dursun kültürü
anlamlandıramadığım insan kültürü
bu kişiler bir eşyayı ne kullanır ne kullandırırlar, varsa yoksa dursun derler
bu yüzden o kimseleri dursuncu olaraktan nitelendiyorum
kitabı var okumuş veya okumamış, vazgeçmiş
- ileride diyorum okumayı düşünüyormusun
- hayır
- öyleyse ya sat yada hediye et, başka insanın işi görülsün
- yok dursun
- niye
- işte
enstrümanı var, bırakmış çalmayı yıllar olmuş, yada bi heves etmiş, vazgeçmiş, ööölee duruyor, yıllardır
- ya diyorum bi çocuğa ver şu enstrümanı heves eder, müzik öğrenir, hem iyiliktir hem sevaptır
-yok dursun
- sat öyleyse , başka birinin işi görülsün, hem sende para kazanırsın
- yok dursun
- çalmayı düşünüyormusun
-hayır
-e niye dursun o zaman
-işte
yanlış anlmayın ileride kullanıcak olursa tamamımda, bunlar çürümeye yüz tutmuş, sahibinin oralı olmadığı eşyalar için söylüyorum
yeni birşey almış arkadaş, eskiside var aynı türden, kullanmıcak
- napçam bunla ( eskiyi kastederek )
- bilmem
- ver birine yük olmasın sana
- yok vermem
- niye
-işte
okulda kütüphane kurcam, ders kitaplarından ki , yeni üniversite öğrencileri aynı kitaba para vermesin, e bu ders kitabı , dersi geçen ömür billah o kitabı okumaz.
dedim bağışlayalım, hocaların birini kafalarım ben orada kitaplar dursun, seneye de diğer öğrenciler para vermesinler, alsınlar buradan
kitap aynı kitap, hem bende dersi geçtim, napaçam bu kitabı
yapaalım diyoruz
-olmaz
- neden
-okurum belki
- abartma, sen o kitabı dersi alırken okumadın
bu arada kitap alabildiğine sıkıcı sadece dersle alakalı bir kitap , ama mecburi, paralı, almalı öğrenci
-ya ver
- niye
-dursun
müzede eser var, dışarıda antik kent veya tatihi osmanlı evi
git gör yakın sana hem bedava olan gün de var yada bedava olan
-yok
- niye
- dursun
ihtiyaçları olmayan hiçbirşeylerini vermiyorlar, paylaşmıyorlar
o sana yük kullanmıyorsun
var senin bilmem kaç kıyafetin, diyelim 30 , kaçını giyiyorsun
- on , on beş anca
- diğerleri
- duruyor işte
- ya durmasın şurda bi gariban var yüzü gülsün, en nefret ettiğn en sevmediği versen bile olur
-yok
-neden
-dursun
- e ama sen giymiyorsun ki, sana yük o, senin için çöple eşdeğer
- belki giyerim
-kaç yıldır giymiyorsun
-oldu baya
- niye giymedin
-işte
-işte değil, biliyorsun cevacı sevmiyorsun ver gitsin
- yok, dursun
biri vardı malımı alma canımı al derdi
bu eşyalar, birer araç sadece, o anlık işimizi görsünler diye var ,işini görmüyorsa senin için belki faydasız ama başka birinin işine yarar
herhalde bi ben bölye düşünüyorum
dursun
dursun
dursun
herşey dursun hiç ilerlemesin, aman kimse gülmesin, kar etmesin, dursun o da durduğu yerde diye diye böyle olduk
ekonomi böyle herkes dursun dursun diye diye durdu, herkes heeşey dursun istiyor
adam istiyor, malım dursun mülküm dursun, geleneğim dursun ( kast ettiğim ,ilerlemesin, gelişmesin )
iyi dursun
ama öbür tarafa gizli mal kaçırma yolu varda benim haberim yoksa allaha ispitlerim haberiniz olsun
bu da burada dursun
bu kişiler bir eşyayı ne kullanır ne kullandırırlar, varsa yoksa dursun derler
bu yüzden o kimseleri dursuncu olaraktan nitelendiyorum
kitabı var okumuş veya okumamış, vazgeçmiş
- ileride diyorum okumayı düşünüyormusun
- hayır
- öyleyse ya sat yada hediye et, başka insanın işi görülsün
- yok dursun
- niye
- işte
enstrümanı var, bırakmış çalmayı yıllar olmuş, yada bi heves etmiş, vazgeçmiş, ööölee duruyor, yıllardır
- ya diyorum bi çocuğa ver şu enstrümanı heves eder, müzik öğrenir, hem iyiliktir hem sevaptır
-yok dursun
- sat öyleyse , başka birinin işi görülsün, hem sende para kazanırsın
- yok dursun
- çalmayı düşünüyormusun
-hayır
-e niye dursun o zaman
-işte
yanlış anlmayın ileride kullanıcak olursa tamamımda, bunlar çürümeye yüz tutmuş, sahibinin oralı olmadığı eşyalar için söylüyorum
yeni birşey almış arkadaş, eskiside var aynı türden, kullanmıcak
- napçam bunla ( eskiyi kastederek )
- bilmem
- ver birine yük olmasın sana
- yok vermem
- niye
-işte
okulda kütüphane kurcam, ders kitaplarından ki , yeni üniversite öğrencileri aynı kitaba para vermesin, e bu ders kitabı , dersi geçen ömür billah o kitabı okumaz.
dedim bağışlayalım, hocaların birini kafalarım ben orada kitaplar dursun, seneye de diğer öğrenciler para vermesinler, alsınlar buradan
kitap aynı kitap, hem bende dersi geçtim, napaçam bu kitabı
yapaalım diyoruz
-olmaz
- neden
-okurum belki
- abartma, sen o kitabı dersi alırken okumadın
bu arada kitap alabildiğine sıkıcı sadece dersle alakalı bir kitap , ama mecburi, paralı, almalı öğrenci
-ya ver
- niye
-dursun
müzede eser var, dışarıda antik kent veya tatihi osmanlı evi
git gör yakın sana hem bedava olan gün de var yada bedava olan
-yok
- niye
- dursun
ihtiyaçları olmayan hiçbirşeylerini vermiyorlar, paylaşmıyorlar
o sana yük kullanmıyorsun
var senin bilmem kaç kıyafetin, diyelim 30 , kaçını giyiyorsun
- on , on beş anca
- diğerleri
- duruyor işte
- ya durmasın şurda bi gariban var yüzü gülsün, en nefret ettiğn en sevmediği versen bile olur
-yok
-neden
-dursun
- e ama sen giymiyorsun ki, sana yük o, senin için çöple eşdeğer
- belki giyerim
-kaç yıldır giymiyorsun
-oldu baya
- niye giymedin
-işte
-işte değil, biliyorsun cevacı sevmiyorsun ver gitsin
- yok, dursun
biri vardı malımı alma canımı al derdi
bu eşyalar, birer araç sadece, o anlık işimizi görsünler diye var ,işini görmüyorsa senin için belki faydasız ama başka birinin işine yarar
herhalde bi ben bölye düşünüyorum
dursun
dursun
dursun
herşey dursun hiç ilerlemesin, aman kimse gülmesin, kar etmesin, dursun o da durduğu yerde diye diye böyle olduk
ekonomi böyle herkes dursun dursun diye diye durdu, herkes heeşey dursun istiyor
adam istiyor, malım dursun mülküm dursun, geleneğim dursun ( kast ettiğim ,ilerlemesin, gelişmesin )
iyi dursun
ama öbür tarafa gizli mal kaçırma yolu varda benim haberim yoksa allaha ispitlerim haberiniz olsun
bu da burada dursun
devamını gör...
sıkça söylenen yalanlar
her gün, herkesin, herkese "iyiyim" demesi.
devamını gör...
ihsan oktay anar
felsefeci, yazar. varolsun, çok yaşasın, çok yazsın insanı.
iyi ki yazıyor dediğim insanlardan, üstkurmaca* üstadı uzun ihsan efendi.
benim için üstadın ustalık eseri "suskunlar" kitabıdır.
bundan 13 sene evvel 18-19 ekim gibi 2007'de çıkmıştı. 20 veya 21 ekim'de pazar günüydü ve o gün izmit'ten kadıköy'e gitmiştim ve ilk işim kitabın birinci baskısını almak olmuştu.
hatta şu detayı da unutmuyorum, birinci baskısı 40.000 adet yapılmıştı.
ve ilginç bir şekilde en uzun kitabı da yine benim ustalık eseri dediğim suskunlar'dır 7 kitabın içerisinde.
tüm kitaplarını hem de sırasıyla okumuş biri olarak şu puanlamayı verebilirim;
-puslu kıtalar atlası / 10 üzerinden 8
(238 s) (1995)
-kitab-ül hiyel / 10 üzerinden 7,5
(144s) 1996)
-efrâsiyâb'ın hikâyeleri / 10 üzerinden 7
(245s) 1997)
-amat / 10 üzerinden 8,5
(235s) 2005)
-suskunlar / 10 üzerinden 10
(269s) 2007)
-yedinci gün / 10 üzerinden 4
(240s) 2012)
-galîz kahraman / 10 üzerinden 5
(181s) 2014
bu kadar yazdık, o zaman suskunlar girizgahını alalım bari kitabın;
"kulak eğer gerçeği anlarsa gözdür."*
bir de;
(bkz: kulak çağı)*
ve tabi son olarak muhteşem karakter;
alessandro perevelli*
puanlama bana aittir. herkesin beğenisi de saygı görür bende.
iyi ki yazıyor dediğim insanlardan, üstkurmaca* üstadı uzun ihsan efendi.
benim için üstadın ustalık eseri "suskunlar" kitabıdır.
bundan 13 sene evvel 18-19 ekim gibi 2007'de çıkmıştı. 20 veya 21 ekim'de pazar günüydü ve o gün izmit'ten kadıköy'e gitmiştim ve ilk işim kitabın birinci baskısını almak olmuştu.
hatta şu detayı da unutmuyorum, birinci baskısı 40.000 adet yapılmıştı.
ve ilginç bir şekilde en uzun kitabı da yine benim ustalık eseri dediğim suskunlar'dır 7 kitabın içerisinde.
tüm kitaplarını hem de sırasıyla okumuş biri olarak şu puanlamayı verebilirim;
-puslu kıtalar atlası / 10 üzerinden 8
(238 s) (1995)
-kitab-ül hiyel / 10 üzerinden 7,5
(144s) 1996)
-efrâsiyâb'ın hikâyeleri / 10 üzerinden 7
(245s) 1997)
-amat / 10 üzerinden 8,5
(235s) 2005)
-suskunlar / 10 üzerinden 10
(269s) 2007)
-yedinci gün / 10 üzerinden 4
(240s) 2012)
-galîz kahraman / 10 üzerinden 5
(181s) 2014
bu kadar yazdık, o zaman suskunlar girizgahını alalım bari kitabın;
"kulak eğer gerçeği anlarsa gözdür."*
bir de;
(bkz: kulak çağı)*
ve tabi son olarak muhteşem karakter;
alessandro perevelli*
puanlama bana aittir. herkesin beğenisi de saygı görür bende.
devamını gör...
gece yarısı sesi kökleyen beyaz şahindeki dört eleman
demincek bizim burdan geçmiş olmaları muhtemel tiplerdir.
son ses müzikle evimin önünde hafif duraksayınca bir heyecan bastı dedim acep beyaz atlı prensim mi geldi? yoo beyaz şahinli bir birey gelmiş dedim allahım inş bana gelmemiştir. bakıp bakıp gittiler. ohh bugüne de şükür dinimiz amin. *
son ses müzikle evimin önünde hafif duraksayınca bir heyecan bastı dedim acep beyaz atlı prensim mi geldi? yoo beyaz şahinli bir birey gelmiş dedim allahım inş bana gelmemiştir. bakıp bakıp gittiler. ohh bugüne de şükür dinimiz amin. *
devamını gör...
resim yükleme özelliğinin gelmesi
an itibarı ile iko belediyesinin tamamlayıp hizmete açtığı opsiyondur.
tanım yazma kutusunda "görsel" butonunu görebilirsiniz.
aracı bir site olmadan, doğrudan cihazınızdan görsel yüklemek artık mümkün.
(bkz: kocaman alkış)
önemli not : bütün resim yükleme sitelerinde olduğu gibi, yüklenen resimler webde herkese açıktır. işbu sebepten özel mesaj ile karşı tarafa görsel gönderirken, gizli kalmasını istediğiniz görselleri göndermekten kaçınınız.
tanım yazma kutusunda "görsel" butonunu görebilirsiniz.
aracı bir site olmadan, doğrudan cihazınızdan görsel yüklemek artık mümkün.
(bkz: kocaman alkış)
önemli not : bütün resim yükleme sitelerinde olduğu gibi, yüklenen resimler webde herkese açıktır. işbu sebepten özel mesaj ile karşı tarafa görsel gönderirken, gizli kalmasını istediğiniz görselleri göndermekten kaçınınız.
devamını gör...
spontane radyo yayını
meksikalı speedy gonzales.
devamını gör...
en sevilen black mirror bölümü
birinci sezon 2. bölüm, sezon ve bölümünü hatırlayamadığım ama gerçek hayatta insanlar görüntü olarak engelleniyor ve karıncalı oluyordu. caddede yürüyorsunuz ve sansürlü onlarca insan. korkunçtu.
devamını gör...
uçmak varken neden kök salıyorsun
"içimde binlerce kudretin yükseldiğini duyuyorum: kurnaz, şen, durgun, hüzünlüyüm, birinden diğerine dönüşüyorum. köklerim var ama akıyorum. baştan sona altın, akıyorum..."
hayatın kıyısında, jennifer niven
bu alıntıyı buraya bırakıyor ve ekliyorum; uçmak varken kök salmayı tercih ediyorsun ki uçanlara dal olabilesin, bir gün uçmaya başladığında doğru dalı bulabilmek için yanlış dallara basacaksın ama doğru ağacı, dalı, kökü bulacaksın. ondan her düşüşe inat uçmanın tadını çıkar, ağaç olduğunu hissettiğin zaman da köklerini keşfetmenin, toprağın daha derinine inmenin tadını çıkar.
hayatın kıyısında, jennifer niven
bu alıntıyı buraya bırakıyor ve ekliyorum; uçmak varken kök salmayı tercih ediyorsun ki uçanlara dal olabilesin, bir gün uçmaya başladığında doğru dalı bulabilmek için yanlış dallara basacaksın ama doğru ağacı, dalı, kökü bulacaksın. ondan her düşüşe inat uçmanın tadını çıkar, ağaç olduğunu hissettiğin zaman da köklerini keşfetmenin, toprağın daha derinine inmenin tadını çıkar.
devamını gör...
köpek gibi büyütülmüş çocuk
akademisyen dr. bruce d. perry, bir bilim yazarı ve gazeteci olan maia szalavitz'in "bir kitap yazmalısınız" demesinin ardından, kendisinin de bunu çok istediğini ve fakat vakit bulamadığını söylüyor. sonrasında ise szalavitz'ın "size yardımcı olabilirim, kitabı birlikte yazabiliriz" teklifi ile ortaya altın değerindeki bu kitap çıkıyor.
kitabın ilk sayfalarını çevirdiğinizde "bu kitaptaki öykülerin tamamı gerçektir" notu ile karşılaşıyorsunuz ki kitabı okudukça "bunu yaşadılar bu çocuklar" düşüncesi ile yüreğimin nasıl ağırlaştığının bir tarifi yok. (elbette anonimliği garanti altına almak ve gizliliği korumak adına öyküler, kişilerin kimlik bilgileri değiştirilerek aktarılıyor)
kurumlarda ya da ebeveynlerinin elinde erken yaşlarda ciddi ihmallere maruz kalmış sayısız çocuk ile çalışan dr. perry, kitabında on öyküye yer veriyor ve travma sonrası tedavi metotlarını da her bir öykü için gayet bilimsel bir gözle, ajite etmeden ve anlaşılır bir biçimde açıklıyor.
ayrıca kitap, adını, içeriğinde anlatılan bir çocuğun öyküsünden alıyor.
annesi, justin henüz iki aylık iken onu anneannesine bırakarak bir daha dönmemek üzere terk eder. justin'in anneannesi iyi yürekli bir kadındır ancak ne yazık ki ölümcül derecede obezdir ve bu sebeple sağlık sorunları yaşamakta, sık sık hastaneye yatmaktadır.
justin 11 aylık kadar iken anneannesi vefat eder ve anneannesinin hastalığı sırasında onunla birlikte yaşamakta olan erkek arkadaşı arthur, justin'e bakıcılık yapmaya başlar. kendisi de yas tutmakta olan arthur, ağlayıp duran bebekle ne yapacağını bilemez. çocuk koruma hizmetleri ile görüşür ve çkh de justin için kalıcı bir yer ayarlanana kadar onun arthur ile kalmasında sakınca görmez. çkh tepkisel ve krize odaklı bir kurum olup yer bulma konusunda baskı görmediği için harekete geçmez.
çocukların ihtiyaçları konusunda bilgisiz olan arthur, bir köpek yetiştiricisi olarak hayatını kazanır ve ne yazık ki bu bilgiyi bebeğin bakımında da uygular, justin'i köpek kafesinde büyütür...
hem çocukların başına ne geldi, iyileştiler mi nasıllar şu an diye merakla okumak isteyeceğiniz, hem de yüreğiniz sızladıkça hiç okumasa, bilmese miydim diyeceğiniz bir kitap. yani en azından bana böyle karmaşık hissettirdi bu kitap diyebilirim.
ancak tavsiye ederim okumanızı elbette; bilhassa ebeveynler, öğretmenler ve psikolojiye ilgisi olan herkesin kitaplığında bulunması gereken bir kitaptır.
kitabın ilk sayfalarını çevirdiğinizde "bu kitaptaki öykülerin tamamı gerçektir" notu ile karşılaşıyorsunuz ki kitabı okudukça "bunu yaşadılar bu çocuklar" düşüncesi ile yüreğimin nasıl ağırlaştığının bir tarifi yok. (elbette anonimliği garanti altına almak ve gizliliği korumak adına öyküler, kişilerin kimlik bilgileri değiştirilerek aktarılıyor)
kurumlarda ya da ebeveynlerinin elinde erken yaşlarda ciddi ihmallere maruz kalmış sayısız çocuk ile çalışan dr. perry, kitabında on öyküye yer veriyor ve travma sonrası tedavi metotlarını da her bir öykü için gayet bilimsel bir gözle, ajite etmeden ve anlaşılır bir biçimde açıklıyor.
ayrıca kitap, adını, içeriğinde anlatılan bir çocuğun öyküsünden alıyor.
annesi, justin henüz iki aylık iken onu anneannesine bırakarak bir daha dönmemek üzere terk eder. justin'in anneannesi iyi yürekli bir kadındır ancak ne yazık ki ölümcül derecede obezdir ve bu sebeple sağlık sorunları yaşamakta, sık sık hastaneye yatmaktadır.
justin 11 aylık kadar iken anneannesi vefat eder ve anneannesinin hastalığı sırasında onunla birlikte yaşamakta olan erkek arkadaşı arthur, justin'e bakıcılık yapmaya başlar. kendisi de yas tutmakta olan arthur, ağlayıp duran bebekle ne yapacağını bilemez. çocuk koruma hizmetleri ile görüşür ve çkh de justin için kalıcı bir yer ayarlanana kadar onun arthur ile kalmasında sakınca görmez. çkh tepkisel ve krize odaklı bir kurum olup yer bulma konusunda baskı görmediği için harekete geçmez.
çocukların ihtiyaçları konusunda bilgisiz olan arthur, bir köpek yetiştiricisi olarak hayatını kazanır ve ne yazık ki bu bilgiyi bebeğin bakımında da uygular, justin'i köpek kafesinde büyütür...
hem çocukların başına ne geldi, iyileştiler mi nasıllar şu an diye merakla okumak isteyeceğiniz, hem de yüreğiniz sızladıkça hiç okumasa, bilmese miydim diyeceğiniz bir kitap. yani en azından bana böyle karmaşık hissettirdi bu kitap diyebilirim.
ancak tavsiye ederim okumanızı elbette; bilhassa ebeveynler, öğretmenler ve psikolojiye ilgisi olan herkesin kitaplığında bulunması gereken bir kitaptır.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu
güzel hanımefendinin bugün doğum günü.
pembe ojelerin ve mutluluğun daim olsun! iyiki doğdun güzellik. iyiki seni tanıdık. *
pembe ojelerin ve mutluluğun daim olsun! iyiki doğdun güzellik. iyiki seni tanıdık. *
devamını gör...
tercih edilmiş yalnızlık
seçenekler içinde son tercihim olan yalnızlık türü.
devamını gör...
sınavda google açmak serbest diyen hoca
heveslenmeyin hemen. muhtemelen sorduğu soruları google'da bulamayacaksınız.
t: öğrencilerin dumur olmasına sebebiyet veren durum.
t: öğrencilerin dumur olmasına sebebiyet veren durum.
devamını gör...
yedi büyük günah
seven (filmi)nde hristiyanlığa ait olan bu günahlar konu edilmiştir. günahları işleyenler kendi günahlarıyla yüzleşmişlerdir.
devamını gör...
yeni başlayanlar için normal sözlük
sevdiğiniz entryleri beğenmekten çekinmeyin, trollük yapmayın ve lütfen insanlara saygı duyun canım arkadaşlarım. hepiniz hoş geldiniz. <3
devamını gör...
uzaklaşmak
sanırım hepimizin ara sıra istediği yegane şey bu. sorumlu olduğumuz, üzerimize yüklenen görevleri bir kenara bırakıp her şeyden sessizce uzaklaşmak... hayat yorduğunda, sorunların ardı arkası kesilmediğinde, üzüntülerin ve kederin dört bir yanımızı sardığında başvuracağımız kendimizi dinleme yolu... bir nevi tatildir bu yapılan, belki sorunlar bir yere gitmemiştir; ama yine de bir süreliğine sen onlardan ayrılmanın bir yolunu bulmuşsundur. uzaklaşmak, sanırım hepimizin istediği en yegane şey. özellikle de bu zamanlar.
devamını gör...
makrome
genelde kendine has iplerle,çeşitli düğümleme yöntemleri ile yapılan hediyelik eşya,süs eşyası, tekstil... vb üretiminde kullanılan bir el sanatıdır.
seven için oldukça zevklidir ,her yerde yapılabilir çünkü ip ve model dışında ( belki çubuk) pek bir şeye ihtiyaç duyulmaz.ayrıca sevdiklerinize kendi elleriniz ile hediye yapabilme olanağı tanıdığı için ,hem öğrenmesi hem de yapması oldukça kolay olduğu için tercih edilebilir.hatta örgü gibi zihni boşaltmak için bir terapi yöntemi olarak bile kullanılabilir.
yeni hobi arayanlara, kendi hediyesini kendi yapmak isteyenlere, kafa dağıtmak isteyenlere şiddetle tavsiye ederim.
bu arada bizim zamanımızda ilkokullarda elişi dersi vardı.orda makromeyi de öğretmişlerdi.şimdi bu tarz şeyler var mı açıkcası bilmiyorum ama eğer yoksa çok büyük bir kayıp.
tarihçesi :
wwwtrkshorg.blogspot.com/20...
seven için oldukça zevklidir ,her yerde yapılabilir çünkü ip ve model dışında ( belki çubuk) pek bir şeye ihtiyaç duyulmaz.ayrıca sevdiklerinize kendi elleriniz ile hediye yapabilme olanağı tanıdığı için ,hem öğrenmesi hem de yapması oldukça kolay olduğu için tercih edilebilir.hatta örgü gibi zihni boşaltmak için bir terapi yöntemi olarak bile kullanılabilir.
yeni hobi arayanlara, kendi hediyesini kendi yapmak isteyenlere, kafa dağıtmak isteyenlere şiddetle tavsiye ederim.
bu arada bizim zamanımızda ilkokullarda elişi dersi vardı.orda makromeyi de öğretmişlerdi.şimdi bu tarz şeyler var mı açıkcası bilmiyorum ama eğer yoksa çok büyük bir kayıp.
tarihçesi :
wwwtrkshorg.blogspot.com/20...
devamını gör...
normal sözlük'teki en havalı nick
gereksiz başlıktır.
başlık açmış bide harcadığın mesaiyi yiyim senin tamam sensin.
başlık açmış bide harcadığın mesaiyi yiyim senin tamam sensin.
devamını gör...
dolomit dağları
adını kalsiyum ve magnezyum karbonatın bileşiminin meydana getirdiği dolomit minerallerinden alan bu dağlar italya’nın güney alpler bölgesinde yer alıyor. minerale ismini veren ise 18. yüzyılda bu minerali keşfeden fransız jeolog déodat gratet de dolomieu.
dolomit minerallerinin oluşturduğu kayaçların yüzeyi parlak değil soluk renkli. bu nedenle bu dağlara soluk renkli dağlar anlamına genel pale mountains da deniyor.
dağlar hem tarihi açıdan hem de turizm açısından oldukça önemli.
tarihi açıdan önemi birinci dünya savaşı'nda italya'yla avusturya-macaristan arasındaki muharebelerdeki cephelerden biri olmasından kaynaklanıyor. burada yapılan savaşta ölen askerlerin çoğu vurularak değil soğuktan ölmüş. hatta 2010 yılında burada birinci dünya savaşında donarak ölen bir askerin bedeni bulunmuş.
gelelim turistik açıdan önemine;
bölgede yer alan alpe di siusi en ünlü kayak merkezlerinden biri. yaklaşık 2500 metre yüksekliğe sahip olan merkez 2009 yılında unesco dünya mirası listesi’ne girmiş. kayak yapmanın yanı sıra yürüyüş yapmak ve kafelerde oturup soluklanmak da mümkün.

buranın en önemli bölgelerinden biri olan st. magdalena'da 1744 yılında inşa edilen st. johann kilisesi bulunuyor. kilisede aziz yuhanna'nın yaşamını anlatan dokuz adet resim mevcut.

son olarak dolomitler denince akla gelen en önemli yerlerin başında ise lago di braies gölü var. göl tertemiz, etrafındaki ağaçların yansımaları ile harika bir görsel şölen yaşatıyor. ziyaretçiler gölün çevresindeki yürüyüş rotalarında yürüyüş yapabileceği gibi göle ait plaja da gidebiliyorlar.

görsel kaynaklar: atlas dergisi
kaynak 1 : dolomitlere gider
kaynak 2: dolomiiiit
kaynak 3: domomitttt
dolomit minerallerinin oluşturduğu kayaçların yüzeyi parlak değil soluk renkli. bu nedenle bu dağlara soluk renkli dağlar anlamına genel pale mountains da deniyor.
dağlar hem tarihi açıdan hem de turizm açısından oldukça önemli.
tarihi açıdan önemi birinci dünya savaşı'nda italya'yla avusturya-macaristan arasındaki muharebelerdeki cephelerden biri olmasından kaynaklanıyor. burada yapılan savaşta ölen askerlerin çoğu vurularak değil soğuktan ölmüş. hatta 2010 yılında burada birinci dünya savaşında donarak ölen bir askerin bedeni bulunmuş.
gelelim turistik açıdan önemine;
bölgede yer alan alpe di siusi en ünlü kayak merkezlerinden biri. yaklaşık 2500 metre yüksekliğe sahip olan merkez 2009 yılında unesco dünya mirası listesi’ne girmiş. kayak yapmanın yanı sıra yürüyüş yapmak ve kafelerde oturup soluklanmak da mümkün.

buranın en önemli bölgelerinden biri olan st. magdalena'da 1744 yılında inşa edilen st. johann kilisesi bulunuyor. kilisede aziz yuhanna'nın yaşamını anlatan dokuz adet resim mevcut.

son olarak dolomitler denince akla gelen en önemli yerlerin başında ise lago di braies gölü var. göl tertemiz, etrafındaki ağaçların yansımaları ile harika bir görsel şölen yaşatıyor. ziyaretçiler gölün çevresindeki yürüyüş rotalarında yürüyüş yapabileceği gibi göle ait plaja da gidebiliyorlar.

görsel kaynaklar: atlas dergisi
kaynak 1 : dolomitlere gider
kaynak 2: dolomiiiit
kaynak 3: domomitttt
devamını gör...

