ülkemde suriyeli istemiyorum
ülkemde, araplar ve arap sevicileri istemiyorum diyerek çıtayı yükseltiyorum.
devamını gör...
eşinin genital bölgesine demir çubuk sokarak öldüren adam
bu o.ç.'nin(küfür manasında olan) o kadına yaptığı eziyetlerin belki en hafifidir bu okuduğumuz. bunu yapabilen yaratık kim bilir şimdiye kadar neler yaptı o kadıncağıza ama öldürmeyi başaramadığı için duymadık. yazıklar olsun sizi insan yerine koyup yargı önünde yargılayan bize de. insanlık onuru bırakmadınız lan bizde!
devamını gör...
bir kadının kocasına ismiyle hitap etmesinin edepsizlik olması
devamını gör...
4 ekim 2021 akp'li hamza dağ'ın gündeme dair açıklamaları
"ne alaka be kardeşim, ne alaka???!!!" dedirten açıklamalardır.
akp'li hamza dağ: ınstagram çökmüş, facebook çökmüş, whatsapp çökmüş; 19 yıldır kesilmeyen hizmetin adı ak parti
link butonu
akp'li hamza dağ: ınstagram çökmüş, facebook çökmüş, whatsapp çökmüş; 19 yıldır kesilmeyen hizmetin adı ak parti
link butonu
devamını gör...
şebnem paker
eurovision videosunu izleyip bu kadına sevgi doluyorum.
devamını gör...
to bid you farewell
harika bir opeth parçasıdır. hafif karamsar havası ve huzur verici melodisiyle dinleyiciye yüksek bir enstrümantal keyif verir, parçayı sözsüz sandığınız anda kudretli bir vokal bu altyapıya eşlik eder. 11 dakikaya yakın bir uzunlukta olduğunu bu tanımı girerken öğrendim. hiçbir zaman bu kadar uzun gelmedi.
devamını gör...
yazarların en ilginç kaybolma anıları
küçüktüm bayağı, doğrusu hiç hatırlamıyorum, annem babam anlatıyor. annemler serada çalışıyormuş, ben de dışarıda oynuyormuşum ne oynuyorsam artık. bir an da annem çocuğa bakayım demiş ama yokum. annem komşulara sormuş, babam etrafa bakmış saklanmış mıyım diye ama yokum. nerdeyim dersiniz? evin yakınında otlarla dolu bir kesik varmış ben orda uyuyormuşum. babamlar başta telaştan hiç fark etmemişler sonra babamın bir anda gözüne çarpmışım. tak ordayım uyuyorum. bendeki keyfe bakar mısınız? köy yanıyor umrumda değil havaları. küçükmüşüm ama. annemlere göre kayboldum bana göreyse dinlenme molası. orda neden uyudum hiçbir fikrim yok. hep gülümseyerek anımsadığımız küçüklük anılarımdan biri.
devamını gör...
yeni dönemde tam kapanma olmayacak
(bkz: winter is coming)
hele bir kış gelsin, işte o zaman dönüp bakarız ilgili bakanın beyanı esas mıymış ?
hele bir kış gelsin, işte o zaman dönüp bakarız ilgili bakanın beyanı esas mıymış ?
devamını gör...
hachiko
saf bir sevgi , saf bir vefanın hikayesi.
richard gere ve joan allen'in başrol olarak yer aldığı 2009 çıkışlı filmdir. kurgu olsa da japonya'da yaşanmış bir hikayeyi izleyicilere aktarmıştır.
izlemeden önce hikayeyi hiç bilmeden izlemiştim. filmin sonunda yaşanmış bir hikaye olduğunun anlatılıp hachikonun gerçek fotoğraflarının da gösterilmesi beni çok etkilemişti.
bu köpeğe insanların çoğundan daha fazla saygı gösteririm ben. japonlar da öyle yapmış.
hachiko'nun son yolculuğu
richard gere ve joan allen'in başrol olarak yer aldığı 2009 çıkışlı filmdir. kurgu olsa da japonya'da yaşanmış bir hikayeyi izleyicilere aktarmıştır.
izlemeden önce hikayeyi hiç bilmeden izlemiştim. filmin sonunda yaşanmış bir hikaye olduğunun anlatılıp hachikonun gerçek fotoğraflarının da gösterilmesi beni çok etkilemişti.
bu köpeğe insanların çoğundan daha fazla saygı gösteririm ben. japonlar da öyle yapmış.
hachiko'nun son yolculuğu

devamını gör...
hamile karısının karnını açarak poz veren adam
bunda rahatsız olacak ne var ki ya?
aşırı tatlılar ya. umarım bebişleri sağlıkla dünyaya gelir.
aşırı tatlılar ya. umarım bebişleri sağlıkla dünyaya gelir.
devamını gör...
ahmet hamdi tanpınar
ahmet hamdi tanpınar'a ait aşağıda bulunan şiirin ilk kıtası, bir zamanlar msn başlığımdı.
ne içindeyim zamanın
ne içindeyim zamanın,
ne de büsbütün dışında;
yekpâre, geniş bir ânın
parçalanmaz akışında.
bir garip rüyâ rengiyle
uyuşmuş gibi her şekil,
rüzgârda uçan tüy bile
benim kadar hafif değil.
başım sükûtu öğüten
uçsuz, bucaksız değirmen;
içim muradına ermiş
abasız, postsuz bir derviş;
kökü bende bir sarmaşık
olmuş dünya sezmekteyim,
mavi, masmavi bir ışık
ortasında yüzmekteyim...
ne içindeyim zamanın
ne içindeyim zamanın,
ne de büsbütün dışında;
yekpâre, geniş bir ânın
parçalanmaz akışında.
bir garip rüyâ rengiyle
uyuşmuş gibi her şekil,
rüzgârda uçan tüy bile
benim kadar hafif değil.
başım sükûtu öğüten
uçsuz, bucaksız değirmen;
içim muradına ermiş
abasız, postsuz bir derviş;
kökü bende bir sarmaşık
olmuş dünya sezmekteyim,
mavi, masmavi bir ışık
ortasında yüzmekteyim...
devamını gör...
edinilmiş en kıymetli hayat tecrübesi
olur biter,
geçer gider.
ama canımı yaka yaka yutkunduğum şeyler var.
olup bitmeyen,
geçip gitmeyen.
zaman zaman yine uykusuzluk çekiyorum ama...
çok da takılmıyorum artık bu uyku konusuna,
uyuyunca geçmeyen şeylerin olduğunu anladığımdan bu yana.
cahit sıtkı tarancı
geçer gider.
ama canımı yaka yaka yutkunduğum şeyler var.
olup bitmeyen,
geçip gitmeyen.
zaman zaman yine uykusuzluk çekiyorum ama...
çok da takılmıyorum artık bu uyku konusuna,
uyuyunca geçmeyen şeylerin olduğunu anladığımdan bu yana.
cahit sıtkı tarancı
devamını gör...
askerde komutana şov yapma demek
senin dedi, yanağını yerim dedi.
senin gibi asker görmedim,
senin gibi 2 tane daha olsa..
2 çay aldım kantinden birini keyfine içiyom, gubarıyom böyle. içtima falan var.*
senin gibi asker görmedim,
senin gibi 2 tane daha olsa..
2 çay aldım kantinden birini keyfine içiyom, gubarıyom böyle. içtima falan var.*
devamını gör...
sen gelme ulan ayı
en sevdiğim ötekileştirme ifadesidir.
devamını gör...
okulu bitiremeyen ünlü kişiyi övmek
yazarlar da bolca bulunan durum.
bir donem severek okuduğum (bkz: sezgin kaymaz) in da kitaplarının başında "ingiliz dil ve edebiyatı bölümünü türkçe dersini veremediği için son sınıfta bıraktı. yazıyordu. yani lise mezunu yazmaktansa bu daha havalı öyle değil mi ?
en son bitirdiği okulu söylemek yerine "falanca konuda eğitimini yarıda bıraktı" diyerek karizmatik bir hava katmaya çalışıyorlar.
evet, her başladığımız okulu bitirmek zorunda degiliz ama bitirdiğin okulu da söyleyip geçecek kadar da kendine güvenin olmalı diye düşündüğüm durum.
bir donem severek okuduğum (bkz: sezgin kaymaz) in da kitaplarının başında "ingiliz dil ve edebiyatı bölümünü türkçe dersini veremediği için son sınıfta bıraktı. yazıyordu. yani lise mezunu yazmaktansa bu daha havalı öyle değil mi ?
en son bitirdiği okulu söylemek yerine "falanca konuda eğitimini yarıda bıraktı" diyerek karizmatik bir hava katmaya çalışıyorlar.
evet, her başladığımız okulu bitirmek zorunda degiliz ama bitirdiğin okulu da söyleyip geçecek kadar da kendine güvenin olmalı diye düşündüğüm durum.
devamını gör...
black mirror
son birkaç bölümünü izlemeye kıyamadığım netflix dizisi, kasedeki kalan çam fıstıkları gibi en son yicem,
devamını gör...
her şeyin üst üste gelmesi
insan hayatında bazı dönemler vardır; olumsuz bir şey olur ona üzülürken bir bakmışsın başka bir olumsuzluk daha olmuş, tam onları sindirmeye çalışırken başka bir şey daha gelir başına ve her şeyin düzeleceğine olan inancın azalır. içinden bir ses 'hepsi geçecek' dese de o dönemi yaşarken hissettiğin duygular baki kalacaktır.
devamını gör...
evden çalışmak
beyaz yakalı için artık kabusa dönüştü.
kurum ve kuruluşların azalan maliyetlerini, çalışanların artan maliyetlerine adilane bir sistemle pay etmiyor oluşları, çalışanların evdeyken yeterince çalışmıyor şeklinde algılanmaları iki büyük başlıca sorun. yalnız yaşayan bir insan olarak normal ofis düzeninde çalıştığım döneme kıyasla ev masraflarım en az %50 oranında arttı. elektrik, su, ısınma, mutfak masrafı derken aylardır alıştığım, bildiğim düzenin çok üstünde harcama yapmak zorunda kalıyorum. çalıştığım kurumun bu konuda aksiyon almayarak kafasını kuma gömmesi kurumsal bağımı, güvenimi zedeliyor. bana bağlı çalışan personeli ben, benim bağlı olduğum yöneticilerse beni motive etmekte güçlük çekiyor. insanların ortak sistemlerde mesai saatleri içinde online olup valla billa çalışıyorum, yeminle işimin başındayım stresini yaşamalarıysa cabası.
yani ülkede tonla problem var. ama çalışan açısından evden çalışma ile ilgili yönetmelik, yönerge eksikliği, usul ve esaslardaki belirsizlik ve düzensizlik de üzerinde konuşulması gereken bir diğer sorun, şımarıklık değil.
kurum ve kuruluşların azalan maliyetlerini, çalışanların artan maliyetlerine adilane bir sistemle pay etmiyor oluşları, çalışanların evdeyken yeterince çalışmıyor şeklinde algılanmaları iki büyük başlıca sorun. yalnız yaşayan bir insan olarak normal ofis düzeninde çalıştığım döneme kıyasla ev masraflarım en az %50 oranında arttı. elektrik, su, ısınma, mutfak masrafı derken aylardır alıştığım, bildiğim düzenin çok üstünde harcama yapmak zorunda kalıyorum. çalıştığım kurumun bu konuda aksiyon almayarak kafasını kuma gömmesi kurumsal bağımı, güvenimi zedeliyor. bana bağlı çalışan personeli ben, benim bağlı olduğum yöneticilerse beni motive etmekte güçlük çekiyor. insanların ortak sistemlerde mesai saatleri içinde online olup valla billa çalışıyorum, yeminle işimin başındayım stresini yaşamalarıysa cabası.
yani ülkede tonla problem var. ama çalışan açısından evden çalışma ile ilgili yönetmelik, yönerge eksikliği, usul ve esaslardaki belirsizlik ve düzensizlik de üzerinde konuşulması gereken bir diğer sorun, şımarıklık değil.
devamını gör...