güneş (yazar)
şiirsel yönlü ve duygulu bir yazar.
karalama defteri başlığı onun için açılmış sanki, kalemiyle arz-ı endam eyliyor. daim olsun. *
karalama defteri başlığı onun için açılmış sanki, kalemiyle arz-ı endam eyliyor. daim olsun. *
devamını gör...
normal sözlük'te haber başlıklarının tutmaması
dikkatimi çeken durumdur. kaynanasına göz diken damat gibi aykırı durumlar dışında bu sözlükte haber başlığı tutmuyor lan. futbol zaten konuşulmuyor. hepiniz mi dm'den fingirdeşiyorsunuz ya?
devamını gör...
bir kurumun kalitesiz olduğunu gösteren detaylar
akrabacılık. normal bir çalışanın yaptığı basit hatadan dolayı bile iş haddine son verecek insanlar, kan bağı olan kişilere haddinden fazla müsamaha gösterirler. kimi yerler de bazı kişilerin amcası/dayısı/bilmemkimi yüksek mevkide olduğu için sesini bile çıkaramayan müdürlerle dolu. sorsan hepsi kurumsal firma. laf. bu tarz şeylere göz yuman işveren/patron/müdür (adı herneyse) barındıran tüm kurumlar benim gözümde kalitesizdir.
devamını gör...
sincaplara doğum kontrol hapı projesi
koskoca imparatorluğun düştüğü hale bak. üzerinde güneş batmayan imparatorluk sincaplara doğum kontrol hapı hazırlıyor. şaka gibi.
devamını gör...
maçın zor geçeceğini bilmiyordum özür dilerim
dostum, güzel insan , ben ,kendisine kardeşim diyebilecek kadar samimi bulduğum yazar.
tanımlarını akıcı ve tam isabet buluyorum, yazmaya devam maç ne kadar zor geçer se geçsin.
tanımlarını akıcı ve tam isabet buluyorum, yazmaya devam maç ne kadar zor geçer se geçsin.
devamını gör...
yazarların en sevdiği şiir
... yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
yitirmiş öpücükleri,
payı yok, apansız inen akşamlardan,
bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,
seni anlatabilsem seni.
yokluğun, cehennemin öbür adıdır
üşüyorum, kapama gözlerini.
ahmed arif - hasretinden prangalar eskittim.
devamını gör...
her başlığa muhalefet olanlar
başlıklar zaten konu hakkında fikirlerimizi belirtmemiz ve bildiklerimizi aktarmamız için vardır.ayıca bunun benzeri bir başlık açılmıştı daha önce.(bkz: her başlığa entry giren yazar)
devamını gör...
#osmancurtutuklansın
adaletin twitter üzerinden ya da diğer sosyal mecralardan arandığına kanıt niteliğindeki hastag. bu insanlıktan nasibini alamamış zat-ı muhterem öz yeğenine tecavüz etmiş sonra salınmıştır. serbest kaldığındaki düğünvari görüntüleri hepiniz izlemişsinizdir.
şimdi bu zat serbest kaldı diye göbek atan akrabaları aynı zamanda tecavüze uğrayan o kızcağızın da akrabaları değil mi? neye sevindiniz sayın akrabalar? bu tecavüzcü zatın serbest kaldığına mı? diğer akrabanız 17 yaşındaki kızcağızın tecavüze uğradığına mı?
hoş tutuklasan ne olacak? kaç yıl ceza vereceksin? cezanın 3'te 2'sini yatacak. o indirimi, bu indirimi, sen çok yattın açığa alalım, iyi hal falan derken bu zat 5 sene hapis yatsa ne olur, 50 sene hapis yatsa ne olur? olan gencecik o kızcağıza oldu.
şimdi bu zat serbest kaldı diye göbek atan akrabaları aynı zamanda tecavüze uğrayan o kızcağızın da akrabaları değil mi? neye sevindiniz sayın akrabalar? bu tecavüzcü zatın serbest kaldığına mı? diğer akrabanız 17 yaşındaki kızcağızın tecavüze uğradığına mı?
hoş tutuklasan ne olacak? kaç yıl ceza vereceksin? cezanın 3'te 2'sini yatacak. o indirimi, bu indirimi, sen çok yattın açığa alalım, iyi hal falan derken bu zat 5 sene hapis yatsa ne olur, 50 sene hapis yatsa ne olur? olan gencecik o kızcağıza oldu.
devamını gör...
döner yerken sarılı olan kağıdı yediğini fark etmek
hayat usulü dürüm yiyorsan kağıt da ıslanacağından lavaş niyetine farketmezsin bile, olsundur bedava extra gıdadır vardır illa bir yararı.
devamını gör...
namarie (yazar)
benim makarnikimin nickaltı nasıl bu kadar boş olabiliyor? aklım almıyor şu anda.
bu kadın, her şeyiyle harika. ciddiyim. yazdığı tanımlar kalite kokuyor. kendisi o kadar nitelikli bir insan ki...
örnek alabileceğim yazar arkadaşlarımdan birisi kendisi. kendisini çok severim. hep mutlu, huzurlu olsun. kocaman öpüyorum onu.
bu kadın, her şeyiyle harika. ciddiyim. yazdığı tanımlar kalite kokuyor. kendisi o kadar nitelikli bir insan ki...
örnek alabileceğim yazar arkadaşlarımdan birisi kendisi. kendisini çok severim. hep mutlu, huzurlu olsun. kocaman öpüyorum onu.
devamını gör...
ninkasi
bira tanrıların içeceği olsa da vakti zamanında az tanrıyı küfelik etmemiş. misal enki ile ninhursag içip içip birbirlerine girmişler. enki ninhursag'ı bir temiz dövmüş. hatta ağzını burnunu dağıtmış diyorlar ama o işin magazinsel boyutu tabi. kanımca tanrılara da çok içirmemek lazım zira onlar da içince harbi harbi sapıtıyorlar anlaşılan. bu mevzudan binlerce sene sonra da şu anda olduğu gibi insanoğlunun diline düşüveriyorlar. ''ağzınla iç şu mereti enki efeeendi!'' lakin şunun altını çizmek lazım; sümerliler cidden aklıselim bir millet. yani tanrılar/insanlar içip içip birbirine girdi diye bu işin müsebbibi biradır dememişler, ihaleyi içkiye bırakmamışlar. içip sapıtıyorsanız bu içicinin kusuru olarak görülüyor ve bu kusurda karakter zayıflığına yoruluyor. netice olarak koskoca tanrıçanın yaptığı içecek kusurlu olacak değil ya! birde ninkasi bu biraları günlük yapıyormuş. yani millet biralarını bu sayede taze taze içiyormuş. bence çok düşünceli bir tanrıça. birde biranın ilahisi var tabi bu ilahi sadece kutsiyet arz etmiyor aynı zamanda iyi bira nasıl yapılır onu da tarif ediyor.
miguel civil tarafından sümerce'den çevrilmiş ilahi de şöyle bir şey;
borne of the flowing water,
tenderly cared for by the ninhursag,
borne of the flowing water,
tenderly cared for by the ninhursag,
having founded your town by the sacred lake,
she finished its great walls for you,
ninkasi, having founded your town by the sacred lake,
she finished its walls for you,
your father is enki, lord nidimmud,
your mother is ninti, the queen of the sacred lake.
ninkasi, your father is enki, lord nidimmud,
your mother is ninti, the queen of the sacred lake.
you are the one who handles the dough [and] with a big shovel,
mixing in a pit, the bappir with sweet aromatics,
ninkasi, you are the one who handles the dough [and] with a big shovel,
mixing in a pit, the bappir with [date] - honey,
you are the one who bakes the bappir in the big oven,
puts in order the piles of hulled grains,
ninkasi, you are the one who bakes the bappir in the big oven,
puts in order the piles of hulled grains,
you are the one who waters the malt set on the ground,
the noble dogs keep away even the potentates,
ninkasi, you are the one who waters the malt set on the ground,
the noble dogs keep away even the potentates,
you are the one who soaks the malt in a jar,
the waves rise, the waves fall.
ninkasi, you are the one who soaks the malt in a jar,
the waves rise, the waves fall.
you are the one who spreads the cooked mash on large reed mats,
coolness overcomes,
ninkasi, you are the one who spreads the cooked mash on large reed mats,
coolness overcomes,
you are the one who holds with both hands the great sweet wort,
brewing [it] with honey [and] wine
(you the sweet wort to the vessel)
ninkasi, (...)(you the sweet wort to the vessel)
the filtering vat, which makes a pleasant sound,
you place appropriately on a large collector vat.
ninkasi, the filtering vat, which makes a pleasant sound,
you place appropriately on a large collector vat.
when you pour out the filtered beer of the collector vat,
ıt is [like] the onrush of tigris and euphrates.
ninkasi, you are the one who pours out the filtered beer of the collector vat,
ıt is [like] the onrush of tigris and euphrates.
akan sudan
doğmuş, ninhursag şefkatle bakmış,
akan sudan
doğmuş, ninhursag şefkatle bakmış,
şehrini kutsal gölün yanında kurduktan sonra, senin
için büyük duvarlarını bitirdi,
ninkasi, kentini kutsal gölün yanında kurduktan
sonra, duvarlarını senin için bitirdi,
baban enki, lord nidimmud,
annen ninti, kutsal gölün kraliçesi.
ninkasi, senin baban enki, lord nidimmud,
annen kutsal gölün kraliçesi ninti.
hamuru [ve] büyük bir kürekle
işleyen, çukurda karıştıran, tatlı aromalı bappir,
ninkasi, hamuru [ve] büyük bir kürekle işleyen, çukurda
karıştıran, [tarih] ile bappir – tatlım,
bapiri büyük fırında pişiren sensin, kabuklu
hububat yığınlarını sıralayan,
ninkasi, büyük fırında bappiri pişiren sensin, kabuklu
hububat yığınlarını sıralayan,
yerdeki maltı sulayan sensin,
soylu köpekler hükümdarları bile uzak tutar,
ninkasi, yerdeki maltı sulayan sensin,
soylu köpekler hükümdarları bile uzak tutar,
maltı kavanoza batıran sensin,
dalgalar yükselir, dalgalar düşer.
ninkasi, maltı kavanozda ıslatan sensin,
dalgalar yükselir, dalgalar düşer.
pişmiş püreyi büyük kamış hasırlara
serensensin ,
serinlik galip gelir, ninkasi, büyük kamış hasırların üzerine pişen püreyi yayan sensin,
serinlik galip gelir,
büyük tatlı şırayı iki eliyle tutan sensin,
bal [ve] şarapla [onu]
demleyen (sen tatlı şıradan kaba)
ninkasi, (…)(sen kaba tatlı şıra)
hoş bir ses çıkaran filtreleme kazanını,
büyük bir kollektör kazanının üzerine uygun şekilde yerleştirirsiniz.
hoş bir ses çıkaran filtreleme kazanı ninkasi,
geniş bir kollektör kazanının üzerine uygun şekilde yerleştirirsiniz.
toplayıcı fıçının süzülmüş birasını döktüğünüzde,
dicle ve fırat’ın hücumu [gibidir].
ninkasi, toplama fıçısının süzülmüş birasını döken sensin,
dicle ve fırat’ın hücumu [gibidir].
anlatımdaki güzelliğe, benzetmelerdeki yaratıcılığa bakar mısınız? hele ilahi biterken yapılan dicle ve fıratın hücumu gibidir diyor ya, muazzam! netice de adamlar şifa niyetine içmişler. babilliler de birayı pek severler lakin hammurabi'nin birayı karneye bağlaması sonucu garipler sınırlı şekilde demlenebilmişler. ama buradaki enteresan durumda şu; en yüksek istihkak rahiplere verilmiş iyi mi? adamlar günde 5 litre bira tüketme hakkına sahipmiş. vallahi bu zevat her dönem işin kaymağını yiyiyor. helal olsun cidden (!)
bazı bilgilerin derlendiği kaynak: the hymn to ninkasi, goddess of beer/joshua j. mark
miguel civil tarafından sümerce'den çevrilmiş ilahi de şöyle bir şey;
borne of the flowing water,
tenderly cared for by the ninhursag,
borne of the flowing water,
tenderly cared for by the ninhursag,
having founded your town by the sacred lake,
she finished its great walls for you,
ninkasi, having founded your town by the sacred lake,
she finished its walls for you,
your father is enki, lord nidimmud,
your mother is ninti, the queen of the sacred lake.
ninkasi, your father is enki, lord nidimmud,
your mother is ninti, the queen of the sacred lake.
you are the one who handles the dough [and] with a big shovel,
mixing in a pit, the bappir with sweet aromatics,
ninkasi, you are the one who handles the dough [and] with a big shovel,
mixing in a pit, the bappir with [date] - honey,
you are the one who bakes the bappir in the big oven,
puts in order the piles of hulled grains,
ninkasi, you are the one who bakes the bappir in the big oven,
puts in order the piles of hulled grains,
you are the one who waters the malt set on the ground,
the noble dogs keep away even the potentates,
ninkasi, you are the one who waters the malt set on the ground,
the noble dogs keep away even the potentates,
you are the one who soaks the malt in a jar,
the waves rise, the waves fall.
ninkasi, you are the one who soaks the malt in a jar,
the waves rise, the waves fall.
you are the one who spreads the cooked mash on large reed mats,
coolness overcomes,
ninkasi, you are the one who spreads the cooked mash on large reed mats,
coolness overcomes,
you are the one who holds with both hands the great sweet wort,
brewing [it] with honey [and] wine
(you the sweet wort to the vessel)
ninkasi, (...)(you the sweet wort to the vessel)
the filtering vat, which makes a pleasant sound,
you place appropriately on a large collector vat.
ninkasi, the filtering vat, which makes a pleasant sound,
you place appropriately on a large collector vat.
when you pour out the filtered beer of the collector vat,
ıt is [like] the onrush of tigris and euphrates.
ninkasi, you are the one who pours out the filtered beer of the collector vat,
ıt is [like] the onrush of tigris and euphrates.
akan sudan
doğmuş, ninhursag şefkatle bakmış,
akan sudan
doğmuş, ninhursag şefkatle bakmış,
şehrini kutsal gölün yanında kurduktan sonra, senin
için büyük duvarlarını bitirdi,
ninkasi, kentini kutsal gölün yanında kurduktan
sonra, duvarlarını senin için bitirdi,
baban enki, lord nidimmud,
annen ninti, kutsal gölün kraliçesi.
ninkasi, senin baban enki, lord nidimmud,
annen kutsal gölün kraliçesi ninti.
hamuru [ve] büyük bir kürekle
işleyen, çukurda karıştıran, tatlı aromalı bappir,
ninkasi, hamuru [ve] büyük bir kürekle işleyen, çukurda
karıştıran, [tarih] ile bappir – tatlım,
bapiri büyük fırında pişiren sensin, kabuklu
hububat yığınlarını sıralayan,
ninkasi, büyük fırında bappiri pişiren sensin, kabuklu
hububat yığınlarını sıralayan,
yerdeki maltı sulayan sensin,
soylu köpekler hükümdarları bile uzak tutar,
ninkasi, yerdeki maltı sulayan sensin,
soylu köpekler hükümdarları bile uzak tutar,
maltı kavanoza batıran sensin,
dalgalar yükselir, dalgalar düşer.
ninkasi, maltı kavanozda ıslatan sensin,
dalgalar yükselir, dalgalar düşer.
pişmiş püreyi büyük kamış hasırlara
serensensin ,
serinlik galip gelir, ninkasi, büyük kamış hasırların üzerine pişen püreyi yayan sensin,
serinlik galip gelir,
büyük tatlı şırayı iki eliyle tutan sensin,
bal [ve] şarapla [onu]
demleyen (sen tatlı şıradan kaba)
ninkasi, (…)(sen kaba tatlı şıra)
hoş bir ses çıkaran filtreleme kazanını,
büyük bir kollektör kazanının üzerine uygun şekilde yerleştirirsiniz.
hoş bir ses çıkaran filtreleme kazanı ninkasi,
geniş bir kollektör kazanının üzerine uygun şekilde yerleştirirsiniz.
toplayıcı fıçının süzülmüş birasını döktüğünüzde,
dicle ve fırat’ın hücumu [gibidir].
ninkasi, toplama fıçısının süzülmüş birasını döken sensin,
dicle ve fırat’ın hücumu [gibidir].
anlatımdaki güzelliğe, benzetmelerdeki yaratıcılığa bakar mısınız? hele ilahi biterken yapılan dicle ve fıratın hücumu gibidir diyor ya, muazzam! netice de adamlar şifa niyetine içmişler. babilliler de birayı pek severler lakin hammurabi'nin birayı karneye bağlaması sonucu garipler sınırlı şekilde demlenebilmişler. ama buradaki enteresan durumda şu; en yüksek istihkak rahiplere verilmiş iyi mi? adamlar günde 5 litre bira tüketme hakkına sahipmiş. vallahi bu zevat her dönem işin kaymağını yiyiyor. helal olsun cidden (!)
bazı bilgilerin derlendiği kaynak: the hymn to ninkasi, goddess of beer/joshua j. mark
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
kendimi bir fazlalık gibi hissediyorum adeta. herkesin hayatında olan, ihtiyaç duyulmayan ama "birgün lazım olur, kalsin"diye tutulan gereksiz bir eşya gibiyim. hiçbir zaman lazım olmayacağım ve tek yaptığım şey boşuna yer kaplamak olacak. bunu o kadar fazla hissediyor ve biliyorum ki benliğimde dahi inkar edemiyorum. eski, 2 yıl önceki o berbat halime dönüyorum, hissediyorum. yavaş yavaş eriyorum. kimse bilmese bile...
şu dünyada dostlarım, tek bir şey istemiştim. sadece tek bir şey : anlaşılmak.
sadece bunu istemiştim. yorgunluklarim, kırginliklarım, özlemim, acım... bir kez anlaşılsam yetecekti bana. koskoca dünya, milyonlarca insan... anlatamadım derdimi, yetmedi nefesim. ama hayat devam ediyor dostlar ve ben hala buradayım. burada olmak zorundayim.
şu dünyada dostlarım, tek bir şey istemiştim. sadece tek bir şey : anlaşılmak.
sadece bunu istemiştim. yorgunluklarim, kırginliklarım, özlemim, acım... bir kez anlaşılsam yetecekti bana. koskoca dünya, milyonlarca insan... anlatamadım derdimi, yetmedi nefesim. ama hayat devam ediyor dostlar ve ben hala buradayım. burada olmak zorundayim.
devamını gör...
seri artı oy veren yazarlar uçurulsun kampanyası
yazmaya devam etsinler diye yavaş internetimizle elimizden geldiği kadar beğenemeye çalışıyoruz hepi topu yazan bir avuç insanı.
onu da uçurma be ermolettin!
onu da uçurma be ermolettin!
devamını gör...
nefret etmek
nefret etmek yürekte örülen tuğladan duvar misalidir. bir kişiye " nefret ediyorum senden "
demek kadar merhameti yok eden bir söz olamaz bence.
haksız yere çok işittim ama haklı olsam da kimseye söylemedim.
demek kadar merhameti yok eden bir söz olamaz bence.
haksız yere çok işittim ama haklı olsam da kimseye söylemedim.
devamını gör...
coin operated (kısa film)
nicholas arioli tarafından yazılıp yönetilen bir kısa filmdir.

bu bol ödüllü kısa film birçok kısa film festivalinden eli kolu dolu dönerken izleyenleri de anlık da olsa derin düşüncelere gark ediyor.
bir çocukluk hayali sizi ne kadar zaman meşgul edebilir, ne kadar süre ile bir çocukluk hayalinin peşinden koşma iradesini ve tutarlılığını gösterebilirsiniz? on yıl, yirmi yıl, belki de yetmiş yıl.
çocuklukta kurduğumuz hayallerin gerçek olması belki de kendimizi gerçekleştirmek adına olabilecek en güzel şeylerden biri. ama modern çağda insanoğlu o kadar büyük bir sabır ve adanmışlık gösteremeyecek kadar meşgul. hadi sadece meşgul deyip insanlığı suçlamayalım sadece. toplum da para etmeyeceğini düşündüğü hiçbir planı desteklemeye taraftar değil.
ama yine de insan bir hayalini gerçekleştirmeyi gerçekten gönülden isterse önüne çıkacak her türlü engel onun için hedefe ulaşmayı daha eğlenceli kılacak birer maceraya dönüşebilir.
söylemek istediğim son şey ise şudur; insanları asla şu anda sahip oldukları ile değerlendirmeyin, onları gün yüzüne çıkmamış bir yerlerde çok büyük, çok yüksek, çok özel yetenekleri ve hayalleri olabilir.
coin operated

bu bol ödüllü kısa film birçok kısa film festivalinden eli kolu dolu dönerken izleyenleri de anlık da olsa derin düşüncelere gark ediyor.
bir çocukluk hayali sizi ne kadar zaman meşgul edebilir, ne kadar süre ile bir çocukluk hayalinin peşinden koşma iradesini ve tutarlılığını gösterebilirsiniz? on yıl, yirmi yıl, belki de yetmiş yıl.
çocuklukta kurduğumuz hayallerin gerçek olması belki de kendimizi gerçekleştirmek adına olabilecek en güzel şeylerden biri. ama modern çağda insanoğlu o kadar büyük bir sabır ve adanmışlık gösteremeyecek kadar meşgul. hadi sadece meşgul deyip insanlığı suçlamayalım sadece. toplum da para etmeyeceğini düşündüğü hiçbir planı desteklemeye taraftar değil.
ama yine de insan bir hayalini gerçekleştirmeyi gerçekten gönülden isterse önüne çıkacak her türlü engel onun için hedefe ulaşmayı daha eğlenceli kılacak birer maceraya dönüşebilir.
söylemek istediğim son şey ise şudur; insanları asla şu anda sahip oldukları ile değerlendirmeyin, onları gün yüzüne çıkmamış bir yerlerde çok büyük, çok yüksek, çok özel yetenekleri ve hayalleri olabilir.
coin operated
devamını gör...
çocukların yetişkinlerden daha iyi yaptığı şeyler
vicdanlı olmak.
devamını gör...
kim var imiş biz burada yoğ iken
cemal kafadar'ın metis yayınları'ndan çıkan harikulade mikro tarih çalışması. alt başlığı konusunu da nispeten anlatıyor zaten: "dört osmanlı: yeniçeri, tüccar, derviş ve hatun". adını karacaoğlan'ın şu dörtlüğünden alır:
"karac'oğlan der ki bakın olana
ömrümün yarısı gitti talana
sual eylen bizden evvel gelene
kim var imiş biz burada yoğ iken"
kitap esasında kafadar'ın daha önce yazdığı dört makalenin bir derlemesidir. her bir makale zamanında yaşamış ve arşivin tozlu sayfalarında saklanmış olan kanlı canlı insanların hayatlarının tahayyülü, analizi ve yorumlanmasıdır.
özellikle "hatun" başlığına denk düşen, üsküplü asiye hatun'un anlatıldığı son bölüm, osmanlı öteki tarihi üzerine çok güzel bir denemedir. bu bölümde, "mütereddit bir mutasavvıf" anlatılır. asiye hatun'un şeyhine gönderdiği rüya mektuplarından yararlanılarak* yazılmıştır. kendisi bu mektuplarda şeyhinden rüyalarını yorumlamasını ister. buna göre asiye hatun; rüyalarında kendini peygamberin zevcesi olarak gören, allah aşkından sapıp küfre düşeceğinden korkan, ve daha da ilgi çekicisi, gerçekte şeyhinden romantik anlamda düpedüz etkilenen ve tereddüt içinde de olsa bunu açıkça belli eden bir kadındır. ilgili bölüm de böylece kitap için harika bir nokta niteliğindedir.
neticede, herhalde tarihe ilgi duyan herkes tarafından okunması gereken bir kitaptır. hele ki tarihçilik hevesinde olan her öğrencinin kütüphanesinde bulunması elzemdir. zira sadece kafadar'ın yazmış olduğu muhteşem mukaddimesi bile; tarihin amacı, metodu ve ne olduğuyla ilgili şahane tespitler barındırır. o girişten zamanında okurken altını çizmiş olduğum satırları da şöyle bırakayım:
"tarih, yok olanla değil bir zamanlar var olanla ilgilidir."
"... yoksa, tarihli toplumlar ütopyadan çok distopyaya meyleder."
"... sonuç olarak tarih, toplum ve insan bilimleri arasında kendine salıncak kurmayı yeğledi, hatta bilimsellikle hikâye etme arasında tercih yapmanın da şart olmadığına kanaat getirdi."
"insanların ve toplumların geçmişini anlama derdi taşıyan tarihçinin en önemli melekeleri arasında empati vardır, yani kendini başkalarının yerine koyma, başka hayatları, başka tecrübeleri adeta kendi bedeninde duyma yetisi. bu açıdan tarihçi, bir romancı veya bir tiyatro-sinema oyuncusu gibidir."
"... tarihsel olanın doğallaştırılmasına ("büyük balık küçük balığı yutar, dünyanın kanunu bu") izin vermemek, bunların başında gelir. bazı söylemlerde doğallaştırmanın yerini kutsallaştırma alır, ya da bu iki tavır birbiriyle harmanlanır: "kadınla erkek eşit olur mu? tanrı böyle yaratmış." oysa tarih, bir şey gösterirse eğer, her düzenin, her sömürü biçiminin, her kurumun, her kavramın, her hiyerarşinin, her karşı çıkış imkânının ve söyleminin, insanlar eliyle başka başka biçimlerde inşa edildiğini, usul usul da olsa tekrar tekrar dönüştürüldüğünü, yapılıp bozulduğunu gösterir."
"karac'oğlan der ki bakın olana
ömrümün yarısı gitti talana
sual eylen bizden evvel gelene
kim var imiş biz burada yoğ iken"
kitap esasında kafadar'ın daha önce yazdığı dört makalenin bir derlemesidir. her bir makale zamanında yaşamış ve arşivin tozlu sayfalarında saklanmış olan kanlı canlı insanların hayatlarının tahayyülü, analizi ve yorumlanmasıdır.
özellikle "hatun" başlığına denk düşen, üsküplü asiye hatun'un anlatıldığı son bölüm, osmanlı öteki tarihi üzerine çok güzel bir denemedir. bu bölümde, "mütereddit bir mutasavvıf" anlatılır. asiye hatun'un şeyhine gönderdiği rüya mektuplarından yararlanılarak* yazılmıştır. kendisi bu mektuplarda şeyhinden rüyalarını yorumlamasını ister. buna göre asiye hatun; rüyalarında kendini peygamberin zevcesi olarak gören, allah aşkından sapıp küfre düşeceğinden korkan, ve daha da ilgi çekicisi, gerçekte şeyhinden romantik anlamda düpedüz etkilenen ve tereddüt içinde de olsa bunu açıkça belli eden bir kadındır. ilgili bölüm de böylece kitap için harika bir nokta niteliğindedir.
neticede, herhalde tarihe ilgi duyan herkes tarafından okunması gereken bir kitaptır. hele ki tarihçilik hevesinde olan her öğrencinin kütüphanesinde bulunması elzemdir. zira sadece kafadar'ın yazmış olduğu muhteşem mukaddimesi bile; tarihin amacı, metodu ve ne olduğuyla ilgili şahane tespitler barındırır. o girişten zamanında okurken altını çizmiş olduğum satırları da şöyle bırakayım:
"tarih, yok olanla değil bir zamanlar var olanla ilgilidir."
"... yoksa, tarihli toplumlar ütopyadan çok distopyaya meyleder."
"... sonuç olarak tarih, toplum ve insan bilimleri arasında kendine salıncak kurmayı yeğledi, hatta bilimsellikle hikâye etme arasında tercih yapmanın da şart olmadığına kanaat getirdi."
"insanların ve toplumların geçmişini anlama derdi taşıyan tarihçinin en önemli melekeleri arasında empati vardır, yani kendini başkalarının yerine koyma, başka hayatları, başka tecrübeleri adeta kendi bedeninde duyma yetisi. bu açıdan tarihçi, bir romancı veya bir tiyatro-sinema oyuncusu gibidir."
"... tarihsel olanın doğallaştırılmasına ("büyük balık küçük balığı yutar, dünyanın kanunu bu") izin vermemek, bunların başında gelir. bazı söylemlerde doğallaştırmanın yerini kutsallaştırma alır, ya da bu iki tavır birbiriyle harmanlanır: "kadınla erkek eşit olur mu? tanrı böyle yaratmış." oysa tarih, bir şey gösterirse eğer, her düzenin, her sömürü biçiminin, her kurumun, her kavramın, her hiyerarşinin, her karşı çıkış imkânının ve söyleminin, insanlar eliyle başka başka biçimlerde inşa edildiğini, usul usul da olsa tekrar tekrar dönüştürüldüğünü, yapılıp bozulduğunu gösterir."
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının utandıran zevkleri
kore dizileri. netflix izlemeye devam et listem açığa çıksa utançtan ölebilirim.
devamını gör...
gece su içmeye gidip geldiğinde kendini uyurken görmek
(bkz: uykular haram oldu)
devamını gör...
burç yorumları
aslan bey burç yorumları vasıtasıyla polat'a mesaj yollardı. bu sebeple 12 burcun 3'er satırlık yorumlarını okuyup, zaman zaman şifre ararım.
devamını gör...