bir kez daha anlamış bulunuyorum ki bu adamlar siyaseti sadece ve sadece kendilerine körü körüne bağlı insanlar için yapıyorlar.
adamın söylediği hiçbir şeye ben ikna olmuyorum olmamda olanlar buyursunlar efendim.
devamını gör...

elisabeth-kübler-ross tarafından incelenmiş ve 5 evreye ayrılmıştır.
evre 1: şok evresidir,hasta ölümünü kabullenmez.
evre 2: hasta aşırı gergin ve öfkelidir. neden ben diye isyankar tavır sergiler.
evre 3: pazarlık yapılan eğridir. bir iyileşeyim şunu yapacağım,bunu yapacağım der.
evre 4: depresyon evresidir,intihar düşünceleri olabilir.
evre 5: hasta öleceğini kabullenir.
devamını gör...

olum kadınlar bitti bir de önüne din mezhep ekleyip double shot mı yapıyorsunuz alüminyum? herkesin özsaygısı kendine, adı üstünde bak bu kadar basit.
devamını gör...

yaramıyorsa içmicen başkan!
devamını gör...

başıma bir şey gelmeyecekse beni anlatan tanım. tüm gün her ne yaşıyorsam onun stresini zaten çektiğim için kafamı yastığa koyup 87 saniye falan düşündükten sonra uyuyorum. ancak uyurken beynim susuyor şükür.
devamını gör...

insan senaryoda berkun oya, kadroda haluk bilginer, engin günaydın, binnur kaya, irem sak, okan yalabık, öner erkan, fatih artman; konuk oyuncu olarak halit ergenç, bergüzar korel gibi isimleri görünce çok çarpıcı bir film bekliyor.

acaba kim şöyle bir kadroyu toplayıp deneysel bir şeyler deneyelim diye bir öneride bulundu, gerçekten merak ediyorum. film genel anlamıyla eğlenceli ama bir olmamışlık var. sanki senaryonun bir kısmını birileri yazmış da tamamlayacağı yerleri sonraya bırakmış, başka biri gelip senaryoyu devam ettirmiş ve o yerleri tamamlayamamış gibi. hatta abartarak söyleyeyim sanki 5-6 bölümlük bir mini dizi için başlanmış da filme çevirmişler gibi. karakterler var, içi boş. o karakterler neden var anlamıyoruz.

--! spoiler !--

mesela bu küçük caner karakteri neden anlatıldı bize? sadece denyo sahnesi için mi izledik? (çocuk oyuncunun başarısı da muazzamdı bu arada. karakteri sevmesem de oyuncu müthis.)

fatih artman'ın oynadığı karakter neden var? derinliğine neden inilmedi? dışarıda yemek yeme sahnesinin bize vermek istediği şey ne? yemeksepeti olmasa böyle olurdunuz demek mi istenmiş?

irem sak'ın oynadığı sevgili karakteri neden o kadar uzun tutulmuş? tamam anladık, kadın asıl olayı göremiyor bir noktaya takılıp kalıyor da. kolye muhabbetine kustum yani. film bunla başladı, 3-4 farklı yerde yeniden gösterildi ve bununla bitti.

erbil'e çorba getiren kadın karakter ve erbil'in karısıyla konuştuğu sahne neden var?

youtuber çocuğun ailesinin olduğu sahne niye var? gerçekten filmde bize ekstra ne kattı?

--! spoiler !--
devamını gör...

pop mafyasi sezen aksu'nun ciraklarindan; 90li yillarin basindan itibaren piyasada aktif bulunan, eurovision sarki yarismasi'nda elde ettigi birincilik ile yerini pekistiren, soprano sanatci.
devamını gör...

bakkal şuayip, kakılmış ve itilmiş, sürekli geliniyle uğraşan sürahi hanım, karadeniz kızıhamsiye, başbayan, hafi anlat bakalım alican, hırsız gülizar( komseri uyutup, tüm odadaki eşyaları çalması ile aklımda kalmış), pazarlamacı selma satar, şehvet abla, canan cancan, üçkağıtçı enişte nuri... hepsi birbirinden güzel ve çocukluğuma damga vurmuş karakterlerdi. en sevdiklerim ise şuayip, alican ve gülizar’dı. kadın komedyenlerin ilk ve en iyisi bana göre yasemin yalçın.
devamını gör...

pink floyd'un efsane bateristi. david gilmour ve roger waters arasındaki kavgalarda ortada kalmış mütevazı kişilik. bir röportajında david ve roger'ın kavgaları olmasaydı o albümleri yapamazdık demiş üstad.
devamını gör...

bu toplum için psikolojik olarak çok zayıfım.
devamını gör...

antik mısır tarihini inceleyen bilim dalı. mısıroloji de denir. gizemli ve hoş bilim dalı. benim gibi antin kuntin bölümleri seven birisi için güzel tercih olabilirmiş ama lisans düzeyinde yok yurtdışında vardır belki. ilk türk ejiptolog ise perihan sadıkoğlu. kadının antik mısır sanatı ve tarihsel akıştan günümüze etkileri isimli bir de kitabı varmış.
devamını gör...

doktor bana "hamilesin" dediğinde, ben "nasıl yani şimdi korona değil miyim?" diye soruyordum. zira sabahın 5'inde covid acile gitmiştik, 39 derece ateş ve kusmayla uykumdan uyanınca. haliyle. güzel bir his, korona olmamak.
devamını gör...

hanzo filmi, adile naşit.
- baksana evladım, ben kocamı almaya geldim.
- bugün taburcu mu oluyor? adı nedir?
- cabbar sontaş.
- hangi klinikte?
- hangi klinikte olduğunu nereden bileyim kardeşim? işte fotoğrafı.
- hanzo bu.
- hanzo mu? hanzo senin babandır terbiyesiz.
- cabbarım' ı almadan şuradan şuraya gitmem.
devamını gör...

sözlükte çifte standart olduğu fikrine katılıyorum ancak bu çifte standardın yönetim tarafından getirildiği fikrine katılmıyorum. sevgili uykusuzkahvenin yayında söylediği bir şey vardı "bizler radyo için dışarıdan profesyonel hizmet almadık. teknik kadro kurmadık. her şeyi amatör ruhla kendi içimizde yapmaya çalışıyoruz."

bu güne kadar yayın yapan arkadaşlarının bir tekinin bile radyo sektöründe en ufak bir şansı yok. bu da bir sır değil. ancak sözlük radyosunda aranan da zaten profesyonel işler yapanları maaşla radyoya getirmek değil. kendi aramızda kendi yağımızla kendi helvamızı kavurmak. kimin sektör stardartında program hazırladığı değil yani mesele. kimin elini taşın altına koyduğu ve çekmediği.

daha önce sözlük yazarlığı geçmişi olan birisinin, yeni sözlük yazarlığına başlamış birisini tenkit etmesi anlaşılabilir, çünkü ortada keşfedilmiş bir bağdat zaten var. işin doğrusu biliniyor. ancak sözlük radyosu işi öyle değil. görev alanlar daha önce radyoculuk yapmamışlar. kervanı yolda düzüyorlar. bağdatı keşfetmek zorundalar. hata yapmak ve hatalardan doğruyu bulmak zorundalar.

hataları olacak, değişklikler olacak. bir şeyler denenecek. bu yayın esnasında ses kesilmesi de olabilir teknik hata olarak. o zaman da "yayında sansür var" mı denilecek? elbette bazı şeyleri deneme yanılma ile bulmak zorundalar. önceden başlıklar sabitlenmiyordu evet ancak önceden radyonun kendine ait bir kategorisi de yoktu. deneniyor bir şeyler. sözlük gelişiyor, radyo gelişiyor. sözlük ilk kaydolduğumuz günki gibi mi? bir şeyi yapıp sonra vazgeçtiler. "yazarlara iltimas" diye ortaya mı atlandı. sözlükte bir ara moderasyon tek çatı altında toplandı. sonra işlevselliği azalttığı görüldü ve eski haline döndü. bbu bir deneme yanılmaydı ve gayet olağandı. kimse komplo teorileri üretmedi o konuda. ve belki de ileride yine o sisteme dönülecek.

eğri oturup doğru konuşalım. sek'in programı istenen etkiyi uyandırmadıysa bunun sorumlusu yönetim değil. kimse farklı bir kulp bulmaya çalışmasın. radyo işi sözlük gibi bireysel bir iş değildir. ekip işidir. radyonun amacı da sözlükte polemik oluşturmak değil sözlüğü bir adım daha ileri taşımaktır.

bu gibi ithamlar zedelenen kişisel egoyu tamir adına ancak radyoya ve dolayısı ile sözlüğe zarar verme pahasınadır.

ne uykusuzkahvenin ne de yoldaşın reklam derdi olmayan, reyting kaygısı taşımayan, daha fazla yazarın katılımcı olması için uğraşılan bir radyoda yazar kayıracağını söyleyemez. söyleyen için bir üst paragraf geçerlidir.

support süresini aşmıştır, diğerleri aştırılmamıştır. deneme yanılmadır. bir başlık sabitlenmiştir sonra sabitlenme işi bırakılmıştır. deneme yanılmadır. eğer ki supoort tekrar süresini aşarsa ya da tekrar bir başka yayın başlığı sabitlenirse yani eğer bir uygulama değişikliği bir seferden fazla gerçekleşirse haklılığı tartışılır. o zamana kadar kendi egonuz için kime neye zarar verdiğinizi umursamadığınız düşünürüm.

hepiniz aklı başında yaşını almış sayılacak bireylersiniz. tamam kendinizde haklı olduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz. ancak bu haklı olduğunuzu düşünmek sonucu giriştiğiniz eylem hak almak için olmalıdır, zarar vermek için değil. sizin yaptığınız ise aramadığınız hakkınız için karşıya zarar verme çabası olarak adlandırılır.

özetle : birden fazla tekrarlanmayan, uygulamadaki değişiklikler, işin doğrusunu bulmaya çalışırken ki deneme yanılmadır. birden fazla tekrarlanmayan değişiklikleri kişisel algılayıp şato önüne yığılmayın. elinizdeki meşaleleri kenara koyup cadı avını bırakın.
devamını gör...

bittiiiii!
her yayında "artık alıştım heyecanlanmam" deyip bir öncekinden daha çok heyecanlanıyorum, yerimde duramıyorum. ama o kadar güzelsiniz ki hem yayın öncesi hem yayın sırası o da yetmiyormuş gibi yayın sonrasında yalnız bırakmıyor hep yanı başımda duruyorsunuz. siz olmasanız bu yayın da olmazdı biliyorsunuz değil mi?
heyecanı, hüznü, mutluluğu ve hatta mutluluktan ağlamayı yaşıyorum sayenizde, şimdi ben size sözlük ailem demeyeyim de ne diyeyim hı?
çok ama çok teşekkür ederim, sahnenin önündeki ve arkadaki yıldızlarıma, destek olan herkese. iyi ki varsınız ve diliyorum ki hep olun!
haftaya yeni konsept ve yayın ile görüşmek üzere sevgili kafa sözlük ailem, sizi çok seviyorum.
bir gün umarım ayrı yerlerden çıktığımız bu dünyadan uzak yolculuğunda hepimiz aynı yere varırız ve hep bir ağızdan söyleriz bu şarkıları, olamaz mı? olabilir!
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hiç gerek yok aslında böyle şeylere.

çok sevdiğim insanlar hoşuma gitmeyen bir şey yapınca sarılıyorum, seni seviyorum biliyorsun diye giriyorum söze, uyarıyı yapıyorum hâlâ sarılmaya devam ederken, hiç kavga çıkmamış oluyor. kavga edemeyecek kadar kıyamadığım, sarılıp öyle uyardığım insanlar bi zahmet zaten kavga çıkarmasın. ben böyle yapınca karşılık olarak onlar beni güzel güzel uyarıyorlar, hiç inadım tutmuyor o zaman, özür diliyorum, kapatıyoruz konuyu. karşılıklı bir anlayış halindeyiz.

yanisimi hiç kavgaya falan gerek yok. en baştan cümlelere seni seviyorum diye başlanmış olsa, hiç uzatmadan kısa şekilde konu özetlense ve üstü kapatılmış olsa bence daha iyi. bu yapıldığı halde karşı taraf olayları kavga boyutuna getiriyorsa zaten doğru insan değildir, en güzeli hayatın dışında bırakmak. çünkü ömür kısa, benim kafam almıyor.
devamını gör...

sakarya şehrine gelen siyasilerin okumayı çok sevdiği, sakaryalıların nehir değil şehirden bahsettiğini sandığı türküdür.
devamını gör...

ne kadar itici bir teyzemiz, çok rahatlıyormuş küfür ederken. ben rahatsız oldum.
devamını gör...

bahçe katında oturuyorum, üst kat komşum kapanma sürecinde köyüne kaçtı. amfi lerin sesi kökleyip ayı gibi böğürüyorum. yok alta ses gider, yok üste ses gider derdim yok
devamını gör...

siyasal islam pişkinliği bu olsa gerek. işin acı tarafı buna inanan hatta ölesiye savunan insanlar var.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim