durduk yere katil etmeyin insanları.
devamını gör...

zengin depresyona girdiğinde kırmızı odadaki psikologlardan birine seansına 2000 tl vererek destek alır, personal trainer eşliğinde spora başlar, tenis kursuna yazılır, evde yemek denemek için gider fiyatına bakmadan alışveriş yapar.

fakir üstüne hırkasını giyer, küçücük odasındaki küçük yatağının yorganına gömülür ağlar. arada canı yemek çeker ama dolapta nutella yerine yarım limon görür
devamını gör...

aa bu listede varım sanırım. **
devamını gör...

buraya daha önce olacağımı yazıp sonunda olduğum ameliyat.

keşke daha önce gözlerim uygun olsaydı da o zaman yaptırsaydım diyorum. hala iyileşme aşamasındayım ama böyle bir rahatlık yok, eğer siz de düşünüyorsanız muhakkak gidin bir muayene olun derim. fiyatı da inanılmaz yüksek değil bence, en azından çalışan insansanız rahatlıkla ödeyebilirsiniz.

ben no touch yöntemiyle oldum. ameliyatın kendisi inanılmaz kısa sürüyor, öyle ki benim ameliyathaneye girip çıkmam 10 dakika kadar sürdü. ameliyata alınmadan önce bir kez daha ölçümlerim yapıldı, operasyon sonrası süreçle ilgili bilgilendirildim ve sonra ameliyathane katına çıkartılıp beklemek için bir odaya alındım. orada ayakkabılarımı çıkarıp terlik ve ameliyathane önlüğü giydim. bir de bone taktılar tabii ki. daha sonra ameliyathaneye alındım.

sedyeye yattıktan sonra yaptıkları ilk iş doğal olarak anestezi damlası damlatmak oldu. ondan sonra benim içim sancılı süreç başladı diyebilirim. çünkü acı olmasa da insan gözüne bir şey yapıldığını hissederken gözünü kapatmak istiyor, ancak böyle bir imkanınız yok. o yüzden ilk başta çok panik yaptım. beni biraz rahatlattılar, sonra yanlış hatırlamıyorsam yüzümü örtme aşamasına geçtik. örtmekten kastım tabii ki kalın örtü vs. değil, şeffaf plastiğimsi bir şeyle yüzünüzü kapatıyorlar. o aşama da benim için korkunçtu, sanki nefes alamayacak gibi hissettim. ama tabii ki öyle olmuyor, rahat rahat nefes alabiliyorsunuz.

daha sonra gözlerimi kapalı haldeyken bir güzel sildiler ve ilk gözümü ameliayata hazırlamaya başladılar. öncelikle gözünüzü açık tutacak bir alet yerleştiriliyor, hiçbir acı vs. olmuyor zaten onu çok görmüyorsunuz. sonra da gözünüzü yıkıyorlar. evet bildiğiniz yıkıyorlar. hem de buz gibi suyla. benim için ameliyatın en ağrılı kısmı buydu ki aslında o an yaşadığım bir acı yoktu, sadece su o kadar soğuktu ki inanılmaz rahatsız olmuştum. gözü iyice yıkadıktan sonra artık işleme başlıyorlar. yeşil bir ışık var, ona bakıyorsunuz. sanırım bu dokuyu kazıdıkları kısım oluyor ama emin değilim. sonra tekrar gözünüzü yıkıyorlar ve gözlerinizi çizme aşaması geliyor. yine aynı şekilde yeşil ışığa bakıyorsunuz, ama bu defa hem bir ses geliyor hem de yanık kokusu. * bu kısım 1 dakikadan biraz fazla sürmüştü ama çok çabuk geçti. hiçbir ağrı sızı olmuyor kesinlikle. ben ameliyat öncesi ya gözüm kayarsa da ışığa bakamazsam diye bir korkmuştum ama hiç öyle olmuyor, gerçekten inanılmaz kolay geçiyor.

ve sonra tüm bunları diğer göz için de yapıyorlar. en sonunda yine gözlerinizi bir yıkıyorlar, ilaçlarını sürüyorlar, koruyucu bir lens takıyorlar ve bitti. işte bu kadar. sedyeden yavaşça kalkarken "bunun için mi bu kadar panik yaptım ben" diye düşündüm açıkçası, o kadar kolaydı.

ameliyathaneden çıkarken takmam gereken gözlüğümü taktılar, sonra biraz hastanede durdum ne olur ne olmaz diye ve çok beklemeden eve geçtim. ilk 4-5 saat ışık hassasiyeti dışında hiçbir sorun yaşamadım. odama çekildim, perdeleri kapattım ve yattım. ameliyattan bir 8-9 saat sonra da yanma, batma ve akma başladı. ama hiçbiri dayanılamayacak seviyede değildi. bol bol dinlendim, damlalarımı doktorumun söylediği şekilde kullandım ve gözümü zorlayacak hiçbir şey yapmadım.

ilk 2 gün her şey inanılmaz bulanıktı, yazıları hiç göremiyordum neredeyse. objeler biraz daha netti. ekranlar ise berbattı, hiçbir şey okuyamıyordum. telefona ya da bilgisayara bakmak imkansız gibiydi. ama 3. gün biraz düzelmeye başladım, yine çok bulanıktı her şey ama yavaş yavaş düzeliyordu. 4. gün artık ekrana bakabilmeye başladım, yazılar da biraz netleşmeye başladı.

5. gün lenslerimi çıkarmak için doktora gittim. o kazıdıkları dokunun tamamen iyileştiğini söylediğini. lensleri çıkarırken de yine anestezi damlası damlatıyorlar ve cımbız benzeri bir aletle alıyorlar. zaten gözler uyuşuk olduğu için herhangi bir acı olmuyor.

o günden sonra yine her gün görüşüm daha netleşmeye başladı. ama hala çok yeni, hala iyileşme aşamasındayım. ona rağmen iyi ki olmuşum diyebiliyorum.

benim sürecim genel olarak çok rahat geçti, bu yöntemle gözlerini çizdirenler genelde çok fazla acı çektiklerini yazmışlardı ama ben çok kolay geçirdim dediğim gibi. korkulacak ya da çekinecek hiçbir şey yok, şu an ameliyat anına geri dönsem hiç panik yapmadan korkusuzca girerim o odaya.


yaklaşık 3.5 ay sonra gelen edit: damla kullanma sürecim ve gözlükle gezinme zorunluluğum bitti. sol gözüm sıfırlandı sağ gözüm 0.25 kaldı. gözümde eskisinden farklı olarak hiçbir hassasiyet kuruluk vs. yok. herhangi bir şeye ihtiyaç duymadan görebilmek çok güzel bir duyguymuş arkadaşlar, eğer siz de düşünüyorsanız muhakkak gidin bir muayene olun. doktorunuz onay verirse inanın korkacak bir şey yok.
devamını gör...

80 yaşındaki adanalı, yeşilçamın usta aktörlerinden biridir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

2016 aralık ayında reha özcan ve aytek teoman'ın hazırlayıp sunduğu bir radyo programı olarak başlayan “pişman insanlar cemiyeti” kısaca p.i.c birkaç ay içinde başlı başına bir internet radyosu haline gelmiştir. program her perşembe saat 23.59da yayına girmektedir. program haricinde neredeyse her türden müzik çalınmaktadır.
devamını gör...

gökkuşagı renklerinde, patlayan şeker tadında, cazip, çekici, zeki , meraklı ve tüm bunların farkında ama hiç umru değilmiş gibi yapan, ben gerizekalımıyım dedirten, varlıgıyla hayatınızı şenlendiren yokluguyla ben ne b.k yedim dedirttiren şahsına münhasır burcun muhteşem kadınları.
devamını gör...

ay'ın ve yer'in yörüngelerinin bulunduğu düzlemlerin ara kesit bölgesi.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(görsel, akademiksunum. com'dan alıntıdır.)

bir ay tutulmasının ya da güneş tutulmasının oluşabilmesi için bazı koşullar bulunur. koşullardan biri düğümler doğrusu ile ilgilidir. buna göre tutulmaların gerçekleşebilmesi için resimdeki iniş ve çıkış düğümünü birbirine bağlayan çizginin, güneş ile hizalanması ve ay'ın bu noktalardan birinin tam üzerinde ya da çok yakınında bulunması gerekir.
devamını gör...

küçük görüp horlamak, insan gururunu zedeleyen kötü bir davranıştır. insan susarak bu saygısız davranışlara da asla izin vermemelidir. zamanla duygusal çöküntülere de yol açabilir. bu, kabullenişte olmamalıdır. hayır diyebilmek güçlü bir beceridir ve kişi de büyük bir özgüven barındırmalıdır.
hani denir ya, insanların size nasıl davranacaklarını, siz öğretirsiniz diye.
ne olursa olsun, insanları küçümser tavır ile kendilerini aciz hissettirmemeli, onlara sorun değil, çözüm olunmalıdır.
unutulmamalı ki, hepimiz aynı yoldan ilerliyoruz.
devamını gör...

ilkokulda okula terlikle gitmiştim okul kapısının önüne gelince fark etmiştim
devamını gör...

gece göreceğiniz en parlak yıldızdır kendisi. büyük köpek takımyıldızının bir parçasıdır. aslında ikili yıldız sistemidir. şimdi diyeceksiniz ki, e o zaman bu hile sayılmaz mı? bu arkadaşlar beraber parlayaraktan daha fazla ışık yayıyor. sayılmaz çünkü sirius b bayağı küçük. peki nasıl bulunur? en parlak yıldızı da bulamıyorsanız bir şey demek istemiyorum ama avcı takımyıldızının sol altında yer alır kendisi. şu saatlerde güney semalarında yer almakta.
devamını gör...

antik mısır kraliçesi. aslında abartıldığı kadar güzel değildir*. elbette bir insanın güzel olup olmadığına karar vermek kimsenin haddi değildir. fakat, herkesin deli divane olduğu, güllü sezar'ın onun için kendi imparatorluğunu dahi unuttuğu bir kadından bahsediyoruz. öyle olunca yorumlamak gerekiyor. ve burdan şunu anlıyoruz, her dönem, güzellik anlayışları değişir. yani güzellik denen kavram, asırlara, dönemlere, çağlara göre değişmektedir. ve tabi, halklara göre.... günümüzde dahi güzellik anlayışı her yerde aynı değildir. mesela günümüzde en ilkel bir kabilenin üyesi, kendi kabilesinden olan bir başka birini güzel bulabilir. ama bu kişi, diğer gelişmiş halklara göre güzellik tanımına uymayabilir. yani ben neden evde bunları düşünüyorum. işim gücüm yok mu lan benim.*

kleopatra denen çıyan, i. ptolemaios'un soyundandır. ben kleopatra'ya genelde " kadın tarzan " derim, hatta evrime inanmamın en büyük sebebi de bir nevi kendisi olmuştur. çünkü austrolopithecuslar, bazı görüşlere göre ağaçlarda yaşamış, daldan dala atlamışlardır. ki kleopatra denen homo sapiens türünden olan bir kadın da, adeta, daldan dala atlar gibi, erkekten erkeğe atlamıştır.

konudan sapmayalım. kleopatra çok aç gözlü bir kadındır. şöyle ki, kardeşi xiii. ptolemaios ile bile evlenmiştir. ptolemaios da ablası ve karısı olan kleopatra kadar aç gözlüdür. kleopatra bir kraliçe olarak rağbet görünce, ptolemaios kendisini(herhalde kıskanmış olacak ki) tahttan indirmeye çalışmıştır. tabi sizce sonra noldu? bizim bu güllü sezar, kleopatra'nın yardıma yetişmesin mi? ptolemaios şehirden kaçmaya mecbur oldu. kaçmaya çalışırken de, nil nehrinde boğuldu. böylelikle güllü sezar ile kleopatra zafer elde ettiler.

peki sizce, kleopatra bunun üzerine "ah sezar sezar, neden sezar'sın sen?" dedi mi? demedi. gitti diğer kardeşiyle evlendi. yani, xiv. ptolemaios ile.... ve sizce ben neden kleopatra'yı sevmem? çünkü taht uğruna kardeşiyle evlenmiş ama sezar ile sevgili kalmaya devam etmiştir. peki sizce sezar'ı neden sevmem? çünkü sezar bu kadar gurursuz bir adamdı. yani bu kadar kirli bir dünyada yaşadığımıza inanamıyorum. bazen kleopatra diye haykırıp ağlayarak kafamı duvarlara çarpıyorum. annem geçen beni deli sanıp psikoloğa bile götürdü. ben de kendimden korkmuyor değilim açıkçası. şunu da söylemek gerekir ki, xiv. ptolemaios sadece unvan olarak hükümdardı, tüm yönetim kleopatra'nın elindeydi. fakat, ptolemaios da öldü. tabi daha çocuk olan ptolemaios neden öldü? akonit ile zehirletildiği varsayılıyor. fakat konu belirsizliğini korumaktadır. ayrıca kleopatra çıyanı mı zehirlemiş onu bilmiyorum. ama ben bu çıyandan ne deseniz beklerim. fakat dediğim gibi zehirletildiği görüşü bir varsayımdır, neden öldüğü bilinmemektedir.

peki sizce kleopatra sonra boş durmuş mu? hayır. sezar da öldü tamam mı. yani sezar bile öldü. kleopatra'nın umrunda olmadı. gitti mark antony ile evlendi. sonra augustus mark antony'yi sıkıştırdı, bunlar düşman tabi. mark, kleopatra'nın intihar ettiğini sanıyor tabi, işte, kılıcını kendine sapladı. sonra kleopatra'nın hâlâ hayatta olduğunu öğrendi, arkadaşları onu kleopatra'nın saklandığı yere getirdiler ve mark, kleopatra'nın kollarında öldü.

ki, kleopatra'nın ölümüne gelirsek, kleopatra'nın da kendisini bir kobraya sokturarak intihar ettiği rivayet edilir. tabiri caiz ise, kadın ölürken bile, kobra ile bir şeyler yaşayarak ölmüş. yani ölürken bile icraat. böyle bir terbiyesizlik görülmedi.

ayrıca kleopatra'nın mezarı 2051 yldır hâlâ bulunamadı ama mısır'da olduğu düşünülüyor. hâlâ bir umut var arkadaşlar. o kişi siz olabilirsiniz.

araştırmalar sonucu kleopatra'nın gerçek yüzü şu şekilde modellenmiştir:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

yani arkadaşlar demek ki, ya o dönem benim dediğim gibi güzellik anlayışı farklıydı, ya da sezar ile mark kerizleri kendi gözlerini bırakmış ve kalp gözleriyle görmeye başlamışlardı.... *

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

16 yaşımda istanbul’dan kalkıp bolu’ya gittim. şimdi iki çocuğu var sanırım, mutluluğu daim olsun.
devamını gör...

turuncu rengi, şirinliği ve cazibesiyle akvaryum kurulumu sonrası ilk tercih edilen balıklardan biridir. akvaryumdaki dinginliğin temsilcisidir.
devamını gör...

insanın içini büken, çaresiz bırakan bir durum. ağzında maske, elinde eldiven annenin terini silmek içerir.

bir süredir sözlükten uzak olmamın da sebebidir kendisi. neyse dönüşüm güzel olacak, gece kartalınız hate.
devamını gör...

eğlence başlasın deyip çoban yıldızı çalmak... kral hareket.
devamını gör...

günaydın sözlük.
günaydın istanbul,
ılık havanı, denizini özlemişim valla.
beni özle ankara
sabah soğuğunla canımı yakamayacaksın

gönlünüze göre bir gün olsun.
mis gibi olanından.
tatili değerlendirin
her tatil değerlendirilmeyi hak eder.
devamını gör...

günaydın sözlük canıms.
seni rüyamda gördüm.
devamını gör...

açıkçası beni hiç ilgilendirmeyen durumdur. öğrencilere ürünleri o kadar pahallı satarken acaba vicdanları sızlıyormuydu. şimdi bolca düşünecek zamanları olmuştur umarım öğrencilere karşı daha vicdanlı olurlar. içlerinden en vicdansızlarıda emlakçılar.
devamını gör...

okunası yazıların sahibi, edebi yönü gelişmiş cana yakın kafa sözlük yazarı.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim