eureka
          archimedes (arşimet) ile anılan, yunanca “buldum” anlamına gelen kelime. 
rivayete göre archimedes, bir gün gümüş kaplamalı, işlemeli* şatafattan uzak banyosuna duş almak maksadıyla girer. banyo yapmak değil bakın duş almak için, zira entelektüeller böyle yapar. gümüş tasını bir yandan darbuka gibi çalıp bir yandan da su doldurduğu kurnasına daldırıp çıkarırken bir gariplik sezer. su kendi yoğunluğundan az olan cismi çekmiyor. yer çekimi varsa yer itimi de mi var acaba diye düşünür. ama zannetmez çünkü saçma, düşünsenize yer itiyor. neyse der, az suyla oynaşır ve aydınlanır. çırılçıplak sokağa koşar ve o meşhur sözü söyler* “eureka, eureka!”
sonra da hayatımıza suyun kaldırma kuvveti ve archimedes’in çıplak ifşa pozları girer.
  rivayete göre archimedes, bir gün gümüş kaplamalı, işlemeli* şatafattan uzak banyosuna duş almak maksadıyla girer. banyo yapmak değil bakın duş almak için, zira entelektüeller böyle yapar. gümüş tasını bir yandan darbuka gibi çalıp bir yandan da su doldurduğu kurnasına daldırıp çıkarırken bir gariplik sezer. su kendi yoğunluğundan az olan cismi çekmiyor. yer çekimi varsa yer itimi de mi var acaba diye düşünür. ama zannetmez çünkü saçma, düşünsenize yer itiyor. neyse der, az suyla oynaşır ve aydınlanır. çırılçıplak sokağa koşar ve o meşhur sözü söyler* “eureka, eureka!”
sonra da hayatımıza suyun kaldırma kuvveti ve archimedes’in çıplak ifşa pozları girer.
devamını gör...
böyle buyurdu zerdüşt
          nietzsche'nin en popüler eseri. genellikle insanların okuyup sıkıldığı kitap. bunun nedeni insanların bu kitabı anlamaya çalışması sanırım. halbuki bu kitap akıldan çok kalbe seslenir. fikirlerdense, duyguları değiştirmeyi amaçlar. bilim ya da felsefe kitabından çok şiir kitabıdır. bu kitapta yazar anlaşılmaktan çok hissedilmek ister. tabii ki onun gibi hissedebilmek için önce onun geçirdiği zihinsel değişimi bilmek gerekir. zihinsel değimini bilmek içinse eski kitaplarını okumak ve aynı zamanda yazarın hayat hikayesine aşina olmak gerek. aslında bu kitabı okuyabilmeniz için önce nihilist olmanız lazım. bu durum aslında kitabın içeriği ile alakalı. kitap insanın üç aşamalı değişiminden bahseder. birinci aşamadaki insan dine, ideolojiye ya da harici bir fikir veya hayale bağlı olarak yaşamını anlamlandırabilen güruhtur. ikinci aşamadaki insan ise nihilisttir. yani yaşamı anlamlı kılan her şeyden uzaklaşmış ve yaşamı hor görüp, ölümü kurtuluş olarak gören insandır. bir de üçüncü aşama vardır ki işte o aşamada bulunan insan üstinsandır. üstinsan ise yaşamını harici unsurlara gerek duymaksızın, yalnızca kendi zihinsel ve duygusal dünyası ile şekillendiren, kendi ahlakını kendisi yaratan, alışılmışın dışında ve tamamen özgür olan insandır. işte bu kitap tüm bu aşamadaki insanları gösterip, zartoşt adlı karakterin üstinsan oluş sürecinin hikayesidir. aynı zamanda nickim için esin kaynağıdır.
      
  devamını gör...
mantık
          hep onun önderliğinde hareket ettiğimi söylediğim ama her mızmızlanmamda hislerime suç attığım, ironimde boğulduğum, peşinde koştuğumu düşünüp kendi kendimi kandırdığım idealimdir.
      
  devamını gör...
sosyal antropoloji
          toplulukların sosyal yapılarını, manevî değerlerini ve kültürel kurum yapılarını karşılaştırmalı olarak inceleyen bir disiplindir. diğer ismi ise kültürel antropolojidir.
      
  devamını gör...
ölüm bir varmış bir yokmuş
          (bkz: jose saramago) nun kısmen daha az bilinen ama bence en iyi kitaplarından biri. kitabın ilk cümlesi inanılmaz: 
“ertesi gün hiç kimse ölmedi”
 
bilinmeyen bir ülkede bilinmeyen bir zamanda birden bire ölüm insanları öldürmekten vazgeçiyor. ve artık ülkede kimse ölmüyor. ve bu aslında kulağa hoş gelen bir şey gibi dursa da ülkede birden bire bir kaosa yol açıyor. o ki insanlık tarihinin başlangıcından beri değilmidir ölümsüzlük aramalar. herkes ölümsüzlüğün peşinde değil midir? ama saramago bize bu kitabında ölümsüzlüğün üzerinden insanlık,sevgi, empati, umut, kapitalizm, din, iktidar gibi konuları sorgulatıyor.
ülkede ölümün ortadan kalkmasıyla bir çok iş kolu faaliyetlerine son vermek zorunda kalıyor. hasta ve yaşlılar ölmüyor, cenazeciler isyan ediyor,hastaneler dolup taşıyor, din adamları ve iktidar arasında sorunlar baş gösteriyor. insanlar yaşlılarıyla ne yapacağını bilemiyor. yaşlılar daha da yaşlanıyor ama ölmüyor. huzur evleri dolup taşıyor. ve durum o ki ölüm sadece bu ülke sınırları içinde faaliyetini kesiyor ülke dışında her yerde ölümler devam ediyor. bu süreçte yaşananlar tam bir insanlık dersi olarak her saramago kitabında olduğu gibi bu kitapta da karşımıza çıkıyor.
sonra birden ölüm tekrar faaliyetlerine başlıyor. ancak bu sefer ölecek olan kişilere ölümden bir kaç gün önce öleceği haberi veriliyor. ve yine bir başka kaos başlıyor.
saramago bize insanlıkla ilgili müthiş analizler yapmaya bu kitabında da devam ediyor. yazar'ın en bilinen kitabı (bkz: körlük) ve (bkz: görmek) benim en beğendiğim kitaplarından biri de (bkz: kabil) ancak ölüm bir varmış bir yokmuş'da arada kalmış daha az biliniyor ama bence mükemmel analizlerle dolu harika bir kitap.
  “ertesi gün hiç kimse ölmedi”
bilinmeyen bir ülkede bilinmeyen bir zamanda birden bire ölüm insanları öldürmekten vazgeçiyor. ve artık ülkede kimse ölmüyor. ve bu aslında kulağa hoş gelen bir şey gibi dursa da ülkede birden bire bir kaosa yol açıyor. o ki insanlık tarihinin başlangıcından beri değilmidir ölümsüzlük aramalar. herkes ölümsüzlüğün peşinde değil midir? ama saramago bize bu kitabında ölümsüzlüğün üzerinden insanlık,sevgi, empati, umut, kapitalizm, din, iktidar gibi konuları sorgulatıyor.
ülkede ölümün ortadan kalkmasıyla bir çok iş kolu faaliyetlerine son vermek zorunda kalıyor. hasta ve yaşlılar ölmüyor, cenazeciler isyan ediyor,hastaneler dolup taşıyor, din adamları ve iktidar arasında sorunlar baş gösteriyor. insanlar yaşlılarıyla ne yapacağını bilemiyor. yaşlılar daha da yaşlanıyor ama ölmüyor. huzur evleri dolup taşıyor. ve durum o ki ölüm sadece bu ülke sınırları içinde faaliyetini kesiyor ülke dışında her yerde ölümler devam ediyor. bu süreçte yaşananlar tam bir insanlık dersi olarak her saramago kitabında olduğu gibi bu kitapta da karşımıza çıkıyor.
sonra birden ölüm tekrar faaliyetlerine başlıyor. ancak bu sefer ölecek olan kişilere ölümden bir kaç gün önce öleceği haberi veriliyor. ve yine bir başka kaos başlıyor.
saramago bize insanlıkla ilgili müthiş analizler yapmaya bu kitabında da devam ediyor. yazar'ın en bilinen kitabı (bkz: körlük) ve (bkz: görmek) benim en beğendiğim kitaplarından biri de (bkz: kabil) ancak ölüm bir varmış bir yokmuş'da arada kalmış daha az biliniyor ama bence mükemmel analizlerle dolu harika bir kitap.
devamını gör...
split
          (bkz: james mcavoy)' un mükemmel oyunculuk gösterdiği film.tekrar tekrar hayran kaldım kendisine.psiklojik gerilim filmleri arasında da en beğendiklerimden.
      
  devamını gör...
travma
          psikolojik ve fiziksel bütünlüğümüzü tehdit eden her türlü olay travma olarak adlandırılır çünkü travmatik olaylarda hayatımıza, vücut bütünlüğümüze ve sevdiğimiz insanlara karşı bir tehdit ya da riskli bir durum söz konusudur. bu tehdit, hiç beklemediğimiz bir anda ve biz hazır değilken gelir, günlük rutinimizi bozar, hayatımızı olumsuz yönde etkiler ve bizi ruhsal açıdan yıpratır.
"anormal olaylara normal tepki verme" olarak da tanımlayabileceğimiz travmaya neden olan pek çok etken vardır. bunlardan bazılarına insanlar sebep olurken bazıları da insanların kontrolü dışında gelişen durumlardır.
cinsellikle ilgili travmalar: taciz, tecavüz, ensest vb.
kayıplarla ilgili travmalar: insan, hayvan, uzuv, ilişki kaybı vb.
duygusal şiddetle ilgili travmalar: ihmal, hakaret, alay, küfür vb.
ebeveyn tutumlarıyla ilgili travmalar: aşırı ilgili ebeveyn, aşırı ilgisiz ebeveyn, baskın-pasif ebeveyn, ayrımcılık, ceza, tahkir etme, baskı vb.
fiziksel şiddetle ilgili travmalar: ebeveynden, yaşıtlarından, büyük birinden şiddet görmek yahut şahit olmak
fiziksel ve psikolojik hastalıklarla ilgili travmalar: uzun süreli ve ağır hastalıklar, ameliyat, ölümcül rahatsızlıklar, hastane ortamı, alkol vb.
okulda yaşanan travmalar: öğretmen, yaşıtlar ya da yaşça büyük öğrenciler tarafından fiziksel, duygusal, cinsel şiddete maruz kalmak, ceza, ihmal vb.
ilişkilerle ilgili travmalar: aldatılmak, boşanmak, şiddet görmek, aşağılanmak, ihmal vb.
yaşam değişiklikleriyle ilgili travmalar: boşanma ve ayrılıklar, iflas etme, işten kovulma, maddi kayıplar, sık taşınmak vb.
doğa olayları ve afetlerle ilgili travmalar: sel, deprem, yangın vb.
diğer travmalar: hapis yatmak, kürtaj, azınlık muamelesi görmek, boğulma, dışlanma vb.
  "anormal olaylara normal tepki verme" olarak da tanımlayabileceğimiz travmaya neden olan pek çok etken vardır. bunlardan bazılarına insanlar sebep olurken bazıları da insanların kontrolü dışında gelişen durumlardır.
cinsellikle ilgili travmalar: taciz, tecavüz, ensest vb.
kayıplarla ilgili travmalar: insan, hayvan, uzuv, ilişki kaybı vb.
duygusal şiddetle ilgili travmalar: ihmal, hakaret, alay, küfür vb.
ebeveyn tutumlarıyla ilgili travmalar: aşırı ilgili ebeveyn, aşırı ilgisiz ebeveyn, baskın-pasif ebeveyn, ayrımcılık, ceza, tahkir etme, baskı vb.
fiziksel şiddetle ilgili travmalar: ebeveynden, yaşıtlarından, büyük birinden şiddet görmek yahut şahit olmak
fiziksel ve psikolojik hastalıklarla ilgili travmalar: uzun süreli ve ağır hastalıklar, ameliyat, ölümcül rahatsızlıklar, hastane ortamı, alkol vb.
okulda yaşanan travmalar: öğretmen, yaşıtlar ya da yaşça büyük öğrenciler tarafından fiziksel, duygusal, cinsel şiddete maruz kalmak, ceza, ihmal vb.
ilişkilerle ilgili travmalar: aldatılmak, boşanmak, şiddet görmek, aşağılanmak, ihmal vb.
yaşam değişiklikleriyle ilgili travmalar: boşanma ve ayrılıklar, iflas etme, işten kovulma, maddi kayıplar, sık taşınmak vb.
doğa olayları ve afetlerle ilgili travmalar: sel, deprem, yangın vb.
diğer travmalar: hapis yatmak, kürtaj, azınlık muamelesi görmek, boğulma, dışlanma vb.
devamını gör...
sigara külü kadar yalnızlık
          sezai karakoç'un ve monna rosa  adlı şiirinden -yalnızlığı en güzel tanımı olduğu söylenen- bir  dize.**
ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık!
ve toprağın rüyaya yılan gibi girişi.
sana da monna rosa, taş bebeği bıraktık.
ellerinde kılçıklı balıkların bir dişi.
senin hatıran gibi büyük, yeni, karanlık;
senin hatıran kadar allah ve şeytan işi...
ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık!
 ve monna rosa
[elbarto ukdesi.]
  ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık!
ve toprağın rüyaya yılan gibi girişi.
sana da monna rosa, taş bebeği bıraktık.
ellerinde kılçıklı balıkların bir dişi.
senin hatıran gibi büyük, yeni, karanlık;
senin hatıran kadar allah ve şeytan işi...
ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık!
[elbarto ukdesi.]
devamını gör...
insanın zoruna giden şeyler
          en güvendiği insanlardan en büyük ve beklenmedik zararı görmesi.
      
  devamını gör...
mandela etkisi
          pikachu'nun kuyruğunda siyah kısım olmadığını öğrendiğim zaman şok eden etki.
      
  devamını gör...
şecaat arz ederken merd-i kıptî sirkatin söyler
          doğrusu "şecaat arz ederken merd-i kıptî sirkatin söyler" şeklinde olan, sadrazam koca mehmet ragıp paşa'ya ait söz. "merd-i kıptî" de "çingenenin merdi" değil "çingenenin erkeği" demektir, farsça erkek anlamındaki "merd" kelimesidir kullanılan. sözün geçtiği gazeldeki kısım ise şöyledir:
"meyan-ı güft ü gûda bed-meniş îhâm eder kubhun
şecaat arzederken merd-i kıptî sirkatin söyler"
  "meyan-ı güft ü gûda bed-meniş îhâm eder kubhun
şecaat arzederken merd-i kıptî sirkatin söyler"
devamını gör...
henüz 16 yaşında olan ceyda toyran'ın miss model seçilmesi durumu
          bu 16 yaşındaysa ben daha doğmamışım dediğim durum.
      
  devamını gör...
mal da yalan mülk de yalan
          var biraz da sen oyalan
      
  devamını gör...
afillibirbey
          bu aralar yazmaktan çok okumaya verdim kendimi sözlükte ve gerçekten okumaktan keyif aldığım yazarlar var. hem bir şeyler öğrendiğim hem de okurken iyi zaman geçirdiğim. 
bunlardan birisi olan yazardır. okuduğum kadarıyla tanıdığım yazardır. sağlam bir kalemi vardır. var olsundur.
  bunlardan birisi olan yazardır. okuduğum kadarıyla tanıdığım yazardır. sağlam bir kalemi vardır. var olsundur.
devamını gör...
ceviz ağacı
          başı köpük köpük bulut, içi dışı denizdir...
ve ne ilginçtir ki şiirde adı geçen gülhane parkında hiç ceviz ağacı yoktur.
  ve ne ilginçtir ki şiirde adı geçen gülhane parkında hiç ceviz ağacı yoktur.
devamını gör...
güne bir yalan bırak
          her insan değerlidir.
      
  devamını gör...
tarihin en büyük dolandırıcısı
          kim olduğunu değil ama dolandırıcılığın türünü kolaylıkla bulabileceğimiz başlık.
(bkz: din tüccarlığı)
tarihsel süreç içerisinde bu kadar kısa bir zamanda bu kadar çok insanı aynı anda silkmenin yolunu bulan başka kimse yoktur zannediyorum.
  (bkz: din tüccarlığı)
tarihsel süreç içerisinde bu kadar kısa bir zamanda bu kadar çok insanı aynı anda silkmenin yolunu bulan başka kimse yoktur zannediyorum.
devamını gör...
sdss j140821.67+025733.2
          ilk keşfedildiğinde, o ana kadar ki en büyük karadelik olan (bkz: ton 618) den 3 kat büyük olduğu hesaplanmış olan karadelik. böylece, evrende o ana kadar ki keşfedilen en büyük karadelik olarak tahta yerleşmişti.
fakat,
geçen yıl yapılan bir araştırma sonucunda aslında çok daha küçük olduğu kanıtlandı. böylece (bkz: ton 618) evrende bildiğimiz yekpare en büyük cisim olma ünvanını tekrar elde etmiş oldu.
iopscience.iop.org/article/...
  fakat,
geçen yıl yapılan bir araştırma sonucunda aslında çok daha küçük olduğu kanıtlandı. böylece (bkz: ton 618) evrende bildiğimiz yekpare en büyük cisim olma ünvanını tekrar elde etmiş oldu.
iopscience.iop.org/article/...
devamını gör...
tadı hayal kırıklığına uğratan yiyecekler
devamını gör...
sözlüğün seviyesini yükseltiyoruz kampanyası
          daha önce de yazdım. çok ilginçtir ki sözlük formatı türkiye'ye ait baya canlı ve iyi bir kültürdür. 20 yıldan fazladır hayatımızda olan bir olgudur. kendine haiz bir dokusu vardır. sonradan açılan diğer sözlüklerle canlı bir doku ve kültüre dönüşmüştür.
fakat son yıllarda kendi yarattığımız güzel ruhları bile acı çektire çektire öldürdüğümüz bir dönemdeyiz. bu sözlüğün "küfürsüz sözlük" olayı da buna hizmet ediyor. neden bu sözlükte "lerli larlı" başlık açılamadığına dair tek bir rasyonel cevap olmaması da buna işaret. haa bu arada küfürlü bit tanım yazıldığında yüzde bilmemkaçını sansürle diyorlar. özür dilerim ama mezurem yok. keşke sözlüğe kaydolduğumda bir tane hediye etseydiniz.
gençlere otosansür dayatırsanız uzun vadede bir yaşam şansınız olmaz. otosansür çürüterek öldürür.
burayı ve yazarlarını seviyorum. harika anılarım oluştu. kurucalar da gerçekten çok değerli ve emekçi arkadaşlar. ama bakın arkadaşlar ben anılarımın ve emeğim olduğu yere sahip çıkarım. eleştirilerim bu yöndedir.
sözlüğü aynı türkiye gibi yönetiyorsunuz. çoğunlukla kendi koyduğunuz kurallara uymuyorsunuz. sorulara genellikle rasyonel cevaplarınız yok. ve daha nice şey.
şimdi beni de kuralları çiğnememe rağmen atacaksanız canınız sağolsun.
ben eleştirilerimle niteliği yükseltmeye çalıştım. fakat sözlük müddireyeti "al abi sana yetki hadi düzelt" derse kaçarım. konforumdan zerre ödün vermem.
bu şartlar altında her şeye rağmen emeklerine teşekkür ederim.
  fakat son yıllarda kendi yarattığımız güzel ruhları bile acı çektire çektire öldürdüğümüz bir dönemdeyiz. bu sözlüğün "küfürsüz sözlük" olayı da buna hizmet ediyor. neden bu sözlükte "lerli larlı" başlık açılamadığına dair tek bir rasyonel cevap olmaması da buna işaret. haa bu arada küfürlü bit tanım yazıldığında yüzde bilmemkaçını sansürle diyorlar. özür dilerim ama mezurem yok. keşke sözlüğe kaydolduğumda bir tane hediye etseydiniz.
gençlere otosansür dayatırsanız uzun vadede bir yaşam şansınız olmaz. otosansür çürüterek öldürür.
burayı ve yazarlarını seviyorum. harika anılarım oluştu. kurucalar da gerçekten çok değerli ve emekçi arkadaşlar. ama bakın arkadaşlar ben anılarımın ve emeğim olduğu yere sahip çıkarım. eleştirilerim bu yöndedir.
sözlüğü aynı türkiye gibi yönetiyorsunuz. çoğunlukla kendi koyduğunuz kurallara uymuyorsunuz. sorulara genellikle rasyonel cevaplarınız yok. ve daha nice şey.
şimdi beni de kuralları çiğnememe rağmen atacaksanız canınız sağolsun.
ben eleştirilerimle niteliği yükseltmeye çalıştım. fakat sözlük müddireyeti "al abi sana yetki hadi düzelt" derse kaçarım. konforumdan zerre ödün vermem.
bu şartlar altında her şeye rağmen emeklerine teşekkür ederim.
devamını gör...