mö. 484 yılında halikarnassos(bodrum)'da doğmuş, dünyanın ilk araştırmacı tarihçisidir.
romalı devlet adamı ve bilgin cicero tarafından “pater historiae” (tarihin babası) unvanı verilmiştir.
herodot gerçekten de başarılması çok zor ve uzun yolculuklar gerçekleştirmiştir. trakya’yı, lidya ve frigya gibi tüm anadolu kentlerini, karadeniz ve doğu akdeniz kıyılarını, mısır’ı, fenike’yi, iran’ı, makedonya’yı, yunanistan’ı gezmiş ve sicilya’ya kadar varmıştır. zaten kitabını da burada yazmış ve yaşama burada veda etmiştir. uğradığı kentlerde halka hikayeler anlatarak bundan gelir kazanmış bu gelir ile gezilerine devam etmiştir. geçtiği kentlerin dili, dini, kültürü, efsaneleri hakkında bilgiler toplamıştır.
devamını gör...

hoş olmayan ve emek hırsızlığı olarak sayılması gereken sorunsal.

okuma kitaplarında zaten pdf olarak okumayı sevmiyorum çünkü gözlerimi yoruyor ve kağıda dokunmayı, sevdiğim cümlelerin altını çizmeyi seviyorum fakat ders kitaplarında pdf kullanmak zorunda kalıyorum çünkü kitaplar dolar ile satılıyor. en az 5-6 kitap almam gerektiğini düşünürsek ülkemizin bu durumunda imkansız bir hal alıyor öğrencilerin bu tarz kitapları satın alması.

yani evet emek hırsızlığı ama bunu en aza indirmek için kendi adıma elimden geleni yapıyorum.
en basit bir kitap bile 100$ fakat türk lirası ile hesaplayacak olursak 800 küsür tl. emek hırsızlığı yapmak zorunda kalıyoruz. söyleyeceklerim bu kadar.
devamını gör...

zaytung haberi zannedilen iddiadır.
devamını gör...

yaşamış olduğum hayatı film şeridi gibi hatırlayacağım ve sevdiklerime veda edeceğim o güzel parçadır.

devamını gör...

biz hazırız yoldaş
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bilinçaltında nasıl kodlanmış olduğuna bağlı olarak değişir. en zor anınızda yalnızlığınızı paylaştığınız bir dost, arkadaş olarak kodlandıysa, kendinizi her dertli, yalnız, çaresiz hissettiğinizde bir sigara yakarsınız, ilk kez bir arkadaş ortamında içtiyseniz, arkadaş çevrenizde kabul görmenizi sağlayan bir nesne olarak kodlanmış olabilir. böyle kodlamaları olan birine "sigara zararlıdır, sakın içme" demenin hiçbir faydası yoktur *. öncelikle bilinçaltında sigarayı nasıl kodladığını çözmek ve bu kodlamayı değiştirmekle * ve yerine daha sağlıklı bir alışkanlık edinerek * sigarayı kalıcı olarak bırakmak mümkün olabilir.
devamını gör...

günün anlam ve önemine binaen bırakmak istediğim sanat eseri: mustafa kemal'in ilk portresi- ressam avusturyalı wilhelm victor krausz.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bu portre, 1916'da, anafartalar'da yapılmıştır. bilindiği gibi ı. dünya savaşı'nda almanlar, avusturyalılar, bulgarlar müttefiklerimiz idi, ve çanakkale cephesinde iki ressam bulunuyordu. bunlardan biri avusturyalı krausz'dı ve diğeri ünlü türk ressamı hayri çizel'dir.

ruşen eşref ünaydın'dan (eski milletvekili ve atatürk'ün genel sekreterliğini de yapmış olan merhum büyükelçimiz) öğrenildiğine göre ressam krausz, atatürk'ün fizik görünümünü oldukça ilginç bulmuş, kendisinden izin alarak cephede körüklü fotoğraf makinesiyle fotoğrafını çekmiş ve kendisini o dönemin serpuşlarından (başlıklarından) olan enveriyesi ile portrelemiştir.
devamını gör...

beşine de mercimek çorbası diyorum, geç.
devamını gör...

2.dünya savaşı'nda nazi soykırımının gerçekleştiği en büyük toplama kamplarından biri, şimdi anıt müze. polonya kraków'dan 1 saat uzaklıkta. içeride konuşmak yasak. selfie falan da çekmeyin burada zaten.
"arbeit macht frei" (çalışmak özgür kılar) yazan giriş kapısından geçince nereye geldiğinizi anlıyorsunuz.
orada bulunmuş mahkumların resimlerini, kişisel eşyalarını, kaldıkları yerleri hatta krematoryumları da görebilirsiniz.
insanın kanını donduran bir yer. gezinin bitişine doğru günbatımını gördüğümde, burada güneşin hala nasıl doğup batabildiğini içimde sorgulamıştım.

müzenin twitter sayfası da çok aktif. buradan
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
sveti stefan bulgar kilisesi. demir kilise olarak da bilinir
devamını gör...

ülkenin en kültürlü adamını da bilmeyen yoktur..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

oğlum bu ne kadar çok konuşuyor ya bi susmadı
la sende çakmaları cebine atma koca evde çakmak bulamıyoruz..
devamını gör...

sadık hidayet'in ilk öykülerinin yer aldığı kitapta okuyucu başlangıçta aynı isimli bir öykü karşılıyor. 1903 doğumlu yazarın henüz 1929-1930 yıllarında yazdığı öyküler gelecek yıllarda vereceği eserlerin izlekleri ile ilgili de ipucu vermesi bakımından oldukça güzel bir keşif. sadık hidayet için intihar düşüncesinin yeni olmadığını biliyoruz ancak ilk dönem eserlerinde bu temanın yansımalarını görmek benim için fazlasıyla keyifli. kitap, bir kısmı paris'te, bir kısmı tahran'da yazılmış dokuz öyküden oluşuyor. eserin türkiye'de ilk basımı yapı kredi yayınları tarafından ilk kez 1995'te gerçekleştirilmiş.

diri gömülen isimli öykü için özel bir parantez açmak mecburiyetindeyim. bu ilk öykü yazarın planladığı eylemlerin yıllar öncesini -ya da sonrasını- gösteren bir ayna gibi. tutkuyla yazıldığını hissettiren bu öykü nitekim yazarın ölüm biçimiyle fazlasıyla örtüşüyor. bir iç döküm diyebilirim. intihara dair düşüncelerinin bir eylemle sonuca bağlanacağı kaçınılmazdır sanıyorum. bu öyküden paylaşmak istediğim, içselleştirdiğim pek çok cümle varsa da bunu kısa bir alıntıyla sınırlı tutacağım. sadık hidayet, okuyucusunu bulan bir cevher bence. bazı insanlar, mekanlar, olaylar gibi nehir insanı onu okumaya sürükleyecektir diye düşünüyorum.


kendim, kendi gözümde yabancıyım. niçin yaşadığıma, neden burada olduğuma hayret ediyorum. gördüğüm bu insanlar kim ve benden ne istiyorlar?

kaynak: sadık hidayet, diri gömülen, s. 21, yapı kredi yayınları.

diğer öyküleri ise iran'a has motiflerin sıkça tercih edildiği insan ve toplumun ana hatlarıyla görülebileceği bir çizgide. tagore öykülerini anımsatan bir biçem hissettim. tabii hidayet, ta 1936'da gidiyor hindistan'a, bu kitap dediğim gibi 6-7 yıl öncenin ürünlerinden oluşuyor. iran toplum yapısıyla taşıdığımız benzerlikler bu öykülerde oldukça belirgin. belki farklı bir toplumun ve kültürün ürünü olduğu dahi hissedilmeyebilir bazı ciddi ayrımlar dışında. masal özelliği gösteren son öykü, bu günümüzün en açık tasvirlerinden biri.

sadık hidayet, diri gömülen ile gelecek yapıtlarının bir vaadini sunuyor sanki, (bkz: kör baykuş (kitap)).
devamını gör...

uzun yol şoförüdür.
devamını gör...

kendini tanıyor ve ne istediğini öğrenmeye başlıyorsun diyelim. öğrenmeye başlamak dedim çünkü ilerleyen yaşlarda daha fazla kendinle ilgili bilgiye sahip olabilirsin.
kendini birilerine ispat etmenin bir anlamı olmadığını sadece kendi istediğin kişi olman gerektiğini farkına varıyorsun. bu aydınlanma 30 dan öncede yaşanabilir.
devamını gör...

hadi olaydaki yanlışlara bir göz atalım.

küfür edilmesi: sadece iddia, kanıt yok. kanıt olsa dahi çocukla konuşulup o da olmadı bir psikolog yardımıyla çözülebilecek bir "hata". 5. sınıf öğrencisi, 12 yaşında bir çocuktan bahsediyoruz.

olaydaki yanlışlar bu kadar. bir de büyük bir suç var:

çocuğa şiddet uygulanması/ fiziksel istismar suçu: hiçbir çocuğa fiziksel güç kul-la-na-maz-sı-nız!

çocuk bu, yanlış yaparak büyür. onunla konuşmak varken sanki karşısında kendi gücüne denk bir birey varmış gibi böyle bir şiddetin içerisine girmesi değil öğretmenliğe, insanlığa sığmaz.

siz daha neyin davasını güdüyor, neyin algısını oluşturmaya çalışıyorsunuz? bir yanlışı büyük bir suçla mı düzelteceksiniz? ve bunu yapanları böyle savunacak mısınız? zihniyete gel.
devamını gör...

nobel ödüllü kolombiyalı yazar gabriel garcia marquez abinin en üst metnidir. roman mıdır gerçekten bilmiyorum bence bu bir roman olmamalıdır.

palu ailesinin halt edeceği iğrenç bir sülaleyi anlatır. ensest ilişkiler büyücülük delilik çılgınlık ne kadar ilginç iğrençlik varsa yüzyıllardır bu ailededir.
7 büyük günah diye söylenen günahların içinden geçen bu lanetli ailenin yüzyıllık yalnızlığını okuruz.

çok zor bir kitaptır (bence) okuması sabır isteyen hatta okurken cinnet geçirten bir eserdir.
büyülü gerçekçilik mevzusunu hemen hemen herkes bu kitaptan tanır ve öğrenir.

kitabın arkasında yazarın söylemleri bence bu kitabı çok güzel anlatır.

yüzyıllık yalnızlık'ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. çok kasvetli kocaman bir evde, toprak yiyen bir kız kardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mutlulukla çılgınlık arasında ayrım gözetmeyen, adları birörnek bir yığın hısım akraba arasında geçen çocukluk günlerimi sanatsal bir dille ardımda bırakmaktı amacım. yüzyıllık yalnızlık'ı iki yıldan daha kısa bir sürede yazdım. ama yazı makinemin başına oturmadan önce bu kitap hakkında düşünmek on beş, on altı yılımı aldı. büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü şeylermiş gibi anlatırdı bana. anlattığı öyküleri bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz tavrı ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kavradım. yüzyıllık yalnızlık'ı büyükannemin işte bu yöntemini kullanarak yazdım. bu romanı büyük bir dikkat ve keyifle okuyan, hiç şaşırmayan sıradan insanlar tanıdım. şaşırmadılar, çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan bir şey anlatmamıştım. kitaplarımda gerçekliğe dayanmayan tek cümle bulamazsınız.


okumak için acele etmeyin hayatınızın bir kısmında bu kitap okunmak için kucağınıza düşecektir.
devamını gör...

claudius-clauius, galenos-galenus, galen, bergamalı galen, calinus yahut calinos.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bergama'da 129 yılında dünyaya gelen, yunan hekim ve filozof.

galen, 16 yaşına kadar edebiyat eğitimi almış ve sonra tıp eğitimi almak istemiştir. bu isteği doğrultusunda eğitim için smyrna' ya, iskenderiye'ye gitti.

erken yaşta aristotales ve epikuros'un fikirleriyle de tanıştı. hekim olduğunda yaşı 19'du.

157'de bergama' ya geri döndü ve gladyatör birliğinin doktoru olarak göreve başladı. 162'de roma' ya taşındı ve burada kısa sürede ünlendi.

roma'da, 216 yılında öldüğü bergama'ya dönmeden önce imparator marcus aurelius, septimius severus ve commodus'un doktoruydu.

galen, hipokrat' ın öğretilerinden etkilenmiş bir hekimdir.

solunum mekanizmasının açıklanmasına, kranial siniri tanımlamasına, kalp kapakçıklarını tanımlamasına, damarlar ve arterler arasındaki yapısal farklılıkları belirlemesine izin veren çok sayıda diseksiyon gerçekleştirmiştir.

galen, arterlerin o zamanlar inanıldığı gibi hava taşımadığını, kan taşıdığını göstermeyi başarmıştı.

iskelet ve kafatasını eksiksiz şekilde tanımlamıştır.

günümüzde yarısı tamamen veya kısmen korunmuş, 300'ü aşkın eserin müellifidir.

galen, kendini tıbba ve insanlığa adamıştı lakin karşılığını da dünyevi şeylerle hakkınca almıştı...
devamını gör...

yüzünün gerilmesi ve beyazlaması durumudur, arada iyi bir tesir bırakır bende.
devamını gör...

hymn for the weekend.

çok hoş bir hissi var şarkının. kızıl bir akşamüstünde, arkadaşlarımla içerken, üstü açık bir arabada bağırarak şarkı söyleyerek güneye gidiyormuşum gibi hissediyorum. tam olarak bende yarattığı his bu.*
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim