beylerin daha duygusal olduğunu öğrendiğim başlık.

ula acaba aşk nedir ben mi bilmiyorum?.. bak mikail!.. ben daha yeni ayakkabılarımı giymedim, bitirme yazı. ağlarım.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...


değişir yönü rüzgârın
solar ansızın yapraklar;
şaşırır yolunu denizde gemi
boşuna bir liman arar;
gülüşü bir yabancının
çalmıştır senden sevdiğini;
içinde biriken zehir
sadece kendini öldürecektir;
ölümdür yaşanan tek başına,
aşk iki kişiliktir.

bir anı bile kalmamıştır
geceler boyu sevişmelerden;
binlerce yıl uzaklardadır
binlerce kez dokunduğun ten;
yazabileceğin şiirler
çoktan yazılıp bitmiştir;
ölümdür yaşanan tek başına,
aşk iki kişiliktir.

avutamaz olur artık
seni, bildiğin şarkılar,
boşanır keder zincirlerinden
sular tersin tersin akar;
bir hançer gibi çeksen de sevgini
onu ancak öldürmeye yarar:
uçarı kuşu sevdanın
alıp başını gitmiştir;
ölümdür yaşanan tek başına,
aşk, iki kişiliktir.

yitik bir ezgisin sadece,
tüketilmiş ve düşmüş gözden;
düşlerinde bir çocuk hıçkırır
gece camlara sürtünürken;
çünkü hiçbir kelebek
tek başına yaşamaz sevdasını,
severken hiçbir böcek
hiçbir kuş yalnız değildir;
ölümdür yaşanan tek başına,
aşk iki kişiliktir.
devamını gör...

aynı evde yaşamak.*
devamını gör...

hayallerim...
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

çok sevdiğim kızım şila
devamını gör...

(bkz: uçmağa varmak) eski türklerde ölen kişiler için uçmağa vardı denirdi. cennete gittiği inanılan kişiler için kullanılırdı.
devamını gör...

indie, independent* kelimesinin kısaltmasıdır.
indie rock*; ticari bir amaç uğruna güçlü plak şirketleri tarafından üretilmeyip, bir şirket bünyesine dahil olmadan kendi yöntemleriyle deneysel müziklerini yapan, nispeten küçük ve bağımsız rock oluşumlarının kayda aldıkları müzikleri için kullanılan bir tarz adıdır.

aslında indie sözcüğü tarzdan ziyade bir tavrı sergilemektedir ve özgün bir stile sahiptir. bu anlamda bazen alternatif müzik ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır.
plak şirketlerinin, yaratıcı ve enteresan müzikleri ticari bir risk olarak görmesinden dolayı bu tip gruplara albüm çıkarma ilgileri düşüktür. bunun sonucu olarak bu tarz müzik çalışması yapan kişilere yönelik albüm yapacak plak şirketleri oluşmak zorunda kalmıştır.
adı marka olmuş firmalardan bir proje dahilinde albüm çıkartıp, tv'lerde ve festivallerde boy gösterip sonradan yaptıkları müziğe indie diyen grupların yaptıkları müziği bu akımdan saymak reddedilmelidir.

the cure, sonic youth, the killers, blonde redhead, arcade fire, uh huh her, two door cinema club, arctic monkeys, the strokes bu akımdan bazı yabancı gruplardır.

türkiye'de bu müziği icra ederek akımı sürdürmeye çalışan ve sözlük radyosunda kafadandeniz arkadaşımızın yaptığı kafa rock programında dinlemek istediklerimden bazıları; büyük ev ablukada, sakin, yasemin mori, nekropsi, replikas, gevende, ceylan ertem, cenk han alkaya, kırmızı ve peximet şeklindedir..
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

genel olarak kulun acziyetini ve fakriyetini idrak edip allah'ın esmalarına sığınması şeklinde yazılırlar.
münacaat-ı üveys el karani'yi ilk duyduğumda çok etkilenmiştim, tüylerimi ürpertmişti, arapçasını okumak da türkçesini okumak da ayrı lezzetlidir.
devamını gör...

bir kavga başlangıcı olarak bakışmak.
devamını gör...

(bkz: bal yerine reçel yapan arı)
bi insani hiç görmeden yanaklarını sıkasınız geliyo mu benim geliyo.
devamını gör...

allahuâlem... gönlüm honki ponkiden yana...
devamını gör...

sözlüğün düz yazarı olmayı seviyorum zira diğer türlü korumanız gereken bir mevzi sahibi olduğunuzda özgün olacak kadar özgür olmanız mümkün olamayabiliyor. yani bir kalite standardı oluşunca ya x yazara bak x dedik bağrımıza bastık adam ne yazmış denilebiliyor. insanı mahveden de işte bu beklentiye uyma çabası.
devamını gör...

genellikle yemek yaparken sorduğumuz sorulardır. malzemelerden ya da pişirme sürecinden emin olunmadığında vuku bulurlar.

bir de bulaşık yıkarken * bir anda varoluşsal kriz soruları hücum edebilir. tedirgin olmayınız, geçiyor bulaşıklar bitince.

-içi pişmiş midir? *
-altı kızarmış mıdır?
-tuz attım mı ben buna ya?
-buzdolabında ne var acaba? (bkz: gece buzdolabını açıp hiçbir şey almadan kapatmak)
-şimdi ben bunları yıkamasam ne olur ki? *
devamını gör...

kendini isim arama telaşından kurtaran kişidir, tembelin önde gideni. birde bunun muhabbet kuşu versiyonu var kuş mavi ise maviş sarı ise limon.
devamını gör...

okumak. bu universite okumak olur,kitap okumak olur,evreni okumak yani tefekkür olur. aklınıza ne geliyorsa. okuyun efenim. açık olun değişime.
devamını gör...

bir umuttur yaşatan insanı…

zorunlu edit büdüt: açtığım başlığın duygusu ile taşındığım başlığın duygusu bir mi? tamam bu daha edebi ama ben de burukluk yok ki
devamını gör...

beth gibbons gibi harika bir soliste sahip farklı kafalar yaşayan ve yaşatan trip-hop grubu.
massive attack ile birlikte bristol çıkışlı oldukları için trip-hop’a bristol sound da denir.
devamını gör...

luis de la higuera'nın 2006 yılında piyasaya sürdüğü, harika bir konusu olsa da bunu hiç etmiş eseri. bu romanı yıllar önce antalya migros avm'nin d&r'ında görmüş ve almak istemiştim ama param yetmemişti, o süre zarfından sonra unutmuştum varlığını, geçen sene bir şekilde hatırlayıp sipariş ettim ve bir köşede okunmayı beklemişti, gün itibariyle bitti.

spoiler vermeden anlatmaya çalışacak olur isem, 1600'lü yıllarda tuhaf bir köye bir kilise inşa ediliyor ve temel atılma kısmında iskelet bulunuyor, bu iskeletin bir azizeye ait olduğu düşünülüyor ama iskelet araştırılmaya başlanıyor, papalık olaya el koyuyor ve işler karışıyor.

bu iskeletin tarihi, kim olduğu, gerçekten bir azizeye mi yoksa başka bir şeye mi ait olduğu kısmını bir güzel merak ettiriyor yazar ama son 20 sayfaya kadar hiçbir şey öğrenemeden bir oraya, bir buraya, "bir an önce bitsin artık..." diyeceğimiz gereksiz ve bir şey kazandırmayan detaylarda boğmuş bizi sevgili yazar. üstüne hiç tatmin edecek bir son olmayınca da kitap oldukça başarısız bir hale bürünmüş...
devamını gör...

//uyumlulara uyumsuz notlar _2_

şimdilerin somut kısaltılmış maddeleri halinde kelimeler,
konuşurken boş bakan gözlerin arkasında neyin dolu olduğunu ve neden vites küçülterek hayatını devam ettirme çabası içinde kaldığını merak ediyoruz.
çocukları daha çok seviyoruz bu sebepten,
cumlelerin en yerleşik ikazlarını olduğu gibi anlatıyorlar dilleri masum düşünceler yaşanmışlıklardan muaf.
takdir görmek isteyerek uyanıyor gözümüz her gün ve her gün ve yine her gün.
uzun bacaklı şımartılmış egolarını tatmin ettikten sonra insan hallerinin,
iş dönüş yolunda düşünüyoruz..ait olduğum yerde miyim?
yoksa olduğum yer mi bana emanet edilmiş?

çoğu insanın elleri terler duygularını dile getirirken,
küçük görülme yada anlaşılmama daha kötüsü yanlış anlaşılma damlaları diyebiliriz ter damlalarının adına.

bunun için sürekliliği kalmıyor empati kurmanın,
bunun için eksik kalıyor cümlelerimiz,
bunun için duygusuz hale geliyor yüreklerimiz..

ve..günün sonu,
taç giydiriyoruz en sevdiğimiz şarkı ile mutlu sandığımız gülümsemekten yoksun gözlerimize...bunun adı ise..
günü şerefiyelendirme..
d.b
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim