doppelganger
birbirlerinin ikizi gibi olan, duruşları ve tavırlarıyla da birbirlerine çok benzeyen bireyler için kullanılan tabir. ancak bu gerçek hayata uyarlanmış biçiminin tanımıdır.
psikolojide doppelgänger (almanca. çift-gezen) kişinin paranormal ikinci ben'inini ifade eder. şizofreni başlangıcı sayılır, bireyin ruhsal olarak sallantıda olduğu dönemlerde ortaya çıktığından birçok kültürde kötü şansın habercisi olarak nitelenir.
bir alman inanışına göre doppelganger'i kişi kendisi yaratır. bu ikiz onun bilincinden beslendiği için sahibinin tüm karanlık yönlerini yansıtır.
somutlaştırmak adına örnek vereyim;

bu fotoğraftaki küçük kız rihanna'nın gerçek hayattaki doppelganger'i, yani ona benzeyen herhangi biri. eğer rihanna bunu depresyonda olduğu bir dönemde sanrı olarak tabir-i caizse kendisi yaratmış olsaydı, şizofrenik hasta sayılırdı. edgar allan poe ve dostoyevski gibi birçok usta yazarın kitaplarına da konu olmuştur. dostoyevski'nin the double'ı da o kitaplardan biridir ve kitap beyaz perdeye uyarlanmıştır.
psikolojide doppelgänger (almanca. çift-gezen) kişinin paranormal ikinci ben'inini ifade eder. şizofreni başlangıcı sayılır, bireyin ruhsal olarak sallantıda olduğu dönemlerde ortaya çıktığından birçok kültürde kötü şansın habercisi olarak nitelenir.
bir alman inanışına göre doppelganger'i kişi kendisi yaratır. bu ikiz onun bilincinden beslendiği için sahibinin tüm karanlık yönlerini yansıtır.
somutlaştırmak adına örnek vereyim;

bu fotoğraftaki küçük kız rihanna'nın gerçek hayattaki doppelganger'i, yani ona benzeyen herhangi biri. eğer rihanna bunu depresyonda olduğu bir dönemde sanrı olarak tabir-i caizse kendisi yaratmış olsaydı, şizofrenik hasta sayılırdı. edgar allan poe ve dostoyevski gibi birçok usta yazarın kitaplarına da konu olmuştur. dostoyevski'nin the double'ı da o kitaplardan biridir ve kitap beyaz perdeye uyarlanmıştır.
devamını gör...
kadın sünneti
(bkz: female genital mutilation)
en sık yaptığımız ameliyatlar genital sarkmalar afrika'da. beslenme yetersizliği, çok sayıda art arda doğum, tıbbi bakıma ulaşamama nedenleriyle doğum travmalarına bağlı rahim, mesane, barsak sarkmaları. yine aynı sebeplerle komşu genital organ yaralanmalarına bağlı fistüller. yani vajinadan gayta ya da idrar gelmesi sonucu kadınların koku nedeniyle tecrit edildiği, çadırlara kaldığı durumlar.
bu ameliyatları yapıyoruz orada en çok; sabah başlayıp hava kararana kadar. fotoğraf da orada canım ameliyat hemşirelerimle yorgunluktan düştüğümüz anlardan. doğum değil yani jinekolojik ameliyatlar. geçen yıl etiyopya, afar bölgesine gitmiştik @taddafrika gönüllü sağlık ekibi olarak.
ameliyata başlayacağım. idrar kanalının altında bir saman çöpü var. genital bölge tüm dudaklar ve klitoris çıkarılmış haldeydi. tüm kadınlar öyleydi zaten. yani sünnetliydi. daha önce kadın sünneti (tıbbi adı "female genital mutilation" yani kadın genital sakatlama) ile ilgili neler yapıldığını paylaşmıştım sizinle. okumak isteyenler için o yazılarımı tekrar storye koyacağım.
neyse... bu ne diye sordum bize yardımcı olan yerel görevlilere. sünnetli kadınların idrar kanalı, kesilip kendiliğinden zırh gibi kapanan dudak dokusunun içinde kaldığından idrar yapacakları zaman saman çöpüyle iterek yapabiliyorlarmış. kadın sünneti ortalama 10 günlük bebekken yapılıyor ve kadıncağız 50 yaşında. bunca yıldır bu şekilde idrarını yapıyor yani.
neyse ameliyatımı yaptım. rahmi alıp sarkan dokuları, bardağı ve idrar kesesini yukarı astım. bunları vajinal yolla yapıyoruz mümkün oldukça hem daha kolay iyileşme, daha az hastane yatışı (biz gidene kadar takip edebilelim) hem o şartlarda anestezi riskini azaltma için belden uyuşturma yapabilme adına.
vakayı bitirirken şu idrar kanalını da açayım, kadıncağız rahat etsin dedim. tam sünnetli alanı açacağım yerel görevli gelip bağırarak bir şeyler anlatmaya başladı. çevirmenlere sordum. "sakın. yapamazsınız, sünnetini bozamazsınız." diyormuş. neden diye sordum; sünnetsiz bir kadın olarak dışlanır artık kirli olur dedi.
hastane bahçesinde fırsat buldukça nasıl yanlış bir şey olduğunu anlatıyordum yaşlı kadınlara. onlar yapıyordu çünkü işlemi. her defasında tartışma büyüyor, sevimsiz bir hal alıyordu. buraya döndüğümde de bu konuyla çok uğraştık dernek olarak. yerel resmi merciler kanalıyla toplantılar düzenledik ama asla hiçkimse yanaşmadı ve katılmadı.
neden diye sorduğumda yaşlı kadınlara; yapmazlarsa kız çocuğu haz almasını öğrenir ve evlenmeden önce ilişkiye girebilirmiş. evlendiği gece eşi bıçakla açıyor sünnetli bölgeyi çünkü. doğumda ise bebek çıktıktan sonra tekrar dikiyorlar aynı yeri.
anladınız mı şimdi; afrika'da kadın sünneti bizde kızlık zarı benzetmemi... onların "kızlık zarı" diye bir şeyden haberi yok mesela. siz okurken lanet ettiniz biliyorum ama ben her gün onlarca böyle kadını ameliyat ettim. kahrolarak...
drbanuçiftçi
en sık yaptığımız ameliyatlar genital sarkmalar afrika'da. beslenme yetersizliği, çok sayıda art arda doğum, tıbbi bakıma ulaşamama nedenleriyle doğum travmalarına bağlı rahim, mesane, barsak sarkmaları. yine aynı sebeplerle komşu genital organ yaralanmalarına bağlı fistüller. yani vajinadan gayta ya da idrar gelmesi sonucu kadınların koku nedeniyle tecrit edildiği, çadırlara kaldığı durumlar.
bu ameliyatları yapıyoruz orada en çok; sabah başlayıp hava kararana kadar. fotoğraf da orada canım ameliyat hemşirelerimle yorgunluktan düştüğümüz anlardan. doğum değil yani jinekolojik ameliyatlar. geçen yıl etiyopya, afar bölgesine gitmiştik @taddafrika gönüllü sağlık ekibi olarak.
ameliyata başlayacağım. idrar kanalının altında bir saman çöpü var. genital bölge tüm dudaklar ve klitoris çıkarılmış haldeydi. tüm kadınlar öyleydi zaten. yani sünnetliydi. daha önce kadın sünneti (tıbbi adı "female genital mutilation" yani kadın genital sakatlama) ile ilgili neler yapıldığını paylaşmıştım sizinle. okumak isteyenler için o yazılarımı tekrar storye koyacağım.
neyse... bu ne diye sordum bize yardımcı olan yerel görevlilere. sünnetli kadınların idrar kanalı, kesilip kendiliğinden zırh gibi kapanan dudak dokusunun içinde kaldığından idrar yapacakları zaman saman çöpüyle iterek yapabiliyorlarmış. kadın sünneti ortalama 10 günlük bebekken yapılıyor ve kadıncağız 50 yaşında. bunca yıldır bu şekilde idrarını yapıyor yani.
neyse ameliyatımı yaptım. rahmi alıp sarkan dokuları, bardağı ve idrar kesesini yukarı astım. bunları vajinal yolla yapıyoruz mümkün oldukça hem daha kolay iyileşme, daha az hastane yatışı (biz gidene kadar takip edebilelim) hem o şartlarda anestezi riskini azaltma için belden uyuşturma yapabilme adına.
vakayı bitirirken şu idrar kanalını da açayım, kadıncağız rahat etsin dedim. tam sünnetli alanı açacağım yerel görevli gelip bağırarak bir şeyler anlatmaya başladı. çevirmenlere sordum. "sakın. yapamazsınız, sünnetini bozamazsınız." diyormuş. neden diye sordum; sünnetsiz bir kadın olarak dışlanır artık kirli olur dedi.
hastane bahçesinde fırsat buldukça nasıl yanlış bir şey olduğunu anlatıyordum yaşlı kadınlara. onlar yapıyordu çünkü işlemi. her defasında tartışma büyüyor, sevimsiz bir hal alıyordu. buraya döndüğümde de bu konuyla çok uğraştık dernek olarak. yerel resmi merciler kanalıyla toplantılar düzenledik ama asla hiçkimse yanaşmadı ve katılmadı.
neden diye sorduğumda yaşlı kadınlara; yapmazlarsa kız çocuğu haz almasını öğrenir ve evlenmeden önce ilişkiye girebilirmiş. evlendiği gece eşi bıçakla açıyor sünnetli bölgeyi çünkü. doğumda ise bebek çıktıktan sonra tekrar dikiyorlar aynı yeri.
anladınız mı şimdi; afrika'da kadın sünneti bizde kızlık zarı benzetmemi... onların "kızlık zarı" diye bir şeyden haberi yok mesela. siz okurken lanet ettiniz biliyorum ama ben her gün onlarca böyle kadını ameliyat ettim. kahrolarak...
drbanuçiftçi
devamını gör...
normal sözlük'ü çağrıştıran kelimeler
turuncudur.
devamını gör...
gecikmiş seçim deneyi ve kuantum silgisi
john archibal wheeler'ın, çift yarık deneyindeki gözlemci etkisinin ne derece önemli olabileceğini anlamak adına yapılmasını önerdiği deney. bu işlere merakı olanların, konuyu daha iyi anlamak adına öncelikle çift yarık deneyi hakkında biraz bilgi edinmesi yararlı olacaktır.
*****
bu çok uzun bir entry olacak. baştan uyarayım sizleri. bana sövmeyiniz, benim bir suçum yok.
önce gecikmiş seçim deneyinden biraz bahsedeyim.
çift yarık deneyinde, elektronun geçtiği yarığı anlamak için bu yarıkların önüne bir ölçüm aleti koyulmuştu. gecikmiş seçim deneyinde bu alet, elektronun nihai durağı olan perdenin arkasına koyulmuş. yani elektron, hangi yarıktan geçeceğinin seçimini yapıp geçtikten ve perdeye düştükten, bir anlamda iş işten geçtikten sonra gözlenecekmiş. bu durumda olması beklenen şey, gözlemci etkisinden arındırılmış bir sonuç görmek çünkü gözlemci devreye, her şey olup bittikten sonra girecek.
beklentimiz 2 ihtimal üzerine kurulu: ya elektron, geçeceği yarığın seçimini etkilemeyecek bir noktada bulunan gözlemcinin varlığından etkilenmeyecek ve dalga deseni gösterecek ya da her şeye rağmen gözlemcinin varlığından etkilenip parçacık, yani kümelenme deseni gösterecek.
normal şartlarda beklentimiz 2. ihtimalin gerçekleşmesi çünkü yukarıda da dediğim gibi, gözlemci olaya dahil olmamış ve elektronun hangi yarıktan geçeceği bilgisini etkilememiş olmalı. ancak deney yapılınca görülüyor ki, elektron seçimini yapıp herhangi bir yarıktan geçtikten çok daha sonraki bir noktada bulunan gözlemciden etkileniyor.
gözlemciden etkilenen elektron, geçmişte yaptığı seçimi mi değiştirdi? ya da farklı bir şekilde sorarsak, gözlem yaptığımızda elektronun geçmişini değiştirebiliyor muyuz?
*****
bu soru, fizikçilerin "ne yapalım? cevabını bulamadık." diyerek peşini bırakacağı türden bir soru değil. bu nedenle konu hakkında deneylere devam ediyorlar ve bu kez farklı bir deney düzeneği ile şanslarını deniyorlar.
burada gerçekten bazılarınıza gereksiz gelebilecek kadar detaya girerek deneyi anlatacağım. bu kısmı (5 yıldızla başlayan diğer bölüme geçerek) atlamak isteyebilirsiniz ama türkçe kaynak bulamayıp da konuyu merak edenlerin işine yarayacak diye düşünüyorum.
önce şu resmi biraz inceleyip, anlatacaklarımı buradan takip ediniz:

- elimizde bir lazer var. a ve b yarıklarının bir tarafına bu lazeri koyuyoruz. bir de kristalimiz var, o da yarıkların diğer tarafında. lazerden gelen ışığı, yani fotonları kuantum dolanıklık ilkesine göre dolanık ikiz fotonlar haline getiriyor. bu dolanık ikizlerin hangi yarıktan geçtiğini gözlemci bilmiyor.
- herhangi bir yarığı seçerek gelen ikizler, glan-thompson prizmasından geçerken birbirinden ayrılıyor ve farklı yönlere gidiyorlar. gittikleri yerlerde bulunan dedektörler sayesinde, perde üzerinde oluşturacakları deseni izleyebiliyoruz.
şeklin en üstünde bulunan d0 dedektörüne gelen bir fotonu düşünün ve yarıklardan çıkan mavi ve pembe çizgileri takip edin. bu dedektöre, her iki yarıktan da foton gelebileceğini gördünüz. yani biz bu dedektöre gelen fotonun hangi yarıktan geldiğini bilemiyoruz. bu durumda perdede görmemiz gereken desen (çift yarık deneyinden biliyoruz ki) bir girişim deseni.
şimdilik bu bilgi aklınızın bir kenarında beklesin.
**
- prizmadan geçtikten sonra ayrılan ikizlerden yukarıdaki d0 dedektörüne gitmeyenler, alt yolu takip edecek demektir. yani bu kez önce ps prizmasından geçecekler. bu prizmaya gelen her foton da yine farklı 2 yoldan birini izleyecek. resimde pembe ve mavi çizgileri takip ederek görebilirsiniz.
sa ve sb olarak gösterdiğim şekiller birer yarı ayna. bunlara gelen fotonlar yansıyabilir de, içinden geçebilir de. %50 ihtimal var yani bu iki durum için. o nedenle 2 ihtimali de ayrı ayrı incelememiz gerekecek.
biliyorum çok karışık ama dayanın arkadaşlar! işin yarısını bitirdik.
1. ihtimal: sb yarı aynasına gelen fotonlar
şekilden takibe devam... bunlar eğer yarı aynadan yansırsa resimdeki büyük b ile gösterilen alttaki dedektöre, yarı aynadan geçerse mb olarak gösterilen tam yansıtıcı yüzeye gelecekler.
2. ihtimal: sa yarı aynasına gelen fotonlar
bunlar yarı aynadan yansırsa büyük a ile gösterilen dedektöre, yarı aynadan geçerse ma olarak gösterilen tam yansıtıcı yüzeye gelecekler.
**
şimdilik tam yansıtıcı yüzeyleri bir kenara bırakalım ve dedektörlere gelmesi ihtimali olan fotonları konuşalım. büyük a ve büyük b dedektörlerine gelen fotonların izleyeceği yolu resimden takip ederseniz şunu göreceksiniz: büyük a dedektörüne gelen fotonlar ancak a yarığından ve büyük b dedektörüne gelecek fotonlar ancak b yarığından geliyor olabilir. bu durumda biz artık hangi dedektöre hangi yoldan geldiklerini bildiğimiz, yani gözlemci etkisini devreye dolaylı da olsa soktuğumuz için, bu fotonların perdede oluşturacağı desen (yine çift yarık deneyinden biliyoruz ki) kümelenme deseni olmalı.
yansıma ihtimallerinden çıkan sonuç bu ama işin bir de yarı aynalardan geçen fotonlarla ilgili kısmı var. ona az sonra geleceğiz.
**
şimdi işlerin karıştığı ve amiyane tabirle zurnanın zırt dediği yere geldik.
en başta d0 dedektörüne giden ikizimizi hatırlayın. bu ikiz girişim deseni oluşturacaktı. büyük a ve büyük b dedektörlerinden birine düşen ikizleri ise kümelenme deseni oluşturacaktı, değil mi? ama öyle olmuyor. ikiz fotonlar, kuantum dolanık oldukları için birbirlerinin davranışından anında etkileniyorlar. d0 dedektörüne giden fotonlar, beklenenin aksine kümelenme deseni oluşturuyor. oysa o dedektöre giden yol çok daha kısa. yani hedefe önce ulaşan ikiz, sonra ulaşanın davranışından etkilenerek desenini değiştiriyor.
error veren varsa, anlayışla karşılarım.
devam ediyoruz. tuhaflıklar henüz bitmedi.
**
az önce yarı aynalardan yansıyan ikizler hakkında konuşmuştuk. şimdi gelelim yarı aynalardan geçerek yola devam edenlere.
yine resimden takip edelim. ma ve mb'nin tam yansıtıcı yüzey olduğunu söylemiştim. yalnız şekilden gördüğünüz gibi bunlardan yansıyan tüm fotonlar ortak yarı ayna olan sc'ye geliyor. bu bir yarı ayna olduğundan, fotonlar yine %50 ihtimalle yansıyacak ya da dosdoğru geçip gidecekler. burada yansıyan fotonlar büyük d, geçenler ise büyük c dedektörüne düşecek.
fakat şimdi şekildeki mavi ve pembe çizgileri izlemeye devam ederseniz göreceksiniz ki, buraya kadar hangi yarıktan geldikleri belli olan fotonların geldiği yolu yine kaybettik çünkü burada öyle bir düzenek var ki hangi yüzeyden nasıl geldikleri yine birbirine karışıyor. o halde başından beri dediğimiz gibi, perdede bir girişim deseni bekliyoruz.
bu son iki dedektöre (büyük c ve d) kuantum silgisi deniyor. bunlara ulaşan fotonların, yarıktan ilk geçişlerinde prizmayla ayrılarak d0'a giden ikizlerinin de bunlardan etkilenerek girişim deseni oluşturmasını bekliyoruz. bu son 2 dedektör, yani kuantum silgileri, fotonların geldikleri yol hakkındaki bilgiyi sildiler.
*****
fizikçiler, dolanık foton çiftinin bir üyesinin, diğerinin geçmişini etkileyip etkilemediğini uzun zamandır tartışıyor. aslına bakarsanız şaşırtıcı görünse de bir açıklaması var. 2 dedektörde oluşan desenleri üst üste bindirip diğer 2 dedektöre de aynı tarife uygulandıktan sonra bunları kıyasladığınızda, aynı deseni verdiklerini görüyorsunuz. yani toplam sonuç, çift yarık deneyindeki sonuçlar aslında aynı.
şahsi yorumum şöyle: dolanık fotonlar kullanılmasını ve bu fotonlar için zaman kavramının bizimki gibi olmadığı gerçeğini düşünürsek, çıkan sonuç belki de şaşırtıcı değil. zira biz dedektöre hangisi önce, hangisi sonra geldi tartışması yaparken, belki de fotonlar için önce-sonra kavramınınbu kadar ufak ölçekteyken bir anlamı yoktur. zira onlar ışık hızında hareket ediyor ve bildiğimiz anlamdaki zaman onlar için duruyor. sonuç olarak dedektörler arasındaki mesafe bizim için fark ediyor ama sonsuz uzun bir mesafe değil ve ışık için hiçbir anlam ifade etmiyor olabilir.
*****
bu çok uzun bir entry olacak. baştan uyarayım sizleri. bana sövmeyiniz, benim bir suçum yok.
önce gecikmiş seçim deneyinden biraz bahsedeyim.
çift yarık deneyinde, elektronun geçtiği yarığı anlamak için bu yarıkların önüne bir ölçüm aleti koyulmuştu. gecikmiş seçim deneyinde bu alet, elektronun nihai durağı olan perdenin arkasına koyulmuş. yani elektron, hangi yarıktan geçeceğinin seçimini yapıp geçtikten ve perdeye düştükten, bir anlamda iş işten geçtikten sonra gözlenecekmiş. bu durumda olması beklenen şey, gözlemci etkisinden arındırılmış bir sonuç görmek çünkü gözlemci devreye, her şey olup bittikten sonra girecek.
beklentimiz 2 ihtimal üzerine kurulu: ya elektron, geçeceği yarığın seçimini etkilemeyecek bir noktada bulunan gözlemcinin varlığından etkilenmeyecek ve dalga deseni gösterecek ya da her şeye rağmen gözlemcinin varlığından etkilenip parçacık, yani kümelenme deseni gösterecek.
normal şartlarda beklentimiz 2. ihtimalin gerçekleşmesi çünkü yukarıda da dediğim gibi, gözlemci olaya dahil olmamış ve elektronun hangi yarıktan geçeceği bilgisini etkilememiş olmalı. ancak deney yapılınca görülüyor ki, elektron seçimini yapıp herhangi bir yarıktan geçtikten çok daha sonraki bir noktada bulunan gözlemciden etkileniyor.
gözlemciden etkilenen elektron, geçmişte yaptığı seçimi mi değiştirdi? ya da farklı bir şekilde sorarsak, gözlem yaptığımızda elektronun geçmişini değiştirebiliyor muyuz?
*****
bu soru, fizikçilerin "ne yapalım? cevabını bulamadık." diyerek peşini bırakacağı türden bir soru değil. bu nedenle konu hakkında deneylere devam ediyorlar ve bu kez farklı bir deney düzeneği ile şanslarını deniyorlar.
burada gerçekten bazılarınıza gereksiz gelebilecek kadar detaya girerek deneyi anlatacağım. bu kısmı (5 yıldızla başlayan diğer bölüme geçerek) atlamak isteyebilirsiniz ama türkçe kaynak bulamayıp da konuyu merak edenlerin işine yarayacak diye düşünüyorum.
önce şu resmi biraz inceleyip, anlatacaklarımı buradan takip ediniz:

- elimizde bir lazer var. a ve b yarıklarının bir tarafına bu lazeri koyuyoruz. bir de kristalimiz var, o da yarıkların diğer tarafında. lazerden gelen ışığı, yani fotonları kuantum dolanıklık ilkesine göre dolanık ikiz fotonlar haline getiriyor. bu dolanık ikizlerin hangi yarıktan geçtiğini gözlemci bilmiyor.
- herhangi bir yarığı seçerek gelen ikizler, glan-thompson prizmasından geçerken birbirinden ayrılıyor ve farklı yönlere gidiyorlar. gittikleri yerlerde bulunan dedektörler sayesinde, perde üzerinde oluşturacakları deseni izleyebiliyoruz.
şeklin en üstünde bulunan d0 dedektörüne gelen bir fotonu düşünün ve yarıklardan çıkan mavi ve pembe çizgileri takip edin. bu dedektöre, her iki yarıktan da foton gelebileceğini gördünüz. yani biz bu dedektöre gelen fotonun hangi yarıktan geldiğini bilemiyoruz. bu durumda perdede görmemiz gereken desen (çift yarık deneyinden biliyoruz ki) bir girişim deseni.
şimdilik bu bilgi aklınızın bir kenarında beklesin.
**
- prizmadan geçtikten sonra ayrılan ikizlerden yukarıdaki d0 dedektörüne gitmeyenler, alt yolu takip edecek demektir. yani bu kez önce ps prizmasından geçecekler. bu prizmaya gelen her foton da yine farklı 2 yoldan birini izleyecek. resimde pembe ve mavi çizgileri takip ederek görebilirsiniz.
sa ve sb olarak gösterdiğim şekiller birer yarı ayna. bunlara gelen fotonlar yansıyabilir de, içinden geçebilir de. %50 ihtimal var yani bu iki durum için. o nedenle 2 ihtimali de ayrı ayrı incelememiz gerekecek.
biliyorum çok karışık ama dayanın arkadaşlar! işin yarısını bitirdik.
1. ihtimal: sb yarı aynasına gelen fotonlar
şekilden takibe devam... bunlar eğer yarı aynadan yansırsa resimdeki büyük b ile gösterilen alttaki dedektöre, yarı aynadan geçerse mb olarak gösterilen tam yansıtıcı yüzeye gelecekler.
2. ihtimal: sa yarı aynasına gelen fotonlar
bunlar yarı aynadan yansırsa büyük a ile gösterilen dedektöre, yarı aynadan geçerse ma olarak gösterilen tam yansıtıcı yüzeye gelecekler.
**
şimdilik tam yansıtıcı yüzeyleri bir kenara bırakalım ve dedektörlere gelmesi ihtimali olan fotonları konuşalım. büyük a ve büyük b dedektörlerine gelen fotonların izleyeceği yolu resimden takip ederseniz şunu göreceksiniz: büyük a dedektörüne gelen fotonlar ancak a yarığından ve büyük b dedektörüne gelecek fotonlar ancak b yarığından geliyor olabilir. bu durumda biz artık hangi dedektöre hangi yoldan geldiklerini bildiğimiz, yani gözlemci etkisini devreye dolaylı da olsa soktuğumuz için, bu fotonların perdede oluşturacağı desen (yine çift yarık deneyinden biliyoruz ki) kümelenme deseni olmalı.
yansıma ihtimallerinden çıkan sonuç bu ama işin bir de yarı aynalardan geçen fotonlarla ilgili kısmı var. ona az sonra geleceğiz.
**
şimdi işlerin karıştığı ve amiyane tabirle zurnanın zırt dediği yere geldik.
en başta d0 dedektörüne giden ikizimizi hatırlayın. bu ikiz girişim deseni oluşturacaktı. büyük a ve büyük b dedektörlerinden birine düşen ikizleri ise kümelenme deseni oluşturacaktı, değil mi? ama öyle olmuyor. ikiz fotonlar, kuantum dolanık oldukları için birbirlerinin davranışından anında etkileniyorlar. d0 dedektörüne giden fotonlar, beklenenin aksine kümelenme deseni oluşturuyor. oysa o dedektöre giden yol çok daha kısa. yani hedefe önce ulaşan ikiz, sonra ulaşanın davranışından etkilenerek desenini değiştiriyor.
error veren varsa, anlayışla karşılarım.
devam ediyoruz. tuhaflıklar henüz bitmedi.
**
az önce yarı aynalardan yansıyan ikizler hakkında konuşmuştuk. şimdi gelelim yarı aynalardan geçerek yola devam edenlere.
yine resimden takip edelim. ma ve mb'nin tam yansıtıcı yüzey olduğunu söylemiştim. yalnız şekilden gördüğünüz gibi bunlardan yansıyan tüm fotonlar ortak yarı ayna olan sc'ye geliyor. bu bir yarı ayna olduğundan, fotonlar yine %50 ihtimalle yansıyacak ya da dosdoğru geçip gidecekler. burada yansıyan fotonlar büyük d, geçenler ise büyük c dedektörüne düşecek.
fakat şimdi şekildeki mavi ve pembe çizgileri izlemeye devam ederseniz göreceksiniz ki, buraya kadar hangi yarıktan geldikleri belli olan fotonların geldiği yolu yine kaybettik çünkü burada öyle bir düzenek var ki hangi yüzeyden nasıl geldikleri yine birbirine karışıyor. o halde başından beri dediğimiz gibi, perdede bir girişim deseni bekliyoruz.
bu son iki dedektöre (büyük c ve d) kuantum silgisi deniyor. bunlara ulaşan fotonların, yarıktan ilk geçişlerinde prizmayla ayrılarak d0'a giden ikizlerinin de bunlardan etkilenerek girişim deseni oluşturmasını bekliyoruz. bu son 2 dedektör, yani kuantum silgileri, fotonların geldikleri yol hakkındaki bilgiyi sildiler.
*****
fizikçiler, dolanık foton çiftinin bir üyesinin, diğerinin geçmişini etkileyip etkilemediğini uzun zamandır tartışıyor. aslına bakarsanız şaşırtıcı görünse de bir açıklaması var. 2 dedektörde oluşan desenleri üst üste bindirip diğer 2 dedektöre de aynı tarife uygulandıktan sonra bunları kıyasladığınızda, aynı deseni verdiklerini görüyorsunuz. yani toplam sonuç, çift yarık deneyindeki sonuçlar aslında aynı.
şahsi yorumum şöyle: dolanık fotonlar kullanılmasını ve bu fotonlar için zaman kavramının bizimki gibi olmadığı gerçeğini düşünürsek, çıkan sonuç belki de şaşırtıcı değil. zira biz dedektöre hangisi önce, hangisi sonra geldi tartışması yaparken, belki de fotonlar için önce-sonra kavramınınbu kadar ufak ölçekteyken bir anlamı yoktur. zira onlar ışık hızında hareket ediyor ve bildiğimiz anlamdaki zaman onlar için duruyor. sonuç olarak dedektörler arasındaki mesafe bizim için fark ediyor ama sonsuz uzun bir mesafe değil ve ışık için hiçbir anlam ifade etmiyor olabilir.
devamını gör...
nagehan alçı'nın öğretmenleri suçlaması
bugünkü yazısındaki, normalleşme kapsamında okulları hala kapalı olması konusunda sesini çıkarmayan öğretmenleri suçlamıştır sanki öğretmenlerin dedikleri ve düşünceleri çok dikkate alınıyormuş gibi. buradan
1 haziran’da açılacağını da sanmayın okulların. sağlık bakanlığı günlük maksimum 5000 vaka sayısını şart koşuyor okulları açmak için.
her yer kapalıyken ve sokağa çıkma kısıtı varken vakalar ancak 11 bine düşebildi.
şimdi ise yeniden sokak serbest, avm’ler, mağazalar açık. bu şartlarda vaka sayısı 5000’e inebilir mi? bu mümkün mü?
tabii ki hayır!
işin acı tarafı okulları açmak konusunda kamuoyu bile olmaması…
hiç boşuna "öğretmenler uzaktan eğitim istemiyor, okullarına kavuşmak istiyorlar" demesinler… isteyen insan ses çıkarır.
hani neredesiniz öğretmenler?
okullar açılsın diye ses çıkardığınızı duyamadık bugüne kadar. onun yerine açılan sınıfları okutanlar "bu haksızlık" diye feryat ediyorlar…
aşı için feryat ettiğinizi de görmedik.
aşı olmadan okul açılmasın diyorsunuz ama aşıya ulaşmak için etkili bir kampanya neden yapmıyorsunuz?
ben devamlı yazıyorum öğretmenlerin aşıları nerede diye ama hani sizden destek?
maalesef siyasetçisiyle, eğitmeniyle, eğitim sendikasıyla okulların açılmaması için adeta bir milli mutabakat var.
bir ayrık otu ben ve benim gibi üç-beş kişi
1 haziran’da açılacağını da sanmayın okulların. sağlık bakanlığı günlük maksimum 5000 vaka sayısını şart koşuyor okulları açmak için.
her yer kapalıyken ve sokağa çıkma kısıtı varken vakalar ancak 11 bine düşebildi.
şimdi ise yeniden sokak serbest, avm’ler, mağazalar açık. bu şartlarda vaka sayısı 5000’e inebilir mi? bu mümkün mü?
tabii ki hayır!
işin acı tarafı okulları açmak konusunda kamuoyu bile olmaması…
hiç boşuna "öğretmenler uzaktan eğitim istemiyor, okullarına kavuşmak istiyorlar" demesinler… isteyen insan ses çıkarır.
hani neredesiniz öğretmenler?
okullar açılsın diye ses çıkardığınızı duyamadık bugüne kadar. onun yerine açılan sınıfları okutanlar "bu haksızlık" diye feryat ediyorlar…
aşı için feryat ettiğinizi de görmedik.
aşı olmadan okul açılmasın diyorsunuz ama aşıya ulaşmak için etkili bir kampanya neden yapmıyorsunuz?
ben devamlı yazıyorum öğretmenlerin aşıları nerede diye ama hani sizden destek?
maalesef siyasetçisiyle, eğitmeniyle, eğitim sendikasıyla okulların açılmaması için adeta bir milli mutabakat var.
bir ayrık otu ben ve benim gibi üç-beş kişi
devamını gör...
kolay giren ama zor çıkan şeyler
boğazlı kazak.
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
"bu perişan halime sebeptir,
senin unutmuşluğunu affetmeyeceğim. "
gülten akın- son şiir.
senin unutmuşluğunu affetmeyeceğim. "
gülten akın- son şiir.
devamını gör...
quentin tarantino
kanlı şiddet sahnelerini cesurca kullanmasıyla ve kendisine özgü diyalog sahneleri ile kısa sürede ünlenmiş 1963 doğumlu yönetmen.
devamını gör...
turks are not arab
bugün youtube'da karşılaştığım video.
türkleri arap zanneden yabancılara göndermek için birebir.
buyrun
bu da başka bir versiyonu
türkleri arap zanneden yabancılara göndermek için birebir.
buyrun
bu da başka bir versiyonu
devamını gör...
adil düzen
necmettin erbakan tarafından düzene sokulmuş, muhalefetin muhalefet olduğu zamanlarda ortaya konulmuş her alanı kapsayan içinde köklü reformların bulunduğu mevcut duruma alternatif olarak sunulan insanı merkez alan bir tez.
iç siyasette can, mal ve namusun korunması, eğitim öğretim hakkı, inanç ve kendini ifade etme hürriyeti başta olmak üzere temel hakların korunması esas alınarak , özel sektör ve devlet ortaklığına dayalı yerli üretim, sanayi ve teknolojide bağımsızlık, ekonomide bağımsızlık ve dinamik, üretken bir toplum ilkeleri
dış siyasette ise başta avrupa birliği ve birleşmiş milletler olmak üzere diğer uluslararası örgütlere bir alternatif olarak halkı müslümanlardan oluşan ülkelerle bir islam birliği teşkilatı kurmak ve "yaşanabilir bir türkiye, yeniden büyük türkiye, yeni bir dünya" kurmak esastır. bu ülkü uğruna çeşitli dönemlerde çeşitli kalkınma projeleri oluşturulmuştur. büyük sanayi hamlesi, büyük teknoloji hamlesi, d-8 vs gibi.
adil düzende bir genel düzen vardır ve bu düzen bir bütündür. bu bütünlüğü sağlayan kolları birbirinden ayıramazsınız. her kol, her başlık birbirinin tamamlayacısı niteliktedir. bu bütünlüğü dört başlıkta inceleyebiliriz:
1 adil düzende ekonomik düzen
2 adil düzende siyasi düzen
3 adil düzende bilim düzeni
4 adil düzende ahlak düzeni
dört başlığa ayrılma sebebini necmettin erbakan şu şekilde açıklar:
"insanoğlunun dört tane temel özelliği vardır:
1 doğru ve yanlışı ayırt etme
2 güzel ve çirkini, iyi ve kötüyü ayırt etme
3 faydalı ve zararlıyı ayırt etme
4 adaleti ve zulmü ayırt etme
faydalıyla zararlıyı ayırma kabiliyeti ekonomik düzeni meydana getirir.
adaletle zulmü ayırma kabiliyeti siyasi, hukuki düzeni meydana getirir
doğruyla yanlışı ayırma kabiliyeti ilmi düzeni meydana getirir.
iyiyle kötüyü, güzelle çirkini ayırma kabiliyeti dini ve ahlaki düzeni meydana getirir"
bu dört başlık da kendi içlerinde başlıklara ayrılır
ekonomik düzenin esasları genel, para, kredi, vergi, sosyal güvenlik olarak sınıflandırılır. adil düzenin ekonomi başlığı adil ekonomik düzen adlı kitapta necmettin erbakan tarafından detaylıca ele alınmış ve açıklanmıştır.
siyasi ve hukuki düzen iç ve dış olarak ayrılır
iç siyaset davam ve milli görüş iktidarı niçin ve nasıl adlı kitapta anlatılmış
dış siyaset ise islam birliği adlı kitapta detaylıca anlatılmış, temel prensipleri, amacı ve alt kuruluşları açıklanmıştır.
bilim düzeni üzerinde çok durulmamakla beraber islam ve ilim adlı kitapta kısa da olsa değinilmiştir.
ahlaki düzen olarak islam dini esas alınmıştır. adil düzenin en önemli temel taşı ahlaki düzenidir, islam dini ve ahlâkı doğru düzgün açıklanmaz ve toplum tarafından benimsenmeyip anlaşılmazsa adil düzen adillikten çıkar. kimin kimi düzdüğü belli olmayan bir düzen haline gelir. ahlaki düzeni sağlamadan ekonomi, siyaset,hukuk ve bilim düzeni sağlanamaz.
davam ve yeni bir dünya ve adil düzen kitaplarında adil düzen bir bütün olarak detaylıca anlatılmıştır.
bunların yanında özellikle ekonomik düzen ile alakalı birçok konferans da verilmiş ve adil düzen ana hatlarıyla açıklanmıştır.
iç siyasette can, mal ve namusun korunması, eğitim öğretim hakkı, inanç ve kendini ifade etme hürriyeti başta olmak üzere temel hakların korunması esas alınarak , özel sektör ve devlet ortaklığına dayalı yerli üretim, sanayi ve teknolojide bağımsızlık, ekonomide bağımsızlık ve dinamik, üretken bir toplum ilkeleri
dış siyasette ise başta avrupa birliği ve birleşmiş milletler olmak üzere diğer uluslararası örgütlere bir alternatif olarak halkı müslümanlardan oluşan ülkelerle bir islam birliği teşkilatı kurmak ve "yaşanabilir bir türkiye, yeniden büyük türkiye, yeni bir dünya" kurmak esastır. bu ülkü uğruna çeşitli dönemlerde çeşitli kalkınma projeleri oluşturulmuştur. büyük sanayi hamlesi, büyük teknoloji hamlesi, d-8 vs gibi.
adil düzende bir genel düzen vardır ve bu düzen bir bütündür. bu bütünlüğü sağlayan kolları birbirinden ayıramazsınız. her kol, her başlık birbirinin tamamlayacısı niteliktedir. bu bütünlüğü dört başlıkta inceleyebiliriz:
1 adil düzende ekonomik düzen
2 adil düzende siyasi düzen
3 adil düzende bilim düzeni
4 adil düzende ahlak düzeni
dört başlığa ayrılma sebebini necmettin erbakan şu şekilde açıklar:
"insanoğlunun dört tane temel özelliği vardır:
1 doğru ve yanlışı ayırt etme
2 güzel ve çirkini, iyi ve kötüyü ayırt etme
3 faydalı ve zararlıyı ayırt etme
4 adaleti ve zulmü ayırt etme
faydalıyla zararlıyı ayırma kabiliyeti ekonomik düzeni meydana getirir.
adaletle zulmü ayırma kabiliyeti siyasi, hukuki düzeni meydana getirir
doğruyla yanlışı ayırma kabiliyeti ilmi düzeni meydana getirir.
iyiyle kötüyü, güzelle çirkini ayırma kabiliyeti dini ve ahlaki düzeni meydana getirir"
bu dört başlık da kendi içlerinde başlıklara ayrılır
ekonomik düzenin esasları genel, para, kredi, vergi, sosyal güvenlik olarak sınıflandırılır. adil düzenin ekonomi başlığı adil ekonomik düzen adlı kitapta necmettin erbakan tarafından detaylıca ele alınmış ve açıklanmıştır.
siyasi ve hukuki düzen iç ve dış olarak ayrılır
iç siyaset davam ve milli görüş iktidarı niçin ve nasıl adlı kitapta anlatılmış
dış siyaset ise islam birliği adlı kitapta detaylıca anlatılmış, temel prensipleri, amacı ve alt kuruluşları açıklanmıştır.
bilim düzeni üzerinde çok durulmamakla beraber islam ve ilim adlı kitapta kısa da olsa değinilmiştir.
ahlaki düzen olarak islam dini esas alınmıştır. adil düzenin en önemli temel taşı ahlaki düzenidir, islam dini ve ahlâkı doğru düzgün açıklanmaz ve toplum tarafından benimsenmeyip anlaşılmazsa adil düzen adillikten çıkar. kimin kimi düzdüğü belli olmayan bir düzen haline gelir. ahlaki düzeni sağlamadan ekonomi, siyaset,hukuk ve bilim düzeni sağlanamaz.
davam ve yeni bir dünya ve adil düzen kitaplarında adil düzen bir bütün olarak detaylıca anlatılmıştır.
bunların yanında özellikle ekonomik düzen ile alakalı birçok konferans da verilmiş ve adil düzen ana hatlarıyla açıklanmıştır.
devamını gör...
sabah kedi olarak uyanılsa yapılacak ilk şey
ben kendimi yalardım
devamını gör...
sevgilinin bir başkasını sevdiğini açıklaması
canım eski sevgilim, beni üzmemek için böyle bir şeyi açıklama öküzlüğünde bulunmadan aşkını gizli gizli yaşayarak aldattı beni. böyle de düşünceli biriydi işte ya, canım benim.
devamını gör...
taze çekilmiş kahve kokusu
kurukahveci ihsan efendi ile kurukahveci mehmet efendi dükkanlarından yayılan, eminönü tahmis sokak'ta doya doya içinize çekebileceğiniz kokudur. siz yine de salgının geçmesini bekleyin derin derin koklamak için.
devamını gör...
the professor and the madman
türkçe adı deli ve dahi olan film.
büyük oxford sözlüğünün yazım sürecini anlatmaktadır.
izlerken 45 dakika çiş tutmaya sebep olacak kadar güzeldir.
büyük oxford sözlüğünün yazım sürecini anlatmaktadır.
izlerken 45 dakika çiş tutmaya sebep olacak kadar güzeldir.
devamını gör...
normal sözlük dertleşecek yazarlar veri tabanı
istediğiniz gibi derdinizi anlatabilirsiniz bazen hiç tanımadığını birisine daha çok güveniyor daha çok açılıyor insan
devamını gör...
28 aralık 2020 bitcoin’in tüm zamanların rekorunu kırması
önlenemez yükselişte bugün. bakalım nihayetinde nereye varacak diye düşündürüyor hep.
bitcoin son dönemdeki hızlı yükselişine devam ediyor. bitcoin tüm zamanların rekorunu kırarak bu sabah 28 bin dolara kadar yükseldi.
--- alıntı ---
bir dönem 20 bin dolar bandını test eden bitcoin uzun bir süredir kırdığı rekorlar ile değil önlenemez düşüşü ile gündemdeydi.
--- alıntı ---
bitcoin son dönemdeki hızlı yükselişine devam ediyor. bitcoin tüm zamanların rekorunu kırarak bu sabah 28 bin dolara kadar yükseldi.
--- alıntı ---
bir dönem 20 bin dolar bandını test eden bitcoin uzun bir süredir kırdığı rekorlar ile değil önlenemez düşüşü ile gündemdeydi.
--- alıntı ---
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
çok küçükken babamın cebinden böyle goccaman bi 50 bin çarpmıştım.düşünsene minicik ellerin var içinde de kocaman bir bozukluk.
hatırlayanlar vardır şu anki bir liradan daha büyük ve cüsseli olduğunu.
demem o ki büyümemle beraber bunun için hep pişmanlık duydum.
yerine çokk çokkk daha fazlasını koydum koyuyorum ama gözümde haala o 50 bin kadar etmedi etmiyor..
hatırlayanlar vardır şu anki bir liradan daha büyük ve cüsseli olduğunu.
demem o ki büyümemle beraber bunun için hep pişmanlık duydum.
yerine çokk çokkk daha fazlasını koydum koyuyorum ama gözümde haala o 50 bin kadar etmedi etmiyor..
devamını gör...
kadeş antlaşması
mısır kralı (bkz: ramses) ile hitit kralı iii. hattuşili arasında mö. 13. yüzyılda imzalanmış olan, tarihin ilk yazılı barış antlaşması.
şu an (bkz: istanbul arkeoloji müzesi)'nin eski şark eserleri bölümünde, müzenin en ücra köşesinde şu şekilde ziyaretçilerini bekliyor:

müzenin tüm bölümlerini gezdiğinizde son odada, kil tablet örneklerinin bulunduğu odanın köşesinde duvarın içine yapılmış bir bölmede bulunuyor. bu kadar önemli bir eser müzenin son odasına mı konulmalıydı? cevabım hayır. ayrıca bu eski tip sergilemenin kesinlikle değişmesi lazım. eserin arkasına koydukları tabletin detaylı resmi de tabletin yok olmasına sebep olmuş bence. duvarın içine neden koydunuz tableti ayrıca. bir çok sorum var.
muhtemelen yakında müzenin bu kısmı da restorasyona girecek zaten. ben de şikayet etmiş olayım çünkü neden olmasın.
şu an (bkz: istanbul arkeoloji müzesi)'nin eski şark eserleri bölümünde, müzenin en ücra köşesinde şu şekilde ziyaretçilerini bekliyor:

müzenin tüm bölümlerini gezdiğinizde son odada, kil tablet örneklerinin bulunduğu odanın köşesinde duvarın içine yapılmış bir bölmede bulunuyor. bu kadar önemli bir eser müzenin son odasına mı konulmalıydı? cevabım hayır. ayrıca bu eski tip sergilemenin kesinlikle değişmesi lazım. eserin arkasına koydukları tabletin detaylı resmi de tabletin yok olmasına sebep olmuş bence. duvarın içine neden koydunuz tableti ayrıca. bir çok sorum var.
muhtemelen yakında müzenin bu kısmı da restorasyona girecek zaten. ben de şikayet etmiş olayım çünkü neden olmasın.
devamını gör...
bağırarak konuşan insan
bir süre sonra dayanamayıp ortamı değiştirme ihtiyacı duyabildiğim insan türü. duyma problemi olanlar için tamam sorun yok ama ısrarla yüksek sesle konuşmaya devam edenleri anlayamıyorum. sakin sakin konuşalım güzel kardeşim niye karşında sağır varmış gibi bağırıyorsun.
devamını gör...
akut farenjit
a grubu beta hemolitik streptekoklar sebep olur. iyi tedavi edilmezse ya da tedavi yarıda bırakılırsa akut romatizmal ateş hastalığına çevirir. o da kalp, eklem, santral sinir sistemini ve böbrekleri tutar. başınıza oldukça büyük iş açmış olursunuz. tedavisi streptekok kökenli olduğunda penisilindir. penisilin allerjisi olan hastalarda ise eritromisin ya da azotromisin verilir.
devamını gör...