hiç umudum yoktu sinemaya gittiğimde. iyi bir film bulamayacağımı düşünerek girdim sinemaya. sinema mevzu bahis olunca yanımda olan insanların izlemek istedi şeyler fazlaca umrumda olmaz zaten ama o gün hiç umrumda değildi. ve afişi gördüm. anında karar verdim izlemek istediğim filme, yanımdakiler de mecburen bana uydular çünkü ne olursa olsun bu filmi izlemekte kararlı olduğumu biliyorlardı. hayır bahsettiğim film “ sol ayağım”ın sinema uyarlaması değil. benim anlattığım film alejandro amenabar’ın “ içimdeki deniz” filmi. izlerken büyülendim be ne kadar haklı bir karar verdiğimi anladım. boynundan aşağısı felç olan bir yazarım hikayesi anlatılıyordu. sol ayağım gibi bir başarı hikayesi değildi ama sonunda çok daha organize bir “ başarı” vardı filmin.

sol ayağıma gelince benzer bir hikaye. okuduğum zaman beğendiğimi hatırladığım bir film ama okunmasının kolay olması bence kitabı bu kadar popüler yaptı. kitabı kötülemiyorum yanlış anlaşılmasın ama bu kadar büyük bir ünü hak etmediğini de düşünmüyor değilim.

christy brown her türlü övgüye değer. üstesinden geldiği şeyler büyük bir saygı nedeni. okuyun ve mücadeleyi görün ama edebi olarak hayran olmayın, verilen savaşa saygı gösterin.
devamını gör...

bir dönem olduğumda kafa iznine ayrılarak geçirmek zorunda kaldığım renk..

hıyar da değil üstelik yosun*.
siz olaya çok başka açılardan bakıyorsunuz.

bir rivayete göre yoldaş ve ekibi bunu, turuncuya en çok yakışan renk olduğu için seçmiş.
benden söylemesi.. .*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kendimi arıyorken olmaktan korktuğum yerdeyim, sendeyim.
al beni, ne yaparsan yap!
devamını gör...

(bkz: sülün osman)
devamını gör...

meryem suresinde isa'nın annesi bakire meryem'den uzun uzun bahsederken 28. ayette birden bire "ey harun'un kız kardeşi" şeklinde bir giriş yapar. halbuki harun ve musa'nın kardeşi olan meryem ile isa'nın annesi olan meryem farklı kişilerdir. hatta aralarında 1500 yıl falan var. burada açıkça muhammed'in tarihi bir olaydan bahsederken kişileri karıştırdığı görülüyor.

garanik hadisesi olarak geçen olayda muhammed peygamber, o sıralar halen putperest olan kureyş kabilesinin desteğini almak için kabe'deki 3 büyük putu öven ayetler (necm 19-20-21) okumuş ve bunun üzerine müşrikler de secde etmiş fakat bir grup mümin putlara tapılmasını kabul etmeyince ortalık karışmış bunun üzerine ayetlere tekzip getirilmiş ve muhammed'in şeytan tarafından yanıltıldığı için bu ayetleri okuduğu ifade edilmiştir.

kuran'daki miras ayetleri matematiksel olarak hatalıdır. mirasçıların paylarını topladığınızda çoğu zaman 1'den büyük bazen de 1'den küçük çıkar, nadiren 1'e eşit çıkar. bu hata daha ilk zamanlar farkedilmiş ama kimse ağzını açıp da bu hatalıdır diyememiş fakat sorun öylesine içinden çıkılmaz bir hal almış ki çok geçmeden daha hz. ömer'in halifeliği sırasında (muhammed'in ölümünden bir kaç yıl sonrası) avliye yöntemi denen bir yöntemle sorun giderilmeye çalışılmış. fakat bu yöntemin sorunu kuran'da vadedilen oranları değiştirmesidir. yani aslında kuran'ın apaçık emrine karşı gelmektedir. öte yandan matematiğin de şakası yoktur.

hz muhammed'in pek çok eşi var. sayıları tam bilinmiyor fakat cariyeleri hariç en az 9 evlilik yaptığı düşünülüyor. 16 diyen de var. bütün eşlerin bir sırası var, her geceyi farklı biriyle geçiriyor. eşleri içinde en çok bildiğimiz ve bence çok ilginç bir karakter olan ayşe biraz inatçı, sözünü asla sakınmıyor. muhammed ile daha fazla gece geçirmek için ayrıcalık istediğinde bir anda ahzab 51 suresi iniyor: "(ey muhammed) onlardan (yani karılarından) diledigini geriye bırakır, diledigini öne alabilirsin..." yani kişiye özgü ve cimayla ilgili bir ayet iniyor?!?!

peygambere helal kılınan kadınlar muhteviyatlı ahzab 50 inince ise hz. ayşe dayanamıyor ve "görüyorum ki rabbin senin keyfine koşturuyor" diyor. ahzab 50 o günün standartlarına göre bile skandal bir ayet: "ey peygamber! mehirlerini verdigin eşlerini , allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve peygamber nikâhlamayı diledigi takdirde -müminlerden ayrı, sırf sana mahsus olmak üzere- kendisinin mehrini peygambere hibe eden mü'min kadını almanı helâl kılmışızdır..”

peygamber, cariyesi mariya ile cima halindeyken eşlerinden biri ve aynı zamanda hz. ömer'in de kızı olan hafsa tarafından basılır. olay hafsa'nın evinde ve hatta hafsa'nın yatağında gerçekleştiği için hafsa hakarete uğramış hisseder ve bu olaydan sonra deyim yerindeyse çarşı karışır. hz muhammed bir daha mariya ile yatmayacağına dair hafsa'ya yemin eder, olayı da kimseye anlatma der ama hafsa gidip ayşe'ye anlatır. hz muhammed eşlerini terkeder. onları boşadığı dedikodusu yayılır. bunun üzerine bir anda tahrim suresi'nin ilk beş ayeti iner. kaynak: taberi, camiu’l-beyân, 28/102

peygamber evlat edindiği zeyd'in karısını beğenir. zeyd bunu anlayınca durumu kendine yediremez ve karısını boşar. normalde o günün arap toplumu için bile yuh denebilecek bir girişim olan kendi evladının hanımıyla evlenme olayının önünü açmak için ahzab 37 iner.

pek çok ayette "allah'a andolsun ki" diyerek allah kendine and içer: meryem 68, mearic 40, nahl 56, nahl 63. bu ayetlerin apaçık bir insan tarafından söylendiği ortadadır.

hicr 72'de allah peygambere and içmektedir: “resulüm! ömrüne yemin olsun ki gerçekten onlar, sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı”

kuran'da kimin konuştuğu belli değil. bazı yerlerde allah konuşuyor. bazı yerlerde "o" diyor. bazı yerlerde muhammed konuşurken bazı yerlerde biz diyor?!?!

kaf 1 "şanı yüce kur’an’a yemin olsun!" diye başlar. fakat ortada henüz bir kuran yoktur. ayetlerin toplanıp ciltlenmesi ve kuran adının verilmesi çok sonraları olduğundan bu ayet ciltleme sırasında eklenmiş olabilir.

pek çok ayette gündüze, geceye, güneşe, aya, göğe, şafağa yemin etmektedir. allah niçin bunlara yemin etmektedir ki?

kuran sayısız yerde yemin ediyor, bazen yeminler yetmiyor olacak ki pekiştirme ihtiyacı hissediyor: "nasıl, bunlarda bir akıl sahibi için yemin var değil mi?" (fecr 5)

tevbe 30: "yahudiler üzeyir allah’ın oğludur dediler, hıristiyanlar da "mesih (isa) allah’ın oğludur" dediler. bunlar, daha önceki inkârcıların söylediklerine benzer biçimde ağızlarından çıkan sözlerdir. allah onları kahretsin! (gerçeklerden) nasıl da yüz çeviriyorlar!" bu ayette allah, "allah onları kahretsin" diyor?!?

kalem ve müdessir surelerinde velid için pek çok kereler sövüyor. soysuz diyor, aşağılık diyor, piç diyor, kaba saba diyor, saldırgan diyor. peki kim bu velid? acaba o mu? evet ta kendisi: halid bin velid. müminlerin yenilmez komutanı. aslında babasından bahsediyor ama ayette oğlundan da bahis var. kendisi olmasa bu kadar yayılamayacak olan, mükemmel bir askeri kariyeri olan, islami perspektiften bakınca çok değerli ve mübarek bir şahıs olması gereken halid bin velid'in islam sancağını zaferlere taşıyacağını önceden göremiyor allah ve babasına küfrediyor!

