newland archer
the age of innocence filminin protagonisti. 34 yapımı olan filmi izlemedim, yalnızca scorsese'nin filmi üzerine yorum yapabilirim. ayrıyetten kitabı da okumadım.
93 yapımı scorsese filmi tam bir romantik dram. romantik dramların da dolayısıyla vazgeçilmezidir trajedi.
newland archer aşkına ölene dek sadık bir erkektir. onun anısına saygısız etmez. fakat toplum yüzünden bir araya da gelemez aşkı kontes olenska'yla. birbirlerini severler lakin toplum onları ayırmıştır. çaresizdir archer. ve bu sürede nişanlı olduğu kadını da bitirmemek için o'nun peşinden gidemez. çünkü nişanlısı olduğu kadın may welland, archer'a aşıktır. tıpkı archer'ın kontes ellen olenska'ya aşık olduğu gibi. archer aşkı bildiğinden, aşkının peşinden koşamaz. geride acı bırakmak yerine içinde acısını büyütmeyi seçer. bir iyilik abidesi olarak görülebilir bu yüzden.
şahsen böyle bir durumda ben pek uzun süre yaşayamazdım. mutluluğun yalnızca onunla gerçekleşebileceğini bilen bizler için de bu böyle olmalı.
gün doğar. güneş kapanır gecenin üstüne. ve ben beklerim. ta ki yüreğim dayanamayıp çekip gidinceye kadar.
93 yapımı scorsese filmi tam bir romantik dram. romantik dramların da dolayısıyla vazgeçilmezidir trajedi.
newland archer aşkına ölene dek sadık bir erkektir. onun anısına saygısız etmez. fakat toplum yüzünden bir araya da gelemez aşkı kontes olenska'yla. birbirlerini severler lakin toplum onları ayırmıştır. çaresizdir archer. ve bu sürede nişanlı olduğu kadını da bitirmemek için o'nun peşinden gidemez. çünkü nişanlısı olduğu kadın may welland, archer'a aşıktır. tıpkı archer'ın kontes ellen olenska'ya aşık olduğu gibi. archer aşkı bildiğinden, aşkının peşinden koşamaz. geride acı bırakmak yerine içinde acısını büyütmeyi seçer. bir iyilik abidesi olarak görülebilir bu yüzden.
şahsen böyle bir durumda ben pek uzun süre yaşayamazdım. mutluluğun yalnızca onunla gerçekleşebileceğini bilen bizler için de bu böyle olmalı.
gün doğar. güneş kapanır gecenin üstüne. ve ben beklerim. ta ki yüreğim dayanamayıp çekip gidinceye kadar.
devamını gör...
kafede yalnız başına oturan insan
bunun farklı bir versiyonu da tek başına sinemaya giden insanlardır. ben de sinemaya tek başıma gitmekten çok büyük zevk alırdım, insanlar yalnız başlarına bir şeyler yapmaktan korkarlar ben de bu yüzden sosyal ortamlarda sık sık tek başıma takılarak konfor alanımın dışına çıkmaya çalışıyorum. sonra üniversite için başka bir şehre gidip yalnızlıktan canı sıkılan arkadaşımla şöyle bir diyalog geçmişti aramda:
+ "eh, sinemaya git o zaman! baya güzel filmler girmiş vizyona."
- "yok artık, yalnızız dedik de sinemaya tek başımıza gidecek kadar da düşmedik." demişti.
son sözüm, asıl yalnızlar kalabalıklar içinde tek başına var olamayanlardır.
+ "eh, sinemaya git o zaman! baya güzel filmler girmiş vizyona."
- "yok artık, yalnızız dedik de sinemaya tek başımıza gidecek kadar da düşmedik." demişti.
son sözüm, asıl yalnızlar kalabalıklar içinde tek başına var olamayanlardır.
devamını gör...
aldatmanın karakter meselesi olmadığı gerçeği
yine kendinden yola çıkıp genellemeler yapan yazarlar görüyorum alfred. ama haklısın, aldatmak karakter meselesi değildir, karaktersizlik meselesidir. ^_^
devamını gör...
normal sözlük’ün giderek hayvan çitliğine benzemesi
tebrik ettiğim başlıktır.
sözlük çok şeye benzetildi ama hayvan çiftliği benzetmesi çok leziz oldu enfes oturdu.
hatta george orwell bu devirleri görerek yazmış o eserini.
bütün yazarlar eşittir ama bazı yazarlar öbürlerinden daha eşittir.
abi cidden manyak olursunuz dediğim başlıktır ayrıca.
bak vazgeçin ciddiye almayın dilekçe yazar gibi hareketler yapmayın kafa dağıtın sonra gidin neden bu kadar takıyorsunuz vallahi üzülüyorum billahi üzülüyorum.
goy goy yapalım siyaset yapalım futbol konuşalım trollerle gülelim eğlenelim düşünelim üzülelim ama beraber yapalım lütfen.
bir kurallar var ve o kuralların etrafında mis gibi takılalım gidelim.
boş yapan boş yapmaya devam etsin.
dolu yapan dolu yapmaya devam etsin.
neden insanlar kendi ilgi alanı olmayan durumlara saldırıyorlar.
sözlük çok şeye benzetildi ama hayvan çiftliği benzetmesi çok leziz oldu enfes oturdu.
hatta george orwell bu devirleri görerek yazmış o eserini.
bütün yazarlar eşittir ama bazı yazarlar öbürlerinden daha eşittir.
abi cidden manyak olursunuz dediğim başlıktır ayrıca.
bak vazgeçin ciddiye almayın dilekçe yazar gibi hareketler yapmayın kafa dağıtın sonra gidin neden bu kadar takıyorsunuz vallahi üzülüyorum billahi üzülüyorum.
goy goy yapalım siyaset yapalım futbol konuşalım trollerle gülelim eğlenelim düşünelim üzülelim ama beraber yapalım lütfen.
bir kurallar var ve o kuralların etrafında mis gibi takılalım gidelim.
boş yapan boş yapmaya devam etsin.
dolu yapan dolu yapmaya devam etsin.
neden insanlar kendi ilgi alanı olmayan durumlara saldırıyorlar.
devamını gör...
züğürt ağa
karl marx'a göre, ekonomik ilişkiler sınıf eşitsizliğine neden olur ve bu sınıf eşitsizliği kapitalist sınıf ile işçi sınıfı arasındadır. bu konuya değinen, o dönem ağalık filmleri arasında farklı bir bakış açısına sahip olan ve ağalık sistemini eleştiren başarılı bir filmdir züğürt ağa. başrolünde şener şen yer almaktadır ve filmde ismiyle anılmaz. biz izleyiciler ismini öğrenemeyiz, onu sadece ''ağa'' olarak biliriz. çünkü filmin vermek istediği mesaj, ağa'yı bireyden öte bir statü olarak değerlendirmemiz gerektiğidir.
her iki sınıfın da çıkarları farklıdır. işçiler daha insancıl çalışmak ve biraz para kazanıp karınlarını doyurmak isterken ağa daha fazla paraya sahip olmak ve daha zengin olmak istemektedir. bu çatışma bazı olaylara neden olur. son 4 yıldır köyün kurak olmasından dolayı daha da fakirleşen köylüler bir gün ağanın ürünlerini çalıp satar ve köye yerleşir. çünkü onlara göre ağa, köylünün hak ettiği ürünü vermemektedir. hal böyle olunca ağa da topraklarını satar ve istanbul'a yerleşir. kentteki mücadelesini bizlere gösterir.
--- alıntı ---
- her genç kızın gönlünde bir ağa vardır.
+ kız bu ağa, züğürt ağadır.
- olsun senin insanlığın güzeldir. belki de bu yüzden ağalığı beceremiyorsun.
her iki sınıfın da çıkarları farklıdır. işçiler daha insancıl çalışmak ve biraz para kazanıp karınlarını doyurmak isterken ağa daha fazla paraya sahip olmak ve daha zengin olmak istemektedir. bu çatışma bazı olaylara neden olur. son 4 yıldır köyün kurak olmasından dolayı daha da fakirleşen köylüler bir gün ağanın ürünlerini çalıp satar ve köye yerleşir. çünkü onlara göre ağa, köylünün hak ettiği ürünü vermemektedir. hal böyle olunca ağa da topraklarını satar ve istanbul'a yerleşir. kentteki mücadelesini bizlere gösterir.
--- alıntı ---
- her genç kızın gönlünde bir ağa vardır.
+ kız bu ağa, züğürt ağadır.
- olsun senin insanlığın güzeldir. belki de bu yüzden ağalığı beceremiyorsun.
devamını gör...
hayatın sevgilisiz daha güzel olduğu gerçeği
bazen işte bu be yalnızım, mutluyum, kimseyi çekmek zorunda değilim diye düşünüyorum ama bazen de sadece sevgi dolu bir sarılma ve aynı şeylerden zevk alabileceğim birisini istiyorum. hayat bir nebze garip.
devamını gör...
bireysel silahlanma
2 silah, 3 tane de pompalı tüfeğim var. ee hem karadenizliyim hem silahların hastasıyız. tabi durduk yere kimseye sıkmayız ama kaşınan olursa gereğini yaparız. türkiye gibi sokakları ipsiz sapsız, tinerci kaynayan bir ülkede silahsız gezmek bir insanın yapabileceği en büyük hatadır. türkiye de yaşıyorsan iyi kötü 1 tane silahın olacak. burası medeniyetin girmediği topraklar.. efendilik arayan hollanda'ya gitsin.
devamını gör...
sevgilinin en yakın arkadaşın olması
hayat arkadaşı olduğunuzun göstergesidir. iyi anlaşıyorsanız ve ikiniz bir şeyler yapıyorken başkalarına ihtiyaç duymadan eğlenebiliyorsanız bu durum oldukça güzeldir. fakat toksik bir ilişkideyken sadece ona muhtaçmış gibi hissediyorsanız o bu durum içerisine girmez.
devamını gör...
sadece emoji ile gülen insana random atmak
cool insan taktiğidir. ben random atıyorum karşıdaki de bir süre sonra random atmaya başlıyor. onlar bana uysun bana ne*
devamını gör...
böyle giyinirsen bakarız diyen yaşlımsı
bırakın bu ayakları çomarlar hepinizin aslî fantezisi türbanlı kadınlardır. açık giyinirse bakarmış da bilmem ne... yan yana namaz kıldığın adamlar sokaklarda türbanlı eşini ve kızını takip edip fotoğraflarını çekiyorlar. sonra bu fotoğrafları twitter sayfalarında paylaşıp hep beraber mastürbasyon yapıyorlar. iki yüzlü bok çuvalları.
devamını gör...
saçma türk adetleri
misafirin ayakkabılarını düzlemek.
düzgün çıkarsınlar ayaklarından niye biz düzlüyoruz ki?
düzgün çıkarsınlar ayaklarından niye biz düzlüyoruz ki?
devamını gör...
yeni anayasada 1921 ruhu
twitter'da yakın tarih hakkında çözümlemeleri ve doğru çıkarımlarıyla siyasi hamleleri yorumlayan con sinov, saray ittifakının yeni anayasa projesine hdp'nin niçin yeşil ışık yaktığını anlatmış. bilgiselini aşağıdadır;
"yeni anayasa tartışmalarından hemen sonra bakan "1921 ruhuyla taçlandıracağız" diyor akabinde hdp genel başkanı "1921 ilham alınabilir diye cevap veriyor. başka bir iktidar mensubu "herkesle oturur konuşuruz" diye pas veriyor.
bu 1921'in sırrı nedir? anlatayım.
1* iktidar ve hdp'nin 1921 anayasasına ilgi duymasının birbirinden farklı sebepleri var. fakat o konuya sonra geleceğim. önce 1921'in ne olduğunu öğrenmek gerekiyor.
atatürk, milli mücadele'ye başladığında en büyük hedefi ülkedeki tüm güçleri birleştirmekti.
2* atatürk bu nedenle devletin geleceğine yönelik fikirlerini açıklayarak farklı fikirlerdeki insanların kopup gitmesini istemedi. hatta cumhuriyet fikrini bile uzun süre dile getirmedi. çünkü milli mücadele'nin içinde saltanat yanlıları da vardı.
3* milli mücadele'nin içinde saltanatçılar, şeriatçılar, adem-i merkeziyetçiler, liberaller, türkçüler, sosyalistler hatta mandacılar bile vardı.
atatürk, tüm bu grupları, memleketin kurtarılması adına çevresinde tutmaya çalıştı. bu yüzden devleti şekillendirici adımlar atmadı.
4* atatürk bu politikasını o kadar katı uyguladı ki saltanatı, savaş sona erdikten sonra kaldırmak için harekete geçti. cumhuriyet'in ilanı için lozan'ın sona ermesini bekledi.
5* askeri mücadele bitinceye dek devleti şekillendirici ve yeniden dizayn edici adımlar atmayan atatürk, bu süreci "geçici bir yöntem" ile sürdürdü.
mesela, meclisin başkanı vardı ama bir devlet başkanı seçilmemişti.
6* işte, 1921'de kabul edilen teşkilat-ı esasiye kanunu, "devleti şekillendirme konusunda kapsamlı hükümler bulundurmuyordu.
23 maddelik anayasanın 14 maddesinde, yerel yönetimleri ve taşra teşkilatlarını düzenlenirken bakanların nasıl seçileceği konusu düzenlenmemişti.
7* 1921 anayasasının yerel yönetimleri güçlü tutması atatürk'ün geçici dönem için uygun gördüğü bir stratejiydi. bu sayede yerel yönetimler istanbul'a sıkı sıkıya bağlı olmadan ankara'ya tabi olacak yetkiye sahip oluyordu.
böylece ankara, anadolu'yu yanında tutabilecekti.
8* anayasa metnine baktığımızda yerel yönetimler için "muhtariyet" sözcüğünün geçtiğini görürüz ki hdp'yi amiyane tabirle "tav" eden nokta burasıdır.
hdp, "muhtariyet" kavramını yerel özerklik olarak yorumluyor ve 1921 anayasası'na göz kırpıyor.
9* devletlerin merkezi yönetimi kuvvetli oldukça yerel yönetimleri merkeze bağlı olur. fakat yerel yönetimlere verilen güç arttıkça artık adem-i merkeziyetten söz edilir.
hdp'nin temel hedefi türkiye'nin merkeziyetçi yapısının değiştirilmesidir. yerel özerkliktir.
10* haliyle hdp için 1921 anayasası demek, adem-i merkeziyetçilik demektir. yerel özerklik demektir.
devamında yerel yönetimlerin başkentten mümkün olduğunca bağımsız hareket etmek, kendi idari yapılanmalarını, meclislerini, bayraklarını hatta mümkünse ordularını oluşturmaktır.
11* özetlemek gerekirse, atatürk'ün 1921'de, dönemin şartlarında geçici olarak uyguladığı stratejik bir hamle, hdp için nihai ve kalıcı bir hedeftir.
hdp'nin 1921 anayasası söyleminden hemen sonra yeşil ışık yakması hiç şaşırtıcı olmadı.
12* hdp'nin niyeti amacı belli, peki iktidar neden 1921 anayasası söylemini kullandı?
işin orasını anlayabilmek için tarihe geri dönüp hikayeyi ileriye sarmak gerekiyor.
13* atatürk, milli mücadele'nin askeri ve diplomatik safhası sona erdikten sonra yukarıda bahsettiğim geçici dönemi sona erdirdi. ve devleti dizayn etmeye başladı.
cumhurbaşkanlığı getirildi. merkezi yönetim güçlendirildi. sıkı bir üniter devlet oluşturuldu.
14* devamında hilafet kaldırıldı. inkılaplar başladı. tarikatların faaliyetlerine son verildi. eğitim kurumları birleştirildi. dini işleri idare eden başkanlık kuruldu. ve devamında laiklik politikaları uygulanmaya başlandı.
türk milliyetçisi bir devlet dizayn edildi.
15* işte, iktidarın 1921 söyleminin ardında bu inkılapların yokluğu yatıyor. iktidar, söz konusu inkılapların yer almadığı, devletin henüz kemalist esaslara göre dizayn edilmediği bir anayasayı makbul kabul ediyor.
16* 1921 anayasasında kemalizm yoktur. inkılaplar yoktur. iktidarın 1921 söyleminin nedeni budur.
1921 anayasasında güçlü merkezi yönetim yoktur. kısmi adem-i merkeziyetçilik vardır. hdp'nin 1921 söyleminin nedeni budur.
17* hem iktidar hem hdp, yeni anayasayı devletin yeniden şekillendirilmesi ama "kendi istedikleri yönde" şekillendirilmesi için sürpriz sayılabilecek bir ortak payda buluverdi. böylece her haliyle ilginç bir paslaşmaya tanık olduk.
18* şimdi buradan herkese soruyorum:
iktidar, devleti yeniden şekillendirmek istiyor.
hdp, tüm stratejisini yerel özerklik için üzerine kuruyor.
peki, bu ülkenin milliyetçileri ve atatürkçüleri ne yapıyor? hedefleri nelerdir? programları nelerdir? çözümleri nelerdir?
bazı teknik kavramları detaya inip boğmamak adına, herkesin anlayabileceği yüzeysellikte yazmak durumunda kaldım.
politika çukurunda boğulup bir hdp'linin bir atatürkçü'ye atatürkçülük taslaması gibi saçmalıklara itibar edilmeyen günler dilerim.
bilgisel sona ermiştir."
"yeni anayasa tartışmalarından hemen sonra bakan "1921 ruhuyla taçlandıracağız" diyor akabinde hdp genel başkanı "1921 ilham alınabilir diye cevap veriyor. başka bir iktidar mensubu "herkesle oturur konuşuruz" diye pas veriyor.
bu 1921'in sırrı nedir? anlatayım.
1* iktidar ve hdp'nin 1921 anayasasına ilgi duymasının birbirinden farklı sebepleri var. fakat o konuya sonra geleceğim. önce 1921'in ne olduğunu öğrenmek gerekiyor.
atatürk, milli mücadele'ye başladığında en büyük hedefi ülkedeki tüm güçleri birleştirmekti.
2* atatürk bu nedenle devletin geleceğine yönelik fikirlerini açıklayarak farklı fikirlerdeki insanların kopup gitmesini istemedi. hatta cumhuriyet fikrini bile uzun süre dile getirmedi. çünkü milli mücadele'nin içinde saltanat yanlıları da vardı.
3* milli mücadele'nin içinde saltanatçılar, şeriatçılar, adem-i merkeziyetçiler, liberaller, türkçüler, sosyalistler hatta mandacılar bile vardı.
atatürk, tüm bu grupları, memleketin kurtarılması adına çevresinde tutmaya çalıştı. bu yüzden devleti şekillendirici adımlar atmadı.
4* atatürk bu politikasını o kadar katı uyguladı ki saltanatı, savaş sona erdikten sonra kaldırmak için harekete geçti. cumhuriyet'in ilanı için lozan'ın sona ermesini bekledi.
5* askeri mücadele bitinceye dek devleti şekillendirici ve yeniden dizayn edici adımlar atmayan atatürk, bu süreci "geçici bir yöntem" ile sürdürdü.
mesela, meclisin başkanı vardı ama bir devlet başkanı seçilmemişti.
6* işte, 1921'de kabul edilen teşkilat-ı esasiye kanunu, "devleti şekillendirme konusunda kapsamlı hükümler bulundurmuyordu.
23 maddelik anayasanın 14 maddesinde, yerel yönetimleri ve taşra teşkilatlarını düzenlenirken bakanların nasıl seçileceği konusu düzenlenmemişti.
7* 1921 anayasasının yerel yönetimleri güçlü tutması atatürk'ün geçici dönem için uygun gördüğü bir stratejiydi. bu sayede yerel yönetimler istanbul'a sıkı sıkıya bağlı olmadan ankara'ya tabi olacak yetkiye sahip oluyordu.
böylece ankara, anadolu'yu yanında tutabilecekti.
8* anayasa metnine baktığımızda yerel yönetimler için "muhtariyet" sözcüğünün geçtiğini görürüz ki hdp'yi amiyane tabirle "tav" eden nokta burasıdır.
hdp, "muhtariyet" kavramını yerel özerklik olarak yorumluyor ve 1921 anayasası'na göz kırpıyor.
9* devletlerin merkezi yönetimi kuvvetli oldukça yerel yönetimleri merkeze bağlı olur. fakat yerel yönetimlere verilen güç arttıkça artık adem-i merkeziyetten söz edilir.
hdp'nin temel hedefi türkiye'nin merkeziyetçi yapısının değiştirilmesidir. yerel özerkliktir.
10* haliyle hdp için 1921 anayasası demek, adem-i merkeziyetçilik demektir. yerel özerklik demektir.
devamında yerel yönetimlerin başkentten mümkün olduğunca bağımsız hareket etmek, kendi idari yapılanmalarını, meclislerini, bayraklarını hatta mümkünse ordularını oluşturmaktır.
11* özetlemek gerekirse, atatürk'ün 1921'de, dönemin şartlarında geçici olarak uyguladığı stratejik bir hamle, hdp için nihai ve kalıcı bir hedeftir.
hdp'nin 1921 anayasası söyleminden hemen sonra yeşil ışık yakması hiç şaşırtıcı olmadı.
12* hdp'nin niyeti amacı belli, peki iktidar neden 1921 anayasası söylemini kullandı?
işin orasını anlayabilmek için tarihe geri dönüp hikayeyi ileriye sarmak gerekiyor.
13* atatürk, milli mücadele'nin askeri ve diplomatik safhası sona erdikten sonra yukarıda bahsettiğim geçici dönemi sona erdirdi. ve devleti dizayn etmeye başladı.
cumhurbaşkanlığı getirildi. merkezi yönetim güçlendirildi. sıkı bir üniter devlet oluşturuldu.
14* devamında hilafet kaldırıldı. inkılaplar başladı. tarikatların faaliyetlerine son verildi. eğitim kurumları birleştirildi. dini işleri idare eden başkanlık kuruldu. ve devamında laiklik politikaları uygulanmaya başlandı.
türk milliyetçisi bir devlet dizayn edildi.
15* işte, iktidarın 1921 söyleminin ardında bu inkılapların yokluğu yatıyor. iktidar, söz konusu inkılapların yer almadığı, devletin henüz kemalist esaslara göre dizayn edilmediği bir anayasayı makbul kabul ediyor.
16* 1921 anayasasında kemalizm yoktur. inkılaplar yoktur. iktidarın 1921 söyleminin nedeni budur.
1921 anayasasında güçlü merkezi yönetim yoktur. kısmi adem-i merkeziyetçilik vardır. hdp'nin 1921 söyleminin nedeni budur.
17* hem iktidar hem hdp, yeni anayasayı devletin yeniden şekillendirilmesi ama "kendi istedikleri yönde" şekillendirilmesi için sürpriz sayılabilecek bir ortak payda buluverdi. böylece her haliyle ilginç bir paslaşmaya tanık olduk.
18* şimdi buradan herkese soruyorum:
iktidar, devleti yeniden şekillendirmek istiyor.
hdp, tüm stratejisini yerel özerklik için üzerine kuruyor.
peki, bu ülkenin milliyetçileri ve atatürkçüleri ne yapıyor? hedefleri nelerdir? programları nelerdir? çözümleri nelerdir?
bazı teknik kavramları detaya inip boğmamak adına, herkesin anlayabileceği yüzeysellikte yazmak durumunda kaldım.
politika çukurunda boğulup bir hdp'linin bir atatürkçü'ye atatürkçülük taslaması gibi saçmalıklara itibar edilmeyen günler dilerim.
bilgisel sona ermiştir."
devamını gör...
hasan cihat örter
ankara'da tunus caddesi'nde gezinirken karşı kaldırımda başında beresi, uzun saçlı, sırtında gitar kılıfı taşıyan birini gördüm. bu adama çok benziyordu, belki de kendisiydi.
devamını gör...
erkeklerin tahammül edilemeyen hareketleri
önemsemiyor gibi davranıp cool görünmeye çalışıyorsunuz ama mal gibi duruyorsunuz.
biri size iyi niyetle yaklaşınca onun size ölüp bittiğini düşünüyorsunuz bu da sizi acınası gösteriyor.
birine yaklaşmak için iki yüzlülük yapıyorsunuz, karşıdaki de size iyi yaklaşınca geri kaçıyorsunuz mide bulandırıyorsunuz.
biri sizi yargılamadan yaklaşınca kendinizi mükemmel zannedip karşıdakinin kusurlarını arıyorsunuz, iğrenç görünüyorsunuz.
kadınların sürekli evlenmek için ya da paranız için* size yaklaştığını düşünüyorsunuz, komik duruyorsunuz.
genel olarak yaptığınız birçok şey tahammül edilemez ama bundan asla vazgeçmiyorsunuz.
biri size iyi niyetle yaklaşınca onun size ölüp bittiğini düşünüyorsunuz bu da sizi acınası gösteriyor.
birine yaklaşmak için iki yüzlülük yapıyorsunuz, karşıdaki de size iyi yaklaşınca geri kaçıyorsunuz mide bulandırıyorsunuz.
biri sizi yargılamadan yaklaşınca kendinizi mükemmel zannedip karşıdakinin kusurlarını arıyorsunuz, iğrenç görünüyorsunuz.
kadınların sürekli evlenmek için ya da paranız için* size yaklaştığını düşünüyorsunuz, komik duruyorsunuz.
genel olarak yaptığınız birçok şey tahammül edilemez ama bundan asla vazgeçmiyorsunuz.
devamını gör...
kaplan dururken aslanı ormanlar kralı seçen kafa yapısı
aslanın yaşadığı ormanlar yok olup gidince namı da ormanlar kralı olarak kalmış. anadolu'da bile aslan yaşamış ve ormanlardan geçilmezmiş. o tarihlerde ingiliz bahriyelilerin aslan avlamak için bugünkü çukurova taraflarına geldikleri hikayesi vardı. düşüncesi bile egzotik.
devamını gör...
güne kötü başlatan şeyler
kendi rızan dışında, bağırarak uyandırılmak.
devamını gör...
parçacık fiziği
yüksek enerji fiziği olarak da bilinir, maddeyi ve ışınımı oluşturan parçacıkların doğasını araştıran bir fizik dalıdır. parçacık kelimesi birçok küçük nesneyi andırsa da, örn. protonlar, gaz molekülleri ve hatta evlerimizdeki toz, parçacık fiziği genellikle gözlemlenebilen, indirgenemez en küçük parçacıkları ve onların davranışlarını anlamak için gerekli temel etkileşimleri araştırır.
devamını gör...
boğaziçi’nde aşağı bak yalanı
öğrenciler, hakları olanı almak için prostesto yaptılar ve evleri basılmadı mı bu öğrencilerin? basıldı. keyfi olarak gözaltına alınmadılar mı? alındılar.
ayrıca sorun ne dediği değil ki kullandığı üslup. polis diye yolunda yürüyen öğrenciyi itip kakması iyi bir şey mi? siz de gelip bu polisleri savunuyorsunuz.
ayrıca sorun ne dediği değil ki kullandığı üslup. polis diye yolunda yürüyen öğrenciyi itip kakması iyi bir şey mi? siz de gelip bu polisleri savunuyorsunuz.
devamını gör...
kenan imirzalıoğlu
şu zamanlar kim milyoner olmak ister'i sunan son 15- 20 yılın en başarılı jönlerindendir. ezel'de devleşmiştir.
devamını gör...
pastafaryanizm
kutsal kitaba göre uçan spagetti canavarı, korsan kaptan mosey’ye on taş tablete yazdığı öğütlerini göndermiş, fakat tabletlerden ikisi dağdan indirilirken kırılarak geriye sekiz tanesi kalmıştır.
“yapmazsanız çok memnun olurum”
1. ilahi eriştevi şahsımdan bahsederken, “en dindar benim” diyen dangalak sahte sofular gibi davranmazsanız çok memnun olurum. bazı insanlar bana inanmıyorsa, sorun değil. cidden, o kadar da kibirli değilim ben. üstelik bu onlarla ilgili değil, konuyu değiştirmeyin.
2. varlığımı başkalarına zulmetmek, onları baskı altına almak, cezalandırmak, bağırsaklarını deşmek ve/veya, ne bileyim, onlara kötü davranmak için kullanmazsanız çok memnun olurum. kendinizi ya da başkalarını kurban etmenizi beklemiyorum, ayrıca saflık içme suyu için geçerli bir niteliktir, insanlar için değil.
3. insanları görünüşlerine veya kılık kıyafetlerine, konuşma biçimlerine ya da… neyse işte, neticede kardeş kardeş oynayın, tamam mı? ha, bir de şunu o kalın kafalarınıza sokun: kadın = insan. erkek = insan. aynı yani. biri öbüründen daha iyi değil, tabii mevzubahis moda olmadığı sürece – çünkü üzgünüm ama modayı kadınlara ve camgöbeğiyle fuşya arasındaki farkı bilen erkeklere vermiş bulunuyorum.
4. size ya da ruhen ve bedenen rüşte ermiş gönüllü partnerinize yakışıksız gelen davranışlarda bulunmazsanız çok memnun olurum. itirazı olanlara tabiri caizse “....” diyeceğim, ki bunu yakışıksız bulmaları halinde televizyonu bir zahmet kapatıp değişiklik olsun diye yürüyüşe falan çıkabilirler mesela.
5. başkaları hakkında bağnaz, kadın düşmanı, nefret dolu fikirler besleyenlere aç karnına kafa tutmazsanız çok memnun olurum. önce yemek yiyin, bağnazların peşine sonra düşün.
6. ilahi eriştevi şahsım adına milyonlarca dolarlık kiliseler, tapınaklar, camiler, mabetler inşa etmezseniz çok memnun olurum. o parayı şu işlerden birine harcamanız çok daha iyi (istediğinizi seçin): a. yoksulluğa son vermek. b. hastalıkları tedavi etmek. c. barış içinde yaşamak, tutkuyla sevmek ve kablolu televizyonun ücretini azaltmak. kompleks karbonhidrattan oluşan âlimi mutlak bir varlık olabilirim, ama hayattaki basit şeylerden keyif alıyorum. bir bildiğim vardır herhalde. ben yaratıcıyım ne de olsa.
7. sağda solda insanlara sizinle konuştuğumu söylemezseniz çok memnun olurum. o kadar ilginç değilsiniz. aşın artık bunları. size diğer insanları sevmenizi söyledim, jeton düşmedi mi hâlâ?
8. şayet ziyadesiyle deri / kayganlaştırıcı / alengirli zımbırtının dahil olduğu taraklarda beziniz varsa, başkalarına size davranılmasını istediğiniz gibi davranmazsanız çok memnun olurum. ama şayet karşı tarafın da o taraklarda bezi varsa (bkz: madde 4), o zaman tadını çıkarın, resim çekin ve n’olursunuz prezervatif kullanın! filvaki, bu dediğim bir lastik parçasından ibaret. neticede o işi yaparken zevk almanızı önlemesini isteseydim alete diken falan eklerdim.
“yapmazsanız çok memnun olurum”
1. ilahi eriştevi şahsımdan bahsederken, “en dindar benim” diyen dangalak sahte sofular gibi davranmazsanız çok memnun olurum. bazı insanlar bana inanmıyorsa, sorun değil. cidden, o kadar da kibirli değilim ben. üstelik bu onlarla ilgili değil, konuyu değiştirmeyin.
2. varlığımı başkalarına zulmetmek, onları baskı altına almak, cezalandırmak, bağırsaklarını deşmek ve/veya, ne bileyim, onlara kötü davranmak için kullanmazsanız çok memnun olurum. kendinizi ya da başkalarını kurban etmenizi beklemiyorum, ayrıca saflık içme suyu için geçerli bir niteliktir, insanlar için değil.
3. insanları görünüşlerine veya kılık kıyafetlerine, konuşma biçimlerine ya da… neyse işte, neticede kardeş kardeş oynayın, tamam mı? ha, bir de şunu o kalın kafalarınıza sokun: kadın = insan. erkek = insan. aynı yani. biri öbüründen daha iyi değil, tabii mevzubahis moda olmadığı sürece – çünkü üzgünüm ama modayı kadınlara ve camgöbeğiyle fuşya arasındaki farkı bilen erkeklere vermiş bulunuyorum.
4. size ya da ruhen ve bedenen rüşte ermiş gönüllü partnerinize yakışıksız gelen davranışlarda bulunmazsanız çok memnun olurum. itirazı olanlara tabiri caizse “....” diyeceğim, ki bunu yakışıksız bulmaları halinde televizyonu bir zahmet kapatıp değişiklik olsun diye yürüyüşe falan çıkabilirler mesela.
5. başkaları hakkında bağnaz, kadın düşmanı, nefret dolu fikirler besleyenlere aç karnına kafa tutmazsanız çok memnun olurum. önce yemek yiyin, bağnazların peşine sonra düşün.
6. ilahi eriştevi şahsım adına milyonlarca dolarlık kiliseler, tapınaklar, camiler, mabetler inşa etmezseniz çok memnun olurum. o parayı şu işlerden birine harcamanız çok daha iyi (istediğinizi seçin): a. yoksulluğa son vermek. b. hastalıkları tedavi etmek. c. barış içinde yaşamak, tutkuyla sevmek ve kablolu televizyonun ücretini azaltmak. kompleks karbonhidrattan oluşan âlimi mutlak bir varlık olabilirim, ama hayattaki basit şeylerden keyif alıyorum. bir bildiğim vardır herhalde. ben yaratıcıyım ne de olsa.
7. sağda solda insanlara sizinle konuştuğumu söylemezseniz çok memnun olurum. o kadar ilginç değilsiniz. aşın artık bunları. size diğer insanları sevmenizi söyledim, jeton düşmedi mi hâlâ?
8. şayet ziyadesiyle deri / kayganlaştırıcı / alengirli zımbırtının dahil olduğu taraklarda beziniz varsa, başkalarına size davranılmasını istediğiniz gibi davranmazsanız çok memnun olurum. ama şayet karşı tarafın da o taraklarda bezi varsa (bkz: madde 4), o zaman tadını çıkarın, resim çekin ve n’olursunuz prezervatif kullanın! filvaki, bu dediğim bir lastik parçasından ibaret. neticede o işi yaparken zevk almanızı önlemesini isteseydim alete diken falan eklerdim.
devamını gör...