geceye bir şarkı bırak
los del rio-macarena.
devamını gör...
cem belevi
güzel şarkılarından birisidir.
.
.
devamını gör...
yaratılış

elma ağaçları tüm dünya anlatılarında yeniden doğuşun ve üremenin sembolüdür. hikayeler, masallar, filmler ve resimleri süsleyen elma motifinin bu denli sevilerek kullanılması sebepsiz değildir elbet. yasak meyve incir mi elma mı bilinmez ama tüm dünyada en yaygın inanç yasak meyvenin elma olduğu düşüncesidir. elma miti söylencelerde, masallarda hatta dinsel kıssalarda havva’nın adem’e yedirdiği bilgi ağacının meyvesi ve insanlığın cennetten kovulmasına neden olan meyve olarak var olmuş ve kendine sanat eserlerinde, yazınsal alanında yer bulmuş özel bir meyve olarak geçer.
aslında hiçbir kutsal kitapta, bilgi ağacının elma ağacı olduğuna dair bilgi olmamasına karşın çoğunlukla yasak meyvenin elma olduğu miti çok yaygın olarak geçmişten günümüze kadar gelmiştir. bu ağaç iyiyi ve kötüyü bilme ölçütü sunan bilgi ağacıdır. adem ve havva’nın cennetten kovulmasına neden olan bu meyve çoklukla görsellerde yılanın ağzından havva’yı baştan çıkartmak ve yasak olanı yaptırmak için ona sunulan elma şeklinde tasvir edilir. elma ilk günahla ilintili olarak görülmüş çünkü elma sözcüğü latince kökenli malus, malum yani kötü, günah anlamına gelen kelime ile bağdaştırılmıştır. adem ile havva’nın bu meyveyi yedikten sonra cennetten kovulması ve bunun beraberinde dünyaya kötülük getirmesi olarak da düşünülür.
resim: adem’in düşüşü ve ağıt ressam hugo van der goes 1479
kaynak dergipark
devamını gör...
kuş kanadı kalem olsa yazılmaz benim derdim
ne güzel bir ege türküsüdür.
hele hele tolga çandar’ın sesiyle :
hele hele tolga çandar’ın sesiyle :
devamını gör...
walter bishop
dizisinin en baba karakteridir. izledikçe hayranlığınız üst seviyelere çıkar. bana ''okulu bırakıp fizik mi okusam hayalleri'' kurduran karakterdir. fikirleri çalınmış bir bilim adamıdır ayrıca bir dahinin yıllarca demir parmaklıkların arkasına hapsedilmiş olması iç burkar. elbette etik kurallı yıllar önce çiğnemiştir fakat bir dahi kolay yetişmiyor. içinde dramda barındırır, benim için en özel dizilerin başında gelir.
devamını gör...
parşömen
zamanında, üzerine yazı yazmak veya resim çizmek için kullanılan, hayvan derisinden yapılmış kağıt benzeri bir gereç.
devamını gör...
sodyum poliakrilat
videoyu gördükten sonra araştırmak istedim, her ne kadar adına aşina olmasak da yaşantımızın bir parçasıymış.
hidrojel-su jeli
kendi kütlesinin 300-400 katı su absorbe* edebilen özelliğe sahiptir.
bu özelliğinden dolayı;buz torbaları, tarım, sinema*, kablo, petrol için delme çalışmalarında, kanalizasyon, beton, sel önleyici kum torbaları, su engelleyici merhem/bant, hijyen ürünleri*, çiçek taşıma, çiftlik gibi birçok olana kullanılıyor.
devamını gör...
mariana çukuru
dünya üzerinde bilinen en derin nokta.
her ne kadar birçok insan henüz oraya inilemediğini sansa da, 1960'lı yıllarda don walsh ve bir batiskafla jacques piccard tarafından ziyaret edilmiş, daha sonra ise james cameron ve victor vescovo gibi isimler de daha derin noktalarına inmeyi başarmıştır.
bir de küçük uyarıda bulunayım. bu fotoğraf mariana çukuru'na ait değil. genellikle internette arama yapıldığında karşınıza ilk çıkan budur ama burası farklı bir yer. mariana çukuru şu bölgede...
her ne kadar birçok insan henüz oraya inilemediğini sansa da, 1960'lı yıllarda don walsh ve bir batiskafla jacques piccard tarafından ziyaret edilmiş, daha sonra ise james cameron ve victor vescovo gibi isimler de daha derin noktalarına inmeyi başarmıştır.
bir de küçük uyarıda bulunayım. bu fotoğraf mariana çukuru'na ait değil. genellikle internette arama yapıldığında karşınıza ilk çıkan budur ama burası farklı bir yer. mariana çukuru şu bölgede...
devamını gör...
regl ağrısı
öyle bir ağrı düşünün ki ben aslında yokum diyen filozofu bile var olduğuna ikna ettirir. hatta varlığın gelmişine geçmişine sövdürür.
devamını gör...
hayır diyememek
kişi, çocukluğundan itibaren yetiştirdiği kişiler tarafından yaşamına çok fazla müdahale edilmesi doğrultusunda özgünlüğünü zamanla kaybetmeye başlar. giyiminden davranışlarına kadar nasıl hareket edeceğine karar veren ve çocuğun yaşantısını sistematik bir şekilde yöneten ebeveynler çocuğun iç referansını kaybetmesine neden olur. duygularını sürekli bastıran bu kişilerin vücutlarında kronik stres oluşur ve sinir sistemi dengesizleşen bu kişiler tehlikesiz anlarda bile kaçmak isterler. hayır diyememek hem fiziksel hem de ruhsal olarak kişiyi strese sokmakta ve hastalığa sebep olabilmektedir. sinir sistemimiz bozulduğu zaman sosyalleşmemiz gereken yerde bile kaçmaya çalışabilir veya endişe duyabiliriz. sinir sistemimizin içerisinde yer alan bu mekanizmalar 0-6 yaşlar arasında şekillenmeye başlamakta ve sinir sisteminin gereksiz aktif olması birçok rahatsızlıkların kökeni olarak ortaya çıkmaktadır. yani fiziksel ve ruhsal bağlantıların dengesizleşmesi sağlıksız tepkilere neden olmakta. kişisel sınırlarımız temelde yatan benliğimizi gösterir. sürekli olarak duygularını bastıran kişiler, kendi sınırları başkalarının ellerine bırakarak gerçek duyguları ile çatışmaya girer ve hem zihinsel hem de bedensel olarak çöküşler yaşar.
böylece, sağlıklı bir yaşam sürdürmek istiyorsak sınırlarımızı bir başkasının ihlal etmesine izin vermeyerek hayır demeyi bilmeliyiz.
böylece, sağlıklı bir yaşam sürdürmek istiyorsak sınırlarımızı bir başkasının ihlal etmesine izin vermeyerek hayır demeyi bilmeliyiz.
devamını gör...
ben küçükken sarışınmışım
bir de şey var doğduğumda gözlerim maviymiş... sonra bakıyorsun adam kapkara tenli, kahverengi gözlü . nasıl bir kısa süreli evrilmedir insan hayret ediyor.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
merhabalar sevgili portakallar,
bu bir hatırlatma ve naçizane öneri tanımıdır.
#962705 numaralı tanımımda da belirttiğim üzere perşembe günü yapacağımız anadolu rock gecesi için ses kaydı göndermemiz için son tarih yarın saat 17.00'dır. son teslim tarihi yaklaştığı için ses kayıtları da hızla gelmeye devam etmekte bu nedenle bildiğimiz şarkıların çoğu anons edilmektedir. bu noktada sizlerden ricam şu an itibariyle isteyeceğiniz şarkıyı bana mesaj atarak "daha önce istendi mi?" diye sormanız. böylelikle sizleri ikinci kez ses kaydı almanız için yormamış olurum. anlayışınıza sığınıyor, sevgiler ve kalpler gönderiyorum efendim.
yarın gecenin yıldızlarının duyurusunu yazdığım tanımda buluşmak üzere!
bu bir hatırlatma ve naçizane öneri tanımıdır.
#962705 numaralı tanımımda da belirttiğim üzere perşembe günü yapacağımız anadolu rock gecesi için ses kaydı göndermemiz için son tarih yarın saat 17.00'dır. son teslim tarihi yaklaştığı için ses kayıtları da hızla gelmeye devam etmekte bu nedenle bildiğimiz şarkıların çoğu anons edilmektedir. bu noktada sizlerden ricam şu an itibariyle isteyeceğiniz şarkıyı bana mesaj atarak "daha önce istendi mi?" diye sormanız. böylelikle sizleri ikinci kez ses kaydı almanız için yormamış olurum. anlayışınıza sığınıyor, sevgiler ve kalpler gönderiyorum efendim.
yarın gecenin yıldızlarının duyurusunu yazdığım tanımda buluşmak üzere!
devamını gör...
tüm yazarların karma puanlarını artırıyoruz kampanyası
beğendim bunu.
devamını gör...
olası istanbul depreminde yaşanacaklar
- istanbul'un güney kıyısı ne yazık ki büyük hasar alacak. binlerce insan vefat edecek, sakat kalacak, evsiz kalacak. çok acı.
- ekonominin can damarı olan istanbul olmasi nedeniyle ülke ekonomisi büyük yara alacak.
- siyasiler icraat yerine laf üretecekler, didişecekler, depremi şova dönüştürecekler. enkazın üzerine çıkıp kendilerini gösterecekler. ( izmir depreminde bunları gördük)
- büyük bir kaos ve plansızlık yaşanacağı için kurtarılabilir depremzeler vakit kaybından dolayı enkaz altında mahsur kalıp vefat edecek.
- genç jenerasyona psikolojik olarak etki edecek, özellikle eğitim hayatlarına darbe inmiş olacak.
- mevcut hükümet buradan kendisine pay biçip toki moki bir şeyler zırvalayacak.
- birileri kürsüye çıkıp "bizi bölemeyecekler" edebiyatı yapıp halka çay fırlatacak. o kaos içinde bile çay kapmaya gidecek binlerce insan olacak.
- muhalefet de laf ebeliği yapmaktan geri kalmayacak.
- haşmetli ve avaneleri vatandaştan para isteyecekler. ıban verecekler.
- ülkeye soktukları afgan ve suriyeliler başta olmak üzere yağmalar başlayacak.
- sözde müslüman arap ülkeleri yerine israil, yunanistan gibi ülkeler yardıma koşacaklar.
not: izmir depremi ve marmara depremini yaşamış biri olarak fazlasıyla olabilecekleri tahmin edebiliyorum.
- ekonominin can damarı olan istanbul olmasi nedeniyle ülke ekonomisi büyük yara alacak.
- siyasiler icraat yerine laf üretecekler, didişecekler, depremi şova dönüştürecekler. enkazın üzerine çıkıp kendilerini gösterecekler. ( izmir depreminde bunları gördük)
- büyük bir kaos ve plansızlık yaşanacağı için kurtarılabilir depremzeler vakit kaybından dolayı enkaz altında mahsur kalıp vefat edecek.
- genç jenerasyona psikolojik olarak etki edecek, özellikle eğitim hayatlarına darbe inmiş olacak.
- mevcut hükümet buradan kendisine pay biçip toki moki bir şeyler zırvalayacak.
- birileri kürsüye çıkıp "bizi bölemeyecekler" edebiyatı yapıp halka çay fırlatacak. o kaos içinde bile çay kapmaya gidecek binlerce insan olacak.
- muhalefet de laf ebeliği yapmaktan geri kalmayacak.
- haşmetli ve avaneleri vatandaştan para isteyecekler. ıban verecekler.
- ülkeye soktukları afgan ve suriyeliler başta olmak üzere yağmalar başlayacak.
- sözde müslüman arap ülkeleri yerine israil, yunanistan gibi ülkeler yardıma koşacaklar.
not: izmir depremi ve marmara depremini yaşamış biri olarak fazlasıyla olabilecekleri tahmin edebiliyorum.
devamını gör...
emre aydın
hoşçakal parçası güzel yere dokunur.
devamını gör...
anlatırken ağlarım diye anlatamadıklarımız
her şeyi çöp kutusu misali içime atmadığım için , çok da anlam yüklemiyorum artık. 20 yaşında olsam belki ama 30'a geldikten sonra , hayatın akışını da göz önünde bulundurunca , içimde kalacağına ağzımdan çıksın misali koyuyorum ortaya.
kural 1 : hayat adil değildir , alışın.
kural 1 : hayat adil değildir , alışın.
devamını gör...
kur'an-ı kerim
içinde bir çok mucize barındıran kutsal kitaptır.
devamını gör...
yks'ye 49 gün kalması
daha çok varmış. 49 günde her şey olur. belki turistler için sınavı bile erteleyebilirler.
devamını gör...
dini inancın zayıflama nedenleri
cevabı kesinlikle "sorgulamak" olamayacak soru.
sorgulamak, dinden çıkmak için ya da inancın zayıflaması için bir gerekçe değil. insan sorgulayarak daha sağlam temellerle inanma yolunu da seçebilir. mesele neyi, nasıl sorguladığınız; mesele yatkınlığınızın hangi tarafa doğru olduğu. inanmamak için bahane arayan insan sorgulamasa bile dinden çıkar. inanmak isteyen insan sorguladıkça inancına bağlanabilir.
***
bu konuyu siyaset üzerinden düşünebilirsiniz; hangi partinin tüzüğünde olumsuz, vatan aleyhinde, yapılmaması gereken şeyler yazar? peki siyasetçilerin hepsi dürüst müdür size göre? eğer cevabınız "hayır, değildir" ise burada suç tüzüğün mü yoksa ona uymayan siyasetçinin midir? işte kuran ile müslümanları birbirinden ayrı değerlendirmediğiniz sürece, tüm suçu dine yüklemeniz kolay ama yanlış olan seçenektir.
***
bir insan "ben yalancı değilim" diyebilir ama aynı zamanda onlarca yalanı bir çırpıda sıralayabilir karşınızda. burada beyanı değil, yaptığı esastır. bir insan da "ben müslümanım" diyebilir ama hiçbir şekilde müslümanlıkla bağdaşmayan işler yapabilir. müslümanım ben demek cennete girmenin yeter ve gerek şartı değil. bazen görüyorum yorumlarda "her şeyi yapıyor ama müslüman olduğu için cennete mi girecek şimdi bu adam?" diye isyan edenleri. yukarıda da söylediğim gibi, insanın ağzından çıkan şey ile eylemleri örtüşmelidir.
bazıları müslüman olmayı sadece allah'a olan inancı anlatan bir kelime, yapılan eylemleri de ayrı bir iş olarak görüyor ama müslüman olmak, allah'ın koyduğu yasaklara uymak, yapmayın dediklerinden kaçınmak, yapın dediklerini yapmaktır. adam öldürüp, hırsızlık yapıp, yalan söyleyerek müslüman olduğunu söyleyenin hesabı allah'a kalmıştır artık. istediği kadar müslümanım dese de, her yaptığının hesabını verecektir.
***
bu arada, inançlı insanların hepsini aptal, kandırılmaya müsait, bilimden uzak kimseler olarak görmek en büyük yanılgılardan biridir.
bir örnek üzerinden anlatayım meseleyi. kansas üniversitesi'nde matematik profesörü olan jeffrey lang isimli bir insan var. bu adam eskinin ateistlerinden, şimdiyse bir müslüman çünkü bu adam kuran'ı sorgulayarak okumuş ama öyle bizim "kuran'ı sorguladım, bir sürü çelişki buldum ve dinden çıktım yeaa" diyenlerimiz gibi değil. çelişki bulmaya çalışarak değil, aksine, karşılaştığı her açık kapıda "acaba bu neden böyle?" diye düşünerek ve cevabını bulana kadar diğer ayete geçmeyerek sorgulamış. merak edenler için, bu süreci anlattığı videoları var youtube'da.
***
2 konuya daha kısaca değinip yazıyı toparlayayım.
1- kuran'da anlatılan birçok şey, olağanüstü ve gerçek dışı masallar gibi gelebilir bazılarına. örneğin cezalandırılan insanların üzerine pişmiş balçıkların, taşların yağmasına abartılmış bir hikaye gözüyle bakanlarınız vardır belki ya da benzer anlatımlarda "öyle şey olur mu yaa!" tepkisi verdiğiniz olaylar olabilir ayetlerde. tabii ki bize göre allah isterse her şey olur ama bu olup bitenleri mesela doğal afetler gibi bilimsel gerçekler üzerinden değerlendirmeniz gerekiyor da olabilir. insanların başına yağan o "pişmiş balçıklar" belki de sadece bir volkanın püskürttüğü taşlardı, yani bilimsel temeli olan bir olaydı. önemli olan o volkanın neden o gün, orada, o saatte, o insanların üzerine patladığıdır ki, işte işin mucize dediğimiz kısmı da odur aslında.
2- dini araştırırken hadis kitaplarından araştırmayın. o kitapların içerisinde sadece hadisler değil, rivayetler de var ve içlerinde birbiriyle çelişen rivayetler de var. işin doğrusunu kuran'dan öğrenin. hadislere de sadece namaz nasıl kılınır gibi şekilsel detaylar için başvurun.
bir de lütfen hangi ayetin hangi koşullarda geldiğini bilmeden ayet cımbızlayanlardan olmayın. önüne arkasına bakmadan ortadan tek bir cümleyi, ne gibi toplumsal koşullar altında geldiğine bakmadan alıp bir şeyleri bunun üzerinden itibarsızlaştırmaya çalışmayın. kuran'ın evrenselliği, o dönemin toplumsal sorunlarını çözmek amacıyla da gönderilen ayetlerden çok, temel olarak yapılması ve kaçınılması gereken hareketlerden gelir. üstelik mesela firavun denen adamın özelliklerini bir düşünün. sizce de günümüzde hâlâ firavun karakterli kimseler yönetmiyor mu bazı ülkeleri? işte evrensellik budur ki üzerinden kaç yıl geçerse geçsin, kuran'da anlatılan tipte insanları mutlaka bir şekilde karşınızda bulursunuz.
***
her neyse, epey uzadı entry. işin özeti, imanı zaten zayıf olan kişinin dinden uzaklaşması oldukça kolay. allah dilediğini doğru yola yöneltir ayetiyle birlikte düşününce, beyninin bir kenarıyla eğreti şekilde inandığını söyleyen ama inanmamak için de her fırsatı kollayan birini allah'ın doğru yola iletmemesi ihtimali -en doğrusunu o bilir ama- yüksektir bence.
sorgulamak, dinden çıkmak için ya da inancın zayıflaması için bir gerekçe değil. insan sorgulayarak daha sağlam temellerle inanma yolunu da seçebilir. mesele neyi, nasıl sorguladığınız; mesele yatkınlığınızın hangi tarafa doğru olduğu. inanmamak için bahane arayan insan sorgulamasa bile dinden çıkar. inanmak isteyen insan sorguladıkça inancına bağlanabilir.
***
bu konuyu siyaset üzerinden düşünebilirsiniz; hangi partinin tüzüğünde olumsuz, vatan aleyhinde, yapılmaması gereken şeyler yazar? peki siyasetçilerin hepsi dürüst müdür size göre? eğer cevabınız "hayır, değildir" ise burada suç tüzüğün mü yoksa ona uymayan siyasetçinin midir? işte kuran ile müslümanları birbirinden ayrı değerlendirmediğiniz sürece, tüm suçu dine yüklemeniz kolay ama yanlış olan seçenektir.
***
bir insan "ben yalancı değilim" diyebilir ama aynı zamanda onlarca yalanı bir çırpıda sıralayabilir karşınızda. burada beyanı değil, yaptığı esastır. bir insan da "ben müslümanım" diyebilir ama hiçbir şekilde müslümanlıkla bağdaşmayan işler yapabilir. müslümanım ben demek cennete girmenin yeter ve gerek şartı değil. bazen görüyorum yorumlarda "her şeyi yapıyor ama müslüman olduğu için cennete mi girecek şimdi bu adam?" diye isyan edenleri. yukarıda da söylediğim gibi, insanın ağzından çıkan şey ile eylemleri örtüşmelidir.
bazıları müslüman olmayı sadece allah'a olan inancı anlatan bir kelime, yapılan eylemleri de ayrı bir iş olarak görüyor ama müslüman olmak, allah'ın koyduğu yasaklara uymak, yapmayın dediklerinden kaçınmak, yapın dediklerini yapmaktır. adam öldürüp, hırsızlık yapıp, yalan söyleyerek müslüman olduğunu söyleyenin hesabı allah'a kalmıştır artık. istediği kadar müslümanım dese de, her yaptığının hesabını verecektir.
***
bu arada, inançlı insanların hepsini aptal, kandırılmaya müsait, bilimden uzak kimseler olarak görmek en büyük yanılgılardan biridir.
bir örnek üzerinden anlatayım meseleyi. kansas üniversitesi'nde matematik profesörü olan jeffrey lang isimli bir insan var. bu adam eskinin ateistlerinden, şimdiyse bir müslüman çünkü bu adam kuran'ı sorgulayarak okumuş ama öyle bizim "kuran'ı sorguladım, bir sürü çelişki buldum ve dinden çıktım yeaa" diyenlerimiz gibi değil. çelişki bulmaya çalışarak değil, aksine, karşılaştığı her açık kapıda "acaba bu neden böyle?" diye düşünerek ve cevabını bulana kadar diğer ayete geçmeyerek sorgulamış. merak edenler için, bu süreci anlattığı videoları var youtube'da.
***
2 konuya daha kısaca değinip yazıyı toparlayayım.
1- kuran'da anlatılan birçok şey, olağanüstü ve gerçek dışı masallar gibi gelebilir bazılarına. örneğin cezalandırılan insanların üzerine pişmiş balçıkların, taşların yağmasına abartılmış bir hikaye gözüyle bakanlarınız vardır belki ya da benzer anlatımlarda "öyle şey olur mu yaa!" tepkisi verdiğiniz olaylar olabilir ayetlerde. tabii ki bize göre allah isterse her şey olur ama bu olup bitenleri mesela doğal afetler gibi bilimsel gerçekler üzerinden değerlendirmeniz gerekiyor da olabilir. insanların başına yağan o "pişmiş balçıklar" belki de sadece bir volkanın püskürttüğü taşlardı, yani bilimsel temeli olan bir olaydı. önemli olan o volkanın neden o gün, orada, o saatte, o insanların üzerine patladığıdır ki, işte işin mucize dediğimiz kısmı da odur aslında.
2- dini araştırırken hadis kitaplarından araştırmayın. o kitapların içerisinde sadece hadisler değil, rivayetler de var ve içlerinde birbiriyle çelişen rivayetler de var. işin doğrusunu kuran'dan öğrenin. hadislere de sadece namaz nasıl kılınır gibi şekilsel detaylar için başvurun.
bir de lütfen hangi ayetin hangi koşullarda geldiğini bilmeden ayet cımbızlayanlardan olmayın. önüne arkasına bakmadan ortadan tek bir cümleyi, ne gibi toplumsal koşullar altında geldiğine bakmadan alıp bir şeyleri bunun üzerinden itibarsızlaştırmaya çalışmayın. kuran'ın evrenselliği, o dönemin toplumsal sorunlarını çözmek amacıyla da gönderilen ayetlerden çok, temel olarak yapılması ve kaçınılması gereken hareketlerden gelir. üstelik mesela firavun denen adamın özelliklerini bir düşünün. sizce de günümüzde hâlâ firavun karakterli kimseler yönetmiyor mu bazı ülkeleri? işte evrensellik budur ki üzerinden kaç yıl geçerse geçsin, kuran'da anlatılan tipte insanları mutlaka bir şekilde karşınızda bulursunuz.
***
her neyse, epey uzadı entry. işin özeti, imanı zaten zayıf olan kişinin dinden uzaklaşması oldukça kolay. allah dilediğini doğru yola yöneltir ayetiyle birlikte düşününce, beyninin bir kenarıyla eğreti şekilde inandığını söyleyen ama inanmamak için de her fırsatı kollayan birini allah'ın doğru yola iletmemesi ihtimali -en doğrusunu o bilir ama- yüksektir bence.
devamını gör...
