30 yaşını geçmiş ama hala sözlükte yazan insan
ben 52 yaşındayım ve keyifle yazıyorum sözlükte. eskiden 50 yaş diyince, elim ayağım tutmayacak kadar yaşlı bir insan olunacak sanırdım ama hiç öyle olmuyormuş. hala dipdiri bir çıtır gibi hissediyorum kendimi. umarım bizi kınayan bu genç yavrucak da benim yaşlarımda böyle olabilir.
devamını gör...
persona
kolektif bilinçaltında yer alan eski deneyimlerimiz, tekrar eden temalar veya kalıplar aracılığıyla ortaya çıkar. carl gustav jung buna arketip adını verir. arketipler, sonraki nesillerde de tekrarlanarak kişiliğimize [jung kişiliğie psyche der] damgalanır. 4 arketip vardır, bunlar; persona, anima, animus ve shadow'dur.
persona, kendimizi ifade etme ve dünyaya sunma biçimimizdir. kendimizi başkalarına tanıtmak için giydiğimiz halka açık bir maskedir. bu arketip, insanların toplumdaki rol oynama ihtiyaçları nedeniyle gelişir.
çeşitli gruplar ve durumlar arasında taktığımız tüm farklı sosyal maskeler personadır. egoyu olumsuz imajlardan korumak için hareket eder. çünkü, toplumun beklentilerine ve normlarına uymak için belirli şekillerde davranmamız gerektiğini öğreniriz.
örnek:
- aile/arkadaş/iş ortamlarında farklı tutum/davranış sergilememiz
- başkaları tarafından ''centilmen'' olarak nitelendirilen kişinin evde eşine şiddet uygulaması.
persona aşırı kullanılırsa kendine yabancılaşma sendromu [self alienation syndrome] ortaya çıkar. bu kişiler asla doğru benliklerini diğerlerine gösteremez.
jung'un persona'sı dışında, edebiyatta ise yazar tarafından belirli bir amaç için seçilen sestir. yazarın sesidir ama yazardan farklıdır. persona, eserdeki bir karakter veya isimsiz bir anlatıcı olabilir.
persona, kendimizi ifade etme ve dünyaya sunma biçimimizdir. kendimizi başkalarına tanıtmak için giydiğimiz halka açık bir maskedir. bu arketip, insanların toplumdaki rol oynama ihtiyaçları nedeniyle gelişir.
çeşitli gruplar ve durumlar arasında taktığımız tüm farklı sosyal maskeler personadır. egoyu olumsuz imajlardan korumak için hareket eder. çünkü, toplumun beklentilerine ve normlarına uymak için belirli şekillerde davranmamız gerektiğini öğreniriz.
örnek:
- aile/arkadaş/iş ortamlarında farklı tutum/davranış sergilememiz
- başkaları tarafından ''centilmen'' olarak nitelendirilen kişinin evde eşine şiddet uygulaması.
persona aşırı kullanılırsa kendine yabancılaşma sendromu [self alienation syndrome] ortaya çıkar. bu kişiler asla doğru benliklerini diğerlerine gösteremez.
jung'un persona'sı dışında, edebiyatta ise yazar tarafından belirli bir amaç için seçilen sestir. yazarın sesidir ama yazardan farklıdır. persona, eserdeki bir karakter veya isimsiz bir anlatıcı olabilir.
devamını gör...
hospital playlist
hospital playlist, yulje tıp merkezi'nde çalışan doktor ve hemşirelerin ve hastaneye yatırılan hastaların hikayelerini anlatıyor. dizi, 1999'da tıp fakültesine girdiklerinden beri arkadaş olan beş doktorun etrafında dönüyor.
hastanelerde yaşayan sıradan ama özel insanların hikayesini ve 20 yıllık arkadaşların dostluğunu anlatan netflix dizisi.
kaynak
dizi ile ilgili spoiler içermeyen görüşüm aşağıdadır.
öncelikle bu dizi, her dilden ve her türden diziler arasında en sevdiğim dizi. bana en sevdiğin favori dizin ne diye sorsanız vereceğim cevap bu dizi* olurdu. diziyi aslında bu dizide oynayan sevdiğim bir oyuncu* vesilesiyle buldum. dedim ki tıp dizisi en kötü ne olabilir? ne anlatabilir? sonra izlemeye başladığımda anladım ki bu dizi sizi, bizi anlatıyor. mesela bu dizide süper havalı, süper şaşaalı ameliyatlar yok. karaciğer nakli var mesela, veya polikliniğe tedaviye gelen sıradan bir hasta. iyi doktorlar var, kötü doktorlar var. iyi insanlar var, kötü insanlar var. doktorlar antik yunan tanrıları gibi güzel veya yakışıklı da değil. ve bu doktorlar her hastalarını kurtaramıyor bazı malum dizilerin aksine. çünkü insanlar.
bu diziyle ilgili en sevdiğim şeylerden biri de alıntıda da belirtilen dizinin başrolü olan doktorların aralarındaki dostluk hikayesi. o kadar doğal ve o kadar sıcak ki. kurgu veya değil kıskanacaksak böyle dostlukları kıskanalım.
çok uzatmayayım bu son olsun, sevdiğim bir diğer şey ise dizinin müzikleri. dizi adını biraz da bu müziklerden alıyor zaten*. eğer diziyi izlerseniz ne dediğimi daha iyi anlayacaksınız. bu diziyi izleyeli yaklaşık 1 yıl oluyor ama dizi müziklerini* hala dinliyorum.
son olarak, sevgili 2. sezon biraz daha çabuk gelebilir misin?
düzenleme: 2. sezonun netflix türkiye yayın tarihi 17 haziran 2021 olmadığı* için son paragrafta * ile belirtilen tarih kaldırıldı.
düzenleme 2: dizinin 2. sezon netflix türkiye yayın tarihi 23 eylül.
devamını gör...
kampüsü güzel olan üniversiteler
ege üniversitesi.
devamını gör...
geceye nazım hikmet'ten bir şiir bırak
"güldün, güller açıldı penceremin demirlerinde
iyi ki geçtin dünyadan
sahi ya doğmasaydın?"
iyi ki geçtin dünyadan
sahi ya doğmasaydın?"
devamını gör...
yazarların ilk işlerindeki maaşları
sene 1999. 6.sınıf yaz tatili. kaportacıda 1 hafta çalıştım. miktarı hatırlamasam da 10 ekmek, 1 bisküvi alabilirim şeklinde kodlamıştım. hâlâ aklımdadır.
devamını gör...
kur'an'ın en beğenilen ayeti
nisa 34 : serkeşlikletinden yıldığınız kadınlara gelince , onlara önce öğüt verin , onları yataklarda yanlız bırakın , bununla da düzelmezlerse onları dövün .
edit : yukarıda bir arkadaş tomurcuk meme olayını hatırlayamamış yardımcı olayım .
nebe 32 :şüphesiz takvâ sahipleri için umulanı buldukları yer, bahçeler, üzüm bağları, göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, içki dolu kâseler vardır.
edit : yukarıda bir arkadaş tomurcuk meme olayını hatırlayamamış yardımcı olayım .
nebe 32 :şüphesiz takvâ sahipleri için umulanı buldukları yer, bahçeler, üzüm bağları, göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, içki dolu kâseler vardır.
devamını gör...
türkiye’nin girişine yazılması gereken söz
welcome to hell.
devamını gör...
sosyopati
psikopati kavramıyla sık sık karıştırılan, (literatürdeki adı) antisosyal kişilik bozukluğu.
psikopati kavramıyla olan ilişkisi, sosyopatinin psikopatiyle ilgili bir bozukluk olmasından ileri gelmektedir. kısacası ilişkili fakat aynı şey değil. sosyopat insanların temel özelliği empati yoksunluğuna sahip olmaları. elbette bu, her empati yoksunu insanı sosyopat yapmamakta. diğer bir yüzünde antisosyalliğin temelinde bulunan narsizmden söz edilmektedir. insanların yalnızca birer araç ve önemsiz varlıklar olarak görüldüğü bir durum söz konusu. bu sebeple diğer insanların ne düşündüğü ve onlara verilen zararın hiçbir önemi yoktur. bu antisosyal kişilik bozukluğu üzerine çalışmalar bugün hala sürse de sebepleri tam anlamıyla bilinmiyor ve biyolojik ve genetik faktörlerin rol oynayabileceği sanılıyor. mayo kliniği'nin web sitesine göre: ''çocukluktaki ev, okul ve sosyal çevredeki birtakım faktörler de bu rahatsızlığa katkı yapabiliyor.'' çevrenizde bu hastalığa sahip kişilerin var olduğunu söylemek yersiz olmaz, çünkü özellikle günümüzde toplumda statü anlamında belirli yeri olan kişiler kendi antisosyal kişilik bozukluğunu dahi farkında değiller. belirtileri ise gözle görülemeyecek kadar gizli. kimse elbette sabah uyandığında kendini bir sosyopat olarak bulmuyor, sosyal ve psikolojik bir süreç söz konusu. genelde piskolojik rahatsızlıklara sahip bireyler çevrelerinin ısrarı ve isteği ile terapiye başlamakta ve köşeden dönmekte. ancak aksi durumlar da söz konusu. hepimiz birer sosyopat adayı olabiliriz.
bu konuda dr. martha stout'un yazdığı ve pegasus yayınları tarafından basılmış olan yanı başınızdaki sosyopat kitabını önerebilirim.
psikopati kavramıyla olan ilişkisi, sosyopatinin psikopatiyle ilgili bir bozukluk olmasından ileri gelmektedir. kısacası ilişkili fakat aynı şey değil. sosyopat insanların temel özelliği empati yoksunluğuna sahip olmaları. elbette bu, her empati yoksunu insanı sosyopat yapmamakta. diğer bir yüzünde antisosyalliğin temelinde bulunan narsizmden söz edilmektedir. insanların yalnızca birer araç ve önemsiz varlıklar olarak görüldüğü bir durum söz konusu. bu sebeple diğer insanların ne düşündüğü ve onlara verilen zararın hiçbir önemi yoktur. bu antisosyal kişilik bozukluğu üzerine çalışmalar bugün hala sürse de sebepleri tam anlamıyla bilinmiyor ve biyolojik ve genetik faktörlerin rol oynayabileceği sanılıyor. mayo kliniği'nin web sitesine göre: ''çocukluktaki ev, okul ve sosyal çevredeki birtakım faktörler de bu rahatsızlığa katkı yapabiliyor.'' çevrenizde bu hastalığa sahip kişilerin var olduğunu söylemek yersiz olmaz, çünkü özellikle günümüzde toplumda statü anlamında belirli yeri olan kişiler kendi antisosyal kişilik bozukluğunu dahi farkında değiller. belirtileri ise gözle görülemeyecek kadar gizli. kimse elbette sabah uyandığında kendini bir sosyopat olarak bulmuyor, sosyal ve psikolojik bir süreç söz konusu. genelde piskolojik rahatsızlıklara sahip bireyler çevrelerinin ısrarı ve isteği ile terapiye başlamakta ve köşeden dönmekte. ancak aksi durumlar da söz konusu. hepimiz birer sosyopat adayı olabiliriz.
bu konuda dr. martha stout'un yazdığı ve pegasus yayınları tarafından basılmış olan yanı başınızdaki sosyopat kitabını önerebilirim.
devamını gör...
gaugamela muharebesi
iskender'in darius'u rencide ettiği savaş. adamcağızın onurunu beş paralık etmiştir. darius savaşın kaybı ile birlikte topuklarına vura vura kaçmış ama şansı yaver gitmemiştir. koskoca kralların kralı, kendi generali bessus tarafından biraz tartaklandıktan sonra bıçaklanıp, patates çuvalı gibi yol kenarına atılmıştır. yani düşünün adam tanrı kral, hikmetinden sual olunmuyor ama bir kere düşmeye gör! en yakınındaki seni fırlatıp yolun kenarına atabiliyor. daha önce senin yanında dizleri titreyen adamın sana reva gördüğü muamele bu işte. kutsallık da, tapınma da, korku da bir yere kadar! kaybettiğin an hepsi yok oluyor. koca bir hiç oluveriyorsun. tabi bunlar ibretlik dersler lakin ders alanı pek olmuyor. her muktedir bu devran böyle sürecek diye boş beleş umutlarla kendisini kandırıyor.
oysa azıcık ders alsalar şu ibretlik hikayelerden işler tıkırında gidecek ama yok ille de bildiklerini okumak eğilimindeler. hani akif diyor ya; "tarih'i "tekerrür" diye tarif ediyorlar; hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?'' hah işte mesele tam olarak bu...
neyse sonrasında darius'u iskender'in askerleri paketlenip bırakıldığı yerde buluyor. bak adamlara o kadar çektirmişsin darius efendi! dere, tepe, geçit senelerce savaşmışsın adamlar yine de senin kadrini kıymetini biliyorlar. düşmana saygı denen müesseseyi devreye sokuyorlar. anlatılanlara göre iskender'in askerleri darius'a biraz su içirip, ona son anlarında saygıyla yaklaşıyorlar. bessus denen çakma şahenşahın sonu ise ibretlik zaten. hem hainsin hem de tanrı kral olacaksın (!) hayallere bak hele. neyse onun da façasını çizmiş iskender. tavşanı kovalayan tazı gibi peşinden gitmiş. az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş, en nihayetinde de bessus efendiyi afganistan'da yakalamak sureti ile işe son noktayı koymuş. işin ibretlik kısmı şu ki; iskender bu haini pers adetlerine göre cezalandırmıştır. hainlere verilen cezayı bizatihi kendisine uygulamıştır. bessus'un kulakları ve burnu kesilmiş, zincire vurulup kazığa oturtularak pers topraklarında ibreti alem olsun diye gezdirilmiştir. yani iskender düşmanına yapılan hainliği bile affetmeyerek neden ''büyük'' olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.
netice olarak bu savaş pers geçidindeki cılız direniş sonrasında persepolis'in zaptına giden yolu açan savaştır. perslerin atina'da yaptıklarının rövanşı aynı şiddetle hatta misliyle alınmıştır. zerdüşt kehanetlerine göre ''saçları dağılmış şeytanların öfkeli saldırısı'' olarak anlatılan ve beklenen saldırı böylece gerçekleşmiş oldu ve şeytanlar(!) persepolis'i dümdüz etti.
oysa azıcık ders alsalar şu ibretlik hikayelerden işler tıkırında gidecek ama yok ille de bildiklerini okumak eğilimindeler. hani akif diyor ya; "tarih'i "tekerrür" diye tarif ediyorlar; hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?'' hah işte mesele tam olarak bu...
neyse sonrasında darius'u iskender'in askerleri paketlenip bırakıldığı yerde buluyor. bak adamlara o kadar çektirmişsin darius efendi! dere, tepe, geçit senelerce savaşmışsın adamlar yine de senin kadrini kıymetini biliyorlar. düşmana saygı denen müesseseyi devreye sokuyorlar. anlatılanlara göre iskender'in askerleri darius'a biraz su içirip, ona son anlarında saygıyla yaklaşıyorlar. bessus denen çakma şahenşahın sonu ise ibretlik zaten. hem hainsin hem de tanrı kral olacaksın (!) hayallere bak hele. neyse onun da façasını çizmiş iskender. tavşanı kovalayan tazı gibi peşinden gitmiş. az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş, en nihayetinde de bessus efendiyi afganistan'da yakalamak sureti ile işe son noktayı koymuş. işin ibretlik kısmı şu ki; iskender bu haini pers adetlerine göre cezalandırmıştır. hainlere verilen cezayı bizatihi kendisine uygulamıştır. bessus'un kulakları ve burnu kesilmiş, zincire vurulup kazığa oturtularak pers topraklarında ibreti alem olsun diye gezdirilmiştir. yani iskender düşmanına yapılan hainliği bile affetmeyerek neden ''büyük'' olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.
netice olarak bu savaş pers geçidindeki cılız direniş sonrasında persepolis'in zaptına giden yolu açan savaştır. perslerin atina'da yaptıklarının rövanşı aynı şiddetle hatta misliyle alınmıştır. zerdüşt kehanetlerine göre ''saçları dağılmış şeytanların öfkeli saldırısı'' olarak anlatılan ve beklenen saldırı böylece gerçekleşmiş oldu ve şeytanlar(!) persepolis'i dümdüz etti.
devamını gör...
fatih terim belgeseline isim önerileri
egom ve ben.
devamını gör...
teori
kuram; genel, soyut ve rasyonel olan herhangi bir olayı, doğrulanmış gözlem ve deneyler baz alınarak açıklamak için kullanılan düşünce sistemidir. günümüzde hayal ürünü, dayanaksız fikir yürütme gibi çağrışımlar taşır.
devamını gör...
novella
novella tadı damağınızda kalan son bira bittiğinde dolapta bir bira daha olduğunu fark etmenizdir. hikaye tadımlıktır, novella doyumluk.(bkz: swh)
devamını gör...
yeni tıraş olmuş erkek çekiciliği
hiç yoksa bile kesinlikle var böyle bir şey.
insanın güveni yerine geliyor, evsizlikten orta sınıfa yükselmiş gibi hissediyor.
insanın güveni yerine geliyor, evsizlikten orta sınıfa yükselmiş gibi hissediyor.
devamını gör...
sözlüğün en sevilen yazarı
herkes kendi adını arayıp, görünce favoriliyor.
abi manyak mısınız sısıısı
abi manyak mısınız sısıısı
devamını gör...
nedensiz yalan söyleyen insan
mesai arkadaşım.
-spor elemelerinde 400 metreyi 36 saniyede koşmuş. (dünya rekoru 43 saniye) "olum dünya rekoru kırmışsın" diyorum, biliyorum diyor.*
-bir dizide oynayıp 8 tane aktrisle birlikte olmuş. (dizi yayınlanmamış)
-kumarda 40 trilyon kaybetmiş.
-her gün yeni bir kadınla yatmadan uyuyamazmış.
ve daha binlercesi... işin ilginç tarafı bunlara inanıyor da...
bir de sizin mesleğiniz, uzmanlık alanınız ne olursa olsun o konu hakkında sizden daha çok şey biliyordur. siz yanlış biliyorsunuzdur.
-spor elemelerinde 400 metreyi 36 saniyede koşmuş. (dünya rekoru 43 saniye) "olum dünya rekoru kırmışsın" diyorum, biliyorum diyor.*
-bir dizide oynayıp 8 tane aktrisle birlikte olmuş. (dizi yayınlanmamış)
-kumarda 40 trilyon kaybetmiş.
-her gün yeni bir kadınla yatmadan uyuyamazmış.
ve daha binlercesi... işin ilginç tarafı bunlara inanıyor da...
bir de sizin mesleğiniz, uzmanlık alanınız ne olursa olsun o konu hakkında sizden daha çok şey biliyordur. siz yanlış biliyorsunuzdur.
devamını gör...
en sevilen özlü sözler
karanlığa söveceğine bir mum da sen yak.
devamını gör...
uçlu kalem
0.7 ve 0.9 kullanırken bir üst model olarak gördüğüm 0.5 kullanmaya çok özenirdim. sonunda başarabildim o zerafete kavuştum. bir sanat icra edebildim mi? bişey değişti mi? hayır. bir esprisi olmayan durum. kurşun kalem candır gerisi heyecan dediğim başlık.
devamını gör...
imam nikahı
eğer resmi nikah yapılmışsa imam nikahına gerek yoktur.ayrıca farz değildir sünnettir.günümüzde amacı dışında kullanıldığından bence önce resmi nikah sonrasında isteğe bağlı imam nikahı yapılabilir.
devamını gör...