ülkenin genel profilini yansıtan yaşlı amca. yahu amcacım gelmişsin kaç yaşa biraz ar ve edep. neyse konumuza gelecek olursak eğer amcamız iyi ahlak ve normal olan davranış kavramlarını sadece görüntü kapsamında değerlendirerek içindeki ahlaksızlığı dışa yansıtmıştır. bu versiyonların gün geçtikçe artması da güzel ülkemiz için içler acısı. tacizin, tecavüzün ve şiddetin insan görünümü ile özdeşleştirilerek kişilere yönelik yapılan davranışların bu zihniyetler tarafından meşrulaştırılması durumuna da şahit olmak mümkündür. böyle göründüğün için başına gelenleri hak ediyorsun veya ikaz etmek benim hakkım gibi söylemleri sıkça duyabiliriz. yozlaşma sadece görüntü temelinde okunduğunda amaçsız, nereye gittiğini bilmeyen, sorgulamayan ve vicdani muhakemesini yapmayan bu tip sosyal şizofrenikler hayatımızın her evresinde karşımıza çıkmaya devam edecektir.
devamını gör...

a'dan z'ye hangisini yazayım ki.
dişlerini fırçalamamaları,
deodorant kullanmamaları,
giyim konularında beceriksizlik.

paraya takılanlar olmuş, para itici olmasında bir kriter değil. o zaman parası olmayan kadın da iticidir.
devamını gör...

gamzedeyimin gamze değil gam zede olması mükemmelliğiyle yorumlayan herkesten dinlemeyi sevdiğim bi şarkı.
devamını gör...

ömür törpüsü olay. sinirimi bozacak raddeye gelmişse ve kafamdan atamıyorsam ''şu andan itibaren bu konu kapandı'' diye beynimi tehdit ediyorum. hiç bir işe yaramıyor.
devamını gör...

tebrik edilesi erkektir. ideal eş özelliklerinden birini taşıyor ve sorumluluklarını biliyor demektir. eşinin hizmetçi olmadığının farkındadır.

not: ben de erkeğim.
devamını gör...

mina urgan, urgan soyadını yakın dostu necip fazıl’ın önerdiğini söylemiştir. necip fazıl, kendisine soyadı olarak “urgan’ı seç” demiş.”urgan da ne demek?” diye sorduğunda, anadolu’da ip anlamına geldiğini açıklamış ve kahkahalar atarak, “solculuğundan ötürü günün birinde nasıl olsa asılacağın için, bu soyadı sana ayrıca uygun” diye eklemiş. 1930’lu yılların necip fazıl’ı ile 1940’lı yılların necip fazıl’ı arasında uzaktan yakından en küçük bir benzerlik yokmuş. bunlar iki ayrı kişiymiş sanki. mina urgan, birincisini çocukluğundan beri çok iyi tanırmış. annesinin bir yakın arkadaşına aşık olduğundan, onların evinden hiç çıkmazmış. ikincisini ise, hiç görmemiş, hiç tanımıyormuş. çünkü mina urgan ve bütün arkadaşları 1940’tan sonra tasavvufla tanışıp hayat tarzını epey değiştiren ve şeyhi abdulhakim arvasi ile manevi bağlılığı bulunan necip fazıl ile selamı sabahı kesmişler. bohem şair necip fazıl, süper-mürşite dönüşmüş ansızın. (bkz: bir dinozorun anıları)
devamını gör...

söz ve müziği kayahan'a ait olan, düzenlemesi de yine kayahan ve iskender paydaş tarafından yapılan, nilüfer'in seslendirdiği ve bir zamanlar dinlemeye doyamadığım şarkı.

devamını gör...

inatla taşlar arasında hayatta kalan çiçekler var bir de...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

nedenini anlayamadığımız yalnızlık.
benim bir yeğenim var. ona herhangi bir soru sorduğunuzda 'çünkü' diye cevap veriyor.
*furkan neden ağlıyorsun teyzecim?
+çünkü
*furkan neden zeynep'in kitaplarını dağıttın yavrum?
+çünkü
çünkü işte. *
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yeni üye olduğum sözlük. içeriği, söylemleri umut verici. umarım bu şekilde ilerler, sevdim sizi :)
devamını gör...

"çok iyi oylar almasakta şükretmeliyiz beyim" dediğim başlık.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

islamla dinle imanla alakası olmayan, rant uğruna hepsini zibil eden kağıt.
devamını gör...

kadın kokusu filminde yardırır.
devamını gör...

cep telefonları ve diğer mobil cihazları kablosuz olarak birbirine bağlamak ve aralarında iletişim kurmak için geliştirilen kısa mesafe radyo frekansı teknolojisinin adıdır.
bu teknolojiye neden bluetooth dendiğine gelince;
1996’da intel, nokia ve ericsson kısa menzilli radyo teknolojileri geliştiriyorlardı. bilgisayar ve mobil cihazları birleştirecek teknolojiye ne isim verelim diye düşünürlerken viking kralı 1.harald’dan esinlendiler
kral 1.harald, yaban mersinini (mavi yemiş) sürekli yemesi ile meşhurdu. bir yandan mavi yemiş yerken bir yandan da ağzı dolu konuşunca dişlerindeki maviliği gören karısı ona mavi diş (blue tooth) diye takıldı. zaman içinde krala blue tooth diyenler çoğaldı.
1.harald birbiriyle çarpışan iskandinav toplumlarını birleştirdi ve günümüzün yerel yönetim birimlerinin temelini attı.
insanlar birbiriyle kavgayı bırakıp birbirine bağlansın diye bu yeni teknolojiye “bluetooth” denildi.
bluetooth logosuna gelince kral harald blaatand’ın ad ve soyadının runik tarzda ilk harflerinin birleşmesi ile oluşmuş bir şekildir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
… "eğer insanlarla teknolojinin birleşeceğine inanmıyorsanız, etrafınıza bakın" dedi. ekranda birbiri ardına hızlı görüntüler belirdi. cep telefonlarına yapışmış, sanal gerçeklik gözlükleri takmış, kulaklarına bluetooth cihazlar yerleştirilmiş insanlar; kollarına müzik çalar bileklikler takmış koşucular; "akıllı hoparlör" eşliğinde akşam yemeği yiyen bir aile ve beşiğinde tablet bilgisayarla oynayan bir bebek fotoğrafı geçti. "bunlar, ortak yaşamın ilkel başlangıcı - dan brown “.
devamını gör...

ah nasıl özledim... gecenin bir yarısı otogara gitmek, arkadaşınlaysan onunla otobüsü beklerken insanların yaşını ve nereye gidiceklerini tahmin etmek, bavulunu abi kırılcak şeyler var diyerek teslim etmek, muavinin ikram esnasında camdan dışarıyı izlerken sıranın sana gelmesini beklemek, arada bir gözüne kestirdiğin keki alan var mı diye göz ucuyla bakmak, arkadaşının izleriz diye indirdiği filmi asla izlemeyip müzik dinlemek, mola yerlerindeki sigara içmeler, herkes uyurken kulaklığından hepsi grubunun sesinin çıkması ama senin umursamaman...
reis aç şu okulları nolur.
devamını gör...

tam olarak bulunduğum yeri
hem merkeze hem de en yakın sahile arabayla yarım saat mesafede şu sıralar yemyeşil, sakin ve şehirdekilerin kıskandığı köyüm.
devamını gör...

abartmak..?! ''ucundan azcık'' temalı: maşallaaaah ve çeyrek altınların havada uçuştuğu, davul-zurna eşliğinde göbekler atıldığı sünnet düğünü gibi..? haa onlar erkek tarafı pardon ;)
devamını gör...

kimse senin dalgalarla nasıl boğuştuğuna bakmaz. gemiyi limana getirip getirmediğine bakar...
devamını gör...

bir cümle.

ben hızlıca okurken bile içim şişti bunca işkence nedeniyle. bu kadıncağız bir de bunları yıllarca yaşamış.

empati en çok hukuk alanında lazım insanlara. bu durumdaki kişiler için ağır cezalar talep ederken kendilerini bu insanların yerine koymaları, böyle zulümlere kaç gün hatta kaç saat katlanabileceklerini düşünüp anlamaları için. müebbetleri şunları bunları talep ettiğiniz bu durumdaki insanlar sizin yakınlarınız olsaydı ne hissederdiniz sorusuna adam gibi cevap verebilmek için empati şart.

tamam, tabi ki suç varsa ceza da olmalı ama kadının en ufak bir sözünü ağır tahrik olarak nitelendirip takım elbise giydi diye bir adam(!)ın iyi halini görüp ona yeni cinayetler işleme fırsatı verecek kadar kısa cezalarla işin içinden çıkılırken, hayatını, çocuklarının hayatını korumak nasıl nefsi müdafaa sayılmıyor, yıllarca yapılan tecavüz ve atılan dayaklar nasıl ağır tahrik olmuyor, anlamak mümkün değil.

buraya çok şey yazarım ama ne acıdır ki gerçekleri yazdık diye başımıza iş alırız da, o gerçeklerin gerçek haline getirilmiş olmasından sorumlu olan kişilerin hiçbirine bir şey olmaz. böyledir zaten insanlar; kötü bir şey yapmaktan çekinmezler de yaptığının kötü olduğunu dürüstçe söyleyenleri cezalandırmaya çalışırlar.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim