oktay sinanoğlu
türkiye'nin einstein'i.
devamını gör...
yazarların bugünkü mutluluk sebebi
internetten alıp diktiğim çilek fidelerim çiçek açmış. tutmayın beni. yakında balkonum mis gibi çilek kokacak. yaşaaaaassssssııııııııınnnnnn.
devamını gör...
en iyi 36 yazarın kolajı
profilimin pırıl pırıl parladığı kolaj. emek verdiği için yazara ayrıca bol sevgi ve saygılı teşekkür ediyorum.
mathilda detayı orada nasıl da güzel duruyor ama değil mi? zevkli insanmışım. *
mathilda detayı orada nasıl da güzel duruyor ama değil mi? zevkli insanmışım. *
devamını gör...
iko (yazar)
kendisi yani şahsım sözlüğün kodlamasından yani teknik işlerinden sorumlu olup, moderasyon işleri ile ilgilenmemektedir. lütfen "tanımım neden silindi?" "ben neden ceza aldım?" gibi soruları bana yöneltmeyin, zira cevabını ben de bilmiyorum.
eğer online moderatör yoksa ve başlık düzeltmek gibi ufak mevzular varsa elim boştaysa yardımcı olabilirim elbette.
eğer online moderatör yoksa ve başlık düzeltmek gibi ufak mevzular varsa elim boştaysa yardımcı olabilirim elbette.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
merhaba sözlük. günlüğüme girişimi böyle yaparım hep"merhaba kendim" diye. bugün elim yine günlüğüme gitti. canım bir şeyler karalamak, içimi boşaltmak istiyor. böyle hissettiğimde bu isteğimi günlüğümle gideririm. ama bugün içimi bu çok sevdiğim yerde boşalmak istiyorum. neden diye soracak olursanız hissettiklerim birileri tarafından okunsun istiyorum. beni dinleyen, anlamaya çalışan birilerinin var olduğunu bilmek beni nasıl mutlu ediyor bilemezseniz. belki hepimizin ortak sorunudur bu; gerçek hayatta kimse bizi bizim istediğimiz gibi dinlemiyor, anlamıyor. o yüzden iyiki varsınız diyorum.
bugün benim için çok kötü bir gündü sözlük. aşırı depresif, karamsar hissediyorum. sürekli evin içindeyim ve bu sanıldığından çok daha zor*. kiminize göre bu normal bir ruh hali gibi gelebilir ama benim için anormal bir durum. her zaman böyle iğrenç hissetmiyorum çünkü. genelde bardağın dolu tarafını görmeye çalışırım, mutlu olmak için hep bir sebep ararım. bugün de bardağın bomboş olduğu ve mutlu olmak için hiçbir sebep bulamadığım bir gündü işte.
aşırı karamsar halimle içinizi karartmak istemem efenim. hatta eğer böyle hissedecekseniz tanımımı okumayın lütfen, kimse benim yüzümden olumsuz hissetsin istemem. buraya hep kendimi yansıttım, ruh halim nasılsa öyle tanımlar girdim. olmadığım biri gibi görünmek en büyük korkularımdandır. bu entryi de bunun için yazıyorum. neyse konuyu dağıttım yine. ne diyordum..ha bugünü anlatıyordum, devam edeyim izninizle.
bugün aslında görmezden geldiğim her şeyin yüzüme bir tokat gibi çarptığı bir gündü. ben görmezden geldikçe, hep öteye ittikçe meğer ne çok şey birikmiş. bugün halının altına sakladığım tüm tozlarla yüz yüze geldim. ama nasıl sinirliyim anlatamam. hayır neye sinirli olduğumu bilsem bari. kendime mi sinirliyim sorunları biriktirdiğim için? ya da tüm bu sorunları ortaya çıkaran etkenlere mi? tüm gün elinde bıçakla dolaşan civciv gibiydim. aynen şu şekil;

sıfır şaka. neyseki kimseyi kırmadan dökmeden* günü bitirdim. en son muzlu pudingimi açarken* elimi kestim. acısını hissetmedim bile*. sonra hemen uyudum zaten, daha büyük kazalara kurban gitmek istemediğimden. neyseki uyandıktan sonra daha sakinim.
peki ne seni bu kadar sinirlendiren, karamsarlaştıran derseniz çok şey var derim. hayat bu elbette her gün mutlu hissetmeyeceğim. ama bu yaşta yaşadıklarım da ağır gelmeye başladı. bir şekilde diyorum, bir şekilde halledebilirim her şeyi. buna gerçekten inanmak istiyorum.*
neyse efenim çok uzattım. son olarak şunu belirtmek isterim; bu entry dikkat çekmek veya ilgi toplamak için girilmiyor. aksine dikkatlarin üzerimde olması beni çok rahatsız eder. size belki saçma bir girdi gibi gelebilir, hatta ne anlattı bu şimdi bile diyebilirsiniz. hiç kızmam, çünkü ben bile bazen kendime soruyorum bu soruyu*. dediğim gibi günlüğüme yazmak yerine buraya yazdım, boşalttım içimi. ve biliyor musunuz? ne kadar rahatladığımı anlatamam. meğer hislerimizi kelimelere dökmek ne kadar iyi hissettiriyormuş insana.
çok teşekkür ederim kafa sözlük ve taa buraya kadar okuyan çok değerli yazar. musmutlu, bol yıldızlı geceler diliyorum sana. hep mutlu ol, çiçekler gibi.*
saygılarımla..
edit: yazım hatası.
bugün benim için çok kötü bir gündü sözlük. aşırı depresif, karamsar hissediyorum. sürekli evin içindeyim ve bu sanıldığından çok daha zor*. kiminize göre bu normal bir ruh hali gibi gelebilir ama benim için anormal bir durum. her zaman böyle iğrenç hissetmiyorum çünkü. genelde bardağın dolu tarafını görmeye çalışırım, mutlu olmak için hep bir sebep ararım. bugün de bardağın bomboş olduğu ve mutlu olmak için hiçbir sebep bulamadığım bir gündü işte.
aşırı karamsar halimle içinizi karartmak istemem efenim. hatta eğer böyle hissedecekseniz tanımımı okumayın lütfen, kimse benim yüzümden olumsuz hissetsin istemem. buraya hep kendimi yansıttım, ruh halim nasılsa öyle tanımlar girdim. olmadığım biri gibi görünmek en büyük korkularımdandır. bu entryi de bunun için yazıyorum. neyse konuyu dağıttım yine. ne diyordum..ha bugünü anlatıyordum, devam edeyim izninizle.
bugün aslında görmezden geldiğim her şeyin yüzüme bir tokat gibi çarptığı bir gündü. ben görmezden geldikçe, hep öteye ittikçe meğer ne çok şey birikmiş. bugün halının altına sakladığım tüm tozlarla yüz yüze geldim. ama nasıl sinirliyim anlatamam. hayır neye sinirli olduğumu bilsem bari. kendime mi sinirliyim sorunları biriktirdiğim için? ya da tüm bu sorunları ortaya çıkaran etkenlere mi? tüm gün elinde bıçakla dolaşan civciv gibiydim. aynen şu şekil;

sıfır şaka. neyseki kimseyi kırmadan dökmeden* günü bitirdim. en son muzlu pudingimi açarken* elimi kestim. acısını hissetmedim bile*. sonra hemen uyudum zaten, daha büyük kazalara kurban gitmek istemediğimden. neyseki uyandıktan sonra daha sakinim.
peki ne seni bu kadar sinirlendiren, karamsarlaştıran derseniz çok şey var derim. hayat bu elbette her gün mutlu hissetmeyeceğim. ama bu yaşta yaşadıklarım da ağır gelmeye başladı. bir şekilde diyorum, bir şekilde halledebilirim her şeyi. buna gerçekten inanmak istiyorum.*
neyse efenim çok uzattım. son olarak şunu belirtmek isterim; bu entry dikkat çekmek veya ilgi toplamak için girilmiyor. aksine dikkatlarin üzerimde olması beni çok rahatsız eder. size belki saçma bir girdi gibi gelebilir, hatta ne anlattı bu şimdi bile diyebilirsiniz. hiç kızmam, çünkü ben bile bazen kendime soruyorum bu soruyu*. dediğim gibi günlüğüme yazmak yerine buraya yazdım, boşalttım içimi. ve biliyor musunuz? ne kadar rahatladığımı anlatamam. meğer hislerimizi kelimelere dökmek ne kadar iyi hissettiriyormuş insana.
çok teşekkür ederim kafa sözlük ve taa buraya kadar okuyan çok değerli yazar. musmutlu, bol yıldızlı geceler diliyorum sana. hep mutlu ol, çiçekler gibi.*
saygılarımla..
edit: yazım hatası.
devamını gör...
özgürlük
elalem hapishanesinden kurtulup, yasaların izin verdiği haliyle istediğimiz gibi davranabilme veya konuşabilme.
özgürlük yasaların izin verdiği her şeyi yapmaktır.
montesquieu
özgürlük yasaların izin verdiği her şeyi yapmaktır.
montesquieu
devamını gör...
yazarların en sevdiği türk sanat müziği eserleri
--- alıntı ---
"en" seçebilen kişi yeterince tsm dinlememiştir
--- alıntı ---
demiş bir arkadaşımız. belki bir nebze haklılık payı vardır.
lakin ne kadar çok dinleseniz dahi bir en seçebiliyorsunuz.
misal bu eseri hem severim hemde bende özel anıları vardır. rahmetli babamla birlikte hem dinler hemde söylerdik. yaşanmışlıklar, anılar herşeyi etkiler.
bu cihetle varsa insanların bır eni, mutlak vardır kendi içerisinde bir sebebi...
devamını gör...
spirometre
akciğer hacim ve kapasitelerini ölçmeye yarayan cihaza verilen isimdir.
önemli bir nokta olan rezidüel hacim ve bunun içinde bulunduğu akciğer kapasiteleri spirometre ile ölçülemez bu durumda helyum dilüsyon yöntemi kullanılır.
önemli bir nokta olan rezidüel hacim ve bunun içinde bulunduğu akciğer kapasiteleri spirometre ile ölçülemez bu durumda helyum dilüsyon yöntemi kullanılır.
devamını gör...
bir süre ara verip sözlüğe geri dönmek
soğumuş bir yemeği yemek gibidir. yemek zorunda olunduĝu gibi, yazar da, yazmak zorundadır. kürkçü dükkanıdır tilkinin son duraĝı. yani sözlük.
devamını gör...
kaç yaşına gelirsen gel hala kardeş isteyen o ufak kırıntı
bir ara ben de böyleydim, kardeş kardeş diye dolanıyordum. sonra bir ihtimal annem hamile sanmıştık ve o kadar korkmuştum ki. aslında bunu asla istemediğimi farkettim. hep lafta işte.
devamını gör...
sosyal tutkal
uppsala üniversitesi'nde, gülümsemenin gücünü öğrenmek için yapılan ilginç bir deneydir. öncelikle araştırmacılar iki insanın yanına genç bir maymun yerleştiriyorlar. insanlardan biri gülümsüyorken diğeri gülümsemiyor. bu durumda maymun gülümseyen kişiye yaklaşmış. deney birkaç kez daha tekrarlanmış ve yine aynı sonuç ortaya çıkmış.ayrıca maymun yerine insan koyularak da bu deney denenmiş sonuç yine aynı olmuş. bunun sonucunda gülümseyen insanların mutluluğunu bulaştırdığı ve daha çekici ve bulaşıcı olduğu kanıtlanmış. gülümsemenin insanları bir araya getiren sosyal bir tutkal olduğu anlaşılmış.
devamını gör...
aşık mahzuni şerif
...
ben insanlar dargınıyım
dertlilerin yorgunuyum
sanki felek vurgunuyum
bu halime gülen zalım.
...
sonsuzluğa gittiği günü hatırladım yine, babamın radyodan türkülerini dinleyişini, eşlik edişini... ne çok severim dinlemeyi, söylemeyi. can mahzuni şerif 19 yıl olmuş sen gideli. saygı, sevgi ve rahmetle. devrin daim olsun.
ben insanlar dargınıyım
dertlilerin yorgunuyum
sanki felek vurgunuyum
bu halime gülen zalım.
...
sonsuzluğa gittiği günü hatırladım yine, babamın radyodan türkülerini dinleyişini, eşlik edişini... ne çok severim dinlemeyi, söylemeyi. can mahzuni şerif 19 yıl olmuş sen gideli. saygı, sevgi ve rahmetle. devrin daim olsun.
devamını gör...
ağıza kürekle vurma hissi uyandıran kelimeler
devamını gör...
stuff
kendimi hiç görmediğim akmar pasajında gibi hissettiren yazar. tanımlarını okurken kafamın içinde led zepplin falan çalmaya başlıyor, kafa sallıyorum istemsizce. ki hayatımda hiç o grubu dinlemedim, tanımları ile duyguyu aktarmakta o derece başarılı yani.
devamını gör...
atlara hükmeden kadınlar erkekleri dize getirir
yıllar önce, benimle tanışmak isteyen bir beyefendinin bana söylediği cümleydi. neden diye sorduğumda ise bir videoda bu cümleyi duyduğunu ve benimle bu yüzden iletişim kurmak istediğini söylemişti. açıklaması şu şekildeydi; çok fazla hiperaktif, söz dinlemez ve kafasına buyruk biri olduğunu, atlarla ilgilenen bir kadının kendisini yola getirebileceğini düşünmesiymiş.*
maalesef hayvan eğitebilirim ama insan eğitemem diyerek kendisini kibarca reddetmiştim.
böyle ilginç tanışma hikayesi olan var mıdır her zaman merak etmişimdir.
maalesef hayvan eğitebilirim ama insan eğitemem diyerek kendisini kibarca reddetmiştim.
böyle ilginç tanışma hikayesi olan var mıdır her zaman merak etmişimdir.
devamını gör...
yaptığı hiçbir kek kabarmayan yeteneksiz hanım
bugün akışa düşen bilmem kaçıncı cinsiyetçi başlık. bu nedir lan arınma gecesi gibi. cinsiyetçiliği bir günlüğüne serbest mi bıraktılar, ne oldu?
devamını gör...
pardon 1 dakikanızı alabilir miyim diyen anketör
çok sık karşılaştığım anketördür.
hatta eski eşimle böyle tanışmıştık.
bana 1 dakikanızı alabilir miyim demişti cevap olarak ömrümü alabilirsin demiştim.
tabi mutsuz bir evlilik yaşadık ve boşandık.
hatta eski eşimle böyle tanışmıştık.
bana 1 dakikanızı alabilir miyim demişti cevap olarak ömrümü alabilirsin demiştim.
tabi mutsuz bir evlilik yaşadık ve boşandık.
devamını gör...
evernevergreen
canım editörümdür kendileri.
pek yardımsever, ihtiyaç duyulduğunda ilk danışılacaklardandır. çokta yufka yüreklidir. buralara düştüğümde elini ilk uzatanlardandır. candır ya can.*
yazarlığına laf yok yazarlığına laf edeni pıçaklarım. sen hiç bi daa dolaşma olum buralarda. kafanızı çakmakla yakarım. yakında evinizi yakıcam sizin.

pek hanım pek kibar hiç benim gibi değil. annesi küçükken beni gösterip aman sakın kızım sen şu cadı gibi olma demişte kurtarmış kızcağızını.
küçükken karşılaşsaydık var yaaa pehhee böyle kalabilir miydin bakalım sen? *
kırmayın güzel kalbini. kafasözlük sizinle güzel efem. buralarda kalmaya devam edin lütfen. sevgiler...*
pek yardımsever, ihtiyaç duyulduğunda ilk danışılacaklardandır. çokta yufka yüreklidir. buralara düştüğümde elini ilk uzatanlardandır. candır ya can.*
yazarlığına laf yok yazarlığına laf edeni pıçaklarım. sen hiç bi daa dolaşma olum buralarda. kafanızı çakmakla yakarım. yakında evinizi yakıcam sizin.

pek hanım pek kibar hiç benim gibi değil. annesi küçükken beni gösterip aman sakın kızım sen şu cadı gibi olma demişte kurtarmış kızcağızını.
küçükken karşılaşsaydık var yaaa pehhee böyle kalabilir miydin bakalım sen? *
kırmayın güzel kalbini. kafasözlük sizinle güzel efem. buralarda kalmaya devam edin lütfen. sevgiler...*
devamını gör...
el âlem ne der
en nefret ettiğim, özellikle küçük yerleşim yerlerinde laf söz olmasın diye mahalle baskısının getirdiği endişe sonucu kullanılan, genelde annelerin söylediği cümle.
sırf bu yüzden yeni yetişmekte olan gencimiz elalem ne der demesin diye, merak ettiği ve yapmak istediği şeyleri elalemin görmediği yerlerde yapar ve bu çoğu zaman kötü sonuçlar doğurur.
çok sevdiğim sıdıka dizisinden görünce nedense hüzünlendiğim bir karikatür bırakmak istiyorum buraya da;
sırf bu yüzden yeni yetişmekte olan gencimiz elalem ne der demesin diye, merak ettiği ve yapmak istediği şeyleri elalemin görmediği yerlerde yapar ve bu çoğu zaman kötü sonuçlar doğurur.
çok sevdiğim sıdıka dizisinden görünce nedense hüzünlendiğim bir karikatür bırakmak istiyorum buraya da;

devamını gör...
normal sözlük’te 6 kişi kalmak
6 yüksek bi rakam. sunuçta beşten büyük.
devamını gör...