reenkarnasyon
inanışa göre, ruhun defalarca enkarne olarak çıktığı tekamül/ruhsal büyüme yolculuğudur. her beden sadece yeni bir giysidir ve öz değişmez. bedenlenilen her yaşama bir veya birçok şeyi öğrenmek/ öğretmek, büyümek/büyütmek, borçları ödemek (karma) vb. sebeplerle gelinir ve tümü aslında bedenlenmeden önce ruhun bizzat seçtiği deneyimlerdir. yani kendi senaryonuzu yazar ve oynarsınız. seçtiğiniz aile dahi gelmeden evvel ruhsal ihtiyaçlarınız çerçevesinde bizzat sizin seçtiğiniz ailelerdir. burada kader inancıyla ters düşer. bu inanca göre dışınızda üst bir varlık yazmaz senaryoyu. tanrı inkarı değildir aslında. sadece neye ihtiyacı olduğunu belirleyen ruhun kendisidir. cezasını kendi verir seçtiği "kötü senaryolu"yaşamlarla. beşeri zihinle "neden böyle bir yaşamı ben seçeyim, deli miyim" denilse de öz varlık ruhsal bir katmanda çok başka bakmaktadır. varlık, dünyada konforlu yaşamı değil, ruhsal büyümeyi hedefler. bunun için yanması gerekiyorsa yanmayı seçecek ve pişecektir. * buradan hareketle cennet cehennem inanışı da yoktur. orası yazdığınız senaryo vesilesiyle burasıdır.
kötü olarak tanımlanılan tüm ruhlar ise esasında sizin de bir zamanlar olduğunuz kişilerdir. en zor kabullenilen detay burasıdır. çünkü
herkes eksik, biz tam. herkes kötü, biz iyiyizdir. oysa bir zamanlar herkesin geçmiş bir çok yaşamında şu anda belki de asla hazmedemeyeceği türden kötülükler yaptığını, "bir insan bunu nasıl yapar" dediğiniz herşeyi sizin de vaktiyle yaptığınızı ifade eder. karşılaşılan her insana tekamül düzeyini göz önünde bulundurarak kibir içermeden bir ebeveyn şevkatiyle bakmayı ve hoşgörüyü dikte eder. henüz ilkokul'a giden birini düzgün yazamıyor diye hırpalamamaya, yermemeye yönlendirir. "gördüğün sensin"dir özü.
sonraki yaşamın ana hatlarını ise mevcut yaşamdaki eylemler belirleyecektir. ne başarılamadıysa o sorunlarla tekrar karşılaşılacak ve yeni yaratılan karmalar ödenecektir. sadece "hoşgörü" için dahi defalarca gelmek gerekebilmektedir.
tasavvufta da kendine yer edinmiş bir inanış olduğu görülmekte. tersine tekamül olmadığı söylenir. yani tekamül ileriye doğrudur.
bu noktada mevlana'dan bir alıntı ile devam edeyim.
taş olarak ölmüştüm, bitki oldum.
bitki olarak öldüm ve hayvan oldum.
hayvan olarak öldüm, o zaman insan oldum.
öyleyse ölümden korkmak niye?
hiçbir sefer kötüye dönüştüğüm,
ya da alçaldığım görüldü mü?
bir gün insan olarak ölüp,
ışıktan bir yaratık,
rüyaların meleği olacağım.
fakat yolum devam edecek,
allah’tan başka her şey kaybolacak.
çoğumuzun ali ekber çiçek 'in haydar haydar türküsü olarak bildiği sıdkı baba'nın düş oldum şiirinde de benzer ifadeler yer almaktadır.
amaç bir daha gelmeyi gerektirmeyecek seviyeye ulaşmak, tanrı özüne en yakın seviyeye erişmektir. bu sağlanana dek bu döngünün içinde ruhun sıkıştığı beden hücresine hapsolma durumudur.
cehennem budur.
felsefe penceresinden bakıldığında insanî, ahlakî donanıma, "insan" olmaya çalışan biz prototiplere katkı sağlar gibi gözükür.
voltaire:
'iki kez doğmuş olmak bir kez doğmuş olmaktan daha şaşırtıcı değildir" diyerek mümkün olabileceğine vurgu yapmıştır.
konu ile ilgili michael newton, roger woolger, dolares cannon kitapları isabetli kaynaklardır.
günümüzde regresyon terapileriyle geçmiş yaşamlara göz atma ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır. fakat bunlar sahte anılar mıdır? bilinçaltı çöplüğü müdür? jung'un ifade ettiği gibi kollektif bilinç yansımaları mıdır? yoksa gerçekten bunlar doğru mudur? bilinmez. ama insanın henüz erişemediği muamma dehlizlerinden biridir.
kötü olarak tanımlanılan tüm ruhlar ise esasında sizin de bir zamanlar olduğunuz kişilerdir. en zor kabullenilen detay burasıdır. çünkü
herkes eksik, biz tam. herkes kötü, biz iyiyizdir. oysa bir zamanlar herkesin geçmiş bir çok yaşamında şu anda belki de asla hazmedemeyeceği türden kötülükler yaptığını, "bir insan bunu nasıl yapar" dediğiniz herşeyi sizin de vaktiyle yaptığınızı ifade eder. karşılaşılan her insana tekamül düzeyini göz önünde bulundurarak kibir içermeden bir ebeveyn şevkatiyle bakmayı ve hoşgörüyü dikte eder. henüz ilkokul'a giden birini düzgün yazamıyor diye hırpalamamaya, yermemeye yönlendirir. "gördüğün sensin"dir özü.
sonraki yaşamın ana hatlarını ise mevcut yaşamdaki eylemler belirleyecektir. ne başarılamadıysa o sorunlarla tekrar karşılaşılacak ve yeni yaratılan karmalar ödenecektir. sadece "hoşgörü" için dahi defalarca gelmek gerekebilmektedir.
tasavvufta da kendine yer edinmiş bir inanış olduğu görülmekte. tersine tekamül olmadığı söylenir. yani tekamül ileriye doğrudur.
bu noktada mevlana'dan bir alıntı ile devam edeyim.
taş olarak ölmüştüm, bitki oldum.
bitki olarak öldüm ve hayvan oldum.
hayvan olarak öldüm, o zaman insan oldum.
öyleyse ölümden korkmak niye?
hiçbir sefer kötüye dönüştüğüm,
ya da alçaldığım görüldü mü?
bir gün insan olarak ölüp,
ışıktan bir yaratık,
rüyaların meleği olacağım.
fakat yolum devam edecek,
allah’tan başka her şey kaybolacak.
çoğumuzun ali ekber çiçek 'in haydar haydar türküsü olarak bildiği sıdkı baba'nın düş oldum şiirinde de benzer ifadeler yer almaktadır.
amaç bir daha gelmeyi gerektirmeyecek seviyeye ulaşmak, tanrı özüne en yakın seviyeye erişmektir. bu sağlanana dek bu döngünün içinde ruhun sıkıştığı beden hücresine hapsolma durumudur.
cehennem budur.
felsefe penceresinden bakıldığında insanî, ahlakî donanıma, "insan" olmaya çalışan biz prototiplere katkı sağlar gibi gözükür.
voltaire:
'iki kez doğmuş olmak bir kez doğmuş olmaktan daha şaşırtıcı değildir" diyerek mümkün olabileceğine vurgu yapmıştır.
konu ile ilgili michael newton, roger woolger, dolares cannon kitapları isabetli kaynaklardır.
günümüzde regresyon terapileriyle geçmiş yaşamlara göz atma ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır. fakat bunlar sahte anılar mıdır? bilinçaltı çöplüğü müdür? jung'un ifade ettiği gibi kollektif bilinç yansımaları mıdır? yoksa gerçekten bunlar doğru mudur? bilinmez. ama insanın henüz erişemediği muamma dehlizlerinden biridir.
devamını gör...
geceye ingilizce bir söz bırak
whatever happens, happens.
(bkz: cowboy bebop)
(bkz: cowboy bebop)
devamını gör...
yazılı olmayan kurallar
evin en küçüğünün sabah ekmek almaya gitmesi...
devamını gör...
y kuşağı
80's olarak diyebilirim ki en birikimli ve her şeyden biraz görmüş ,geçirmiş kendini bilen nesildir. illa ki çürükler vardır ama çoğunluk başarılı maşallah *
devamını gör...
bir ülkenin gelişmişlik seviyesini gösteren detaylar
trafikte yaya ya yol vermektir.
devamını gör...
incus
iki anlamlı sözcük.
- biri örs. bugünkü örsten farkı olmayan yunan ve roma uygarlıklarında kullanılan üzerinde maden dövülen örs. aynı zamanda orta kulakta bulunan bir kemik de benzerliği nedeniyle bu adı alır; örs kemiği.
- bir diğer anlamı ilginç. bazı sikkeler üzerinde bulunan paranın kaplama olmadığını, içinin de gümüş olduğunu gösteren oyuk. bir sikke basım tekniği.
-- güzel bir örneği tarımla uğraşan kalkedon (kadıköy) sikkesi üzerinde buğday başağı üzerindeki boğa ve arka yüzde incus tekniği.

-- sybarus sikkesi, m.ö 550-530, italya

-- metapontum sikkesi, mö. 465-440, italya
- biri örs. bugünkü örsten farkı olmayan yunan ve roma uygarlıklarında kullanılan üzerinde maden dövülen örs. aynı zamanda orta kulakta bulunan bir kemik de benzerliği nedeniyle bu adı alır; örs kemiği.
- bir diğer anlamı ilginç. bazı sikkeler üzerinde bulunan paranın kaplama olmadığını, içinin de gümüş olduğunu gösteren oyuk. bir sikke basım tekniği.
-- güzel bir örneği tarımla uğraşan kalkedon (kadıköy) sikkesi üzerinde buğday başağı üzerindeki boğa ve arka yüzde incus tekniği.

-- sybarus sikkesi, m.ö 550-530, italya

-- metapontum sikkesi, mö. 465-440, italya
devamını gör...
yazarların yazar takip etme kriterleri
yazarlarım takip etme kriterlerini merak eden başlıktır. merak ettiğim bir konudur. bir yazarın bir yazarı takip etmesi için kriterler nelerdir. benim takip etme kriterim esprili bir yazım şekli olması zeki bilgi içerikli tanımlar girmesi rap müzik sevmesi ve futbol takip etmesidir.
devamını gör...
kusurların güzelliği
kalbin kusurları örtmesi durumu.
insan zaman içinde sevdiği insanların sevdiği şeyleri sevmeye başlıyor, kusurlar da artık kusur olarak görünmemeye başlıyor.
ancak tam tersi şekilde birinden soğumaya başlarsanız her şey gözünüze batmaya başlıyor.
insan zaman içinde sevdiği insanların sevdiği şeyleri sevmeye başlıyor, kusurlar da artık kusur olarak görünmemeye başlıyor.
ancak tam tersi şekilde birinden soğumaya başlarsanız her şey gözünüze batmaya başlıyor.
devamını gör...
luseres
bazı tanımlarında kendimi bulduğum, bazılarında da bilgilendiğim yazar arkadaşımız.
hoş gelmiş sefalar getirmiş.
nice güzel tanımlara.
hoş gelmiş sefalar getirmiş.
nice güzel tanımlara.
devamını gör...
twilight of the thunder god
amon amarth’ın 17 eylül 2008 yılında çıkarmış olduğu şahane bir melodik death metal albümüdür gençler. albümde yok yok, her şarkı birbirinden gaz, birbirinden ahenkli, birbirinden güzel ve ritmi, riffleri, gitar soloları yoğun olan şarkılardır. öyle güzel gaz veriyor ki şarkılar, mübarek kendinizi savaş meydanında hissedersiniz o derece yani. bayıldık ulan buna da bittik hamdolsun anasını satıyım. viking metali bunlardan güzel yapan grup yok be, hakkını ziyadesiyle vermişlerdir.
albüme ait şarkılar;
twilight of the thunder god
free will sacrifce
guardians of asgård
where is your god?
varyags of miklagård
tattered banners and bloody flags
no fear for the setting sun
the hero
live for the kill
embrace of the endless ocean
şu şarkıların güzelliğine bakar mısınız ya? hele ki albümün ismi olan şarkıyı dinlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. headbang yapmak ve metal müziği derin bir şekilde hissetmek isteyenler için birebirdir. yalnız şarkılar arasında favorin nedir diye soracak olursanız kuşkusuz varyags of miklagard, where is your god?, the hero ve live for the kill derim. çünkü bu şarkıların enstrüman kalitesi oldukça güzel ve melodik death metali dibine kadar yaşatan şarkılardır.
her ne kadar viking metalin öncüleri de olsalar alanları melodik death metaldir, melodik death metali bunlardan iyi yapan gruplar nadirdir be. önermesi benden, dinlemesi siz metalcilerden. yalnız şu albüme çirkin diyecek olan insanı da şimdiden şiddetle kınıyorum. belirteyim dedim.
albümün ismi olan şarkının videosu;
video koymayı unutmuşum şuraya iliştireyim dedim.
albüme ait şarkılar;
twilight of the thunder god
free will sacrifce
guardians of asgård
where is your god?
varyags of miklagård
tattered banners and bloody flags
no fear for the setting sun
the hero
live for the kill
embrace of the endless ocean
şu şarkıların güzelliğine bakar mısınız ya? hele ki albümün ismi olan şarkıyı dinlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. headbang yapmak ve metal müziği derin bir şekilde hissetmek isteyenler için birebirdir. yalnız şarkılar arasında favorin nedir diye soracak olursanız kuşkusuz varyags of miklagard, where is your god?, the hero ve live for the kill derim. çünkü bu şarkıların enstrüman kalitesi oldukça güzel ve melodik death metali dibine kadar yaşatan şarkılardır.
her ne kadar viking metalin öncüleri de olsalar alanları melodik death metaldir, melodik death metali bunlardan iyi yapan gruplar nadirdir be. önermesi benden, dinlemesi siz metalcilerden. yalnız şu albüme çirkin diyecek olan insanı da şimdiden şiddetle kınıyorum. belirteyim dedim.
albümün ismi olan şarkının videosu;
video koymayı unutmuşum şuraya iliştireyim dedim.
devamını gör...
nasıl sevilmek isterdiniz sorunsalı
göz kamaştıran bir beyazlık
bakmaya dayanamayacağım bir
sıcaklık
özgürlüğün sonsuz mavisi
bir meleğin düşüşü
sakin bir tarçın kokusu
yeşilin serin bir tonu gibi...
bakmaya dayanamayacağım bir
sıcaklık
özgürlüğün sonsuz mavisi
bir meleğin düşüşü
sakin bir tarçın kokusu
yeşilin serin bir tonu gibi...
devamını gör...
seni sevseydi
hiçbir şeyi bahane etmez yanında olurdu.
devamını gör...
normal sözlük sağlıklı yaşam kulübü
işte geldim burdayım ben bu konuda desteğim. *
aslında beslenme şeklimizi paylaşmak ve belki bir parça revize etmek amacıyla birbirimize destek olabileceğimiz kulüp.
aslında beslenme şeklimizi paylaşmak ve belki bir parça revize etmek amacıyla birbirimize destek olabileceğimiz kulüp.
devamını gör...
madeni paraların maliyetlerini karşılamaması
batıyoruz kaptan...
devamını gör...
poşeti 25 kuruş yapan allah
allah allah.
devamını gör...
mutsuzlugumdan mutluyum (yazar)
sözlük açıldıktan bi hafta sonra gelmişim buraya. çok uzun süredir burdayım. burda gerçekten sevdiğim bikaç kişi vardı. onlardan biri de sevgiparçacığı ama öyle bi insanı uzaklaştırmışlar sözlükten. zaten bazı olaylar da sözlükle arama biraz mesafa koydu. buralar artık biz olmadan olacak. her güzel şey gibi bu da bitti :( gidiyorum ben de. burada yapılan bir sürü güzel şeyi göz ardı etmeyeceğim gibi hoşuma gitmeyen bazı şeyleri de görmezden gelemem. herkes kendine iyi davransın iyi sözlükler hepinize.
devamını gör...



