kitap okumayan insan
büyük ihtimal küçük yaşta ailesinin etkili kitap okuma yapmadığı veya yapsa dahi kitap okumanın ilgisini çekmeyi başaramadığı kişidir.
başka ilgi alanları vardır muhakkak. fakat eğer bir yerden kitap okumaya başlamak veya kitaplar hakkında konuşarak ve toplantılara katılarak keyifli vakit geçirmek isterse kafa sözlük kitap edebiyat kulübü kendisini bekliyor olacak.
başka ilgi alanları vardır muhakkak. fakat eğer bir yerden kitap okumaya başlamak veya kitaplar hakkında konuşarak ve toplantılara katılarak keyifli vakit geçirmek isterse kafa sözlük kitap edebiyat kulübü kendisini bekliyor olacak.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
yanan çınarların küllerinden doğan, aydınlık bir gelecek için,
dimdik ayaktayız!
dimdik ayaktayız!
devamını gör...
yazarların huzur bulduğu yerler
dağların olduğu birçok yer. tabi bunların başında kazdağları geliyor.*
şu kayalara oturup etrafa bakmak hayatımın en huzurlu dakikalarını yaşamama yol açmıştı.

görsel kaynağı
şu kayalara oturup etrafa bakmak hayatımın en huzurlu dakikalarını yaşamama yol açmıştı.

görsel kaynağı
devamını gör...
kitap önerileri
orhan pamuk - kara kitap
ferhan şensoy - gündeste
turgut uyar - büyük saat
samuel beckett - godot'yu beklerken
boris vian - günlerin köpüğü
gabriel garcia marquez - yüzyıllık yalnızlık
bertolt brecht - epik tiyatro
haldun taner - keşanlı ali destanı
sait faik abasıyanık - semaver
ernest hemingway - çanlar kimin için çalıyor
marcel proust - kayıp zamanın izinde
bertrand russell - aylaklığa övgü
oğuz atay - tehlikeli oyunlar
ivan gonçarov - oblomov
douglas adams - otostopçunun galaksi rehberi
edip cansever- sonrası kalır 1-2
george orwell - 1984
ferhan şensoy - gündeste
turgut uyar - büyük saat
samuel beckett - godot'yu beklerken
boris vian - günlerin köpüğü
gabriel garcia marquez - yüzyıllık yalnızlık
bertolt brecht - epik tiyatro
haldun taner - keşanlı ali destanı
sait faik abasıyanık - semaver
ernest hemingway - çanlar kimin için çalıyor
marcel proust - kayıp zamanın izinde
bertrand russell - aylaklığa övgü
oğuz atay - tehlikeli oyunlar
ivan gonçarov - oblomov
douglas adams - otostopçunun galaksi rehberi
edip cansever- sonrası kalır 1-2
george orwell - 1984
devamını gör...
yoldaş'tan 1 mayıs'ta rozet affı isteyelim kampanyası
bu aralar moralim yerle 1. böyle bir kıyak iyi gelebilir. dolunay sebebi ile böğrüme oturan öküzlerin sancısını bi nebze unutabilirim. öte yandan maşallahlı tanımlar yazıp queen rozetine beş bin harcamış bireylerin canı sıkılabilir. bilemiğiciğim.
devamını gör...
şaka maka 45 kilo erkeklerin alfa olması
ilkokuldaysa neden olmasındır.
devamını gör...
birinden soğumak için nedenler
-başlarda ilgiye boğup daha sonra soğuk yapan
-kişisel temizliğe önem vermeyen
-gidilen mekanlardaki çalışanlara nazik olmayan
-taktik yapmaya çalışan
-yalan söyleyip karşıdakini salak yerine koyduğunu sanan
-gereksiz cimri olan
-sabahtan akşama kadar kendi sorunlarını anlatan ama asla karşı tarafı dinlemeyen
-hayvan sevmeyen
-vicdan yoksunu
-dedikodu yapan
-kıskanç olan
kişilerden itinayla soğunulur.( sevgili veya arkadaş)
buyüzden çevremde az kişi var ya.*
-kişisel temizliğe önem vermeyen
-gidilen mekanlardaki çalışanlara nazik olmayan
-taktik yapmaya çalışan
-yalan söyleyip karşıdakini salak yerine koyduğunu sanan
-gereksiz cimri olan
-sabahtan akşama kadar kendi sorunlarını anlatan ama asla karşı tarafı dinlemeyen
-hayvan sevmeyen
-vicdan yoksunu
-dedikodu yapan
-kıskanç olan
kişilerden itinayla soğunulur.( sevgili veya arkadaş)
buyüzden çevremde az kişi var ya.*
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar
bled gölü slovenya
buradan
buradan
devamını gör...
yağmur yağdığında yapılabilecek en iyi şey
birileri aya giderken birileri sokakta aç yatıyorsa yağmur yağarken yapabileceğim tek şey küfretmektir. kendimin bile duymadığı bir fısıltıyla..
devamını gör...
yazarların izlediği en iyi video
haribo azerbaycan reklamı
devamını gör...
bir insanın kaybetmemesi gereken şey
insaniyet ve kendine ait sınırlar.
devamını gör...
doğru eşi bulma yöntemi
doğru insan kendini belli eder çubucak.
2 senedir birini seviyordum. benim olumsuz taraflarımı açığa çıkardı en baştan beri. mesela utangaç bir tarafım vardır, birine ulaşmak için önce kendimle büyük bir savaş vermem gerek. çabuk içine kapanır, hemen sevilmediğime inandırırım kendimi çünkü. o yüzden ona mesaj gönderirken, aramak isterken, özlerken hep kendimle savaş vermem gerekti. bazen çok özlediğim halde 2 ay düşündüm mesaj göndermek için. gururumu, umutsuzluğumu, çocukluktan kalma ezikliğimi ortaya çıkardı. sonra tüm olumsuzluklar aylar geçtikçe büyüdü, büyüdü ve karakterimin iyi tarafları anlamını yitirdi. birini sevmek beni mutsuz bir insan haline getirdi.
bi de çok sevdiğim bir arkadaşım var. gecenin bir yarısı limonata içiyorum diye mesaj gönderebiliyorum. o an limonata içtiğimi bilmesini istiyorum çünkü. bir yakınımın rahatsızlığını duyunca onu arıyorum, ona ağlıyorum. o telefonu açmadan önce beni 50 kişi görmüştü, hiçbir şey olmamış gibi davranıp konuşmuştum, güçlü görünmeye çalışmıştım ama ona böyle rol yapmama gerek kalmıyor. nazımın geçeceğini bildiğim için kendimi geri plana atmama gerek kalmıyor. içimden geldiği gibi davranıyorum. en önemlisi tartışma yaşarsak hiç gurur yapmadan en fazla 2 gün içinde adım atıp her şeyi düzelteceğini biliyorum. o beni sever diyorum mesela. çok onemli bir şey bu. o beni sever, beni anlar. ben burada zor durumda kalırım ama o orada bir şekilde şartları zorlar benim için. onunla ilintili cümlelerim bunlar oluyor hep.
yani benim için doğru insan. olumsuz taraflarımı olumlu hale getirdi. inatçılık yapamıyorum, güç takıntım umurumda değil, insanlara ulaşma konusunda yaşadığım utangaçlığı edepsizlik ile değiştirdi.
doğru insan denilen şey budur. insan olumlu ve olumsuz taraflardan oluşur. bir insan olumsuz taraflarınızı olumlu hale getiriyorsa doğrudur. iki tarafın özellikleri bir şekilde ortayı buluyorsa o iki insan birbirleri için doğrudur.
bence öyle.
2 senedir birini seviyordum. benim olumsuz taraflarımı açığa çıkardı en baştan beri. mesela utangaç bir tarafım vardır, birine ulaşmak için önce kendimle büyük bir savaş vermem gerek. çabuk içine kapanır, hemen sevilmediğime inandırırım kendimi çünkü. o yüzden ona mesaj gönderirken, aramak isterken, özlerken hep kendimle savaş vermem gerekti. bazen çok özlediğim halde 2 ay düşündüm mesaj göndermek için. gururumu, umutsuzluğumu, çocukluktan kalma ezikliğimi ortaya çıkardı. sonra tüm olumsuzluklar aylar geçtikçe büyüdü, büyüdü ve karakterimin iyi tarafları anlamını yitirdi. birini sevmek beni mutsuz bir insan haline getirdi.
bi de çok sevdiğim bir arkadaşım var. gecenin bir yarısı limonata içiyorum diye mesaj gönderebiliyorum. o an limonata içtiğimi bilmesini istiyorum çünkü. bir yakınımın rahatsızlığını duyunca onu arıyorum, ona ağlıyorum. o telefonu açmadan önce beni 50 kişi görmüştü, hiçbir şey olmamış gibi davranıp konuşmuştum, güçlü görünmeye çalışmıştım ama ona böyle rol yapmama gerek kalmıyor. nazımın geçeceğini bildiğim için kendimi geri plana atmama gerek kalmıyor. içimden geldiği gibi davranıyorum. en önemlisi tartışma yaşarsak hiç gurur yapmadan en fazla 2 gün içinde adım atıp her şeyi düzelteceğini biliyorum. o beni sever diyorum mesela. çok onemli bir şey bu. o beni sever, beni anlar. ben burada zor durumda kalırım ama o orada bir şekilde şartları zorlar benim için. onunla ilintili cümlelerim bunlar oluyor hep.
yani benim için doğru insan. olumsuz taraflarımı olumlu hale getirdi. inatçılık yapamıyorum, güç takıntım umurumda değil, insanlara ulaşma konusunda yaşadığım utangaçlığı edepsizlik ile değiştirdi.
doğru insan denilen şey budur. insan olumlu ve olumsuz taraflardan oluşur. bir insan olumsuz taraflarınızı olumlu hale getiriyorsa doğrudur. iki tarafın özellikleri bir şekilde ortayı buluyorsa o iki insan birbirleri için doğrudur.
bence öyle.
devamını gör...
atatürk'ün en sevilen sözü
istiklal ve hürriyet benim karakterimdir.
devamını gör...
entelektüel yaşam tarzı
illa deli gibi roman, şiir okunacak diye bi'şey yok... çoğu konuda; fikirden önce 'bilgi' sahibi olup, az ve öz konuşan, nerede kimle vakit geçireceğini bilen numunelik elemanların yaşam tarzı.
devamını gör...
moral bozukluğuna iyi gelen şeyler
yağmur altında yürümek... kulaklığınızı takıp sevdiğiniz şarkıları dinlerken, kendinizce klipler çekersiniz her adımınızda, her geride bıraktığınız sokakta...
devamını gör...
sokrates gerçeklik filtresi
--- alıntı ---
ünlü ve aksi filozof sokrates bilginliği, farklı çalışan zihni ve otoriteyi sorgulayacak cesareti ile saygıdeğer bir ün yapmıştı. bir gün sokrates yol üzerinde bir tanıdığına rastladı ve adam ona; ey sokrates, senin o sevdiğin arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun? dedi. bir dakika bekle” diye cevapladı sokrates. sonra şöyle devam etti; bana söyleyeceğin şeyi söylemeden önce izninle sana küçük bir test uygulamak isterim. bu teste “üçlü filtre testi” deniyor.
üçlü filtre mi? diye cevapladı adam şaşırdı ve kabul etti sokrates’in teklifini.
“şimdi’’ diye devam etti sokrates. benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğini filtreleyeceksin. buna neden üçlü filtre testi dediğimi de birazdan anlayacaksın. ilk olarak birinci filtre, “gerçek filtresini” uygulayalım. bana birazdan arkadaşım hakkında söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?
hayır, dedi adam biraz şaşırarak ve devam etti;
aslında ben bunu sadece duydum ve… ‘’
tamam, dedi sokrates. öyleyse, sen bu söyleyeceğin şeyin gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun. şimdi ikinci filtreyi deneyelim, bunun adı da “iyilik filtresi.” arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi?
şey, hayır. aslında tam tersi…
öyleyse, diye devam etti sokrates, “arkadaşım hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin bile değilsin.” adamın şaşkınlığı giderek artıyor, biraz da utanıyordu.
“fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı.” dedi sokrates. “işe yararlılık filtresi.”
peki, bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim bir işime yarar mı?
adam duraksadı bu kez gerçekten kızarmıştı. “hayır, aslında pek değil” diye cevap verdi.
“iyi” diye tamamladı sokrates.
“eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar değilse, bana neden söyleyesin ki? yani demem o ki, sen neden bahsediyorsun be adam?!”
--- alıntı ---
ünlü ve aksi filozof sokrates bilginliği, farklı çalışan zihni ve otoriteyi sorgulayacak cesareti ile saygıdeğer bir ün yapmıştı. bir gün sokrates yol üzerinde bir tanıdığına rastladı ve adam ona; ey sokrates, senin o sevdiğin arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun? dedi. bir dakika bekle” diye cevapladı sokrates. sonra şöyle devam etti; bana söyleyeceğin şeyi söylemeden önce izninle sana küçük bir test uygulamak isterim. bu teste “üçlü filtre testi” deniyor.
üçlü filtre mi? diye cevapladı adam şaşırdı ve kabul etti sokrates’in teklifini.
“şimdi’’ diye devam etti sokrates. benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğini filtreleyeceksin. buna neden üçlü filtre testi dediğimi de birazdan anlayacaksın. ilk olarak birinci filtre, “gerçek filtresini” uygulayalım. bana birazdan arkadaşım hakkında söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?
hayır, dedi adam biraz şaşırarak ve devam etti;
aslında ben bunu sadece duydum ve… ‘’
tamam, dedi sokrates. öyleyse, sen bu söyleyeceğin şeyin gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun. şimdi ikinci filtreyi deneyelim, bunun adı da “iyilik filtresi.” arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi?
şey, hayır. aslında tam tersi…
öyleyse, diye devam etti sokrates, “arkadaşım hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin bile değilsin.” adamın şaşkınlığı giderek artıyor, biraz da utanıyordu.
“fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı.” dedi sokrates. “işe yararlılık filtresi.”
peki, bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim bir işime yarar mı?
adam duraksadı bu kez gerçekten kızarmıştı. “hayır, aslında pek değil” diye cevap verdi.
“iyi” diye tamamladı sokrates.
“eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar değilse, bana neden söyleyesin ki? yani demem o ki, sen neden bahsediyorsun be adam?!”
--- alıntı ---
devamını gör...
didem madak
tüm kitaplarını satın aldığım tek yazar / şair / kadın / insan.
bir de meşhur bir fotoğrafı vardır ya, o fotoğraftaki kadının bakışlarına aşığım ben, ilk gördüğüm andan beri.
ne çok şey anlatan ama hiç duyulmamış bakışlar. insana cümle kurmayı unutturan satırları var, yumuşak ve masalsı dokunan, sonra çok kızgın bakan cümleler.
mahallendeyiz biz hâlâ, geleceğiz ama arkandan merak etme olur mu?
"ah hemşerim, ah maviş, ah kadın."
https://i.ibb.co/5kmv1ps/ımg-20210415-032940.jpg
bir de meşhur bir fotoğrafı vardır ya, o fotoğraftaki kadının bakışlarına aşığım ben, ilk gördüğüm andan beri.
ne çok şey anlatan ama hiç duyulmamış bakışlar. insana cümle kurmayı unutturan satırları var, yumuşak ve masalsı dokunan, sonra çok kızgın bakan cümleler.
mahallendeyiz biz hâlâ, geleceğiz ama arkandan merak etme olur mu?
"ah hemşerim, ah maviş, ah kadın."
https://i.ibb.co/5kmv1ps/ımg-20210415-032940.jpg
devamını gör...