hacer olabilir bu kız. 3 tane sabıkalı abisiyle gelmişse çabucak oradan uzaklaşılmalıdır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sokrates’e göre ahlaki eylemin amacı mutluluk, kaynağı ise bilgidir. o’na göre bilgili insan aynı zamanda erdemli insandır. hiç kimse bilerek kötülük yapmaz. kötülükle bilgisizlik aynı ve bir şeylerdir.
kant’a göre insan pratik aklı aracılığıyla kendisine ödev edindiği bir takım ilkelere sahip olmalı ve ne pahasına olursa olsun bu ilkelere uygun davranmalıdır.
spinoza'ya göre ahlakın görevi düşünce ile tutkuları yenmektir. insanın uyacağı ahlak yasası tanrının yasasıdır.
farabi'ye göre akıl bir eylemin iyi ya da kötü olduğuna karar verebilir. böylece insan iyiliğe ulaşır.
platon'a göre ahlaklı olmak için bu ideaya akıl yoluyla ulaşmamız gerekmektedir. davranışlarımız, eylemlerimiz, iyi ideasına uygunsa iyi, değilse kötüdür.
devamını gör...

raistlin majere karakteri bir roman karakteri olarak yaratılmamıştır. dostlar meclisinde ortaya çıkmış bir fantasy role playing karakteridir. o oyunda karakteri margaret weis ve tracy hikcman'ın yakın dostları terry phillips canlandırmış. ikili phillips'in performansına hayran kalmışlar ve böyle bir karakterin muhakkak romanlarında yer almasına karar vermişler. raistlin'in doğumu bu sebeple bir şans olmuştur. tabiri caizse phillips yumurtaya can veren mevla moduna bürünmüştür.* tabi sonrasında bu karakter azami itina ile ilmek ilmek işlenmiş ve biçimlendirilmiştir ki, fantastik kurgu eserler arasındaki en muazzam karakterlerden birisi ortaya çıkmıştır. raist, bana göre fantastik kurgu dünyasındaki kutsal üçlüden birisidir. diğerleri ise melnibone'lu elric ve drizzt do'urden'dir. daha önce elric başlığında da altını çizdiğim üzere, raistlin karakterinin inşası sürecinde, elric'ten esinlenildiğini söylersek yanlış olmaz. esinlenilmiştir ama bu durum raist'in başka bir mecrada ve bambaşka özelliklere sahip harikulade bir karakter olduğu gerçeğini değiştirmez.

raist'in çocukluğu cehennem azabı gibi geçmiştir. doğduğu andan itibaren hastalıklarla boğuşmuş, güçsüz, çelimsiz ve dalga geçilen bir çocuk olmuştur. o dönemlerde raist'in en büyük destekçisi ikizi caramon majere'dir. caramon raist'i her daim korumuş, kollamış yeri geldiğinde onun için canını ortaya koymuştur. bu durum raistlin'de ikili bir ruh hali yaratmıştır.. kardeşini hem çok sevmekte hem de ona inanılmaz derecede öfkelenmektedir. zira caramon, onun yapamadığı her şeyi kolaylıkla yapabilmekte, üvey ablası kitiara uth matar'dan aldığı kılıç dersleri sayesinde iyi bir silahşor olma yolunda ilerlemektedir. o ise dışlanmışlığın verdiği hissiyatla kendisini daha da geri çekmektedir. yalnızlaşma sürecinde büyü ile haşır neşir olmaya başlamıştır. büyü ile yaptığı ufak numaraları dahi çevresindekilerin ona ilgi göstermesine ve saygı duymasına katkı sunmamıştır. çevresi tarafından basit bir hokkabaz olarak görülmüştür.

işte bu durum raist'in öfkesini iyice büyüttü. öfkesi büyüdükçe, içindeki büyü ateşi harlandı ve kor bir alev haline geldi. yetenek avcısı bir büyücü tarafından keşfedilmese belki de bu ateşle kendisini yakacak ve küle çevirecekti. yetenek avcısı diyorum zira bu büyücünün vazifesi tüm kryn'ı taramak ve yetenekli bulduğu gençleri yüksek büyücülük kulesinde eğitim almak için yönlendirmekti. raist bu fırsatı iyi değerlendirdi. annesini kaybettiğinden beri içinde büyüyen boşluğu, öfke ve büyü ile doldurmaya çalışan genç adam okulun en parlak ve korkulan öğrencisi haline gelmişti. bu noktada yüksek büyücülük kulesi içinde bir parantez açmak lazım. kule de verilen eğitim sonrası büyücüler bir sınavdan geçerler ve kendileri ile sınanırlar. en büyük korkuları onların düşmanı haline gelir ve bununla savaşmak zorunda kalırlar. ayrıca bu sınavın geçilmesi sonrasında büyülerinin kaynağı olacak uygun büyü tanrısının neferi olurlar. yani cübbe renkleri belli olur. bu üç büyü tanrısının adı solinari, lunitari, nuitari'dir. ancak bu, o kadar da kolay bir sınav değildir. öğrencilerin büyük bölümü bu sınavı geçemezler ve sınavı geçememek demek, ölüm demektir!

raist'in sınavı ise hepsinden daha korkunç oldu. önüne çıkan tüm engelleri tabiri caizse yıkıp geçti. ama bir yerde karşısına çok güçlü bir kara elf çıktı. tükenmişti ve kara elf ile baş edemiyordu. bu sırada caramon ortaya çıktı. caramon enteresan bir şekilde büyü kullanıyordu. raist'in, o yarım ve hasta bedeni ile yapmak için bin bir güçlük çektiği, hayatını vakfettiği büyü, caramon'un damarlarında dolaşıyordu. hiddeti büyüdü. hiddeti büyüdükçe gözü bir şey görmez oldu. kardeşini o an oracıkta öldürmek istedi. onun her zorlukta yardımına koşan iyilik sever caramon, onun yaşama sebebini elinden almak üzereydi. ama raist, aynı zamanda inanılmaz bir zekaya sahipti. içindeki dürtüleri serbest bırakmaz ve kardeşini öldürmezse sınavı geçemeyeceğini biliyordu. ona olan öfkesi ve sevgisi arasında kaldı. ıstırabı onu tıpkı bir mengene gibi sıkıyor ve hamle yapacak gücü kendinde bulamıyordu. ne olduysa o anda oldu. fistantantulus*'un sesini duydu, raist'e büyünün fedakarlık istediğini fısıldadı büyücü... ondan bedenini istedi ve karşılığında kardeşini öldürecek gücü ona bahşedebileceğini söyledi. yoksa ömür boyu büyüye veda edecekti. raist, fistantantulus'un teklifini kabul etti. caramon'u öldürdü ve sınavını başarıyla tamamladı. sınav caramon'a izlettirilmişti...

işte kardeş katili raistlin majere, böylece başladı büyücülük yaşamına ve daha da çok yaklaştı ''elric akraba katili'' karakterinin yaşadıklarına. kuleye döndüğünde büyük bir bedel ödediğini anlamıştı. saçları artık bembeyazdı. gözleri altın sarısı olmuş ve kum saati şeklini almıştı. sürekli kan kusturan öksürük nöbetleri ise bu sınavın onda bıraktığı bir başka yan etki olacaktı. sınav sonrasında ona kırmızı cübbe layık görüldü. sınavdaki başarısından ötürü ise efsane büyücü magius'un asası onun hizmetine verildi. asa ile birlikte ''shirak'' ve ''dulak'' replikleri de hayatımıza girdi. asanın büyülü aydınlığını yayması için ''shirak'' tabiri kullanılıyordu. ''dulak'' ise büyü işi bitince söylenmesi gereken sözdü. raist asanın ışığını yakana kadar akla karayı seçmiştir. ''ışık ver lanet olası'' diye bağırdığında asa kendiliğinden parlayıvermiş böylece shirak tabirini bulmuştur.

tüm bu yaşananlardan sonra dahi kardeşler ayrılmadı. caramon, gördüklerini bir daha konusu açılmamak üzere zihninin derinliklerine gömdü. bunu kardeşine söyledi ve yollarına devam ettiler. sonrası ise uzun hikaye...

raistlin majere karakterini anlamak ve ona dair hikayeyi kavramak için elbette ejderha mızrağı serisi okunmalıdır. ancak raist'in hemen hemen tüm hayat hikayesi için; ikizlerin zamanı, ikizlerin savaşı, ikizlerin sınavı kitaplarından oluşan efsaneler üçlemesi muhakkak okunmalıdır. böylece raist, caramon ilişkisini net bir şekilde algılayabilir ayrıca diğer mızrak kahramanlarına ilişkin başka bilgileri ve tamamlayıcı olayları öğrenebilirsiniz. tabi işin olmazsa olmazı ''raistlin tarihçeleri''dir. bu seride ''ruhdöveni'' ve ''silah kardeşliği'' kitapları ile birlikte raist'i daha iyi tanıyabilirsiniz diye düşünüyorum.
devamını gör...

üstat kadir mısıroğlu’nun fesine çişimi yapayım dediğim başlıktır.
devamını gör...

burda söyleyemeyeceğim anlamdır. zira, duymak istemezsiniz. hele ki, kedileri, seviyorsanız........
devamını gör...

bunları kapışacak teyzeleri görmek isterdim.*
devamını gör...

sağlıklıyım, ailem sağlıklı, hayallerim var ve bunu gerçekleştirmek için var olan güce sahibim.
kendini arayış evresini geçip, kendini tanımış ve kendini seven bir insanım. iyi bir insan olmak için elimden geleni yapıyor ve bunu başardığıma inanıyorum. sevdiklerim hala hayatta..
devamını gör...

45 yaşındayım, saçımda bir miktar beyaz var ama boyaya ihtiyaç duymuyorum henüz. göz çevremde kırışıklıklar var, ilerde biraz botox yaptırırım heralde. aynaya bakınca yaşımı görüyorum ne daha az ne daha fazla.

iyi yanından bakıyorum hep. ben yaşlanıyorum elbet ama çocuklarımın yetişkinliğe gidişini görüyorum. onlarla arkadaş gibi sohbetler etmenin tadını çıkarıyorum. hayata dair daha çok şey biliyorum.

yaşlanmak kaçınılmaz ama kendimi büyümeye devam ediyorum diye avutuyorum. boydan değil de enden tabii.
devamını gör...

aşırı derecede umursamaz biriyim. üzerimde büyük bir bosvermişlik var. adeta yarın ölecekmişim gibi her şeyden elimi eteğimi çekmiş, 1 gün sonrasını bile düşünmeden yaşıyorum ve yaşamaya devam ettikçe çıkmaz sokaklardan çıkamıyorum.
devamını gör...

bence gelmesin. tanım hoşa gitmiyorsa beğenmez geçersiniz ya da tepkinizi alt tanım ya da tanım sahibi yazara özelden yazarak gösterirsiniz. yarın eksi butonu gelirse, o eksi oyların kuru gürültüsü çok olur. moderasyon ekibi bence doğrusunu düşünmüş, eksi butonu koymayarak olası kaosa engel olmuşlar.
devamını gör...

bir başkadır dizisiyle tanıyan insanlar hakkında ne düşünüyor merak ettim . ayrık dişini güzel kalbini severim be adam. ayrıca ferdi özbeğen türk piyanist ve şarkıcıdır 17 ağustos 1941 de dünyaya gelmiştir.
devamını gör...

çingene asıllı olması yüksek ihtimal olan baba. uzun bir süre yaşadığım mahalle bu insanlarla dip dibeydi. bu tip insanlardan onlarcasını görmüş biri olarak çok yadırgadım diyemem. hayat tarzı bu adamların zira, halen o mahallede bu tip durumların döndüğünü, kızını küçük yaşlarda pazarlayan babaların olduğunu anlatırlar. bu videoda görünen hıyarağasının o adamlardan tek farkı tiktok kullanıyor olması. zaten vücut dili ve hareketleri karakterini net şekilde ortaya koyuyor. uzun bir süre ceza alıp içerde sürünmesi ve fazlasıyla ezilmesi dileğiyle.
devamını gör...

ben ismimi severim. babamın; çocukluğumda beni, hep ismimin anlamını vurgulayarak sevmesinin etkisi büyük. adımın anlamına hep inandım. hayatta şanslı olduğuma da inandım. neye inanırsanız, neyi beklerseniz o gerçekleşir bence.
başka isimler konusunda ise; bazı özelliklerin ilginç bir şekilde bazı isimlerde oldukça benzer olduğunu düşünüyorum. insan, ismiyle yaşar. az ya da çok mutlaka etkisi vardır.
son bir saptama; hayatım boyunca "canan"lar ve "esra"larla hep sorun yaşadım. bu konu dikkatimi çektikten sonra da hep tetikte oldum. belki beklediğim için kendini gerçekleştiren kehanet oldu.
devamını gör...

(bkz: madde bağımlılığı)'na ait bir terimdir.
madde kullanımı ve sonrasında 48 saat madde almamakla baş gösteren fiziksel ve psikolojik durum.
semptomlar şu şekildedir:
el titremesi, bulantı, uykusuzluk, hiperaktivite.
ishal, ateş, kas sızıları.
psikomotor ve duygudurum ajitasyonu.
çabuk sinirlenme ve saldırganlık.
devamını gör...

ezginin günlüğü grubunun bir anda hızlanıp bir anda yavaşlayan temposuyla dikkat çeken nadide şarkısı.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gençler damsız girebiliyoruz mu baloya? ben tek tabanca takılmak istiyorum, köşede birasını yudumlayan ve milleti izleyen birisi olmak istiyorum. o esnada fotoğrafınızı çekip sözlükte yayınlamak istiyorum. sonra siz eğlenirken ben de burada yazarlarla sizin dedikodunuzu yapmak istiyorum.

istiyorum ulan. gazeteci gibi cool takılmak istiyorum. *
devamını gör...

sözlüğe girişimle beraber direkt hissettiğim olay.
sıcaktı, çok sıcak, sanki yüreği elimdeymiş gibi.*
devamını gör...

(bkz: salmıyor)
devamını gör...

bugün trt çocuk 'ta yeğenim ile çizgi film seyrediyorum. elif ve arkadaşları çizgi filminde beni üzen olaylar vardı. ana okulu öğretmeni çocuklara sınıfa yeni bir öğrenci geleceğini bunun suriyeli bir çocuk olduğunu söyledi. kerem dışında diğer çocuklar buna sevindi. kerem ;ben onunla oynamam, oyuncaklara dokundurtmam dedi. öğretmen, bunun yanlış olduğunu onun ülkesinde savaş olduğu için ülkemize sığındığını söyledi. sonra o çocuk sınıfa geldi. öğretmen, onu diğer çocuklarla tanıştırdı, kerem dışında herkes mutluydu. tanıştıktan sonra elif, gelin oyuncaklar ile oyun oynayalım dedi. ancak hiçbir oyuncağı yerinde bulamadı. çünkü oynamasınlar diye kerem oyuncakları saklamıştı. zaten kerem bunu gizlemiyordu  onunla oynamayın diye sakladım dedi. sonra kerem suriyeli çocuğa sen takla atabiliyor musun bak ben takla atıyorum diyerek yarım yamalak takla attı. suriyeli çocuk bunda ne var bu çok kolay diyerek profesyonel bir şekilde peş peşe 5 - 6 tane takla attı ve kerem buna hayran kaldı. nasıl bu kadar güzel takla atabiliyorsun diye sordu çocuğa? çocuk suriye'de iken bunun kursuna gittiğini söyledi. kerem ;ne olur bana da öğret dedi, çocuğa. çocuk öğretirim dedi ve sonra onunla da kaynaştı. sonra çok iyi arkadaş oldular. trt çocuk kanalını benim dışımda sadece çocuklar izliyor, küçücük çocukların bilinçaltına suriye kavramını yerleştirmek ne kadar doğru. onlar bizim dostumuz v. b ifadeler küçücük çocukların zihni için çok yorucu ve çok sakıncalı değil mi? lütfen trt çocuk kanalını siyasete bulaştırmayın. biz niloya ile birlikte niloya şarkılarını söylemek, rafadan tayfa 'nın hayri' sinin haylazlıklarına gülmek istiyoruz.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim