sahte bilimler
"sözdebilim" olarak da geçer.
peki nedir sahte bilim?
bilimsel olarak tanımlanan ama asla kanıtlanamayan, bilimsel araştırmayla desteklenemeyen bilgiye denir.
insanların günlük hayatta kullandığı bazı bilgilerin, eğlence araçlarının ve en önemlisi gelecekten haber alma ümidinin bu kavrama dayandığını söyleyebiliriz.
zaten sözdebilimlerin özelliklerinden biri, inançlara ve duygulara hitap etmesi.
sahte bilimler aşağıdaki gibidir:
- astroloji
- her türlü fal
- parapsikoloji
- akıllı tasarım
- tanımlanamayan uçan nesne (ufo)
- cincilik
- numeroloji
- enerji şifası
- spiritüalizm
- homeopati
peki nedir sahte bilim?
bilimsel olarak tanımlanan ama asla kanıtlanamayan, bilimsel araştırmayla desteklenemeyen bilgiye denir.
insanların günlük hayatta kullandığı bazı bilgilerin, eğlence araçlarının ve en önemlisi gelecekten haber alma ümidinin bu kavrama dayandığını söyleyebiliriz.
zaten sözdebilimlerin özelliklerinden biri, inançlara ve duygulara hitap etmesi.
sahte bilimler aşağıdaki gibidir:
- astroloji
- her türlü fal
- parapsikoloji
- akıllı tasarım
- tanımlanamayan uçan nesne (ufo)
- cincilik
- numeroloji
- enerji şifası
- spiritüalizm
- homeopati
devamını gör...
inançsız olduğu halde kötü alışkanlıkları olmayan insan
inanç kavramının kötü alışkanlıklarla alakası yok.
devamını gör...
mantar kurabiye
bir diğer adı da "damat boğan"dır. hızlı bir şekilde yerseniz ufak çaplı bir boğulma hissi verdiğinden damadını çok seven*bir kaynananın severek yaptığı bir kurabiye çeşididir.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük.
erken kalkıp yol alanlar, ne gada şanslıyız ne gada. nimet resmen. nazara gelmesek.
ezgi mola erkenden uyanmak için neler neler yapmış.
para ile mutlu olunabiliyorun kanıtı.
erken kalkıp yol alanlar, ne gada şanslıyız ne gada. nimet resmen. nazara gelmesek.
ezgi mola erkenden uyanmak için neler neler yapmış.
para ile mutlu olunabiliyorun kanıtı.
devamını gör...
sigara bağımlılığı pandemisi
ön deyiş: sigaranın tarihi aslında yazdıklarımın ötesine dayanmakta ancak ben bu yazımda sigara tarihinden ziyade ‘sigara pandemisi’nin(?) tarihi üzerinde durmaya çalışacağım. bu nedenle değineceğim noktalar bu sessiz sigara pandemisinin bir pandemi olma yolundaki önemli noktaları olacak, iyi okumalar diliyorum…
okuyucuya not: ‘pandemi’ terim anlamı gereğince daha önce insanoğlunun maruz kalmadığı, etkeninin bulaşıcı olduğu ve bu bulaşıcılıkla beraber bir tehlikeye sebebiyet veren hastalıkların yol açtığı, geniş kitlelerin etkilendiği durumları tanımlamak için kullanılır. durum böyleyken ‘sigara bağımlılığı’nın bir pandemi olarak nitelendirmenin doğru olmadığı yönünde eleştiriler vardır. ancak bulaşıcılığın yalnızca ‘fiziki’ anlamına sıkışmaması gerektiği ve davranış bilim açısından da ‘taklit, özenme’ gibi çeşitli durumların varlığı ile birlikte bir bulaşın da söz konusu olabileceği düşünüldüğünde ‘sigara bağımlılığı’nın geniş kitleleri etkilemekle kalmayıp aynı zamanda bu etkiyi bir çeşit ‘taklitçi bulaş’ yoluyla sağladığı düşülebilir. bu nedenle başlıkta ‘pandemi’ kelimesi tercih edilmiştir.
sigara 19. yüzyılın başlarında birleşik devletler’de ortaya çıkmadan önce tütün, puro ve pipo başta olmak üzere oldukça farklı şekillerde tüketilmekteydi. 12 nisan 1861’de patlak veren ve 9 nisan 1865’te son bulan amerikan iç savaşı sigaranın amerika birleşik devletleri’nde geniş bir tüketim çevresine yayılması hususunda önemli bir dönüm noktası oldu. 1864 yılında sigaralar üzerine yapılan federal vergi düzenlemeleri ile birlikte artık sigara amerika birleşik devletleri'nde tütün ürünlerinin en yaygın tüketileni olmuştu bile. tam da bu sıralarda popülist sağlık reformları yapılmaktaydı ve bu reformlar sigara karşıtı aktiviteleri de beraberlerinde getirdiler. zaman içerisinde oldukça farklı motivasyon kaynaklarına sahip olan sigara ile mücadele faaliyetleri 1880 ve 1920 yılları arasında çoğunlukla ahlaki ve hijyenik kaygılardan köken aldı. yani sizin anlayacağınız sigaraya karşı verilen mücadele henüz ilk aşamasındayken motivasyonunu sağlık konusundan ziyade etik ve hijyen konularından sağlamaktaydı. bu da henüz o yıllarda sigaranın insan sağlığı üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin tam olarak bilinemediğinin bir göstergesi olarak görülebilir. başta sağlık ile olan ilişkisi olmak üzere pek çok bilinmezlere gebe olan sigaralar üretilirken bu bilinmezliklerin sürdüğü 20. yüzyılın başlarında sigara üretiminde görece hafif tütünler kullanılmaya başlanmıştı. daha hafif tütünün kullanıldığı bu sigaralar tüketicinin tek seferde daha derinden soluk almasını mümkün hâle getiriyor ve nikotinin kan tarafından daha fazla emilmesine sebep oluyordu. tüm bunlar da sigaradan alınan hazzın artması ve bir adım ötesinde ‘sigara bağımlılığı’ anlamına geliyordu. tüm bunların yanı sıra savaşlar sigara için âdeta bir şans insanoğlu için ise her savaş gibi şansızlık olmaya devam ediyordu. amerikan iç savaş’ı sırasında geniş kitlelerce kullanılmaya başlanan sigara şimdi de ı. dünya savaş’ı sırasında askerleri rahatlattığı ve acılarını dindirdiği gerekçesiyle çeşitli çevrelerce övülmeye başlanmıştı. ancak bu durum elbette böyle sürmeyecekti, er ya da geç insan başta olmak üzere hemen tüm canlıların üzerinde birçok olumsuz etkisi olan sigaranın zararları ortaya çıkacak, bu zararlar dillendirilmeye başlanacak ve insanlar bu konuda uyarılacaktı. sonunda beklenen oldu ve 1940’lı yılların sonu ve 1950’li yılların başlarını kapsayan birkaç yıl içerisinde sigaranın insan sağlığı üzerinde birçok olumsuz etkisi olabileceği yönünde yayınlar yapılmaya başlandı. bu yayınlarda sigaranın ilk kez net bir şekilde ilişkilendirildiği hastalık ise hepinizin tahmin edebileceği üzere akciğer kanseriydi. sigara ile mücadele olabildiğince etkin bir biçimde sürdürülmekteydi. özellikle sigaranın yaygın olarak kullanıldığı ülkelerde ,ki sigara küresel ölçekte bir salgın gibi hemen her kıtada nüfusu kayda değer hemen her ülkeye yayılmıştı, televizyon, radyo ve gazete gibi iletişim kanalları aracılığı ile insanlara sigaranın zararları anlatılmaya çalışılıyordu. ancak radyolarda, gazetelerde ve televizyonlarda aynı zamanda sigara reklamları da yapılmaktaydı. amerika birleşik devletler’i özelinde konuşacak olursak 1969 yılı öncesini yaşamış bir bireyseniz sokaklarda ve çeşitli iletişim kanallarında hem sigaranın övüldüğünü hem de yerildiğini görebilirdiniz. 1969’da ise sigara reklamları ile birlikte sigara yergilerini içeren reklamlar da yasaklanmıştı, yani sigaranın yaygınlaşımasına veya ortadan kalkmasına bu andan itibaren yalnızca bireyler karar verecekti çünkü onların tercihlerini etkileyecek herhangi bir dış etken artık yoktu.1972 yılında ise günümüzde sıklıkla kullanılmakta olan ‘pasif içici’ kavramının temelleri sigara içmenin çevredeki insanların sağlığını da olumsuz yönde etkileyebileceği yönündeki rapor ve yayınlar ile atılmış oldu. tüm bunların ardından yine beklenen bir şey oldu, 1973 yılında amerika birleşik devletlerinin arizona kenti başta olmak üzere avrupa ülkelerindeki çeşitli illerde sigara içilmesi kamu sağlığını tehlikeye attığı gerekçesi ile kamusal pek çok alanda açıkça yasaklandı. bu yasakların kapsamı zaman içerisinde genişledi ve 2000’li yılların başlarında gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda insan dolaşımının fazla olduğu hemen her alanda sigara içilmesi yasaklandı. bu kararın ve benzeri kararların ne kadar yerinde kararlar olduğu kolaylıkla anlaşılabilir çünkü sigara 1992 yılında önce amerik birleşik devletleri çevre koruma ajansı ve ardından avrupa çevre ajansı tarafından a sınıfı kanserojen madde olarak sınıflandırmaya dâhil edilmişti. 2000’li yılların başlarından günümüze kadar sigaranın zararları hakkında yapılan bilimsel çalışmalar ve dolayısıyla bu çalışmaların sonuçlarını derleyen bilimsel yayınlar giderek artış gösterdi. bu yayınların yanı sıra sigaranın kullanımı konusunda dünyanın pek çok farklı yerinde çeşitli düzenlemeler yapıldı ve sigara tüketimi mümkün olduğu ölçüde bireylerin kendi iradeleri ile uyumlu bir şekilde azaltılmaya çalışıldı. dünya sağlık örgüt’ü raporlarına göre tütün ve tütün ürünlerinin insan sağlığı üzerindeki doğrudan veya dolaylı zararlarından ötürü her yıl dünya genelinde yaklaşık 7 milyon insan hayatını kaybediyor ve yine dünya sağlık örgüt’ü verilerine dayalı tahminlere göre tütün ürünlerinin kullanım alışkanlıklarının değişmemesi durumunda bu sayı 2030 yılı itibarı ile 8 milyon insanı bulabilir. belki sizler yaşamınız boyunca ağzınıza sigara sürmediniz, iyi ya bu saatten sonra sürmemenizi umuyorum. sigara bağımlısı iken bu bağımlılıktan kurtulmuşsanız ne kadar büyük bir zafer elde etmiş olduğunuzun farkına varın ve lütfen sigaradan uzak durmaya devam edin. sigara bağımlısı iseniz umarım bu bağımlılıktan en kısa sürede kurtulur ve sağlıklı bir yaşama kavuşursunuz.
kaynak ve ileri okuma 1
kaynak ve ileri okuma 2
kaynak ve ileri okuma 3
kaynak ve ileri okuma 4
kaynak ve ileri okuma 5
...
okuyucuya not: ‘pandemi’ terim anlamı gereğince daha önce insanoğlunun maruz kalmadığı, etkeninin bulaşıcı olduğu ve bu bulaşıcılıkla beraber bir tehlikeye sebebiyet veren hastalıkların yol açtığı, geniş kitlelerin etkilendiği durumları tanımlamak için kullanılır. durum böyleyken ‘sigara bağımlılığı’nın bir pandemi olarak nitelendirmenin doğru olmadığı yönünde eleştiriler vardır. ancak bulaşıcılığın yalnızca ‘fiziki’ anlamına sıkışmaması gerektiği ve davranış bilim açısından da ‘taklit, özenme’ gibi çeşitli durumların varlığı ile birlikte bir bulaşın da söz konusu olabileceği düşünüldüğünde ‘sigara bağımlılığı’nın geniş kitleleri etkilemekle kalmayıp aynı zamanda bu etkiyi bir çeşit ‘taklitçi bulaş’ yoluyla sağladığı düşülebilir. bu nedenle başlıkta ‘pandemi’ kelimesi tercih edilmiştir.
sigara 19. yüzyılın başlarında birleşik devletler’de ortaya çıkmadan önce tütün, puro ve pipo başta olmak üzere oldukça farklı şekillerde tüketilmekteydi. 12 nisan 1861’de patlak veren ve 9 nisan 1865’te son bulan amerikan iç savaşı sigaranın amerika birleşik devletleri’nde geniş bir tüketim çevresine yayılması hususunda önemli bir dönüm noktası oldu. 1864 yılında sigaralar üzerine yapılan federal vergi düzenlemeleri ile birlikte artık sigara amerika birleşik devletleri'nde tütün ürünlerinin en yaygın tüketileni olmuştu bile. tam da bu sıralarda popülist sağlık reformları yapılmaktaydı ve bu reformlar sigara karşıtı aktiviteleri de beraberlerinde getirdiler. zaman içerisinde oldukça farklı motivasyon kaynaklarına sahip olan sigara ile mücadele faaliyetleri 1880 ve 1920 yılları arasında çoğunlukla ahlaki ve hijyenik kaygılardan köken aldı. yani sizin anlayacağınız sigaraya karşı verilen mücadele henüz ilk aşamasındayken motivasyonunu sağlık konusundan ziyade etik ve hijyen konularından sağlamaktaydı. bu da henüz o yıllarda sigaranın insan sağlığı üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin tam olarak bilinemediğinin bir göstergesi olarak görülebilir. başta sağlık ile olan ilişkisi olmak üzere pek çok bilinmezlere gebe olan sigaralar üretilirken bu bilinmezliklerin sürdüğü 20. yüzyılın başlarında sigara üretiminde görece hafif tütünler kullanılmaya başlanmıştı. daha hafif tütünün kullanıldığı bu sigaralar tüketicinin tek seferde daha derinden soluk almasını mümkün hâle getiriyor ve nikotinin kan tarafından daha fazla emilmesine sebep oluyordu. tüm bunlar da sigaradan alınan hazzın artması ve bir adım ötesinde ‘sigara bağımlılığı’ anlamına geliyordu. tüm bunların yanı sıra savaşlar sigara için âdeta bir şans insanoğlu için ise her savaş gibi şansızlık olmaya devam ediyordu. amerikan iç savaş’ı sırasında geniş kitlelerce kullanılmaya başlanan sigara şimdi de ı. dünya savaş’ı sırasında askerleri rahatlattığı ve acılarını dindirdiği gerekçesiyle çeşitli çevrelerce övülmeye başlanmıştı. ancak bu durum elbette böyle sürmeyecekti, er ya da geç insan başta olmak üzere hemen tüm canlıların üzerinde birçok olumsuz etkisi olan sigaranın zararları ortaya çıkacak, bu zararlar dillendirilmeye başlanacak ve insanlar bu konuda uyarılacaktı. sonunda beklenen oldu ve 1940’lı yılların sonu ve 1950’li yılların başlarını kapsayan birkaç yıl içerisinde sigaranın insan sağlığı üzerinde birçok olumsuz etkisi olabileceği yönünde yayınlar yapılmaya başlandı. bu yayınlarda sigaranın ilk kez net bir şekilde ilişkilendirildiği hastalık ise hepinizin tahmin edebileceği üzere akciğer kanseriydi. sigara ile mücadele olabildiğince etkin bir biçimde sürdürülmekteydi. özellikle sigaranın yaygın olarak kullanıldığı ülkelerde ,ki sigara küresel ölçekte bir salgın gibi hemen her kıtada nüfusu kayda değer hemen her ülkeye yayılmıştı, televizyon, radyo ve gazete gibi iletişim kanalları aracılığı ile insanlara sigaranın zararları anlatılmaya çalışılıyordu. ancak radyolarda, gazetelerde ve televizyonlarda aynı zamanda sigara reklamları da yapılmaktaydı. amerika birleşik devletler’i özelinde konuşacak olursak 1969 yılı öncesini yaşamış bir bireyseniz sokaklarda ve çeşitli iletişim kanallarında hem sigaranın övüldüğünü hem de yerildiğini görebilirdiniz. 1969’da ise sigara reklamları ile birlikte sigara yergilerini içeren reklamlar da yasaklanmıştı, yani sigaranın yaygınlaşımasına veya ortadan kalkmasına bu andan itibaren yalnızca bireyler karar verecekti çünkü onların tercihlerini etkileyecek herhangi bir dış etken artık yoktu.1972 yılında ise günümüzde sıklıkla kullanılmakta olan ‘pasif içici’ kavramının temelleri sigara içmenin çevredeki insanların sağlığını da olumsuz yönde etkileyebileceği yönündeki rapor ve yayınlar ile atılmış oldu. tüm bunların ardından yine beklenen bir şey oldu, 1973 yılında amerika birleşik devletlerinin arizona kenti başta olmak üzere avrupa ülkelerindeki çeşitli illerde sigara içilmesi kamu sağlığını tehlikeye attığı gerekçesi ile kamusal pek çok alanda açıkça yasaklandı. bu yasakların kapsamı zaman içerisinde genişledi ve 2000’li yılların başlarında gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda insan dolaşımının fazla olduğu hemen her alanda sigara içilmesi yasaklandı. bu kararın ve benzeri kararların ne kadar yerinde kararlar olduğu kolaylıkla anlaşılabilir çünkü sigara 1992 yılında önce amerik birleşik devletleri çevre koruma ajansı ve ardından avrupa çevre ajansı tarafından a sınıfı kanserojen madde olarak sınıflandırmaya dâhil edilmişti. 2000’li yılların başlarından günümüze kadar sigaranın zararları hakkında yapılan bilimsel çalışmalar ve dolayısıyla bu çalışmaların sonuçlarını derleyen bilimsel yayınlar giderek artış gösterdi. bu yayınların yanı sıra sigaranın kullanımı konusunda dünyanın pek çok farklı yerinde çeşitli düzenlemeler yapıldı ve sigara tüketimi mümkün olduğu ölçüde bireylerin kendi iradeleri ile uyumlu bir şekilde azaltılmaya çalışıldı. dünya sağlık örgüt’ü raporlarına göre tütün ve tütün ürünlerinin insan sağlığı üzerindeki doğrudan veya dolaylı zararlarından ötürü her yıl dünya genelinde yaklaşık 7 milyon insan hayatını kaybediyor ve yine dünya sağlık örgüt’ü verilerine dayalı tahminlere göre tütün ürünlerinin kullanım alışkanlıklarının değişmemesi durumunda bu sayı 2030 yılı itibarı ile 8 milyon insanı bulabilir. belki sizler yaşamınız boyunca ağzınıza sigara sürmediniz, iyi ya bu saatten sonra sürmemenizi umuyorum. sigara bağımlısı iken bu bağımlılıktan kurtulmuşsanız ne kadar büyük bir zafer elde etmiş olduğunuzun farkına varın ve lütfen sigaradan uzak durmaya devam edin. sigara bağımlısı iseniz umarım bu bağımlılıktan en kısa sürede kurtulur ve sağlıklı bir yaşama kavuşursunuz.
kaynak ve ileri okuma 1
kaynak ve ileri okuma 2
kaynak ve ileri okuma 3
kaynak ve ileri okuma 4
kaynak ve ileri okuma 5
...
devamını gör...
nil karaibrahimgil şarkılarından bir alıntı
hangi nil? anne nil , sporcu nil , şarkıcı nil, yoksa parayı aynı cingil ile reklamlardan götüren nil mi?
devamını gör...
hayati
çok spesifik konularda oldukça bilgili bir yazar. cidden bir insan bu kadar bilgili olabilir mi diye düşünüyorum. felsefe profesörü mü acaba? ayrıca zannediyorum kendileri hannibal hayranı. gelecek tanımlarını ilgiyle beklediğim yazardır. teşekkürler.*
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının 2021'e nasıl gireceği sorunsalı
şahsen 2020 ye girerken çok eğlenmiştim, hatta en eğlendiğim yılbaşı olmuştu. sağolsun 2020 de intikamını kat ve kat fazlasıyla aldı. artık 2021 ve sonraki senelere salondaki koltuğumun üzerinde sızmış bir vaziyette girmeyi planlıyorum.
hepsi insanlık için :d
hepsi insanlık için :d
devamını gör...
cumhurbaşkanı erdoğan'ın halktan helallik istemesi
aradığınız helalliğe şu anda ulaşılamıyor, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.
devamını gör...
kopya çekerken yaşanan talihsizlikler
kopya verdiğim arkadaşımın kitapçık türünün farklı olduğunu ben 85 ; o 20 alınca anlamamızdır.
devamını gör...
sildenafil
ilk üretim amacı yenidoğan bebeklerde görülen pulmoner hipertansiyon tedavisi içindir.
hatta haberlerde yeni doğmuş bebeğe viagra verildi diye araştırmadan yapılan haberle tepki odağı olmuştu.
daha sonrasında erektil disfonksiyon tedavisinde de etkili olmasıyla yaygın kullanım haline gelmiştir.
bu ilaç kullanımına bağlı mavi diskromatopsi yani birçok şeyi mavi görme durumu oluşabilir.
benzer etki mekanizması ile kullanılan daha uzun etkili tadalafil ve oral biyoyararlanımı daha iyi olan avanafil ajanlar vardır.
hatta haberlerde yeni doğmuş bebeğe viagra verildi diye araştırmadan yapılan haberle tepki odağı olmuştu.
daha sonrasında erektil disfonksiyon tedavisinde de etkili olmasıyla yaygın kullanım haline gelmiştir.
bu ilaç kullanımına bağlı mavi diskromatopsi yani birçok şeyi mavi görme durumu oluşabilir.
benzer etki mekanizması ile kullanılan daha uzun etkili tadalafil ve oral biyoyararlanımı daha iyi olan avanafil ajanlar vardır.
devamını gör...
sığır jelatini
sığırların deri, kemik ve bağ dokularının kaynatılması ile elde edilen, güçlü şekil alma kabiliyeti, şeffaf jel oluşturması, esnek filim haline gelmesi, hazmının kolay olması, sıcak suda eriyebilmesi özellikleri ile gıda işlemede, ilaç ve kozmetik ürünlerinde, fotoğrafçılıkta ve kağıt ürünlerinde kullanılan kıymetli bir maddedir.
devamını gör...
bir erkeğin en itici olduğu an
herhangi birini ezdigi ya da kücümsedigi zaman.
devamını gör...
ispanya iç savaşı
savaş, temmuz 1936'da castillo adlı solcu bir gencin sağcılar tarafından öldürülmesi üzerine solcuların da primo de rivera ve calvo sotelo adlı sağcı devlet adamlarını öldürmesi ile patlak verdi (bkz: görünür sebep).
ispanya iç savaşında sağcılara milliyetçi solculara da cumhuriyetçi denmiştir. savaş çıktığında köylüler, işçiler, komünistler, sosyalistler, anarşistler ve sendikalistlerin hepsi topyekûn cumhuriyetçilerin tarafına geçmişlerdi. buna karşın ordunun bütün üst kademesi milliyetçilerin safına geçtiği için sağcılar askeri açıdan solculara üstün duruma geçmiş oldular.
savaş boyunca dünya genelinden on binlerce devrimci cumhuriyetçilerin safında savaşa katılmak üzere ispanya'ya geçti(bkz: uluslararası tugaylar). mussolini de kendi ülkesindeki faşikleri gönüllü adı altında sağcılar safında savaştırmak için ispanya'ya yolladı. sonuç itibariyle üç yıl süren savaşın sonunda milliyetçilerin 1939 mart'ında cumhuriyetçilerin elindeki madrid'e girmeleri ile savaş milliyetçilerin zaferiyle sonuçlanmış oldu.
savaş boyunca almanya ve italya milliyetçilere, sovyet rusya da cumhuriyetçilere elinden gelen her türlü yardımı yapmıştı. eminim sovyetler ve ispanya arasındaki coğrafî handikap olmasaydı bu yardımlar daha büyük çapta olacaktı ve savaş tartışmasız cumhuriyetçilerin zaferiyle sonuçlanacaktı.
son olarak savaşa ernest hemingway de cumhuriyetçilerin safında savaşmak için katılmış olup savaş sonunda ülkesine döndüğünde çanlar kimin için çalıyor eserini kaleme almıştır.
ispanya iç savaşında sağcılara milliyetçi solculara da cumhuriyetçi denmiştir. savaş çıktığında köylüler, işçiler, komünistler, sosyalistler, anarşistler ve sendikalistlerin hepsi topyekûn cumhuriyetçilerin tarafına geçmişlerdi. buna karşın ordunun bütün üst kademesi milliyetçilerin safına geçtiği için sağcılar askeri açıdan solculara üstün duruma geçmiş oldular.
savaş boyunca dünya genelinden on binlerce devrimci cumhuriyetçilerin safında savaşa katılmak üzere ispanya'ya geçti(bkz: uluslararası tugaylar). mussolini de kendi ülkesindeki faşikleri gönüllü adı altında sağcılar safında savaştırmak için ispanya'ya yolladı. sonuç itibariyle üç yıl süren savaşın sonunda milliyetçilerin 1939 mart'ında cumhuriyetçilerin elindeki madrid'e girmeleri ile savaş milliyetçilerin zaferiyle sonuçlanmış oldu.
savaş boyunca almanya ve italya milliyetçilere, sovyet rusya da cumhuriyetçilere elinden gelen her türlü yardımı yapmıştı. eminim sovyetler ve ispanya arasındaki coğrafî handikap olmasaydı bu yardımlar daha büyük çapta olacaktı ve savaş tartışmasız cumhuriyetçilerin zaferiyle sonuçlanacaktı.
son olarak savaşa ernest hemingway de cumhuriyetçilerin safında savaşmak için katılmış olup savaş sonunda ülkesine döndüğünde çanlar kimin için çalıyor eserini kaleme almıştır.
devamını gör...
şekerrenk
araya soğukluk girmiş, bozulmuş dostluğa verilen isimdir.
devamını gör...
kürtaj
adam gibi adamdan olsa o bebek zaten doğurur kadın kişisi.. erkek kişisi baba olmayı haketmiyordur..
devamını gör...
normal sözlük'ün zararları
hep yararlarından bahsettik, övdük, yıkadık ve yağladık. sevdiğimiz gülün katlandığımız dikenlerinden bahsedelim biraz da :
- gözlerin yaşarması ve kızarması
- yazmaktan parmak ve kolların ağrıması
- boynun tutulması ve tutulmadan kaynaklı baş ağrısı.
- gözlerin yaşarması ve kızarması
- yazmaktan parmak ve kolların ağrıması
- boynun tutulması ve tutulmadan kaynaklı baş ağrısı.
devamını gör...
normal sözlük gartic.io etkinlikleri
saatler 22.00'a gelmek üzere, oynuyor muyuz bu gece *
devamını gör...
diyarbakır askeri cezaevi
bir döne çok ciddi insan hakkı ihlallerinin yapıldığı ve üzeri ustaca örtülen olaylara şahit olmuş bir cezaevi.
devamını gör...
geceye nazım hikmet'ten bir şiir bırak
bir boğaziçi yolculuğuna hazır olun...
kuzguncuk
beykoz'da oturmalı
beykoz'da çalışan adam.
fakat kuzguncuk şirin yerdir
ve gayet nefis yapar gül reçelini
pansiyoncu madam
ve kızı raşel…
aynada bir kartpostal:
bir manzara nis şehrinden.
iskemle, karyola, konsol…
denize nazırdı pencereleri…
güneşte tavana suların ışıltısı vurur,
karanlık şilepler geçerdi geceleri
insanı olduğu yerde
eli böğründe bırakarak…
selim’in odası havadardı.
kırmızı yazmalar kururdu yandaki boş arsada.
sağda cevdet paşa yalısı.
yalıda bir tavus kuşu
bir de mebrure hanım vardı.
mebrure hanım
tafta entariler giyerdi.
çok ihtiyardı
ve mavi gözleri kördü.
tentene işlerdi mebrure hanım.
uyanır bir beyaz güle başlar,
uyurken dağıtırdı gülünü…
merhum cevdet paşa yalısında
mebrure hanımı unutmuşlardı…
beykoz'da oturmalı
beykoz'da çalışan adam.
fakat kuzguncuk şirin yerdir
ve kırmızı yazmalar kuruyan boş arsadan
dünyayı zapta gidecek olan
pulsuz balıklar gibi çıplak çocukların
her akşam dinlerdi çığlıklarını selim…
kuzguncuk
beykoz'da oturmalı
beykoz'da çalışan adam.
fakat kuzguncuk şirin yerdir
ve gayet nefis yapar gül reçelini
pansiyoncu madam
ve kızı raşel…
aynada bir kartpostal:
bir manzara nis şehrinden.
iskemle, karyola, konsol…
denize nazırdı pencereleri…
güneşte tavana suların ışıltısı vurur,
karanlık şilepler geçerdi geceleri
insanı olduğu yerde
eli böğründe bırakarak…
selim’in odası havadardı.
kırmızı yazmalar kururdu yandaki boş arsada.
sağda cevdet paşa yalısı.
yalıda bir tavus kuşu
bir de mebrure hanım vardı.
mebrure hanım
tafta entariler giyerdi.
çok ihtiyardı
ve mavi gözleri kördü.
tentene işlerdi mebrure hanım.
uyanır bir beyaz güle başlar,
uyurken dağıtırdı gülünü…
merhum cevdet paşa yalısında
mebrure hanımı unutmuşlardı…
beykoz'da oturmalı
beykoz'da çalışan adam.
fakat kuzguncuk şirin yerdir
ve kırmızı yazmalar kuruyan boş arsadan
dünyayı zapta gidecek olan
pulsuz balıklar gibi çıplak çocukların
her akşam dinlerdi çığlıklarını selim…
devamını gör...