şaka maka uzaktan öğretimin daha verimli olması
kardeşim sil bu başlığı.
devamını gör...
newroz
yalnızca bir halkın değil, tüm insanlığın, hatta tüm canlıların ortak bayramıdır. ama en çok da ölümün karşısında yaşamın, karanlığın karşısında ışığın, kötünün karşısında iyinin, yokluğun karşısında varlığın, kıtlığın karşısında bereketin, esaretin karşsında özgürlüğün, ehrimen’in karşısında ahura mazda’nın, zalim kral dehhak’ın karşısında demirci kawa’nın yanında olanların bayramıdır. ey güzel insanlar hepiniz için;
türkçe: nevruz kutlu olsun
kırmanckî(zazakî): newroz pîroz bo
kurmancî: newroz pîroz be
türkçe: nevruz kutlu olsun
kırmanckî(zazakî): newroz pîroz bo
kurmancî: newroz pîroz be
devamını gör...
selahattin pınar
klasik türk müziği'nin ölümsüz bestecilerinden biri. 1960 yılında vefat eden besteci, 1902 yılında doğmuş. musiki ile ilişkisi 1914 yılında doğduğu muhit olan üsküdar'da başlamış. ud ve sonra da tambur çalarak musiki hayatını sürdürmüş. ölümsüz bestecinin bugün 80'den fazla eseri bulunuyor.
devamını gör...
pisa kulesi'ni düzeltme önerileri
gözümle görmesem inanmazdım. bildiğin yamuk. hayır madem olmuş bir hata, şu kuleye bir el atsanız ya.
efendim 11 yy. da inşasına başlanan bu çan kulesi, ancak 200 yıl sonra bitirilmiş. araya giren savaşlar nedeniyle deniliyor ama italyanları bilirim, oldum olası serin insanlardır. ağırdan almışlardır işi.
yapımına başlandığında ilk iki katı doğru yükselmiş. sonrasında ise mimarlar yamukluğu fark etmişler, “bu yükseldikçe düzelir” demişler. güzel bir bakış açısı.
sorunun kulenin zemininde olduğu biraz geç anlaşılmış. sen yap 60 metre, koy 294 basamak sonra “ya bu biraz sola mı çekiyor?”
zaman içinde kule, güney yönüne doğru eğilmeye devam etmiş. ha gittim gidiyom derken, 1990 yılında şuna bi el atalım denmiş. sağlamlaştırma işlemi 11 yıl sürmüş, bi ton para harcanmış. ama gel gör ki kule hala yamuk.
italyan yetkililerle yaptığım görüşmede “bana sağlam bi ip verin, 5-10 da kaslı biscolata italyan erkeği, ben düzletirim” dedim. nedense beni bölgeden uzaklaştırdılar!
oysa dola ipi, asıl! düzelir o ya.
efendim 11 yy. da inşasına başlanan bu çan kulesi, ancak 200 yıl sonra bitirilmiş. araya giren savaşlar nedeniyle deniliyor ama italyanları bilirim, oldum olası serin insanlardır. ağırdan almışlardır işi.
yapımına başlandığında ilk iki katı doğru yükselmiş. sonrasında ise mimarlar yamukluğu fark etmişler, “bu yükseldikçe düzelir” demişler. güzel bir bakış açısı.
sorunun kulenin zemininde olduğu biraz geç anlaşılmış. sen yap 60 metre, koy 294 basamak sonra “ya bu biraz sola mı çekiyor?”
zaman içinde kule, güney yönüne doğru eğilmeye devam etmiş. ha gittim gidiyom derken, 1990 yılında şuna bi el atalım denmiş. sağlamlaştırma işlemi 11 yıl sürmüş, bi ton para harcanmış. ama gel gör ki kule hala yamuk.
italyan yetkililerle yaptığım görüşmede “bana sağlam bi ip verin, 5-10 da kaslı biscolata italyan erkeği, ben düzletirim” dedim. nedense beni bölgeden uzaklaştırdılar!
oysa dola ipi, asıl! düzelir o ya.
devamını gör...
moderasyonu tek bir kelime ile anlat
samimiyet.
devamını gör...
kapatınca kafa ütülüyormuş denilen şeyler
aspiratör. ben böyle gereksiz bi gürültü duymadım hayatımda ya*.
devamını gör...
almanya fransa ingiltere abd çatlayacak patlayacak
biz hep afet varmış gibi yaşıyoruz, yaşayacağız. hep kiracı göçebe! ev al alabiliyorsan! araba al ya egea alabiliyorsan! bu ülke, ülke demiyeyim bu ruh hastası yönetim bize insan gibi yaşamayı hayal haline getirdi! günü yaşadığınıza şükredin dedi, kimsenin hayatı boyunca başımı sokacam dediği bir yer yok, bunu yaratmaya imkan hiç yok! kan kusarak ölün! selam ve dua ile..
devamını gör...
kadın ve erkeğin arkadaş olması
öyle kendinden emin yazmış ki bazı yazarlar, kaç yıllık kız arkadaşlarım olmasa inanacağım. sevgi türlü türlü. bir zahmet ayırt etmeyi bilelim dedirten durum.
devamını gör...
yazarların en komik bulduğu cem yılmaz repliği
trabzon'da her an bir fıkrada oynanır.
devamını gör...
ekolali
otizm , uyaran eksikliği ve mental retardasyonun tanılanmasında aranan bulgulardan birisidir. kişi iletişim amacı olmaksızın sesleri, heceleri ve cümleleri tekrar eder. özellikle stres durumu arttığında ekolalide artış gösterir. özellikle otizmli çocuklar anlamlandıramadıkları kelimeleri tekrar etme eğilimi gösterirler ve bu şekilde o kelimeyi yada kavramı anlamlandırmaya çalışırlar. ekolali, öğrenciler ile iletişim kurmamız konusunda ciddi problem teşkil eder bu sebeple azaltmaya çalışırız. ekolali yapan çocukların tablet,telefon ve televizyon gibi teknoloji cihazlardan uzak tutulması son derece önem arz eder. etkinlik icerisinde kullanmak için çocuk şarkıları seçilirkende aynı kelimelerin yada cümlelerin çok sık tekrar edildiği şarkılardan mümkün mertebe uzak durulması önerilir. çocuklar ezber diyalogları sürdürme noktasında ısrarcı olacağı için günlük konuşma dilinde mümkün mertebe aynı soruları alternatif cümleler ile sormak gereklidir.
devamını gör...
toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve şiddetin çocuk gelişimi ile ilişkisi
8 mart dünya emekçi kadınlar günü sebebiyle özellikle böyle bir yazı yazmaya karar verdim. kadın cinayetlerini durdurmanın en kesin yöntemi şüphesizdir ki iyi bir eğitim ile mümkündür.
bu sebeple öncelikle çocukların yetiştirilme süreçlerinde en sık yapılan hatalar ve o hataların yerlerini almasını gereken doğru davranışlara yer vereceğim. anlayacağınız pek kısa bir yazı olmayacak.
hazırsanız kemerleri bağlayın.
öncelikle bir çocuk yapma kararı verilirken bu kararı bencil üreme içgüdülerimiz yerine çocuğun varlığını ve konfor alanını düşünerek vermek gerekiyor. özellikle geri kalmış toplumlarda çocuk neslin devamlılığı gibi sorumlulukları yüklenerek dünya getirildiği için bir takım cinsiyete dayalı rolleri yaşamaya mecbur bırakılıyor. özellikle erkek çocuklar neslin devamlılığını temsil ettiği için bir çok toplumda hala kız bebekler cahiliye devrindeki gibi gömülmesede hala öldürülüyor. daha önceki açtığım gelin yakma başlığından okuyacağınız gibi ilerleyen zamanlar kız çocuğu evlendiğinde çeyiz ödemelerini yapmak için toprak sahiplerinin, topraklarının bir kısmını damadın ailesine vermesi ise kız bebek cinayetlerinin sebeplerinden birini oluşturuyor aynı zamanda ilkel toplumlarda kız çocuklarının tarla vb. ağır işlerde çalışmaya uygun fizyolojik yapıda olmaması ise bir başka sebebi oluşturuyor.
doğmamış çocuğa don biçmediğimiz gibi doğmamış çocuğa toplumsal roller biçmemek gerekiyor. toplumun meşru gördüğü gereklilikleri yerine getirmesi önkoşulu ile çocuk dünyaya getirilmesi ve bu koşulların karşılanmadığı durumlarda çocukların öldürülmesi yada işkenceye maruz kalması bugün tüm toplumlarda ileri zamanlarda görünecek şiddetinde temellerini oluşturmuş oluyor. bu sebeple öncelikle çocukları dünyaya getirirken ona bir takım sorumluluklar yüklememek önem arz ediyor.
bugün türkiye'nin yine en çok doğu ve güneydoğu anadolu bölgelerinde çok fazla çocuk sahibi olunmasının temel sebeplerinden biriside elbette yalnızca geri kalmışlıkla açıklanamaz. temel sebeplerden birkaçı şu şekilde; sosyo ekonomik düzeyin düşük olmasına bağlı olarak ekonomik kazanç sağlaması beklentisi, (özellikle sigorta siteminin olmadığı geri kalmış ülkelerde çocuk oranlarının ne kadar yüksek olduğu istatistikler ile sabittir.) töreler gereğince erkek çocuğun neslinin devamlılığını sağlamakla mükellef tutulması ve elbette korunma yöntemi için gerekli ürünlere ulaşımın zor ve görece pahalı olması.
yukarıdaki paragrafta bahsettiğim üzere burada devlet başa demek gerekiyor. cinsiyet faktörünün bu kadar önemli olmasının olmasının temel sebeplerinden biri olan ekonomik seviye astronomik seviyelere ulaşmasada herkesin hayatını insani derece sürdürebilmesine olanarak tanıyacak ölçüde iyi olmalıdır. gelişmiş ülkelerdeki cinsiyetler arası ayrımın bu kadar belirgin olmamasının sebeplerinden biriside elbette ekonomiye bağlı olarak bir cinsel kimliğin diğerine oranla görece daha iyi kazanmasına muhtaç olmamasından kaynaklıdır.
yaklaşık 4 paragraf kadar çocuklara yüklenen toplumsal sorumlulukların yarattığı cinsiyetler arası uçurumdan ve sebep olabileceklerinden bahsettiğim için artık herhangi bir sorumluluk yüklemeden çocuk sahibi olduğumuzu varsayarak çocugun gelişimi süresinde bu uçurumu derinleşmesine yada oluşmasına sebep olacak hatalı anne-baba tutumlarından bahsetmek isterim biraz.
çocuğun cinsiyeti öğrenildiği andan itibaren cinsiyeti için biçilmiş renklere yada motiflere göre seçilmiş kıyafetler ve oyuncaklar ile odasının doldurulması ilerleyen vakitlerde kendisi için öğrenilmiş çaresizlik durumuna sebep olabileceği göz ardı edilmemelidir. erkeklerde pembe don giyebilir, bebeklerle oynayabilir, evcilik takımları olabilir aynı şekilde kız çocuklarda mavi gömlek giyebilir, arabalarını çarpıştırabilir veya misketler ile oynayabilir. çocuklara daha tövbe bismillah demeden dayattığımız bu kısıtlı çevresel uyaran içerisinde elbette kendini diğer cinsiyet ile keskin sınırlar ile ayıracaktır ve özellikle ilerleyen dönemlerde bu aralarında aşağılamak için yeterli sebeplere dönüşecektir. tüm bunların dışında hayatı oyun yoluyla öğrenen çocuklar için kendilerini önceden belirlenmiş bir takım rolleri oynamaya mecbur bırakmak hakkaniyetsizliktir. daha sonraları deneyimleme fırsatı verilmediği becerilerden ötürü aşağılanarak onurunun zedelenmesi ise işten bile olmayan gerçeklerden yalnızca birisidir. araba süremiyor diye kızlara ebleh ebleh gülünmesi ile mutfakta çorbasını ısıtamıyor diye erkeklere anakuzusu gibi aşağılamalar yapılması farklı durumlar değildir. burada her iki cinsiyette çatışmaya sürüklenen bir sürece itilmiş oluyor. çocuklarınıza tercih şansı vermek onları yapılan işlerin diğerinden mühim yada değersiz olmadığı fikri ile yetiştirmek ileri süreçlerde birbirlerine uygulayabilecekleri potansiyel şiddetin önlenmesi noktasında ciddi bir husustur.
bir diğer önemli husus ise özellikle türk aile geleneklerinde yukarıda bahsettiğim üzere erkek çocuğunun neslin devamlılığı için yüklenen sorumluluğun altında ezilmesidir. detaylı açıklamak gerekirse; kız olduğu için bacaklarını açarak oturamayan çocuk karşısında, pipisi olduğu için evin içinde çıplak gezme özgürlüğü olan erkek çocuğun ezilmesi durumudur. erkek çocuğun bilinç altına daha değerli olduğu fikri gizliden gizliye yerleştirilir. ilerleyen vakitlerde elbette o kız çocuğu, erkek çocuğunun elinin kiri olacaktır. tüm bu değeri fiziksel varlığından beri geldiği algısı ile büyüyen çocuğun ilerleyen vakitlerde karakter gelişimi üzerine pek birleyler yapmasına gerke kalmayacaktır zira onun varlığı başlı başına bir değerdir. şiddet uygulayabilir çünkü elinin kiridir, öldürebilir çünkü namus onundur. burada yetişkine düşen vazife çocuğa doğduğu andan itibaren cinsiyetine dayalı iltifatlar ve güzellemeler yapmamasıdır. aksı durumda da aynısı geçerlidir. kız çocuklarının piremsesler gibi yetiştirilmesi sonucunda gelecek hayatta elbette piremsesler gibi yaşatılması için birtakım insan hakları ihlallerini sineye çekmesi gerekecektir. çünkü piremses hayatı ancak böyle mümkündür. çocuklarımıza bu noktada beslenecekleri yerleri doğru seçmeleri için rehberlik edilmesi şarttır.
ailenin hazırlık ve yetiştirme süreçleri ne kadar kusursuz olsada elbette çocuğu cam fanusta büyütmek mümkün değildir. bu sebeple gireceği sosyal ortamların özellikle okulların bu konuda önceden hazırlanmış programlar dahilinde karakter gelişimini destekleyici niteliklte eğitimler vermesi son derece önemlidir. öğretmenlere ise burada çok fazla rol düşmektedir. futbol takımları seçmelerine kızları almamak gibi yada kütüphanecilik kolunun yalnızca kızlar tarafından tercih edilebileceği gibi söylemler ile bu cinsiyetçi toplum geleneğinin sürdürülmesine destek olmamalılardır. aksine kız çocuklarını futbol seçmelerine hazırlanması konusunda yüreklendirmek yada erkek çocuklarında balet olabileceği gibi motivasyon konuşmaları uzun vadede cinsiyet eşitsizliği noktasında fark yaratacaktır.
yine meslek seçimlerinde çocukları toplumun belirlediği rollere göre değil kendi yetenek ve ilgilerine göre tercih etmelerini konusunda yüreklendirmek gerekmektedir uzun vadede bu çalışmalar netice gösterecektir ve kadın otobüs şöförlerine gülünmeyecek yahut kadın doktorlar, erkek doktoralara göre daha fazla mobbinge maruz kalmayacaktır.
şiddet hayatımızın heryerinde ve bizlerin elinden malesef anlatmak dışında gelen pek birşey yok, bende bugün nacizane elimden geldiğince toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve şiddetin önlenmesinin çocuk gelişimi ile ilişkisi ifade eden bir yazı yazmış olmak istedim.
anıtsayaça yeni isimlerin eklenmediği günlerde buluşmak dileği ile.
dipnot: gözünüzü kanatan imla hataları ivedilikle düzeltilecektir.
edit: kadın cinayetlerinin önlenmesinin kısa ve uzun vadeli çözümleri arasında eğitim sisteminin önemi içerikli yazımıda 8 marta içerisinde yetiştirmeye çalışıyorum. takipte kalınız.
bu sebeple öncelikle çocukların yetiştirilme süreçlerinde en sık yapılan hatalar ve o hataların yerlerini almasını gereken doğru davranışlara yer vereceğim. anlayacağınız pek kısa bir yazı olmayacak.
hazırsanız kemerleri bağlayın.
öncelikle bir çocuk yapma kararı verilirken bu kararı bencil üreme içgüdülerimiz yerine çocuğun varlığını ve konfor alanını düşünerek vermek gerekiyor. özellikle geri kalmış toplumlarda çocuk neslin devamlılığı gibi sorumlulukları yüklenerek dünya getirildiği için bir takım cinsiyete dayalı rolleri yaşamaya mecbur bırakılıyor. özellikle erkek çocuklar neslin devamlılığını temsil ettiği için bir çok toplumda hala kız bebekler cahiliye devrindeki gibi gömülmesede hala öldürülüyor. daha önceki açtığım gelin yakma başlığından okuyacağınız gibi ilerleyen zamanlar kız çocuğu evlendiğinde çeyiz ödemelerini yapmak için toprak sahiplerinin, topraklarının bir kısmını damadın ailesine vermesi ise kız bebek cinayetlerinin sebeplerinden birini oluşturuyor aynı zamanda ilkel toplumlarda kız çocuklarının tarla vb. ağır işlerde çalışmaya uygun fizyolojik yapıda olmaması ise bir başka sebebi oluşturuyor.
doğmamış çocuğa don biçmediğimiz gibi doğmamış çocuğa toplumsal roller biçmemek gerekiyor. toplumun meşru gördüğü gereklilikleri yerine getirmesi önkoşulu ile çocuk dünyaya getirilmesi ve bu koşulların karşılanmadığı durumlarda çocukların öldürülmesi yada işkenceye maruz kalması bugün tüm toplumlarda ileri zamanlarda görünecek şiddetinde temellerini oluşturmuş oluyor. bu sebeple öncelikle çocukları dünyaya getirirken ona bir takım sorumluluklar yüklememek önem arz ediyor.
bugün türkiye'nin yine en çok doğu ve güneydoğu anadolu bölgelerinde çok fazla çocuk sahibi olunmasının temel sebeplerinden biriside elbette yalnızca geri kalmışlıkla açıklanamaz. temel sebeplerden birkaçı şu şekilde; sosyo ekonomik düzeyin düşük olmasına bağlı olarak ekonomik kazanç sağlaması beklentisi, (özellikle sigorta siteminin olmadığı geri kalmış ülkelerde çocuk oranlarının ne kadar yüksek olduğu istatistikler ile sabittir.) töreler gereğince erkek çocuğun neslinin devamlılığını sağlamakla mükellef tutulması ve elbette korunma yöntemi için gerekli ürünlere ulaşımın zor ve görece pahalı olması.
