katılmadığım önerme. bahsettiğiniz tanımların daha çok oylanması yazarın takipçisinin çok olmasından sebep. sadece takip ettiği yazarları okuyan yazarlar var. ben de önce takip ettiğim yazarların o gün paylaştıklarını okurum, beğendiklerimi oylar daha çok beğendiklerimi favorilerime alırım. akış veya bilgi bölümünde de tanım gireceksem o başlıktaki tüm tanımları okur beğendiklerimi oylarım. bazen sadece ilgimi çeken başlığa girer okur, oylarım. insanların ilgi alanları farklı. geyik muhabbeti bilgi içerikli bir tanımdan daha çok oy alabilir. bu çok normal. bilgi bilgi nereye kadar. bu da kafa sonuçta.(swh)
sadece oylayarak en beğenilen tanım oluyor demek o yazarın emeğine ve yazdıklarına haksızlık olur. sen beğenmezsin o beğenmez ama başkası beğenir. tü kaka demek yersiz.
devamını gör...

varlığın (bkz: madde) olduğunu, varlığın maddeden ayrı düșünülemeyeceğini varsayan görüș.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

dünyamızın doğal uydusu, çocukluğumun ay dedesi. müptelasıyız.
devamını gör...

sadece bu mu?
merve kavakçı’nın bir diğer kızı ise amerika-türkiye görüşmelerinde büyük başkanın çevirmeni olarak gizli toplantıya katıldı.
“devlet malı deniz, yemeyen keriz” mantığı ile ilerliyorlar….
kendileri amerikan vatandaşı, kendileri siyasal islamın sembolü olan türban ın sembol savaşçısının kızlarıdır. türban siyasaldır, baş örtüsü çok başkadır. linç etmek isteyen olursa türban ve başörtüsünün farkını incelesin, bir zahmet.
ayrıca bahsedilen hanfendinin instagram hesabındaki egzantirik fotoğrafları bir kaç yıl önce gündem olmuştu. işte yine bu yüzden türban vurgusu gerekli….
merve kavakçının büyükelçi olduğu bu sistemde, kızına burs verilmiş….
bir de taze kaymakamlar, 6 ay süre ile ingiltere’ye, dil okuluna gidiyorlar. sanırım onların masrafı devlet tarafından karşılanıyor. bunlar bizim bildiklerimiz, bilmediğimiz neler vardır neler.
devlet malı deniz, yemeyen keriz….
eğitimde fırsat eşitliği istiyoruz!
devamını gör...

efes'te, lidya kralı kroisos tarafından yaptırılan bir tapınaktır. mö 356 yılında yapılmıştır. bundan yaklaşık 200 sene sonrasında adını tarih kitaplarına yazdırmak isteyen bir cesur yürekli* kişi tarafından yakılmış. o dönemki mahkeme bu adamın gerçekten amacına yani ismini tarihe yazdırma amacına ulaşamaması için adının anılmasını yasaklamışlar. tabi yasaklar çok işe yaramış olsa gerek ki bu kişinin adı günümüze kadar ulaşmış. tapınağı yakan kişi herostratus. hatta herostratus ile ilgili ''forget herostratus'' adında bir tiyatro oyunu vardı rus bir yazar* tarafından yazılmış.

tapınak 100 metreye 55 metre boyutlarında temeller üzerine inşa edilmiş. büyüklüğü, süslemeleri ve heykel detayları ile dönemin en mükemmel yapılarındanmış. 400 sene sonra tapınağın son hali de got kavmi'nin anadolu topraklarına gelmesiyle ortalık karışınca bu tapınak da yıkılmış.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

(bkz: yaman şakacısın delikanlı)
devamını gör...

hamile ya da emziren annelerin kullanabildiği, sayılı ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlardandır.
devamını gör...

süregelen "eşcinselliği özendiriyor, aile kurumunu yıkıyor, geleneksel değerlere karşı geliyor" diye yaygara kopartılan ifade, sözleşmenin 4. maddesinin 3. fıkrası. okumak isteyenler için sözleşmenin tam metni burada. hakkında daha önce karaladığım bir şey de şöyle: #520801.

eşcinselliği mi özendiriyor?
bu ülkede ülkü ocakları başkanı 15 yaşındaki bir oğlan çocuğuyla basılmadı çünkü.

aile kurumunu mu yıkıyor?
şimdiye kadar binlerce kadın bizzat ailesinin sözde "direği" tarafından şiddet görmedi, öldürülmedi çünkü.

geleneksel değerlere mi karşı geliyor?
hangi geleneksel değer? hani herkesin herkesi öldürebildiği, şiddetin tarafların cinsiyeti fark etmeksizin her türlüsüne boyun eğmek zorunda bırakan; kadını metalaştıran ve hizmet etmesi gereken bir köle olarak gören değerleriniz mi?

yere batsın sizin değeriniz. yere batsın aile anlayışınız. yere batsın göstermelik eşcinsellik korkunuz.

şöyle bir sözleşmeden yukarıdaki anlamları çıkartabilen sadece kötü niyetli bir kör cahil değil, aynı zamanda terbiyesizdir. sapkın herifler.
devamını gör...

2001 yılında remzi kitapevi'nden çıkan ömer zülfü livaneli kitabı. aynı yıl yunus nadi roman ödülünü almış.

kitabın kurgulanışı benim daha önce rastlamadığım bir biçimde tasarlanmış. önsözünde yazarın kitabın bazı bölümlerini yeniden yazdığını anlattığı bir yer var. yaptığım çıkarım farklı bulduğum kurgulanış eklemesi olduğuydu. aynı hikayeyi bir yaşayandan bir de yaşayanı dinleyen yazardan sunuluyor hikaye okuyucuya. dışarıdan ve içeriden olayların nasıl göründüğünü net bir şekilde okuyucuya gösteriyor bu özellik.

ben yazarın okuduğum iki romanına göre bu kitabı çok daha sevdim. sevdim dediysem de yazarı kendi yazdıkları içinde sevdim. fakat yukarıda bahsettiğim kısım bana çok farklı bir okuma deneyimi sunduğu için başarılı ve tavsiye edebileceğim bir nitelikte. beni livaneli kitaplarında asıl rahatsız eden ise geçmişte yaşanmış şeylerin anlatılana kadar laf kalabağı içermesi. (bkz: serenad) bu kitapta ise asıl anlatılana ulaşma arzusu hissetmedim. hikaye yaşanmış bitmiş değil devam ediyordu, geçmişten gelen izler geleceğide belirleyecekti çünkü, bitip tükenmiş bir hikaye değildi anlatılan. akıp giden devam eden bir hikaye idi.

benim gibi sevmemiş ama yeniden livaneli'ye şans tanımak isteyenlere, kurgulanışı ve yazımı konusunda farklı bir deneyim yaşamak isteyenlere akıcı, sürükleyici bu kitabı tavsiye ederim naçizane.
devamını gör...

midemi kötü üşütmem sebebiyle uzun süreli otobüs yolculuğumda 7-8 kez kusmuştum.ders kaydı var zorunlu gitmem de gerekiyor. ne yolda inebiliyorum ne de geri dönebiliyorum.özellikle yanımda oturan ve yakın olan tüm yolculardan çok utanmıştım. elimden de bir şey gelmiyor.bitip bitip tekrar başlıyor,rezaletti.
girne asker hastanesinde refakatçi kaldığım günlerde(emir üzerine) gördüklerim de iğrençti.hasta askerlerle tuvalete gir,kusana poşet tut vs...
devamını gör...

kalbimde pek tutamadığım, kişiye zarar veren duygudur.
devamını gör...

şimdi bir hobinin olması için para lazım ve çoğunluğun da maalesef hobiye ayıracak parası yok. hayattan zevk alınması lazım ki bir de hobi edinebilsin insan ama o da yok.
devamını gör...

düşünmek..
dünü..
bugünü..
yarını..
bir de hiç gelmeyecek o zamanları..

şimdi kendime soruyorum..

uyuyamıyor muyum?..
uyumuyor muyum?..

evet evet..

uyumuyorum diye kendini kandıran ama uyuyamayan biriyim ben.

aklımda hep aynı cümleler..

dün olmadı, bugün bir ihtimal ve yarın belki diyerek umut etme çabası bu.*
devamını gör...

turizmin uyuşturucu kaçırmaktan daha fazla kazandırmayacağına inandığımdan, inanmayacağım iddiadır. neticede örgüt oraya otel dikmedikten sonra, niye yaksın değil mi?

ha, uyuşturucu kaçıran büyük babalardan bir tanesi, çeşitli yol ve bağlantılarla örgüte taşere etmiş olamaz mı, olabilir elbet. olabilir de; hayatımda duyduğum en saçma eylem olurdu o halde. yani orman yakarak ne elde edebilir örgüt, bilemedim...

dikilecek oteller için, izlemede kalınız...

sonradan gelen edit: iktidar bulmuş kolayını valla... pkk yaptı diyor, alıyor tüm gazı. gerçek sorumlunun, suçlunun peşine düşmüyor hiç kimse... ben demiyorum pkk ya da başka bağlantısı yapmadı... olabilir, taşere edilmiştir, karşılığında uyuşturucu ticaretinden pay verilmiştir, ne bileyim olmuştur bir şeyler... lakin soruyorum kardeşim size, sorumlusu kim? gerçek suçlu kim? geçtiğimiz sene, söndürme uçaklarının pilotlarını, teknisyenlerini işten atan kim? koca devlet yahu, yangın söndürmeye nasıl muktedir olmaz. 1 tane söndürme uçağı mı bizim ülkemizin ciğerlerini teminat altında tutan?

boş konuşuyorsunuz, boş...

adana'da niye çıkmış yangın... otel yapmazsa toplu konut yapar, dün sığınan mülteciyi yerleştirir, 2 sene sonra vatandaşlık verir, oy kullandırır...

güç delisi iktidar, gerek görürse savaş çıkarır savaş, koltuk uğruna (!) orman mı yakmayacak....

hepiniz pembe bakıyorsunuz. terör eylemlerinden devletlerin de, hatta teröre maruz kalan iktidarların da beslendiğini görün ulan artık...
devamını gör...

çaresiz,bunalmış hissedildiğinde kısa süreli keyifli bi kaçış yolu.tabii uyuyabilirseniz.
devamını gör...

kendini de unutsaydın, arkadaşın camdan atlasa sen de mi atlayacaksın, komik bir şey varsa söyleyin biz de gülelim tarzı klişe sözlerdir.
devamını gör...

kelimelerin zaman içerisinde çeşitli etkenlerden ötürü unutulması, ölmesi ve kullanılmaması olayı. bir dilbilim konusu.

edit: kısaltma *
devamını gör...

"savaşa karşıyım ancak haksızlığa karşı savaşmak karakterimdir."
cevher dudayev
devamını gör...

bir takım insanlar var ellerinde mızraklarla bekliyorlar, yanlış yap, hata yap da linçleyelim diye.

adam diyorsun, cinsiyetçi misin diyor bu mızraklılar.
filistin diyorsun, ee türkistan diyor bu defa. illa bi karşı gelecek yani.

filistin de bizim türkistan da bizim. her şeyi tek tek açıklattırırlar insana.
devamını gör...

insana çok koyar. vay ben ne halt ettim, diye kendini yer bitirir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim