çocukken sevilmemenin acısı
okula gidene kadar pek fark edilmeyen, okula başladıktan sonra diğer anne, babaların çocuklarına gösterdikleri sevgi ve imtinayı gördükçe ukdeye dönüşen bir şeydir.
yıllar geçer, zaman seni büyütür ama sevilmeyen yanın hep o küçük çocuktur..
yıllar geçer, zaman seni büyütür ama sevilmeyen yanın hep o küçük çocuktur..
devamını gör...
kocasının aldığı abur cuburları kıskanın kudurun yazarak paylaşan kadın
bunun bir de sahip olduğu tüm altınları üst üste takıp "kıskanın,kudurun" yazan türü var.
devamını gör...
kuladokya
manisa'nın kula ilçesinde yer alan türkiye'nin ilk ve tek jeoparkı. volkanik tüfler ve rüzgar gibi dış kuvvetlerin tesiriyle zaman içinde kapadokya'daki peri bacaları benzeri jeomorfolojik şekiller oluşmuş. asıl ismi, ''kula peribacaları ve tabiat parkı''. ancak, turizm potansiyeli iyiden iyiye keşfedilince kapadokya'dan esinlenilerek ismi ''kuladokya'' olarak değiştirilmiştir.
kuladokya'nın kapadokya'dan farkı ise, kapadokya'da eskiden insanlar yaşamışken hatta ve hatta hristiyanlık tarihi için bile önemliyken kuladokya'da insan yerleşimi izine rastlanmamasıdır. zaten strabon, coğrafya adlı eserinde de bu bölge için ''kupkuru, ot bitmez'' gibi tasvirlerle betimlemiş.
kuladokya'nın kapadokya'dan farkı ise, kapadokya'da eskiden insanlar yaşamışken hatta ve hatta hristiyanlık tarihi için bile önemliyken kuladokya'da insan yerleşimi izine rastlanmamasıdır. zaten strabon, coğrafya adlı eserinde de bu bölge için ''kupkuru, ot bitmez'' gibi tasvirlerle betimlemiş.
devamını gör...
kadınlar parasız erkeği sevmez
kısmen doğru önerme. dayılarımı sevmiyorum mesela. anneannem yüzünden çalışmadan hiçbir çaba sarfetmeden totoları sıkıştıkça annemlerden asalak gibi geçindikleri için. yoksa üç-beş ne olursa kazansalar, çaba gösterselerdi, severdim. anca dert getiriyorlar.
ha başlıkta kastedilene gelince de, halt etmişsiniz siz!
ha başlıkta kastedilene gelince de, halt etmişsiniz siz!
devamını gör...
mukaddime
ünlü islam devlet adamı, alim, tarihçi ibn haldun’un 1377’de kapsamlı bir dünya tarihine “giriş” olarak yazdığı, tarih, iktisat, sosyoloji, ve siyaset gibi birçok sosyal bilim için temel teşkil eden görüşlerini içinde barındırdığı anıtsal eseridir. yaklaşık 1224 sayfalık tek cilt olan kitap bazı yayın evleri tarafından iki cilt halinde basılmıştır.
okumak için indirin.
ibn-i haldun bu kitabı, büyük tarih kitabı kitabu’l-iber'in birinci cildi olarak tasarladı. islami tarih kitaplarında "tarihe övgü" bölümü yazmak geleneğini yerine getirmek adına ilk cilt olarak mukaddimeyi yazdı. kitabu’l-iber 7 ciltten oluşan bir seridir. ancak bu 7 ciltlik kitabın birinci cildi olarak planlanan "kitab-ı evvel" mukaddime adıyla sanki ayrı bir esermiş gibi anılmaya başlandı. bu kitap birinci cilt olan "kitab-ı evvel"in değil, tamamı 7 cilt olan kitabu’l-iber'in mukaddimesidir
kelime kökeni olarak;
bir kitabın asıl metninden önceki yazısı, ön sözü anlamına gelir. "mukaddimetu’l-kitab" ve "mukaddimetu’l-ilim" olmak üzere ikiye ayrılır. birincisi kitaba bir giriş, ikincisi ise eserin ait olduğu dalıyla ilgili temel bilgilerin verilmesini amaçlayan ilk bölüm anlamındadır.
bu giriş kısımlarına "konuyu okuyucuya arz eden" anlamında mukaddime denildiği gibi, eserin başında ilk olarak yer alan, öne geçirilen anlamında mukaddeme de denilir.
prologun ablasıdır..
okumak için indirin.
ibn-i haldun bu kitabı, büyük tarih kitabı kitabu’l-iber'in birinci cildi olarak tasarladı. islami tarih kitaplarında "tarihe övgü" bölümü yazmak geleneğini yerine getirmek adına ilk cilt olarak mukaddimeyi yazdı. kitabu’l-iber 7 ciltten oluşan bir seridir. ancak bu 7 ciltlik kitabın birinci cildi olarak planlanan "kitab-ı evvel" mukaddime adıyla sanki ayrı bir esermiş gibi anılmaya başlandı. bu kitap birinci cilt olan "kitab-ı evvel"in değil, tamamı 7 cilt olan kitabu’l-iber'in mukaddimesidir
kelime kökeni olarak;
bir kitabın asıl metninden önceki yazısı, ön sözü anlamına gelir. "mukaddimetu’l-kitab" ve "mukaddimetu’l-ilim" olmak üzere ikiye ayrılır. birincisi kitaba bir giriş, ikincisi ise eserin ait olduğu dalıyla ilgili temel bilgilerin verilmesini amaçlayan ilk bölüm anlamındadır.
bu giriş kısımlarına "konuyu okuyucuya arz eden" anlamında mukaddime denildiği gibi, eserin başında ilk olarak yer alan, öne geçirilen anlamında mukaddeme de denilir.
prologun ablasıdır..
devamını gör...
yazarların bugünkü mutluluk sebebi
almancı kuzenim bahisten kazandığı haram para ile bana airpods 2.nesil aldı lan. değişik bir aygıta benziyor.
devamını gör...
sevgiliye daha önce kaç tane sevgilisi olduğunu sormak
yani içimdeki anadolu kadını ruhunu asla susturamayan benim de yaptığım eylemdir. özgüven sorunum yoktur. "benden iyisini mi bulacaksın" moduna girerim hatta ilişkide. yargılama amacım da yoktur ama merak ediyorum. aşırı derecede irdelemek istiyorum.
(bkz: eeee aşkım neden ayrıldınız)
(bkz: eeee aşkım neden ayrıldınız)
devamını gör...
acaba bir simülasyonun içinde miyiz sorunsalı
öyeleyiz sanırım. simülasyonun kontrolü de simülasyon sahibinin çocuğunun eline geçmiş olacak ki rastgele basıyor tuşlara.
devamını gör...
köylü yazardan ironiler
çok hoş geldiniz efenim, gözümüz yollarda kalmıştı*.
gitmeler yakışmadı zaten size, iyiki geldiniiiz. bir daha da gitmeyin.**
güzel tanımlarınızı bekliyorum. mutlu ve sağlıklı günler dilerim. *
gitmeler yakışmadı zaten size, iyiki geldiniiiz. bir daha da gitmeyin.**
güzel tanımlarınızı bekliyorum. mutlu ve sağlıklı günler dilerim. *
devamını gör...
ikili ilişkilerde sık yapılan hatalar
fazlaca iletişim kurmak.
örneğin; durmadan mesajlaşmak, gün içerisinde birkaç kere telefonla konuşmak, gece yatmadan da bir görüntü arama gerçekleştirmek.
ikili ilişkilerde tarafların birbirlerinin değerini anlamasinin belki de en önemli etkeni özlemdir. ama biz buna fırsat vermiyoruz. fazla iletişim beraberinde fazla kavga getirir. yazın bunu bir kenara. sonra teşekkürlerinizi beklerim ama. *
örneğin; durmadan mesajlaşmak, gün içerisinde birkaç kere telefonla konuşmak, gece yatmadan da bir görüntü arama gerçekleştirmek.
ikili ilişkilerde tarafların birbirlerinin değerini anlamasinin belki de en önemli etkeni özlemdir. ama biz buna fırsat vermiyoruz. fazla iletişim beraberinde fazla kavga getirir. yazın bunu bir kenara. sonra teşekkürlerinizi beklerim ama. *
devamını gör...
sonohisterografi
endometriyal kavite içine salin infüzyonu yapıldıktan sonra ultrasonografi yapılması işlemine verilen isimdir.
devamını gör...
islam’da kadının yeri
tüm ilkel kabile dinlerinde olduğu gibi burada da kadına ganimet gözüyle bakılır bir eşya gibi el değiştirebilir birden fazlasına sahip olmakta hiç bir beis yoktur. islam bakış açılarının yumuşaması ve daha önemlisi bu yumuşamanın kimi çevrelerde kabul görmesi islam felsefenin ortaya çıkması ile şekillenmiştir bu da islamın ortaya çıkışının 300 400 sene sonrasına dayanır. antik yunan yazmalarının arapçaya tercümesi olayların ve bakış açılarının çeşitlenmesine sebebiyet vermiştir. yine bu dönem islam coğrafyasının altın çağı olmakla beraber en renkli dönemidir devamında alışmamış götte don durmaz hesabı toplumun bu ilerlemeyi içselleştiremeyişi yüzünden işler malumunuz boka sarmıştır.
devamını gör...
disse aralığı
karaciğer hücreleri ile sinüzoid endotel hücreleri arasındaki aralıktır.
disse aralığında hepatosit mikrovillusları, postganglionik lifler ve ito hücreleri bulunur.
vücut için önemli olan ito hücreleri a vitamini depolar.
buna ek olarak miyofibroblastlara dönüşerek karaciğer sirozunda fibrozise yol açar.
disse aralığında hepatosit mikrovillusları, postganglionik lifler ve ito hücreleri bulunur.
vücut için önemli olan ito hücreleri a vitamini depolar.
buna ek olarak miyofibroblastlara dönüşerek karaciğer sirozunda fibrozise yol açar.
devamını gör...
imdb'nin puan sisteminin belli olmaması
muamma olduğunu öğrendikten sonra izleyecek film/dizi bakarken tereddüt etmeme sebep olan durum.
beklentilerimi düşük tutmama rağmen bir filmin ya da dizinin sonunda ister istemez çok kez hüsrana uğrar oldum. artık “imdb puanı düşük olmasına rağmen enfes olan filmler” başlıkları altında film arar oldum. ne kadar her insanın enfes anlayışı farklı olsa da bu başlıkların altında seçtiğim film/dizilerden daha memnun kaldım.
beklentilerimi düşük tutmama rağmen bir filmin ya da dizinin sonunda ister istemez çok kez hüsrana uğrar oldum. artık “imdb puanı düşük olmasına rağmen enfes olan filmler” başlıkları altında film arar oldum. ne kadar her insanın enfes anlayışı farklı olsa da bu başlıkların altında seçtiğim film/dizilerden daha memnun kaldım.
devamını gör...
musicbuddy
ingiliz punk rock grubu the stranglers
devamını gör...
erzurum kongresi
mustafa kemal'in bu kongreye katılması için bir ilden delege olması gerekmektedir. ancak mustafa kemal, o dönem askerlikten istifa etmiş ve hakkında yakalama kararı çıkarılmıştır. kongreye katılması ülkenin bekası için büyük önem arz etmektedir. erzurum delegesi olan cevat dursunoğlu istifa ederek yerine mustafa kemal'in delege seçilmesini sağlamıştır.
devamını gör...
türkiye'nin en güzel kadını
(bkz: anam)
devamını gör...
annenin sakladığı bir şeyin bulunabilme ihtimali
benim annem sözkonusu ise yok.
ben sözkonusu isem elinle koymuş gibi bulursun.
ben sözkonusu isem elinle koymuş gibi bulursun.
devamını gör...
christina's world
andrew wyeth'in 1948 yılında yaptığı en ünlü eseri.

resme ilk baktığımda eve çaresizce uzaktan bakan, belki o evden kovulmuş ve geri dönmek isteyen umutsuz bir kadın görmüştüm. ama resmin hikayesi başka.
wyeth, bir gün kendi evinin manzarasından anna christina olson isimli komşusunu yerden yaban mersini toplarken gördüğünde bu resmi çizmeye karar vermiş. christina'nın duruşunun sebebi, küçükken geçirdiği bir kas hastalığı sebebiyle yürüyemiyor olması.
bu bilgiyi öğrendikten sonra resmin detaylarına baktığımızda aslında figürün duruş biçiminden, elinden destek almasından ve ellerinin kirli olmasından, ayaklarının güçsüzlüğünün başarılı bir şekilde resmedilmiş oluşundan gerçekten de yürüyemediği sonucunu çıkarabiliyoruz.

ressam realist üslubunu bu eserde muhteşem yansıtmış. resme yaklaştığınızda kadının saç tellerine kadar detayları inceleyebiliyorsunuz. ayrıca renklerin donuk olması resme kasvet katıyor bence. figürün duruşu da cabası. bize christina'nın zor yaşamından bir gününü, onun dünyasını sunuyor ressam.
eser moma'da (museum of modern art) sergileniyor.
kaynak

resme ilk baktığımda eve çaresizce uzaktan bakan, belki o evden kovulmuş ve geri dönmek isteyen umutsuz bir kadın görmüştüm. ama resmin hikayesi başka.
wyeth, bir gün kendi evinin manzarasından anna christina olson isimli komşusunu yerden yaban mersini toplarken gördüğünde bu resmi çizmeye karar vermiş. christina'nın duruşunun sebebi, küçükken geçirdiği bir kas hastalığı sebebiyle yürüyemiyor olması.
bu bilgiyi öğrendikten sonra resmin detaylarına baktığımızda aslında figürün duruş biçiminden, elinden destek almasından ve ellerinin kirli olmasından, ayaklarının güçsüzlüğünün başarılı bir şekilde resmedilmiş oluşundan gerçekten de yürüyemediği sonucunu çıkarabiliyoruz.

ressam realist üslubunu bu eserde muhteşem yansıtmış. resme yaklaştığınızda kadının saç tellerine kadar detayları inceleyebiliyorsunuz. ayrıca renklerin donuk olması resme kasvet katıyor bence. figürün duruşu da cabası. bize christina'nın zor yaşamından bir gününü, onun dünyasını sunuyor ressam.
eser moma'da (museum of modern art) sergileniyor.
kaynak
devamını gör...
