didem madak
24 temmuz 2011'de hayata gözlerini yummuş türk kadın şairimiz.
güzel yazar hoş yazar ama bana fazla hitap etmez, uçuk havada hissettirir şiirleri. (bana)
(bkz: ah'lar ağacı)
(bkz: grapon kağıtları)
(bkz: pulbiber mahallesi)
güzel yazar hoş yazar ama bana fazla hitap etmez, uçuk havada hissettirir şiirleri. (bana)
(bkz: ah'lar ağacı)
(bkz: grapon kağıtları)
(bkz: pulbiber mahallesi)
devamını gör...
kuş olunsa yapılacaklar
dünya turu.
devamını gör...
her şeyin gittikçe korkunçlaşması
ben... bu konuya çok kafa yordum. internet, sosyal medya etkisiyle insanlar artık sahte. insanlar gerçek değiller artık. hepsi maskeler takıyor, rol yapıyor. herkesin bir kompleksi var ve durmadan bu iğrenç komplekslerini ne ünlüyse ne popülerse onu alarak tatmin etmeye çalışıyor. herkes çok yalancı. artık dinlenilen müzikler, okunan kitaplar, düşünceler, felsefeler ilgi çektiği için değil de sosyal medya malzemesi için gündem oluyor. gitmek istiyorum buralardan. birileri beni insanların olmadığı bir yere götürsün.
devamını gör...
hatalıysam ara
ozgur isimli yazar arkadaşımızın ukdesi.
genellikle ticari araç sürücülerinin araçlarının ön camında yer alan ve genellikle altında telefon numarası da bulunan ibaredir.
genellikle ticari araç sürücülerinin araçlarının ön camında yer alan ve genellikle altında telefon numarası da bulunan ibaredir.
devamını gör...
geceye bir 2000'ler şarkısı bırak
niran ünsal-göçebe.
devamını gör...
normal sözlük’te tanıdık birilerine rastlamak
şahsen istemediğim durumdur.
devamını gör...
melkor
melkor, ıluvatar’ın yarattığı ilk ve en güçlü ainur’dur. hiçliğin içinde gölge gibi dans etmiş, gizli alevi bulmak için zamandan ve mekandan ari olarak hiçliği kendisine ev edinmiştir. gizli alev'in hiçlikte yer almaması ise onun için kötü bir sürpriz olmuştur.
ainur müziğinin ruhunu kirlettiğine inanılır. ben şahsen böyle olduğuna inanmıyorum zira melkor'un tolkien evreninde metal müzik yapmaya çalışan öncül bir karakter olduğu kanısındayım. müziğinin gümbür gümbür olması ise buna delalettir. zaten melkor'a duyduğum sempatinin tek nedeni de, tolkien evrenine metal müziği getirmiş olmasıdır. yoksa evlat olsa sevilecek bir karakter değil. tabi sonrasında eru'nun kafası atmış ve müziği durdurmuştur.
işte zurnanın zırt dediği yer de burası olmuştur. içindeki heyecanı, öfkeyi, isyanı notalara dökememek melkor'u çığırından çıkarmıştır. valar'ın inşa ettiği tüm güzellikleri yok etmek için alevler içindeki tacı ile birlikte, arda 'ya inmiştir.
ılluin ve ormal'a saldırıp. almaren'i yok etmiştir. sonrasında hizmetkarı sauron'u da alıp kayıplara karışmış. utumno'ya kaçmıştır.
elbette bu dönemi de boş geçirmedi. burada tolkien evreninin kadim yaratıklarından olan balrog'ları yani ateşin kırbaçları'nı yarattı. gittikçe güçleniyordu. angbad'ı inşa etti ve sauron'u buraya yerleştirdi. valar melkor'u durdurmaya yeltenmiş olsa da, ''atı alan gondor'u geçmişti.'' onun gücü karşısında yapacak bir şeyi kalmamıştı. bozguna uğradı.
böylece melkor'un devri başlamıştı. hem de ne devir! elfler'i zindanlara kapattı, onlara türlü işkenceler yaptı. en fenası da ıluvatar'ın çocuklarını kara büyü aracılığı ile eciş bücüş orklara dönüştürmesi oldu. bu yara asla kapanmadı. orklar orta dünya üzerinde her daim yürüdü ve kötülüğün alt zümre hizmetkarları oldular.
valar bu duruma çok içerledi. o ca(ğ)nım elflerin, eciş bücüş yaratıklara dönüşmesini, midesi kaldırmadı. son bir gayretle melkor'un üzerine yürüdü. utumno düştü, melkor yakalanarak, hapsedildi. angainor'un efsunlu zinciri bileklerinde ve vücundaydı artık. çaresizliği iliklerlerine kadar hissediyordu. alçaldı. alçalabildiği kadar alçaldı...
kurtulması lazımdı. metalci melkor gitti arabeskçi melkor geldi. yalvardı da yalvardı. bu kadar arabesk manwe'nin ruhuna da iyi gelmedi. bir yerde dayanamadı ve melkor'u affetti. bu arada sauron çoktan topuklamıştı.
melkor yeniden ortalıkta gezmeye başlar başlamaz, fitne fesat ne varsa oraya buraya aşıladı. melkor böl/parçala/yönet taktiğini kullanmaya başlayarak tolkien evreninde ''siyaset bilimi''nin de babası haline geliverdi. feanor'un aklını bulandırdı. ortalıkta huzur namına bir şey kalmadı. silmarilleri türlü hile ve desiselerle almaya çalıştıysa da olmadı.
baktı bu iş tatlı dille olmayacak, ungoliant'ı yanına çekip yola koyuldu. kasvet dokuyan için melkor'un çağrısı bulunmaz bir nimetti. birlikte valinor'a saldırdılar. dev kara örümcek ışığın kaynağı olan iki ağacın özlerini emerek onları kuruttu. artık orta dünya'nın üzerinde ''makber''in ezgisi ve sözleri yankılanıyordu. her yer karanlık....
bu arada melkor finwe'yi öldürdü ve silmarilleri alıp tabanları yağladı. feanor'un laneti ile birlikte artık yeni bir adı vardı. morgoth!
ungoliant'a pek çok mücevher verdi. lakin kara örümceğin gözü bir türlü doymuyordu. kafayı silmarillere takmıştı. melkor'un harap ve bitap bir halde olduğunu biliyordu. isteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara diyerek, silmarilleri istedi. elbette melkor silmarilleri vermedi. ungoliant'ın kafası attı ve melkor'a saldırdı. ışığı emen neredeyse melkor'u alt ediyordu. derler ki; ungoliant melkor'u ağlarıyla sarıp sarmaladığında, melkor'un çığlıkları angband'dan bile duyulmuş.
lakin melkor şanslı bir ainur. balrog'lar efendilerinin çığlığını duyunca olay yerine hemen intikal etmiş ve ungoliant'ı püskürtmüşlerdir.
böylece paçayı sıyıran melkor efendi yeniden angband'a dönmüştür. kendisini toparladıktan sonra orta dünyaya gelen feanor'u ''2. beleriand savaşı''nda öldürdü. aslında bu savaşta her şey feanor'un istediği gibi gidiyordu. feanor melkor'u angbad'a kadar kovalamıştı. lakin bir anlık boşluk feanor'un, gothmog ve balrogların saldırısı karşısında, eru'nun rahmetine kavuşmasına sebep olmuştur.
ama orta dünya'da kahramanlar tükenmez. yaman savaşçı finarfin oğlu fingolfin melkor'u bozguna uğratmayı kafasına koymuştu. ilk denemesinde başarılı olamasa da, ikinci denemesinde melkor'un defterini dürmüştür. dagor aglareb yani görkemli savaş ile birlikte melkor yine arazi olmuştur.
melkor arazi olmuşsa korkacaksınız. ne yapar eder, intikamını alır. bu kural bozulmamış, melkor, ard-galen'den aşağı alevden nehirler yollayarak pek çok elfin ve noldor prensinin ölümüne yol açmıştır.
fingolfin hiddetlenmişti. yine angbad'ın kapılarına dayandı. kale kapısına doğru yöneldi ve melkor'a seslendi; ''öne çık yeter! karanlıkta gizlenme seni korkak!'' diyerek onu teke tek dövüşe davet etti.
melkor bu düelloyu yapmak istemiyordu. ancak hizmetkarlarının önünde madara olmakta istemiyordu. el mecbur kapılardan dışarı çıktı. fingolfin kılıcı ringil'i ustalıkla kullanıyordu. melkor'un çekici havayı döverken. fingolfin melkor'u 7 kere yaralamıştı. melkor'un çığlıkları karizmasını yerle bir etmişti. madara olmanın eşiğine gelmişti.
melkor şansı denen bir şey kesinlikle var. aksini iddia edene selam bile vermem. şanslı hergele...
tam işi bitti denilirken, yine yırttı. bu seferde fingolfin'in ayağı takılmış ve melkor'un önüne düşmüştü. melkor fingolfin'in boğazına bastırarak son darbeyi vurmaya hazırlanırken, ringil'in soğukluğunu bacağında hissetti. iyice hiddetlenmişti. fingolfin'i çekiciyle parçalayacakken thorondor araya girdi ve melkor'u gözünden yaraladı. fingolfin'i alıp, kayıplara karıştı.
melkor silmarillerden birini luthien'in şarkısından çok etkilendiği için kaptırdı. beren - luthien aşkı melkor'u mat etmişti. soyguncu melkor soyguna uğramıştı. bu olaydan sonra melkor ''sayısız gözyaşı savaşı''nı da kazanmayı başarmıştır. lakin kredisi tükenmektedir.
ve ''öfke savaşı'' ile birlikte her şey nihayete erdi. earendil topunu, tüfeğini topladığı gibi melkor'un üzerine yürüdü. melkor bu sefer şapkadan tavşan çıkartamamıştı. tutsak edildi. yeniden angainor ile zincirlendi. bu sefer sonsuza değin...
onca olay, onca yıkım ve acının müsebbibi melkor artık zararsız hale getirilmişti.
yine de insan, keşke şu adamın metal müzik yapmasına izin verseydiniz demekten kendini alamıyor. belki izin verseler, tüm bunlar yaşanmayacaktı. tıpkı hitler'in resim konusundaki başarısızlığının dünyaya çıkarttığı fatura gibi, melkor'un engellenmesi de orta dünya'ya çok pahalıya mal olmuştur.
ainur müziğinin ruhunu kirlettiğine inanılır. ben şahsen böyle olduğuna inanmıyorum zira melkor'un tolkien evreninde metal müzik yapmaya çalışan öncül bir karakter olduğu kanısındayım. müziğinin gümbür gümbür olması ise buna delalettir. zaten melkor'a duyduğum sempatinin tek nedeni de, tolkien evrenine metal müziği getirmiş olmasıdır. yoksa evlat olsa sevilecek bir karakter değil. tabi sonrasında eru'nun kafası atmış ve müziği durdurmuştur.
işte zurnanın zırt dediği yer de burası olmuştur. içindeki heyecanı, öfkeyi, isyanı notalara dökememek melkor'u çığırından çıkarmıştır. valar'ın inşa ettiği tüm güzellikleri yok etmek için alevler içindeki tacı ile birlikte, arda 'ya inmiştir.
ılluin ve ormal'a saldırıp. almaren'i yok etmiştir. sonrasında hizmetkarı sauron'u da alıp kayıplara karışmış. utumno'ya kaçmıştır.
elbette bu dönemi de boş geçirmedi. burada tolkien evreninin kadim yaratıklarından olan balrog'ları yani ateşin kırbaçları'nı yarattı. gittikçe güçleniyordu. angbad'ı inşa etti ve sauron'u buraya yerleştirdi. valar melkor'u durdurmaya yeltenmiş olsa da, ''atı alan gondor'u geçmişti.'' onun gücü karşısında yapacak bir şeyi kalmamıştı. bozguna uğradı.
böylece melkor'un devri başlamıştı. hem de ne devir! elfler'i zindanlara kapattı, onlara türlü işkenceler yaptı. en fenası da ıluvatar'ın çocuklarını kara büyü aracılığı ile eciş bücüş orklara dönüştürmesi oldu. bu yara asla kapanmadı. orklar orta dünya üzerinde her daim yürüdü ve kötülüğün alt zümre hizmetkarları oldular.
valar bu duruma çok içerledi. o ca(ğ)nım elflerin, eciş bücüş yaratıklara dönüşmesini, midesi kaldırmadı. son bir gayretle melkor'un üzerine yürüdü. utumno düştü, melkor yakalanarak, hapsedildi. angainor'un efsunlu zinciri bileklerinde ve vücundaydı artık. çaresizliği iliklerlerine kadar hissediyordu. alçaldı. alçalabildiği kadar alçaldı...
kurtulması lazımdı. metalci melkor gitti arabeskçi melkor geldi. yalvardı da yalvardı. bu kadar arabesk manwe'nin ruhuna da iyi gelmedi. bir yerde dayanamadı ve melkor'u affetti. bu arada sauron çoktan topuklamıştı.
melkor yeniden ortalıkta gezmeye başlar başlamaz, fitne fesat ne varsa oraya buraya aşıladı. melkor böl/parçala/yönet taktiğini kullanmaya başlayarak tolkien evreninde ''siyaset bilimi''nin de babası haline geliverdi. feanor'un aklını bulandırdı. ortalıkta huzur namına bir şey kalmadı. silmarilleri türlü hile ve desiselerle almaya çalıştıysa da olmadı.
baktı bu iş tatlı dille olmayacak, ungoliant'ı yanına çekip yola koyuldu. kasvet dokuyan için melkor'un çağrısı bulunmaz bir nimetti. birlikte valinor'a saldırdılar. dev kara örümcek ışığın kaynağı olan iki ağacın özlerini emerek onları kuruttu. artık orta dünya'nın üzerinde ''makber''in ezgisi ve sözleri yankılanıyordu. her yer karanlık....
bu arada melkor finwe'yi öldürdü ve silmarilleri alıp tabanları yağladı. feanor'un laneti ile birlikte artık yeni bir adı vardı. morgoth!
ungoliant'a pek çok mücevher verdi. lakin kara örümceğin gözü bir türlü doymuyordu. kafayı silmarillere takmıştı. melkor'un harap ve bitap bir halde olduğunu biliyordu. isteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara diyerek, silmarilleri istedi. elbette melkor silmarilleri vermedi. ungoliant'ın kafası attı ve melkor'a saldırdı. ışığı emen neredeyse melkor'u alt ediyordu. derler ki; ungoliant melkor'u ağlarıyla sarıp sarmaladığında, melkor'un çığlıkları angband'dan bile duyulmuş.
lakin melkor şanslı bir ainur. balrog'lar efendilerinin çığlığını duyunca olay yerine hemen intikal etmiş ve ungoliant'ı püskürtmüşlerdir.
böylece paçayı sıyıran melkor efendi yeniden angband'a dönmüştür. kendisini toparladıktan sonra orta dünyaya gelen feanor'u ''2. beleriand savaşı''nda öldürdü. aslında bu savaşta her şey feanor'un istediği gibi gidiyordu. feanor melkor'u angbad'a kadar kovalamıştı. lakin bir anlık boşluk feanor'un, gothmog ve balrogların saldırısı karşısında, eru'nun rahmetine kavuşmasına sebep olmuştur.
ama orta dünya'da kahramanlar tükenmez. yaman savaşçı finarfin oğlu fingolfin melkor'u bozguna uğratmayı kafasına koymuştu. ilk denemesinde başarılı olamasa da, ikinci denemesinde melkor'un defterini dürmüştür. dagor aglareb yani görkemli savaş ile birlikte melkor yine arazi olmuştur.
melkor arazi olmuşsa korkacaksınız. ne yapar eder, intikamını alır. bu kural bozulmamış, melkor, ard-galen'den aşağı alevden nehirler yollayarak pek çok elfin ve noldor prensinin ölümüne yol açmıştır.
fingolfin hiddetlenmişti. yine angbad'ın kapılarına dayandı. kale kapısına doğru yöneldi ve melkor'a seslendi; ''öne çık yeter! karanlıkta gizlenme seni korkak!'' diyerek onu teke tek dövüşe davet etti.
melkor bu düelloyu yapmak istemiyordu. ancak hizmetkarlarının önünde madara olmakta istemiyordu. el mecbur kapılardan dışarı çıktı. fingolfin kılıcı ringil'i ustalıkla kullanıyordu. melkor'un çekici havayı döverken. fingolfin melkor'u 7 kere yaralamıştı. melkor'un çığlıkları karizmasını yerle bir etmişti. madara olmanın eşiğine gelmişti.
melkor şansı denen bir şey kesinlikle var. aksini iddia edene selam bile vermem. şanslı hergele...
tam işi bitti denilirken, yine yırttı. bu seferde fingolfin'in ayağı takılmış ve melkor'un önüne düşmüştü. melkor fingolfin'in boğazına bastırarak son darbeyi vurmaya hazırlanırken, ringil'in soğukluğunu bacağında hissetti. iyice hiddetlenmişti. fingolfin'i çekiciyle parçalayacakken thorondor araya girdi ve melkor'u gözünden yaraladı. fingolfin'i alıp, kayıplara karıştı.
melkor silmarillerden birini luthien'in şarkısından çok etkilendiği için kaptırdı. beren - luthien aşkı melkor'u mat etmişti. soyguncu melkor soyguna uğramıştı. bu olaydan sonra melkor ''sayısız gözyaşı savaşı''nı da kazanmayı başarmıştır. lakin kredisi tükenmektedir.
ve ''öfke savaşı'' ile birlikte her şey nihayete erdi. earendil topunu, tüfeğini topladığı gibi melkor'un üzerine yürüdü. melkor bu sefer şapkadan tavşan çıkartamamıştı. tutsak edildi. yeniden angainor ile zincirlendi. bu sefer sonsuza değin...
onca olay, onca yıkım ve acının müsebbibi melkor artık zararsız hale getirilmişti.
yine de insan, keşke şu adamın metal müzik yapmasına izin verseydiniz demekten kendini alamıyor. belki izin verseler, tüm bunlar yaşanmayacaktı. tıpkı hitler'in resim konusundaki başarısızlığının dünyaya çıkarttığı fatura gibi, melkor'un engellenmesi de orta dünya'ya çok pahalıya mal olmuştur.
devamını gör...
sevgili ile aynı evde yaşamak
iki yetişkinin aldıkları ortak bir karardır, sadece onları bağlar.
devamını gör...
toplum içinde en rahatsız hissettiğiniz yer
odam hariç her yer diyebilirim
devamını gör...
lucifer (yazar)
yahu ne kadar takvimi dolu bir yazarsın. biliyorum gece hayatın çok neşeli geçiyordur ama gel artık.
devamını gör...
mostafa mohamed
an itibariyle güzel bir gol. geçmiş olsun fenevbahce.*
devamını gör...
menajerlik
bir adet sabır taşı edinip dertlerin fısıldanmasıyla taşın çatlaması eşliğinde icra edilebilecek iş. zordur efendim, zordur. kararlılık, pozitiflik, ikna edicilik ve güvenilirlik gibi özellikler gerektirir. en azından öyleymiş gibi yapabilmek gerekiyor. diğer kollar ile ilgili yorum yapamam ancak sanatçı menajeri olmak hem çok eğlenceli hem de çok güç bir iş.
tabii ki durum sanatçıdan sanatçıya değişiklik gösterir ancak yeri gelir sanatçı diplerde gezinirken kolundan çekip çıkarmak gerekir, yeri gelir sanatçıyı kendi yeteneğine ikna etmek gerekir. menajerliğin en kolay kısmı proje, reklam gibi anlaşmalar bana göre. yoksa bu meslek sırf anlaşmadan ibaret değil. yaşam koçu olunur, arkadaş olunur, eleştirmen bile olunur. bir güzelliği ise sanatçılarla vakit geçirmek insana farklı bir hayatın varlığından haber veriyor, insana yeni bir ruh kazandırıyor adeta. çok keyifli iş.
ayrıca işin güçlüğü konusunda menajerimi ara isimli dizi çok gerçekçi örnekler barındırıyor.
tabii ki durum sanatçıdan sanatçıya değişiklik gösterir ancak yeri gelir sanatçı diplerde gezinirken kolundan çekip çıkarmak gerekir, yeri gelir sanatçıyı kendi yeteneğine ikna etmek gerekir. menajerliğin en kolay kısmı proje, reklam gibi anlaşmalar bana göre. yoksa bu meslek sırf anlaşmadan ibaret değil. yaşam koçu olunur, arkadaş olunur, eleştirmen bile olunur. bir güzelliği ise sanatçılarla vakit geçirmek insana farklı bir hayatın varlığından haber veriyor, insana yeni bir ruh kazandırıyor adeta. çok keyifli iş.
ayrıca işin güçlüğü konusunda menajerimi ara isimli dizi çok gerçekçi örnekler barındırıyor.
devamını gör...
kadınların evlenince iki soyad kullanması
devamını gör...
eletrik süpürgesi
annem ve babam evlendiğinde fantom marka bir elektrikli süpürge almışlar. yıl 2001. daha geçen sene veda ettik kendisine. o kadar sağlamdı yani. alırken eğer ki imkan varsa üç beş demeyip kaliteli olanını almak lazımdır. geçen sene de philips marka bir süpürge aldık. 1500 lira civarıydı. anneme göre oldukça kaliteliymiş.
devamını gör...
o eski halinden eser yok şimdi dediğimiz şeyler
gençliğimdir.
devamını gör...