı ise yazdığım entrye cevap niteliğinde oldu. cevap niteliğinde entrylerin bazıları da anne olmuş kişiler tarafından yazıldı.
üzülerek gözlemliyorum ki, bu toplumun en büyük problemlerinden biri okumaya üşenmek veya okuduğunu anlamlandıramamaktır. yazdığım entryde anneliğin büyük bir emek olduğunu düşündüğümü açıkça belirtmene rağmen, karşıt görüş olarak anneliğin cefakar bir eylem olduğunu yazan birçok sözlük yazarı oldu. kutsallaştırma eyleminin , erkek egemen toplumun kadın üzerindeki hegemonyasının bir baskı aracı olduğunu anlatmama rağmen, rahatsızlığın büyük kısmı annelerden geldi.
okuyup, anlayıp, karşıt fikirler üretenleri seviyorum. okumadan veya okuduğunu anlayamadan cevap yazmaya çalışan romantik insanlara ise artık şaşmıyorum.
üzülerek gözlemliyorum ki, bu toplumun en büyük problemlerinden biri okumaya üşenmek veya okuduğunu anlamlandıramamaktır. yazdığım entryde anneliğin büyük bir emek olduğunu düşündüğümü açıkça belirtmene rağmen, karşıt görüş olarak anneliğin cefakar bir eylem olduğunu yazan birçok sözlük yazarı oldu. kutsallaştırma eyleminin , erkek egemen toplumun kadın üzerindeki hegemonyasının bir baskı aracı olduğunu anlatmama rağmen, rahatsızlığın büyük kısmı annelerden geldi.
okuyup, anlayıp, karşıt fikirler üretenleri seviyorum. okumadan veya okuduğunu anlayamadan cevap yazmaya çalışan romantik insanlara ise artık şaşmıyorum.
devamını gör...
avrupalı kız vs türk kızı
rastignacbeyefendinin avrupalı kız ile türk kızı arasındaki farklara yaptığı kıyaslara iki çift laf etmek istiyorum. bu tarz kıyasları çok saçma buluyorum kaldı ki eminim kendisi hiç avrupalı kız tanımadı, bende tanımadım ama söylediklerinin hepsine katıldığımı söylemek istiyorum ama burda şu soruyu sormak gerek. kızlarımıza , kadınlarımıza bunu kim yaptı? hepsi sizin gibi leş beyinli insanların marifeti. lafa gelince hepiniz avrupalı kadınları över, ama iş türkiye gerçeğine dönünce patriarkal diliniz zehir saçar etrafa
devamını gör...
toplu taşımada inmek istediğini tuhaf şekilde dile getirenler
beton mustafa'nın orada indir bizi evladım
beton mustafa'dan kasıt atatürk heykeli, yaşlı insanlar kullanıyordu.
beton mustafa'dan kasıt atatürk heykeli, yaşlı insanlar kullanıyordu.
devamını gör...
toplum sözleşmesi
zamanın devrim niteliğinde olan kitabında;hükümetlere iktidarı halkın verdiğini ve dolayısıyla da halkın bunu geri de alabileceğini savunmuştur.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının almış olduğu en güzel iltifat
henüz birinden iltifat almadığımı farkettim.
devamını gör...
şarkılarda sorulan enteresan sorular
her yerde saç var, kimin bu saçlar?
devamını gör...
tanımlarını kimin oyladığını kontrol eden yazar
kontrol etmesi güzel lakin sırf ben onun tanımlarını beğendim diye gelip benim birkaç tanımımı beğeniyorsa beni üzen yazardır. ben çoğu zaman bir yazarın profiline girip uzun uzun okurum, o yüzden ard arda beğeni atarım. siz benim profilimi ziyaret etmeseniz de olur, benim tanımımı alakasız bir yerde görüp okursanız kâfidir.
devamını gör...
tanımlarını kimin oyladığını kontrol eden yazar
ben de bakiyorum. benimle ayni dusunceye sahip biri daha var sanirim diye seviniyorum. neden biri dedim cunku ikinci artiyi zor goruyor elf gozlerim.
devamını gör...
an itibarıyla sözlükte online moderatör olmaması
ille de başımızda çoban mı olacak canım,iki dakika velisiz idare edemeyecek miyiz?*
devamını gör...
kendimizi hafiflemiş hissetmemizi sağlayan şeyler
olumsuz duyguların içimizde birike birike şelale olması sonucu patlamak.
devamını gör...