sosyete
sosyal grup oluşturmak anlamındadır. yaşama ve üreme şansını artırmak için bireyler arasında işbirliği esasına dayanır. doğada birçok canlı grubu bu şekilde birlikler halinde yaşar. örnek olarak karıncalar ve arılar verilebilir. arılarda kraliçe arı üreme faaliyetini, işçi arı ise çiçek özü toplama gibi görevleri üstlenir.
devamını gör...
çocuklarımın okula gitmesini istemiyorum
abdurrahman dilipak'ın 30 nisan 2020 tarihinde armağan çağlayanın gör beni isimli programında sarf ettiği rezalet söylemdir. bu söyleminden yola çıkarak kirli zihniyetlerinin nasıl çalıştığını ifade etmek istiyorum izninizle.
kendilerinin derin okumaları ve geldikleri çevrenin çok entelektüel(!) olması sebebiyle okulların yetersiz olduğunu ifade eden şahıs devamında ise okullarda öğretilen yalan yanlış* bilgilerin insanı imanından edebileceğine gönderme yapıyor. hatta yetmiyor olacak ki söyleşinin devamında çocukları yalan yanlış dini bilgiler edinmemesi için kendi kitaplarını okumaya yönlendirdiğinden bahsediyor.
daha detaylı izlemek isteyenler için;
programa buradan ulaşabilirsiniz
aslında bu kısma yazının ilerleyen vakitlerinde gelmeyi planlıyordum lakin videonun altında yazılan güzellemeleri okuduğumda yeniden sinir katsayım tavan yaptı ve manipülasyona ne kadar açık bir toplum olduğumuz ile yüzleştim o sebeple video altında okuyacağınız yorumlar bu girdiye kısmi manada kanıt niteliği taşımaktadır.
entelektüel toplum oluşturmak için birkaç kuşak okur-yazar olmalı ve temel düşünsel faaliyetleri yerine getirebilmelidir. bu konuda elbette çok fazla üzerine söylenecek söz yok. lakin eğitim kurumlarını karalayarak çok idealize ettiğiniz topluma ulaşmanızda mümkün görünmüyor bunun sebeplerini ise hemen aşağıda tüik verileri ile sabit olacak şekilde siz okuyuculara paylaşacağım.
öncelikle 2018 tarihli bir tüik verisini sizinle paylaşmak isterim;
2018’de 15 yaşından küçük 167 çocuk doğum yaptı. 15-17 yaş grubunda ise 11 bin 636 çocuk, anne oldu.
daha detaylı bilgi sahibi olmak için bu haber ile ilgili;euronews haberine buradan ulaşabilirsiniz
türkiyede son yıllarda artan çocuk evlilikleri ve istismar vakaları göz önüne alındığında bu tip söylemlerin sosyo-kültürel seviyesi düşük ve ekseriyetle ortadoğu zihniyetini koruma çabasında olan aileler tarafından bir savunma mekanizması olarak kullanılacağı gün gibi aşikardır. hemen ardından gelen bir konu ise bu memlekette bir çok aktivist yakın zamanlara kadar hala köy köy dolaşıp; baba beni okula gönder gibi projeler ile çocukları okullara ulaştırmaya çalışıyordu ki hala benzeri onlarca proje yürütülmeye devam edilmektedir. işte bu noktada bu tür söylemlerden salt kötü niyet okumak son derece yerli yerinde bir davranış olacaktır.
akışı biraz böleceğim bu paragrafta ancak buraya eklemeden edemeyeceğim. video boyunca nasıl mazlumun yanında olduğu konusunda güzellemeler yapan zat-ı muhterem islam ve diğerkamlık konusunda pek düşünmemiş olacak ki önünü ardını düşünmeden bu tehlikeli söylemlerini gün geçtikçe daha yüksek bir sesle ifade ediyor.
neyse efendim ben yazmaya devam edeyim çünkü hırsımı kolay kolay alabilecek gibi değilim.
kocaeli üniversitesi akademisyenlerinden yrd.doç.dr. ibrahim güran yumuşak'ın gelişmekte olan ülkeler ve türkiye açısından
kadın eğitiminin ekonomik ve sosyal boyutu üzerine bir değerlendirme isimli makalesinde türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler arasından seçtiği ülkeler arasında dahi 1990 senesi verilerine göre; erkeklerde %89, kadınlarda %66 oranında okuma-yazma oranı ile geri sıralarda. tüm bu veriler göz önüne alındığında dahi bile söylemin ne kadar kötücül sonuçlar doğurabileceği açıkca göz önündedir.
ilgili makalenin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz
hala öfkem geçmedi ara ara gelip bu başlığı editleyerek yazmaya devam edeceğim.
kendilerinin derin okumaları ve geldikleri çevrenin çok entelektüel(!) olması sebebiyle okulların yetersiz olduğunu ifade eden şahıs devamında ise okullarda öğretilen yalan yanlış* bilgilerin insanı imanından edebileceğine gönderme yapıyor. hatta yetmiyor olacak ki söyleşinin devamında çocukları yalan yanlış dini bilgiler edinmemesi için kendi kitaplarını okumaya yönlendirdiğinden bahsediyor.
daha detaylı izlemek isteyenler için;
programa buradan ulaşabilirsiniz
aslında bu kısma yazının ilerleyen vakitlerinde gelmeyi planlıyordum lakin videonun altında yazılan güzellemeleri okuduğumda yeniden sinir katsayım tavan yaptı ve manipülasyona ne kadar açık bir toplum olduğumuz ile yüzleştim o sebeple video altında okuyacağınız yorumlar bu girdiye kısmi manada kanıt niteliği taşımaktadır.
entelektüel toplum oluşturmak için birkaç kuşak okur-yazar olmalı ve temel düşünsel faaliyetleri yerine getirebilmelidir. bu konuda elbette çok fazla üzerine söylenecek söz yok. lakin eğitim kurumlarını karalayarak çok idealize ettiğiniz topluma ulaşmanızda mümkün görünmüyor bunun sebeplerini ise hemen aşağıda tüik verileri ile sabit olacak şekilde siz okuyuculara paylaşacağım.
öncelikle 2018 tarihli bir tüik verisini sizinle paylaşmak isterim;
2018’de 15 yaşından küçük 167 çocuk doğum yaptı. 15-17 yaş grubunda ise 11 bin 636 çocuk, anne oldu.
türkiyede son yıllarda artan çocuk evlilikleri ve istismar vakaları göz önüne alındığında bu tip söylemlerin sosyo-kültürel seviyesi düşük ve ekseriyetle ortadoğu zihniyetini koruma çabasında olan aileler tarafından bir savunma mekanizması olarak kullanılacağı gün gibi aşikardır. hemen ardından gelen bir konu ise bu memlekette bir çok aktivist yakın zamanlara kadar hala köy köy dolaşıp; baba beni okula gönder gibi projeler ile çocukları okullara ulaştırmaya çalışıyordu ki hala benzeri onlarca proje yürütülmeye devam edilmektedir. işte bu noktada bu tür söylemlerden salt kötü niyet okumak son derece yerli yerinde bir davranış olacaktır.
akışı biraz böleceğim bu paragrafta ancak buraya eklemeden edemeyeceğim. video boyunca nasıl mazlumun yanında olduğu konusunda güzellemeler yapan zat-ı muhterem islam ve diğerkamlık konusunda pek düşünmemiş olacak ki önünü ardını düşünmeden bu tehlikeli söylemlerini gün geçtikçe daha yüksek bir sesle ifade ediyor.
neyse efendim ben yazmaya devam edeyim çünkü hırsımı kolay kolay alabilecek gibi değilim.
kocaeli üniversitesi akademisyenlerinden yrd.doç.dr. ibrahim güran yumuşak'ın gelişmekte olan ülkeler ve türkiye açısından
kadın eğitiminin ekonomik ve sosyal boyutu üzerine bir değerlendirme isimli makalesinde türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler arasından seçtiği ülkeler arasında dahi 1990 senesi verilerine göre; erkeklerde %89, kadınlarda %66 oranında okuma-yazma oranı ile geri sıralarda. tüm bu veriler göz önüne alındığında dahi bile söylemin ne kadar kötücül sonuçlar doğurabileceği açıkca göz önündedir.
ilgili makalenin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz
hala öfkem geçmedi ara ara gelip bu başlığı editleyerek yazmaya devam edeceğim.
devamını gör...
kitap kahve yağmur üçlemesi
yağmurlu veya fırtınalı havalarda geçireceğim hiçbir dakikayı boşa harcamamak adına sadece yağmur ve kahve kısmını uyguladığım üçleme.
hatta bu havada yapılacak bir yürüyüş için kahveyi bile satabilirim. swh.
hatta bu havada yapılacak bir yürüyüş için kahveyi bile satabilirim. swh.
devamını gör...
balkanlar
bir tür soğuk hava deposu.
devamını gör...
yazarların canını yakan şarkı
ayna - anlatmalıymış meğer
" o günlerden bir rüzgar eser, ümitlerin seni terk eder senden o bakışları gizler kapkaranlık bir keder"
" o günlerden bir rüzgar eser, ümitlerin seni terk eder senden o bakışları gizler kapkaranlık bir keder"
devamını gör...
canlı yayın açılış programı
bir yandan yoldaşla rusya'ya, support girl ile istanbul'a, digitale ve kankası ile boşlukta, sonra paris'e gidip şimdi başka tınılar. babacım n'oluyor? lunaparka dönecek program, o kadar renkli ve enteresan.
devamını gör...
ev hayvanlarının psikolojiyi olumlu etkilemesi
kesinlikle doğru bir önermedir. bir canlının bize ihtiyacının olduğunu bilip kendi hayat sorumluluğumuzun dışında başka bir canlının sorumluluğunu taşımak bizi hayata bağlar. işe yarar hissettirir. ayrıca o sevimlilikleri tatlılıkları da cabası. kendime ait bir evim olduğunda yapacağım ilk iş evcil hayvan edinmek.
devamını gör...
modern insanın en büyük problemi
-mış gibi yapmak.
desinler diye yaşamak.
desinler diye yaşamak.
devamını gör...
bir abinizin normal sözlük gözlemleri
36'lık bir delikanlı olarak katılıyorum.
günde 500 tanım giren, saçma sapan başlıklar açan ergenler var.
adı bile okunmayan, 80 tane harfi yanyana düzerek " nick " aldığını zanneden, kaliteyi düşürenlerden ben de şikâyetçiyim.
günde 500 tanım giren, saçma sapan başlıklar açan ergenler var.
adı bile okunmayan, 80 tane harfi yanyana düzerek " nick " aldığını zanneden, kaliteyi düşürenlerden ben de şikâyetçiyim.
devamını gör...
hesabı erkek mi öder kadın mı öder sorunsalı
para kimde ise o öder, çok dert etmeyin ailecek çıkmışsaniz zaten kim öderse ödesin baba ödemiş olur, diğer türlü yine erkek öder, z kuşağı herkes kendi hesabını öder.
devamını gör...
ateizm
''etik nedenlerden dolayı bir ateistim. bir yaratıcıyı, yaratısından tanıyacağınızı düşünüyorum. dünya bana öyle acı verici bir şekilde birleştirilmiş gibi geliyor ki onun birisi tarafından kasıtlı bir şekilde yaratıldığını düşünmektense, herhangi biri tarafından yaratılmadığını düşünmeyi yeğlerim.”
stanislaw lem, solaris (kitap).
stanislaw lem, solaris (kitap).
devamını gör...
köylülük belirtileri
bu başlığı açan kişinin su katılmamış bir taşralı olduğuna yemin edebilirim ama ıspatlayamam ne yazık ki.bu nasıl bir karın ağrısı ya sjsjsjjs.
devamını gör...
evlatlık olduğunuzu öğrenseniz biyolojik ailenizi arar mısınız sorunsalı
arardım, bulurdum. maddi durumları benden iyiyse "garip anamm, çilekeş bubamm." nidaları eşliğinde aile buluşması yaşarız. yok fakir iseler zaten bırakmışlar beni yok benim öyle anam babam. pis fakirler.
devamını gör...
ben padişahım siz benim kulumsunuz
orta çağ'da var olan bir sistemdir. iğrençtir, rezildir.
sayın yazar arkadaşımızın da dediği gibi yeni anayasada böyle bir madde olsa bile oy verecek olan milyonlarca insan vardır.
sayın yazar arkadaşımızın da dediği gibi yeni anayasada böyle bir madde olsa bile oy verecek olan milyonlarca insan vardır.
devamını gör...
sen hiç ateşböceği gördün mü
zamanlarda fazla seri ilerlemeleri dışında her şeyi çok iyi olan film.
sinemada izler gibi keyif aldım.
filme 10 üzerinden 10 puan veriyorum.
sonumuz allah bilir ama başlangıçlar bizimdir
ateş böceği zamanını hatırladım.
onları toplar, kavanoza koyar, karanlık bir yerde bakardım ışıklarına.
sinemada izler gibi keyif aldım.
filme 10 üzerinden 10 puan veriyorum.
sonumuz allah bilir ama başlangıçlar bizimdir
ateş böceği zamanını hatırladım.
onları toplar, kavanoza koyar, karanlık bir yerde bakardım ışıklarına.
devamını gör...
sözlükte kaliteli insan yok diyen insanlar
herkes tarafından bilinen ve çokça kullanılan konu. herkes bu konuyu açar ama hiç bir mantıklı harekette bulunmaz. gereksiz tanımlara bakaraktan kendi türden yazarları gördükçe içlerini ferahlatırlar. bendeniz buraya geldiğimde, "burada herkes boş yapıyor", "bi' faydalı tanım yok" gibisinden cümleler havada uçuşuyordu. dedim o kişi ben olayım madem. gereksiz tanımlardan kaçındım. insan olduğum için var, affınıza sığınırım. şimdi düşündüm de benim 30 dk* vakit ayırdığım tanımlarım fayda sağlamıyorsa, insanlar başkalarının düşüncelerini aşağılar nitelikte cevaplar yazıyorsa ben niye buradayım?
bakın şimdi buna da "kendin ol bak ben böyleyim", "tutan yok", "derdini seveyim", "diyene bak" vb. şeyler derler. (yazılanlar tabii daha kapsamlı heves kırıcı, kısa kestim.) sözlük deyince insan daha farklı bir ortam bekliyor. ve bu kadar insan arasında sözde mantıklı insan arayışı içinde olan yazarlar nerdesiniz?
umarım böyle düşünen tek kişi değilimdir.
sevgiler, saygılar sevgili kafa sözlük.
bakın şimdi buna da "kendin ol bak ben böyleyim", "tutan yok", "derdini seveyim", "diyene bak" vb. şeyler derler. (yazılanlar tabii daha kapsamlı heves kırıcı, kısa kestim.) sözlük deyince insan daha farklı bir ortam bekliyor. ve bu kadar insan arasında sözde mantıklı insan arayışı içinde olan yazarlar nerdesiniz?
umarım böyle düşünen tek kişi değilimdir.
sevgiler, saygılar sevgili kafa sözlük.
devamını gör...