yalnız başınayken gülmek
deli olduğumu öğrendiğim başlık. bazen komik bir şey yapıyorum ve yanımda kimse olmuyor. bende gülüyorum kendi kendime. ya da aklıma komik bir espri geliyor. tutamıyorum kendimi. bu gayet normal bence.**
devamını gör...
en son kırıldığınız kişi
ne kırılması canımmmm bükülebilme özelliğim var benim..
devamını gör...
coanda effect
supravalvüler aort stenozunda sağ koldaki basınçın sol koldaki basınçtan yüksek olması etkisine verilen isimdir.
devamını gör...
tutankamonun laneti
sayın yazar, bir paylaşımımdaki yanlışı görüp mesaj yazarak doğru olanı yazmış ve beni aydınlatmış mahçup etmiştir.:) kendisine bu güzel davranışından dolayı teşekkür ediyorum. takibe alıp, bir çok konudaki bilgileri ve paylaşımlarından yararlanacağımı düşündüğüm değerli bir yazardır. keyifli yazmalar dilerim. :))
devamını gör...
hayattan gram zevk almamak
gram alamıyorum ama miligram alabiliyorum neyse ki.buna da şükür.
devamını gör...
beyin yakan tramvay ikilemi
karışmazdım. o beş kişinin kaderinde tren kazasında ölmek varmış.
eğer treni çevirirseniz o bir kişi sizin yüzünüzden ölmüş olur.
eğer treni çevirirseniz o bir kişi sizin yüzünüzden ölmüş olur.
devamını gör...
asla yenilmeyecek yemekler
asla şunu yemem bunu yemem diyen ya hiç aç kalmamış ya da anasından dayak yememiş.
devamını gör...
ilber ortaylı’nın canlı yayında cansu canan’a yürümesi
kahkaha attırmış bak sen bak. bazı insanları ilahlaştırma huyundan ne zaman vaz geçeceğiz. başkası yapsa linç edilir ama mevzu ilber hoca olunca gülümsetiyor sizi. adam sizin bu tavırlarınızdan dolayı kendini 3. ramses zannediyor zaten. orhan pamuk okumayın, elif şafak türkçe bilmiyor gibi haddini aşan açıklamalarda bulunmaya başladı. tarih anlatsın çok da uzatmasın bence. sonuçta atom falan parçalamıyor. abartmaya gerek yok. izlerken başkasının adına utanma hissini yaşadım. yaşını başını almış bir adamın bir kadına karşı sözlü tacizidir. bu ne komikmiş falan denecek bir tepki değildir.
devamını gör...
birini tanımanın en iyi yolu
bir hata yapıldığındaki tepkisine bakın. siz olursunuz, ailesinden arkadaşlarından biri olur ya da hizmet aldığı insanlar olabilir hatayı yapan; buna karşı en gerçek yüzünü, öfkesini ortaya koyacaktır.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının uzmanlık alanları
kendimden utanmama sebep olan başlıktır.
üç dakikadır falan düşünüyorum ama bir türlü uzmanlık alanımı bulamadım.
neyse kendime yazıklar olsun deyip milletin uzmanlık alanlarını okuyacağım.
üç dakikadır falan düşünüyorum ama bir türlü uzmanlık alanımı bulamadım.
neyse kendime yazıklar olsun deyip milletin uzmanlık alanlarını okuyacağım.
devamını gör...
beynimde tümör var diyerek 8 yıl boyunca eşi aldatmak
okuyunca film ya da dizide geçen bir bölüm, olay gibi gelse de aslında yaşanan gerçek bir durum.
aşkı memnu, yaprak dökümü, muhteşem yüzyıl dizilerinde yok böyle entrika.
brezilya veya hindistan dizilerinin etkisinde kalma olasılığı yüksek, n.ç'nin kızını yanına alarak kocasını 8 yıldır aldatma hikayesi.
n.ç beynimde tümör var diyerek tekirdağ'a hastaneye gidiyorum diye 2013 senesinde evden ayrılmış. eşinin ve çocuklarının yanına gelme isteklerini hep bir bahaneyle savuşturmuş. " beni bu halde görmenizi istemiyorum" diyerek saçı kazıklı fotoğraflar ve hastane temalı görüntüler göndermiş. böyle böyle 8 koca yıl geçmiş.
evin oğlu birgün gönderilen paraların tekirdağ yerine istanbul'dan çekilince mevzuya uyanmış. ilk başta yok demiş konduramamış sonra ise korktuğu başına gelmiş. annesinin kaldığı eve gittiğinde kız kardeşinin yabancı adama baba dediğini duyup görmüş.
yaşanılan 8 yıllık yalanı babasını anlatmış. babası 8 yıl boyunca eşine 400 bin maddi yardımda bulunmuş. mahkemede geçen beyanlar şöyle:
davada tanık olarak dinlenen r.ç. yaşadıklarını şöyle anlattı:
“annem bize kafasını kazıtmış fotoğraflarını gönderirdi. kendisini ziyaret etmek istediğimizde bizi engellerdi. anneme toz konduramazdım. sonra internet bankacılığından gönderdiğimiz paraları sorguladım. paralar tekirdağ’dan değil etiler’deki bir bankadan çekilmişti. annemi aradım. bulunduğu evi söyledi. eve gittiğimde kız kardeşimin yanında yaşlı bir çift vardı. sonra başka bir adam geldi. kim olduğunu sordum. ‘5 yıllık kocasıyım’ dedi. o adam, annemin babamla boşanma sürecinde olduğunu biliyormuş. küçük kardeşim de o adama ‘baba’ diyor.”
eşinin hastalık yalanını oğlundan öğrenen h.ç. boşanma davası açtı. çocuklarının velayetini isteyen h.ç., bugüne kadar eşine tedavi için gönderdiği 400 bin tl ile 250 bin tl manevi tazminat talep etti. n.ç. davaya verdiği yanıtta, h.ç.’nin kızı doğduktan sonra kendisinden uzaklaştığını, bilgisayar başında sabahlamaya başladığını iddia ederek, “boşanmak istediğimde ölümle tehdit edildim. belki benimle ilgilenir diye bir ailenin yanında yatılı bakıcı olarak çalışmaya başladım. çocuklarımın velayetini ve 400 bin tl tazminat istiyorum” dedi.
kaynak
aşkı memnu, yaprak dökümü, muhteşem yüzyıl dizilerinde yok böyle entrika.
brezilya veya hindistan dizilerinin etkisinde kalma olasılığı yüksek, n.ç'nin kızını yanına alarak kocasını 8 yıldır aldatma hikayesi.
n.ç beynimde tümör var diyerek tekirdağ'a hastaneye gidiyorum diye 2013 senesinde evden ayrılmış. eşinin ve çocuklarının yanına gelme isteklerini hep bir bahaneyle savuşturmuş. " beni bu halde görmenizi istemiyorum" diyerek saçı kazıklı fotoğraflar ve hastane temalı görüntüler göndermiş. böyle böyle 8 koca yıl geçmiş.
evin oğlu birgün gönderilen paraların tekirdağ yerine istanbul'dan çekilince mevzuya uyanmış. ilk başta yok demiş konduramamış sonra ise korktuğu başına gelmiş. annesinin kaldığı eve gittiğinde kız kardeşinin yabancı adama baba dediğini duyup görmüş.
yaşanılan 8 yıllık yalanı babasını anlatmış. babası 8 yıl boyunca eşine 400 bin maddi yardımda bulunmuş. mahkemede geçen beyanlar şöyle:
davada tanık olarak dinlenen r.ç. yaşadıklarını şöyle anlattı:
“annem bize kafasını kazıtmış fotoğraflarını gönderirdi. kendisini ziyaret etmek istediğimizde bizi engellerdi. anneme toz konduramazdım. sonra internet bankacılığından gönderdiğimiz paraları sorguladım. paralar tekirdağ’dan değil etiler’deki bir bankadan çekilmişti. annemi aradım. bulunduğu evi söyledi. eve gittiğimde kız kardeşimin yanında yaşlı bir çift vardı. sonra başka bir adam geldi. kim olduğunu sordum. ‘5 yıllık kocasıyım’ dedi. o adam, annemin babamla boşanma sürecinde olduğunu biliyormuş. küçük kardeşim de o adama ‘baba’ diyor.”
eşinin hastalık yalanını oğlundan öğrenen h.ç. boşanma davası açtı. çocuklarının velayetini isteyen h.ç., bugüne kadar eşine tedavi için gönderdiği 400 bin tl ile 250 bin tl manevi tazminat talep etti. n.ç. davaya verdiği yanıtta, h.ç.’nin kızı doğduktan sonra kendisinden uzaklaştığını, bilgisayar başında sabahlamaya başladığını iddia ederek, “boşanmak istediğimde ölümle tehdit edildim. belki benimle ilgilenir diye bir ailenin yanında yatılı bakıcı olarak çalışmaya başladım. çocuklarımın velayetini ve 400 bin tl tazminat istiyorum” dedi.
kaynak
devamını gör...
bir evi daha yaşanılır kılan detaylar
içindekiler. yani evin içindeki hersey ama öncelikle nefes almanı sağlayan insanlar.nerede olduğun değil kimle olduğun önemli.
devamını gör...
yazarları en çok süründüren hastalık
(bkz: alerjik astım)
devamını gör...
pişi
istisnasız her yaptığımda "kendimizce yaptık işte pişiler" dediğim, kahvaltıya derin bir sessizlikle devam etmemize neden olan yiyecek.
devamını gör...
yalçın nereye koşuyor
nazan ş. 'nin o dönemin eskortlarından olduğunu öğrendiğim kitaptır. adam taa o zamanlar uçak seyahatlerinde rakısını şalgam suyuyla içermiş.
eğlenceli bilgiler bir yana gerçekten son derece uyanık olan ve müthiş ticari zekaya sahip olan yalçın doğan' ın çaycılıktan bankerliğe ve zirveden batışa giden hikayesinin anlatıldığı otobiyografik kitaptır. banker kastelli gibi piyasadan yüksek faiz vaadiyle para toplayıp yatırım yaparak parayı işleten banker yalçın, para gelişi sekteye uğradığında önce faizleri sonra anaparaları ödeyemez hale gelerek batar ve yargılanacak ciddi hapis cezası alır. hayat hikayesini de hapishanede gazeteci emin çölaşan'a anlatır.
kitabın dili güzel, okuması kolay, öğrenilenler ilginçtir. ben çok şey öğrenmiştim kitaptan ama devletim öğrenmemiş olacak ki daha sonra imar bankası, impexbank, tyt bank, marmarabank falan da battı. imar bankasından sonra kuruldu sanırım bddk. neyse, çok da önemli değil zaten en son 2001'de ihlas finans battı. bankerlere para kaptıranlar neyse de bankalarda paraları batanlar, hesap başına üç kuruş tazminatlarla baştan savıldılar. birikimlerini kaybeden, iflas eden, intihar eden binlerce insan oldu. en son ihlaszedeler var. onlar da 20 yıldır paralarını almaya çalışıyorlar. az birikim sahibi müşerilerine, halı yıkama makinesiyle devremülk vermişler, çok yüksek mevduat sahipleri de bir şekilde ilişkilerini kullanarak paralarını almışlar. diğerleri hala bekliyor. şaka gibi ülkem.
eğlenceli bilgiler bir yana gerçekten son derece uyanık olan ve müthiş ticari zekaya sahip olan yalçın doğan' ın çaycılıktan bankerliğe ve zirveden batışa giden hikayesinin anlatıldığı otobiyografik kitaptır. banker kastelli gibi piyasadan yüksek faiz vaadiyle para toplayıp yatırım yaparak parayı işleten banker yalçın, para gelişi sekteye uğradığında önce faizleri sonra anaparaları ödeyemez hale gelerek batar ve yargılanacak ciddi hapis cezası alır. hayat hikayesini de hapishanede gazeteci emin çölaşan'a anlatır.
kitabın dili güzel, okuması kolay, öğrenilenler ilginçtir. ben çok şey öğrenmiştim kitaptan ama devletim öğrenmemiş olacak ki daha sonra imar bankası, impexbank, tyt bank, marmarabank falan da battı. imar bankasından sonra kuruldu sanırım bddk. neyse, çok da önemli değil zaten en son 2001'de ihlas finans battı. bankerlere para kaptıranlar neyse de bankalarda paraları batanlar, hesap başına üç kuruş tazminatlarla baştan savıldılar. birikimlerini kaybeden, iflas eden, intihar eden binlerce insan oldu. en son ihlaszedeler var. onlar da 20 yıldır paralarını almaya çalışıyorlar. az birikim sahibi müşerilerine, halı yıkama makinesiyle devremülk vermişler, çok yüksek mevduat sahipleri de bir şekilde ilişkilerini kullanarak paralarını almışlar. diğerleri hala bekliyor. şaka gibi ülkem.
devamını gör...
seni seviyorum cümlesine verilen en acı cevaplar
asla yazmam, yazarsam kendime olan saygımı sorgularım; öyle bir cevap. bilmem kaç yıl yaşayıp, sevgiye dair bir değerler sistemi oluşturup, safiyane şekilde beslenen o hislere karşı alınan o cevap durup da bir düşündürdü; sadece o anı değil nefes aldığım her anı; öyle bir cevap. hayatımda büyük konuşmak en büyük korkumdur ama ilk defa asla dedim; öyle bir cevap. başımı ileriye mıhladım bir daha dönüp de bakmamak üzere; öylesine bir cevap işte.
t: acıtan cevaplar silsilesi.
t: acıtan cevaplar silsilesi.
devamını gör...



