erkekler nasıl kadınlardan hoşlanır sorunsalı
başlığı okur okumaz erkek var, bir de erkek var cümlesini içimden geçirdim. bazı erkekler vardır: kız ayrımı yapmaz, nefes alan herkese yürümek ister. çöl sıcağında su arayan hayvanlar gibidir kendileri.
bazı erkekler vardır, sürekli ilgi çekmeye çalışan, cırlayıp bağıran kızlarımıza bayılır. * bu tür erkeklerimiz güçlü kadınlardan korkar, veya eğlencesine takılmak istediğinden en sıkıntılı olan kadın tipini bir denemek ister.
bazı erkekler vardır, kendi ayakları üstünde durabilen, kimseye muhtaç olmayan kadınları severler. bu tür kadınlar kendini öne çıkarmak için ekstra çaba göstermez. yani ilgi çekmeye çalışmazlar, gelen her türlü gelir bunu bilirler. aslında bu tür kadınlarımızdan hoşlanılması en sağlıklıdır diye düşünüyorum. çünkü diğer kategorilere ayırdığım kızlarımızla bir süre vakit geçirdikten sonra kızlar para yiyor, çok ağlıyorlar, trip atmadan bir günleri geçmiyor.. gibi serzenişlerde bulunuyorlar. en güzeli kendinize göre olan, doğru yoldan sapmayan ve mantıklı düşünen kadınlardan hoşlanılmasıdır. ama tabi gönül bu, ota da konuyor....
ekstra bir ekleme: kategoriler tabii ki bu kadar sınırlı olamaz. ben sadece gözüme çarpan, belirgin olan erkek tiplerinden bahsetmek istedim.
bazı erkekler vardır, sürekli ilgi çekmeye çalışan, cırlayıp bağıran kızlarımıza bayılır. * bu tür erkeklerimiz güçlü kadınlardan korkar, veya eğlencesine takılmak istediğinden en sıkıntılı olan kadın tipini bir denemek ister.
bazı erkekler vardır, kendi ayakları üstünde durabilen, kimseye muhtaç olmayan kadınları severler. bu tür kadınlar kendini öne çıkarmak için ekstra çaba göstermez. yani ilgi çekmeye çalışmazlar, gelen her türlü gelir bunu bilirler. aslında bu tür kadınlarımızdan hoşlanılması en sağlıklıdır diye düşünüyorum. çünkü diğer kategorilere ayırdığım kızlarımızla bir süre vakit geçirdikten sonra kızlar para yiyor, çok ağlıyorlar, trip atmadan bir günleri geçmiyor.. gibi serzenişlerde bulunuyorlar. en güzeli kendinize göre olan, doğru yoldan sapmayan ve mantıklı düşünen kadınlardan hoşlanılmasıdır. ama tabi gönül bu, ota da konuyor....
ekstra bir ekleme: kategoriler tabii ki bu kadar sınırlı olamaz. ben sadece gözüme çarpan, belirgin olan erkek tiplerinden bahsetmek istedim.
devamını gör...
normal sözlük’te tanımlarını sevdiğiniz yazarlar
üst edit: "her güzel şey zaman alır," derler ancak "zaman her güzelliği alır," sözünden bahsetmez kimse. bu listeye dahil ettiğim ve üzerine asla gül koklamadığım birçok yazar ya banlandı ya da izne çıktı. zaman güzelliği aldı anlayacağınız. haziranın altısından güncelleme geliyor şimdi.
sözlükteki birçok yazarla az çok anım var. hepsini anlata anlata ve de öve öve bitiremem ancak bazı yazarlar var ki; onları görünce gözümden kalpler, dilimden sevgi sözcükleri fırlıyor. öyle yalakalık olsun diye de demiyorum. emekçiye hakkı her zaman en önce verilmeli.
meja: gözümde oldukça değerli, kültürlü ve bilgili bir yazardır. olduğu gibidir. açık sözlü, tarafsızdır. idolümdür, desem abartmış olmam.
mahlassızım: nasıl oldu da unuttum! başımıza taşlar yağacak! ilk günden itibaren asla çizgisinden çıkmayan kaliteli bir yazar. iyi ki buraya gelmiş.
zülal_kalender1: inşallah bana kızmamıştır. zira onu unutmak için deli olmak gerekir. kusuruma bakmayın efendim, aklım başımdan gitmiş!
freud purosu: ağırbaşlı, samimi ve dürüst biridir. bilgisi paylaşır, bencillik etmez. değerlidir.
armysuzy: sevgili dear'ım, yoldaş'cığımın yan çarı *, canım ciğerim.
zümrüd-ü anka: benim bir kopyam olsaydı kesinlikle o olurdu. başka bir şehirde yaşıyor ama sanki yan yanayız. fena seviyorum. umarım hayat ona en güzel yönünü gösterir. sevgiler, sarılmalar.
evernevergreen: çok geç bulduğum bir ruhu güzel. öğretmenim, canım benim, çiçeğim. sözlük dünyasının görüp görebileceği en çalışkan editör. * keşke, keşke daha erken görüşseydik.
karambol: zeki, minnoş ve dost gibi dosttur. bir ara ufak bir yanlış anlaşılma oldu aramızda, birbirimize girdik ama eski arkadaşın tartışması da güzel olur. dööööööööön artıııııııık.
ucemak: önce artı oylarıyla, şimdi de sözleriyle gönlümü fethetti. içtenliğine bayıldığım biri, iyi ki var.
tutankamonun laneti: yüzü güzele kırk günde doyulurmuş da, huyu güzele, espriliye, zekiye kırk yılda doyulmazmış.
ölmedim ama hafif sürünüyorum: nickine inat oldukça güçlü, samimi ve oldukça zeki bir kadındır. olmasaydı ne yapardım acaba?
yoldaş benjamin franklin: kendisini asla bir yönetici olarak görmüyorum. benim için her zaman çok iyi bir dost, yardımsever bir insan ve işini iyi yapan bir kgb ajanıdır. büyüyü bozdum ama olsun. *
eyluling: etipuf'umdur. beni karşılayan ve nickaltımı açarak hesaba aldığını, saydığını gösteren ilk kişidir. değerlidir.
uykusuzkahve: çikolatalı kekimdir, ruh ikizim, canımın içi dışıdır, kelebeğimdir. *
patagonyalı: mod oldu ama yazar kişiliğini, arkadaş kişiliğini hiç bırakmadı. teşekkür ediyor, sevgilerimi yolluyorum.
yırttık abicim yırttık: kendisine mars'tan vatandaşlık vermişimdir. evren'e onunla alakalı çok güzel mesajlar yollamışımdır, bir tanemdir.
bal yerine reçel yapan arı: sürüden ayrılıp sürü psikolojisini yıkan, bombus arısı kadar tatlış, minnoş, güzellik.
robins: umarım önerdiğim filmleri izler de, konuşacak bol bol ortak konumuz olur. zira kendisiyle sohbet etmek benim için bir şereftir.
trevor philips: dergi çıkarmadaki cesaretiyle etkilendiğim, ince mizahlı, enerjik yazar. umarım o enerjinin yarısı bana da geçer. yoksa o uçarken yerden izlemek zorunda kalacağım! *
ve daha nice insan gibi insan. eğer unuttuğum varsa affola. aklımda o kadar çok insan var ki!
klavyem düşüncelerime yetişemediğinden birçoğu eksik kaldı ama onlar benim için önemlerini biliyorlar. umarım küsmezler. *
sözlükteki birçok yazarla az çok anım var. hepsini anlata anlata ve de öve öve bitiremem ancak bazı yazarlar var ki; onları görünce gözümden kalpler, dilimden sevgi sözcükleri fırlıyor. öyle yalakalık olsun diye de demiyorum. emekçiye hakkı her zaman en önce verilmeli.
meja: gözümde oldukça değerli, kültürlü ve bilgili bir yazardır. olduğu gibidir. açık sözlü, tarafsızdır. idolümdür, desem abartmış olmam.
mahlassızım: nasıl oldu da unuttum! başımıza taşlar yağacak! ilk günden itibaren asla çizgisinden çıkmayan kaliteli bir yazar. iyi ki buraya gelmiş.
zülal_kalender1: inşallah bana kızmamıştır. zira onu unutmak için deli olmak gerekir. kusuruma bakmayın efendim, aklım başımdan gitmiş!
freud purosu: ağırbaşlı, samimi ve dürüst biridir. bilgisi paylaşır, bencillik etmez. değerlidir.
armysuzy: sevgili dear'ım, yoldaş'cığımın yan çarı *, canım ciğerim.
zümrüd-ü anka: benim bir kopyam olsaydı kesinlikle o olurdu. başka bir şehirde yaşıyor ama sanki yan yanayız. fena seviyorum. umarım hayat ona en güzel yönünü gösterir. sevgiler, sarılmalar.
evernevergreen: çok geç bulduğum bir ruhu güzel. öğretmenim, canım benim, çiçeğim. sözlük dünyasının görüp görebileceği en çalışkan editör. * keşke, keşke daha erken görüşseydik.
karambol: zeki, minnoş ve dost gibi dosttur. bir ara ufak bir yanlış anlaşılma oldu aramızda, birbirimize girdik ama eski arkadaşın tartışması da güzel olur. dööööööööön artıııııııık.
ucemak: önce artı oylarıyla, şimdi de sözleriyle gönlümü fethetti. içtenliğine bayıldığım biri, iyi ki var.
tutankamonun laneti: yüzü güzele kırk günde doyulurmuş da, huyu güzele, espriliye, zekiye kırk yılda doyulmazmış.
ölmedim ama hafif sürünüyorum: nickine inat oldukça güçlü, samimi ve oldukça zeki bir kadındır. olmasaydı ne yapardım acaba?
yoldaş benjamin franklin: kendisini asla bir yönetici olarak görmüyorum. benim için her zaman çok iyi bir dost, yardımsever bir insan ve işini iyi yapan bir kgb ajanıdır. büyüyü bozdum ama olsun. *
eyluling: etipuf'umdur. beni karşılayan ve nickaltımı açarak hesaba aldığını, saydığını gösteren ilk kişidir. değerlidir.
uykusuzkahve: çikolatalı kekimdir, ruh ikizim, canımın içi dışıdır, kelebeğimdir. *
patagonyalı: mod oldu ama yazar kişiliğini, arkadaş kişiliğini hiç bırakmadı. teşekkür ediyor, sevgilerimi yolluyorum.
yırttık abicim yırttık: kendisine mars'tan vatandaşlık vermişimdir. evren'e onunla alakalı çok güzel mesajlar yollamışımdır, bir tanemdir.
bal yerine reçel yapan arı: sürüden ayrılıp sürü psikolojisini yıkan, bombus arısı kadar tatlış, minnoş, güzellik.
robins: umarım önerdiğim filmleri izler de, konuşacak bol bol ortak konumuz olur. zira kendisiyle sohbet etmek benim için bir şereftir.
trevor philips: dergi çıkarmadaki cesaretiyle etkilendiğim, ince mizahlı, enerjik yazar. umarım o enerjinin yarısı bana da geçer. yoksa o uçarken yerden izlemek zorunda kalacağım! *
ve daha nice insan gibi insan. eğer unuttuğum varsa affola. aklımda o kadar çok insan var ki!
klavyem düşüncelerime yetişemediğinden birçoğu eksik kaldı ama onlar benim için önemlerini biliyorlar. umarım küsmezler. *
devamını gör...
haydi gel içelim
yüksek sadakat'in bir şarkısı.
sözleri:
"bugün çok yorulmuşsan
her yerde arayıp yine de bulamamışsan
o seni unutmuş, sen unutamamışsan
kalbinin kuşu uçmuş, sen tutamamışsan
haydi gel
haydi gel içelim
derdini al da gel
haydi gel içelim
bu evrende bir tozsun
tarih seni unutsun
haydi gel içelim
topla da gel
haydi gel içelim
hepsini al da gel
haydi gel içelim
mazi kalbinde yaraysa
unut artık ne varsa
haydi gel içelim"
sözleri:
"bugün çok yorulmuşsan
her yerde arayıp yine de bulamamışsan
o seni unutmuş, sen unutamamışsan
kalbinin kuşu uçmuş, sen tutamamışsan
haydi gel
haydi gel içelim
derdini al da gel
haydi gel içelim
bu evrende bir tozsun
tarih seni unutsun
haydi gel içelim
topla da gel
haydi gel içelim
hepsini al da gel
haydi gel içelim
mazi kalbinde yaraysa
unut artık ne varsa
haydi gel içelim"
devamını gör...
hayati
kadın kolları başkanı aslında bendim ama profil resmine baktığım da kesinlikle benden daha çok yakıştığını fark ettim. ve burdan ona devretmek istediğimi açıklamak istiyorum. kadın hakları ve kolları emin ellerde. * var ol nikiciğim wuhuuuuu.
devamını gör...
yazarların şu an merak ettikleri bir şey
gece yolculuk sırasında hani uzakta bir ışık hüzmesi var ya oradaki insanların hayat hikayelerini çok ederim , yolculukta sırasında kafamda hikayeler uydurur dururum .
devamını gör...
fanustaki balık
ölür. japon balıklarının balık başına 20 lt suya ihtiyacı olurmuş. basit bir balık gibi görünse de ciddi bakım gerektiriyor.
devamını gör...
17 şubat 2021 uludağ'da intihar eden doktor
mobbing sebebiyle intihar ettiğini öğrendiğim doktordur. bu haberden daha acı olan ise bu haberi yayınlarken bile "zaten antidepresan kullanıyormuş, psikolojik sorunları varmış" ve beraberinde "lüks arabasıyla" ifadelerinin kullanılmasıdır. bir insanın değeri gerçekten bu kadar mı diye düşündürüyor insana. ülkemizde özellikle pandemi döneminde çok ağır şartlarda çalışan, istifa hakkı bile ellerinden alınan, defalarca fiziksel ve psikolojik şiddete uğrayan, buna rağmen haklarını aradıkça hala haklarında yasa çıkarılmayan, bu da yetmezmiş gibi kendisinden daha yüksekte olan meslektaşları tarafından mobbinge uğrayan bir sağlık çalışanı olsanız dahi böyle durumlarda hakkınız savunulmaz, konuşulmazsınız bile. ancak artık bunlara dayanamayıp intihar ettiğinizde arkanızdan "zaten psikolojik sorunları varmış" diye haber yaparlar, ha bunu yaparken lüks arabanıza gönderme yapmayı da ihmal etmezler. normalde umurlarında olmayacak insanlar gelip arkanızdan "bencil" der, fakat hakkınız yenirken siz bu haklarınızı ararken sizi görmezler bile. sırf mesleğinden ötürü insan yerine konulmazsın. bu mesleği seçtiğin için sanki başına gelecek her türlü olumsuzluğu ve kötülüğü hak ediyormuşsun, katlanmak zorundaymışsın gibi davranılır. hastalarından ayrı, toplumdan ayrı, meslektaşlarından ayrı psikolojik şiddete maruz kalırsın. ama yine de bencil olursun işte. bir sağlıkçı olarak artık böyle haberler görmeye tahammülüm kalmadı, gerçekten çok yazık. böyle haberler çok okuduk, çok da okuyacağız gibi görünüyor. sağlık çalışanlarının sadece sağlık çalışanı olmadığını; iş hayatında ayrı sorumluluklarla ve ağır yüklerle, özel hayatında ayrı sorunlarla uğraştığını ve her şeyden öte bir insan olduklarını unutmamalı. insanları insan olarak görebileceğimiz günlere..
devamını gör...
kalıplaşmış baba cümleleri
"kızım bir baksana"
"efendim baba?"
" ya ben işten gelirken sigara almayi unutmusum bir koşu gidip alıver gel hadi."
kızım bir çay koy da içelim be.
"efendim baba?"
" ya ben işten gelirken sigara almayi unutmusum bir koşu gidip alıver gel hadi."
kızım bir çay koy da içelim be.
devamını gör...
sevdiğiniz için yaptığınız en çılgınca şey
hiçbir şey yapmamış olarak, bencil ve mutlu bir insanım teşekkürler benlik.
devamını gör...
los angeles savaşı
pearl harbor saldırısından yaklaşık 3 ay sonra 24 şubatı 25 e bağlayan gecede los angeles'da tuhaf bir olay yaşandı.
şehrin üzerine doğru gelen ve tanımlanamayan bir cisim vardı. abd bunun japonlar tarafından gönderilen ve radar'da gözükmeyen bir araç olduğunu düşündüler. şehirdeki birlikler hemen göreve çağrıldı. saat 2.25 te şehirde hava saldırısı sirenleri çalmaya başladı ve karartma uygulandı. saat 3 civarında şehirdeki uçaksavar birlikleri ateş açmaya başladı. cisim hareketsiz bir şekilde şehir üzerinde durmaya başladı. raporlara göre cisim birçok kez vurulmuştu fakat hiçbir şey olmuyordu. saat 4 civarında ise cisim yüksek bir hızla ilerleyerek gözden kayboldu. 29.000 km hızla ilerlediği söyleniyor.
daha sonra ülkede konu ile ilgili birçok haber yapıldı fakat devlet basını da kullanarak olayın üstünü kapatmayı başardı.
olayda toplam 5 kişi hayatını kaybetti. bunlardan 3'ü şehirdeki kargaşa ortamında trafik kazası yaptı. diğer 2 kişi ise olaydan ötürü kalp krizi geçirdi.
olay bazı kişiler tarafından meteoroloji balonu olarak adlandırıldı. kimileri ise aslında hiçbir şey olmadığı ama bazı kişilerin savaş tehdidinden ötürü hayal gördüğünü söyledi.
aslında ikinci dünya savaşı döneminde bu tip şeyler görülmeye başlanmıştı, hatta müttefik pilotların (bkz: foo fighter) dedikleri ışıklı tanımlanamayan araçlar vardı. ilk zamanlar düşman araçları sanılmıştı ama herhangi bir saldırıda bulunmuyorlardı.



şehrin üzerine doğru gelen ve tanımlanamayan bir cisim vardı. abd bunun japonlar tarafından gönderilen ve radar'da gözükmeyen bir araç olduğunu düşündüler. şehirdeki birlikler hemen göreve çağrıldı. saat 2.25 te şehirde hava saldırısı sirenleri çalmaya başladı ve karartma uygulandı. saat 3 civarında şehirdeki uçaksavar birlikleri ateş açmaya başladı. cisim hareketsiz bir şekilde şehir üzerinde durmaya başladı. raporlara göre cisim birçok kez vurulmuştu fakat hiçbir şey olmuyordu. saat 4 civarında ise cisim yüksek bir hızla ilerleyerek gözden kayboldu. 29.000 km hızla ilerlediği söyleniyor.
daha sonra ülkede konu ile ilgili birçok haber yapıldı fakat devlet basını da kullanarak olayın üstünü kapatmayı başardı.
olayda toplam 5 kişi hayatını kaybetti. bunlardan 3'ü şehirdeki kargaşa ortamında trafik kazası yaptı. diğer 2 kişi ise olaydan ötürü kalp krizi geçirdi.
olay bazı kişiler tarafından meteoroloji balonu olarak adlandırıldı. kimileri ise aslında hiçbir şey olmadığı ama bazı kişilerin savaş tehdidinden ötürü hayal gördüğünü söyledi.
aslında ikinci dünya savaşı döneminde bu tip şeyler görülmeye başlanmıştı, hatta müttefik pilotların (bkz: foo fighter) dedikleri ışıklı tanımlanamayan araçlar vardı. ilk zamanlar düşman araçları sanılmıştı ama herhangi bir saldırıda bulunmuyorlardı.



devamını gör...
ilkokulda dışlanmak
en büyük travmalarımdan biridir. hiçbir zaman yaşıtlarıma ayak uydurabilen bir insan olmadım. daha farklı zevklerim ve ilgi alanlarım vardı. hem ilgi alanlarım hem dış görünüşüm yüzünden yıllarca dışlandım, ötekileştirildim. şimdi bile hala canımı sıkar bu konu.
devamını gör...
tarafsız aydınlar
şiirlerinde ülkesinin acılarından, isyan ruhundan ve ülkesindeki insanların bitmeyen umudundan beslenen guatemala asıllı aktivist şair otto rené castillo'nun kaleminden dökülen şiir. şiirin yazıldığı orijinal dilinde* ismi ıntelectuales apolíticos ve castillo'nun yine meşhur bir şirinden ismini almış olan vámonos patria a caminar şiir derlemesinde bulunuyor. tam ismi vámonos patria a caminar, yo te acompaño olan eser şair ölmeden iki yıl önce 1965 yılında basılmıştır. dilimize tarafsız aydınlar olarak ülkü tamer tarafından çevrilen şiir ismi dahil oldukça iyi bir çeviriye sahip.
ülkü tamer çevirisi ile:
1
tarafsız aydınları
yurdumun
sorguya çekilecek
günün birinde
en basit insanları
tarafından
halkımızın.
un día,
los intelectuales
apolíticos
de mi país
serán interrogados
por el hombre
sencillo
de nuestro pueblo.
soracaklar onlara
ne yaptılar diye
ağır ağır ölürken
ulusları,
tatlı bir ateş gibi
ufacık, bir başına.
se les preguntará
sobre lo que hicieron
cuando
la patria se apagaba
lentamente,
como una hoguera dulce,
pequeña y sola.
kimse sormayacak onlara
giysilerini,
uzun öğle uykularını
yemek sonrasında,
bilmek istemeyecek kimse
anlamsız uğraşlarını,
hiçlik konusunda görüşlerini,
nasıl para kazandıklarını
felsefe yaparak.
sorguya çekilmeyecekler
yunan mitolojisi konusunda,
nasıl iğrendikleri konusunda
kendi kendilerinden,
korkuyla ölürken içlerinde bir şeyler.
no serán interrogados
sobre sus trajes,
ni sobre sus largas
siestas
después de la merienda,
tampoco sobre sus estériles
combates con la nada,
ni sobre su ontológica
manera
de llegar a las monedas.
no se les interrogará
sobre la mitología griega,
ni sobre el asco
que sintieron de sí,
cuando alguien, en su fondo,
se disponía a morir cobardemente.
sormayacaklar
nasıl vardıklarını
doğrulara
yalanın gölgesinde.
nada se les preguntará
sobre sus justificaciones
absurdas,
crecidas a la sombra
de una mentira rotunda.
2
o gün
basit insanlar,
tarafsız aydınların
kitaplarında, şiirlerinde
yer almayanlar,
her gün ekmek getirenler onlara,
süt getirenler,
çörek ve yumurta getirenler,
giysilerini dikenler,
arabalarını sürenler,
köpeklerine, bahçelerine bakanlar,
onlar için çalışanlar,
gelip soracaklar:
"ne yaptınız
acı çekerken yoksullar
içlerindeki sevgi
ve yaşam sönüp giderken?"
ese día vendrán
los hombres sencillos.
los que nunca cupieron
en los libros y versos
de los intelectuales apolíticos,
pero que llegaban todos los días
a dejarles la leche y el pan,
los huevos y las tortillas,
los que les cosían la ropa,
los que le manejaban los carros,
les cuidaban sus perros y jardines,
y trabajaban para ellos,
y preguntarán,
“¿qué hicisteis cuando los pobres
sufrían, y se quemaba en ellos,
gravemente, la ternura y la vida?”
3
tarafsız aydınları
güzel yurdumun,
cevap veremeyeceksiniz.
ıntelectuales apolíticos
de mi dulce país,
no podréis responder nada.
yiyip bitirecek sizi
bir sessizlik kuzgunu.
yüreğinizi kemirecek
zavallılığınız.
susup kalacaksınız
kendi utancınızla.
os devorará un buitre de silencio
las entrañas.
os roerá el alma
vuestra propia miseria.
y callaréis,
avergonzados de vosotros.
ülkü tamer çevirisi ile:
1
tarafsız aydınları
yurdumun
sorguya çekilecek
günün birinde
en basit insanları
tarafından
halkımızın.
un día,
los intelectuales
apolíticos
de mi país
serán interrogados
por el hombre
sencillo
de nuestro pueblo.
soracaklar onlara
ne yaptılar diye
ağır ağır ölürken
ulusları,
tatlı bir ateş gibi
ufacık, bir başına.
se les preguntará
sobre lo que hicieron
cuando
la patria se apagaba
lentamente,
como una hoguera dulce,
pequeña y sola.
kimse sormayacak onlara
giysilerini,
uzun öğle uykularını
yemek sonrasında,
bilmek istemeyecek kimse
anlamsız uğraşlarını,
hiçlik konusunda görüşlerini,
nasıl para kazandıklarını
felsefe yaparak.
sorguya çekilmeyecekler
yunan mitolojisi konusunda,
nasıl iğrendikleri konusunda
kendi kendilerinden,
korkuyla ölürken içlerinde bir şeyler.
no serán interrogados
sobre sus trajes,
ni sobre sus largas
siestas
después de la merienda,
tampoco sobre sus estériles
combates con la nada,
ni sobre su ontológica
manera
de llegar a las monedas.
no se les interrogará
sobre la mitología griega,
ni sobre el asco
que sintieron de sí,
cuando alguien, en su fondo,
se disponía a morir cobardemente.
sormayacaklar
nasıl vardıklarını
doğrulara
yalanın gölgesinde.
nada se les preguntará
sobre sus justificaciones
absurdas,
crecidas a la sombra
de una mentira rotunda.
2
o gün
basit insanlar,
tarafsız aydınların
kitaplarında, şiirlerinde
yer almayanlar,
her gün ekmek getirenler onlara,
süt getirenler,
çörek ve yumurta getirenler,
giysilerini dikenler,
arabalarını sürenler,
köpeklerine, bahçelerine bakanlar,
onlar için çalışanlar,
gelip soracaklar:
"ne yaptınız
acı çekerken yoksullar
içlerindeki sevgi
ve yaşam sönüp giderken?"
ese día vendrán
los hombres sencillos.
los que nunca cupieron
en los libros y versos
de los intelectuales apolíticos,
pero que llegaban todos los días
a dejarles la leche y el pan,
los huevos y las tortillas,
los que les cosían la ropa,
los que le manejaban los carros,
les cuidaban sus perros y jardines,
y trabajaban para ellos,
y preguntarán,
“¿qué hicisteis cuando los pobres
sufrían, y se quemaba en ellos,
gravemente, la ternura y la vida?”
3
tarafsız aydınları
güzel yurdumun,
cevap veremeyeceksiniz.
ıntelectuales apolíticos
de mi dulce país,
no podréis responder nada.
yiyip bitirecek sizi
bir sessizlik kuzgunu.
yüreğinizi kemirecek
zavallılığınız.
susup kalacaksınız
kendi utancınızla.
os devorará un buitre de silencio
las entrañas.
os roerá el alma
vuestra propia miseria.
y callaréis,
avergonzados de vosotros.
devamını gör...
organ bağışı
organ bağışı, tedaviye rağmen fonksiyonlarını yerine getiremeyen bir organın bertaraf edilerek, transplantasyon yöntemiyle donörden alıcıya nakledilmesidir. 18 yaşından büyük bireylerin özgür iradesiyle ya da öldükten sonra ailesinin onayıyla yapılan hayat kurtarma girişimidir. kalp, karaciğer, böbrek, pankreas, akciğer, ince bağırsak gibi organlar ve kalp kapağı, kemik, tendon, yüz, el, kol, bacak, uterus gibi organların nakilleri yapılabilmektedir. organ bağışı oldukça önemli bir meseledir. birçok insan organ için sırada bekliyor, bazen sırası geliyor ama organ uyum göstermiyor. bu insanlar yaşamaya devam ediyor ama makinelere bağımlı olarak, hayat kaliteleri çok düşük. beyin ölümü gerçekleşen bir insanın sağlıklı birçok organı bağışlanarak birçok insana umut olunabilir. bu konuda toplum olarak bilincimizi artırmamız ve böylesine hassas bir konunun üzerine daha fazla eğilmeliyiz diye düşünüyorum. organ bağışı bekleyen hastalar ve hasta yakınları için gerçekten çok zor bir süreç. organ bağış kartı'na sahip olmak ise çok kolay. tabii bu karta sahip olsanız bile öldükten sonra yine de aileden onay alınıyor. bunun için de ailelerde farkındalık oluşturmalı.
devamını gör...
tayyip'in yangınlarda zarar gören hayvanlar açıklaması
tabii, o yangınlarda yanan bütün hayvanlar da evcil çiftlik hayvanlarıydı zaten...
"beyaz et" dedi ya lan... "et"... adam en az kendisi kadar canlı olan masum hayvanları et olarak görüyor alüminyum.
söyleyecek başka sözüm yok.
tanım: demans durumuna geçmesine az kalmış bir şahsın akıllara zarar açıklaması.
"beyaz et" dedi ya lan... "et"... adam en az kendisi kadar canlı olan masum hayvanları et olarak görüyor alüminyum.
söyleyecek başka sözüm yok.
tanım: demans durumuna geçmesine az kalmış bir şahsın akıllara zarar açıklaması.
devamını gör...
puslu kıtalar atlası
kelime dağarcığınızın gelişmesi için birebirdir. ihsan oktay anar çok detaylandırarak tasvirler her şeyi, e haliyle bunu yaparken de alışık olmadığımız kelimelerden yararlanır bolca. ama bu "süslü" kelimeler sizi korkutmasın. bir kere yazarın diline alışınca kitabı elinizden bırakmak istemeyeceksiniz.
devamını gör...
sıfır faktöriyelin bire eşit olduğunun ispatı
faktöriyelin formülünü n!=n.(n-1)! olarak tanımlarız. bu formülü
(n-1)!=n!/n olarak düzenlediğimizde sınamak için sırayla bazı sayıları koyalım.
n=3 için
(3-1)!=3!/3
n=2 için
(2-1)!=2!/2
n=1 için
(1-1)!=1!/1
0!= 1/1 = 1
(n-1)!=n!/n olarak düzenlediğimizde sınamak için sırayla bazı sayıları koyalım.
n=3 için
(3-1)!=3!/3
n=2 için
(2-1)!=2!/2
n=1 için
(1-1)!=1!/1
0!= 1/1 = 1
devamını gör...
ben malım demenin alternatif yolları
pilotlar uçak kullanan otobüs şöförleridir.
devamını gör...
tartışmayı bilmeyen insan
üslup her şeydir. üslubu iyi olmayan bir insanla tartışırken 5 dakika geçmeden küfürler hakaretler havada uçuşmaya başlayabilir. bu yüzden asla yaklaşmamanız gereken insan tiplemelerinden birisidir.
devamını gör...
cinsiyetçilikten artık gına gelmesi
artık gerçekten canıma tak etmiştir. insanları her durumda kadın erkek diye ayırmak yerine insan demek neden bu kadar zor? elbette biyolojik olarak eşit değiliz ama konu ahlâk,hukuk, iş hayatı olduğunda kadın-erkek-trans değil insan vardır . her insanın toplum tarafından eşit karşılanması lazım , doğru olan bu. ama niye buna rağmen bu ayrımcılık? eminim hayatınızda bu cinsiyetçiliğe rastladınız , yaşadınız. bu yüzden bunun bitmesine ilk sözlükten başlayalım ne dersiniz ?
devamını gör...
