iz bırakan kitap cümleleri
          "...derdimiz gönül eğlendirmekse, hata etmiş olacağız. tek yaptığımız sevmekse, ölebiliriz."
huzursuzluğun kitabı.
  huzursuzluğun kitabı.
devamını gör...
greta thunberg
          olduka antipatik çocuk yaştaki isveçli aktivist küçükken depresyona girip uzun bir süre konuşamış
şu anda çevreciliğin büyük ekmeğini yiyor time dergisinin kapağına çıktığını görünce şok olmuştum konuşurken tüylerim diken diken oluyor heycandan değil iğrenme duygusundan
putin kendisiyle ilgili " isveçte hergün et yiyip çevrecilik yapmak kolay insanlar aç aç " demiştir
sonuç: medya onu balon gibi şişiriyor birgün fena patlayacak
  şu anda çevreciliğin büyük ekmeğini yiyor time dergisinin kapağına çıktığını görünce şok olmuştum konuşurken tüylerim diken diken oluyor heycandan değil iğrenme duygusundan
putin kendisiyle ilgili " isveçte hergün et yiyip çevrecilik yapmak kolay insanlar aç aç " demiştir
sonuç: medya onu balon gibi şişiriyor birgün fena patlayacak
devamını gör...
normal sözlük şikayet hattı
          pide 4 tl olmuş. 
(sanırım hatları karıştırdım.)
  (sanırım hatları karıştırdım.)
devamını gör...
zübük
          --- alıntı ---
şimdi çok iyi anladım ki, zübük bir tane değil, biz hepimiz birer zübüğüz.
bizim hepimizin içinde zübüklük olmasa, bizler de birer zübük olmasak, aramızdan böyle zübükler büyüyemezdi. hepimizde birer parça olan zübüklük birleşip işte başımıza böyle zübüklükler çıkıyor.
oysa zübüklük bizde, bizim içimizde. onları biz, kendi zübüklüğümüzden yaratıyoruz. sonra, kendi zübüklüklerimizin bir tek zübük'te birleştiğini görünce ona kızıyoruz...
--- alıntı ---
  şimdi çok iyi anladım ki, zübük bir tane değil, biz hepimiz birer zübüğüz.
bizim hepimizin içinde zübüklük olmasa, bizler de birer zübük olmasak, aramızdan böyle zübükler büyüyemezdi. hepimizde birer parça olan zübüklük birleşip işte başımıza böyle zübüklükler çıkıyor.
oysa zübüklük bizde, bizim içimizde. onları biz, kendi zübüklüğümüzden yaratıyoruz. sonra, kendi zübüklüklerimizin bir tek zübük'te birleştiğini görünce ona kızıyoruz...
--- alıntı ---
devamını gör...
haziran 2021 köy okulları yardım projesi
          uludağ'da bir yazar hanımefendi ile köy okullarına bir şeyler yapmaya çalışıyorduk.
burada böyle bir yardımlaşmanın başlatılmış olması beni ziyadesiyle memnun etti.
üzerime ne düşüyorsa yaparım.
  burada böyle bir yardımlaşmanın başlatılmış olması beni ziyadesiyle memnun etti.
üzerime ne düşüyorsa yaparım.
devamını gör...
hoşlanılan ama tanımadığınız biriyle nasıl tanışılır sorunsalı
          samimiyet,  doğallık ve nezaket ile harmanlanmış hoş bir üslubun açamayacağı bir kapı olmadığını hatırlayarak.
      
  devamını gör...
the truman show
          dram ve bilim kurgunun iç içe olduğu soluksuz izlenen harika film. oyunculuklar efsane.(bkz: in case i don't see ya good afternoon good evening and good night)
      
  devamını gör...
türkiye'nin düzelmesinin tek yolu
          keşke tc numarası olan herkes, insanlık sınavına sokulsa, ve herkes geçer not alana kadar tekrar tekrar sınava girse, 
belki bu şekilde öğrenirler, okumak zorunda kalırlarsa öğrenirler...
okumayı anlamayı öğrenirler, düşünmeyi öğrenirler, okuma yazma öğretmek yeterli değil, düşünmeyi anlamayı öğretmek lazım,
herkes eğitim demiş de, eğitim evet ama ne eğitimi... eğitimi düzelttin verdin, ee.. güya eğittiğin kişi öğrenecekmi, anlayacakmı, uygulayacak cesareti bulacakmı...
insanlar varlıklarının farkında değil, kimse önce ailesine karşı bile sınırlarını bilmiyor, koruyamıyor,
"bir insana fiziksel olarak tecavüz edilmesi ile kişisel haklarına tecavüz edilmesi aynı yaraları açar..."
nerede okuduğumu kimin söylediğini unuttum ama tam olarak böyle, nihan kaya büyük ihtimalle
dolayısıyla her zaman söylediğim bir şey var, biz saygı adı altında, maalesef sömürülmek için "kandırıldık"
bize sürekli saygı adı altında, büyüklere yaşlılara, anaya babaya, öğretmene, müdüre, milletvekiline, bakana, cumhurbaşkanına, saygı diye başlayarak, söyledikleri herşeyin altında, bizim haklarımıza tecavüz vardı,
saygıyı, bize saygı göstererek, öğretmediler... bir şekilde anne, baba, öğretmen, müdür, bakan vs olanların hepsi, saygıyı "menfaati" için kullandı, çünkü toplumda bu mevkilere tapılıyor, ve hepsi de sonuna kadar kullanıyor, hala, maalesef bu bilinçsiz kesimin yeni nesil çocuklarının çocukları da böyle yetişiyor, çok da değişen bir şey yok...
genelde hiçbir yerde otorite kuramayan insanlar, yada çok kolay mevki sahibi olmuş insanlar, eşlerini ve çocuklarını da maddi manevi yönetme eğiliminde oluyorlar, (bir şekilde eğitimi ve yeterliliği olmadan, küçük yaşta devlet memuru olup, haketmeden yetki sahibi olan, kolay para kazanan kişiler gibi, evlenmek ve çocuk yapmak dışında ürettiği hiçbir değer olmayan, olsada farkedilmeyen annelerimiz gibi)
anne baba da olsa kimse kimsenin yerine düşünme, karar verme hakkına sahip değildir, türkiyede ailelerdeki en önemli sorun, iyiliğini düşünme adı altında, çocukları "rahat bırakmamalarıdır"
çocuklar "kendisi olma"nın ne olduğunu öğrenemiyor, bilmiyor, çünkü rahat bırakılmıyor... baskıyı "normal" bir şey olarak tanıyor çocuklar, ve rahatsız edilmeye alışıyorlar, baskıya alışıyorlar, mecbur olduklarını öğreniyorlar, çünkü başka bir alternatif görmüyorlar, hep içinden düşünüyor, fikrini söylemek saygısızlık olarak öğretiliyor...
önce evde, sonra okulda, sonra işyerinde susuyor, bu böyle devam ediyor...
dar gelirli de böyle, zengin aile de böyle bence, çünkü anne babaların kendi kişisel hayatları yok, anne babalık, geçim/gelir dışında bireysel bir hayatları, mevzuları yok, kendilerini tanımaya, vakitleri, halleri de olmamış zaten, karakterleri oturmamış...
şuraya gelicem, dolayısıyla çocukluktan itibaren, kişisel haklarının gasp edilmesini normal bir şey olarak öğreniyor çocuklar, ev dışında da sesini çıkaramıyor, yeni kuşaklarda da bir fark göremiyorum, dışarıda polis durdurduğu zaman, bize ne sorabilir, nelere hakkı yok bilmiyoruz, evde de bilmiyoruz, dışarıda da bilmiyoruz...
çünkü çocuklara ikinci sınıf insan muamelesi yapılıyor, bize ilk öğretilen şey "susmak" hep öğretilen şey "söz dinlemek" ve sözü sorgulamamak, çünkü devam edecek tartışmaya tahammül yok...
çocuklar ciddiye alınmıyor, çocuklara saygı duyulmuyor, ama bolca isteniyor, sınırsız, koşulsuz, bedelsiz, sürekli saygı isteniyor... hemde zorla... çünkü alışmışlar ekmeğini yemeye...
çocuklar saygı görmenin ne olduğunu öğrenmiyor, hatta saygı gördüğünde tanımıyor, zayıflık zannediyor, şımarıyor, kendini şaşırıyor doğal olarak ve gördüğünde de ilk yaptığı şey suistimal etmek oluyor, bunu fırsat olarak görüyor, çünkü kendisine öyle davranılarak büyümüş...
bütün televizyon kanallarının yayınlarını durdurup ekrandanmı okumalı, ülke genelinde elektriği kesip, camilerdenmi bağırmalı bilmiyorum, ama okuldaki eğitimle olacak iş değil bu, eğitim veren insanlarda da bu bilinç yok, herkeste bir bekleyiş, herkeste bir oturduğu yerden söylenmek, bir şeyler oluyor ve onun üzerine konuşuluyor, herkes yorum yapıyor, hep vakit kaybı, ya bu damızlık çoğunluğun dinlediği hocalardan birini konuşturmak lazım, yada yine bu ahalinin dinlediği bir hocanın adıyla kitap basıp dağıtmak lazım, çünkü fanatikler, din konusunda da fanatikler, ben bakıyorum dindar insanlara 7/24 bir dua okuma hali, o da anlayarak değil, öyle görünmek için, göstere göstere ibadet ediyorlar, onu da bilinçli yapmıyorlarki, bakınız futbol fanatikliği de, ekonomik durumdan bağımsız, çok fazladır, genel olarak fanatik olma hali sapkın bir ruh halidir, zaten sağlıklı bir insan bence hiçbirşeyin fanatiği olmaz, ordan anlayın işte...
evet resmen, tamda manipülasyon yapmaktan bahsediyorum, başka yolu yok, onlara muhalefet olarak yaklaşıp konuşunca, kapatıyorlar devreleri, nereyi dinliyorlarsa, nerden anlıyorlarsa, maalesef oralardan girmek zorundayız, bir övüp, bir allah peygamber diyip, bir bunlar zaten senin hakkın ne bu kadar minnet ediyorsun, elektrik faturanın yarısından fazlası vergi dememiz lazım,
bazen diyorumki ülkedeki akp lileri omuzlarından tutup silkeleyip şunları söylesek;
"bana bak, sen var ya, tek başına, hakları olan bir insansın, sen varsın, herkes seni görmek zorunda, kimse sen yokmuşsun gibi davranamaz, hiçbirşey yapmasanda, oy vermesende, kendi sınırların var, sen değerlisin, annenin babanın sana değer verme mecburiyeti var, menfaatsiz... sen çocuklarına değer vermek zorundasın, menfaatsiz, verdiklerini aldıklarını hesaplamadan, sahip olduğun ev araba eşyayı düşünmeden, insan olarak kendi varlığına saygı duyman, kendine değer vermen ve haklarının farkında olman lazım, kimse senden üstün değil, kimse hiçbir makamla, altın koltukları, sarayları haketmiyor, kimse kimseden büyük değil, kimsenin kıldığı namaz için senin sevinmen gerekmiyor, senin kıldığın namaza rt nin bir katkısı yok, ak parti giderse, kuran okumak yasaklanmıycak, kimse kuran okuyor diye oy vermen gerekmiyor, zaten senin hakkın olanı, senden aldıkları parayla, sana lütfeder gibi veriyorlar, kendi sınırlarını çiz, farket, ve oradaki özgürlüğüne kimsenin senden izinsiz yaklaşmasına bile izin verme..."
şimdi yazınca daha iyi anladım, hep düşünüyorum bunları ama, gerçekten de işimiz çok zor, açlıkla, yoklukla bile, nelere sebep olduklarının farkında olmayan insanların, değişmesi çok zor, ama imkansız değil,
benim önerim büyük bir sivil itaatsizlik düşünmek, bulmak, yapmak...
ama akıllıca bir hareket olması lazım, malum iktidarın elinde, gözünün üstünde kaşın var bile diyerek, hatta hiçbirşey demeyerek bile tutuklama kozu var..
baya akıllıca bir hareket olması lazım...
çok "ince" olmak lazım...
tanıdığınız "ince" karakterli insanlar varsa onlara sorun, bazı insanlar gerçekten çok "ince" oluyor... ben hatırı sayılır "incelikler"le karşılaştım hayatım boyunca, ama yinede kafam öyle çalışmıyor, bunların hakkından gelmek için "ince"nin önde gideni olmak lazım , bi düşünün bakalım, sonu silivride bitmeyecek bir hareket...
edit:
ince ; argoda ihanet eden, yarı yolda bırakan, satan anlamında kullanılan küfürün yerine koyduğum kelime, cinsel tercih anlamında değildir.
(daha iyi anlatan başka sıfat bulamadığım için, kullandığım tek küfür olan kelimenin kendimce şıklaştırmaya çalıştığım hali)
  belki bu şekilde öğrenirler, okumak zorunda kalırlarsa öğrenirler...
okumayı anlamayı öğrenirler, düşünmeyi öğrenirler, okuma yazma öğretmek yeterli değil, düşünmeyi anlamayı öğretmek lazım,
herkes eğitim demiş de, eğitim evet ama ne eğitimi... eğitimi düzelttin verdin, ee.. güya eğittiğin kişi öğrenecekmi, anlayacakmı, uygulayacak cesareti bulacakmı...
insanlar varlıklarının farkında değil, kimse önce ailesine karşı bile sınırlarını bilmiyor, koruyamıyor,
"bir insana fiziksel olarak tecavüz edilmesi ile kişisel haklarına tecavüz edilmesi aynı yaraları açar..."
nerede okuduğumu kimin söylediğini unuttum ama tam olarak böyle, nihan kaya büyük ihtimalle
dolayısıyla her zaman söylediğim bir şey var, biz saygı adı altında, maalesef sömürülmek için "kandırıldık"
bize sürekli saygı adı altında, büyüklere yaşlılara, anaya babaya, öğretmene, müdüre, milletvekiline, bakana, cumhurbaşkanına, saygı diye başlayarak, söyledikleri herşeyin altında, bizim haklarımıza tecavüz vardı,
saygıyı, bize saygı göstererek, öğretmediler... bir şekilde anne, baba, öğretmen, müdür, bakan vs olanların hepsi, saygıyı "menfaati" için kullandı, çünkü toplumda bu mevkilere tapılıyor, ve hepsi de sonuna kadar kullanıyor, hala, maalesef bu bilinçsiz kesimin yeni nesil çocuklarının çocukları da böyle yetişiyor, çok da değişen bir şey yok...
genelde hiçbir yerde otorite kuramayan insanlar, yada çok kolay mevki sahibi olmuş insanlar, eşlerini ve çocuklarını da maddi manevi yönetme eğiliminde oluyorlar, (bir şekilde eğitimi ve yeterliliği olmadan, küçük yaşta devlet memuru olup, haketmeden yetki sahibi olan, kolay para kazanan kişiler gibi, evlenmek ve çocuk yapmak dışında ürettiği hiçbir değer olmayan, olsada farkedilmeyen annelerimiz gibi)
anne baba da olsa kimse kimsenin yerine düşünme, karar verme hakkına sahip değildir, türkiyede ailelerdeki en önemli sorun, iyiliğini düşünme adı altında, çocukları "rahat bırakmamalarıdır"
çocuklar "kendisi olma"nın ne olduğunu öğrenemiyor, bilmiyor, çünkü rahat bırakılmıyor... baskıyı "normal" bir şey olarak tanıyor çocuklar, ve rahatsız edilmeye alışıyorlar, baskıya alışıyorlar, mecbur olduklarını öğreniyorlar, çünkü başka bir alternatif görmüyorlar, hep içinden düşünüyor, fikrini söylemek saygısızlık olarak öğretiliyor...
önce evde, sonra okulda, sonra işyerinde susuyor, bu böyle devam ediyor...
dar gelirli de böyle, zengin aile de böyle bence, çünkü anne babaların kendi kişisel hayatları yok, anne babalık, geçim/gelir dışında bireysel bir hayatları, mevzuları yok, kendilerini tanımaya, vakitleri, halleri de olmamış zaten, karakterleri oturmamış...
şuraya gelicem, dolayısıyla çocukluktan itibaren, kişisel haklarının gasp edilmesini normal bir şey olarak öğreniyor çocuklar, ev dışında da sesini çıkaramıyor, yeni kuşaklarda da bir fark göremiyorum, dışarıda polis durdurduğu zaman, bize ne sorabilir, nelere hakkı yok bilmiyoruz, evde de bilmiyoruz, dışarıda da bilmiyoruz...
çünkü çocuklara ikinci sınıf insan muamelesi yapılıyor, bize ilk öğretilen şey "susmak" hep öğretilen şey "söz dinlemek" ve sözü sorgulamamak, çünkü devam edecek tartışmaya tahammül yok...
çocuklar ciddiye alınmıyor, çocuklara saygı duyulmuyor, ama bolca isteniyor, sınırsız, koşulsuz, bedelsiz, sürekli saygı isteniyor... hemde zorla... çünkü alışmışlar ekmeğini yemeye...
çocuklar saygı görmenin ne olduğunu öğrenmiyor, hatta saygı gördüğünde tanımıyor, zayıflık zannediyor, şımarıyor, kendini şaşırıyor doğal olarak ve gördüğünde de ilk yaptığı şey suistimal etmek oluyor, bunu fırsat olarak görüyor, çünkü kendisine öyle davranılarak büyümüş...
bütün televizyon kanallarının yayınlarını durdurup ekrandanmı okumalı, ülke genelinde elektriği kesip, camilerdenmi bağırmalı bilmiyorum, ama okuldaki eğitimle olacak iş değil bu, eğitim veren insanlarda da bu bilinç yok, herkeste bir bekleyiş, herkeste bir oturduğu yerden söylenmek, bir şeyler oluyor ve onun üzerine konuşuluyor, herkes yorum yapıyor, hep vakit kaybı, ya bu damızlık çoğunluğun dinlediği hocalardan birini konuşturmak lazım, yada yine bu ahalinin dinlediği bir hocanın adıyla kitap basıp dağıtmak lazım, çünkü fanatikler, din konusunda da fanatikler, ben bakıyorum dindar insanlara 7/24 bir dua okuma hali, o da anlayarak değil, öyle görünmek için, göstere göstere ibadet ediyorlar, onu da bilinçli yapmıyorlarki, bakınız futbol fanatikliği de, ekonomik durumdan bağımsız, çok fazladır, genel olarak fanatik olma hali sapkın bir ruh halidir, zaten sağlıklı bir insan bence hiçbirşeyin fanatiği olmaz, ordan anlayın işte...
evet resmen, tamda manipülasyon yapmaktan bahsediyorum, başka yolu yok, onlara muhalefet olarak yaklaşıp konuşunca, kapatıyorlar devreleri, nereyi dinliyorlarsa, nerden anlıyorlarsa, maalesef oralardan girmek zorundayız, bir övüp, bir allah peygamber diyip, bir bunlar zaten senin hakkın ne bu kadar minnet ediyorsun, elektrik faturanın yarısından fazlası vergi dememiz lazım,
bazen diyorumki ülkedeki akp lileri omuzlarından tutup silkeleyip şunları söylesek;
"bana bak, sen var ya, tek başına, hakları olan bir insansın, sen varsın, herkes seni görmek zorunda, kimse sen yokmuşsun gibi davranamaz, hiçbirşey yapmasanda, oy vermesende, kendi sınırların var, sen değerlisin, annenin babanın sana değer verme mecburiyeti var, menfaatsiz... sen çocuklarına değer vermek zorundasın, menfaatsiz, verdiklerini aldıklarını hesaplamadan, sahip olduğun ev araba eşyayı düşünmeden, insan olarak kendi varlığına saygı duyman, kendine değer vermen ve haklarının farkında olman lazım, kimse senden üstün değil, kimse hiçbir makamla, altın koltukları, sarayları haketmiyor, kimse kimseden büyük değil, kimsenin kıldığı namaz için senin sevinmen gerekmiyor, senin kıldığın namaza rt nin bir katkısı yok, ak parti giderse, kuran okumak yasaklanmıycak, kimse kuran okuyor diye oy vermen gerekmiyor, zaten senin hakkın olanı, senden aldıkları parayla, sana lütfeder gibi veriyorlar, kendi sınırlarını çiz, farket, ve oradaki özgürlüğüne kimsenin senden izinsiz yaklaşmasına bile izin verme..."
şimdi yazınca daha iyi anladım, hep düşünüyorum bunları ama, gerçekten de işimiz çok zor, açlıkla, yoklukla bile, nelere sebep olduklarının farkında olmayan insanların, değişmesi çok zor, ama imkansız değil,
benim önerim büyük bir sivil itaatsizlik düşünmek, bulmak, yapmak...
ama akıllıca bir hareket olması lazım, malum iktidarın elinde, gözünün üstünde kaşın var bile diyerek, hatta hiçbirşey demeyerek bile tutuklama kozu var..
baya akıllıca bir hareket olması lazım...
çok "ince" olmak lazım...
tanıdığınız "ince" karakterli insanlar varsa onlara sorun, bazı insanlar gerçekten çok "ince" oluyor... ben hatırı sayılır "incelikler"le karşılaştım hayatım boyunca, ama yinede kafam öyle çalışmıyor, bunların hakkından gelmek için "ince"nin önde gideni olmak lazım , bi düşünün bakalım, sonu silivride bitmeyecek bir hareket...
edit:
ince ; argoda ihanet eden, yarı yolda bırakan, satan anlamında kullanılan küfürün yerine koyduğum kelime, cinsel tercih anlamında değildir.
(daha iyi anlatan başka sıfat bulamadığım için, kullandığım tek küfür olan kelimenin kendimce şıklaştırmaya çalıştığım hali)
devamını gör...
hem çirkin olup hem profiline foto koyan yazar
          tespit karşılığında büründüğüm ruh hali ektedir.
      
  devamını gör...
1994 doğumlu yazarlar şu an ne yapıyor sorunsalı
          hayatımın en güzel yılları bensiz geçiyor.*
t:okul iş derken 30’a merdiven dayamış, geneli benim gibi bekar olan yaş arkadaşlarım.
  t:okul iş derken 30’a merdiven dayamış, geneli benim gibi bekar olan yaş arkadaşlarım.
devamını gör...
arı kolonisinin yok oluşu
          albert einstein'a atfedilen yanlış bir yorumla, bunun sonucunda insanlığın sadece 4 yıl yaşayabileceği iddia edilen durum. doğru değil çünkü einstein'ın böyle bir şey söylediğine dair bir kanıt olmadığı gibi, araştırmalar da bu durumu tam olarak desteklemiyor.
evet, arıların tozlaşmaya katkısı çok yüksek ama dünya üzerindeki gıdaların yaklaşık %60'ı arıların tozlaşmaya etkisinden etkilenmiyor. yani bunlar arılar olmadan da üreyebilen bitkiler. bir araştırmaya göre 90'a yakın bitki var hayvanlar tarafından yapılan tozlaşmaya ihtiyaç duyan ki bunlardan da sadece 13 tanesi kesinlikle buna ihtiyaç duyuyor. diğerleri biraz daha dolaylı yollardan bağlı tozlaşmaya.
özetle, insanlar tamamen yok olmaz böyle bir nedenle ama gıda çeşitliliği azalır ve maliyetleri artar.
  evet, arıların tozlaşmaya katkısı çok yüksek ama dünya üzerindeki gıdaların yaklaşık %60'ı arıların tozlaşmaya etkisinden etkilenmiyor. yani bunlar arılar olmadan da üreyebilen bitkiler. bir araştırmaya göre 90'a yakın bitki var hayvanlar tarafından yapılan tozlaşmaya ihtiyaç duyan ki bunlardan da sadece 13 tanesi kesinlikle buna ihtiyaç duyuyor. diğerleri biraz daha dolaylı yollardan bağlı tozlaşmaya.
özetle, insanlar tamamen yok olmaz böyle bir nedenle ama gıda çeşitliliği azalır ve maliyetleri artar.
devamını gör...
14 yaşındaki kızını öldüren baba
          yine birçok insan tarafından masum görülen babadır. çünkü bu ülkede bir erkek ne yaparsa yapsın suçsuzdur, masumdur. birileri onu delirtmiş, o noktaya getirmiştir. yoksa o öyle bir şey yapar mıdır canım? ama bunu yapan kişi anne olsaydı ardından -haklı olarak-  söylenmeyen kalmazdı. 
keşke önce kendisini öldürseydi de o çocuk hayatta kalsaydı dediğim kişidir.
ayrıca bir insanın mental hastalıkları * başka birinin canına kıymasında haklı ya da hafifletici bir neden olarak görülmemeli.
  keşke önce kendisini öldürseydi de o çocuk hayatta kalsaydı dediğim kişidir.
ayrıca bir insanın mental hastalıkları * başka birinin canına kıymasında haklı ya da hafifletici bir neden olarak görülmemeli.
devamını gör...
nickaltı
          kontrol hakkı nick sahibine verilmesi gerektiğine inanıyorum.
sonuçta kendi başlığı. istenmeyen tanımların da rahatsız etmesinin önüne geçilir bence.
  sonuçta kendi başlığı. istenmeyen tanımların da rahatsız etmesinin önüne geçilir bence.
devamını gör...
türk halkının en bilgili olduğu konu
          futbol siyaset ve tarih .
3 u hakkında yapamayacakları yorum yoktur .
her yerde de bu üçü konuşulur .
  3 u hakkında yapamayacakları yorum yoktur .
her yerde de bu üçü konuşulur .
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
          iki saatlik bir zaman dilimi dünyadan uzak, gönüllere yakın. her hafta aynı keyifle, birlikteliğin güzel tadıyla. bir kez daha iyi ki diyorum 'güzel'.
      
  devamını gör...
sevdiği halde vazgeçen insan
          "bir gün seni unutmak zorunda kalırsam,
aşkımın küçüklüğüne değil,
çaresizliğim büyüklüğüne inan."*
birini sevdiğin halde vazgeçmek aslında uzun bir süreçtir. ilk başta vazgeçmek istemezsin. çabalarsın, didinirsin, ondan vazgeçene kadar önce sen kendinden vazgeçersin. ama bazen ne kadar sevsen de başka çare kalmıyor. işte o zaman da sevgisiz olmuyorsun sadece çaresiz oluyorsun. çaresizliğin büyüklüğü dağları aşmış, gönül neylesin. zorla da olsa katlanıyor işte.
  aşkımın küçüklüğüne değil,
çaresizliğim büyüklüğüne inan."*
birini sevdiğin halde vazgeçmek aslında uzun bir süreçtir. ilk başta vazgeçmek istemezsin. çabalarsın, didinirsin, ondan vazgeçene kadar önce sen kendinden vazgeçersin. ama bazen ne kadar sevsen de başka çare kalmıyor. işte o zaman da sevgisiz olmuyorsun sadece çaresiz oluyorsun. çaresizliğin büyüklüğü dağları aşmış, gönül neylesin. zorla da olsa katlanıyor işte.
devamını gör...
modların saçma sapan nedenlerle tanım silmesi
          bir konuyu ayırmak gerekir öncelikle;
tek/iki-üç kelimelik/tweetvari tanımlar format gereği silinir. bu ok, bu cepte. yeni gelenler hariç herkes hakim olaya. anladık! bez yüz milyon kere tekrarlamayın. böyle tanımları silmekte haklılar.
fakat yetişkin veya genç yetişkin insanlar olarak pohpohlanmaya, şımartılmaya gelince sorun görmeyip, “öte git” denildi mi, eleştirildi mi hemen “nope. bu olmaz bunu sileriz/sildiririz işte” diyemezsiniz. nerede kaldı fikir özgürlüğü?
ben ak olana kara diyemem arkadaşım. bak popoya popo bile yazmıyorum, teletabiye bağladım iyice. ha herkeste fikir özgürlüğünün karşıtı başka. benimkinde kimseye hakaret veya küfür göremezsiniz, görmeyeceksiniz de. yapımda yok. ha içimden dışımdan embesil derim, olsun o kadar. hak edene cuk oturan kelime. bunu gidip isim vererek veya nickaltına yazarak yapmam. kimseyi örgütleyecek kadar bayağı değilim. işbu sebepten hiç bir şekilde küfür/ hakaret barındırmayan entrym silinince benim de aklıma popüler olanı, nicelik olanı eleştirmem yasak demek ki düşünceleri gark ediyor. neden etmesin formata uyan entrym silinirse? başka ne sebep düşünürüm? modla kanka demek ki derim. benim de mod arkadaşlarım var fakat kendi çıkarlarım adına kullanmıyorum. eleştiriyi kaldırıyorum. saçma salak az bilinen efsane duyarlı şu entry mesela: #948229 duruyor. saçma bulduğumu belirtiyorum. üstüne bir kaç kez de düşündüm, acaba haklı olma payı var mı dedim? kendimi eleştirdim. diğer insanlardan da böyle ufak bir beklenti içerisindeyim.
bir sorun kendinize: karşımdakinin haklı olma ihtimali var mı?
neyse ne. o orada dursun. objektif bakabilen görür zaten vıttırı vızzık olanı/olmayanı.
sevgi pıtırcıklığı, kankalık yeteri kadar insanın tiksinip gitmesine yol açtı. ot beyinliler; bir durup düşünün, bir kere de ben hatalıyım diyin. gerçek yüzünüzü saklayıp iğrenç bir yüzeysellik ile kendinizi tatmin etmelerinize, nickaltımda popoya popo dendi acil yetiş, hemen güzel şeyler yaz da yukarı çıksın görünmesin, başlık açtım kanka destek atarsın diyerek zavallılaşmanıza gerçekten acıyarak ve iğrenerek bakıyorum.
silinecekse de buyrun, popoya popo dedim. pembe gözlüklerinize zeval gelmesin, seviliyorsunuz.
  tek/iki-üç kelimelik/tweetvari tanımlar format gereği silinir. bu ok, bu cepte. yeni gelenler hariç herkes hakim olaya. anladık! bez yüz milyon kere tekrarlamayın. böyle tanımları silmekte haklılar.
fakat yetişkin veya genç yetişkin insanlar olarak pohpohlanmaya, şımartılmaya gelince sorun görmeyip, “öte git” denildi mi, eleştirildi mi hemen “nope. bu olmaz bunu sileriz/sildiririz işte” diyemezsiniz. nerede kaldı fikir özgürlüğü?
ben ak olana kara diyemem arkadaşım. bak popoya popo bile yazmıyorum, teletabiye bağladım iyice. ha herkeste fikir özgürlüğünün karşıtı başka. benimkinde kimseye hakaret veya küfür göremezsiniz, görmeyeceksiniz de. yapımda yok. ha içimden dışımdan embesil derim, olsun o kadar. hak edene cuk oturan kelime. bunu gidip isim vererek veya nickaltına yazarak yapmam. kimseyi örgütleyecek kadar bayağı değilim. işbu sebepten hiç bir şekilde küfür/ hakaret barındırmayan entrym silinince benim de aklıma popüler olanı, nicelik olanı eleştirmem yasak demek ki düşünceleri gark ediyor. neden etmesin formata uyan entrym silinirse? başka ne sebep düşünürüm? modla kanka demek ki derim. benim de mod arkadaşlarım var fakat kendi çıkarlarım adına kullanmıyorum. eleştiriyi kaldırıyorum. saçma salak az bilinen efsane duyarlı şu entry mesela: #948229 duruyor. saçma bulduğumu belirtiyorum. üstüne bir kaç kez de düşündüm, acaba haklı olma payı var mı dedim? kendimi eleştirdim. diğer insanlardan da böyle ufak bir beklenti içerisindeyim.
bir sorun kendinize: karşımdakinin haklı olma ihtimali var mı?
neyse ne. o orada dursun. objektif bakabilen görür zaten vıttırı vızzık olanı/olmayanı.
sevgi pıtırcıklığı, kankalık yeteri kadar insanın tiksinip gitmesine yol açtı. ot beyinliler; bir durup düşünün, bir kere de ben hatalıyım diyin. gerçek yüzünüzü saklayıp iğrenç bir yüzeysellik ile kendinizi tatmin etmelerinize, nickaltımda popoya popo dendi acil yetiş, hemen güzel şeyler yaz da yukarı çıksın görünmesin, başlık açtım kanka destek atarsın diyerek zavallılaşmanıza gerçekten acıyarak ve iğrenerek bakıyorum.
silinecekse de buyrun, popoya popo dedim. pembe gözlüklerinize zeval gelmesin, seviliyorsunuz.
devamını gör...
güne bir şarkı bırak
devamını gör...
arkaik insan
          alev alatlı bu ifadeye benzer bir ifadeyi rüya ve kabus serisinde ön insan şeklinde nitelendirmiştir.
      
  devamını gör...
