nankörlük. gerçekten buz gibi oluyorum ve geçmiyor .
devamını gör...

karma puan artışının profillere yansımaması ile alakalı sorunun farkındayız.
arka planda yapmakta olduğumuz bir geliştirme buna sebep oldu.
bu akşam itibarı ile karma puanlar eklenmiş olacak.
herhangi bir kayıp mevzu bahis değil.
devamını gör...

sözlerini aşağıya bıraktığım nazım hikmet ran şiiri.

“yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.

yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.

diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.

diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.

diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.

yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...

bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.

bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
böylesine sevilecek bu dünya
'yaşadım' diyebilmen için..."
devamını gör...

up! neden var olduğunu bilemeyecek kadar az muhatap oluyorum insanlarla. bana hiç gelmemiş olan uyarıdır.
devamını gör...

tek sabiti ve başrolü her kişinin "kendi"si olan; değer verdikçe bazen azalan, bazen de katlanan, rasyonel olarak basitten komplekse uzanan tecrübe, denklem, durum.

en azından bu denkleme başka bir "y" katana kadar her şey tek boyutludur.
devamını gör...

önce bir duş yasağı kalksını konuşalım isterseniz çünkü halkımıza bakınca o da yasak gibi.
devamını gör...

mahmut tuncer'le halay çekmemiz. ayrıca şu sözü beni derinden etkiliyor. '' mantık sizi a noktasından b noktasına götürür halay ise her yere.''
devamını gör...

bazı yazarların isimlerini görmek, kitabı kapağına göre yargılamak.
devamını gör...

killa hakanı da alsınlar jüriye beğenmediği adama ta ta ta yapsın.
anan yani, anlamayana boru.

ortalıkta zilyon tane rap yaptığını düşünen arkadaş olduğu için tutacak olan formattır. eğer doğruysa.

(bkz: evet kaynak neydi kaynak emekti)
devamını gör...

her an "aslı yiiiiiiivruuuum" diyecek gibi geliyor
devamını gör...

monte kristo kontu - alexandre dumas
dün gibi hatırlıyorum. ortaokula başladığım sene kütüphaneyi temizlerken elime geçmişti. o eski bordo ciltli olan seridendi. öğretmenim dersi anlatırken gizli gizli sıranın altında okuyordum. o zamanlar mercedes ismi bana sadece arabayı çağrıştırdığı için tam anlayamıyordum. ama şu güne kadar okuduğum kitapların temelinde o var. kendi seçtiğim ve isteyerek okuduğum ilk roman. iyiki de o gün elime geçmiş.
devamını gör...

senin hiç haberin olmasa
senin hiç haberin olmaz ki
başlar biter kendi kendine o türkü.

ben yağmura deli buluta deli
bir büyük oyun yaşamak dediğin,
beni ya sevmeli ya öldürmeli.

gülten akın “deli kızın türküsü”
devamını gör...

günümüzde olduğu gibi ilk çağlarda da insanlar arasında nazar ve büyü en mühim mevzulardan biri olmuş. nazara karşı tılsımlar yapılmış. mozaikte nazara karşı tılsım ön planda resmedilmiş ve şansı sırtına yüklendiği bir kambur figürü kullanmışlar. bulunduğu eve de kem göz evi diye isim koymuşlar.
devamını gör...

sıradan çadırdan farklı olarak süslü ve yuvarlak olan çadırdır.

hatta eski türk kültüründe yeryüzü büyük bir otağa benzetilmiştir.

ösym'nin de özellikle ayt sosyal testlerinde sormayı çok sevdiği bir kavramdır.
devamını gör...

cahit sıtkı yüzünden yolu yarıladığımız fikrinin bilinçaltına işlenmesi sebebiyle ürküten yaştır.*
devamını gör...

ortadan kaybolmak anlamına gelen deyim.
devamını gör...

domatesin soyulmamasıdır.
behzat ç sahnesinde çok iyi açıklanıyor aslında. (bkz: akbaba).
devamını gör...

kolunu kendinden çok seven tiptir. sonuçta korona olmasın diye maskeyi kendine değil koluna takmıştır. o kadar seviyordur.
(bkz: uzak durulması gereken insanlar)
devamını gör...

ilk banda inişinin üzerinden tam 20 yılını geride bırakmış bugün fiat türkiye olan dönemin tofaş a. ş. fabrikasının kapanmasına engel olmuş, beş defa restyling görmüş, sayesinde yüzlerce ar-ge mühendisi deyim yerindeyse araba yapmayı öğrenmiş, on binlerce kişinin sayesinde evine ekmek götürdüğü, motor üretimi hariç üzerindeki parçaların neredeyse tamamının yerlileştiği avrupa ın tartışmasız en iyi hafif ticari aracı.
devamını gör...

bana kafa sözlüğü hediye etmiş.. eski sözlüğüm..
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim