narsist kişilerle baş etme yolları
          yokmuş gibi davranın; çıldıracaktır.
      
  devamını gör...
mariage d'amour
          polonyalı piyanist ve besteci chopin'in güzel bir eseri.anlamı aşk evlilğidir.
edit:(i: mariage d'amour " ( ingilizce : marriage of love), 1979'da paul de senneville tarafından bestelenen ve ilk olarak 1979'da lettre à ma mère albümünden piyanist richard clayderman tarafından icra edilen fransız solo piyano müziğinin bir parçasıdır.
uyaran yazar arkadaşa teşekkürler ,yıllarca bize chopinin diye yutturmuşlar.
  edit:(i: mariage d'amour " ( ingilizce : marriage of love), 1979'da paul de senneville tarafından bestelenen ve ilk olarak 1979'da lettre à ma mère albümünden piyanist richard clayderman tarafından icra edilen fransız solo piyano müziğinin bir parçasıdır.
uyaran yazar arkadaşa teşekkürler ,yıllarca bize chopinin diye yutturmuşlar.
devamını gör...
uykusuzkahve
devamını gör...
instagram tipi tanım beğenme özelliği
          tercihe bağlı olarak ayarlardan kapatılabilen sözlük özelliği.
      
  devamını gör...
bugünü iki kelime ile anlatmak
          dünün aynısı.
      
  devamını gör...
sohbeti bitiren cümleler
          sohbet ortamı ya da kişiden kişiye değişmekle beraber;
genelde;
peki, tamam,
hayırlısı olsun,
oldu o zaman,
evet, anladım...
gibi cümleler en etkili sohbet bitirme yöntemidir...
 
haa! kimisi kafa atar, kimisi "el fatiha" der, kimisi de başka bir şey yapar; onu bilmem!..
  genelde;
peki, tamam,
hayırlısı olsun,
oldu o zaman,
evet, anladım...
gibi cümleler en etkili sohbet bitirme yöntemidir...
haa! kimisi kafa atar, kimisi "el fatiha" der, kimisi de başka bir şey yapar; onu bilmem!..
devamını gör...
çocuğa kitap okuma alışkanlığı kazandırmak
          çocuklara kitap okumaya 9 aylık olduğunda başlayabilirsiniz.
kucağınıza oturan bir bebeğe kalın kartonlu bir kitaptan resimler göstermek ve bunu düzenli olarak tekrarlamak çocuğa beslenme,uyku, oyun gibi rutin ihtiyaçların yanında kitap okuma ihtiyacını da aşılar. ilk okul dönemine kadar çocuğun her akşam ebeveyninden bir hikaye kitabı dinlemesi demek;
#1000booksbeforekindergarten projesine dahil olmanız ve cocugunuzun kitapları hayatının bir parçası haline getirmesi demek.
işler ilkokulda okuma yazma öğretimi sırasında biraz değişebilir, çocuk bir anda kitaplardan soguyabilir ama ilk 6 yilda atilan bu temel sonrasında kitaplardan tamamen uzaklaşmasını engeller.
ilkokul düzeyinde bir çocuğa kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için izlediğim yollar şunlardır;
ebeveynin de okuması, okumaya önem vermesi. kitabı ve kitaplığı olmayan bir ebeveynin günümüzde kitap sevgisini kazandırması çok zor.
evde okuduğu kitaplar için bir kitaplık oluşturmak. kitap sayısı arttıkça motive olacaktır.
düzenli okuma zamanı oluşturmak ve başka bir iş için feda etmemek. bulunduğumuz ilçede "saat 20.00'de 20 dk kitap okuyoruz." diye bir kampanya vardı ve etkili olmuştu.
kısa öyküler, bol resimli ve ince kitaplar ile başlamak, zamanla sayfa sayısı artarken yazı miktarını artırmak.
kitabın ilk iki sayfasını yetişkin olarak cocuga okumak sonrasında çocuğun yüksek sesle yetişkine kitabı okumasını istemek.
okuduğu kitap hakkında mutlaka sohbet etmek,olay ve kişileri öğrenmek, kitap hakkındaki duygu ve düşüncelerini ifade etmesini sağlamak.
daha önce okuduğu kitaplar ve yazarlar arasında karşılaştırma yapmasını istemek.boylece kendi favori yazar ve kitapevlerini oluşturabilir.
ilgi alanına yönelik kitaplar ile başlamak. bazı çocuk tarih bazısı coğrafya bazısı bilim okumak isteyebilir.
arkadaşı ile değişim yapmasıni sağlamak. sonrasında arkadaşı ile kitap hakkında sohbet etmesi motive edici olacaktır.
kütüphane üyeliği ile pek çok kütüphanede yapılan etkinliklere katılmak.
para biriktirip kitap alması için harçlık vermek.
belli sayıda kitap okuduğunda bir etkinlik ile ödüllendirmek. ( bu ay 3 kitap okuyabilirsen sinemaya gideceğiz vb.)
günlük okuma miktarını önceden belirlemiş olmak.cocugun yaşı ve kitabın sayfa sayısına, yazı büyüklüğüne göre "hergun 20 sayfa okuyalım. " gibi bir hedef belirlemek olabilir.
hergun okuma saati sonunda motive edici ve gururlandırıcı sözler söylemek.
konu ile ilgili güzel bir video ile tanımı sonlandiralim. hamburger örneği gerçekten anlamlı.*
      
  kucağınıza oturan bir bebeğe kalın kartonlu bir kitaptan resimler göstermek ve bunu düzenli olarak tekrarlamak çocuğa beslenme,uyku, oyun gibi rutin ihtiyaçların yanında kitap okuma ihtiyacını da aşılar. ilk okul dönemine kadar çocuğun her akşam ebeveyninden bir hikaye kitabı dinlemesi demek;
#1000booksbeforekindergarten projesine dahil olmanız ve cocugunuzun kitapları hayatının bir parçası haline getirmesi demek.
işler ilkokulda okuma yazma öğretimi sırasında biraz değişebilir, çocuk bir anda kitaplardan soguyabilir ama ilk 6 yilda atilan bu temel sonrasında kitaplardan tamamen uzaklaşmasını engeller.
ilkokul düzeyinde bir çocuğa kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için izlediğim yollar şunlardır;
ebeveynin de okuması, okumaya önem vermesi. kitabı ve kitaplığı olmayan bir ebeveynin günümüzde kitap sevgisini kazandırması çok zor.
evde okuduğu kitaplar için bir kitaplık oluşturmak. kitap sayısı arttıkça motive olacaktır.
düzenli okuma zamanı oluşturmak ve başka bir iş için feda etmemek. bulunduğumuz ilçede "saat 20.00'de 20 dk kitap okuyoruz." diye bir kampanya vardı ve etkili olmuştu.
kısa öyküler, bol resimli ve ince kitaplar ile başlamak, zamanla sayfa sayısı artarken yazı miktarını artırmak.
kitabın ilk iki sayfasını yetişkin olarak cocuga okumak sonrasında çocuğun yüksek sesle yetişkine kitabı okumasını istemek.
okuduğu kitap hakkında mutlaka sohbet etmek,olay ve kişileri öğrenmek, kitap hakkındaki duygu ve düşüncelerini ifade etmesini sağlamak.
daha önce okuduğu kitaplar ve yazarlar arasında karşılaştırma yapmasını istemek.boylece kendi favori yazar ve kitapevlerini oluşturabilir.
ilgi alanına yönelik kitaplar ile başlamak. bazı çocuk tarih bazısı coğrafya bazısı bilim okumak isteyebilir.
arkadaşı ile değişim yapmasıni sağlamak. sonrasında arkadaşı ile kitap hakkında sohbet etmesi motive edici olacaktır.
kütüphane üyeliği ile pek çok kütüphanede yapılan etkinliklere katılmak.
para biriktirip kitap alması için harçlık vermek.
belli sayıda kitap okuduğunda bir etkinlik ile ödüllendirmek. ( bu ay 3 kitap okuyabilirsen sinemaya gideceğiz vb.)
günlük okuma miktarını önceden belirlemiş olmak.cocugun yaşı ve kitabın sayfa sayısına, yazı büyüklüğüne göre "hergun 20 sayfa okuyalım. " gibi bir hedef belirlemek olabilir.
hergun okuma saati sonunda motive edici ve gururlandırıcı sözler söylemek.
konu ile ilgili güzel bir video ile tanımı sonlandiralim. hamburger örneği gerçekten anlamlı.*
devamını gör...
ansızın gözlerinin dolması
          bazen kelimelerin yetersiz kaldığı, içinin sızladığı zamanlar olur. dilinle söyleyemediklerini gözlerinle söylemeye çalışırsın ama araya damla damla gözyaşları karışır. ağladığını saklamak isterken anlatmak istediğini de anlatamazsın. gözlerinden akan iki damla gözyaşı içindeki ateşi söndürecek sanırsın ama olmaz.
zira yaşanmışlıkların bir sonucu mudur bilinmez ansızın gözlerin dolar.
kelimeler acı, gözyaşı hüzün olur, iner taa derinliklere...
  zira yaşanmışlıkların bir sonucu mudur bilinmez ansızın gözlerin dolar.
kelimeler acı, gözyaşı hüzün olur, iner taa derinliklere...
devamını gör...
sözlüğün en yakışıklı yazarı olmak
          oldukça zor bir durumdur. bu zor günleri sizin desteğiniz ile atlatacağımı düşünüyorum.
      
  devamını gör...
ağzındakikanısilipişteşimdikızandövüşçü
          artılayarak motive eden bir yazar arkadaşımız. nicki ve artıları uyum içinde "sen yaz ben okurum!" demekte. *
daim olsun efendim, var olsun.
  daim olsun efendim, var olsun.
devamını gör...
sanat toplum içindir
          münazara esnasında bir arkadaşım söylemişti.sanat toplum içindir anlayışıyla sanat yaparsanız sanatı toplumun seviyesine indirmiş olursunuz ama eğer sanat sanat içindir anlayışıyla sanat yaparsanız toplumu sanata yükseltmiş olursunuz gibi bir şeydi.
tartışılır yıllardır bir şekilde işin içinden çıkılamaz ya, onlardan biridir bu da. ama bu sözü etkilemişti beni. bence de doğru.
  tartışılır yıllardır bir şekilde işin içinden çıkılamaz ya, onlardan biridir bu da. ama bu sözü etkilemişti beni. bence de doğru.
devamını gör...
ölümden korkmak
          hiç korkmuyorum.
      
  devamını gör...
pal sokağı çocukları
          ferenc molnár tarafından kaleme alınan pal sokağı çocukları, 20. yüzyılın en sevilen çocuk kitaplarından biridir. budapeşte'nin yoksul bir mahallesinde yaşayan bir grup çocuğun, oyun alanlarını korumak için verdikleri mücadeleyi anlatır. kitap, sadece bir çocuk hikayesi olmaktan öte, dostluk, dayanışma, adalet ve hayata tutunma gibi evrensel değerleri işler.
roman, budapeşte'nin pal sokağı'nda yaşayan bir grup çocuğun, kendi kurdukları "macun biriktirme derneği" adlı bir örgütle oyun alanlarını koruma mücadelesini anlatır. bu çocuklar, zengin çocukların oyun alanlarını ele geçirmek istemelerine karşı çıkarak, kendi topraklarını savunmak için bir araya gelirler. hikaye, çocukların bu mücadeleleri sırasında yaşadıkları maceraları, aralarındaki dostluğu, ihanetleri ve olgunlaşma süreçlerini gözler önüne serer.
pal sokağı çocukları, sadece bir çocuk kitabı olmakla kalmaz, aynı zamanda yetişkinler için de önemli mesajlar içerir. kitap, okuyuculara dostluk, dayanışma, adalet ve hayata tutunma gibi değerlerin önemini hatırlatır. ayrıca, çocukların gözünden dünyayı görme fırsatı sunar.
sadece bir kitap değil, aynı zamanda bir kültürel miras olarak kabul edilir. kitap, birçok dile çevrilmiş ve farklı ülkelerde çocukların hayatına dokunmuştur. eğer henüz okumadıysanız, bu klasik eseri mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
  roman, budapeşte'nin pal sokağı'nda yaşayan bir grup çocuğun, kendi kurdukları "macun biriktirme derneği" adlı bir örgütle oyun alanlarını koruma mücadelesini anlatır. bu çocuklar, zengin çocukların oyun alanlarını ele geçirmek istemelerine karşı çıkarak, kendi topraklarını savunmak için bir araya gelirler. hikaye, çocukların bu mücadeleleri sırasında yaşadıkları maceraları, aralarındaki dostluğu, ihanetleri ve olgunlaşma süreçlerini gözler önüne serer.
pal sokağı çocukları, sadece bir çocuk kitabı olmakla kalmaz, aynı zamanda yetişkinler için de önemli mesajlar içerir. kitap, okuyuculara dostluk, dayanışma, adalet ve hayata tutunma gibi değerlerin önemini hatırlatır. ayrıca, çocukların gözünden dünyayı görme fırsatı sunar.
sadece bir kitap değil, aynı zamanda bir kültürel miras olarak kabul edilir. kitap, birçok dile çevrilmiş ve farklı ülkelerde çocukların hayatına dokunmuştur. eğer henüz okumadıysanız, bu klasik eseri mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
devamını gör...
11 mayıs 2021 israil protestoları
          keşke ülkemizin sorunlarına bu kadar duyarlı olabilselerdi. insanlar intihar etmeye başladı. yoksulluk giderek artıyor. işsizlik almış başını yürümüş. ama kimin umrunda. sözde ermeni soykırımını tanıyan filistin daha önemli öyle değil mi? arap seviciler sizi.
      
  devamını gör...
siyasetten soğumak
          hiç ısındık mı sorusunu akla getiren başlıktır.
      
  devamını gör...
kadın mı bayan mı sorunsalı
          bay, eski metinlerde “zengin/varsıl” anlamında kullanılmıştır. “bayındır” sözcüğünün de bu anlam gözetilerek türetildiğini düşünenler vardır. ancak, andreas tietze “bayındır” sözcüğünün, zengin anlamındaki “bay” kökünden türetilmediğini, farsça “pâyende” sözcüğünden derive edilerek kullanıldığını iddia etmiştir.
“bay” sözcüğü, anlam kaymasına uğrayarak zamanla ‘‘erkek’’ anlamında kullanılmıştır. ne zamandan beri “erkek” anlamında kullanıldığına ilişkin de muhtelif tartışmalar vardır. sonuna -an eki getirilerek “bayan” sözcüğü türetilmiştir. -an ekinin türkçede kökten sözcük türeten bir yapım eki olup olmadığı da ayrı bir tartışmanın konusudur.
son yıllarda özellikle “feminist çevreler” tarafından “bayan” sözcüğü lanetlenmiştir. bunun yerine “kadın” sözcüğünün kullanılması istenmiştir.
kız sözcüğünün ise yalnızca reşit olmamış dişileri tanımlamak için kullanılması gerektiği söylenmiştir.
önceden, ataerkil yaklaşımla: kız sözcüğü henüz cinsel ilişkide bulunmamış “dişi birey” anlamında kullanılıyordu. o nedenle evlenmemiş yetişkin kadınlara evlenene kadar “kız” deniyordu. bu tutum, sözde nezaketli olmanın gereği olarak tanımlanıyordu. seks yapmamış bir dişiye “kadın” dersem iffetine laf etmiş olurum kaygısıyla, kadın sözcüğü her “yetişkin dişi birey” için kullanılmıyordu.
bu yaklaşımın “seksist” olduğu kabul edildiğinden beri her “yetişkin dişi birey” için “kadın” sözcüğü kullanılmaktadır. elbette bu tutum değişikliği, mürekkep yalamış orta sınıflarda gerçekleşmiştir çoğunlukla.
  “bay” sözcüğü, anlam kaymasına uğrayarak zamanla ‘‘erkek’’ anlamında kullanılmıştır. ne zamandan beri “erkek” anlamında kullanıldığına ilişkin de muhtelif tartışmalar vardır. sonuna -an eki getirilerek “bayan” sözcüğü türetilmiştir. -an ekinin türkçede kökten sözcük türeten bir yapım eki olup olmadığı da ayrı bir tartışmanın konusudur.
son yıllarda özellikle “feminist çevreler” tarafından “bayan” sözcüğü lanetlenmiştir. bunun yerine “kadın” sözcüğünün kullanılması istenmiştir.
kız sözcüğünün ise yalnızca reşit olmamış dişileri tanımlamak için kullanılması gerektiği söylenmiştir.
önceden, ataerkil yaklaşımla: kız sözcüğü henüz cinsel ilişkide bulunmamış “dişi birey” anlamında kullanılıyordu. o nedenle evlenmemiş yetişkin kadınlara evlenene kadar “kız” deniyordu. bu tutum, sözde nezaketli olmanın gereği olarak tanımlanıyordu. seks yapmamış bir dişiye “kadın” dersem iffetine laf etmiş olurum kaygısıyla, kadın sözcüğü her “yetişkin dişi birey” için kullanılmıyordu.
bu yaklaşımın “seksist” olduğu kabul edildiğinden beri her “yetişkin dişi birey” için “kadın” sözcüğü kullanılmaktadır. elbette bu tutum değişikliği, mürekkep yalamış orta sınıflarda gerçekleşmiştir çoğunlukla.
devamını gör...
yakıcı sır
          stefan zwige'ın kitabı olan yakıcı sır bize olan biteni küçük bir erkek çocuğunun gözünden olan biteni anlatıyor. annesi ile birlikte tatile giden edgar kaldıkları otele o da yanı şeklide o otelde kalan baronla tanışır. baron çapkın bir adamdır, edgar'ın annesini gözüne kestirmiştir yakın kurmayı planlayan baron, edgar'ı kullanarak annesine yaklaşmak aklına gelir. edgar baronun onunla muhatap olması onunla konuşması edgar'ın ruhunu okşamış kendini değerli hissetmesine neden oluyor. ama baron amacına ulaşır anne ile yakınlık kurar akşam yemeklerinde edgar'ı uzaklaştırmak isteseler yada bir yere gitmek isteseler edgar peşlerine takılır ve baronla da eski iletişimleri yoktur bu duruma canı sıkılan edgar annesinin baronu çaldığını düşünür. edgar'ı yanlarından ne kadar çok postalamak istelerse edgar bir o kadar da yapışır bu duruma çok siniri bozulan edgar ciddiye alınmadığını düşünür ve kinlenir, intikam duygusu pekişen edgar artık yanlarından bir saniye bile ayrılmıyor adeta sinir etmek için gözlerinin içine bakıyor en son babasından bahsedince annesinin nasıl korktuğunu görünce bunun üstüne gitmeye başlar bu durum ilerler ilerler.. en sonunda baronun küçük edgar'ı dövmesi ile son bulur bu durumdan sonra edgar ananesine kaçar.
benim yorumum ise kitap küçük bir çocuğunun gözünden yazılması kitabı okurken farklı bir bakış açısı kazandırdı. çocuğun ihtiyaçları düşündükleri tavırları çok etkiledi bazı yerlerde tuhaf hissettirse de iyi ki okumuşum dedim.
10/7
  benim yorumum ise kitap küçük bir çocuğunun gözünden yazılması kitabı okurken farklı bir bakış açısı kazandırdı. çocuğun ihtiyaçları düşündükleri tavırları çok etkiledi bazı yerlerde tuhaf hissettirse de iyi ki okumuşum dedim.
10/7
devamını gör...
1844 yılına ait dünya zooloji haritası
          1844 yılında (bkz: william spooner)'ın hazırlayıp çizdiği dünyanın pek çok bölgesinde yaşayan hayvanların dağılışını gösterdiği haritadır.
1- dünya haritası

2- avrupa ve asya bölümü

3- afrika, arabistan, hindistan ve avustralya bölümü
 
      
  1- dünya haritası

2- avrupa ve asya bölümü

3- afrika, arabistan, hindistan ve avustralya bölümü
 
      devamını gör...
mansur yavaş’ın tüm makam araçlarını satma kararı
          tatlım ya. şahsımın cumbaba adayıdır. burdan kendisine sesleniyorum, her şey seninle güzel!
      
  devamını gör...
