otostopçunun galaksi rehberi
küçük bir kızken lafarasında okunacak listemde olduğunu söylediğim, haftasında dünyanın en güzel notu ile hediye edilen, o zamandan beri de başucu kitabım olan eser. bu kadar güzel bir şeyi nasıl tanımlarım bilmiyorum, tek söyleyebileceğim; bu, o kızın öyküsü değil.
dünya üzerinde yazılmış en güzel notu da buraya bırakıyorum. belki birileri başka birilerini kitaptan çok sevindirmek ister.
"hayat, evren ve her şey" hakkında tüm bilip bilmediklerimizi "çoğunlukla zararsız" bir şekilde konuşup "kuşkucu somon"a danışacağımız bir "evrenin sonundaki restoran" akşam yemeğinden, garsona "elveda ve bütün o balıklar için teşekkürler" diyerek ayrılıp otostopa devam etmek dileğiyle.
dünya üzerinde yazılmış en güzel notu da buraya bırakıyorum. belki birileri başka birilerini kitaptan çok sevindirmek ister.
"hayat, evren ve her şey" hakkında tüm bilip bilmediklerimizi "çoğunlukla zararsız" bir şekilde konuşup "kuşkucu somon"a danışacağımız bir "evrenin sonundaki restoran" akşam yemeğinden, garsona "elveda ve bütün o balıklar için teşekkürler" diyerek ayrılıp otostopa devam etmek dileğiyle.
devamını gör...
normal sözlük'te tanışıp arkadaş olmak
nasıl oluyor diye merak ettiğim başlık.
benim denk geldiklerimin sanki başkalarına tahammülü kalmamış, bir emojiyle muhabbeti kesiyorlar. sağ olsunlar efendim.
benim denk geldiklerimin sanki başkalarına tahammülü kalmamış, bir emojiyle muhabbeti kesiyorlar. sağ olsunlar efendim.
devamını gör...
onlar yanlış biliyor
devamını gör...
paraguay
güney amerika'nın 7 milyona yakın nüfusuyla denize kıyısı olmayan iki ülkeden birisidir.
- başkenti (bkz: asunción) şehri olan paraguay, ismini ülkedeki paraguay nehri'nden almaktadır.
- nüfusun %90'ından fazlası paraguay nehri'nin doğusunda yaşamaktadır.
- nüfusunun %40-45'i şehirlerde yaşamaktadır.
- paraguay'ın resmi dili ispanyolca olsa da halkın çoğunluğu yerli dillerinden biri olan guarani dilini konuşmaktadır.
- çalışan nüfusun %45'i tarımda çalışmaktadır.
- dünyada en fazla elektrik üreten (bkz: ıtaipu barajı) paraguay'da yer almaktadır.
- başkenti (bkz: asunción) şehri olan paraguay, ismini ülkedeki paraguay nehri'nden almaktadır.
- nüfusun %90'ından fazlası paraguay nehri'nin doğusunda yaşamaktadır.
- nüfusunun %40-45'i şehirlerde yaşamaktadır.
- paraguay'ın resmi dili ispanyolca olsa da halkın çoğunluğu yerli dillerinden biri olan guarani dilini konuşmaktadır.
- çalışan nüfusun %45'i tarımda çalışmaktadır.
- dünyada en fazla elektrik üreten (bkz: ıtaipu barajı) paraguay'da yer almaktadır.

devamını gör...
mobbing
mob: şiddet uygulayan düzensiz kalabalık
mobile vulgus: kararsız kalabalık
mobile vulgus: kararsız kalabalık
devamını gör...
şekspir müzikali
haluk bilginer'in oynadığı enfes tiyatro oyunu. canlı izlemeyi çok isterdim. belki bir gun yeniden sahnelenirse diye umut etmeyi bırakmayacağım yine de. youtube'da tamamını bulabilirsiniz. insanı alıp bir ömür yaşatıyor. bütün şarkıları ve oyunculuklarıyla, gerçekten müthiş bir oyun. izleyin, keyfiniz yerine gelsin.
işte linki de burda
işte linki de burda
devamını gör...
şarkılarda geçen acımasız cümleler
yine kendi kendime sormadan duramadım,
niye seni böyle istiyorum bulamadım
anlamak çözmeye yetmez
sensiz olmaz sensiz olmaz
bülent ortaçgil - sensiz olmaz
niye seni böyle istiyorum bulamadım
anlamak çözmeye yetmez
sensiz olmaz sensiz olmaz
bülent ortaçgil - sensiz olmaz
devamını gör...
apateizm
müridi olduğum tarikat. yıllarca kendimi ateist zannediyordum, bir kaç yıl önce aslında apateist olduğumu farkettim.
devamını gör...
karşı cinste tahammül edilemeyen özellikler
çok küfür etmesi.
devamını gör...
kadınların sarışın ve mavi gözlü erkek takıntısı
sıdkım sıyrıldı bu genellemelerden, kadınlar kendine iyi gelen adamları tercih ederler. kesin.
devamını gör...
ayrılığı anlatan en güzel cümle
öperek uyandırdım bu sabah ayrılığı.
fırından yeni çıkan bekleyişler satın aldım.
kırmızı mavi ekoseli yalnızlığımı serdim masaya.
manzaraysa ayrılığa sıfır! işte her şey hazır...
acılarımla iki lafın belini kırdık.
yokluğunda bir kuş sütü eksik..
yalnızlığım ve ben; seni çok bekledik… *
fırından yeni çıkan bekleyişler satın aldım.
kırmızı mavi ekoseli yalnızlığımı serdim masaya.
manzaraysa ayrılığa sıfır! işte her şey hazır...
acılarımla iki lafın belini kırdık.
yokluğunda bir kuş sütü eksik..
yalnızlığım ve ben; seni çok bekledik… *
devamını gör...
son görülmesi ve mavi tiki kapalı insan
bu insan benimdir. mavi tik, son görülme beni geriyor. takip ediliyor gibi hissedip, geriliyorum. allah ın verdiği bu gözler istediği zaman görür kardeşim size ne...
devamını gör...
bu imtidâd-ı cevre-ki bahtın şitâbı var
güftesi nedîm'e , bestesi ise hâlid lem'i atlı'ya ait olan uşşak şarkıdır.
hikayesi ise çok tuhaftır. rivayet odur ki atatürk, 1926 yılında istiklâl mahkemelerinde idam cezasına çarptırılan doktor nâzım bey'in son sözlerini sormuş ve son sözlerinin bu dizeler olduğunu öğrenmiştir. doktor nâzım bey, sözlerinin sonunda da "gidin paşaya da söyleyin bunu" diyerek arzusunu iletmiştir. atatürk'ün bunu duyduktan sonra etkilendiği ve elindeki kalemi düşürdüğü söylenir. atatürk'ün şarkıyı yasaklattığı ve belli bir süre okunmadığı bilinmektedir. alâeddin yavaşça'nın anlattığına göre ise atatürk, bu kişilerin idam edilmelerini onaylayan belgeyi imzalar iken böyle bir soru sormuştur ve aldığı bu cevap karşısında elindeki kalemi düşürmüş ve duraklamıştır. ismet inönü ise "paşam zaaf göstermeyiniz" diye telkin etmiş ve imzalamasını sağlamıştır. şarkı, demokrat parti döneminde yeniden serbest edilmiştir. internette gördüğüm kadarıyla da adnan menderes'i bu konuda öven yazılar dahi mevcuttur. adnan menderes, bu şarkının okunmasını alâeddin yavaşça'dan rica etmiştir. yavaşça'nın atatürk ile ilgili anlattığı hikaye de kendisine anne tarafından akrabası olan refik koraltan tarafından anlatılmıştır.
dinlemek için
sözleri;
"bu imtidâd-ı cevre-ki bahtın şitâbı var
mihnet medâr olan feleğe intisâbı var
eyler nesim-i subhu bize gird-bâd-ı gam
bu rüzgâr-ı bî mededin inkılâbı var "
hikayesi ise çok tuhaftır. rivayet odur ki atatürk, 1926 yılında istiklâl mahkemelerinde idam cezasına çarptırılan doktor nâzım bey'in son sözlerini sormuş ve son sözlerinin bu dizeler olduğunu öğrenmiştir. doktor nâzım bey, sözlerinin sonunda da "gidin paşaya da söyleyin bunu" diyerek arzusunu iletmiştir. atatürk'ün bunu duyduktan sonra etkilendiği ve elindeki kalemi düşürdüğü söylenir. atatürk'ün şarkıyı yasaklattığı ve belli bir süre okunmadığı bilinmektedir. alâeddin yavaşça'nın anlattığına göre ise atatürk, bu kişilerin idam edilmelerini onaylayan belgeyi imzalar iken böyle bir soru sormuştur ve aldığı bu cevap karşısında elindeki kalemi düşürmüş ve duraklamıştır. ismet inönü ise "paşam zaaf göstermeyiniz" diye telkin etmiş ve imzalamasını sağlamıştır. şarkı, demokrat parti döneminde yeniden serbest edilmiştir. internette gördüğüm kadarıyla da adnan menderes'i bu konuda öven yazılar dahi mevcuttur. adnan menderes, bu şarkının okunmasını alâeddin yavaşça'dan rica etmiştir. yavaşça'nın atatürk ile ilgili anlattığı hikaye de kendisine anne tarafından akrabası olan refik koraltan tarafından anlatılmıştır.
dinlemek için
sözleri;
"bu imtidâd-ı cevre-ki bahtın şitâbı var
mihnet medâr olan feleğe intisâbı var
eyler nesim-i subhu bize gird-bâd-ı gam
bu rüzgâr-ı bî mededin inkılâbı var "
devamını gör...
do i wanna know
bu şarkı dünyanın en seksi şarkısı olabilir, cidden.
devamını gör...
hüseyin nihal atsız
bir an perinçekçiler tarafından basıldığını zannettiğim başlık.
adolf hitler bunu görse tövbe namazı kılardı ama kendisi en şerefli, onurlu, omurgalı adam ilan edilmiş maşallah.
eğer cehennem diye bir yer varsa, doğrudan veya dolaylı olarak ölümüne sebep olduğu sabahattin ali'nin ahının kendisinden feci şekilde çıkması gerekir.
t: at hırsızı kılıklı atsız faşist.
adolf hitler bunu görse tövbe namazı kılardı ama kendisi en şerefli, onurlu, omurgalı adam ilan edilmiş maşallah.
eğer cehennem diye bir yer varsa, doğrudan veya dolaylı olarak ölümüne sebep olduğu sabahattin ali'nin ahının kendisinden feci şekilde çıkması gerekir.
t: at hırsızı kılıklı atsız faşist.
devamını gör...
zorunlu eğitim yaşı 5'e düşüyor
yine kervan yolda düzülürmantığı ile yapilip eline yüzüne bulastiracaklari bir iş daha.
2012 yılında da nedensiz yere 60 aylık yani 5 yaşındaki çocukları "ya doktora gider rapor alırsınız ya da ilkokula baslarlar" diyerek bir anda ilköğretime aldılar. sonra halk ve öğretmenler tepki gosterince geri adım attılar ama şu anda lisede olan bir nesil böyle heba oldu.
bakanın söylediği ise yıllardır söylenen ama icraate gecirilemeyen okul öncesi eğitimin zorunlu ilkokul eğitimine bağlanması ile ilgili.
hani şarkıda diyor ya; bı sherlock değilsin ama fikir güzel diye, o hesap yillardir dile getirilen ama altyapı sorunları çözülmeden yapıldığında yine bir çok nesilin heba olmasına neden olacak proje.
okul öncesi eğitim maddiyata bağlı ve çok açık uçlu bir süreç. halihazırda kendi içinde pek çok yöntem teknik ve uygulama farklılığı var ve kendi içinde bile bir bütünlük olusturamayan öğretmenlerden olusuyor.
çocuğun malzeme ihtiyaçlarını karşılamak, sınıfın temizlik,eğitici malzeme, oyuncak, donanım masraflarını karşılamak ise oldukça pahalı. yardımcı personel ihtiyacından, fiziksel yetersizlikler den, sınıf mevcutlarından ve daha bununla ilgili şuraya yazsam sayfalar sürecek teknik sorunlardan hiç bahsetmiyorum bile.
bir iki yıla yapılır mutlaka, sonra iki yillik açıköğretim mezunu bir sürü öğretmen kadroya girer, 10 metrekare sınıflara 30 öğrenci doldurur, aydınlık ve parlak bir nesil yetiştiriz !!! korkmayın, o iş bizde !!!
2012 yılında da nedensiz yere 60 aylık yani 5 yaşındaki çocukları "ya doktora gider rapor alırsınız ya da ilkokula baslarlar" diyerek bir anda ilköğretime aldılar. sonra halk ve öğretmenler tepki gosterince geri adım attılar ama şu anda lisede olan bir nesil böyle heba oldu.
bakanın söylediği ise yıllardır söylenen ama icraate gecirilemeyen okul öncesi eğitimin zorunlu ilkokul eğitimine bağlanması ile ilgili.
hani şarkıda diyor ya; bı sherlock değilsin ama fikir güzel diye, o hesap yillardir dile getirilen ama altyapı sorunları çözülmeden yapıldığında yine bir çok nesilin heba olmasına neden olacak proje.
okul öncesi eğitim maddiyata bağlı ve çok açık uçlu bir süreç. halihazırda kendi içinde pek çok yöntem teknik ve uygulama farklılığı var ve kendi içinde bile bir bütünlük olusturamayan öğretmenlerden olusuyor.
çocuğun malzeme ihtiyaçlarını karşılamak, sınıfın temizlik,eğitici malzeme, oyuncak, donanım masraflarını karşılamak ise oldukça pahalı. yardımcı personel ihtiyacından, fiziksel yetersizlikler den, sınıf mevcutlarından ve daha bununla ilgili şuraya yazsam sayfalar sürecek teknik sorunlardan hiç bahsetmiyorum bile.
bir iki yıla yapılır mutlaka, sonra iki yillik açıköğretim mezunu bir sürü öğretmen kadroya girer, 10 metrekare sınıflara 30 öğrenci doldurur, aydınlık ve parlak bir nesil yetiştiriz !!! korkmayın, o iş bizde !!!
devamını gör...
isaac asimov
büyük usta hem bilim insanı hem de bir bilim kurgu yazarıdır. kendisi yazmak eylemini nefes almakla eşdeğer tutmuştur. daha 20 yaşında vakıf gibi bir bilim-kurgu kutsalı olan seriyi yazmaya başlamıştır.
yahudi asıllı abd vatandaşı rusya doğumludur. daha küçük yaşlarında her daldan kitap okumaya başlamıştır. bu sayede hayalgücü olağanüstü gelişmiştir. okuma sırası da hayli karışıktır kitaplarına başlamadan önce biraz okuma yapmak gerekebilir fakat başlayınca su gibi akar.
"ölümden sonra yaşama inanmıyorum, bu
yüzden ömrümü cehennemden ya da daha kötüsü cennetten korkarak geçirmek zorunda değilim. cehennemin işkenceleri ne olursa olsun, cennetin sıkıcılığının daha beter olacağını düşünüyorum."
“bilimde duyması en heyecan verici ve bir çok keşfin habercisi olan söz ‘buldum!‘ değil, şudur: 'bu çok eğlenceliymiş'"
yahudi asıllı abd vatandaşı rusya doğumludur. daha küçük yaşlarında her daldan kitap okumaya başlamıştır. bu sayede hayalgücü olağanüstü gelişmiştir. okuma sırası da hayli karışıktır kitaplarına başlamadan önce biraz okuma yapmak gerekebilir fakat başlayınca su gibi akar.
"ölümden sonra yaşama inanmıyorum, bu
yüzden ömrümü cehennemden ya da daha kötüsü cennetten korkarak geçirmek zorunda değilim. cehennemin işkenceleri ne olursa olsun, cennetin sıkıcılığının daha beter olacağını düşünüyorum."
“bilimde duyması en heyecan verici ve bir çok keşfin habercisi olan söz ‘buldum!‘ değil, şudur: 'bu çok eğlenceliymiş'"
devamını gör...