kanamanın önlenmesi ve durdurulması için vücudun normal fizyolojik yanıtıdır.

her tür vasküler açılmanın tıkanmasına yol açmaktadır.

genel olarak konuşmak gerekirse, kanın akışkanlığının ve kan damarlarının sağlamlığının korunmasına yardımcı olmaktadır.
devamını gör...

bazı dönemler kopmalar olsa bile varlığını her daim hissettiğim değerli yazar dostum. ilgilenemediğin zamanlar sürekli kusura bakma deme huyunu bir türlü aşamadık. aş yahu aşşş. kusura bakmıyorummm. bana değer vermen bile yeter bana.
devamını gör...

(bkz: ???)

düdüt: buyurun sizi böyle alayım. (bkz: metal müziğe başlama rehberi)
sonra teşekkür edersiniz.
devamını gör...

paranın, reklamın, küfürü n, terbiyesizliğin , mübah olduğu, para kazanmak için kullanılan sosyal medya , çoğumuz ordan gelmeyiz ,ama ekşi sözlük zıvana dan çıktı, terbiye sınırlarını zorlayan yazarlar ile doldu.
devamını gör...

bırakmayanları saysak daha kısa sürerdi diye düşünüyorum.
devamını gör...

iş görüşmesi gibi değildi, görüşmeye gittiğim gün çalışmaya başlamıştım. ama sorulan tek soru viski sevip sevmediğim olmuştu. ey işverenler böyle arkadaş canlısı olun işte.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

aslında, gününüz aydınlık olsun demek. birine günaydın demeniz, o kişinin farkında olduğunu fark ettirir ve özel hissettirirsiniz. otobüste, okulda veya iş yerinde hiç tanımadığınız birine günaydın demek inanın biraz olsun pozitiflik katıyor. gününüz aydın olsun, günaydın kafa dostlarıım!
devamını gör...

elimde olmadan kendimi emekli gibi hissetsem de yapmaktan geri durmadığım etkinlik.
devamını gör...

"bu memleket gerizekalılarla, delilerle, ruh hastalarıyla doludur."
nihal atsız'ın sözleri.

kendisinin faşist, ırkçı düşüncelerine tamamen karşıyım ama gün geçtikçe, insanların yaptıklarını gördükçe, hak veriyorum bu sözlerine.
devamını gör...

şuraya ismet inönü'ün bir sözünü bırakayım.

"bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur."

o yüzden ben konuşmaya da, yazmaya da devam edeceğim.
onlardan korkan onlar gibi olsun.
devamını gör...

çok yakışıklı veya güzel olupta konuşmaya başladıktan sonra keşke hiç konuşmasaydı sadece seyretsek dediğim yakışıklılar ve güzeller olmuştur... yakışıklı veya güzel olmak ilk bakışta önemlidir belki ama içi fossa ne işe yarar ki ..
devamını gör...

tam da inançlı olduğu için övünen ve inançlı olduğu için her şeyi kendine hak gören insanlardan dolayı insanlar dinden uzaklaştı. kimse inançsızlıkla övünmez. baştan bunu söyleyenler, inanç konusundaki bıdıbıdılara doymuş o yüzden peşin peşin kestirip atmak isteyenlerdir. yoksa inanmak güzel bir şeydir. insana huzur verir. inanırsın, dayanırsın, güvenirsin, sığınırsın. bizi kendimize bir bırakmadınız ki. sizden kurtulmanın tek yolu elimizin tersiyle itmek. sizlerin - en müslümanların- kendinize bir bakıp içinde bulunduğunuz gaflet, dalalet hatta hıyanet konusunda özeleştiri yapmanız gerekiyor.
devamını gör...

(bkz: sunay akın)'ın 2009 yılında yayımlanan, küçük hikaye veya denemelerden oluşan ve farklı farklı insanları olmadık noktalardan birleştirerek bizi hayret düşürdüğü kitabı.
devamını gör...

800 tanım girmek.
devamını gör...

malumunuz turkey = hindi. italyan bir hindi eti üreticisi reklam yapsa ‘bu akşam tüylerini yoluyoruz’ diye gubarak hindi resmi koysa, şu anda sokaklarda pizza parçalayıp kafamızdan aşağı balsamic sirke döküyor olurduk
devamını gör...

hukuki olarak yok hükmünde olan fesih!!. zira anayasa m. 90/5 açık. diyor ki: usulüne uygun yürürlülüğe girmiş olan milletler arası anlaşmalar kanun hükmündedir. cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile bir kanun yürürlükten kaldırılamaz. bu sözleşme temel hak ve hürriyetlerle ilgili bir sözleşme. anayasa'da temel hak ve özgürlüklerle kanunlar arası bir uyumsuzluk varsa sözleşme hükümleri uygulanır denmekte. yani sizin anlayacağınız temel hak ve özgürlüklerle ilgili sözleşme kanundan bir tık üstün. öte yandan cumhurbaşkanı, temel hak ve özgürlüklerle ilgili bir düzenleme yine yapamaz çünkü anayasa'ya yine aykırı. sözleşmeyi feshedebilmek için belli prosedürler var. önce uluslararası alanda o süreci yerine getireceksiniz daha sonra bir "kanun"la "sözleşmeyi uygun bulduğunuz kanunu" yürürlükten kaldıracaksınız.

neden yayımlandı bu kararname? o zaman karşımıza birtakım ihtimaller çıkıyor.
ilk ihtimal: bu zaten yok hükmünde. yok hükmünde olan birşey bile bile çıkarıldı. yok hükmünde olsa bile belli kesimlerin oylarının kazanılması cebe konuldu. fakat uluslararası alanda bağlayıcı olduğunu kim bilecek? bizim seçmen bunu bilmez ve bilmesi de gerekmez. hayali olarak "onların taleplerini yerine getirdim demek" bu. uluslararası çevrelere de "bizim düzenleme zaten yok hükmünde", "anlaşmaya bağlı olmaya devam edilecek" denilecek. yani içe başka dışa başka konulacak.

ikinci ihtimal: bu zaten yok hükmünde ve uygulanamaz. ancak 6284 sayılı kanunun kaldırılması veya önemli ölçüde değiştirilmesi yönünde bir irade oluşmuş oldu. bu sefer yine uluslararası anlaşma geçerli olur. zira bağlılık söz konusu.

üçüncü ihtimal: yok hükmünde değil ki bu düzenleme. zaten ülkede hukuk yok. ben kararname ile kanunu bile değiştiririm diyebiliyorsanız ben muz cumhuriyeti olmaktan, türkmenistan kuzey kore olmaktan mutluyum demek bu.

seç, beğen, al. consume, obey, die.
devamını gör...

benimdir. gün daha bereketli oluyor, stres yapmadan bütün işlerimi hallediveriyorum erken kalkınca.
devamını gör...

bir john steinbeck kitabıdır.

her türk gibi asker doğmadığımı anlamak için bu dünya üzerinde 25 sene çile doldurup sıramı beklemem gerekti. cepheye giderken en önde koşacak olan askerlerden biri olup er ryan’ı kurtarmak için seferber olan ekibin keskin nişancısı gibi havalı olmayı umut ederek geçen süreler sonunda askere gittiğimde ilk cümlede bahsettiğimi şeyi anladım. asker doğmamıştım.

insan öldürmeye meraklı biriymişim gibi gelmesin yazdıklarım, kimseye öldüremem ben. muhtemelen ilk vurulup düşenlerden olurum zaten çevrede ne olduğunu gittiğini gözlemeleme hevesim yüzünden. benim anlatmaya çalıştığım çok farklı bir şey.

john steinbeck’in bu kitabını olduğumda anladım ki büyük yazarla aynı fikirdeyiz savaş konusunda.

bir savaşın içeriği sürekli çarpışmalar, gürültüler, katliamlar, kahramanlıklardan ziyade beklemekle dolu. askerlik mantığının temelinde de bu var sanki. acemi birliği boyunca gözlemlediğim şey bu oldu benim. beklemek. sessizce beklemek. 18 gün boyunca kışlanın biraz o bölgesinde biraz bu bölgesinde bekledik. elbette daha yoğun eğitim alanlar vardı. ama beklemek askerliğin, savaşın özünde olan bir kavram.

ikinci dünya savaşını cepheden takip eden john steinbeck savaşa ucuz kahramanlık hikayeleri yoluyla değil, çok daha gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşıp neredeyse felsefi gazete yazıları yazmış. sansüre takılmamak için yaptıkları bile takdire şayan. askerlerin birer sayı gibi matrix içinde akıp gitmediklerini, onları kanlı canlı birer birey olduklarını göstermiş herkese.

müthiş bir kitap bu. gerçekçiliği ile içinizdeki buz denizine bir balta gibi inecek.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

şöyle bi şerefsiz, gelsin iki makara yapalım, tipe bak ya?
yanımda gezdireyim, "hacı kurbanı naptın?" diyen olursa "kendine sor?" diyeyim, bu böyle gevşek gevşek baksın.
lan bu nasıl bi sıfattır ?*

(bkz: yüksek ateşin beyne zarar vermesi)
(bkz: geçti geçiyor ama az kaldı)
(bkz: buradan son feci mars anama çok selam ederim)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim