beyaz eşyayı damat tarafının alması. 50 bin sadece o tutuyor alümünyum.
devamını gör...



sende başını alıp gitme ne olur
ne olur tut ellerimi
devamını gör...

kesinlikle kitaplarım.
devamını gör...

ruhi su o en alışık ve en âşık olduğumuz enstrümanına yani sesine yüklenince bambaşka bir hâle bürünen türkü.

dün gibi veya asırlar öncesi gibi aşina bir zaman diliminden çıkıp geliyor yanımıza, yanığımıza..
sakin sakin okunan bir türkü bu, kim kim için yaktıysa çok sakin, çok güzel sevmiş o kızı o kadar belli ki?
ne bu zamanın gel geç aşklarına benziyor ne de öyle salt bağırma ile iş yaptığını sanıyor, usulca dokunuyor, usulca vuruyor ne varsa yakıp yıkıp geçiyor.

aradan 500 sene de geçse bu ses ve bu türkü aynı şekilde vurup geçecek,hiç değişmeyecek, aynı asillik ve aynı sakinlikle bambaşka insanlara dokunacak, aynı dertten muzdarip olan bambaşka insanlara..



spotify

youtube
devamını gör...

ingiliz edebiyatı'nın baş yapıtlarından biri olan gurur ve önyargı ilk olarak 'first ımpressions' (ilk izlenimler) olarak yayınlanmış, daha sonları gurur ve önyargı adıyla devam etmiştir.

kitap sadece aşk romanı değil, aynı zamanda toplumsal sınıf ayrımcılığı, dönemin kadın hakları gibi konuları da içeriyor. jane austen'in sade ve akıcı diliyle kolaylıkla okunacak türden olsa da konunun sadece 'evlilik' üzerine olması beni biraz sıktı.

bennet ailesinin beş kızı vardır. anneleri olan mrs. bennet; patavatsız, kızlarına koca bulamazsa ortada kalacakları düşünüp endişelenen bir anne. çünkü kocası öldükten sonra, ipotekli olan evleri kızlarına miras kalmayacak.
mr. bennet ise karısının tam aksine ağırbaşlı, çok konuşmayan, zaman zaman muzip cevapları ile güldüren bir karakter. en büyük kızları olan jane aynı zamanda en güzel ve her şeyi iyi yanıyla düşünen bir kız. ikinci kızları elizabeth ise gözlem yapmayı seven, bazen açık sözlü olmasının bedelini acı şekilde ödeyen biri. lydia ise kız kardeşlerin en küçüğü ve en şımarığı.
bennet ailesi, yeni komşuları olan bingley ailesi ile baloda karşılaşır, kızlarını mr. bingley ve mr. darcy ile tanıştırır. mr. bingley; güleryüzlü biri iken mr. darcy soğuk ve ciddi biridir.

mr. bingley, tam iki kez miss jane ile dans eder. bu büyük bir olaydır. ancak aralarında büyük bir sınıf farkı olduğu için mr. bingley'in ailesi tarafından hoş karşılanmaz. zaman içinde herkesin kafasında oluşan önyargılar kırılır. aşk, gurur tanımaz. mr. bingley ile miss jane, mr. darcy ile miss elizabeth evlenirler.

aslında hikayenin ana fikri olarak "aşkta gurur olmaz" veya "en büyük aşklar nefretle başlar" demek yanlış olmaz.


''gurur,'' diye gözlemde bulundu mary her zamanki gibi fikirlerinin sağlamlığıyla övünç duyarak, ''bence çok yaygın bir kusurdur. okuduğum onca şeyden sonra şuna inandım ki gerçekten çok yaygın; insan doğası gurura bilhassa eğilimli; o ya da bu gerçek veya hayali bir özellikten ötürü kendinden memnuniyet duymayan pek az kişi vardır. gurur ve gösteriş farklı şeyler, ama sık sık aynı anlamda kullanılıyorlar. insan gösteriş düşkünü olmadan gururlu olabilir. gurur daha çok kendimizle ilgili görüşümüze bağlıdır, gösteriş ise bizim hakkımızda başkalarına ne düşündürtmek istediğimize.''
devamını gör...

(bkz: regl kadının çantasından çikolatasını çalmak)
(bkz: femme fatale takılan sivilceli hanım)
(bkz: hardal rengi pantolon giyen erkek iticiliği)
(bkz: aldatılan erkeğe porno film göndermek)

üstteki gibi onlarca seksist başlıklar açıp, z kuşağı'nı tiktokçu olmakla suçlayan aşağılık kompleksine sahip yazar. forumsal ve kışkırtıcı tanımlarıyla sözlüğün kalitesini düşürmektedir. troll olup olmaması umurumda değil. ayrıyeten "başlıkları engelle" denilen özellik olmadığı için sürekli karşıma çıkmasından bıktım usandım. üstteki bir yazarın da bahsettiği gibi, bu yazarın burada tutulmasında sözlük moderasyonu açısından iyi bir niyet göremiyorum.
devamını gör...

benim.. ama her an yakalanacakmisim diye de korkmuyor değilim..
devamını gör...

güzel bacakları olan kadınlara, paraya, yeni bir telefona, yeni bir işe, gelecek vadeden bir akademik bölüme, kpss den alacağımız güzel bir puana, sevişmeye, eğlenmeye yada aptalca ideolojilere ihtiyacımız yok.

cesur ve yürekli insanlara ihtiyaç var, birileri bizi bu bataklıktan kurtarmalı, yol göstermeli.

erdemli ve bilge insanlara ihtiyacımız var, kaybettiğimiz erdemleri hatırlatacak, bize örnek olacak insanlar lazım.

yenilikci ve üretken insanlara ihtiyacımız var, bize taze fikirler sunacak, ufkumuza açacak sanatçılar gerek.

samimi ve değer bilen insanlara ihtiyacımız var, bize güven vermeli, doğruluğa, olan inancımızı pekiştirmeliler.

bu toplumun her ferdinin değerli insanlara ihtiyaçları var. herkes elini bir parça olsun taşın altına koyabilse, bu yük kuş tüyü gibi hafifler, bu sefalet biter. belki bitmez, belki herşey daha kötü olur, bilemeyiz denemedik. denesek ne çıkar. bize iyi insanlar değil, kendini iyisiyle, kötüsüyle bilen insanlar gerek.
devamını gör...

-öncelikle doğum tarihiniz, tuttuğunuz takımın kuruluş yılı ya da isminiz nickinizde olmasın. illaki olacak diyorsanız şifrenizde bunlarla alakalı şeyler olmasın.
-ünlü birinin ismini ya da mahlasını alabilirsiniz. mesela: slash, donald trump, angelina jolie...
-bir dizi ya da film karakterinin ismini alabilirsiniz. (bkz: ben)
-boşluk kullanın. ismi çok ve birleşik kelimelerden oluşan yazarların nicki hem akılda kalıcı olmuyor, hem de zor okunuyor.
-iyice düşünün. acele etmeyin. tek hakkınız var.
-eski bir reklamla ilgili olabilir. mesela: tüylü bamya ya da fırat boru reklamı gibi.
-sadece kendinizin anlayabileceği bir isim seçmeyin. sokaktan geçen birine söylediğinizde nickinizin anlamını bilmesi ve espirisini anlaması önerilir.
-bir atasözünü veya deyimin kelimelerini değiştirebilirsiniz. mesela: damlaya damlaya çöl olur ya da bir elin nesi var iki elin çişi var gibi.
-son olarak sallamasyon nickler seçmeyin.
mesela: haykur ya da estiri gibi...
not: bu entry nick fikri vermek için değil, nasıl nick seçileceği hakkında yardımcı olmak için yazılmıştır.
devamını gör...

bu sene 1 mayısta yayımlanmış şöyle bir versiyonuna ne dersiniz:
devamını gör...

mutlak adaletin dağıtıldığı yer olarak tanımlansa da pratikte pek de böyle olmadığı bilinir.
devamını gör...

7 yasyaşındayım, sömestr tatili için köye gidiyoruz. yollar kötuymüs kim dinler? maaile bize hiçbir şey engel olamıyor. illa ki gidilecek o köye...
kar, buz, yollarda don olsa da gidilecek! gidin, gidin de, görün ebemin örekesini...*
neyse...

köye gidince benim başıma bir bekçi dikin, sonra ne yaparsanız yapın. insan geçmiş yıllardan ders alır değil mi?
ama nerdeeee? *
köye giriş yaptık annemler eşyaları taşıyor, babam içeride dedemle sohbet ediyor. daha bir saat dolmadan ben üst katın balkonunun gider borusundaki boyum kadar sarkıta kafayı taktım. illa onu kıracağım. yerden bir taş aldım, sarkıta attım ama...
aması o gitti babam ve dedemin oturdugu odanın camını kırdı. kırılan yerden babamla göz göze geldik. babam gözüyle kaç işareti yaptı. ben kaçtım üst kata... dedem alt kattan sinirle dışarı fırladı. babamın camı kırarken gördüğü 8-9 yaşlarındaki oğlan çocuğunu aramak için köyü dolaşmaya gitti.

ben diyorum ama kimse dinlemiyor.
anneeeee!
anneeeee!!
bana sahip çık!
beni sakın gözünden ayırma!!!
zaten köyde adim çıkmış kıyamet alametine, herkes benim hakkımda;
-"o kıvırcık var ya, o kıvırcık, tam deccal, ocaklardan ırak!" falan diyor.
az bak bana, bu kız nerede ne yapıyor? öyle başımı boş bırakma!

ama annem yine aynı tas, aynı hamam. saldım çayıra, mevlam kayıra diye attı ortaya... iyi o zaman, olacaklardan ben sorumlu değilim.
.....
annemler ertesi gün yufka ekmek yaptılar. öyle az buz değil. en az yüz kilo undan yaptılar. sonraki günlerde ekmeğe yardim eden komşulara yardim ettiler. imece usulü tüm mahalle ekmek yaptı. birgün sobanın başında otururken dışarıda iki keçinin dolaştığını gördüm. kış günü dışarıda keçi olmaz ki... kesin bunlar başka köyden gelmiş, açlardır deyip annemlerin koca gün uğraştıkları ekmeklerin olduğu üst kata keçileri çıkardım. sonra odadaki ayva dolu kovayı onların önüne çektim. onlar biraz ayvadan yedi sonra büyük olan yufkalari yemeye başladı. diğeri de ona katıldı. bunlar yiyorken birden o koca yığın yufka tüm heybetiyle yere serildi...
keçiler yufkaları yerken o sıra üst kata yengem geldi. gözleri kocaman açılmış. ne olduğunu anlamaya çalışıyor.

en uydurugundan yengeme bir yalan;
-yenge, bunlar girmiş buraya korktum büyük olan keçiden çıkaramadım bir türlü.
yengem keçileri kovdu.
odanın halini gören annemlerde matem havası, kim yardım eder bir daha, hem herkesin ekmeği var?
şunların derdine bak!
yalan dünya bir vaaar, bir yok.
bizim yörede her evin kendine ait tek göz bir ekmek evi vardır. içinde devasa bir sac ocağı, yapılan ekmeği koyarlar ve kapılari çok sağlam kilitli olmaz. sağlam yapın işte ne olur ne olmaz?

keçileri ertesi gün yine gördüm. e bunlar aaaaç!
her gün onlar geldi, bende başka başka komşuların ekmel evine soktum. zaten sonrasını onlar halletti. hala kimse bütün bunları benim yaptığımı bilmiyor.

bak anne "herkesin ekmeği var" diyordun. umudunu yitirme, boşuna dememişler 'gün doğmadan ,neler doğar.'
devamını gör...

kafa sözlüğe bir daha gelinse alınacak nickler.
devamını gör...

ankara da yaşayan tüm arkadaşlara geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.umarım güvendesinizdir allah tekrarını yaşatmasın.
devamını gör...

nickine bayıldığım yazar. şiir gibi.

ben garip bu bile başlı başına mükemmel bir söz.

sen güzel birden melankoli basıyor

dünya umutlu bu da dünyanın her şeye rağmen döndüğünü ifade ediyor sanırsam.*

dedim ya, şiir gibi nick seçmiş yav.

edit: gerçekten şiirmiş ahahahah
devamını gör...

gülümser çakarsın
devamını gör...

bu aralar çok fazla kullandığım hatırlatıcılar. fiyatlarının pahalı olması üzüyor. hediye olarak kabul edeceğim şeylerden. *

renklerinin standart olması da can sıkıcı. mesela ben kan kırmızısı istiyorum, siyah istiyorum ama yok. standart renklerin ötesine geçemiyor.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

başka bir yalnız ile köprü kurana dek yaşanılan durumdur. yalnızlık mecburiyet değil, tercih olmalıdır yoksa acı verebilme özelliği ile tanışmak an meselesi olabilir.
devamını gör...

kötü günler geride kaldı, sırada daha kötü günler var demek isteyen dsö uyarısı.


covid-19 salgınındaki ölüm oranlarının ortaya çıkan diğer hastalıklara kıyasla düşük olduğunu vurgulayan dsö acil durumlar programı direktörü ryan, "gelecekte daha da şiddetli olabilecek bir salgına karşı hazırlanmalıyız" dedi.

--- alıntı ---
basın toplantısında soruları cevaplayan dsö acil durumlar programı direktörü mike ryan, günümüz dünyasının bilim ve aşılar konusunda ileri bir safhada olduğunu vurguladı.
ryan, covid-19 salgınının şiddetli olduğunu ve küresel çapta hızla yayıldığını belirterek "muhakkak ki bu salgın en büyük olanı değil. bu virüs çok bulaşıcı, insanları öldürüyor ve pek çok kişiyi sevdiklerinden mahrum ediyor" ifadelerini kullandı.
covid-19 vaka sayısının dikkate alındığında salgındaki ölüm oranlarının ortaya çıkan diğer hastalıklara kıyasla düşük olduğunu vurgulayan ryan, "bu bir uyarı alarmıdır. gelecekte daha da şiddetli olabilecek bir şeye (salgına) karşı hazırlanmalıyız" uyarısında bulundu.
--- alıntı ---

kaynak
devamını gör...

yeni sözlüğün yeni radyosunun yönetimidir.
yanlış kabul etmez bir yönetimdir ama olsun çalışıyorlar emek veriyorlar.
durumu anladığım kadarıyla rock tribe yazarımız radyoya entegre faklı bir sistemle iki radyoyu birbirine bağlama gibi bir şey önermiş.
bu pek mantıklı gelmedi açıkçası bana da.
kendisi bir program yapıp " ben de radyoda yayın yapmak istiyorum" deseydi ben inanıyorum ki hiç kimse hayır demezdi.
bu arada gerçekten radyo ile uğraşan moderasyon ekibi yoldaştan daha çok yoruluyor ve vakit bulamıyor olabilirler.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim