başlığıma hoş geldiniz artısı
genellikle verdiğim artıdır. adam o kadar zahmet edip entry girmiş, boş mu yollayalım? valla olmaz, bana yakışmaz.
devamını gör...
uzun entry şovenizmi
şovenizm şov yapmak değil lan ahahaha. bilgi yumağı, ilim irfan yuvası diye geldik cahil yuvası bulduk. önce şovenizm nedir onu öğrenin, ayarı sonra da verirsiniz.
devamını gör...
dinlerken kendinizi bulduğunuz şarkı sözleri
elbette ki feminist bir kız
metafiziğe de inanmakta
bir kusuru var yalnız kızın
biraz entel takılmakta
optimist hem de pesimist biraz
idealizmi de savunmakta.
metafiziğe de inanmakta
bir kusuru var yalnız kızın
biraz entel takılmakta
optimist hem de pesimist biraz
idealizmi de savunmakta.
devamını gör...
herkesin naziler hakkında atıp tutması
"hiçbir iktidar masum değildir. bütün iktidarlar öyle ya da böyle, birinin katilidir…"
serenad - zülfü livaneli
serenad - zülfü livaneli
devamını gör...
parayla saadet olmaz
son birkaç yıla dönüp bakınca anlıyorum ki gerçekten parayla saadet olmaz. şimdi böyle söyleyince çok zenginmişim gibi oldu ama alakası yok. daha elimize geçmeyen, yalnızca gelme ihtimali olan bir para bile ailemizi dağıttı. dört kardeşten ikiye düştük. nerden baksan büyük kayıp. yüzde elli. gerçi ben daha en başında hepsini uyarmıştım ama ailenin en küçüğü olunca pek ciddiye alınmadım. şimdi sadece "haklıymışsın" demekle yetiniyorlar. neyse kalan sağlar bizimdir. kriz gelince küçülmeye gittik gibi düşünmek lazım.
devamını gör...
hayatınızın mottosu olan sözler
ben giderim adım kalır, dostlar beni hatırlasın.
âşık veysel
âşık veysel
devamını gör...
yazarların normal sözlük’te yazma nedenleri
başlarda eğlenmek için yazıyordum ama bu aralar rahatlamak için yazıyorum. daha çok kişiye anlatırsam daha çok rahatlarım gibi geliyor fakat herkese de anlatamıyorum. içime atmaktansa, buraya yazıyorum; iyi geliyor. bi insan tarafından sevdiğimiz gibi sevilmemek neden bu kadar canımızı yakıyor anlayamıyorum. aklıma olumsuz ne varsa getiriyorum, mantıklı bi şekilde düşünmeye çalışıp, zaten olmazdı diyorum. saatlerce düşünüp, mantıkla kurduğum her şeyi; tek bi gülüşü, ufacık bi jestiyle silip atıyor. hoop tekrar başa dönüyorum. saatlerce uğraşıp kumdan kale yaparsın da tek bi dalga saniyeler içinde yerle bir eder ya aynı onun gibi. uzak durup kendi güvenli bölgemde inşa edeyim desem elim kolum bağlanıyor, hiçbi şey yapamıyorum çünkü suya da, kuma da -en önemlisi- denizin o muhteşem atmosferine de ihtiyacım var.
devamını gör...
büyük çekici
evrende bulunan kütle çekimsel bir anomali. laniakea bunun etrafında, neredeyse bunu saracak şekilde konumlandığından, büyük çekici bir kara delik sanılsa da, tam olarak ne olduğu henüz bilinmiyor.
samanyolu galaksisi de dahil olmak üzere gözleyebildiğimiz tüm galaksiler, büyük çekici adlı bölgeye doğru çekilir. buna sebep olan şey büyük bir kütlenin varlığı. ne kadar büyük bir kütleden bahsediyoruz? güneş kütlesinin 1 katrilyon katı kadar!
bu kütlenin kaynağının ne olduğunu anlamak pek de kolay değil çünkü bahsi geçen bölge, galaksimizin diskinin arkasında kalıyor. yani bunu doğrudan gözlemleme şansımız yok. ancak tabii dolaylı olarak görebiliyoruz, x ışın teleskoplarıyla ve bu gözlemler gösteriyor ki büyük çekici'nin de arkasında çok daha büyük kütleye sahip bir bölge var: shapley çekicisi. bu bölge, büyük çekici'den 10 kat daha fazla kütleye sahip.
ilginç olan kısım bunların hiçbiri değil. hatta evren bir taraftan genişlediği için belki de hiçbir zaman büyük çekici'ye ulaşamayacağız. ilginç durum, tüm bunların bulunduğu yönün 180 derece zıt yönüne doğru baktığınızda ortaya çıkıyor. orada adına dipole repeller denen bir bölge var ve görünüşe göre galaksiler o bölgeden uzağa, shapley'e doğru itiliyorlar. yani sanki gözlemlenebilir evrende kocaman bir mıknatıs var ve galaksiler bu devasa mıknatısın bir kutbundan diğerine doğru itilen yüklü parçacıklarmış gibi bir manzara var karşımızda.

görselin kaynağı
samanyolu galaksisi de dahil olmak üzere gözleyebildiğimiz tüm galaksiler, büyük çekici adlı bölgeye doğru çekilir. buna sebep olan şey büyük bir kütlenin varlığı. ne kadar büyük bir kütleden bahsediyoruz? güneş kütlesinin 1 katrilyon katı kadar!
bu kütlenin kaynağının ne olduğunu anlamak pek de kolay değil çünkü bahsi geçen bölge, galaksimizin diskinin arkasında kalıyor. yani bunu doğrudan gözlemleme şansımız yok. ancak tabii dolaylı olarak görebiliyoruz, x ışın teleskoplarıyla ve bu gözlemler gösteriyor ki büyük çekici'nin de arkasında çok daha büyük kütleye sahip bir bölge var: shapley çekicisi. bu bölge, büyük çekici'den 10 kat daha fazla kütleye sahip.
ilginç olan kısım bunların hiçbiri değil. hatta evren bir taraftan genişlediği için belki de hiçbir zaman büyük çekici'ye ulaşamayacağız. ilginç durum, tüm bunların bulunduğu yönün 180 derece zıt yönüne doğru baktığınızda ortaya çıkıyor. orada adına dipole repeller denen bir bölge var ve görünüşe göre galaksiler o bölgeden uzağa, shapley'e doğru itiliyorlar. yani sanki gözlemlenebilir evrende kocaman bir mıknatıs var ve galaksiler bu devasa mıknatısın bir kutbundan diğerine doğru itilen yüklü parçacıklarmış gibi bir manzara var karşımızda.

görselin kaynağı
devamını gör...
isis
benim için özel bir yeri olan post-metal'in öncü gruplarından. ilk albümlerinde yoğun şekilde neurosis benzeri bir müzik yapmış olsalar da oceanic albümleriyle birlikte edindikleri post-rock etkisi ile kendi tarzlarını yaratıp türe kıvamını verdiler. sayısız post-metal grubuna ilham olan (hatta kopyalanan) bir tarzları vardır. tool ile içli dışlı olmuşlardır. bazı albümlerinde konuk müzisyen olarak tool üyeleri de çalmıştır.
isimleriyle aynı kısaltmaya sahip terör örgütü yüzünden adlarını "isis the band" olarak değiştirmek zorunda kaldılar, isis tişörtü olan hayranlar bunları dışarıda giyemedi :/
ayrıca her ne kadar grubun her yönünü aşırı sevsem de davulcularına özellikle vurgu yapmak istiyorum, kendine has minimal bir tarzı var ve bu müziğe gerçekten de çok yakışıyor.
en sevdiğim albümleri (kararsız kalsam da) sanırım oceanic derim ben de. bir kere tür için çok büyük öneme sahip olmasının yanı sıra şarkı yazımı, konsept, prodüksiyon tarzı, özgünlük ve daha sayamayacağım bir ton konuda aşmış bitirmiş bir albüm.
oceanic'ten sonra panopticon'da bazı değişikliklerle birlikte aynı tarzı daha rafine bir şekilde sürdürdüler. prodüksiyonu da oceanic'in çiğ havasının aksine daha tok.
ben panopticon'u da aşırı seviyorum. tam bir yolculuk hissi veriyor ki yolculuklarda da dinlemek için en uygun albümlerden biri olabilir gerçekten. en sevdiğim şarkılarını saymaya başlasam in fiction, so did we, grinning mouths diye gide gide tüm albümü sayarım sanırım, zaten bağımsız şarkılardan çok albüm olarak deneyim edilmesi gereken bir tecrübe bence bu.
ondan sonra in the absence of truth ile alternative metal etkili, önceki albümlerinden nispeten farklı bir tarza büründüler ki bu dönemden sonra çıkan albümleri de her ne kadar sevsem de kendime pek yakın hissettirmiyorlar ne yazık ki.
son albümleri wavering radiant da bu sound ile devam etti, aynı zamanda daha progressive metal etkili bir albüm. yine asla kötü diyeceğim bir albüm değil, zaten çok da sevilen bir albümdür ama dediğim gibi ben eski albümleri kadar çok sevemiyorum bunu. bu albümden sonra grubun vizyonunu gerçekleştirdiği gerekçesiyle dağıldılar.
ancak kariyerlerinde yaptıkları son şarkı olan pliable foe tam bir şaheser, gerçekten konulabilecek en güzel noktayı koymuşlar. aslında grubun melvins'le yaptığı split ep'den bir şarkı ama sonrasında derleme albümleri temporal'a eklediler.
bir yandan işi sulandırmadan dağılmış olmalarına çok saygı duyuyorum ama bir yandan da dünyaya böyle bir grubun bir daha gelmeyeceğini bilmek biraz üzüyor maalesef.
isimleriyle aynı kısaltmaya sahip terör örgütü yüzünden adlarını "isis the band" olarak değiştirmek zorunda kaldılar, isis tişörtü olan hayranlar bunları dışarıda giyemedi :/
ayrıca her ne kadar grubun her yönünü aşırı sevsem de davulcularına özellikle vurgu yapmak istiyorum, kendine has minimal bir tarzı var ve bu müziğe gerçekten de çok yakışıyor.
en sevdiğim albümleri (kararsız kalsam da) sanırım oceanic derim ben de. bir kere tür için çok büyük öneme sahip olmasının yanı sıra şarkı yazımı, konsept, prodüksiyon tarzı, özgünlük ve daha sayamayacağım bir ton konuda aşmış bitirmiş bir albüm.
oceanic'ten sonra panopticon'da bazı değişikliklerle birlikte aynı tarzı daha rafine bir şekilde sürdürdüler. prodüksiyonu da oceanic'in çiğ havasının aksine daha tok.
ben panopticon'u da aşırı seviyorum. tam bir yolculuk hissi veriyor ki yolculuklarda da dinlemek için en uygun albümlerden biri olabilir gerçekten. en sevdiğim şarkılarını saymaya başlasam in fiction, so did we, grinning mouths diye gide gide tüm albümü sayarım sanırım, zaten bağımsız şarkılardan çok albüm olarak deneyim edilmesi gereken bir tecrübe bence bu.
ondan sonra in the absence of truth ile alternative metal etkili, önceki albümlerinden nispeten farklı bir tarza büründüler ki bu dönemden sonra çıkan albümleri de her ne kadar sevsem de kendime pek yakın hissettirmiyorlar ne yazık ki.
son albümleri wavering radiant da bu sound ile devam etti, aynı zamanda daha progressive metal etkili bir albüm. yine asla kötü diyeceğim bir albüm değil, zaten çok da sevilen bir albümdür ama dediğim gibi ben eski albümleri kadar çok sevemiyorum bunu. bu albümden sonra grubun vizyonunu gerçekleştirdiği gerekçesiyle dağıldılar.
ancak kariyerlerinde yaptıkları son şarkı olan pliable foe tam bir şaheser, gerçekten konulabilecek en güzel noktayı koymuşlar. aslında grubun melvins'le yaptığı split ep'den bir şarkı ama sonrasında derleme albümleri temporal'a eklediler.
bir yandan işi sulandırmadan dağılmış olmalarına çok saygı duyuyorum ama bir yandan da dünyaya böyle bir grubun bir daha gelmeyeceğini bilmek biraz üzüyor maalesef.
devamını gör...
kitap alıntıları
boşuna heveslenmemekte yarar var. insanların aslında birbirlerine söyleyecekleri hiçbir şey yoktur, karşılıklı olarak yalnızca kendi acılarını anlatırlar, bu böyledir. herkesin derdi kendine, dünyanınki de hepimize. insanlar o acılarından kurtulmaya çalışırlar çalışmasına, sevişme sırasında, onu ötekinin sırtına yıkarak, ama beceremezler tabii ve ne yaparlarsa yapsınlar, sonunda tüm acılarıyla baş başa kalırlar ve bir daha denerler, bir kez daha acılarını kakalamaya çalışırlar. çok güzelsiniz, küçük hanım derler ne ki yaşam onları yeniden yakalayıverir, aynı küçük numarayı bir kez daha deneyinceye kadar. ne de güzelsiniz, küçük hanım... bu arada acılarından kurtulmayı başardıklarını söyleyip böbürlenirler de , gelgelelim herkes gayet iyi bilir, değil mi, bunun hiç de doğru olmadığını, o acıyı bal gibi bütünüyle kendi içimizde sakladığımızı. bu numaraları yapa yapa yaşlandıkça giderek daha da çirkin, itici bir hal aldığımız için artık acımızı, iflas ettiğimizi gizlemekten bile aciz kalırız, en sonunda insanın ta derinlerinden suratına kadar ulaşmayı başarabilmesi şöyle bir yirmi, otuz yıl, hatta daha fazla zaman olan o sevimsiz ve çirkin ifade, gitgide yüzümüzde sıvışmadık yer bırakmaz. insan dediğin, işte bu işe yarar, sadece bu işe, ekşi bir surat ifadesini üretmek, biçimlendirmesi tüm ömrünü alan, hatta gerçek ruhunun bütününü eksiksiz yansıtabilmek için oluşturması gereken asıl surat ifadesi o kadar ağır ve karmaşıktır ki, bu tamamlamaya insanın ömrü bile her zaman yetmeyebilir.
-gecenin sonuna yolculuk, louise fersinand celine.
-gecenin sonuna yolculuk, louise fersinand celine.
devamını gör...
erkek çocuk büyütmek
bir erkek olarak hayali bile kötü geliyor.
şantiye şefimiz, 3. çocuğunun (diğer ikisi de erkek) cinsiyetini (erkek) öğrendiği gün telefonda konuşurken şöyle demişti;
-lan buda erkekmiş, ev hayvanat bahçesine döndü alümünyum... (çok üzgündü)
şantiye şefimiz, 3. çocuğunun (diğer ikisi de erkek) cinsiyetini (erkek) öğrendiği gün telefonda konuşurken şöyle demişti;
-lan buda erkekmiş, ev hayvanat bahçesine döndü alümünyum... (çok üzgündü)
devamını gör...
yazarlar arasındaki özel meselenin sözlüğe servis edilmesi
davayı bilenler portakal atıp anlatsınlar meraktan çatlarım.
ikincisi ise böyle bir olay yaşanması saçmalıktır. saçmalık.
ikincisi ise böyle bir olay yaşanması saçmalıktır. saçmalık.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarından aforizmalar
odanı topla kitap gibi olsun.
devamını gör...
yatak odasına evlilik fotoğrafını asan çiftler
evli olduklarına kendilerine hatırlatma amacıyla yapılır.
şaka maka evliyiz lan niyeti taşır.
şaka maka evliyiz lan niyeti taşır.
devamını gör...
ka - fa 1500
gönaydın hemşerim demek istediğim, hemşerim olmadığı için diyemediğim kafa yazar.
eğlenceli, pozitif...
eğlenceli, pozitif...
devamını gör...
güne bir söz bırak
ne yaparsan yap, bazı insanlar herhangi bir sebep bularak senden nefret edecek.
ve yine, ne yaparsan yap, bazı insanlar bütün suçlarına rağmen seni sevmeye devam edecek.
ve yine, ne yaparsan yap, bazı insanlar bütün suçlarına rağmen seni sevmeye devam edecek.
devamını gör...
soyunma şekline göre karakter analizi
oldukça dost canlısı, açık fikirli, rahat bir insan olduğumu tasdikleyen analiz yöntemi*.
bundan sonra bana dağınıksın diyenleri yönlendirmek için bu yazıyı çıktı alıp kapının girişine asacağım. gerçek hayatta bakınız verme queyfi.
dr jane greer ablaya bir noktada katılmıyorum. başkasının beni eleştirmesi hala önemli maalesef. bu yüzden kahve içmeye sana bi uğriycam falan derseniz en az bir hafta önceden haber vermeniz koşulu ile gelebilirsiniz. çat kapı gelip stres yapmayın insanı!
hem ne var yani gelişi güzel soyunuyorsak, psikopat gibi önce mücevherlerimi çıkartsam sonra da umutsuz bir şekilde aşık olsam daha mı iyi!
not: teori için kaynak lan bırak #1685473
şahsen ben güvendim kendisine. başka da araştırma yapmadım. yeterli bence. madalyalı falan yazmış işte adam.
bundan sonra bana dağınıksın diyenleri yönlendirmek için bu yazıyı çıktı alıp kapının girişine asacağım. gerçek hayatta bakınız verme queyfi.
dr jane greer ablaya bir noktada katılmıyorum. başkasının beni eleştirmesi hala önemli maalesef. bu yüzden kahve içmeye sana bi uğriycam falan derseniz en az bir hafta önceden haber vermeniz koşulu ile gelebilirsiniz. çat kapı gelip stres yapmayın insanı!
hem ne var yani gelişi güzel soyunuyorsak, psikopat gibi önce mücevherlerimi çıkartsam sonra da umutsuz bir şekilde aşık olsam daha mı iyi!
not: teori için kaynak lan bırak #1685473
şahsen ben güvendim kendisine. başka da araştırma yapmadım. yeterli bence. madalyalı falan yazmış işte adam.
devamını gör...
eski sevgiliden öğrenilen bir şey
sabrımın sınırlarını öğrendim. çok genişmiş ya da genişledi o kısmı düşünmedim.
devamını gör...
sözlüğü gereğinden fazla dikkate almak
bazı yazarların, sözlüğü hayatlarının merkezine alıp ortamı dallas’a çevirmelerine neden olan durum.
devamını gör...