eski sevgiliden öğrenilen bir şey
renklerin anlamlarını öğrendim ben, hepsinin bir iyi bir de kötü anlamları olurmuş; bana onları okumayı öğretti. artık gördüğüm bir resmi daha iyi yorumlayabiliyorum.
bana verilen sözlerin her zaman tutulamayacağını da öğretti. benim hem sevgilim, hem babam, hem ağabeyim, hem de arkadaşım olacağını söylemişti; tıpkı cemal süreya'nın dediği gibi... sevgi gidince hepsi gitti.
o da renkler gibiymiş. hem iyi hem de kötü anlamları oldu benim için.
bana verilen sözlerin her zaman tutulamayacağını da öğretti. benim hem sevgilim, hem babam, hem ağabeyim, hem de arkadaşım olacağını söylemişti; tıpkı cemal süreya'nın dediği gibi... sevgi gidince hepsi gitti.
o da renkler gibiymiş. hem iyi hem de kötü anlamları oldu benim için.
devamını gör...
kediyi kısırlaştırmak
edit: kısırlaştırma konusundaki soruların ardından bu hafta kedi ve köpeklerde kısırlaştırma konusunda yazmaya karar verdim. buradan
kedilerde kısırlaştırma konusu kedinin içinde yaşadığı ortama, uygulanacak kısırlaştırma metoduna ( desexing, sterilizasyon, enjeksiyon) , kedinin yaşına ( gelişim dönemine ) ve sağlık durumuna bağlı olarak ele alınmalıdır.
desexing- dişilerde yumurtalıkların ve rahmin alınması, erkeklerde testislerin çıkarılması uygulamasıdır. herhangi bir medikal sorunu çözme amacıyla olmadığı sürece bu yöntemin üremeyi durdurmak amacıyla kullanımı tartışılmaktadır.
sterilizasyon - dişilerde ovariectomy yani sadece yumurtalıkların alınması , erkeklerde tüp ligasyonu ve vazektomi yöntemleriyle vas deferens olarak bilinen iki tübüler yapının her birinden kısa bir segmentin çıkarılmasıdır. desexing ile kıyaslandığında çok daha hafif bir operasyondur, hızlıdır, riski çok daha azdır.
zeuterin - zeuterin erkeklerde her iki testisin merkezine enjekte edilir.
desexing uygulamasının hayvan sağlığına olumsuz etkileri sterilizasyon yöntemine göre çok daha fazladır.
kısırlaştırma toplumda hayvan davranış problemleri konusunda mucize tedavi gibi görülmekte. davranış problemine, problemin nedenine, hayvanın kısırlaştırılacağı yaşa - gelişim dönemine bağlı olarak kısırlaştırmanın hayvan davranışları üstüne etkisi değişir.
sahipsiz bu kadar çok kedi ve köpek varken ortada kedinin sağlık durumu yerindeyse, gelişme döneminde korku periyodu içinde değilse, kısırlaştırmanın olumsuz etkileyeceği bir davranış problemlemi yoksa kısırlaştırılması taraftarı olmamak elde değil.
bu duyguyu bir kere yaşasın, anne - baba olmak onların hakkı tarzındaki yaklaşımın bilimsel temeli yoktur. hayvanlarda cinsellik ve üremeye dair içgüdüler ve duygular insanlardan farklıdır.
birlikte yaşadığı evcil hayvanı kısırlaştırmayan herkes sorumsuz değildir. sorumlu evcil hayvan ebeveynleri arasında bu kararı evcil hayvanlarının fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçları doğrultusunda alanlar vardır.
hayvanın doğasını değiştiren her uygulama olumlu ve olumsuz etkileri beraberinde getirmektedir.
kedilerde kısırlaştırma konusu kedinin içinde yaşadığı ortama, uygulanacak kısırlaştırma metoduna ( desexing, sterilizasyon, enjeksiyon) , kedinin yaşına ( gelişim dönemine ) ve sağlık durumuna bağlı olarak ele alınmalıdır.
desexing- dişilerde yumurtalıkların ve rahmin alınması, erkeklerde testislerin çıkarılması uygulamasıdır. herhangi bir medikal sorunu çözme amacıyla olmadığı sürece bu yöntemin üremeyi durdurmak amacıyla kullanımı tartışılmaktadır.
sterilizasyon - dişilerde ovariectomy yani sadece yumurtalıkların alınması , erkeklerde tüp ligasyonu ve vazektomi yöntemleriyle vas deferens olarak bilinen iki tübüler yapının her birinden kısa bir segmentin çıkarılmasıdır. desexing ile kıyaslandığında çok daha hafif bir operasyondur, hızlıdır, riski çok daha azdır.
zeuterin - zeuterin erkeklerde her iki testisin merkezine enjekte edilir.
desexing uygulamasının hayvan sağlığına olumsuz etkileri sterilizasyon yöntemine göre çok daha fazladır.
kısırlaştırma toplumda hayvan davranış problemleri konusunda mucize tedavi gibi görülmekte. davranış problemine, problemin nedenine, hayvanın kısırlaştırılacağı yaşa - gelişim dönemine bağlı olarak kısırlaştırmanın hayvan davranışları üstüne etkisi değişir.
sahipsiz bu kadar çok kedi ve köpek varken ortada kedinin sağlık durumu yerindeyse, gelişme döneminde korku periyodu içinde değilse, kısırlaştırmanın olumsuz etkileyeceği bir davranış problemlemi yoksa kısırlaştırılması taraftarı olmamak elde değil.
bu duyguyu bir kere yaşasın, anne - baba olmak onların hakkı tarzındaki yaklaşımın bilimsel temeli yoktur. hayvanlarda cinsellik ve üremeye dair içgüdüler ve duygular insanlardan farklıdır.
birlikte yaşadığı evcil hayvanı kısırlaştırmayan herkes sorumsuz değildir. sorumlu evcil hayvan ebeveynleri arasında bu kararı evcil hayvanlarının fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçları doğrultusunda alanlar vardır.
hayvanın doğasını değiştiren her uygulama olumlu ve olumsuz etkileri beraberinde getirmektedir.
devamını gör...
bilirbilmezler
gustav flaubert romanıdır.
flaubert’i nasıl bilirdiniz? bilir miydiniz? evet, flaubert madam bovary’nin yazarıdır, hatta flaubert madam bovary’dir ama sanki çok daha iyi bir roman olan bilirbilmezler’e ve bu romanın pek muhterem kahramanları françois denys bartholomée bouvard ve juste romain cyrille pécuchet’ye biraz haksızlık ediyoruz.
bouvard ve pecuchet bir bankta otururkeh tanışır ve kaynaşırlar bouvard yüklü mirasını alır, pecuchet emekli olur ve büyük bir ev satın alıp oraya yerleşirler zira kahramanlarımızın çok derin ve dünyayı sarsacak bazı planları vardır. hiç bir konuda tam bir bilgiye sahip değillerdir, bir broşürden öğrendikleri kadarıyla botanikle uğraşabilirler ya da cansız mankenler üzerinde anatomi incelemeliryle uğraşabilirler. her şeyi yapabilir muhterem kahramanlarımız ama hiç bir şey yapamazlar.
onlarca alanda çabaladıktan sonra yapabilecekleri en iyi şeyi yaparlar ve kopyalama işine girerler. romanımızın çevirmeni olan ve yetinmeyip bir de önsöz yazan tahsin yücel bu kopyalama işinin çeviri sanatının doğumu olduğunu ima eder. ona göre bu roman “çevirmenlerin romanıdır”.
flaubert iki küçük burjuva kahramanı aracılığı ile dönemin sanat, siyaset ve bilim dünyasına farklı bir gözle bakmamızı sağlar…
flaubert’i nasıl bilirdiniz? bilir miydiniz? evet, flaubert madam bovary’nin yazarıdır, hatta flaubert madam bovary’dir ama sanki çok daha iyi bir roman olan bilirbilmezler’e ve bu romanın pek muhterem kahramanları françois denys bartholomée bouvard ve juste romain cyrille pécuchet’ye biraz haksızlık ediyoruz.
bouvard ve pecuchet bir bankta otururkeh tanışır ve kaynaşırlar bouvard yüklü mirasını alır, pecuchet emekli olur ve büyük bir ev satın alıp oraya yerleşirler zira kahramanlarımızın çok derin ve dünyayı sarsacak bazı planları vardır. hiç bir konuda tam bir bilgiye sahip değillerdir, bir broşürden öğrendikleri kadarıyla botanikle uğraşabilirler ya da cansız mankenler üzerinde anatomi incelemeliryle uğraşabilirler. her şeyi yapabilir muhterem kahramanlarımız ama hiç bir şey yapamazlar.
onlarca alanda çabaladıktan sonra yapabilecekleri en iyi şeyi yaparlar ve kopyalama işine girerler. romanımızın çevirmeni olan ve yetinmeyip bir de önsöz yazan tahsin yücel bu kopyalama işinin çeviri sanatının doğumu olduğunu ima eder. ona göre bu roman “çevirmenlerin romanıdır”.
flaubert iki küçük burjuva kahramanı aracılığı ile dönemin sanat, siyaset ve bilim dünyasına farklı bir gözle bakmamızı sağlar…
devamını gör...
uykusuzluk nedenleri
stres.
devamını gör...
astral seyahate çıkmak üzereyken odaya dalıp pişmaniye alır mısın abi iki kutu beş lira diyen adam
dün gece başıma gelen rezalet olay.
böyle tam akşam egzersizlerimi yapmışım, detoks suyumu içmişim, bir güzel duşumu alıp kremlenmişim, 5 dakika meditasyon sonrası yatağa geçmişim ki, bu sesle irkildim. abi inanır mısın tam böyle transa geçmişim vücudum karıncalanmaya başlamış, dayı başımda dikildi:
"abi pişmaniye alır mısın, izmit pimaniyesi bak yemeyen bin pişman"
"ya abii gitsene artıkk kurtulamayacak mıyım sizden ya?? her yolculukta başımda dikiliyorsunuz!!"
"bak iki kutu beş lira tek alırsan yedi lira."
"abicim istemiyorum pişmaniye falan. ben yemiyorum öyle şeylerr. gider misin artıkk!"
"tamam gülüm, bu kadar kızma biz de ekmek parası...."
"gittt!!! artık!!!"
bir daha uzun bir süre transa geçemedim. aradaki gümüş kordon da koptu. tekrar mars saatinin ay'a 1.3 derece orb'ta geçmesini bekleyeceğiz.
böyle tam akşam egzersizlerimi yapmışım, detoks suyumu içmişim, bir güzel duşumu alıp kremlenmişim, 5 dakika meditasyon sonrası yatağa geçmişim ki, bu sesle irkildim. abi inanır mısın tam böyle transa geçmişim vücudum karıncalanmaya başlamış, dayı başımda dikildi:
"abi pişmaniye alır mısın, izmit pimaniyesi bak yemeyen bin pişman"
"ya abii gitsene artıkk kurtulamayacak mıyım sizden ya?? her yolculukta başımda dikiliyorsunuz!!"
"bak iki kutu beş lira tek alırsan yedi lira."
"abicim istemiyorum pişmaniye falan. ben yemiyorum öyle şeylerr. gider misin artıkk!"
"tamam gülüm, bu kadar kızma biz de ekmek parası...."
"gittt!!! artık!!!"
bir daha uzun bir süre transa geçemedim. aradaki gümüş kordon da koptu. tekrar mars saatinin ay'a 1.3 derece orb'ta geçmesini bekleyeceğiz.
devamını gör...
sözlüğü bırakmak
(bkz: yolun açık olsun paşam)
devamını gör...
aşık mahzuni şerif
...
ben insanlar dargınıyım
dertlilerin yorgunuyum
sanki felek vurgunuyum
bu halime gülen zalım.
...
sonsuzluğa gittiği günü hatırladım yine, babamın radyodan türkülerini dinleyişini, eşlik edişini... ne çok severim dinlemeyi, söylemeyi. can mahzuni şerif 19 yıl olmuş sen gideli. saygı, sevgi ve rahmetle. devrin daim olsun.
ben insanlar dargınıyım
dertlilerin yorgunuyum
sanki felek vurgunuyum
bu halime gülen zalım.
...
sonsuzluğa gittiği günü hatırladım yine, babamın radyodan türkülerini dinleyişini, eşlik edişini... ne çok severim dinlemeyi, söylemeyi. can mahzuni şerif 19 yıl olmuş sen gideli. saygı, sevgi ve rahmetle. devrin daim olsun.
devamını gör...
anıtkabir
yapımına 1944 yılında başlanarak 1953 yılında tamamlanan, ankara’nın tandoğan semtinde yer alan, türkiye cumhuiyeti’nin kurucusu mustafa kemal atatürk'ün anıt mezarını içeren komplekstir. kompleksin yapımı için bir komisyon kurulmuş ve yapılacağı yerin belirlenmesi, nasıl bir mimari yapıya sahip olması gerektiği gibi konulardaki kararlar bu komisyon tarafından alınmıştır. komisyon kompleksin yapılacağı alanın belirlenmesi için birçok farklı yer üzerinde durmuş ve en son genel görüş itibariyle çankaya’da karar kılacağı sırada, aydın milletvekili olan yüksek mühendis mithat aydın tarafından rasattepe’nin önerilmesi, buna ilaveten komisyon üyelerinden süreyya özgeevren’in bir sonraki toplantıda rasattepe ile ilgili olarak;
--- alıntı ---
rasattepe’nin bunlardan başka bir özelliği daha vardır ki, hayali genişçe olan her kişiyi derin bir şekilde ilgilendirir sanırım. rasattepe, bugünkü ve yarınki ankara’nın genel görünüşüne göre, bir ucu dikmen’de, öteki ucu etlik’te olan bir hilal (yarımay)’in tam ortasında, bir yıldız gibidir. ankara, hilalin gövdesidir. anıtkabir’in burada yapılması kabul edilirse, şöyle bir durum ortaya çıkacaktır: türkiye’nin başkenti olan ankara şehri, kollarını açmış atatürk’ü kucaklamış olacaktır. atatürk’ü böylece bayrağımızdaki yarımayın (hilal) yıldızının ortasına yatırmış olacağız. atatürk, bayrağımızla sembolik olarak birleşmiş olacaktır! ben bu açıklamayı, birçok aydın kişilere ve bu arada hüseyin cahit yalçın’a da yaptım. bu büyük fikir adamı “atatürk’ün yatacağı yerin böyle açıklanmasında, gelecek nesilleri teşvik etmek bakımından büyük faydalar vardır.” buyurmuştur. atatürk anıtkabir’ı için rasattepe’ye oy verecek olanlar, atatürk’e olan minnet borçlarını ödeme yolunu tutmuş olurlar!
--- alıntı ---
şeklindeki açıklamaları sonrası karar değiştirerek kompleksin rasattepe’de yapılmasına karar vermiştir. daha sonra ismi değiştirilen bu bölge bugün “anıttepe” olarak bilinmektedir. kompleksin yücetepe mahallesi’ne bakan tarafında ise “ordular”, “ilk”, “hedef”, “ileri” sokakları ve hemen bitişiğinde ise “akdeniz” caddesi bulunmaktadır.
--- alıntı ---
rasattepe’nin bunlardan başka bir özelliği daha vardır ki, hayali genişçe olan her kişiyi derin bir şekilde ilgilendirir sanırım. rasattepe, bugünkü ve yarınki ankara’nın genel görünüşüne göre, bir ucu dikmen’de, öteki ucu etlik’te olan bir hilal (yarımay)’in tam ortasında, bir yıldız gibidir. ankara, hilalin gövdesidir. anıtkabir’in burada yapılması kabul edilirse, şöyle bir durum ortaya çıkacaktır: türkiye’nin başkenti olan ankara şehri, kollarını açmış atatürk’ü kucaklamış olacaktır. atatürk’ü böylece bayrağımızdaki yarımayın (hilal) yıldızının ortasına yatırmış olacağız. atatürk, bayrağımızla sembolik olarak birleşmiş olacaktır! ben bu açıklamayı, birçok aydın kişilere ve bu arada hüseyin cahit yalçın’a da yaptım. bu büyük fikir adamı “atatürk’ün yatacağı yerin böyle açıklanmasında, gelecek nesilleri teşvik etmek bakımından büyük faydalar vardır.” buyurmuştur. atatürk anıtkabir’ı için rasattepe’ye oy verecek olanlar, atatürk’e olan minnet borçlarını ödeme yolunu tutmuş olurlar!
--- alıntı ---
şeklindeki açıklamaları sonrası karar değiştirerek kompleksin rasattepe’de yapılmasına karar vermiştir. daha sonra ismi değiştirilen bu bölge bugün “anıttepe” olarak bilinmektedir. kompleksin yücetepe mahallesi’ne bakan tarafında ise “ordular”, “ilk”, “hedef”, “ileri” sokakları ve hemen bitişiğinde ise “akdeniz” caddesi bulunmaktadır.
devamını gör...
heykel
sanıyorum insanlığın başından beri medeniyet ile birlikte gelişip günümüze kadar gelmiş bir sanattır. birçoğumuz heykel dendiği zaman michelangelo'nun davud'unu musa'sını; auguste rodin'in düşünen adam'ını aklımıza getiririz fakar primitif toplumlarda bile heykelcilik görülmektedir.
verimlilik tanrısı magna mater heykelleri bu halklarda çoğalır; geniş kalçalı, iri gögüslü, taşkın karınlı buheykeller kişisel özellik taşımazlar. frontaldirler. çıplak veya giyinik-süslü olabilen bu heykellerde baş, vücuda oranla büyüktür ve vücut eklemleri belirtilmez. gözler iri, parlak; kaşlar göz şekline paraleldir. parmaklar uzun, hareket duruktur.
bundan sonra arkaik heykeller gelir. üç boyutlu heykeller bir çizgi üzerine oturtulur. insanoğlu ilk kez mekanı ifade eder. tipler yavaş yavaş kişilik özelliği göstermeye başlar ve eklemler daha da belirginleşir. primitif kadar abartılı olmamakla beraber gözler yine açıktır, her şeyi görüyormuş gibi görünür. süs unsurundan çekinilir.
sonra klasik heykeller başlar. tanrısal bir ifade yerini dünyevi insan tipine bırakır. iç dünyasını dışarı yansıtmaya çalışan bir insan modeli okunur. duygulanmalar görünür. optik görüntü idealize edilir. heykel yüzlerinde bir duygusal ifade yer almaz fakat bir insan görünüşü hakimdir. abartı yoktur; ölçüye ve dengeye önem verir. asimetrik vücut kuruluşu, simetrik arkaik duruştan ayrılır.
barok heykeli, resminden sadece renk eksikliği ile ayrılmaktadır. zarif ve uzun vücutlar, detaylar gösterilir. el kol hareketleri bir iş yaptıkları için değil görüntü güzelliği için kullanılır. madde ifadesi önemlidir. damarlar, adaleler gösterilir. pozlar, bir oyundaymış izlenimi verir.
verimlilik tanrısı magna mater heykelleri bu halklarda çoğalır; geniş kalçalı, iri gögüslü, taşkın karınlı buheykeller kişisel özellik taşımazlar. frontaldirler. çıplak veya giyinik-süslü olabilen bu heykellerde baş, vücuda oranla büyüktür ve vücut eklemleri belirtilmez. gözler iri, parlak; kaşlar göz şekline paraleldir. parmaklar uzun, hareket duruktur.
bundan sonra arkaik heykeller gelir. üç boyutlu heykeller bir çizgi üzerine oturtulur. insanoğlu ilk kez mekanı ifade eder. tipler yavaş yavaş kişilik özelliği göstermeye başlar ve eklemler daha da belirginleşir. primitif kadar abartılı olmamakla beraber gözler yine açıktır, her şeyi görüyormuş gibi görünür. süs unsurundan çekinilir.
sonra klasik heykeller başlar. tanrısal bir ifade yerini dünyevi insan tipine bırakır. iç dünyasını dışarı yansıtmaya çalışan bir insan modeli okunur. duygulanmalar görünür. optik görüntü idealize edilir. heykel yüzlerinde bir duygusal ifade yer almaz fakat bir insan görünüşü hakimdir. abartı yoktur; ölçüye ve dengeye önem verir. asimetrik vücut kuruluşu, simetrik arkaik duruştan ayrılır.
barok heykeli, resminden sadece renk eksikliği ile ayrılmaktadır. zarif ve uzun vücutlar, detaylar gösterilir. el kol hareketleri bir iş yaptıkları için değil görüntü güzelliği için kullanılır. madde ifadesi önemlidir. damarlar, adaleler gösterilir. pozlar, bir oyundaymış izlenimi verir.
devamını gör...
beceremeyeceğini düşündüğü hiçbir işe başlamayan insan
korkaktır.*
hiç denememiş, gelişmemiş, düşünmemiş hatta yaşamamış insandır.*
"herkes gemiyi limanı getirip getirmediğine bakar,o yolda gelirken neler yaşadığın ile ilgilenmez " tarzında bir söz vardır,bizi de biz yapan sonuçlar değil, o yoldaki yaşadıklarımızdır.
girmekten korktuğunuz mağara, aradığınız hazineyi barındırır.
joseph campbell
cesur ol, risk al. hiçbir şey deneyimin yerini tutamaz.
paulo coelho
erdal kalın poe ukdesi
hiç denememiş, gelişmemiş, düşünmemiş hatta yaşamamış insandır.*
"herkes gemiyi limanı getirip getirmediğine bakar,o yolda gelirken neler yaşadığın ile ilgilenmez " tarzında bir söz vardır,bizi de biz yapan sonuçlar değil, o yoldaki yaşadıklarımızdır.
girmekten korktuğunuz mağara, aradığınız hazineyi barındırır.
joseph campbell
cesur ol, risk al. hiçbir şey deneyimin yerini tutamaz.
paulo coelho
erdal kalın poe ukdesi
devamını gör...
dilin kısa tarihi
alfa yayınlarının kısa tarih serisinin bir parçası olan kitaptır.
yol gösterici azizim kafka bir aforizmasında der ki:
“ eğer üzerine çıkmadan inşa edilebilseydi, belki de, babil kulesi'nin yapılması yasaklanmazdı.”
babil kulesi cennete uzanacak kadar büyük olma niyeti ile yapılmaya başlanan bir kule idi. ve bu cürete sinirlenen tanrı kuleyi yerle bir etmek onun için anlık bir iş olsa da bu barbar yöntemi tercih etmeyi kudretine yakıştırmadığı için başka bir yöntem seçer ve kuleyi yapan insanların dillerinin karıştırılmasını emreder. böylece birbirini anlamayan insanlar işbirliği içinde çalışmayı beceremez ve kule yarım kalır, insanlar arasında husumetler başlar ve işler çığrından çıkar.
diller böyle gelişip yayılmıştır dünya üzerine. belki de bambaşka bir yol izlemiştir. belki de tek bir dilden türemiştir bütün diller ve zamanla evrilerek bugünki halleri almış ve yine insanlar arasında anlaşmazlıklara neden olmuştur. kim bilir!
babil kulemizi inşa etmeye çalışıyoruz hala ve hala başarısızlık kaçınılmaz. dillerimiz farklı olduğu içim belki de birbirimizi öldürmeye de devam ediyoruz.
siz iyisi mi dilin tarihini bir okuyun, belki kuleyi tamamlamak için bir ilham düşer içinize.
yol gösterici azizim kafka bir aforizmasında der ki:
“ eğer üzerine çıkmadan inşa edilebilseydi, belki de, babil kulesi'nin yapılması yasaklanmazdı.”
babil kulesi cennete uzanacak kadar büyük olma niyeti ile yapılmaya başlanan bir kule idi. ve bu cürete sinirlenen tanrı kuleyi yerle bir etmek onun için anlık bir iş olsa da bu barbar yöntemi tercih etmeyi kudretine yakıştırmadığı için başka bir yöntem seçer ve kuleyi yapan insanların dillerinin karıştırılmasını emreder. böylece birbirini anlamayan insanlar işbirliği içinde çalışmayı beceremez ve kule yarım kalır, insanlar arasında husumetler başlar ve işler çığrından çıkar.
diller böyle gelişip yayılmıştır dünya üzerine. belki de bambaşka bir yol izlemiştir. belki de tek bir dilden türemiştir bütün diller ve zamanla evrilerek bugünki halleri almış ve yine insanlar arasında anlaşmazlıklara neden olmuştur. kim bilir!
babil kulemizi inşa etmeye çalışıyoruz hala ve hala başarısızlık kaçınılmaz. dillerimiz farklı olduğu içim belki de birbirimizi öldürmeye de devam ediyoruz.
siz iyisi mi dilin tarihini bir okuyun, belki kuleyi tamamlamak için bir ilham düşer içinize.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
ben meraktan ölürsem
en az senin kadar güzel
gözlerim arar satırlarını
sözlere sakladığın
mecazları
kalbinden kopan
gülüşleri
bir daha göremem
öldür beni meraktan
ama görebileyim
yazdıklarını
en az senin kadar güzel
gözlerim arar satırlarını
sözlere sakladığın
mecazları
kalbinden kopan
gülüşleri
bir daha göremem
öldür beni meraktan
ama görebileyim
yazdıklarını
devamını gör...
gerçek ve doğru aynı şey midir sorunsalı
superelevation ukdesi.
gerçek-yanlış olmak haricinde- doğrudur.
eylem üzerinden düşündüğümüzde yapılan iş ne kadar gerçek* olsa da bu onun doğru olduğu anlamına gelmiyor.
birini itip düşürdüğümüzde yapılan düşürme eylemi gerçektir ancak doğru değildir.
gerçek-yanlış olmak haricinde- doğrudur.
eylem üzerinden düşündüğümüzde yapılan iş ne kadar gerçek* olsa da bu onun doğru olduğu anlamına gelmiyor.
birini itip düşürdüğümüzde yapılan düşürme eylemi gerçektir ancak doğru değildir.
devamını gör...
influencer
şu zamanlarda oldukça fazla para kazanan sanal meslek grubudur.
işleri ise daha çok tanıtım yapmaktır.
işleri ise daha çok tanıtım yapmaktır.
devamını gör...
hangi yazar gözünde nasıl canlanıyor sorusu
devamını gör...
at kuyruğu otu
bünyesinde silisik asit barındıran 25-60 cm yüksekliğinde nemli topraklarda yetişmeye eğimli bir bitkidir.
rivayet edildiği üzere bu silisik asit denen bileşik saçı besliyormuş ve şahsen kendimin de içinde bulunduğum saçını uzatmaya çalışanlar topluluğu tarafından talep görüyor. tabi ne derece etkilidir göreceğiz.
rivayet edildiği üzere bu silisik asit denen bileşik saçı besliyormuş ve şahsen kendimin de içinde bulunduğum saçını uzatmaya çalışanlar topluluğu tarafından talep görüyor. tabi ne derece etkilidir göreceğiz.
devamını gör...