pompada yeni zamlar fiyata yansıyabilir
pompa ve zam deyince, mecazi mi diye düşünmedim değil. güzel pompalıyorlar sonuçta...
devamını gör...
saplantı
psikolojide obsesif kompulsif bozukluk (okb) olarak geçer. insanın zihninden uzaklaştıramadığı, tekrar tekrar düşündüğü ya da yaptığı şeyleri temsil eder. ''geride bırakamıyorsan, tekrarlar'' sözü, saplantı ile paralel bir görüş bildirir.
daha spesifik bir örnek vermek gerekirse, ilişkilerde ''hep de beni buluyor böyleleri'' dendiğini duymuş ya da demişsinizdir. aslında onlar sizi bulmaz, siz onları bulursunuz. ilişkilerde size davranışları ve tavırları aynı ya da benzer olan kişileri seçersiniz ve aynı şekilde başa çıkmaya çalışırsınız. kafanızdaki düşünce ''bu sefer olacak''tır ama bir türlü olmaz. bu da farkında olmadan saplantı halini alır.
biraz daha bilgi vermek için edit: yukarıda açıkladığım ilişki üzerine örnek elbette saplantının tek konusu değildir. temizlik, şüphe duyma, simetri, sayı sayma veya dini takıntılar en bilinen saplantı türlerindendir. örneğin dini konuda bağlı olan biri, görevlerini yerine getirmediğini düşünüp bunu takıntı yaptığı taktirde kendisini tanrı'ya daha doğrusu kutsal gördüğü şeye küfür ederken bulabilir. tabii ki bu her vakada görülmeyeceği gibi ilerleyen vakalarda (hepsinde değil) görülür.
genelleyici olacak fakat ben takıntıların asla durup dururken oluştuğunu düşünmüyorum. altında travmatik olayların da yatabileceğini düşünüyorum. şahsımda ilerlememiş olsa da bir şeyi birkaç kez kontrol etme takıntısı var. ve bunun bende hangi olaydan sonra oluştuğunu biliyorum. bir arkadaşımın gelişigüzel sınav yerlerimizi söylemesinden ve sınav yerine gittiğimde aslında orasının benim sınıfım olmadığını öğrenmemden sonra oluştu. normalde kendi gözümle görmeden inanmayacak biri olsam da o an kontrol edememiştim ve kontrol edemememin cezası neredeyse sınava giremeyecek olmamdı. bundan sonra başka şeyleri kontrol ettiğimi bilsem de birkaç kez daha kontrol edip içimi rahatlatmaya başladım. evet birkaç kez kontrol etmem sinir bozucu olabilir fakat artı yönü de yok değil, tekrar tekrar düşünen ve kontrol eden insanlar daha az hata yapar. elbette ilerlediği taktirde davranış terapisi ve/veya ilaç tedavisi uygulanmalıdır.
daha spesifik bir örnek vermek gerekirse, ilişkilerde ''hep de beni buluyor böyleleri'' dendiğini duymuş ya da demişsinizdir. aslında onlar sizi bulmaz, siz onları bulursunuz. ilişkilerde size davranışları ve tavırları aynı ya da benzer olan kişileri seçersiniz ve aynı şekilde başa çıkmaya çalışırsınız. kafanızdaki düşünce ''bu sefer olacak''tır ama bir türlü olmaz. bu da farkında olmadan saplantı halini alır.
biraz daha bilgi vermek için edit: yukarıda açıkladığım ilişki üzerine örnek elbette saplantının tek konusu değildir. temizlik, şüphe duyma, simetri, sayı sayma veya dini takıntılar en bilinen saplantı türlerindendir. örneğin dini konuda bağlı olan biri, görevlerini yerine getirmediğini düşünüp bunu takıntı yaptığı taktirde kendisini tanrı'ya daha doğrusu kutsal gördüğü şeye küfür ederken bulabilir. tabii ki bu her vakada görülmeyeceği gibi ilerleyen vakalarda (hepsinde değil) görülür.
genelleyici olacak fakat ben takıntıların asla durup dururken oluştuğunu düşünmüyorum. altında travmatik olayların da yatabileceğini düşünüyorum. şahsımda ilerlememiş olsa da bir şeyi birkaç kez kontrol etme takıntısı var. ve bunun bende hangi olaydan sonra oluştuğunu biliyorum. bir arkadaşımın gelişigüzel sınav yerlerimizi söylemesinden ve sınav yerine gittiğimde aslında orasının benim sınıfım olmadığını öğrenmemden sonra oluştu. normalde kendi gözümle görmeden inanmayacak biri olsam da o an kontrol edememiştim ve kontrol edemememin cezası neredeyse sınava giremeyecek olmamdı. bundan sonra başka şeyleri kontrol ettiğimi bilsem de birkaç kez daha kontrol edip içimi rahatlatmaya başladım. evet birkaç kez kontrol etmem sinir bozucu olabilir fakat artı yönü de yok değil, tekrar tekrar düşünen ve kontrol eden insanlar daha az hata yapar. elbette ilerlediği taktirde davranış terapisi ve/veya ilaç tedavisi uygulanmalıdır.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çizimleri
20 yıl sonra elime bir kalem bir kağıt alarak katıldığım serüvendir. o zamanlar orta iki derdik şimdi 'ne diyoruz?' bilmiyorum. işte tam o sınıfta bir sene yeteneklerimi ölçmeye çalışıp bir iki yarışmaya katılıp sonra tam olarak neden olduğunu bilmemekle birlikte kendisine küstüğüm şeyler toplamıdır.
yeteneği olanlar devam etsin efem. ben her şeyden az az takıldığım için malum akılda beş karış havada hemde maymun iştahlı olunca bir hobi ya da yetenek vs üzerinde çok sebat edemiyorum.
siz benim gibi olmayın. saygılar, sevgiler.
yeteneği olanlar devam etsin efem. ben her şeyden az az takıldığım için malum akılda beş karış havada hemde maymun iştahlı olunca bir hobi ya da yetenek vs üzerinde çok sebat edemiyorum.
siz benim gibi olmayın. saygılar, sevgiler.

devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
bluetooth hoparlörümü şarj ettim, powerbank full dolu, biralar dolapta, zannediyorum hazırım...
devamını gör...
geceye bir şarkı sözü bırak
gitsem nereye kadar, kalsam neye yarar?...
devamını gör...
sinema tarihinin en iyi oyunculuk performansları
onlarcası sayılabilecek başlıktır.
ben aklıma gelen altı tanesini yazmak isterim:
1. filmi babamın seçimi ile izlemeye başlamıştık. babam filmin belli bir noktasından sonra uyuyunca kardeşimle marlon brando’nun ekranda belirmesi için saatlerce bekledik ama beklediğimize değdi.
heart of darkness- marlon brando

2. hiç beklemiyordum beni bu kadar etkileyeceğini bu filmin ama yıllardır aklımdan çıkmaz burdaki robin williamsoyunculuğu.
the fisher king- robin williams

3. harika bir film olduğunu söyleyemem ama benim ilk onum içindedir. büyük usta hiç beklemediğim bir karakterle aklımı başımdan almıştı.
the fan- robert de niro

4. yıllar önce bu film ile ilgili “ düşmek sanattır” başlıklı bir yazı yazmama neden olan ve izleyeni büyüleyen bir performansa imza atan sean penn ustalığı.
ı am sam- sean penn

5. film başlar başlamaz çok etkileneceğimi anlamıştım, sonuna kadar da yanılmadım. büyük bir oyunculuk ve önü alınamayan bir başarı.
three billboards outside ebbing, missouri -frances mcdormand

6. ve son olarak da son yıllarda merak ve hayranlıkla izlediğim her rolde bambaşka bir insana dönüşen ve hepsinin hakkını sonuna kadar veren song kang-ho.
the host- song kang-ho
ben aklıma gelen altı tanesini yazmak isterim:
1. filmi babamın seçimi ile izlemeye başlamıştık. babam filmin belli bir noktasından sonra uyuyunca kardeşimle marlon brando’nun ekranda belirmesi için saatlerce bekledik ama beklediğimize değdi.
heart of darkness- marlon brando

2. hiç beklemiyordum beni bu kadar etkileyeceğini bu filmin ama yıllardır aklımdan çıkmaz burdaki robin williamsoyunculuğu.
the fisher king- robin williams

3. harika bir film olduğunu söyleyemem ama benim ilk onum içindedir. büyük usta hiç beklemediğim bir karakterle aklımı başımdan almıştı.
the fan- robert de niro

4. yıllar önce bu film ile ilgili “ düşmek sanattır” başlıklı bir yazı yazmama neden olan ve izleyeni büyüleyen bir performansa imza atan sean penn ustalığı.
ı am sam- sean penn

5. film başlar başlamaz çok etkileneceğimi anlamıştım, sonuna kadar da yanılmadım. büyük bir oyunculuk ve önü alınamayan bir başarı.
three billboards outside ebbing, missouri -frances mcdormand

6. ve son olarak da son yıllarda merak ve hayranlıkla izlediğim her rolde bambaşka bir insana dönüşen ve hepsinin hakkını sonuna kadar veren song kang-ho.
the host- song kang-ho

devamını gör...
teoman
çok emin olamasam da ilk gittiğim konserlerden biriydi onunki . en yakın arkadaşlarımla beraber gitmiştik ve gerçekten unutulmazdı benim için . konserden önce seviyodum ve biliyodum şarkılarını ama konserdeki hallerinden , o anı yaşadıktan , sesini canlı duyduktan sonra çok daha fazla değerli oldu benim için . ezbere bi sürü şarkısını bildiğim , sürekli dinlediğim , gerçekten çok ama çok sevdiğim şarkıcıdır kendisi .
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının süper güçleri
ses tonlarından ruh hallerini hissedebilirim ayrıyeten bitmedi * frekanslarına da bazen girebiliyorum . *
devamını gör...
sözlük kültürü
sözlüklerin olmazsa olmaz kavramı sözlük kültürü kavramadır . peki nedir ya da ne değildir ?
sözlüklerin temel amacı esasen bilgi vermek daha sonra da tecrübelerin paylaşılmasıdır . herhangi bir konuda özgün ve samimi olarak bu birikimin aktarılmasıdır . bu tarz mecralarda isterseniz en tanınır olun ama reel hayat bazında kıymeti olmayan bir durumdur çünkü yazmak başarı değildir, aslolan dilimiz döndüğünce fikir paylaşmak * . düşünün milyarlarca insan var yazıyor ,yaşıyor ,hayal kuruyor yani bizler gibi milyarlarca insan var kim ne yapsın senin yazıp çizmeni , milyarlarca insandan biriyiz işte . ister az cümle ile yazın ister çok cümle ile yazın klişe şeyler zaten kendini belli ediyor .
herkesin yazma sebebi de başkadır . açıkçası bu mecra henüz alacağı ciddi bir mesafe olmasına rağmen yenilikçi bir motto ile geldi . bu mecralar kişi bazlı değildir ben giderim ya da x gider ama o boşluk dolar . şuan bu mecra için en önemli nokta adım adım ilerlemek . bu tarz yeni oluşumlar için en büyük sıkıntı buraya vakit ayıran ve yazdığı ister uzun olsun ya da kısa bir şekilde yazıp zamanından feragat edip emek veren insanlara karşı beğenmediysen ne yapalım yaklaşımı . insanların fikrini söylemesinden doğal bir şey yok . herkes aynı olsaydı robottan bir farkımız kalmazdı.
buranın umarım temel mottoları hep korunur . misal sadece beğeni butonu var . yani beğeniyorsan basıyorsun ,basman için zorlayan da yok . eksi butonu ise öyle değildir , vay bu da hep beğeni alıyor bastım eksiyi ya da önce güldüm sonra bastım eksiyi muhabbetleri gırla gider . buraya klişe olan ve verimli olmayan bir özellik katmanın mantıklı olmayacağı da aşikar. zaman geçtikçe en polyannacının bile morali bozulur ve yazma motivasyonu gider çünkü amacı dışında kullanılır.
şunu okuyup ,okutunuz (bkz: kafa sözlük formatı ve kuralları) buranın mihenk taşı budur . bu formata uyulduktan sonra gerisi kolay .
herkese keyifli sözlükler.
sözlüklerin temel amacı esasen bilgi vermek daha sonra da tecrübelerin paylaşılmasıdır . herhangi bir konuda özgün ve samimi olarak bu birikimin aktarılmasıdır . bu tarz mecralarda isterseniz en tanınır olun ama reel hayat bazında kıymeti olmayan bir durumdur çünkü yazmak başarı değildir, aslolan dilimiz döndüğünce fikir paylaşmak * . düşünün milyarlarca insan var yazıyor ,yaşıyor ,hayal kuruyor yani bizler gibi milyarlarca insan var kim ne yapsın senin yazıp çizmeni , milyarlarca insandan biriyiz işte . ister az cümle ile yazın ister çok cümle ile yazın klişe şeyler zaten kendini belli ediyor .
herkesin yazma sebebi de başkadır . açıkçası bu mecra henüz alacağı ciddi bir mesafe olmasına rağmen yenilikçi bir motto ile geldi . bu mecralar kişi bazlı değildir ben giderim ya da x gider ama o boşluk dolar . şuan bu mecra için en önemli nokta adım adım ilerlemek . bu tarz yeni oluşumlar için en büyük sıkıntı buraya vakit ayıran ve yazdığı ister uzun olsun ya da kısa bir şekilde yazıp zamanından feragat edip emek veren insanlara karşı beğenmediysen ne yapalım yaklaşımı . insanların fikrini söylemesinden doğal bir şey yok . herkes aynı olsaydı robottan bir farkımız kalmazdı.
buranın umarım temel mottoları hep korunur . misal sadece beğeni butonu var . yani beğeniyorsan basıyorsun ,basman için zorlayan da yok . eksi butonu ise öyle değildir , vay bu da hep beğeni alıyor bastım eksiyi ya da önce güldüm sonra bastım eksiyi muhabbetleri gırla gider . buraya klişe olan ve verimli olmayan bir özellik katmanın mantıklı olmayacağı da aşikar. zaman geçtikçe en polyannacının bile morali bozulur ve yazma motivasyonu gider çünkü amacı dışında kullanılır.
şunu okuyup ,okutunuz (bkz: kafa sözlük formatı ve kuralları) buranın mihenk taşı budur . bu formata uyulduktan sonra gerisi kolay .
herkese keyifli sözlükler.

devamını gör...
seks yapmadan duramam diyen kişi
toplum baskısının bir sonucudur. çocukluğumuz boyunca bunun ayıp bir şey olduğu fikri kafamıza sokuldu, ülkede ailesinden cinsellik üzerine tavsiye veya eğitim almış üç tane insan sayamam. bir insana sürekli bir konuda engeller koyarsanız ona karşı açlık duymaya başlar, zevk veya ihtiyaç dahilinde yapılabilecek bir şey abartılı bir isteğe dönüşür. ya bunun övünülecek bir şey olduğu sanrısına kapılır ya da korkunç bir şey olduğu.
devamını gör...
persephone
bugün hala, katılımcıları tarafından çok iyi korunduğu için hakkında çok az şey bildiğimiz, eleusis gizemleri'nin doğuşunun konu edildiği mitosun da kahramanıdır. diğer ismi olan kore "bakire, genç kız" anlamına gelir. yer altı tanrısı hades, persephone'u yer altına kaçırmıştır. hades üzerine anlatılan tek hikaye persephone ile arasında geçen bu olayı konu edinir.
homeros şöyle aktarıyor:
"demeter'in de yatagina girdi zeus,
canlıları doyuran, tarlalar tanrıçasının.
ak kollu persephone'yi dogurdu demeter,
yer altı tanrısı aidoneus
kaçırdı onu anasının koynundan
ve bilge zeus bıraktı kızını ona"
ayrıca, azra erhat - (bkz: mitoloji sözlüğü (kitap)) .
homeros şöyle aktarıyor:
"demeter'in de yatagina girdi zeus,
canlıları doyuran, tarlalar tanrıçasının.
ak kollu persephone'yi dogurdu demeter,
yer altı tanrısı aidoneus
kaçırdı onu anasının koynundan
ve bilge zeus bıraktı kızını ona"
ayrıca, azra erhat - (bkz: mitoloji sözlüğü (kitap)) .
devamını gör...
bilim
tanım: yanlışlanabilir doğrular bütünü.
bilimi bilim yapan, ürettiği doğruların yanlışlanabilir doğrular oluşudur. yanlışlanabilirlik, illa ki yanlışlanacağını değil, bunu bir potansiyel olarak barındırdığını ifade eder. karl popper'ın teorisine göre, bilimi diğer tüm disiplinlerden ayıran da budur. popper, yanlışlanabilirlik ilkesi üzerinden, başta freud ve marx olmak üzere pek çok "sosyalbilimciyi" topa tutar. ben ise bu konuda yorumsuz kalacağım. freud da yorumsuz kalırdı bence.
bilimi bilim yapan, ürettiği doğruların yanlışlanabilir doğrular oluşudur. yanlışlanabilirlik, illa ki yanlışlanacağını değil, bunu bir potansiyel olarak barındırdığını ifade eder. karl popper'ın teorisine göre, bilimi diğer tüm disiplinlerden ayıran da budur. popper, yanlışlanabilirlik ilkesi üzerinden, başta freud ve marx olmak üzere pek çok "sosyalbilimciyi" topa tutar. ben ise bu konuda yorumsuz kalacağım. freud da yorumsuz kalırdı bence.
devamını gör...
efferent loop sendromu
postgastrektomi(mide cerrahisi sonrası) görülen geç komplikasyonlardan birisidir.
afferent loop sendromu' ndan farklı olarak kusmukta gıda artıkları mevcuttur.
tedavisi cerrahidir.
afferent loop sendromu' ndan farklı olarak kusmukta gıda artıkları mevcuttur.
tedavisi cerrahidir.
devamını gör...
çocuklarla girilen komik diyaloglar
hikayede geçen minik insanımız 3,5 yaşında. (kapı çalar)
-minik insan, deden geldi koş kapıyı aç.
minik insan koşar ve seslenir "kimsin?" *. dışarıdan (şaka maksadıyla) "yok kimse" sesi duyulur, minik insan kapıyı açmadan salona koşar ve şöyle der
"kimse yokmuş ki".
akılcığı henüz bu kadar ne yapalım.
-minik insan, deden geldi koş kapıyı aç.
minik insan koşar ve seslenir "kimsin?" *. dışarıdan (şaka maksadıyla) "yok kimse" sesi duyulur, minik insan kapıyı açmadan salona koşar ve şöyle der
"kimse yokmuş ki".
akılcığı henüz bu kadar ne yapalım.
devamını gör...
mehmet fuat köprülü
aynı zamanda sadrazam köprülü mehmet paşa'nın soyundan gelmiştir. kendi gelişimini edebiyat ve tarih alanında ilerletmek düşüncesine kendisini kaptırdığı için olsa gerek hukuk eğitimine yarısında son vermiştir. 1909 yılında fecr-i ati topluluğuna katılmasıyla birlikte türk edebiyatında az buçuk bir üne sahip olup büyük işler imza atmaya başladı. fecr-i ati dönemlerinde milli edebiyat ve yeni lisan hareketlerine karşıydı. istanbul'un çeşitli okullarında türkçe ve edebiyat dersleri verdi. liselerin edebiyat programlarını düzenledi. ziya gökalp ile yolları kesişince ise milli edebiyat akımını benimsedi. yüce türk tarihinin en eski zamanlarına kadar inerek incelemeler yaptı derken zaman biraz daha ilerledi türkiyat mecmuası'nı çıkarmaya başladı ünü giderek tüm dünyaya yayılmaya başlamıştı. pek çok uluslararası toplantıya türkiye temsilcisi olarak katıldı. 1933 yılında ise ordinaryüs profesör oldu. istanbul üniversitesinde birçok kez dekanlık yaptı. 1934 yılında siyasete atılmasıyla birlikte kars milletvekili oldu. siyasal hayatına yön vermeye devam ediyordu. 1946 yılında celal bayar, adnan menderes, refik koraltan ile birlikte demokrat partiyi kurdu. 1950 yılında demokrat parti'nin iktidara gelmesiyle birlikte dışişleri bakanı oldu. dışişleri bakanı olduğu süre boyunca çok fazla işe imza attı. türkiye'nin nato'ya girişinde etkin rol oynadı.
mehmet fuat köprülü, 28 haziran 1966 tarihinde istanbul'da hayata gözlerini yumdu. çemberlitaş'taki köprülü türbesi'nde babasının yanına gömüldü. ve ardında binlerce kitap ve makale bıraktı. ruhu şad olsun..
mehmet fuat köprülü, 28 haziran 1966 tarihinde istanbul'da hayata gözlerini yumdu. çemberlitaş'taki köprülü türbesi'nde babasının yanına gömüldü. ve ardında binlerce kitap ve makale bıraktı. ruhu şad olsun..
devamını gör...
apartmanda hissedilen yemek kokusu
havalandırması yeterli gelmeyen apartmanların klasik sorunu. kat arasında dolaşmayan için sorun teşkil etmez.
bazen akşam menüsüne karar vermeme yarıyor.
bazen akşam menüsüne karar vermeme yarıyor.
devamını gör...
balıkesir
zafer cınbıl'a ait, birsen tezer'in seslendirdiği en harika şarkıdır.
hikayesini okuduktan sonra dinleyince daha bir anlamlı gelir.
"birsen tezer ve eşi izmir'de bir organizasyondan dönerken, balıkesir'de kaza geçirir ve eşi vefat eder. aradan zaman geçer, bir gün tezer kadıköy sahilde iki bira içerken ağlayarak şarkı söylemeye başlar. tesadüf bu ya o sırada zafer cınbıl da orada oltasıyla balık tutmaktadır. sesi duyar ve etkilenir. gider kadının yanına, anlat der. kadın anlatır zafer yazar ve ortaya balıkesir şarkısı çıkar..."
en sevdiğim kısmı;
yanaklarıma değmeden düşer gözümün yaşı,
bakarım kendim gibi kel kalmış selvilere.
hikayesini okuduktan sonra dinleyince daha bir anlamlı gelir.
"birsen tezer ve eşi izmir'de bir organizasyondan dönerken, balıkesir'de kaza geçirir ve eşi vefat eder. aradan zaman geçer, bir gün tezer kadıköy sahilde iki bira içerken ağlayarak şarkı söylemeye başlar. tesadüf bu ya o sırada zafer cınbıl da orada oltasıyla balık tutmaktadır. sesi duyar ve etkilenir. gider kadının yanına, anlat der. kadın anlatır zafer yazar ve ortaya balıkesir şarkısı çıkar..."
en sevdiğim kısmı;
yanaklarıma değmeden düşer gözümün yaşı,
bakarım kendim gibi kel kalmış selvilere.
devamını gör...
orbital
paragöz bir hocamız tarafından "say say para say para say daha para say daha para say" şeklinde kodlatarak öğretilmiş olan kimya ve fiziğe ait konu.
devamını gör...
miss turkey 2021 güzelleri
1.kayra türkoviç
1.83 boy
19 yaşında
elleri güzel- biraz kepçük ağızlı gibi. sana puanım 5

2.yeşim toplu
1.81
25 yaşında
memeleri güzel - kaşlar kötü sana puanım 6

3. alara eriç
1.79 boy
18 yaş
hoş geldin sertap erener bebek. sana puanım 6

4.şira sahilli
1.78 boy
21 yaş
gözler iyi - memeler torba. sana puanım 4

5.ilayda gökalp
1.77
22
kim kardeşyan ve hande ateisti karışımı bir şey. ama güzel sana puanım 8

6.tuana cemre calban
1.77
21
sokakta bunlardan çok var. sana puanım 4

7.nil çukur
1.76
19
çok düz. sana puanım 4

8.sevcan öksüz
1.76
21
danla bilice benziyor. sırf bu yüzden sana puanım 2

9.sena leyla yavuz
1.75
22
bence çirkin- kanca gibi burnu var. kaptan hook sana puanım 3

10.su bige korucu
1.73
25
mehh yani gece 1 de bana mesaj atsa dese "uyudun mu?" uyudum diye geri mesaj atarım. bilen bilir gece 1 benim en azgın olduğum saat. sana puanım 4

11.birsu deniz aközbek
1.71
21
kavruk bir ablamız. burnu bi tık güzel olsa gideri var. sana puanım 6.5

12.bilsel buse kadıoğlu
1.74
22
yani bir palyaço seçme yarışması olsa birinci olabilir. sana puanım 2

13.selin şahingöz
1.74
21
ya çok şeker bir şey bu ya. community dizisini izleyen bilir orada annie karakterini andırıyor. allah sahibine bağışlasın. sana puanım 9 kankam.

14.dilara korkmaz
1.77
23
çok sıradan yani ne diyim sütlü kahveye benziyor. sana puanım 4

15.başak ilhan
1.76
23
bayık bakışları olan bir güzelimiz. sırf tırnakları için kendisine 8 puan veriyorum.

16.buse orcan
1.77
19
bu ablamız kesinlikle kafa sözlük yazarı. yüzde yüz eminim ama kanıtlayamam. sana puanım 3

17.berfin ant
1.77
22
memeler de tombiktoymuş. ama suratı çirkin bence. eylüling daha güzel. sana puanım 4

18.mercan tezcan
1.77
21
teni peynirli doritosa benziyor. fena değil ama yağmurlu bir günde çay içmeye davet etse gitmem. sana puanım 6

19.bahar koltuklu
1.82
24
duru bir güzelliği var gibi. ama çok çok kalas gibi de. yani binanın ana kolonu yerine koy binayı taşır. sana puanım 5.5

20.cemrenaz turhan
1.82
23
sanırım hayatında ilkkez gülüyor. bu nasıl gülüş. çok yapmacık bence. sana puanım 4

kaynak: buradan
1.83 boy
19 yaşında
elleri güzel- biraz kepçük ağızlı gibi. sana puanım 5

2.yeşim toplu
1.81
25 yaşında
memeleri güzel - kaşlar kötü sana puanım 6

3. alara eriç
1.79 boy
18 yaş
hoş geldin sertap erener bebek. sana puanım 6

4.şira sahilli
1.78 boy
21 yaş
gözler iyi - memeler torba. sana puanım 4

5.ilayda gökalp
1.77
22
kim kardeşyan ve hande ateisti karışımı bir şey. ama güzel sana puanım 8

6.tuana cemre calban
1.77
21
sokakta bunlardan çok var. sana puanım 4

7.nil çukur
1.76
19
çok düz. sana puanım 4

8.sevcan öksüz
1.76
21
danla bilice benziyor. sırf bu yüzden sana puanım 2

9.sena leyla yavuz
1.75
22
bence çirkin- kanca gibi burnu var. kaptan hook sana puanım 3

10.su bige korucu
1.73
25
mehh yani gece 1 de bana mesaj atsa dese "uyudun mu?" uyudum diye geri mesaj atarım. bilen bilir gece 1 benim en azgın olduğum saat. sana puanım 4

11.birsu deniz aközbek
1.71
21
kavruk bir ablamız. burnu bi tık güzel olsa gideri var. sana puanım 6.5

12.bilsel buse kadıoğlu
1.74
22
yani bir palyaço seçme yarışması olsa birinci olabilir. sana puanım 2

13.selin şahingöz
1.74
21
ya çok şeker bir şey bu ya. community dizisini izleyen bilir orada annie karakterini andırıyor. allah sahibine bağışlasın. sana puanım 9 kankam.

14.dilara korkmaz
1.77
23
çok sıradan yani ne diyim sütlü kahveye benziyor. sana puanım 4

15.başak ilhan
1.76
23
bayık bakışları olan bir güzelimiz. sırf tırnakları için kendisine 8 puan veriyorum.

16.buse orcan
1.77
19
bu ablamız kesinlikle kafa sözlük yazarı. yüzde yüz eminim ama kanıtlayamam. sana puanım 3

17.berfin ant
1.77
22
memeler de tombiktoymuş. ama suratı çirkin bence. eylüling daha güzel. sana puanım 4

18.mercan tezcan
1.77
21
teni peynirli doritosa benziyor. fena değil ama yağmurlu bir günde çay içmeye davet etse gitmem. sana puanım 6

19.bahar koltuklu
1.82
24
duru bir güzelliği var gibi. ama çok çok kalas gibi de. yani binanın ana kolonu yerine koy binayı taşır. sana puanım 5.5

20.cemrenaz turhan
1.82
23
sanırım hayatında ilkkez gülüyor. bu nasıl gülüş. çok yapmacık bence. sana puanım 4

kaynak: buradan
devamını gör...