yukarıdaki paragrafta bahsettiğim üzere burada devlet başa demek gerekiyor. cinsiyet faktörünün bu kadar önemli olmasının olmasının temel sebeplerinden biri olan ekonomik seviye astronomik seviyelere ulaşmasada herkesin hayatını insani derece sürdürebilmesine olanarak tanıyacak ölçüde iyi olmalıdır. gelişmiş ülkelerdeki cinsiyetler arası ayrımın bu kadar belirgin olmamasının sebeplerinden biriside elbette ekonomiye bağlı olarak bir cinsel kimliğin diğerine oranla görece daha iyi kazanmasına muhtaç olmamasından kaynaklıdır.
yaklaşık 4 paragraf kadar çocuklara yüklenen toplumsal sorumlulukların yarattığı cinsiyetler arası uçurumdan ve sebep olabileceklerinden bahsettiğim için artık herhangi bir sorumluluk yüklemeden çocuk sahibi olduğumuzu varsayarak çocugun gelişimi süresinde bu uçurumu derinleşmesine yada oluşmasına sebep olacak hatalı anne-baba tutumlarından bahsetmek isterim biraz.
çocuğun cinsiyeti öğrenildiği andan itibaren cinsiyeti için biçilmiş renklere yada motiflere göre seçilmiş kıyafetler ve oyuncaklar ile odasının doldurulması ilerleyen vakitlerde kendisi için öğrenilmiş çaresizlik durumuna sebep olabileceği göz ardı edilmemelidir. erkeklerde pembe don giyebilir, bebeklerle oynayabilir, evcilik takımları olabilir aynı şekilde kız çocuklarda mavi gömlek giyebilir, arabalarını çarpıştırabilir veya misketler ile oynayabilir. çocuklara daha tövbe bismillah demeden dayattığımız bu kısıtlı çevresel uyaran içerisinde elbette kendini diğer cinsiyet ile keskin sınırlar ile ayıracaktır ve özellikle ilerleyen dönemlerde bu aralarında aşağılamak için yeterli sebeplere dönüşecektir. tüm bunların dışında hayatı oyun yoluyla öğrenen çocuklar için kendilerini önceden belirlenmiş bir takım rolleri oynamaya mecbur bırakmak hakkaniyetsizliktir. daha sonraları deneyimleme fırsatı verilmediği becerilerden ötürü aşağılanarak onurunun zedelenmesi ise işten bile olmayan gerçeklerden yalnızca birisidir. araba süremiyor diye kızlara ebleh ebleh gülünmesi ile mutfakta çorbasını ısıtamıyor diye erkeklere anakuzusu gibi aşağılamalar yapılması farklı durumlar değildir. burada her iki cinsiyette çatışmaya sürüklenen bir sürece itilmiş oluyor. çocuklarınıza tercih şansı vermek onları yapılan işlerin diğerinden mühim yada değersiz olmadığı fikri ile yetiştirmek ileri süreçlerde birbirlerine uygulayabilecekleri potansiyel şiddetin önlenmesi noktasında ciddi bir husustur.
bir diğer önemli husus ise özellikle türk aile geleneklerinde yukarıda bahsettiğim üzere erkek çocuğunun neslin devamlılığı için yüklenen sorumluluğun altında ezilmesidir. detaylı açıklamak gerekirse; kız olduğu için bacaklarını açarak oturamayan çocuk karşısında, pipisi olduğu için evin içinde çıplak gezme özgürlüğü olan erkek çocuğun ezilmesi durumudur. erkek çocuğun bilinç altına daha değerli olduğu fikri gizliden gizliye yerleştirilir. ilerleyen vakitlerde elbette o kız çocuğu, erkek çocuğunun elinin kiri olacaktır. tüm bu değeri fiziksel varlığından beri geldiği algısı ile büyüyen çocuğun ilerleyen vakitlerde karakter gelişimi üzerine pek birleyler yapmasına gerke kalmayacaktır zira onun varlığı başlı başına bir değerdir. şiddet uygulayabilir çünkü elinin kiridir, öldürebilir çünkü namus onundur. burada yetişkine düşen vazife çocuğa doğduğu andan itibaren cinsiyetine dayalı iltifatlar ve güzellemeler yapmamasıdır. aksı durumda da aynısı geçerlidir. kız çocuklarının piremsesler gibi yetiştirilmesi sonucunda gelecek hayatta elbette piremsesler gibi yaşatılması için birtakım insan hakları ihlallerini sineye çekmesi gerekecektir. çünkü piremses hayatı ancak böyle mümkündür. çocuklarımıza bu noktada beslenecekleri yerleri doğru seçmeleri için rehberlik edilmesi şarttır.
ailenin hazırlık ve yetiştirme süreçleri ne kadar kusursuz olsada elbette çocuğu cam fanusta büyütmek mümkün değildir. bu sebeple gireceği sosyal ortamların özellikle okulların bu konuda önceden hazırlanmış programlar dahilinde karakter gelişimini destekleyici niteliklte eğitimler vermesi son derece önemlidir. öğretmenlere ise burada çok fazla rol düşmektedir. futbol takımları seçmelerine kızları almamak gibi yada kütüphanecilik kolunun yalnızca kızlar tarafından tercih edilebileceği gibi söylemler ile bu cinsiyetçi toplum geleneğinin sürdürülmesine destek olmamalılardır. aksine kız çocuklarını futbol seçmelerine hazırlanması konusunda yüreklendirmek yada erkek çocuklarında balet olabileceği gibi motivasyon konuşmaları uzun vadede cinsiyet eşitsizliği noktasında fark yaratacaktır.
yine meslek seçimlerinde çocukları toplumun belirlediği rollere göre değil kendi yetenek ve ilgilerine göre tercih etmelerini konusunda yüreklendirmek gerekmektedir uzun vadede bu çalışmalar netice gösterecektir ve kadın otobüs şöförlerine gülünmeyecek yahut kadın doktorlar, erkek doktoralara göre daha fazla mobbinge maruz kalmayacaktır.
şiddet hayatımızın heryerinde ve bizlerin elinden malesef anlatmak dışında gelen pek birşey yok, bende bugün nacizane elimden geldiğince toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve şiddetin önlenmesinin çocuk gelişimi ile ilişkisi ifade eden bir yazı yazmış olmak istedim.
anıtsayaça yeni isimlerin eklenmediği günlerde buluşmak dileği ile.
dipnot: gözünüzü kanatan imla hataları ivedilikle düzeltilecektir.
edit: kadın cinayetlerinin önlenmesinin kısa ve uzun vadeli çözümleri arasında eğitim sisteminin önemi içerikli yazımıda 8 marta içerisinde yetiştirmeye çalışıyorum. takipte kalınız.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
bir boka yaramayan biriyim.
devamını gör...
ufo
"tanımlanamayan uçan cisim" teriminin ingilizce karşılığı olan unidentified flying object kelimelerinin baş harfleri.
şimdi bu konuda ortaya çıkan bir kavram karmaşasından bahsedeyim. uçtuğunu gördüğünüz ve ne olduğunu anlamadığınız her cisim için bu kısaltmayı kullanabilirsiniz. siz gökyüzünde bir drone görüp bunun drone olduğunu anlamazsanız, size göre bu bir ufo'dur. yani ufo, ille de içinde dünya dışından gelen canlıların bulunduğu bir araç değildir.
***
"gözümle gördüm"cü tayfa için de birkaç kelam edeyim. gökyüzünde şunu görmüş olsaydınız ne düşünürdünüz?

ama bu bir ufo değil, abd'nin avro canada vz-9 avrocar adlı aracı bu..
bunu görseniz ne düşünürdünüz peki?

bu da tutmadı. çin'in super great white shark adlı aracı bu da.
yani demem o ki, gökyüzünde gördüğünüz ve bir şeye benzetemediğiniz süratli cisimlerin dünya dışından geldiğine inanmanız için bir neden yok. bunlar gayet dünya içinde üretilmiş sıradan hava araçları.
şimdi bu konuda ortaya çıkan bir kavram karmaşasından bahsedeyim. uçtuğunu gördüğünüz ve ne olduğunu anlamadığınız her cisim için bu kısaltmayı kullanabilirsiniz. siz gökyüzünde bir drone görüp bunun drone olduğunu anlamazsanız, size göre bu bir ufo'dur. yani ufo, ille de içinde dünya dışından gelen canlıların bulunduğu bir araç değildir.
***
"gözümle gördüm"cü tayfa için de birkaç kelam edeyim. gökyüzünde şunu görmüş olsaydınız ne düşünürdünüz?

ama bu bir ufo değil, abd'nin avro canada vz-9 avrocar adlı aracı bu..
bunu görseniz ne düşünürdünüz peki?

bu da tutmadı. çin'in super great white shark adlı aracı bu da.
yani demem o ki, gökyüzünde gördüğünüz ve bir şeye benzetemediğiniz süratli cisimlerin dünya dışından geldiğine inanmanız için bir neden yok. bunlar gayet dünya içinde üretilmiş sıradan hava araçları.
devamını gör...
sinirden ağlamak
daha önce de dediğim gibi her şeye ağlayan biriyim zaten o yüzden evet bunu da yapıyorum. biriyle kavga ediyosam ya da sadece karşımdaki kişi bile kızıyorsa bana etraf kalabalık olsa bile tutamıyorum kendimi bağırırken kızarken bile ağlıyorum elimde olmadan.
devamını gör...
delikanlı insanın penisi büyük olur
çok erken başladığını düşündüğüm başlık türü. her ne oluyorsa oluyor; konu yine milletin pipisine, kukusuna geliyor. arkadaşlar bırakın milletin pipisini, ölçüsünü zartını zurtunu, neden dert oluyor.
devamını gör...
münir nurettin selçuk
musiki nazariyesi bilen, müzik aşkı yüzünden macaristan'da okuduğu ziraatı bırakarak yurduna dönmüş olan, sultan vahideddin zamanında mızıkayi hümayun müezzinliği yapmış, daha sonra riyaset-i cumhur musiki heyetinde*
mülazım-ı evvellik*görevini ifa etmiş büyük sanatçı. derinlemesine bildiği musiki nazariyesinin yanında, paris'te öğrendiği piyano,şan ve solfeji kendinde birleştirerek türk müziğini yeniden ayağa kaldırmıştır. en sevdiğim eserini aşağıya iliştiriyorum.
mülazım-ı evvellik*görevini ifa etmiş büyük sanatçı. derinlemesine bildiği musiki nazariyesinin yanında, paris'te öğrendiği piyano,şan ve solfeji kendinde birleştirerek türk müziğini yeniden ayağa kaldırmıştır. en sevdiğim eserini aşağıya iliştiriyorum.
devamını gör...
hemostaz
kanamanın önlenmesi ve durdurulması için vücudun normal fizyolojik yanıtıdır.
her tür vasküler açılmanın tıkanmasına yol açmaktadır.
genel olarak konuşmak gerekirse, kanın akışkanlığının ve kan damarlarının sağlamlığının korunmasına yardımcı olmaktadır.
her tür vasküler açılmanın tıkanmasına yol açmaktadır.
genel olarak konuşmak gerekirse, kanın akışkanlığının ve kan damarlarının sağlamlığının korunmasına yardımcı olmaktadır.
devamını gör...
evde loş ışıkta oturmak
ruhu dinlendiren eylem.
teknolojik aletlerden uzakta, kokulu mum veya tütsü eşliğinde yapılırsa; sinirden, stresten arındığınızı hissedebilirsiniz.
teknolojik aletlerden uzakta, kokulu mum veya tütsü eşliğinde yapılırsa; sinirden, stresten arındığınızı hissedebilirsiniz.
devamını gör...