acaba bir simülasyonun içinde miyiz sorunsalı
          simülasyonda olmamız olaya bir anlam katar.
hayatın hiç bir anlamı yok.
  hayatın hiç bir anlamı yok.
devamını gör...
bir zamanlar moda olan şimdi yüzüne bakmadığımız şeyler
          ip gibi ince kaş. çok şükür bitti de kurtulduk.
      
  devamını gör...
insan olmaya geldim
          1909-1986 yılları arasında elazığa bağlı nimri köyünde yaşamış, saz çalan ve tasavvuf şairi olan nimri dedeye ait bir şiirdir.  arif sağ tarafından seslendirilmiş.
beni her okuduğumda etkileyen şiir; insanın gerekirse serden geçip insan olma mücadelesini sürdürmesinin gerekliliğini çok güzel tarifliyor. ayrıştırmadan ve ötekileştirmeden de var olunabileceği noktasında umut ışığı olan bir şiir.
sözleri şu şekildedir;
ikilik kinini içimden atıp
özde ben bir insan olmaya geldim
taht kuralı ariflerin gönlüne
sözde ben bir insan olmaya geldim
serimi meydana koymaya geldim
meğerse aşk imiş canın mayası
ona mihrabımış kaşın arası
hakkın işlediği kudret boyası
yüzde ben bir insan olmaya geldim
bütün mürşidlerin tarif ettiği
sadıkların menziline yettiği
enbiyanın evliyanın gittiği
izde ben bir insan olmaya geldim
ben de bir zamanlar baktım bakıldım
nice yıllar bir kemende takıldım
o aşkı mecazla yandım yakıldım
közde ben bir insan olmaya geldim
süregeldim aşk meyini içerek
her bir akı karasından seçerek
varlık dağlarını delip geçerek
düzde ben bir insan olmaya geldim
gör ki nimri dede şimdi neyleyi
gerçek aşkı her gönüle söyleyi
her türlü sefaya veda eyleyi
sazda ben bir insan olmaya geldim
arif sağ yorumu ile; insan olmaya geldim
  beni her okuduğumda etkileyen şiir; insanın gerekirse serden geçip insan olma mücadelesini sürdürmesinin gerekliliğini çok güzel tarifliyor. ayrıştırmadan ve ötekileştirmeden de var olunabileceği noktasında umut ışığı olan bir şiir.
sözleri şu şekildedir;
ikilik kinini içimden atıp
özde ben bir insan olmaya geldim
taht kuralı ariflerin gönlüne
sözde ben bir insan olmaya geldim
serimi meydana koymaya geldim
meğerse aşk imiş canın mayası
ona mihrabımış kaşın arası
hakkın işlediği kudret boyası
yüzde ben bir insan olmaya geldim
bütün mürşidlerin tarif ettiği
sadıkların menziline yettiği
enbiyanın evliyanın gittiği
izde ben bir insan olmaya geldim
ben de bir zamanlar baktım bakıldım
nice yıllar bir kemende takıldım
o aşkı mecazla yandım yakıldım
közde ben bir insan olmaya geldim
süregeldim aşk meyini içerek
her bir akı karasından seçerek
varlık dağlarını delip geçerek
düzde ben bir insan olmaya geldim
gör ki nimri dede şimdi neyleyi
gerçek aşkı her gönüle söyleyi
her türlü sefaya veda eyleyi
sazda ben bir insan olmaya geldim
arif sağ yorumu ile; insan olmaya geldim
devamını gör...
aniden gelen sebepsizce uzaklara gitme isteği
          aslında aniden gelmemiştir. o zamana kadar birikenler; insanın zihnini dolduran kalbini yoran nedenler vardır. bir süre sonra bulunduğu yere sığamaz olur ve işte o an gelir o gitme isteği.
aklıma cemal süreya'nın sözlerini getirdi bu başlık;
“ne zaman bu şehirden kaçıp gitme isteği gelse, bir köşeye oturup geçmesini bekliyorum. gidersem dönmem çünkü, biliyorum.”
  aklıma cemal süreya'nın sözlerini getirdi bu başlık;
“ne zaman bu şehirden kaçıp gitme isteği gelse, bir köşeye oturup geçmesini bekliyorum. gidersem dönmem çünkü, biliyorum.”
devamını gör...
sevgilisi olup sözlükte takılan kişi
          benimdir.
ben mi sevgilimi sözlüğe getirdim, sevgilim mi beni sözlüğe getirdi tam olarak hatırlamıyorum. bazen dm'den tatlı tatlı kur yapıyorum kendisine. bazen seri artı ve fav vermeye kalkıyorum ancak sınıra takılıyorum, olsun yine de sınıra takılana kadar devam. bazen yazdıklarına bakıp "hımm demek öyle" tarzında kur yapıyorum.
üstelik bazen "hadi sözlüğe girip entry girelim mi" tarzında da davranışlar sergiliyoruz, çok da eğleniyoruz.
fark ettim de adama sürekli kur yapıyorum lol. evet efendim, hem sevgilim var, hem sözlükte yazıyorum, yetmiyor kendisine kur yapıyorum.
buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim.
  ben mi sevgilimi sözlüğe getirdim, sevgilim mi beni sözlüğe getirdi tam olarak hatırlamıyorum. bazen dm'den tatlı tatlı kur yapıyorum kendisine. bazen seri artı ve fav vermeye kalkıyorum ancak sınıra takılıyorum, olsun yine de sınıra takılana kadar devam. bazen yazdıklarına bakıp "hımm demek öyle" tarzında kur yapıyorum.
üstelik bazen "hadi sözlüğe girip entry girelim mi" tarzında da davranışlar sergiliyoruz, çok da eğleniyoruz.
fark ettim de adama sürekli kur yapıyorum lol. evet efendim, hem sevgilim var, hem sözlükte yazıyorum, yetmiyor kendisine kur yapıyorum.
buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim.
devamını gör...
bıdırdanmak
          bıdı bıdı bıdı ne çene va mış len sende be? yete gari!!!  şeklinde sonuçlanacak eylem
      
  devamını gör...
insana umut veren cümleler
devamını gör...
pandemi bitince yapılacaklar
          önüme gelene sarılıp öpeceğim..
      
  devamını gör...
geceye komik bir video bırak
          youtube da öyle amaçsız gezerken denk geldim bu videoya. konya şivesi güldürdü.*
      
  devamını gör...
ara ara gelen hiçbir şey yapmama isteği
          sanırım artık ara ara değil sürekli nüfuz etmeye başlayan durum. dizi izliyordum bıraktım zevk alamamaya başladım. ders çalışıyordum sıkıldım amaçsız geldi ülkenin durumu belli. tv desen zaten açmıyoruz. ilişki desen iki gün sonra bitiyor hepsi. sanki her şey anlık tüketim malzemesi haline gelmiş.  tüket tüket başka bir şeye sar. yarıda bırak .hiçbir şeye konsantre olama. bu isteğin geldiği sırada insanın içini olumsuzluk kaplaması da cabası.
      
  devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
          dönüp dolaşıp her defasında aynı yere  geliyorum. geldiğim yerde yalniz yapayalnizim.
      
  devamını gör...
nerf
          oyunlarda, dengesizliği kaldırmak ve daha adil olmasını sağlamak amacıyla karakterlerin ya da ekipmanlarının gücünün düşürülmesi işlemi.
(bkz: buff)
  (bkz: buff)
devamını gör...
tu me manques
          fransızcada "seni özledim" cümlesinin tam bir karşılığı yoktur. onun yerine "sen bende eksiksin" anlamına gelen tu me manques ifadesi kullanılır. yani fransızlara göre özlemek eksilmektir. çok nahif...
      
  devamını gör...
sosyal medyadan eşine mesaj atan genci bıçaklayan adam
          yani ülkedeki herkes mantıklı karar verebiliyormuş gibi iyi olmuş demek oldukça tuhaf. bir gün bir kadına yol sorsanız ve eşi gelip sizi bıçaklasa , arkanızdan '' kim bilir nasıl şeytani bir niyetle sordu iyi olmuş '' densin ister miydiniz ? ben istemezdim. bir hayatı yok etmek bu kadar kolay olmamalı ve kesinlikle normalleştirilmemeli.
      
  devamını gör...
caddelerde rüzgar
          başlığı okur okumaz mırıldanmaya başladım.nilüfer’in sevdiğim parçalarındandır.
      
  devamını gör...
interpals
          uzun zamandır kullandığım, hem dil geliştirmek hem de arkadaş edinmek için faydalı bir site. zamanında buradan bir kaç arkadaş edinip onlara istanbul'u gezdirmistim. yazarın dediği gibi dil pratiği yapacak insan bulmak zor ama uzun bir süredir kullandığım için zaman zaman uğradığım bir site.
      
  devamını gör...
her şeyi açıklayan en kısa söz
          "belliydi zaten." başından beri nasıl sonuçlanacağı içten içe bilinmesine rağmen bir umutla girişimde bulunulan konuda hezimete uğradıktan sonra yaşanılan hayal kırıklığını bastırmak ve dışarıya yansıtmamak için söylenen bir telkin cümlesi. başka bir deyişle "ne bekliyordum ki?"
      
  devamını gör...
aşık olmak
          yahu bir insan günün her anında akla nasıl gelebilir? geliyor ve her defasında gülümsetiyor.
      
  devamını gör...
yazarların çocukken en sevdiği oyuncakları
          bir kız çocuğu olarak kamyonum ve kepçem desem.
ailede hatta aile dışından bile herkes bebek alırdı. peluş ayılar, tavşanlar, ördekler...
benim gözümse komşunun oğlunun kamyonundaydı hep. bir gün balkonda onları izlerken abim geldi yanıma 'ne oldu yine neden astın suratını?' dedi. 'ben de kamyon istiyorum' dedim. 'ama banucum biliyorsun çok fazla erkek çocuğu gibi davrandığın için babam artık o tarz şeylere izin vermiyor' dedi. içime ağladım ben de peki dedim.
sonra abim salona geçti. içeriden minik minik sesler duyulmaya başladı. babamın 'iyi madem alın' dediğini duydum.
kalbim nasıl güm güm olabilir miydi acaba izin vermiş olabilir miydi?
kafasını uzattı kapıdan iki gözümün çiçeği 'hadi kaptan gidiyoruz' dedi. kocaman kırmızı kasalı bir kamyon ve sarı bir kepçe aldık. uça uça geldim eve. sokaktaki oğlanlarda bile yok böylesi. nasıl mutluyum nasıl.
çocukken top oynar, çete kurar ona buna sataşır (o zaman için hak ettiklerini düşünüyordum. sıkıntılı çocuklardı hep.), inşaat tepelerinden kumlara atlar, ağaçlara tırmanır oramı buramı yırtardım... mahalleden minik minik şikayetler geliyor babam da çok dikkat çekiyorum, sürekli şikayet alıyorum diye bana erkeklerle ve erkek oyuncaklarıyla oynamayı yasaklamıştı. ilk direnişimi o zaman gerçekleştirmiş ne sokağa çıkmış ne evde gülmüş ne huzur vermiştim. adamcağız napsın kıyamamış 15 gün dayanabilmişti. kendi gibi asi, dik başlı bir çocuğu olunca başını eğdiremeyeceğini biliyordu sanırım.
abimin katkısı büyük gerçi. her zaman her koşulda beni koruyup, kollamıştı. ne yaparsam yapayım 'çocuk yahu hem bizle büyüdü erkek gibi yetişti. napalım bırakın o da böyle olsun' derdi.
hiç unutmam 16 yaşındayım saçlarımı gidip saçma sapan bir şekilde kestirmiştim. kısacık bazı yerleri uzun abidik gubidik bir şey. babam gördüğünde yüreğine inecekti adamın. 'napmış bu hayır napmış yani' bu nidalarını duydum sonra kaçtım odama. akşama kadar çıkmadım odamdan. akşam abim geldi vne yaptın yine sen?' dedi.' 'napmışım hayır napmışım hemen asıyor kesiyor' diye efelendim 'sakin ol küçük hanım bu ne hal? babamı bilmiyor musun? niye üzüyorsun adamı' dedi. biliyordum ama işte kafam nereye ben oraya.
annem anlettı sonra abim gidip bırak baba bu bizim gibi değil kime çektiyse işte dediğim dedik çaldığım düdük havalarında boşver biraz daha büyüsün toparlar demiş. babam da homurdanmış tabi.
bir iki gün gözükmedim gözüne gördüğü yerde ters ters baktı. sonra ona bile alıştı canım adam. imtihanı mıydım neydim adamın? 6 çocuğu misler gibi yetiştir en küçüğü çamur çıksın.
  ailede hatta aile dışından bile herkes bebek alırdı. peluş ayılar, tavşanlar, ördekler...
benim gözümse komşunun oğlunun kamyonundaydı hep. bir gün balkonda onları izlerken abim geldi yanıma 'ne oldu yine neden astın suratını?' dedi. 'ben de kamyon istiyorum' dedim. 'ama banucum biliyorsun çok fazla erkek çocuğu gibi davrandığın için babam artık o tarz şeylere izin vermiyor' dedi. içime ağladım ben de peki dedim.
sonra abim salona geçti. içeriden minik minik sesler duyulmaya başladı. babamın 'iyi madem alın' dediğini duydum.
kalbim nasıl güm güm olabilir miydi acaba izin vermiş olabilir miydi?
kafasını uzattı kapıdan iki gözümün çiçeği 'hadi kaptan gidiyoruz' dedi. kocaman kırmızı kasalı bir kamyon ve sarı bir kepçe aldık. uça uça geldim eve. sokaktaki oğlanlarda bile yok böylesi. nasıl mutluyum nasıl.
çocukken top oynar, çete kurar ona buna sataşır (o zaman için hak ettiklerini düşünüyordum. sıkıntılı çocuklardı hep.), inşaat tepelerinden kumlara atlar, ağaçlara tırmanır oramı buramı yırtardım... mahalleden minik minik şikayetler geliyor babam da çok dikkat çekiyorum, sürekli şikayet alıyorum diye bana erkeklerle ve erkek oyuncaklarıyla oynamayı yasaklamıştı. ilk direnişimi o zaman gerçekleştirmiş ne sokağa çıkmış ne evde gülmüş ne huzur vermiştim. adamcağız napsın kıyamamış 15 gün dayanabilmişti. kendi gibi asi, dik başlı bir çocuğu olunca başını eğdiremeyeceğini biliyordu sanırım.
abimin katkısı büyük gerçi. her zaman her koşulda beni koruyup, kollamıştı. ne yaparsam yapayım 'çocuk yahu hem bizle büyüdü erkek gibi yetişti. napalım bırakın o da böyle olsun' derdi.
hiç unutmam 16 yaşındayım saçlarımı gidip saçma sapan bir şekilde kestirmiştim. kısacık bazı yerleri uzun abidik gubidik bir şey. babam gördüğünde yüreğine inecekti adamın. 'napmış bu hayır napmış yani' bu nidalarını duydum sonra kaçtım odama. akşama kadar çıkmadım odamdan. akşam abim geldi vne yaptın yine sen?' dedi.' 'napmışım hayır napmışım hemen asıyor kesiyor' diye efelendim 'sakin ol küçük hanım bu ne hal? babamı bilmiyor musun? niye üzüyorsun adamı' dedi. biliyordum ama işte kafam nereye ben oraya.
annem anlettı sonra abim gidip bırak baba bu bizim gibi değil kime çektiyse işte dediğim dedik çaldığım düdük havalarında boşver biraz daha büyüsün toparlar demiş. babam da homurdanmış tabi.
bir iki gün gözükmedim gözüne gördüğü yerde ters ters baktı. sonra ona bile alıştı canım adam. imtihanı mıydım neydim adamın? 6 çocuğu misler gibi yetiştir en küçüğü çamur çıksın.
devamını gör...
