yazılan tanımda kadın olduğunu belli eden bir yazı olmadığı sürece, onun kadın olduğunun nasıl anlaşılıp, oy verildiğini merak ettiğim tespit.

ya da bir şekilde o nickin kadın olduğu artık anlaşılmışsa da, oy verirken nicke bakıp öyle mi oyluyorsunuz? ben bazen oy verdikten sonra, özellikle uzun bir yazıysa nicki sonra görmüş oluyorum.

ya da kadın olduğunu bile bile bol bol oy veriyorsunuz diyelim, ee sonuç? oy verdiniz diye oradan size ekmek mi çıkacak?

ne saçma sapan düşünceler bunlar.
devamını gör...

son gelişmelere dair bizim de bir kaç kelam etmemiz elzem oldu. sözlüğün içinde bulunduğu çalkantılı durum bir türlü sona ermiyor. kızıl öfke benjamin'in park ve bahçeler müdürlüğünde işe başlamasıyla birlikte olaylar iyice içinden çıkılmaz bir hal almaya başladı. adam sözlük yüzünden, yakın bir zaman diliminde, izbe bir parkın kıyıda köşede kalmış bir bankında köpek öldüren içmeye başlayacak haberiniz olsun. aldığımız bilgilere göre benjamin babasından kalan tüm parayı sözlüğe gömmüş ve en nihayetinde musluğun vanaları kısılmış. durum akmasa da damlıyor kritik eşiğini bile geçmiş. biz zamanında kendisine söylemiştik, hazıra dağ dayanmaz benjamin demiştik ama kendisine dinletememiştik. o hafiye örgütlerine, maaşlı trollere, canım cicim terör örgütlerine kamyonlarla giden karma puanlar yoldaşın resmen ipini çekti. o kadar masrafa can mı dayanır? an itibarıyla altına çekecek doğru düzgün bir sandalye bile bulamamış bir kurucu liderden bahsediyoruz. gitmiş ikinci el aldığı sandalyelerle poz vermek zorunda kalmış. işin daha acı tarafı sözlüğün tüm iplerini elinde tuttuğunu düşündüğümüz nükleer güdümlü füze benjamin'in birasını bile eyluling'in ısmarlamış olması. yani koskoca tek adamın son kertede geldiği nokta ne yazık ki bu oldu. aylar süren istibdat rejiminin sonunda yazarlara müjde vereceğim diyerek havaların neden sıcak olduğu konusunda başlık açması da her şeyin üzerine tuz biber oldu.

bu bir dramdır sayın okuyucular. muhabirimizin klasik koşullanma metodu ile pavlov'un göbeğinden aldığı bilgiler cidden çok sağlam. o göbekte daha ne gurultular var bir bilseniz. duysanız şokları yaşarsınız. ama muhabirimizin baskılarına dayanamayan pavlov'un göbeği 4-5 şişe sodayı hızlıca yuvarlayıp, ser veririm daha da sır vermem diyerek olay yerinden uzaklaşmış. muhabirimizin söylediğine göre sorulan soruların can alıcılığı karşısında rengi sararmış. sapsarı olmuş adam. ayrıca yine söylentilere göre yoldaş aylık internet ücretini ödeyemediği için sitede iki moderatörü nöbetçi moderatör sıfatı ile görevlendirmiş. bu moderatörlerden senpolitbaskıcıbizmutsuz'un radyo programını bırakmasının sebebi de tam olarak buymuş. yoldaş siteye ancak internet kafeden girebildiği için modları daha uyanık olması için uyarmış. haklı da olsam haksız da olsam mutlu olamıyorum bu angarya görev sonrası hiç mutlu olmadığını dile getirmiş. aramızda para toplayalım yoldaşın internetini açtıralım demiş. ama bizim kızıl öfke onurlu adam olduğu için bu teklifi kabul etmemiş ve cağnım iki modu yerel salatalığımızın önüne atmış. yerel salatalığımız da bu fırsatı kaçırmayacak 7/24 kendilerine çengelköy işkencesi uygulamaya başlamış.

inanın bu dramatik gelişmeler sonrasında sözlükte işler ne noktaya gidecek biz de kestiremiyoruz. ama kesin olan bir şey varsa o da şu; yoldaş'ı bu sıkıntının içinden kurtarmamız lazım. bu sebeple de kurban derilerinizi yoldaşa bağışlamanız yönünde bir kampanya başlatmaya karar verdik. belki bu sefer yazarlarım beni affetsin diyerek daha demokratik bir yönetim şekline doğru evrilir. ya da kurban derilerini bulunca yine demir yumruk olup tepemize biner. belki de yazarlarım demekten vazgeçer yazarlar der. tüm bunlar muamma. ama her ne olursa olsun biz iyilik yapalım denize atalım arkadaşlar. her ne olursa olsun bu siteye can vermiş bu adama destek olalım. evet muhalif bir yayın organıyız ama düşene bir tekme de biz vuralım mantığı bize ters.

şimdilik bizden bu kadar. kurban derileri yoldaşa. bu kısım mühim. bu kısmı unutmuyoruz. zaten havalar da sıcak. sorunsal dediğin böyle olur.

açık mert korkusuz kafa sözlük haber ajansı bilgilendirme servisini okudunuz.

sürç-i lisan ettiysek af ola!
devamını gör...

eski mısırlılar için güneş; ışığı, sıcaklığı ve büyümeyi temsil ettiğinden ra en önemli mısır tanrılarından biri ve yine mısırlılara göre yaratılışın hükümdarıdır. ra'ya tapınma, mö 25. ve 24. yüzyıllarda beşinci hanedanlık tarafından öne çıkmıştır ve o zamandan itibaren mısır firavunu, her şeye kadir ra'nın dünyevi cisimleşmesi olarak görülmeye başlanmıştır.

ra tasvirleri çeşitli şekillerdedir ve en yaygın tasviri, parlak bir güneş kursu ile taçlandırılmış bir şahin kafasına sahip bir adamdır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ra ile ilgili insanların gözyaşlarıyla yaratıldığı ve tanrıça isis'in ra'nın güçlerini aldatma yoluyla çalabildiği gibi çeşitli efsaneler vardır. eski mısırlılar arasındaki en büyük inanış, ra'nın bir tekneyle gündüzleri gökyüzünde, geceleri ise yeraltı dünyasında yolculuk ettiğiydi.

ra ile ilgili birkaç gerçek ise şöyledir:

-ra, kozmik evrenin yüksek gücü olarak görülürdü.
-genelde şahin başlı bir adam olarak tasvir edilirdi.
-insanların ra'nın gözyaşlarından yaratıldığına inanılırdı.
-en güçlü mısır tanrısıydı.
-ra'ya adanan ilk tapınak firavun userkaf tarafından abusir'de inşa edilmiştir.
devamını gör...

biz erkek milletinin en vazgeçilmez muhabbetlerinden biridir. her erkek grubunda istisnasız olarak dönmüştür. örnek olarak;
1- kaç paraya g*tünü verirsin?
2- şunu kaç paraya şurana sokarsın?
3- şunu yap benden sana şu kadar cash!

aslında düşününce biz erkek milleti cidden çok masum.
devamını gör...

bizi kekolamak için açılmış başlık, kekolanmayınız rica ederim. afiyetle yiyiniz.

kamu spotu: okumak faydalı bir aktivitedir.

dip not: mılınskı çok fenasın.
devamını gör...

hem bilgi verilip hem de başlıklar doğrultusunda fikir beyan etme yeridir diyelim. yalnızca bilgi verilen bir yer olmasını beklemek biraz tuhaf olabilir. ansiklopedik bir konuşmaya yol açar ki o zaman burada kimselerin kalacağını sanmıyorum.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

izmir'in bir ilçesidir. kınık, izmir'in kuzeyinde yer alır. il merkezine uzaklığı 120 km'dir. kuzeyinde ve batısında bergama; doğusunda ve güneyinde manisa ili topraklarıyla çevrelenir. ilçenin ekonomik yapısı tarım, hayvancılık ve ormancılığa dayalıdır.
ilçe adını oğuz türkleri'nin bozoklar kolunun kınık boyundan alır. 1306 yılında karesi beyliği ile türk dönemi başlamış, 1345 tarihinden sonra orhan gazi zamanında osmanlı yönetimine girmiştir. ilçede yıldırım beyazıt camii, ibrahim ağazede camii ve altı kemerli su kemeri önemli yapılardır.
devamını gör...

keşke olmasaydım.
devamını gör...

az önce izlediğim kan donduran olay. kadın orada insanlığını kaybetmiş bir şahıs tarafından öldürürcesine dövülürken -çocuğunun önünde- kimse yardım etmiyor. kadın canıyla cebelleşiyor, çocuk hayatı boyunca bu travmayla yaşayacak. ülkede böyle şereften yoksun insanlar çoğaldı, her yerdeler. adalet ne zaman sağlanacak? kaç kadın daha ölmeli?
devamını gör...

şahsini ölmedim ama hafif sürünüyorum vesilesiyle tanidiğım 1972 ankara dogumlu biyolog. kendisi ayni zamanda bir akedemisyen, yazar ve nörobilimcidir. herhangi bir kitabini henuz okumadim ama açıkbeyin adli youtube kanalinin içine düsmus durumdayim diyebilirim. kanalın icerigi oldukca zengin, kesinlikle takip etmenizi tavsiye ederim. kitaplarina da değineyim, bir cok kitabi hakkinda oldukca olumlu geri donuslere denk geldim. dijital gelecekte insan, değisen beynim, beynin sırları kitaplarini okunacaklar listeme simdiden ekledim hatta. eserlerinden bagimsiz yazarin hayata bakis acisini ve dusunce yapisini oldukca begendim. degerlerine bagimli, kararinda gelenekci fakat olabildigince modern, yeniliklere acik ve de akilci biri. ozellikle genç tayfa youtube videolarını izlemeli derim. genclere hitaben söyledigi her cumlenin alti cizilebilecek kadar degerli cunku.
devamını gör...

fantastik kurgu ve kaçış edebiyatının doğru anlaşılmadığı başlık.

kaçış edebiyatına örnek yüzüklerin efendisi, game of thornes gibi iken,

kaçış edebiyatı mevcut gerçeklikten kaçış anlamındadır. japonların isekai serileri gibi. yani başka dünyalarda geçen o maceralar hep kaçış edebiyatı, fantastik kurgu değil.

fantastik kurguya örnek simyacı verilebilir.

fantastik kurgu adı üzerinde gerçek üzeri olayların vuku bulduğu hikayelerdir. olaylar farklı dünyalara kaydığı zaman tür kaçış edebiyatına geçiyor.
tabi gri noktalar mevut.

bir de büyülü gerçeklik var ki bu ikisinde de farklı. buna da örnek yüzyıllık yalnızlık verilebilir.
burada ise yine fantastik kurguda ki gibi gerçek üstü olaylar var fakat bu olaylar tamamen normal olarak görülüyor. örnek olarak bir insan aşık olduğunda başında kelebeklerin uçuşmaya başlaması ve kimsenin bunu garipsememesi gibi.

farklılık nedenlerini de az araştırın işte. öyle daha kalıcı olur. belli ki seviyorsunuz okumayı.
devamını gör...

biri durduk yere “sakın bir daha benimle konuşama!!” yazmıştı. abicim tamam da tek kelime etmemiştim ki sana zaten.
devamını gör...

şu sıralar güne başlarken duyulan rahatlatıcı kokudur.
devamını gör...

arada değerli yazarlarımız hava alsınlar mola versinler diye fişini çekiyorum. fena olmuyor değil mi? kıymetini anlıyoruz göz nurumuzun.

şaka bi yana servis sağlayıcımız arada ufak şakalar yapıyor böyle. korkulacak bir şey yok.
devamını gör...

(bkz: terörizm) kelimesi ilk defa fransız devriminin en radikal devresine gönderme yapmak için kullanıldı.
devrim önderinden robespierre: "ya cumhuriyetin içerideki ve dışarıdaki düşmanlarını boğacağız ya da cumhuriyetle birlikte yok olup gideceğiz. bu durumda politikamızın ilk kaidesi halkı terör yoluyla yönetmek olmalıdır. terör tetikte duran, sert yumuşama bilmez bir adaletten başka bir şey değildir".
devamını gör...

vena cava vücudun kanını kalbe getiren en büyük toplardamar.
devamını gör...

zamanında oldukça ses getiren martin scorsese'nin isa'yı anlattığı mükemmel film. özellikle hristiyan aleminde hem filmin hem de esinlenildiği kitabın yasaklanmasının sebebi ise kutsallıktan hatta iddiaya göre gerçek hikayeden uzak, "uydurma" oluşudur. filme gelecek olursak isa, kutsallıktan uzak hatta neredeyse şizofreni bir insan olarak anlatılıyor. her ne kadar tanrı'nın oğlu(ya da tanrı) olsa da kusursuz olmadığı, acizliği, korkusu, şüphesi ve gelgitleri yansıtılıyor, en kuvvetli duygu olan korkunun eşiğinde zaman zaman kendisinin bu görevi hak edip etmediğini sorgularken zaman zaman mucizeler yaratmaya, görevini yapmaya çalışmaya devam ediyor. buraya kadar cüretkarlık çok abartı seviyede olmasa dahi, en sonunda çarmıha gerildiği sırada "koruyucu meleği" ile tanışmasıyla olaylar doruk noktasına ulaşıyor. sonrasında isa'nın da sıradan biri gibi kolayı seçen insani yönlerini göstererek - benim açımdan-en cüretkar isa filmi olmayı başarıyor. tabii burada willem dafoe'nin tek kelimeyle mükemmel oyunculuğunu da es geçmemek gerek. aciz, korkak, güçsüz ve şizofreni bir isa herhalde en iyi bu şekilde oynanabilirdi. bu sebeplerle kesinlikle izlenmesi gereken bir filmdir.
devamını gör...

daha çok uzağa gidin.
devamını gör...

hame ve hate olabilir
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim