denis villeneuve imzalı 2013 yapımı psikolojik gerilim filmi. josé saramago'nun o homem duplicado* isimli kitabından uyarlama. ama tam bir uyarlama. sonları dahil kitapla film arasında birçok farklılık mevcut. sadece konsept oturuyor.
yönetmenin filmografisi ve kabiliyetlerini bilmesek pek ala hatalı bir senaryosu olduğunu iddia edebiliriz. defalarca kez izledim, "bellllkiii şöyle olabilir" gibi bir tahminin ötesine geçemedim. filmi izleyenler için;



anladığımdan değil, yazarak çalışmayı sevdiğimden belki anlarım umuduyla yazıyorum.

1- anthony gerçekten kaza yapıyor.
2- adam bell gerçekten var olan bir tarih öğretmeni.
3- annenin düzgün bir işin ve güzel bir dairen var konuşması. 3. sınıf oyunculuk hayallerini bir kenara bırakmalısın demesi.
4- annenin baştaki kötü apartman dairesi vurgusu.
5- anthony'nin yaşadığı apartmanın görevlisi.

şimdi çoklu kişilik bozukluğundan söz etmemiz mümkün değil. çünkü adam da var, anthony de kesin olarak. (apartman görevlisi, gelen posta ve üniversitenin websitesi) iki farklı hayat ve iki farklı insan var ama tıpatıp aynı görünüyorlar. ikiz olmaları da söz konusu değil; yara izlerine kadar aynılar. bu durumda elimizdeki verilerle net olarak hiçbir yere varamıyoruz. annenin konuşmalarını da baz alamıyoruz çünkü ne adıyla hitap ediyor anne ne de işi ile ilgili net bir şey söylüyor.

aklıma tek bir şey geliyor benim; iki kadın da (mary ve helen) adam ve anthony'nin yarattığı gerçekte var olmayan karakterler. bir şekilde bu iki birbirinden bağımsız hasta insan aynı noktada buluşup birbirlerine benzediklerini sanıyorlar. anthony helen ile değil başka bir kadınla evli, parmağında yüzük izi olan biri. adam bell ise gerçekten tarih öğretmeni olan ve güzel apartman dairesinde oturan kişi. bu durumda film şöyle oluyor;

adam tarih öğretmeni. güzel apartman dairesinde oturuyor ve filmde anne olarak gördüğümüz kadının oğlu. annesi hasta olduğunu biliyor, öbür daireyi de tutmuş hastalığından dolayı, önceden birkaç yerel filmde figüranlık yapmış hala oyunculuk hayalleri sürmekte olan biri.
anthony'nin nerede yaşadığını ve kimle evli olduğunu bilmiyoruz. görünüşü adam'dan tamamen farklı.

bu iki kişinin tek ortak yanı hayali birer dünyaları olması. bir şekilde hayat onları karşı karşıya getiriyor ve birbirlerine benzediklerini sanıp savaşmaya başlıyorlar. en nihayetinde anthony adam'ın sevgilisi ile romantik bir gece geçirdiğini sandığını buhranlı bir gecede trafik kazası yapıp ölüyor. çünkü aslında mary gerçek değil.
hayır böyle olmaz (dedim ya yazarak düşünüyorum) olmaz çünkü apartman görevlisinin tanıdığı kişi anthony. posta da anthony adına geliyor. cast ajansına gittiğinde de ona anthony olarak hitap ediliyor. bu durumda anthony güzel apartman dairesinde oturan oyuncu olmak zorunda.
şimdiye kadar yazdıklarımın tersini düşünsek? adam'ın evli olduğunu ve ölenin de adam olduğunu düşünsek? tarih öğretmeni adam. evli, güzel bir apartman dairesinde karısıyla yaşıyor. bir de öbür kötü daireyi tutmuş. annesi de ona laf çakıyor. hakikaten 3. sınıf oyunculuk hayalleri kuran biri olsa? bu durumda...
olmaz yüzük yine işleri karıştırıyor. o zaman hem anthony'de hem de adam'da yüzük izi olmalı. olmuyor olm.
hah ! ne komik. film mi çok kötü yapılmış, ben mi zaman geçtikçe gerizekalılaştım acaba? fight club, memento, matrix çözümlemeleri yaptığımız günler vardı... hey gidin...

şimdiye kadar kaldırıp "olmamış bu film yeaaa" diye bi' köşeye koyamamış olmam dediğim gibi tamamen saygıdan. bende bir sorun olmalı.
anlayan, tüm sorularıma cevap verebileceğini iddia eden beri gelsin, beni de bu dertten kurtarsın.
devamını gör...

yüksek bir yerden ya da bir hava aracından, havanın kaldırma kuvvetinden yararlanarak kontrollü inişi sağlayan araç.
devamını gör...

biz yolculuğa hazırız. casper şok.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
şöförün arkasını kaptık.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bu arada maske kalktı mı?
şöför dahil araçta kimse de maske yok.
şimdi bir adam bindi o ve biz dışındakilerin kolunda bile yok maske.
bir de bize bakıyorlar garip garip.
yoksa tüm yaşananlar benim kabusum muydu? sadece rüya mıydı?

sürekli haber izleyip gündemi takip eden abime mesaj attım. 'yoo kalkmadı' dedi.
neysem biz veterinere gidiyoruz. maskeli ve mesafeli püff..
devamını gör...

gün içinde defalarca içebildiğimiz, onsuz edemediğimiz, kültürümüze işleyen (bkz: çay)ı ısrarlı bir şekilde karadeniz'e yar eden egeli bir ziraatçidir.

1880 yılında muğla'da doğdu. 1904'te halkalı ziraat mekteb- alisinden mezun oldu.

zirai alanda öğretmenlikler ve idarecilikler yaptı.

1921 nisanında bakanlıklar temsilciliklerinin katıldığı bir komisyona, dönemin ziraat genel müdürü olarak, iktisat bakanlığı adına temsilci olarak katıldı. komisyonda rize ve çevresinin huzurlu bir yaşama kavuşabilmesi için öncelikle insanların geçimini sağlayacak iş ve çalışma imkanına kavuşturulması gerektiğini ileri sürdü. komisyon bu görüşü kabul etti ve zihni derin'in bölgede inceleme yapması kararlaştırıldı.

1923 yılında rize'ye geldi. eski adı garal dağı olan hazineye ait bir bölgede 15 dekarlık arazi fidanlık işine tahsis etti. bölgede yaptığı incelemelerde bazı meraklıların batum'dan dönüşlerinde getirdikleri ve diktikleri gayet iyi gelişmiş çay fidanlarıyla karşılaştı.

daha sonra, batum'a düzenlenen geziye katıldı, batum ve çevresinde ruslar tarafından kurulmuş olan çay bahçelerini, çay fabrikasını ve astropikal bitkiler araştırma istasyonu'nu inceleyerek gerekli bilgilerle rize'ye döndü.beraberinde çay tohumu, ve fidanları, narenciye ve bazı meyve çeşitleri, bambu rizomları ve bir rus bahçıvanı ile rize'ye geldi.

getirilen bitkiler ile bir fidanlık kurdurttu.
fidanlığı bir rus bahçıvanına emanet etti ve ankara'daki görevine geri döndü.
ancak gerek halkın gerek devletin konuya yeteri eğilmemesinden teşebbüsü başarısızlıkla sonuçlandı.

zihni derin, kafasında tasarladığı gibi yürümeyen çay tarımı için bir kanun teklifi hazırlamak gerektiği kanaatine vardı.
hazırladığı kanun teklifini bakanlık kanalıyla meclis'e sundu.
bu tasarı, o dönemin rize mebuslarının desteğiyle 6 şubat 1924 tarih ve 407 sayıyla kanunlaştı ve "rize vilayeti ile borçka kazasında; fındık, portakal, limon, mandalina, çay yetiştirilmesi hakkındaki kanun" adıyla yürürlüğe girdi. kendisi de işini bitirmiş bir memur edası ile oradan diğer görev yerine geçti.

aradan geçen yıllar, rize hakkına onu unutturmamış bilakis daha da gönlünde yer etmesine sebep olmuştur.
çayı rize'ye yar etmeyi başarmış birisidir o rize haklının gözünde. rize halkı onu daha çok görmek ister başında ve 1950 seçimlerinde zihni derin'e milletvekili olmasını istediklerini iletirler. zihni derin kabul eder ama seçim propagandası yapmaz. haliyle de seçilemez. çay konusundaki ısrarı siyasi olmak konusundaki ısrarı arasındaki 180 derecelik açı, onun hayata bakışını da gösterir. idareci olmak gibi bir derdi olmadığını rizeliler'e onları kırmadan gösterir.

1065 yılında vefat eden zihni derin'e 1969 yılında tübitak hizmet ödülü vererek adını ölümsüzleştirir. ölümsüzleştirmede iyi olduğumuz kadar yaşarken de kıymet verenlerden olabilen bir millet olabilsek keşke.

en azından her çay içişte, bu kültürü zihni derin 'in kurguladığını hatırlamayalım, bu kültürün 100 sene öncesi olmadığını, inşa edilen bu kültürün aynı zamanda ciddi bir geçim kaynağı olduğunu unutmayalım.
devamını gör...

sadakatle birbirine bağlı kişilerin becerebileceği bir şeydir.
devamını gör...

başkalarına göstermek için yaşayan insandır. kendine yazık ediyordur.
devamını gör...

22:00'de diğer platformlarla ortak değil, kafa solo yayını olacak program.

etnik deep house bir live set ile başlar, oldies funky ile kapatırız.

şimdiden gelecek, dinleyecek olanlar varsa keyifli akşamlar.
devamını gör...

rahatlık olmadığını bu pandemi döneminde hepimizin gördüğünü zannediyorum üniversite kendi şehrinden ziyade baska ortamları görme farklı kültürlerle tanışma yeridir bence konfor alanından çıkılması gerektiğini düşünüyorum
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

soru eki kullanmayıp jest minik ve vurgu ile cümleme soru anlamı verebiliyorum.
devamını gör...

çerez niyetine bile yerim çiğköfteyi. benim için kesinliklen çiiiiköfte *
devamını gör...

yüzünün yarısı olmayan, bir ayağı çukurda diye üstüne titrediğim bir sokak kedisi var. ne zaman beslemeye çıksam ona ayrıca bir köşede yumuşak yaş mama yediririm. sokakta olduğu halde iç-dış parazit ve diğer aşılarını yaptırırım ki bünyesi zayıf düşmesin.
ben bu öldü ölecek diye gözünün içine bakarken, geçen gece bir de baktim ki çıkmış duvara yanında kankaları ve bir de dişi kedi "maaaaavvv maaaavvvv!" ortalığı yıkıyorlar.
bir an duraksadım, sonrasında gülme krizi tuttu. bir ayağı çukurda dediğime bak sen.*
devamını gör...

sayın psg'ye katılıyorum. çayı banyo kovasında içmeyen insanın kendisine saygısı yoktur*.

tanım : bir insan türü.
devamını gör...

şüphesiz eyluling'in katalizör olduğu olay.

üç saniyede beş espri yapılıyor.
devamını gör...

annem ve babamın teşvikleri sayesinde çok küçük yaşlardan beri sahip olduğum alışkanlıktır.

üniversite sınavında çok yararını göreceğimi tahmin ediyorum.

denemelerde millet 1-1 buçuk saat türkçe testi ile uğraşırken ben 1 saat içinde türkçe ve sosyal testlerini bitirmiş oluyorum (toplam 60 soru).

matematik testinde ise problem sorularında oldukça işe yarıyor ama matematik temelim zayıf olduğu için bu yararı pek kullanamıyorum ama kullanacağım.

normal hayatta ise hem düzgün diksiyon hem de bilgi ve kelime dağarcığı açısından oldukça yararlı bir alışkanlık.

sonradan kazanılması zor olsa da imkansız değildir.
devamını gör...

aktif yazar sayısı:5691
aktif çaylak yazar sayısı:7084 diyerekten duruma el koyuyorum.

tek tek yazar ismi verecek kadar daha canıma susamadim. alınmaca gücenmece,yazıklar olsun adım yazılmamış diyenlere, sus sözlük halkına oynama be artık diyenlere gelsin *


t: tüm sözlük üyeleri diyerek konuyu tatlıya bağlayan whis'cik.

(bkz: biz bu kafaya kolay gelmedik)
devamını gör...

anıları silme özelliği.
devamını gör...

kısa bir ara veren en sevdiğim radyo yayını*. sesini özleyeceğim bengaripsengüzeldünyaumutlu. bir sonraki yayında tam kadro yine burada oluruz*. müthişli bir konseptle bu başlığa tanım gireceğin günü beklemeye başladım bile*.
devamını gör...

(bkz: okulun bitince ne olacaksın şimdi sen)
devamını gör...

bu ülkede gençlere bir sey veriliyor da ne olduğunu söylersem ortalık karışır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim