kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çocuk aklımla izleyip bağlandığım,ara ara açıp kendimi ödüllendirdiğim bir fatih akın filmi.

başrollerde moritz bleibtreu(köfte dudak daniel), christiane paul(juli), mehmet kurtuluş ve idil üner yer alıyor.

yol filmlerini sevmeye başlama nedenimdir aynı zamanda.
her sahnesi ayrı güzeldir.

film müzikleriyle de övgüyü hakediyor.
(bkz: chris isaac-blue moon)
(bkz: idil üner-güneşim)
devamını gör...

cem karaca
sevda kuşun kanadında
devamını gör...

vasat insanların yüceltilmesi, donanımlı insanların süründürülmesi.
her an başıma her şey gelebilir, bok yoluna gidebilirim hissi.
devamını gör...

çoğu zaman komik olduğu zannedip kendilerini küçük düşüren trollerdir.
devamını gör...

alexandre dumas "kadınlar sevmedikleri adama hiç acımazlar. sevdikleri adam uğruna da kendilerine hiç acımazlar." der. bence cinsiyet ayırt etmeksizin bu böyledir (özellikle ilk kısmı), o yüzden karşılıksız aşk durumunda, aşık iseniz maşuk için görünmez gibisinizdir, dilerim hep aşığınızın maşuğu olursunuz.
devamını gör...

ankara'nın geçmeyecek yaralarından biridir.
devamını gör...

david hume eseridir. pinhan yayıncılık tarafından basılmıştır. banu karakaş tarafından çevrilmiştir, çevirinin oldukça iyi olduğunu düşünüyorum. hume, meşhur eseri an enquiry concerning human understanding(insanın anlama yetisi üzerine bir soruşturma) ile bilinir daha çok. denemeleri genelde pek bilinmez veya göz ardı edilir. ben denemelerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. her şeyden önce hume okuması nispeten "kolay" filozoflardan biridir. olabildiğince basit ve anlaşılır bir dili vardır. kendine has duru ve iyi işlenmiş bir üsluba sahiptir. ingilizcesinden de soruşturma'yı okuduğum için bunu rahatlıkla söyleyebiliyorum. hume zaten soyut ve "derin" filozoflara sıkça sataşır. toplum yaşamında ve gündelik yaşamda bir karşılığı olmayan derin tefekkürlerin soyut fikirlerini eleştirir. bu bağlamda genel olarak rasyonalistleri eleştirir. hume denemelerinde pek çok meseleyi ele alır. ciddi bir entelektüel, karizmatik bir filozof ve iyi bir yazar bir araya gelmiştir bu yazılarda. öncelikle deneme yazımını ele alır. burada insanlığın kibar ve latif kısmını âlimler ve hoşsohbetler olarak ayırır. âlimler zihnin daha soyut meselelerine gömülmüşken hoşsohbetler daha basit şeylerle ilgilenip haz almak isterler. hoşsohbetler sosyal insanlardır, sohbet severler. âlimler derin âlemlere dalıp hoşsohbetlerden biraz uzak dururlar. hume bunu çağının kötülüklerinden biri olarak değerlendirir. âlimlerin sohbete yaklaşmaları gerektiğini söyler; fildişi kulelerinden inmelerinin daha iyi olacağını düşünür gibidir.
bir başka denemesi "orta halli yaşam üzerine"dir. burada aristoteles'in "altın orta" sına benzer bir şeyler vardır. orta halli yaşayan insanların daha mutlu olacaklarını ve erdeme daha yakın durduklarını söyler genel olarak. orta halli insan doğayla ve insanla da üst ve alt tabadaki insanlardan daha fazla ilgilenir. kitabın en uzun denemesi ise 85 sayfalık "antik çağ uluslarının nüfus kalabalığı üzerine"adlı yazısıdır. sadece en uzun değil bence kitabın en etkileyici kısmı da burasıdır. çünkü bu yazıda hume âdeta yetkin bir tarihçi gibidir. antik çağ uluslarının nüfus yapılarını ve bu konudaki bazı efsaneleri ele alır. hem antik kaynaklardan faydalanır hem de modern kaynaklardan. beslenme, iklim, savaş anlatıları, üreme koşulları, yaşam standartları gibi unsurları dikkate alarak antik çağ nüfus yapısına dair kapsamlı çıkarımlar yapar. çoğu rakamın şişirildiğini söyler. yazıda onlarca antik kaynak zikredilir.
meşhur "intihar üzerine"adlı yazısı da önemlidir. özet olarak burada dine ve tanrıya dair çok etkili sorgulamalar vardır. hume intiharın insanlar için bir hak olduğunu düşünür. daha doğrusu kendi yaşamı üzerinde insanların tasarrufta bulunabileceğini söyler. intihar da buna dâhildir. intihar tanrı iradesini çiğnemek değildir hume'a göre.
devamını gör...

3 sene sene önce 25 tl olan 5 lt ayçiçek yağı, 3 ay önce 40 tl idi. şimdi ise 60 tl.

sadece 3 ay içinde yüzde 50 artmıştır. ama olsun yol yaptılar.
devamını gör...

hemşirelik ( dünyanın en zor işi)
inşaat ustalığı ( her türlüsü hayati )
çöpçülük ( 3 gün olmasalar b.k içindeyiz)
kağıt toplayiciligi ( geri dönüşüm kahramanları)
öğretmenlik ( bunu küçümseme zaten toplumun eblehliginin kanıtı)
çiftçilik ( anlatmaya lüzum yok )
devamını gör...

uçkurumuza da karışılmasına az kalan iddia. pardon kürtaj meselesi ile karışılmıştı zaten.

dipp: sabah kapıma dayanmasalar bari.
devamını gör...

ben bu başlığın halen neden burada olduğunu algılamış değilim. sanırım idrak yollarımda ciddi tıkanma var. yahu millet başka bir sözlükteki olaylar yüzünden burada birbirine giriyor. şunu aklıselim ile izah edebilecek bir insan evladı var mıdır?

şu başlık nasıl kafa sözlüğün gündemi olabiliyor? başlığı açan arkadaş sinirlenmiş, kızmış vesaire bu duygularını anlıyorum lakin tüm bunların yeri burası mı? artı kafa sözlüğün böyle bir başlığa ihtiyacı yok. burada üyeliği olmayan bir insan nefret suçu işlemişse bununla ilgilenmesi gerekenler malum sözlüğün yöneticileridir. bu başlık burada durduğu müddetçe kafa sözlüğün kendi mecrasında ve yolunda gitmekte olduğu düşüncesi zarar görecektir. bu sözlük kendi gündemini yaratamayacaksa yada buradaki yazarlar sürekli malum sözlüğe göre reaksiyon verecekse, yandı gülüm keten helva...
devamını gör...

kan basıncının düşmesinde etkilidir. toksin atımında, üst solunum yolları hastalıklarında etkilidir. spazm ve kasılmalara etkisi nedeniyle de regl dönemlerinde çayı tercih edilmektedir.
devamını gör...

benimdir,
bence meşgul insandır, kafasını kurcalayan işleri vardır, o yüzden o noktalardan uzaklaşamaz, sabırsızdır, çatlayan insandır,
genelde tamamlamaya çalıştığım bir şeyler olduğundan, benimkiler (yakın arkadaşlarım) alışkındır, watsup tan direk fotoğraf atarım önce, arkasından en az 3 soru..
sanki zaten yanyana duruyormuşuz da, şuna bir baksana der gibiymişim..

bu arkadaşlar kimya, mühendislik ve mimarlık eğitimi almış kişiler genelde, buluştuğumuzda da 1 saniyede filan he iyiyim diyip, kafada sorular kaynıyor çünkü, yüzüne bakmadan, yine direk fotoğraf, çantadan malzeme parçasını çıkarıp filan, aynı sorular, ki genelde benim deneylerim için buluşmuş oluyoruz, çünkü merak ettiğim şeyi söyledikten sonra geçmiş olsun, artık onlarda kurtlanmıştır...
buna kaynak yapılırmı, senin atölyede bunu kesebilirmiyiz, bu malzeme bununla karışırmı, bu erirmi, bu bükülürmü gibi..
bu tarz kafalar..

ben zehiri verdikten sonra biraz rahatlarım :) çünkü biliyorum, internetteki bilgilerle çözülemeyecek bir şey bulmuşumdur, ve onlarda duyduktan sonra uykuları kaçmıştır, aniden bir mesaj gelir yada telefon, aynen açar açmaz direk selamsız sabahsız, şöyle girer konuya arkadaş,

-şimdi sen o bilmemneleri alıyosun şurda buluşuyoruz, bende de şu var o işi şöyle halledicez
ben : ok, geliyorum.

ya da
ben : alo
-şimdi senin o kalıbı şöyle çeviriyosun, şununla olur o ancak, onun içinde şurda şu usta bilmem ne..
ben : ok

daha sonra :
-sen iyimisin napıyosun
ben : iyiyim bi yaramazlık yok, işte bir şu işi halledemedim oda niye olmadı anlamadım, ona bir daha baksakya tekrar, nasıl yapıcaz...
(tekrar döneriz yine atölye işlerine :)

onlarda sağolsun alıştılar hemen cevap verirler, çünkü cevap gelmezse arayacağımı da biliyorlar :/
devamını gör...

aysun kocatepe’nin 1992 yılında çıkardığı ve iç isyanlara ve büyük çatışmalara nasıl neden olmadığını anlamakta güçlük çektiğimiz albümüne ismini veren şarkıdır.

entel sözcüğü bildiğiniz üzere entelektüel olamamış, okumaya araştırmaya pek zaman ayırmaya niyeti olmayan ama sağdan soldan öğrendikleri ile caka satan tiplere verilen isimdir.

zonta ise kaba saba, oturup kalkmasını bilmeyen, görgüsüzlük konusunda herhangi bir sınır tanımayan ve hala nesli tükenmemiş olan erkekler için argoda kullanılan bir tabirdir. günümüzde pek kullanılmasa da bir dönem oldukça yaygın bir kullanımı vardı.

bu ikisinin karışımı olan bir adamın sosyetede kendine yer edindiğini düşündüğünüzde şarkının da anlatmaya çalıştığı şey ortaya çıkacaktır.

benim şarkıyla ilgili söylemek istediğim şey ise biraz daha farklı. önce bu kadar kötü bir şarkı ve albüm yaparak iyi şarkı ve albümlerin daha iyi görünmelerini sağladığı için aysun kocatepe’ye kocaman bir teşekkür.

sonra da yeni nesil müziği kötülerken 90lı yıllardaki müziği yere göğe sığdıramamanın aslında büyük bir hata olduğunu gösterdiği için de kocaman bir alkış.

90lı yılları sadece seçkilerdeki müziklerle değerlendiren insanlar için elimden geleni yapacağım. travmatik bir dönem olan 90lar, müzik konusunda da darbe üstüne darbe indirmiştir aslında. inanmıyorsanız buyrun:


entel zonta sosyetede
devamını gör...

(bkz: ıslak ve kaygan zemin) komik geldi bu tanım hehehe.
devamını gör...

sözlükte yaşayan güruha dahil olduğumdan merak ettiğim durum. neler dönüyor buralarda anlamak imkansız.

iki gün biriyle 5 gün diğeriyle sonra aynı gün çakıştırmalar falan... benim gibi sadakate ve ilişkide güvene önem veren biri için çok fazla burası.. adeta yalan rüzgarı.

konuşmak var konuşmak var bir de. nasıl oluyor da her gün farklı birinin dm kutusunda eriyip bitiyorsunuz, aşırı midesiz bir olay.

umarım hidayete erersiniz.
devamını gör...

- mülteciler neden bu kadar elini kolunu sallayarak girebiliyor?
- mülteciler neden sadece erkek? aileleri neden yok?
- mülteciler karşılığında avrupa'dan kaç tl alındı?
- böylesine gür ve bakımlı saçlarını neye borçlusunuz?
devamını gör...

hayır kadınlar çok konuşmuyor, kadınların anlatacak çok şeyleri var, daha çok kitap okuyor, daha çok düşünüyorlar, dolayısıyla hem zekaları gelişiyor, hemde fikirleri, ve ne düşündüklerini daha doğru ifade edebilecek kapasiteleri olduğu için, daha çok şeyi farkediyorlar, ve doğal olarak daha çok konuşuyorlar, bunun bilimsel verileri de var ama şimdi üşeniyorum, kadınlar sorunları çıkaran olmadıkları halde okuyup araştırıp, konuşup iletişim kurup, çözüm araken, erkekler, konuyu kapatmak istiyor çünkü sorunun kaynağı kendileridir genelde, bu "çok" tan kasıt bence erkeklerin işine gelmeyen bir çokluk..

erkeklerin öncelikleri farklı malumunuz,
yine hep verdiğim yüzdeyi veriyorum, %99,99 u böyle bence, yani şahsen bir kadına erkek olarak değilde nötr insan olarak yaklaşan bir erkek görmedim henüz, entellektüel, sanatçı, akademisyen olanlar da dahil, yani ben rastlamadım,

bu öncelikten yola çıkarsak da, gündemlerinde okumanın, düşünmenin, konuşmanın da olmayacağını tahmin etmek zor olmaz, haliyle konuşmayı da sevmezler tabiiki, konuşmak için, konuşabilmek lazım önce, söyleyecek bir şeylerinin olması lazım, o cümleleri kurmak, yönetmek, konuyu bağlamak filan lazım, yani bir bildiğinin olması lazım..

anladınmı şimdi kadınların çok konuşuyor olduğu gerçeğinin arkasındaki gerçeği *
devamını gör...

8 şarkıdan oluşan stabil albümüdür.

7 dakika önce yayınlandı. albümün kapağını rezalet buldum. parçaları dinliyorum.
parçalar şu şekilde

stabilly the kid
bıllboard
nankör
karanlık
alıştım artık
nefret feat neva
mathılda feat ati 242
seke seke



albümü dinledim. beğendiğim parçalar oldu. beğenmediğim parçalar oldu. genel olarak iyi bir albüm olduğunu düşünüyorum.
albümün iyi yanları beatler ve stabilin beğenilen tarzının tam gaz devam etmesi.
kendisinin flow matematiğini zaten çok eskiden beri seviyorum. sevmediğim yanı ise featlerin kısıtlı olması. iki adet feat var. bir tanesini çok beğendim. diğer feat berbat olmuş bence. piyasa işi yapmaya kalkmışlar. yapabilirler ama söylemlerle çelişince komik oluyor.
albüm genel olarak bir şeyler anlatmaya çalışıyor ama anlatılanlar çok ucuz. çok klasik. eskidi artık. sürekli aynı şeyleri anlatıyor. stabil gibi başarılı bir rapçinin wack mc olma adayı olması beni üzüyor.
tamam abi anladım. çocukluğun kötü geçti. apartman ve kömürlük gidip gelmesi tamam anlıyorum. hep rapçiydin sokakta zorluk çektin. yeter artık. yeni içerikler yeni şeyler denemen lazım. bayıyor bir süre sonra. bir diğer eleştirim ise albümün kapağı. bu nasıl bir kapak yahu. sene 2021 oldu. kapağı ekleyip yazımı sonlandırıyorum.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim