francis bacon'un ''yeni atlantis'' inde geçen, avrupalı denizcilerin pasifik okyanusunda tesadüfen keşfettikleri hayali adası.

bu adada herkes yüksek ahlak sahibi, erdemli insanlardır, günde 4 saat çalışan ada sakinleri kalan vakitlerinde bilim ve sanatla uğraşırlar. ''süleymanın evi'' ve ustaları tarafından yönetilen ada doğanın gizil güçlerini araştırmak, evrenin ilk ışığını aramaktadır. ''ilk neden'' olan bu ışık; adalarını ve kendilerini erdemli kılan şeydir. bu yüzden bu ışık ortaya çıkarılarak tüm evren aydınlatılmalıdır.
devamını gör...

bir zamanlar pepsi isimli meşrubat markasının en güçlü donanmalardan birine sahip olması bendeki en ilginç tarihi bilgidir.

--- alıntı ---

pepsi nasıl zamanının en büyük 6. donanmasına sahip oldu?



soğuk savaş yıllarında, abd başkanı eisenhower’ın, sovyet vatandaşlarına, kapitalizmin komünizmden daha iyi olduğunu anlatmak için bir proje araması sonucu olarak 1959 yılında, amerikan hükümeti, moskova’da “amerikan ulusal fuarı” açmaya karar verdi. o zamanlar başkan yardımcısı olan richard nixon’ı bu işle görevlendirip rusya’ya yolladı. nixon, fuar esnasında sscb başkanı khrushchev ile muhabbet ederken, yanlarında bulunan pepsi’nin pazarlama müdür yardımcısı olan donald m. kendall, rus başkanın sıcaktan terlediğini fark etti ve ona bir bardak pepsi sundu. yukarıdaki fotoğraf o andan alınan bir karedir. ve o zamanlar için, pepsi adına büyük bir pr başarısına damga vurmuştur.

aradan yıllar geçti. donald kendall artık pepsi’nin başkanıydı. nixon’da abd’nin başkanı olmuştu. kendall, nixon ile arkadaşlıklarını kullanarak sovyetler birliğinde pepsi satmanın yollarını arıyordu. 1972 yılında sovyetler ve pepsi arasında anlaşma neredeyse imzalanmak üzereydi. pepsi, sovyetler birliği’nde satılan ilk batı ürünü olacaktı, fakat rusların ruble harici bir parası yoktu ve ruble ulusalarası piyasalarda geçerli bir para birimi değildi. bunun üzerine trampa yaparak pepsi’ye ödemeyi para ile değil votka ile yapacaklardı. ülkede satılan votkanın büyük kısmı zaten hükümet tarafından üretiliyordu ve stolichnaya votkası ile ödeme yapılmasına karar verildi.anlaşma sonucu pepsi, sovyetler birliği’nde satılan ilk batılı ürünü oldu.ellerinde çok fazla miktarda votka olan pepsi abd’de alkollü içkiler pazarına girdi, çünkü artık elinde satacak çok miktarda votka bulunuyordu.

1989 yılında,sovyet halkı pepsi’yi sevmişti fakat ilk anlaşmanın süresi bitmek üzereydi iki taraf da anlaşmayı yenilemek istiyordu ama yine bir sorun vardı, pepsi 3 milyar dolarlık bir pazara ulaşmıştı ama rusların elindeki votka bu parayı ödemeyi karşılamıyordu.

ruble uluslararası piyasalarda geçerli olmadığı için ruslar soğuk savaştan birikmiş askeri malzemeler ile ödeme yapmayı teklif etti. pepsi anlaşmayı kabul etmek zorunda kaldı çünkü sovyetlerin ellerinde önerebilecek başka bir teklifleri yoktu. anlaşma sonucunda sovyetler, pepsi’ye 17 dizel deniz altı, 1 krüvazör, 1 destroyer, 1 fırkateyn verdi ve bunun sonucunda pepsi bir anda dünya’nın en büyük 6. donanmasına sahip oldu. daha sonra bu gemiler isveç’e götürülüp hurda parasına satıldı.

bu durum üzerine pepsi başkanı donald kendall, abd ulusal güvenliğine “gördüğünüz gibi rusları sizden daha iyi silahsızlandırıyoruz”diye açıklama yaptı.


buradan.

--- alıntı ---
devamını gör...

hayatımda öyle biri yok. sorunlarımı paylaşmayı sevmediğimden arkadaşımla bir araya geldiğimizde ya da telefondayken hep dinleyen taraf olurum. bu konuda da bayağı kızar. sadece dinliyorsun falan der.
devamını gör...

unutmayın; ayrılıklar da sevdaya dahil.
çekmeniz gerekiyorsa çekin, teselliyi başka kollarda, başka bedenlerde aramayın.
devamını gör...

(bkz: belirsizlik)
devamını gör...

nereye gideceğini ve kimlerle beraber gideceğini söylemeden çıkmak
devamını gör...

öyle güçlü bir flashback yaşatır ki insana o ana dönersiniz tekrar tüm ayrıntılarıyla yaşarsınız. koku duyusunun en az evrimleşen duyu olduğu ve bu yüzden de en güçlüsü olduğu söylenir.
devamını gör...

karşı tarafın dinliyormuş gibi yaptığını hissedince gelen bir histir.
devamını gör...

ilk başta kulağa çok harika gelen, vay arkadaş hadi bakalım dedirten fakat zamanla skor üreteceğim diye dar alanda kısa paslaşmalara dönen*, hayatta hiç kullanmayacağımız iki üç harfli kelimeleri biraraya getirmeye çalıştığımız, hecelerin matematiği diyebileceğimiz bir oyun, turnuva.

açıkçası 'kelime' kavramı benim için kutsal.
kusura bakmayın ama güzel kelimeleri kullanamayacaksam ne yapayım öyle oyunu.

hasılı ben yokum dostlar bu turnuvada!

fakat her şeye rağmen bu tarz hareketler güzel oluyor.
oyunun ve turnuvanın müdavimlerinin de ne kadar iyi kitapseverler ve okurlar olduğuna şüphem yok.

bu arada puan kaygısından ziyade sevdiği kelimeleri paylaşmak için oynamak isteyen olursa her zaman beklerim: 433oynatanaykut.

edit: durun durun bu böyle çok filtreli, çok ilkesel oldu. içinizden demeyin sonra bıktık şu aykut'un ilkelerinden diye. tek sebep bu değil.

maşallah bazı yazarlar tereyağından kıl çeker gibi benim arayıp da zar zor bulamadığım kelimeleri şıp diye buluyorlar.
bilinçaltımdaki ses de sen bunlarla kapışamayacaksın galiba diyor. sanırım şu aşamada durumu kotarabilecek sevide değilim. matematiksel zekam da yetmiyordur belki bilemiyorum.

ama ağırlıklı olarak bahsettiğim kelimelik oyununun yapısal problemleri bırakmamda etkili oldu.

tekrar ediyorum bu oyun kelime oyunu falan değil, tamamıyla matematik oyunu.
görsel ve matematiksel zekayı bir arada kullanabiliyorsanız biçilmiş kaftan.

not: ulan ne pis bi ego varmış bende de.
bu sözlük ağzıma tükürdü resmen. neyse!

tutarsızlığın dibindeyim editi: şimdi de random birileriyle oynuyorum. ne olacak bu işin sonu hey allah'ım.
devamını gör...

bugün dergimizi teşriflendiren yazarlarımız:
osmanlı kadınını etkileyen moda ile armysuzy ve euphoria yazısı ile yokoylekararliseyler. bir solukta okunacak güzel yazılarına buradaki öne çıkan yazılardan ulaşabilirsiniz.

kategori sınırlaması olmadan her türden yazılarınızı, denemelerinizi, dışavurumlarınızı ve iç dökmelerinizi de [email protected] adresine gönderebilirsiniz. iyi okumalar diliyoruz.
devamını gör...

ne ara, kim kimi küstürüyor?
hep kaçırıyorum ben.
ne güzel neşeli tanımları vardı.
fedon gibi taverna havası atıp duruyordu.
benim jenerasyondandı.
gitme deseydim keşke. *
devamını gör...

-benim ağzımdan çıkan senin kulağına isabet ediyor mu? algıda mı seçicisin sen? (bkz: ismail abi)
devamını gör...

bunun bir üst versiyonu, kişinin doğum gününü hatırlayacak bir ailesinin olmamasıdır.
devamını gör...

gepetto ustanın : ulan daha demin süpürdüm gene dükkan talaş dolmuş demesi ile devam edecek mizah sürecidir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
dinlenmek için ağacın dibine oturdum, kafayı kaldırınca çok hoşuma gitti.
devamını gör...

çalıkuşu.
yerli olanlar içinde en akılda kalanı.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

özgürlüğün en büyük düşmanı olan yığındır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

içimiz açılsıın
devamını gör...

hamallıktır kesinlikle. taşımacılık her devirde oldukça önemli olmuştur. belki hayvancılık ve çiftçilik de bu meslekler arasında yer alabilir.

tanım: en eski meslekleri paylaştığımız başlıktır.
devamını gör...

(bkz: kendini de unutsaydın)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim