coğrafya kader midir sorunsalı
kesinlikle kaderdir demek istediğim başlıktır.
hatta aile de kaderdir. hakan günday daha kitabında insan kaçakçısı bir adamın oğlunu anlatıyordu. o kitabı okuduktan sonra coğrafyanın da ailenin de kader ve keder olduğunu anladım.
hatta aile de kaderdir. hakan günday daha kitabında insan kaçakçısı bir adamın oğlunu anlatıyordu. o kitabı okuduktan sonra coğrafyanın da ailenin de kader ve keder olduğunu anladım.
devamını gör...
normal sözlük’te kankacılık
kankacılıktan kasıt tam olarak ne? yani burda tanıştığım çok iyi anlaştığım ve sevdiğim arkadaş olduğum yazarlar var. zaten düşüncelerimizi yazdığımız bir mecra burası tabiki kafa dengi biriyle arkadaş olacağız bunda kötü bir şey yok. bu iyi niyetli bir kankacılıktır bence. buna sinir olmanız da sizin kötülüğünüz.
amaaa bazen bazı yazarlar birleşip gruplaşıyor ve sevmediklerini eften püften sebeplerle sürekli linç ediyor*. ya da onlar gibi düşünmeyen yazarları hedef gösteriyor. işte bu kötü niyetli bir kankacılıktır ki buna çok karşıyım.
amaaa bazen bazı yazarlar birleşip gruplaşıyor ve sevmediklerini eften püften sebeplerle sürekli linç ediyor*. ya da onlar gibi düşünmeyen yazarları hedef gösteriyor. işte bu kötü niyetli bir kankacılıktır ki buna çok karşıyım.
devamını gör...
sevişmemek için söylenen yalanlar
en safi-sanatsal olanı karacaoğlan söylemiş olsa gerek. *
dilek-istek de diyebiliriz:
'koynunda beslemiş ayvayla narı
çözüp düğmeleri göresim gelir
ya da
'yaylanın karından ak beyaz döşün
uzanıp yanına ölesim gelir'
edit: ben olumsuzluk ekini görmemişim *
dilek-istek de diyebiliriz:
'koynunda beslemiş ayvayla narı
çözüp düğmeleri göresim gelir
ya da
'yaylanın karından ak beyaz döşün
uzanıp yanına ölesim gelir'
edit: ben olumsuzluk ekini görmemişim *
devamını gör...
dut
evimizin bahçesinde hem beyazı hem de kırmızısı yetişen çok güzel bir meyve idi. lakin kırmızı olanı kurudu ve kesmek zorunda kaldık. beyaz olanı da benim doğduğum tarihte dikilmişti hatta.
kırmızıdan her sene en az 10 kilo dut çıkardı, beyaz da en az 5 kilo meyve verirdi.
kırmızıdan her sene en az 10 kilo dut çıkardı, beyaz da en az 5 kilo meyve verirdi.
devamını gör...
ayın en çalışkan 10 yazarı hakkında ne dediler
sözlüğün zarara gireceği uygulama. şöyle ki her hafta bir yazara 25 tl hediye çeki veriliyor ve ay 4 hafta sürdüğünden kasadan 100 bazı aylar 125 tl'lik hediye çeki çıkıyordu. şimdi ayda 10 yazara 25 tl'den 250 tl çıkacak. yani yılda 1300 tl yerine 3000 tl'lik hediye çeki dağıtılacağı duyurusu yapılıyor.
(bkz: kocaman alkış)
bu ne bonkörlük yoldaş? yoldaş bizi pavyona götür diyoruz götürmüyorsun. *
(bkz: kocaman alkış)
bu ne bonkörlük yoldaş? yoldaş bizi pavyona götür diyoruz götürmüyorsun. *
devamını gör...
jean paul sartre
birisini sevmeye kalkışmak, önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin. enerji, kendini veriş, körlük ister. hatta başlangıçta bir uçurumun üzerinden sıçramanın gerektiği bir an vardır. düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan. bundan böyle artık bu gerekli sıçrayışı yapmayacağımı biliyorum. (jean-paul sartre - bulantı)
devamını gör...
kadınlar yaptıkları günlerde ne konuşuyor ve neden o kadar mesut görünüyor sorunsalı
çocukları ve eşleriyle olan mevzuları anlatıyorlar. spesifik gibi görünen fakat hemen hemen her evde yaşanan olayları "sadece bizde yaşanmıyormuş" coşkusuyla hep bir ağızdan konuşuyorlar. coşkun bir ortam olarak görülmesinin bir diğer nedeni de herkesin aynı anda sürekli konuşması. ilginç bir şekilde anlaşabiliyorlar da.
nerden mi biliyorum?
bir gün boyunca arka odada aç, susuz, sigarasız, tuvaletsiz yaşamaya çalışmak gibi bir hata yapmıştım.
nerden mi biliyorum?
bir gün boyunca arka odada aç, susuz, sigarasız, tuvaletsiz yaşamaya çalışmak gibi bir hata yapmıştım.
devamını gör...
american psycho
rozetini gözüme hoş geldiği için aldığım ve daha sonra izlediğim bir film.
gerçekten de ismine uyumlu şekilde bir psikopatın başrolde olduğu bir film.
çok büyük bir firmada çalışan cool, yakışıklı bir adamın dışı ile içi arasındaki tutarsızlığı gözler önüne seriyor.
rol olarak christian bale'in harika oynadığını düşünüyorum.
filmdeki korkunç kadın cinayetleri ise insanı gerçekten soğutacak türden. hep zaten zengin insanların böyle garip, korkunç fikirlerinin olduğunu düşünmüşümdür,belki de bunun mesajını vermek isteyen bir filmdi kim bilir.
ek olarak özellikle başlangıçtaki yaptığı kişisel bakımı hiç bir kadın yapmıyordur diye düşünüyorum.
gerçekten de ismine uyumlu şekilde bir psikopatın başrolde olduğu bir film.
çok büyük bir firmada çalışan cool, yakışıklı bir adamın dışı ile içi arasındaki tutarsızlığı gözler önüne seriyor.
rol olarak christian bale'in harika oynadığını düşünüyorum.
filmdeki korkunç kadın cinayetleri ise insanı gerçekten soğutacak türden. hep zaten zengin insanların böyle garip, korkunç fikirlerinin olduğunu düşünmüşümdür,belki de bunun mesajını vermek isteyen bir filmdi kim bilir.
ek olarak özellikle başlangıçtaki yaptığı kişisel bakımı hiç bir kadın yapmıyordur diye düşünüyorum.
devamını gör...
annesinin çağırmasıyla topu alıp giden çocuk
arkasından bilmem kaç saat söve söve başka oyun arayışına girerdik *
devamını gör...
mezhep
genelde dinsel yapıda,küçük,isteğe bağlı ve ideolojik yanı olan bir gruptur. çoğunlukla kendilerinden olmayanları dışlarlar.
devamını gör...
bugün keşke yaşasaydı denilen müzisyen
neşe, dert, aşk neşet ertaş.
devamını gör...
9 aralık 2020 oğlunun nikahı iptal olmasın diye ceset saklamak
gün geçmiyor ki kan dolduran, beyin yakan şeyler yaşanmasın ülkemde dedirten haber.
antalya'da para karşılığı ilişki yaşadığı belaruslu anastasiya yazerskaya'yı (23) öldürdüğü iddiasıyla tutuklu yargılanan öğretmen ahmet oğuz özgür (54), tek suçunun nasıl öldüğünü bilmediği genç kadının cesedini gömmek olduğunu söyledi. özgür, "11 gün sonra ortanca oğlumun nikahı vardı. bu olayın duyulması halinde nikahın iptal olabileceğini düşünerek kimseye haber vermedim" dedi. buradan
antalya'da para karşılığı ilişki yaşadığı belaruslu anastasiya yazerskaya'yı (23) öldürdüğü iddiasıyla tutuklu yargılanan öğretmen ahmet oğuz özgür (54), tek suçunun nasıl öldüğünü bilmediği genç kadının cesedini gömmek olduğunu söyledi. özgür, "11 gün sonra ortanca oğlumun nikahı vardı. bu olayın duyulması halinde nikahın iptal olabileceğini düşünerek kimseye haber vermedim" dedi. buradan
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
sevince . . .
devamını gör...
pipo
kuzey amerika yerlilerinin kullandığı biçim ve alışkanlıklara benzer bir şekilde altay türkleri tarafından da kullanılmış olduğunu görüyoruz. özellikle altay türklerinin kılık kıyafeti ve gündelik yaşamına ilişkin yapılan betimlemelerde, zengininden fakirine, erkeğinden kadınına kadar hepsinde sayılan ortak özelliklerden birisi her birinde tütün kesesi ve pipo bulunması. yani görünen o ki pipo altay türklerinin olmazsa olmazlarından birisi halini almış. radloff altay türklerinin pipoyu sağ çizmelerinin konçu ile çoraplarının arasına koyduklarını ve piponun ağzının çizmenin kenarından göründüğünün altını çizmiş. genel olarak tüm altay türkleri pipoyu bu şekilde taşımış ve kullanmışlar. yalnız bu mevzunun tek bir istisnası olduğundan bahsediliyor. bekar kızlar pipo içmezlermiş. bunun altında yatan sebep nedir onu bilmiyorum lakin enteresan bir durum. tabi bununla ilgili de teori üretilebilir lakin teori üretme havamda değilim *
altay piposunun demirden yapıldığından bahsedilir. hatta bu pipo içme durumunu bizim atalar öyle bir abartmışlar ki, önemli işler ve yemek yeme haricinde ağızlarından piponun düşmediğinden bahsediliyor. hepsi bildiğiniz tiryakiymiş yani. hatta mevzuyu biraz da abartmışlar. küçük çocuklar huysuzluk yaptığında falan onları sakinleştirmek için tıkıveriyorlarmış pipoyu ağızlarına. tamam, aslında ehli keyif milletiz, güzel güzel tüttürmüşler helali hoş olsun ama sanki biraz abartmışlar. konuyla ilgili daha geniş bilgi için emine gürsoy-naskali, sibirya türkleri ve tütün alışkanlığı çalışmasını inceleyebilirsiniz.
ez cümle birini pipo içiyor diye entel dantel, abidik, gubidik, dıgıdık diye eleştirmeden önce mevzunun temeline eğilmenizde fayda var. belki adam/kadın genlerden gelen, istek arzu ve coşkusunu dindiremiyordur, olamaz mı? * bal gibi de olur.
altay piposunun demirden yapıldığından bahsedilir. hatta bu pipo içme durumunu bizim atalar öyle bir abartmışlar ki, önemli işler ve yemek yeme haricinde ağızlarından piponun düşmediğinden bahsediliyor. hepsi bildiğiniz tiryakiymiş yani. hatta mevzuyu biraz da abartmışlar. küçük çocuklar huysuzluk yaptığında falan onları sakinleştirmek için tıkıveriyorlarmış pipoyu ağızlarına. tamam, aslında ehli keyif milletiz, güzel güzel tüttürmüşler helali hoş olsun ama sanki biraz abartmışlar. konuyla ilgili daha geniş bilgi için emine gürsoy-naskali, sibirya türkleri ve tütün alışkanlığı çalışmasını inceleyebilirsiniz.
ez cümle birini pipo içiyor diye entel dantel, abidik, gubidik, dıgıdık diye eleştirmeden önce mevzunun temeline eğilmenizde fayda var. belki adam/kadın genlerden gelen, istek arzu ve coşkusunu dindiremiyordur, olamaz mı? * bal gibi de olur.
devamını gör...