ay, güneş, dünya ve bunların hareketlerine dair son derece kafa karıştırıcı bilgiler vermektedir. bırakın sıradan bir insanı, eğitimli bir insanın dahi bu ayetleri okuyup bütünlüklü bir sonuca ulaşması imkansızdır. zaten ayetlerin tefsiri konusunda her kafadan ayrı bir ses çıkmaktadır. muhammed'in astronomi bilgisinin kulaktan dolma olduğu barizdir.

sperm ve yumurta hücrelerinin kaynağını yanlış vermektedir. (tarık 5-7)

göğü tıpkı antik filozoflar ve pagan dinlerindeki gibi tasvir etmektedir. yani dik duran ve düşmeyen bir kubbe gibi. hacc 65 "görmüyor musun ki, allah yeryüzündekileri ve o’nun emriyle denizde akıp giden gemileri sizin hizmetinize verdi! kendi izni olmadıkça yerkürenin üzerine düşmemesi için göğü tutan da o’dur."

bakara 62'de yahudilere ve hristiyanlara korkmasınlar, onlar da doğru yolda derken diğer pek çok ayette bu dedikleriyle çelişiyor. örneğin ali imran 85, tevbe 30, maide 64

nahl 101'de açıkça ayetlerin değişebileceğinden bahsediyor. bu da haliyle pek çok ayetin değiştirilmiş olabileceğine işarettir.

pek çok ayette göğü ve yeri 6 günde yarattığından bahsediyor. burada klasik savunma orada zaman algısı farklıdır şeklinde. peki bir de şu ayetlere bakalım:
mearic 4: “melekler ve ruh, miktarı ellibin yıl süren bir gün içinde ona çıkar”
hacc 47: “..muhakkak ki, rabbinin nezdinde bir gün sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir.”
secde 5: “allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir. sonra (bütün bu işler) sizin sayageldiklerinize göre bin yıl tutan bir günde o'nun nezdine çıkar.”

fussilet 9-10'da sabit dağlar yerleştirdiğinden bahsediyor fakat dağlar sabit değildir, jeolojik oluşumlardır.

anlayın diye arapça indirdik diyor. zaten araplara inen bir kitap için neden bunu söylüyor? evrensel bir dinse o zaman neden arapça indiriyor?

kamer suresi ayın yarılmasından bahseder. ne var ki islam alimleri 1400 yıldır bu işin içinden çıkamamıştır. ayeti herkes farklı yorumlamakta ve bir sonuca varılamamaktadır. kuran'da bunun gibi yüzlerce ihtilaflı ayet vardır. mezhepler de zaten böyle doğmuştur. birinin ak dediğine diğeri kara demektedir. oysa ki kuran bizzat kendi ifadesiyle apaçıktır. hiçbir yardımcıya da ihtiyacı yoktur. pratikte ise bir satırlık ayetler paragraflarca süren tefsirlerle açıklanmaktadır. üstelik her mezhep ve mezheplerin de her kolu kendi bildiğince açıklamaktadır.

ahzab 53'te zırt pırt peygamberin evine gelip de çok oturmayın der. peygamber kendisi söylemekten çekindiği için allah'a söyletiyor.

kuran'da 29 ayet sadece harflerden oluşmaktadır. evet bildiğiniz harfler. yani kelime, cümle falan yok. elif lam mim (e-l-m) ya da ya sin (y-s) gibi. bunların ne olduğuna dair bugüne kadar doyurucu bir açıklama yapılmış değil. kimileri bunları allah ile elçisi arasında şifreli bir mesajlaşma olarak kabul ediyor. kimilerine göreyse bunlar hz muhammed'in sara krizlerine girdiği sırada ağzından çıkan anlamsız sözler. bu konuda bir kanıt yok fakat her konuda soru sormaktan çekinmeyen, gusül nasıl alınır bize göstersene diye hz ayşe'nin kapısına bile giden müminlerin bu harflerin anlamlarını bir kere bile sormaması ilginç.

kuran'da en sık geçen ve tekrardan ibaret olan ayetlerin sayısı yaklaşık 2 bin. toplam 6 bin küsür ayet olduğunu düşünürsek çok fazla boşluk doldurma var diyebiliriz. "her şey kuran'da anlatılamazdı, bu bir biyoloji ya da astronomi kitabı değil" diyenler için üzerinde düşünülmesini gerektirecek kadar büyük bir sayı.
devamını gör...

fantastik kitap serisidir. hayalet olmak için seçilen yedinci oğlun yedinci oğlu thomas ward'ın çıraklığını okuruz.
son derece sürükleyici bir seridir. fantastik kitap seven yazar arkadaşlar mutlaka bir göz gezdirmeli. çocukken okumuştum şimdi tekrar okuyorum hala çok lezzetli bir eser.

ilerde çocuğum olursa kesinlikle okutacağım. okumasını tavsiye edeceğim. bana kitap okuma sevgisini kazandıran kitaplardan biriydi. odamda gece azıcık ışıkla okurken aldığım keyif bambaşkaydı. fantastik kitaplar çok fazla eleştiri alıyorlar bazı entelektüel abiler ve ablalar tarafından. ben öyle düşünmüyorum. özellikle çocuk ve genç okurların okurken bir sürü şey öğrenmelerine sebep oluyorlar.

seri 13 kitaptan oluşuyor ve hayalet ve çırağının başından geçen maceraları anlatıyor. cadılar, büyüler, hayaletler, öcüler, böcüler bir sürü şeyi öğrenip okuyoruz. okurken bir hayalet ve çırağı oluyoruz her şeyi öğreniyoruz. harika bir 13 kitaptı. bu tanımı ilerde çocuğuma okuturum ve kitabı okumak için gaza gelir. kafa sözlük kapanma ulan.

hayaletin çırağı

serinin ilk kitabı ve hikayeye giriş kitabımız. yedinci oğul thomas aile evinden ayrılıyor ve hayaletin yanına çırak olarak gidiyor. bu kitabı ilk okuduğum an hissettiklerim aklıma geldi müthişti.

hayaletin laneti

ikinci kitapta çırağımız artık 6 aylık bir eğitim almış hayalet çırağı olarak devam ediyor. peşinde karanlık var ve zorlu görevler onu bekliyor. zehir adlı bir yaratıkla mücadele etmek için göreve gidiyorlar. güzel bir devam kitabıydı.

hayaletin sırrı

serinin üçüncü kitabı ise en sevdiğim kitaptı. hayalet ve çırağı kış geldiği için öteki evlerine gidiyorlar ve eğitime orada devam ediyorlar. o evin tasviri ve kafamda canlanan ev mükemmeldi o yüzden çok sevmiştim. hayaletin geçmişi ile ilgili sırlar merak uyandırmıştı.

hayaletin savaşı

serinin dördüncü kitabı ve aksiyonun, heyecanın tavan olduğu kitaptı. cadıların memleketine yani köylerine gidiyorlar ve cadıların birleşmesini engellemeye çalışıyorlar. harika heyecanlı bir kitaptı. böyle çeşit çeşit cadılar vardı merak uyandırıcıydı.

hayaletin hatası

hayaletin çırağının eğitimi zorlaşıyor. hayalet onu başka bilgiler öğrenmesi için başka bir hayaletin yanına gönderiyor ve eğitim orada devam ediyor. başka bir hayalet ve başka bir eğitmen çok keyifliydi. yaratılan dünyayı keşfetmeye devam ediyordum.

hayaletin kurbanı

hayaletin çırağı annesine yardım etmek için yunanistan'a gidiyor. annesinin geçmişiyle ve sırlarıyla yüzleşiyor. ayrıca ustasıyla karşı karşıya gelmek zorunda kalıyor.

hayaletin kabusu

serinin yedinci kitabı. hayaletin korktuğu kabuslar gerçek oluyor. güçlerini kaybetmeye başlıyor ve çırağı karanlıkla tek başına savaşmak zorunda kalıyor. aksiyonu bol bir kitaptı.

hayaletin kaderi

serinin sekizinci kitabında hayaletin çırağı tom çok daha güçlü düşmanlarla karşılaşıyor. yanında arkadaşları ve sevdiği kadınla beraber tehlikeyle yüzleşiyor. bu kitabı pek sevmemiştim. bana sıkıcı ve durağan gelmişti.

hayalet benim adım grimalkin

serinin dokuzuncu kitabı ve en güzel kitaplarından birisi. devreye güçlü bir cadı grimalkin giriyor ve onun hikayesini okuyoruz. hayaletin çırağıyla beraber oluyorlar. nefis bir kitaptı.

hayaletin kanı

dünya karanlığın esareti altına girmiştir. şeytanın hizmetkarları hayalet ve çırağına zorluklar yaşatırlar. serinin en heyecanlı kitaplarından birisiydi. değişik bir yaratıkla savaşmak zorunda kalıyorlar.

hayalet benim adım slither

büyücü olan slither devreye giriyor ve bir çiftçinin iki kızıyla ziyafet çekiyor. farklı bir karakter olduğu için baya keyif almıştım. güzel kitaptı. farklı karakterlerin ve yaratıkların günlüklerini okumak çok keyifliydi.

hayalet benim adım alice

cadı olan alice ve sevgilisi tom beraber hareket edip maceraya çıkıyorlar. alice ilk kitaptan beri kitapta olan bir karakter. güzel kitaptı onun dilinden okumak baya keyif vermişti.

hayaletin intikamı

serinin son kitabı. her şeyin sona erdiği ve karanlıkla büyük mücadelenin yaşanacağı kitaptır. çok güzel bir kitaptı bittiği için çok üzülmüştüm.
devamını gör...

sözlüğün en karizmatik adamıdır.mesajlara yanıt verip sonuna kadar yardımcı olur.egolu değildir.
devamını gör...

"şüphesiz atatürk bir çok yönden mükemmel bir adamdı ve bundan dolayı da duygusal açıdan yalnızdı."
-süreyya ağaoğlu
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

korku, tehlike anında kaçılmazdır. insan'ın içinde taşıdığı, kaçamadığı ve kişilere göre değişen histir.
dostoyevski ye göre yalan duygudur.

insan neden korkar?
düşmekten, sevdiğinden, ölümden, gelecekten, kaybetmekten.. ve daha bir sürü şeyden..
korku'nun dozunda olması gereklidir bazen harekete geçirebilir, yer değiştirmeni sağlar, koşullarını değiştirir. mücadeleyi arttırır. ama her duygu gibi fazlası zarardır.
içinde çok fazla kalırsan zindan'dan farkı yoktur. dışarıyı bilmeden yaşamak gibi. özgürlüğünü yitirirsin. ne elindeki imkanı görebilirsin ne önünü. bu duygu'dan sıyrılmadığın müddetçe her an tehlikedesin.

korku işe yarayabilir ama korkaklık hiç bir işe yaramaz.
gandi


korkak olmak, korkuya çabucak teslim olmaktır. o zaman hiçbir zaferin olmaz. korkmayanları tarih kitapları hep kudretli olarak nitelendirmiş ve zaferlerinden bahsetmiştir. ama bu korkusuzluk etrafa kükremek değildir. bu davranışta bulunanın asıl hisleriyle ilgili isabetli bir cümle var.

etrafa korku salanın kendisi de korkuyordur.
epikür


çoğu atalarının kendilerini koruma iç güdüsüyle oluşturdukları davranış biçimlerinin aktarılmasıyla,üzerlerine hazır bir şekilde giymiş oldukları saldırgan gömleklerdir.

son noktayı bana göre goethe koymuştur.
korkacağımız tek şey, korkunun kendisidir.
devamını gör...

insanın içindeki minik pırlantaya göz kırpan nazım hikmet şiiri. ne zaman dinlesem bu mavi gezegeni çok sevdiğimin farkına varıyorum.

bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
bu koskocaman dünyamız.
bu dünya soğuyacak günün birinde,
hattâ ölü bir bulut
yahut bir buz yığını gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
şimdiden acısı çekilecek bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
böylesine sevilecek bu dünya
"yaşadım" diyebilmen için...
https://youtu.be/PJFR3p7UwU0
devamını gör...

gittiğim denizlerden deniz kabuğu, taş ve deniz suyunu şişeliyorum. aynı zamanda mini bir pet şişe koleksiyonum var demek oluyor bu.
devamını gör...

geçen gün telegramdan aldığım ilginç mesaj. bir süre evvel bir hanım kızımız için nickaltı girmiştim, meğer manitusu da burdaymış. kızmış çok. araları bozulmuş. rica etti benden. sildim tabi. delağanlıyız sonuçta. kimsenin manitusunda gözümüz yok.
devamını gör...

kekik ile karıştırılan ve kekik bitkisine de benzeyen, baharat ve çay olarak ismini duyuran, hatay amanos dağları'na özgü bir yeşillik.
devamını gör...

başka bir adam.
yaptığı saf sanat. filmlerini her izlediğinizde farklı duygular uyandırabilir. gereksiz metafor ve anlaşılmaz/gereksiz sahne seçimine girmeden, imajlar üzerinden değil kavramlar üzerinden muazzam işler yapıyor. özellikle dogville ve manderlay'da yaptığı şeyler gerçekten sinema adına heyecan verici, her zaman yepyeni bir paradigmayı büyük ve devasa konseptlere dayanmadan kurabileceğinizi ispatlar nitelikte işler bunlar.
kendisi küçük ve minimal olayları olağanüstü bir estetikle süsler... bunu yaparken çarpıcıdır, tansiyonu git gide arttırır ve bizi kurduğu dünyaya alıştırır daha ötesi tamamen inandırır. ondan dolayı dogville ve manderley gibi tiyatro sahnesinde dekorsuz çekilmiş -ki dekorsuz çekilmesi kapısız odalarda yaşanan olayları daha çarpıcı hale getirmiştir- bir filmde dahi seyirci yabancılaşmaz, işin içindedir.
her filmi üzerine uzun uzadıya konuşulabilir. özellikle filme koyduğu diyaloglar medium ile orantılıdır, nbc filmleri gibi sizi filmin içindeyken zorlama roman pasajları okuyormuşcasına rahatsız etmez. diyaloglar filmden ayrı bir romana dönüşmez, filmin bir parçasıdır sadece ve oldukça zekice yazılıp filme yedirildiği için filmdeki ide, çok gerçekçi bir şekilde tartışılır. o tartışmayı seyirci sinemadan çıkınca da yaşamaya devam eder. cevap vermeyişi sizi o mesele etrafında daha çok düşünmeye zorlar.
kendisi ayrıca minimal olayları büyük felsefi dilemmaları aracı kılarak işleyen ve bunu filmin bir parçası haline getirebilen bir sanatçıdır.
estetik ve düşünce bu ikisinin sentezini çok zekice yapabiliyor ve bence bir düşünsel sorunu sinema ile tartışmak eğer bunu yapabiliyorsanız en verimli yoldur. bunu yapabilen sayılı insanlardandır.
yaşayan en büyüklerden biridir bence. seviyoruz kendisini...
devamını gör...

hmm, ilginç... sayın kafası karışık yazarın aklının ucundan dahi geçmeyen düşünce sözlüğün sol tarafından geçmiş.* bu gece çok komik başlıklar var, haydi hayırlısı. eksik olmayın.*
t: aklımdan geçmeyen gerçek.
devamını gör...

zamanla düşünce yapim, olaylara bakış açım ve ilgi alanlarım değiştikce eskiden izlediğim bazı filmleri tekrardan izlemek hoşuma gidiyor dostlar. sanırım (bkz: the piyanist)'i rahatlıkla söyleyebilirim.
devamını gör...

akıl yürütme yöntemlerinden biridir.
devamını gör...

umarım bir bilen bir personadır. ve umarım bu personayı yaratan kişi sadece kendisinden nefret ettirecek bir karakter yaratabilecek kadar zavallı biri değildir; bu bilinçli bir tercihtir. ve sonuncusu da şu, eğer bu bir tercihse bunun psikolojik itkilerini tedavi ettirebilecek şansı olur mezkur kişinin umarım.

formatın içinde kalarak insanları irrite etmek mi? gel dersini verelim hacı abi. de haydi.
devamını gör...

+oğluşum senin en yakın arkadaşın kim?
-öğretmenim bizim eve ahmetlerin evi çok yakın o yüzden benim en yakın arkadaşım ahmet galiba.
devamını gör...

haber yapmak için cehapenin adamları koymuştur.
sokakta kalan kimse yok.
çöpte yemek arayan da yok.
hepsi cehapenin oyunu.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim