coğrafyacıların çocuklarına isim önerileri
atlas, beşer.
devamını gör...
evdekilere küsüp kızınca yapılanlar
odana kapanmak.
devamını gör...
çakal
halk dilinde kullanıldığında anlamı farklılaşır. söylerken bir tane daha ''k'' eklenerek kelime tam ortadan ikiye bölünür ve kafa, sağa ve sola olmak suretiyle istemsizce sallanır. haydi hep birlikte: çakkal!
devamını gör...
kaba olmayı komik sanmak
recep ivedik, şevkat yerimdar gibi karakterlerin prim yapmasını sağlayan durum.
devamını gör...
istanbul sözleşmesi'ni kabul etmeyen ülkeler
ben listeye bakınca gelişmiş ülkelerin onayladığını görüyorum. biz onaylamadık çok şükür onlardan olmayacağız şimdi rahat bir nefes aldık eee sonuç ne peki biz problemimizi çözdük mü hayır peki kabul etmeyerek neyi ispatladık? kadın cinayetlerinin önüne geçmek için ne yapıldı ne yapılıyor? sanki biz başka yollarla sorunu çözebiliyormuşuz gibi sözleşmeyede laf atıyoruz. neredeyse sözleşmeyi onaylamadık diye yine kahraman ilan edileceğiz. ben bu yalancı kahramanlardan sıkıldım artık. ben halk olarak çözüm istiyorum boş konuşma kısmı beni ilgilendirmiyor kadınları koruyan caydırıcı yasalar gelsin artık... yeter be yeter!!
devamını gör...
2 şubat dünya sulak alanlar günü
canlı çeşitliliğinin korunmasının, doğanın dengesinin bozulmamasının amaçlandığı gün.
twitter.com/alpertuydes/sta...
twitter.com/alpertuydes/sta...
devamını gör...
güne bir söz bırak
devamını gör...
çocukluğu hatırlatan yiyecekler
aydede bisküvi
minti, turbo, mabel vb sakızlar
çokomel *, eti puf
eski dido
minti, turbo, mabel vb sakızlar
çokomel *, eti puf
eski dido
devamını gör...
amasya genelgesi
19 mayıs 1919'da mustafa kemal paşa'nın samsun'a çıktıktan sonra amasya'da yanındaki diğer paşalarla beraber kurtuluş savaşını başlatan bir tamim, yani bildiridir.
ilk kez ulusal egemenlikten söz edilmiştir. bir ihtilal bildirisi niteliği taşımaktadır. çünkü istanbul hükümeti'ni yok saymakta, hükümetin düşman devletlerin esiri olduğu bildirilmekte, milleti yine milletin kendi azmi ve kararlığının kurtaracağı söylenmektedir. mustafa kemal paşa, kendi hazırladığı bu genelgeyi, 9. ordu müfettişi sıfatıyla imzalamıştır.
genelge yayınlandıktan sonra dahiliye nazırı ali kemal de bir genelge yayınlamış, genelge de ingiliz yüksek mümessilinin talep ve ısrarı ile mustafa kemal'in görevinden azledildiğini, isteklerinin yerine getirilmemesi ve hükümet işlerine karışılmamasını buyurmuştur. ancak gazi'nin karşı çıkması ve direnişi sonucu ali kemal ile şevket turgut paşa , kabine anlaşmazlığı sonucu istifa etmişler ve mustafa kemal paşa, istanbul hükümeti içerisinde ilk çatlağı açmıştır.
istanbul hükümeti'ni yok sayıp, istanbul'daki bazı tanınmış kişileri de telgrafla ulusal harekete davet eden gazi paşa, artık istanbul'un anadolu'ya hakim değil, mecbur olduğu konusunda ikaz etmiştir. gazi mustafa kemal, istanbul'da siyasi ve askeri kesimlerde şok etkisi yapan amasya genelgesini " bağımsızlığını güvencede görmek isteyen ulusun önüne hiçbir haksız dikilemez" sözleriyle tamamlar.
ilk kez ulusal egemenlikten söz edilmiştir. bir ihtilal bildirisi niteliği taşımaktadır. çünkü istanbul hükümeti'ni yok saymakta, hükümetin düşman devletlerin esiri olduğu bildirilmekte, milleti yine milletin kendi azmi ve kararlığının kurtaracağı söylenmektedir. mustafa kemal paşa, kendi hazırladığı bu genelgeyi, 9. ordu müfettişi sıfatıyla imzalamıştır.
genelge yayınlandıktan sonra dahiliye nazırı ali kemal de bir genelge yayınlamış, genelge de ingiliz yüksek mümessilinin talep ve ısrarı ile mustafa kemal'in görevinden azledildiğini, isteklerinin yerine getirilmemesi ve hükümet işlerine karışılmamasını buyurmuştur. ancak gazi'nin karşı çıkması ve direnişi sonucu ali kemal ile şevket turgut paşa , kabine anlaşmazlığı sonucu istifa etmişler ve mustafa kemal paşa, istanbul hükümeti içerisinde ilk çatlağı açmıştır.
istanbul hükümeti'ni yok sayıp, istanbul'daki bazı tanınmış kişileri de telgrafla ulusal harekete davet eden gazi paşa, artık istanbul'un anadolu'ya hakim değil, mecbur olduğu konusunda ikaz etmiştir. gazi mustafa kemal, istanbul'da siyasi ve askeri kesimlerde şok etkisi yapan amasya genelgesini " bağımsızlığını güvencede görmek isteyen ulusun önüne hiçbir haksız dikilemez" sözleriyle tamamlar.
devamını gör...
samandağ
sahil uzunluğu olarak 14km gibi devasa bir uzunlukla ülkenin en uzun plajına sahip ilçedir kaynak.
yakın zamanda gidip görme fırsatı edindim. gelevera deresi gibi iki dağın arasına kurulan şehir aslında çok güzel. gerçekten çok güzel. şehrin musa dağı'ndan fotoğraflarını gördükçe "bizi buraya götür" diye yayladağ lokumu'nun başını yedik. gezdik gördük eğlendik fakat şehirle ilgili bir sıkıntı var. insan yok.
dışarıdan insan giriş çıkışı yok anacım. çok saçma. şehrin ana caddeleri daracık ve köstebek yuvası gibi çakır çukur. kendi arabanla gelsen bir dert, karteri yolda bırakacaksın; toplu taşımayla gelsen geri dönemeyeceksin. çünküüüüü şehre giriş çıkışı sağlayan doğru düzgün otobüs yok, minibüs yok, ulan taksi bile yok. taksisi olmayan yer olur mu a dostlar?!
bu adamlar ya çok mutlu ve hayatın sırrını bulmuşlar, biz istanbullular gidip de değerli hazinelerini alalım istemiyorlar... ya da o kadar yabaniler ki elf gibi kendilerini izole edip kendi silvanestilerini yaratmaya çalışıyorlar.
adamlar mutlu. yani sanırım. keşke ben de mutlu olsam.
yakın zamanda gidip görme fırsatı edindim. gelevera deresi gibi iki dağın arasına kurulan şehir aslında çok güzel. gerçekten çok güzel. şehrin musa dağı'ndan fotoğraflarını gördükçe "bizi buraya götür" diye yayladağ lokumu'nun başını yedik. gezdik gördük eğlendik fakat şehirle ilgili bir sıkıntı var. insan yok.
dışarıdan insan giriş çıkışı yok anacım. çok saçma. şehrin ana caddeleri daracık ve köstebek yuvası gibi çakır çukur. kendi arabanla gelsen bir dert, karteri yolda bırakacaksın; toplu taşımayla gelsen geri dönemeyeceksin. çünküüüüü şehre giriş çıkışı sağlayan doğru düzgün otobüs yok, minibüs yok, ulan taksi bile yok. taksisi olmayan yer olur mu a dostlar?!
bu adamlar ya çok mutlu ve hayatın sırrını bulmuşlar, biz istanbullular gidip de değerli hazinelerini alalım istemiyorlar... ya da o kadar yabaniler ki elf gibi kendilerini izole edip kendi silvanestilerini yaratmaya çalışıyorlar.
adamlar mutlu. yani sanırım. keşke ben de mutlu olsam.
devamını gör...
200 tl ile sigara yakan ablalar
saatlerce tokatlamak istediğim insanlardır
devamını gör...
kültürlü olmanın getirdiği zorluklar
her şey hakkında bir fikrin oluşacağı düşüncesidir.
devamını gör...
metal müzik
kimsenin sevmesini yada katlanmasını beklemediğim müzik türü.
yalnız eğer john "bonham" bonzo ve lemmy kilmister olmasaydı şu an olduğum kişi olamazdım.
zira zor bir çocukluk geçirdim ailem dahil sürekli dik kafalıydım bonzo'us montreux ile perküsyon ile tanıştım lisedeki arkadaşları tiner çekip , sigara içerken ben ücretsiz bateri kursu kovalıyordum. lemmy kilmister ise dik kafalı, geri adım atmayan duruşu ile bana hayatım ile ilgili ergenken kendim ile ilgili aldığım kararlar ile bana güç verdi. yaşım 37 hala bangır bangır metal dinliyorum.
son olarak kendimi tanımladığım motto ise (bkz: married with headbangers)
dönemlik müzik falan diye saydıranlara da söyleyeceğim şey şu sizin için dönemlik olabilir, bunalımlarınız olabilir buna çıkış sağlamış olabilir lakin eninde sonunda yaşam biçimi değil müziktir.
yalnız eğer john "bonham" bonzo ve lemmy kilmister olmasaydı şu an olduğum kişi olamazdım.
zira zor bir çocukluk geçirdim ailem dahil sürekli dik kafalıydım bonzo'us montreux ile perküsyon ile tanıştım lisedeki arkadaşları tiner çekip , sigara içerken ben ücretsiz bateri kursu kovalıyordum. lemmy kilmister ise dik kafalı, geri adım atmayan duruşu ile bana hayatım ile ilgili ergenken kendim ile ilgili aldığım kararlar ile bana güç verdi. yaşım 37 hala bangır bangır metal dinliyorum.
son olarak kendimi tanımladığım motto ise (bkz: married with headbangers)
dönemlik müzik falan diye saydıranlara da söyleyeceğim şey şu sizin için dönemlik olabilir, bunalımlarınız olabilir buna çıkış sağlamış olabilir lakin eninde sonunda yaşam biçimi değil müziktir.
devamını gör...
aile çay bahçesi
bir yekta kopan romanıdır.
yekta kopan’ı önce sesiyle tanıdım. en çok da ice age’deki sid seslendirmesi ile. bir de tabii ki efsane karakterlerimden olan marty mcfly’ı seslendirerek dublajlı film izlenebileceğini bana göstermesi ile. sonra yıllarca gece gündüz programını izledim. ve çok şey öğrendim. elbette fil uçuşu isimli blogunu takip etmek de harikaydı.
sonra da romanları ve öykü kitapları tabii ki. yekta kopan çok iyi bir yazar. insanı içine işleyen öyküler yazıyor ama gösterişçi değil, sadece gösterişli.
aile kavramı ile ilgili düşünmemi sağladı bu roman. bir gün sahilde yürürken yanımızdan annesinin ve babasının ellerinden tutmuş on yedi yaşında bir kız çocuğu geçti. sanki üç yaşında gibiydi. öyle mutlu, öyle çocuk. anne babasının elini tutarken ayakları yere değmiyordu sanki. yanımdaki arkadaşım çok etkilendi bu sahneden. mutlu aile tablosu dedi.
halbuki o kız benim öğrencimdi. anne babası ayrı idi. babası annesine yıllarca çektirmiş, sonra da boşanıp başka şehre yerleşmiş ve çocukları elinden almakla tehdit etmişti onu. kız çocuğuna da eğer onun yanında üniversite okumazsa beş kuruş para vermeyeceğini söyleyerek sindirmiş ve kısıtlamalarla hep kız çocuğuna hem annesine hayatı zindan etmişti.
işte böyle bir roman aile çay bahçesi. öyle olduğunu bilerek okuyun. sonra gelin bir çayımı için.
yekta kopan’ı önce sesiyle tanıdım. en çok da ice age’deki sid seslendirmesi ile. bir de tabii ki efsane karakterlerimden olan marty mcfly’ı seslendirerek dublajlı film izlenebileceğini bana göstermesi ile. sonra yıllarca gece gündüz programını izledim. ve çok şey öğrendim. elbette fil uçuşu isimli blogunu takip etmek de harikaydı.
sonra da romanları ve öykü kitapları tabii ki. yekta kopan çok iyi bir yazar. insanı içine işleyen öyküler yazıyor ama gösterişçi değil, sadece gösterişli.
aile kavramı ile ilgili düşünmemi sağladı bu roman. bir gün sahilde yürürken yanımızdan annesinin ve babasının ellerinden tutmuş on yedi yaşında bir kız çocuğu geçti. sanki üç yaşında gibiydi. öyle mutlu, öyle çocuk. anne babasının elini tutarken ayakları yere değmiyordu sanki. yanımdaki arkadaşım çok etkilendi bu sahneden. mutlu aile tablosu dedi.
halbuki o kız benim öğrencimdi. anne babası ayrı idi. babası annesine yıllarca çektirmiş, sonra da boşanıp başka şehre yerleşmiş ve çocukları elinden almakla tehdit etmişti onu. kız çocuğuna da eğer onun yanında üniversite okumazsa beş kuruş para vermeyeceğini söyleyerek sindirmiş ve kısıtlamalarla hep kız çocuğuna hem annesine hayatı zindan etmişti.
işte böyle bir roman aile çay bahçesi. öyle olduğunu bilerek okuyun. sonra gelin bir çayımı için.
devamını gör...
çift olarak birbiriyle uyumlu olabilecek meslek grupları
mimar - inşaat mühendisi.
devamını gör...
tek elle sütyen kopçası açmak
tek hücreli bir canlının başlık açması diye değiştirilmesi gereken başlık.
devamını gör...
kuyucu murad paşa
tarih okumalarımdan öğrendiğim bir şey varsa, o da tarihi hep kazananların yazdığıdır. osmanlı devleti kazanandır, kuyucu da muzaffer komutan bu durumda elbette.
yalnız ilginç bir not düşeyim buraya. celali isyanları olarak bilinen isyanlar çoğunlukla alevi türkmen nüfusunun yoğun olduğu coğrafyalarda patlak vermiştir.
kuyucu murat paşa'yı ve osmanlı'nın anadolu politikasını konunun uzmanlarına bırakıp tanımı sonlandırayım.
yalnız ilginç bir not düşeyim buraya. celali isyanları olarak bilinen isyanlar çoğunlukla alevi türkmen nüfusunun yoğun olduğu coğrafyalarda patlak vermiştir.
kuyucu murat paşa'yı ve osmanlı'nın anadolu politikasını konunun uzmanlarına bırakıp tanımı sonlandırayım.
devamını gör...
yemeyi sevdiğiniz en abes şey
(bkz: kan)
yemekten ziyade, kendi dudağımı hafiften kanatıp emiyorum. çoğu zaman farkında bile değilim.
gizliden gizliye zevk alınan ufak sapkınlıklar başlığında kendine yer bulabilecek türden şeylerdir.
yemekten ziyade, kendi dudağımı hafiften kanatıp emiyorum. çoğu zaman farkında bile değilim.
gizliden gizliye zevk alınan ufak sapkınlıklar başlığında kendine yer bulabilecek türden şeylerdir.
devamını gör...
şu an yapılan iş
çakırkeyif olmayı bekliyorum.
devamını gör...
halit ergenç ve bergüzar korel'in londra'ya taşınması
evet arkadaşlar gündemin son bombası halit ergenç
ve bergüzar korel’den geldi..
müge ve gülşen sanat dünyasının bir numaralı dedektifleri. onlardan çıkan haberler genelde doğru oluyor çünkü kaynakları var.hesaplarında yayınladıkları bilgiye göre, halit ergenç ve bergüzal korel londra’ya yerleşmiş.
bu bir magazin haberi olmasının çok ötesinde.. liberal olduğunu bildiğimiz, bu ülkeye hizmet eden insanlar artık bu ülkenin “ insanı hak ve özgürlüklerden hatta hukuktan bile yoksun olduğunu bilip, bunu kabul ederek” ülkeyi terk ediyorlar.okuduğuma göre çocuklarının eğitimi için londra’ya gidiyorlarmış hatta oğulları ali’yi okula kayıt ettirmişler bile..
ülke bu insanları kaybediyor..halit ergenç müthiş bir oyuncuydu.. maddi gücü var gidiyor.peki diğer insanlar olarak ne yapacağız? gerçekten düşünme konusu.
gidene değil, kalana yazık olur genelde.bu düzende maddi gücü olmadığı için, yeni ülke- yeni hayat yapamayan insanlara rabbim yardımcı olsun.
ben bile daha bekar halimle doğacak çocuklarımın “ özgürlükleri ve eğitimleri “ açısından endişeliyim. annelik- babalık güdüsü ya da hayat standartlarını iyileştirme ne derseniz deyin ama ülke insan kaybediyor.ben bile çok uzun süredir gitmek için can atıyorum.inşallah doktora ya da farklı bir standartı deneyerek gideceğim.
ülkenin maalesef ki ne siyasi ne insan hakları ne de çocuk güvenliği açısından yaşanılır hali kalmadı. eğitim özgürlüğünden bahsetmiyorum bile.parası olanın evladı, kötünün içindeki iyi standartta yaşamını idam ettiriyor.herkesin “kaçısı” bir çözüm olarak bulduğu dönemdeyiz.
atatürk eminim mezarında dört dönüyordur.bazen diyorum keşke yüce rabbim bir süre için atatürk’ü diriltse acaba bu ülkenin topraklarında neler olurdu..
en fazla 1 hafta verirdim yeni “inkilap tarihinin” oluşması için.
ve bergüzar korel’den geldi..
müge ve gülşen sanat dünyasının bir numaralı dedektifleri. onlardan çıkan haberler genelde doğru oluyor çünkü kaynakları var.hesaplarında yayınladıkları bilgiye göre, halit ergenç ve bergüzal korel londra’ya yerleşmiş.
bu bir magazin haberi olmasının çok ötesinde.. liberal olduğunu bildiğimiz, bu ülkeye hizmet eden insanlar artık bu ülkenin “ insanı hak ve özgürlüklerden hatta hukuktan bile yoksun olduğunu bilip, bunu kabul ederek” ülkeyi terk ediyorlar.okuduğuma göre çocuklarının eğitimi için londra’ya gidiyorlarmış hatta oğulları ali’yi okula kayıt ettirmişler bile..
ülke bu insanları kaybediyor..halit ergenç müthiş bir oyuncuydu.. maddi gücü var gidiyor.peki diğer insanlar olarak ne yapacağız? gerçekten düşünme konusu.
gidene değil, kalana yazık olur genelde.bu düzende maddi gücü olmadığı için, yeni ülke- yeni hayat yapamayan insanlara rabbim yardımcı olsun.
ben bile daha bekar halimle doğacak çocuklarımın “ özgürlükleri ve eğitimleri “ açısından endişeliyim. annelik- babalık güdüsü ya da hayat standartlarını iyileştirme ne derseniz deyin ama ülke insan kaybediyor.ben bile çok uzun süredir gitmek için can atıyorum.inşallah doktora ya da farklı bir standartı deneyerek gideceğim.
ülkenin maalesef ki ne siyasi ne insan hakları ne de çocuk güvenliği açısından yaşanılır hali kalmadı. eğitim özgürlüğünden bahsetmiyorum bile.parası olanın evladı, kötünün içindeki iyi standartta yaşamını idam ettiriyor.herkesin “kaçısı” bir çözüm olarak bulduğu dönemdeyiz.
atatürk eminim mezarında dört dönüyordur.bazen diyorum keşke yüce rabbim bir süre için atatürk’ü diriltse acaba bu ülkenin topraklarında neler olurdu..
en fazla 1 hafta verirdim yeni “inkilap tarihinin” oluşması için.

devamını gör...