amish
teknoloji ve teknolojinin getirdiği her şeyi reddeden topluluk.
amerika'da yaşayan fakat almanca'nın bir lehçesini konuşan amişler oldukça dindar ve garip özelliklere sahipler. uzay çağında yaşamamıza rağmen 17. yüzyılda yaşıyor gibi davranan topluluk elektrik, telefon, otomobil gibi hiçbir teknolojik aleti kullanmıyor. akşam olduğunda gaz lambası ile oturup, at arabaları ile yolculuk ediyorlar.
kendi kıyafetlerini kendileri dikiyor, fermuar bile kullanmıyorlar. hatta evli, bekar kadınların birbirinden farklı olarak takmak zorunda oldukları baş örtüleri bile var.
hastalansalar bile hiçbir şekilde hastaneye başvurmuyor kendi ürettikleri ilaçlar ile tedavi olmayı tercih ediyorlar.
değişik yaşam tarzları ile birçok insanın dikkatini çeken amişler, yaşadıkları bölgeye fazlaca turist çekiyorlar, fakat bu durumdan fazlaca rahatsızlar. özellikle fotoğraflarının çekilmesinden çok rahatsız olan topluluk, eğer fotoğrafları çekilirse ruhlarının uçup gideceğine inanıyorlarmış. ilginç gerçekten.
kendi topluluklarından farklı bir insanla evlenmeleri yasak, kısacası herkes birbiri ile akraba. bu nedenle çocuklarda akraba evliliklerinden doğan sorunlar olabiliyor. hatta 2020'nin başlarında fazla sayıda çocuğun ölmesiyle gündem olan amişler çocuklarının aniden ölmesine ''ani ölüm laneti'' adını vermişler.
pandemi döneminde amerika amişlere covid19 salgını hakkında bilgi vermek için broşürler dağıtmıştı.
amerika'da yaşayan fakat almanca'nın bir lehçesini konuşan amişler oldukça dindar ve garip özelliklere sahipler. uzay çağında yaşamamıza rağmen 17. yüzyılda yaşıyor gibi davranan topluluk elektrik, telefon, otomobil gibi hiçbir teknolojik aleti kullanmıyor. akşam olduğunda gaz lambası ile oturup, at arabaları ile yolculuk ediyorlar.
kendi kıyafetlerini kendileri dikiyor, fermuar bile kullanmıyorlar. hatta evli, bekar kadınların birbirinden farklı olarak takmak zorunda oldukları baş örtüleri bile var.
hastalansalar bile hiçbir şekilde hastaneye başvurmuyor kendi ürettikleri ilaçlar ile tedavi olmayı tercih ediyorlar.
değişik yaşam tarzları ile birçok insanın dikkatini çeken amişler, yaşadıkları bölgeye fazlaca turist çekiyorlar, fakat bu durumdan fazlaca rahatsızlar. özellikle fotoğraflarının çekilmesinden çok rahatsız olan topluluk, eğer fotoğrafları çekilirse ruhlarının uçup gideceğine inanıyorlarmış. ilginç gerçekten.
kendi topluluklarından farklı bir insanla evlenmeleri yasak, kısacası herkes birbiri ile akraba. bu nedenle çocuklarda akraba evliliklerinden doğan sorunlar olabiliyor. hatta 2020'nin başlarında fazla sayıda çocuğun ölmesiyle gündem olan amişler çocuklarının aniden ölmesine ''ani ölüm laneti'' adını vermişler.
pandemi döneminde amerika amişlere covid19 salgını hakkında bilgi vermek için broşürler dağıtmıştı.
devamını gör...
bir kadına okunabilecek en güzel şiir
kenetlenmişsin kalbime
ilmek ilmek...
işlenmiş gibisin
hasretinle,
yüreğime....
nereye böyle?
bileyim söyle...
-bilinmeyen bir şiirsavarın veresiye defterinden...
ilmek ilmek...
işlenmiş gibisin
hasretinle,
yüreğime....
nereye böyle?
bileyim söyle...
-bilinmeyen bir şiirsavarın veresiye defterinden...
devamını gör...
ruh sağlığını düzeltmeye yardımcı öneriler
enstrüman çalmayı öğrenmek, eve bitki alıp yeşermesini sağlamak, boyama yapmak (ahşap, porselen vs.) olabilir. varlığınızla başkasına fayda sağlamak, ruhunuza sanat katmak iyi gelecektir diye düşünüyorum.
devamını gör...
atforvendetta
yolculuk yapmadığı dönemlerde karantinada olduğuna yemin edebileceğim ama kanıtlayamayacağım yazar karşimdir.
devamını gör...
bir sabah uyandığında dünyada kimsenin olmaması
bir sabah uyandım ve evde kimse yok, çevrede rahatsız edici ilginç bir sessizlik var. kafa sözlüğe bakıyorum ve hiç kimse bugün bir şey yazmamış. sokağa çıkıyorum, etrafta sadece hayvanlar var. ilk birkaç gün şaşırıp kalsam da sonraki günlerde doyasıya gezmeye çıkıyorum.
acıktığımda ise her yerde bulabileceğim yemekler var, olabildiği kadar yıllarca yetebilecek yiyecek. bir süre geçtikten sonra şehrin dışındaki hayvanlar şehri istila etmeye gelince kendimi savunmam ve bir silah edinmem gerekiyor.
su, yemek ve barınmayı hallettikten sonra bir gezinmeye çıkıyorum. girilmesi yasak yerleri, eşsiz doğal güzellikleri ve tarihi binaları gezebilirim fakat birkaç ay sonra şehrin dışındaki hayvanlar buraları istila etmedilerse.
bu dünyada hayatta kalmam çok kolay olsa da akıl sağlığımı korumak çok zor olurdu.
acıktığımda ise her yerde bulabileceğim yemekler var, olabildiği kadar yıllarca yetebilecek yiyecek. bir süre geçtikten sonra şehrin dışındaki hayvanlar şehri istila etmeye gelince kendimi savunmam ve bir silah edinmem gerekiyor.
su, yemek ve barınmayı hallettikten sonra bir gezinmeye çıkıyorum. girilmesi yasak yerleri, eşsiz doğal güzellikleri ve tarihi binaları gezebilirim fakat birkaç ay sonra şehrin dışındaki hayvanlar buraları istila etmedilerse.
bu dünyada hayatta kalmam çok kolay olsa da akıl sağlığımı korumak çok zor olurdu.
devamını gör...
güvende hissetmemek
hem bireysel olarak hem de bir ilişki içinde insanı yiyip bitiren bir his.
güvende hissetmek yemek içmek kadar önemli bir ihtiyaç bence. güvende hissetmediğimiz her an daha da kabuğumuza çekiliyoruz daha da kapatıyoruz kendimizi dışarıya ve böylece daha da yalnızlaşıyoruz.
kalabalıklar içinde yalnız hissetmenin en büyük nedeni budur belki de, her şeyden biraz olsa yetinebiliriz ama emin olmadığımız güven duygusuyla asla kendimizi rahat hissedemeyiz.
güvende hissetmek yemek içmek kadar önemli bir ihtiyaç bence. güvende hissetmediğimiz her an daha da kabuğumuza çekiliyoruz daha da kapatıyoruz kendimizi dışarıya ve böylece daha da yalnızlaşıyoruz.
kalabalıklar içinde yalnız hissetmenin en büyük nedeni budur belki de, her şeyden biraz olsa yetinebiliriz ama emin olmadığımız güven duygusuyla asla kendimizi rahat hissedemeyiz.
devamını gör...
mehmet okuyan
bakışı gelenekselcilerden çok yenicilere hitap eden hocadır.
ekseriyetle, eski beri dinde huzur bulup durmak isteyenlerden çok, bir şekilde birileri ya da bazı talihsizliklerden dolayı dinden bunaltılanlara çekici gelir.
çoğu fikrini yıllardır benimserim ve uygularım.
son tefsiri ile ayetlere daha anlaşılır, daha da pratiğe alınası, açıklamalar getirmiştir.
onun en sevdiğim sözü bir tek beni dinlemeyindir.
her hoca bir kitaptır aslında, alabileceğin ya da ihtiyacın olduğu kadardır.*
ekseriyetle, eski beri dinde huzur bulup durmak isteyenlerden çok, bir şekilde birileri ya da bazı talihsizliklerden dolayı dinden bunaltılanlara çekici gelir.
çoğu fikrini yıllardır benimserim ve uygularım.
son tefsiri ile ayetlere daha anlaşılır, daha da pratiğe alınası, açıklamalar getirmiştir.
onun en sevdiğim sözü bir tek beni dinlemeyindir.
her hoca bir kitaptır aslında, alabileceğin ya da ihtiyacın olduğu kadardır.*
devamını gör...
mezbele
çöp atılan yer, çöplük. kötü olaylar veya nesneler manasında da kullanılır.
devamını gör...
günün şiiri
"neler yapmadık şu vatan için!
kimimiz öldük,
kimimiz nutuk söyledik."
-orhan veli
kimimiz öldük,
kimimiz nutuk söyledik."
-orhan veli
devamını gör...
ülkeler sözlük yazarı olsaydı alacakları nickler
takibe alacağım başlık.
amerika = mekanın sahibi
israil = fururum
suudi arabistan = süslüman
suriye = al sana bombe
amerika = mekanın sahibi
israil = fururum
suudi arabistan = süslüman
suriye = al sana bombe
devamını gör...
babanın en iyi olduğu konu
herkese var olup bize yok olması. ve sessizlikte çığır açması. var olsun yine de.
devamını gör...
sigara içmekteki inanılmaz mantık hatası
insanın kendine yapabileceği kötü şeylerin başında gelir. daha önce deneyiminiz yoksa hiç yanına yöresine yaklaşmayın. yoksa sonra hiç içmemiş kişilere hiç bulaşmayın diye tavsiyeler verirken bulursunuz kendinizi. hem zaten ne demiş atalar; parasını el alır dumanını yel alır.
devamını gör...
sürekli teşekkür eden insan
bu başlığı açtığın için teşekkür ederim...
devamını gör...
matematik yapamıyorsan çöpsün
en berbat olduğumuz konuya en büyük önemi verince böyle saçma sapan bir şey çıkmış ortaya. ülke matematiksel dehası dolu olsa da yapamayan dışlansa aklım alabilir. lakin bu konuda eleştiri yapanlar genelde türkçe konuşamayan tipler oluyor.
devamını gör...
gbt
genel bilgi toplama sistemi'nin kısaltmasıdır. polisin bizimle ilgili gerekli gereksiz bir çok bilgiyi görmesini sağlar.
devamını gör...
kendi kültür düzeyinin çok altında biriyle evlenmek
allah büyük konuşturmasın ama hiç bir şekilde yapmak istemeyeceğim eylemdir.
tamam biz de oturup her gün atom falan parçalamıyoruz ama izlediği gündüz kuşağı programları ve dizilerden başka bir şey konuşamayacak kadın evimden ırak olsun. arkadaşlarım hariç tabii. zira onlar sadece arkadaşım ve ötesi de asla olmayacaktır.
tamam biz de oturup her gün atom falan parçalamıyoruz ama izlediği gündüz kuşağı programları ve dizilerden başka bir şey konuşamayacak kadın evimden ırak olsun. arkadaşlarım hariç tabii. zira onlar sadece arkadaşım ve ötesi de asla olmayacaktır.
devamını gör...
saniyelik salaklıklar
bu hafta bana o kadar yavaş, o kadar yavaş geçti ki sanırsınız 1 hafta değil 1 yıl. bitmedi! hele bünyem biraz hastayken geçmeyen zamana tüm hafta boyunca yaptığım sakarlıklar, dalgınlıklar, minik kazalar damga vurdu. normalde asla sakar, dalgın ya da dikkatsiz değilimdir çünkü.*
her neyse, az önce de bir aptallık/salaklık karışımı bir olay daha yaşadığıma göre artık yeter dedim, bari buraya yazayım kendime kızmak yerine, belki siz gülersiniz fena mı olur?*
az önce okuldan geldim, üzerimi değiştirdim, bir şeyler atıştırdım. sonra çantamdan bir şey almam gerekti ve şemsiyemi çıkarmamış olduğumu gördüm. apartmandaki ayakkabılığa koyayım diye düşünüp kapıyı açtım. normalde apartmanın aydınlatması sensörlü, herhangi bir düğmeye basmaya gerek yok.
kapıyı açınca baktım apartman hafif karanlık, düğmeye bastım. aman allah'ım ben tam ışığın düğmesine(!) bastığım anda nasıl denk geldiyse zil de çaldı! aynen içimden de şöyle geçirdim;
"ay ödüm koptu yahu, tam benim apartmana çıkmamı mı bekliyormuş gelen kişi?!" * evet fark ettiğiniz üzere ben hala olayın farkında değilim.
eve girdim kapı otomatiğine bastım. ama şöyle bir sorunumuz vardı; zile aşağıdan basılmadığı takdirde kapı otomatiği çalışmıyor. kapıyı açmak için geç kalınca da bir daha basılması gerekiyor. baktım kapı otomatiğinin ışığı yanmıyor herhalde basmak için geç kaldım dedim ve aşağıya seslendim:
"şeeey, bakar mısınız? siz zile basmadan ben kapıyı açamıyorum. rica etsem bir kez daha basar mısınız?"
evet yaptım ben bunu. elbette aşağıdan ses gelmedi. ama olayımızın aşırı zeki kahramanı hala sorunun kendisinde olduğunu anlamadı ve şöyle düşündü: "ya hem zile basıyorsun hem ses vermiyosun be adam! * gideyim de kapıyı aşağıdan açayım."
evet. yaptım. ayağımda panduf, üzerine giydiğim terlikler ile aşağı indim, dış kapıyı açtım, sağa baktım kimse yok, sola baktım kimse yok. sonra elimdeki mor şemsiyeye baktım. ardından apartmanın ampullerine baktım.. yaşadığım aydınlanmayı hayal edebiliyor musunuz? *
bu salaklığımı biri anlamış, görmüş müdür diye evin çevresindeki diğer apartmanlara baktım; görünürlerde kimse yoktu, tıpış tıpış yukarı çıktım, zile basmadan eve girdim.
bazen bu yaşıma kadar yaşamam bir mucize diye düşünüyorum. bu konuda yakınım olan insanlar da hemfikir.
her neyse geçti gitti. bu salaklığımı anlattıktan sonra vermek istediğim iki bakınız var müsaadenizle;
(bkz: salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya)
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
her neyse, az önce de bir aptallık/salaklık karışımı bir olay daha yaşadığıma göre artık yeter dedim, bari buraya yazayım kendime kızmak yerine, belki siz gülersiniz fena mı olur?*
az önce okuldan geldim, üzerimi değiştirdim, bir şeyler atıştırdım. sonra çantamdan bir şey almam gerekti ve şemsiyemi çıkarmamış olduğumu gördüm. apartmandaki ayakkabılığa koyayım diye düşünüp kapıyı açtım. normalde apartmanın aydınlatması sensörlü, herhangi bir düğmeye basmaya gerek yok.
kapıyı açınca baktım apartman hafif karanlık, düğmeye bastım. aman allah'ım ben tam ışığın düğmesine(!) bastığım anda nasıl denk geldiyse zil de çaldı! aynen içimden de şöyle geçirdim;
"ay ödüm koptu yahu, tam benim apartmana çıkmamı mı bekliyormuş gelen kişi?!" * evet fark ettiğiniz üzere ben hala olayın farkında değilim.
eve girdim kapı otomatiğine bastım. ama şöyle bir sorunumuz vardı; zile aşağıdan basılmadığı takdirde kapı otomatiği çalışmıyor. kapıyı açmak için geç kalınca da bir daha basılması gerekiyor. baktım kapı otomatiğinin ışığı yanmıyor herhalde basmak için geç kaldım dedim ve aşağıya seslendim:
"şeeey, bakar mısınız? siz zile basmadan ben kapıyı açamıyorum. rica etsem bir kez daha basar mısınız?"
evet yaptım ben bunu. elbette aşağıdan ses gelmedi. ama olayımızın aşırı zeki kahramanı hala sorunun kendisinde olduğunu anlamadı ve şöyle düşündü: "ya hem zile basıyorsun hem ses vermiyosun be adam! * gideyim de kapıyı aşağıdan açayım."
evet. yaptım. ayağımda panduf, üzerine giydiğim terlikler ile aşağı indim, dış kapıyı açtım, sağa baktım kimse yok, sola baktım kimse yok. sonra elimdeki mor şemsiyeye baktım. ardından apartmanın ampullerine baktım.. yaşadığım aydınlanmayı hayal edebiliyor musunuz? *
bu salaklığımı biri anlamış, görmüş müdür diye evin çevresindeki diğer apartmanlara baktım; görünürlerde kimse yoktu, tıpış tıpış yukarı çıktım, zile basmadan eve girdim.
bazen bu yaşıma kadar yaşamam bir mucize diye düşünüyorum. bu konuda yakınım olan insanlar da hemfikir.
her neyse geçti gitti. bu salaklığımı anlattıktan sonra vermek istediğim iki bakınız var müsaadenizle;
(bkz: salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya)
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
devamını gör...
hayatınızın rengi
gri. siyah kadar karanlık değil beyaz kadar aydınlık. bir kasvet var ama ne olduğunu bilmiyorum.
devamını gör...
kızların nazik erkek sevmemesi
böyle algı yaratıp öküzlüklerini meşrulaştırmaya çalışıyorlar arkadaşlar, inanmayın.
devamını gör...
