milli araştırmaya göre fatih erbakan'ın yüzde 51.5 oy alması
anket kendi parti binasında yapılsa bile bu kadar oy alamaz.
devamını gör...
çiçekleri yemeyin'den alıntılar
özdemir asaf 'ın kitabıdır.
"ikilem
sevgi ise sevişeceğiz seninle,
kavga ise dövüşeceğiz seninle...
ölümü de paylaştığımız yaşamda,
ortaklaşa bölüşeceğiz seninle."
"ikilem
sevgi ise sevişeceğiz seninle,
kavga ise dövüşeceğiz seninle...
ölümü de paylaştığımız yaşamda,
ortaklaşa bölüşeceğiz seninle."
devamını gör...
öğrenci yurdunda vahşet
antalya kepezde bir tarikat yurdunda aşçı olarak çalışan ihsan güneyin 18 yaşındaki üniversite öğrencisinin başını satırla kesip göğsüne koyması olayıdır.
yaratık cinayeti işledikten sonra deccali vurdum diye bağırmış.
haberin devamı buradan
korku, öfke, kin bu duyguların hepsini bir arada yaşıyor ve deli oluyorum. annemizin, babamızın, kız-erkek kardeşimizin, bebeklerimizin hayatı bu ülke içinde her yerde tehlikede.
yaratık cinayeti işledikten sonra deccali vurdum diye bağırmış.
haberin devamı buradan
korku, öfke, kin bu duyguların hepsini bir arada yaşıyor ve deli oluyorum. annemizin, babamızın, kız-erkek kardeşimizin, bebeklerimizin hayatı bu ülke içinde her yerde tehlikede.
devamını gör...
dikenli yol
kadir inanır ve hülya koçyiğit'in rol aldığı 1986 yapımı film. filmin yönetmeni de rahmetli zeki alasya.
12 eylül üzerine çekilen filmler arasında önemli bir yeri olan ama pek hakkı verilmemiş bir filmdir.
12 eylül üzerine çekilen filmler arasında önemli bir yeri olan ama pek hakkı verilmemiş bir filmdir.
devamını gör...
bazı nickaltıların akışa düşmemesi
yeterince akışmadıkları için olabilir dediğim konu. benimki düştüğüne göre akışkan bir nickim var. *
devamını gör...
barreleye
transparan kafalı balık ya da bilimsel adıyla macropinna microstoma isimli bu balık 1939 yılında keşfedilmiş. hint, pasifik ve atlas okyanuslarının tropik-ılıman sularında, 600 ile 1000 metre arasında değişen derinliklerde yaşıyorlar. transparan olan kafa yapısı çok hassas olan bu balıklar genel olarak plankton, deniz anası ve diğer küçük balıkların kalıntıları ile besleniyorlar.
gözleri diğer balıklar gibi suratının yan taraflarında değil epey bir önde duruyor. bu yüzden sağ ve solundan ziyade tam olarak ilerisini ve yukarıyı görebildiği düşünülüyor.
gözleri diğer balıklar gibi suratının yan taraflarında değil epey bir önde duruyor. bu yüzden sağ ve solundan ziyade tam olarak ilerisini ve yukarıyı görebildiği düşünülüyor.

devamını gör...
her şeye ve herkese rağmen yalnız hissetmek
yanlış yerde, yanlış insanlarla birlikte olmaktan kaynaklanır.
devamını gör...
türkçede çok anlama gelen kısa kelimeler
"çıkmak" sözcüğünün yaklaşık 60 kadar anlamı vardır.
devamını gör...
röportaj adam ve barış özcan'ın çektiği video
beni çok şaşırtan bir video oldu. youtubeda ilgi alanları birbirinden bu kadar farklı iki kişiyi aynı videoda görmek biraz tuhaf. ama kesinlikle kötü olmamış. videoyu şöyle bırakıyorum.
devamını gör...
kpss'ye çalışan sözlük yazarları
ankara'da dayınız yoksa boşuna kasmayın. sonra ağlarsınız.
devamını gör...
normal sözlük yazarları için instagram grubu
(bkz: hay aklınla çok yaşa ferudun)
devamını gör...
vegan olmak için mantıklı sebepler
üst edit: evet bitkiler de yaşıyor ancak acıyı hayvanlar gibi anlamlandırdıklarına dair bir kanıt yok. bitki tüketmek hayvan tüketmekten hem doğa hem de insan için daha zararsızdır. birçok bitkinin hayvanlar tarafından yenmesi için ilgi çekici tat ve kokuda meyveleri bulunur. bir inek ise duygusal, sosyal hayata sahip ve annelik duygusu olan bir canlıdır.
vegan olmak sadece hayvanlara ve doğaya fayda sağlayan bir yaşam biçimi değildir. genellikle bahsedilmeyen faydalı taraflarına değineceğim önce.
genellikle tüketilen hayvansal gıdalar ve etler endüstriyel üretim sonucu tabağımıza gelir. hasta, hormon bozukluğu yaşayan, antibiyotikle beslenen, gdo'lu yemlerle beslenen bir canlının ürünlerini ve kendisini yiyerek sağlıklı olmak pek mümkün görünmüyor.
kanser, kalp rahatsızlıkları, obezite, hormon problemleri tabii ki bitkisel beslenmenin ürünü değil. son yıllarda artış gösteren bu hastalıklar hayvansal beslenmenin sonucu. üstelik hep belli tiplerde kanser artış gösteriyor. bunun herkes farkında fakat her nedense dillendirilmiyor. hayvancılık sektörü sonucu oluşan hastalıklar ilaç sektörünün de büyümesinde etkili çünkü. ne kadar hayvan, o kadar hastalık. salgın hastalıkların büyük bir kısmı hayvancılık sektöründen ortaya çıkıp yayılıyor.
hep doğanın düzeninden, kurallarından bahsedilir. bu güzel doğaya bakıldığında insan bağırsağının otçul canlılarla benzeştiği, etçillerin bağırsağının çok daha kısa olduğu gayet açıktır. ikinci nokta ise etçil canlıların avlanması, "ama onlar et yiyor, doğanın kuralı bu" denmesidir. doğada hiçbir hayvan bu avlanmayı planlı, organize gerçekleştirmez. insan gibi düşünemezler. insanlar beslenme planlarını değiştirebilir, düzenleyebilir.
tavuklar yumurta vermeleri için hareket kabiliyetlerini engelleyen tekli kafeslerde tutulurlar. sürekli olarak ışığa ve karanlığa maruz bırakılarak bütün sistemleri alt üst olur ve yumurta vermek mecburiyetinde hissederler. ışıktan dolayı sürekli sabah-akşam olduğunu zannederler. serbest gezen tavuklar ise tekli kafeslerde değil resmen birbiri üstünde yaşarlar. birbirlerine saldırıp, kanibalizm olayının yaşanmaması için gagaları kesilir ya da kızgın demirle dağlanır. bu yaşam tarzı sonucunda stres hormonu salgılanır ve yumurta da bundan nasibini alır. uzmanlar vücut sağlığıyla ilgili hep "ne yerseniz osunuz" der ya, hayvanlar da öyledir.
doğada başka bir canlının kendi bebeği için ürettiği sütü içen tek canlı insandır. bunu hayatının her evresinde yapar üstelik. araştırmalar gösteriyor ki aşırı süt tüketimi kemik erimesine, kırıkların daha geç iyileşmesine sebep oluyor.
bitkisel protein tercih edildiğinde antioksidan, lif de alınırken hayvansal proteinde bunlar yok denecek kadar azdır. bu noktada merak duyan, mercimek ve kırmızı etin besin değerlerini karşılaştırabilir.
doğa için vegan olup yağmur ormanlarının veganların yediği soya için tahrip edildiği savına geleyim, soyanın %70'ten fazlası hayvan yemi için üretilir. yine hayvanları beslemek için o ormanlar tahrip edilir yani. net yüzdelik dilim verisine ulaşınca tanımı güncelleyeceğim. veganlar için üretilen soya ise %10'un altındadır.
fast food zincirine yiyecek olarak katılan birçok canlı dişiyse, artık süt veremeyecek hatta muhtemelen ayakta duramayacak durumdadır. erkek ise henüz birkaç haftalıktır, süt veremeyeceği için beklemeye gerek görülmez. bir ay bile olmadan iyice beslenen hayvan kesilir.
et olmazsa, süt içmezsem ölürüm gibi bir algı var. endüstrinin parlattığı bir düşünce bu. bir de veganlığın pahalı olduğu ileri sürülüyor. yok öyle bir şey. türkiye'de yetişmeyen bitki yok. zaten yemeklerimizin çoğu vegan. televizyonda uzmanların et yiyin dedikten sonra, sucuk markası sponsorluğu olduğunu az görmedik.
doğanın işleyişine aykırı olduğunu ileri sürenlerden hayvanların evcilleştirilmesinin ve hayvan sütü içmenin insan yaşamına ne zaman katıldığını araştırabilir.
vahşi doğadaki canlılar gibi i beslendiğimiz iddiasında bulunanlar var. sanırım avlanma söz konusu. bu konuya değindim yukarıda.
can bağışlamakla ilgisi yok bu durumun. hayvanın canını almak doğal da bağışlamak mı anormal? konu bu değil zaten.
yenilmesi için üretilen hayvanların saldığı metan gazı hava kirliliğinde en önemli etkenlerden biridir. hayvanların yemesi için üretilen bitkiler ise yine ciddi bir tarım kirliliğine neden olur.
sıraladıklarımın vegan olmak için yeterince mantıklı nedenler olduğunu düşünüyorum.
ayrıca her gün makarna yiyen bir vegan tabii ki her insanda olacağı gibi sağlığını koruyamaz. bunun vegan olmakla değil, dengeli ve doğru beslenmeyle ilgisi var.
ayrıca, (bkz: karbon ayakizi), (bkz: suat erus), (bkz: murat kınıkoğlu), (bkz: oğuz kınıkoğlu).
vegan olmak sadece hayvanlara ve doğaya fayda sağlayan bir yaşam biçimi değildir. genellikle bahsedilmeyen faydalı taraflarına değineceğim önce.
genellikle tüketilen hayvansal gıdalar ve etler endüstriyel üretim sonucu tabağımıza gelir. hasta, hormon bozukluğu yaşayan, antibiyotikle beslenen, gdo'lu yemlerle beslenen bir canlının ürünlerini ve kendisini yiyerek sağlıklı olmak pek mümkün görünmüyor.
kanser, kalp rahatsızlıkları, obezite, hormon problemleri tabii ki bitkisel beslenmenin ürünü değil. son yıllarda artış gösteren bu hastalıklar hayvansal beslenmenin sonucu. üstelik hep belli tiplerde kanser artış gösteriyor. bunun herkes farkında fakat her nedense dillendirilmiyor. hayvancılık sektörü sonucu oluşan hastalıklar ilaç sektörünün de büyümesinde etkili çünkü. ne kadar hayvan, o kadar hastalık. salgın hastalıkların büyük bir kısmı hayvancılık sektöründen ortaya çıkıp yayılıyor.
hep doğanın düzeninden, kurallarından bahsedilir. bu güzel doğaya bakıldığında insan bağırsağının otçul canlılarla benzeştiği, etçillerin bağırsağının çok daha kısa olduğu gayet açıktır. ikinci nokta ise etçil canlıların avlanması, "ama onlar et yiyor, doğanın kuralı bu" denmesidir. doğada hiçbir hayvan bu avlanmayı planlı, organize gerçekleştirmez. insan gibi düşünemezler. insanlar beslenme planlarını değiştirebilir, düzenleyebilir.
tavuklar yumurta vermeleri için hareket kabiliyetlerini engelleyen tekli kafeslerde tutulurlar. sürekli olarak ışığa ve karanlığa maruz bırakılarak bütün sistemleri alt üst olur ve yumurta vermek mecburiyetinde hissederler. ışıktan dolayı sürekli sabah-akşam olduğunu zannederler. serbest gezen tavuklar ise tekli kafeslerde değil resmen birbiri üstünde yaşarlar. birbirlerine saldırıp, kanibalizm olayının yaşanmaması için gagaları kesilir ya da kızgın demirle dağlanır. bu yaşam tarzı sonucunda stres hormonu salgılanır ve yumurta da bundan nasibini alır. uzmanlar vücut sağlığıyla ilgili hep "ne yerseniz osunuz" der ya, hayvanlar da öyledir.
doğada başka bir canlının kendi bebeği için ürettiği sütü içen tek canlı insandır. bunu hayatının her evresinde yapar üstelik. araştırmalar gösteriyor ki aşırı süt tüketimi kemik erimesine, kırıkların daha geç iyileşmesine sebep oluyor.
bitkisel protein tercih edildiğinde antioksidan, lif de alınırken hayvansal proteinde bunlar yok denecek kadar azdır. bu noktada merak duyan, mercimek ve kırmızı etin besin değerlerini karşılaştırabilir.
doğa için vegan olup yağmur ormanlarının veganların yediği soya için tahrip edildiği savına geleyim, soyanın %70'ten fazlası hayvan yemi için üretilir. yine hayvanları beslemek için o ormanlar tahrip edilir yani. net yüzdelik dilim verisine ulaşınca tanımı güncelleyeceğim. veganlar için üretilen soya ise %10'un altındadır.
fast food zincirine yiyecek olarak katılan birçok canlı dişiyse, artık süt veremeyecek hatta muhtemelen ayakta duramayacak durumdadır. erkek ise henüz birkaç haftalıktır, süt veremeyeceği için beklemeye gerek görülmez. bir ay bile olmadan iyice beslenen hayvan kesilir.
et olmazsa, süt içmezsem ölürüm gibi bir algı var. endüstrinin parlattığı bir düşünce bu. bir de veganlığın pahalı olduğu ileri sürülüyor. yok öyle bir şey. türkiye'de yetişmeyen bitki yok. zaten yemeklerimizin çoğu vegan. televizyonda uzmanların et yiyin dedikten sonra, sucuk markası sponsorluğu olduğunu az görmedik.
doğanın işleyişine aykırı olduğunu ileri sürenlerden hayvanların evcilleştirilmesinin ve hayvan sütü içmenin insan yaşamına ne zaman katıldığını araştırabilir.
vahşi doğadaki canlılar gibi i beslendiğimiz iddiasında bulunanlar var. sanırım avlanma söz konusu. bu konuya değindim yukarıda.
can bağışlamakla ilgisi yok bu durumun. hayvanın canını almak doğal da bağışlamak mı anormal? konu bu değil zaten.
yenilmesi için üretilen hayvanların saldığı metan gazı hava kirliliğinde en önemli etkenlerden biridir. hayvanların yemesi için üretilen bitkiler ise yine ciddi bir tarım kirliliğine neden olur.
sıraladıklarımın vegan olmak için yeterince mantıklı nedenler olduğunu düşünüyorum.
ayrıca her gün makarna yiyen bir vegan tabii ki her insanda olacağı gibi sağlığını koruyamaz. bunun vegan olmakla değil, dengeli ve doğru beslenmeyle ilgisi var.
ayrıca, (bkz: karbon ayakizi), (bkz: suat erus), (bkz: murat kınıkoğlu), (bkz: oğuz kınıkoğlu).
devamını gör...
insanı mutlu eden ucuz şeyler
selam verilen kedinin size cevap vermesi...
sokakta beslediğiniz köpeğin sizi gördüğünde kuyruğunu sallayarak yanınıza yanaşıp, sırt üstü devrilip şaklabanlıklar yapması.
market kuyruğunda sizden sonra sırada bekleyen çocukların abur cuburlarını ödediğinizde, ablaa sağol abla diye mutlulukları...
mutlu hissetmenizle doğru orantılı şekilde sayısı artan şeyler kısacası...
sokakta beslediğiniz köpeğin sizi gördüğünde kuyruğunu sallayarak yanınıza yanaşıp, sırt üstü devrilip şaklabanlıklar yapması.
market kuyruğunda sizden sonra sırada bekleyen çocukların abur cuburlarını ödediğinizde, ablaa sağol abla diye mutlulukları...
mutlu hissetmenizle doğru orantılı şekilde sayısı artan şeyler kısacası...
devamını gör...
şarj edilmeden 28 bin yıl boyunca çalışabilen pil
abd merkezli nano diamond battery (ndb) firması, nükleer atıklardan elde edilen radyoaktif izotopları birleştirerek 28 bin yıla kadar dayanacak bir pil oluşturmuş. pilin 2023 yılında satışa sunulması planlanıyormuş.
firma ayrıca cep telefonlarında ve diğer elektronik cihazlarda 9 yıl kullanılabilecek elmas pil geliştirdiklerini de belirtmiş.
hadi inşallah. şu telefonu cebime koyup yıllarca şarj etmeden kullanabilmek çok büyük rahatlık olacak.
şirket ceo'su dr. nima golsharifi, "elmas pil, on binlerce yıl dayanıklılık göstermesinin yanı sıra, nükleer atığın faydalı bir şeklde kullanılmasını sağlayacak" ifadelerini kullandı.
golsharifi ayrıca, cep telefonlarında ve diğer elektronik cihazlarda 9 yıl kullanılabilecek elmas pil geliştirdiklerini belirtti.
nano diamond battery (ndb), radyoaktif elmas pilin insanlar için 'tamamen güvenli' olduğunu ve pili önümüzdeki iki yıl içinde uzay ajansları da dahil ticari ortaklara satışının planlandığını açıkladı.
kaynak: tr.sputniknews.com/yasam/20...
firma ayrıca cep telefonlarında ve diğer elektronik cihazlarda 9 yıl kullanılabilecek elmas pil geliştirdiklerini de belirtmiş.
hadi inşallah. şu telefonu cebime koyup yıllarca şarj etmeden kullanabilmek çok büyük rahatlık olacak.
şirket ceo'su dr. nima golsharifi, "elmas pil, on binlerce yıl dayanıklılık göstermesinin yanı sıra, nükleer atığın faydalı bir şeklde kullanılmasını sağlayacak" ifadelerini kullandı.
golsharifi ayrıca, cep telefonlarında ve diğer elektronik cihazlarda 9 yıl kullanılabilecek elmas pil geliştirdiklerini belirtti.
nano diamond battery (ndb), radyoaktif elmas pilin insanlar için 'tamamen güvenli' olduğunu ve pili önümüzdeki iki yıl içinde uzay ajansları da dahil ticari ortaklara satışının planlandığını açıkladı.
kaynak: tr.sputniknews.com/yasam/20...
devamını gör...
ölüm kitabı
kaan h. ökten'in "ölüm kitabı" ilk çağlardan bugüne ölümle ilgili fikirler beyan etmiş yazarların düşüncelerini derlediği kitap.
ölüm geçmişten bu yana konuşulagelmiş ancak gizemi bir türlü çözülememiş, insan ruhu için bilinemezliğin ta kendisi. insanın ölüm öyküsünün doğduğunda başladığını bilip her an yanımızda, geleceği kesin olan bu zamanı yaşıyoruz.
bu kitapta özellikle schopenhauer'in ölümle ilgili fikirlerinin olduğu kısmı severim. o karamsar adam, ölüm gibi ciddi bir meseleyi de kafasında çözümlediği için çözecek bir şey kalmadığından mütevellit bu kadar karamsar belki de kim bilir.
okunmasını şiddetle önereceğim bir kitap sözün özü bu kitap.
ilerleyen zamanlarda belki entry'i genişletip kitapla ilgili bilgileri ayrıntılandırırım.
saygılarımla.
ölüm geçmişten bu yana konuşulagelmiş ancak gizemi bir türlü çözülememiş, insan ruhu için bilinemezliğin ta kendisi. insanın ölüm öyküsünün doğduğunda başladığını bilip her an yanımızda, geleceği kesin olan bu zamanı yaşıyoruz.
bu kitapta özellikle schopenhauer'in ölümle ilgili fikirlerinin olduğu kısmı severim. o karamsar adam, ölüm gibi ciddi bir meseleyi de kafasında çözümlediği için çözecek bir şey kalmadığından mütevellit bu kadar karamsar belki de kim bilir.
okunmasını şiddetle önereceğim bir kitap sözün özü bu kitap.
ilerleyen zamanlarda belki entry'i genişletip kitapla ilgili bilgileri ayrıntılandırırım.
saygılarımla.
devamını gör...
evladını kuran kursuna göndermeyen insan
gerçek bir müslüman çocuğuna islamı kendisi öğretir, tc'nin memurlarına, tarikatçı cemaatlere göndermez. aile çocuğu eğitir ve çocuk büyüyünce ister müslüman olur ister olmaz, o artık onun sorunu.
devamını gör...
norm
bir toplumun veya grubun içindeki bireylerin belirli bir bağlamda nasıl davranmaları gerektiğini belirleyen kurallar/ilkeler bütünü.
devamını gör...